1 / 60

BU LKEDE IRTICA YOKTUR DIYENLER OKUSUN

efrat
Download Presentation

BU LKEDE IRTICA YOKTUR DIYENLER OKUSUN

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. 1

    2. 2

    3. 3 Irticanin bir diger farkli tanimi ise ;   Sözlük anlami geriye dönüs olup, siyasi erki ele geçirmek ve halki cemaatlestirmek maksadiyla, iç ve dis güçlerin yardim/ destekleriyle dini istismar ederek yürütülen açik, gizli, örtülü, örgütlü, çok boyutlu, çok cepheli ve tek hedefli bir harekettir.   Irticanin bir diger farkli tanimi ise ;   Sözlük anlami geriye dönüs olup, siyasi erki ele geçirmek ve halki cemaatlestirmek maksadiyla, iç ve dis güçlerin yardim/ destekleriyle dini istismar ederek yürütülen açik, gizli, örtülü, örgütlü, çok boyutlu, çok cepheli ve tek hedefli bir harekettir.  

    4. 4 RADIKAL DINI HAREKETLERIN KAYNAGI Radikal dini hareketlerin kaynagina baktigimizda büyük ölçüde bu hareketlerin Ortadogu’da gelistigi, Iran devrimi ve en son Afganistan’daki irticai hareketler ile hiz kazandigi görülmektedir. Radikal anlayis ve hareketler ekonomik yönden geri kalmis ülkelerde ortaya çikmakta ve zemin bulmaktadir.   Özellikle cografi yakinligin da verdigi avantajla, siyasal Islam rejimini Islam ülkelerine yayma politikasi güden Iran’daki dini anlayisin, ülkemizdeki radikal gruplarin olusumunda büyük etkisi oldugunu söylemek mümkündür.  RADIKAL DINI HAREKETLERIN KAYNAGI Radikal dini hareketlerin kaynagina baktigimizda büyük ölçüde bu hareketlerin Ortadogu’da gelistigi, Iran devrimi ve en son Afganistan’daki irticai hareketler ile hiz kazandigi görülmektedir. Radikal anlayis ve hareketler ekonomik yönden geri kalmis ülkelerde ortaya çikmakta ve zemin bulmaktadir.   Özellikle cografi yakinligin da verdigi avantajla, siyasal Islam rejimini Islam ülkelerine yayma politikasi güden Iran’daki dini anlayisin, ülkemizdeki radikal gruplarin olusumunda büyük etkisi oldugunu söylemek mümkündür. 

    5. 5

    6. 6

    7. 7

    8. 8

    9. 9

    10. 10 Toplum Içinde Gelisimi; Hizbullah terör örgütü; + 1979 yilinda Hüseyin VELIOGLU (DURMAZ), Edip GÜMÜS, Isa ALTSOY, Molla Ihsan YESILIRMAK, Süleyman DIREK, Hasan DALGIÇ ve Burhan BASÇI tarafindan, “Müslüman Kardesler” örgütünden etkilenerek Batman ilinde kurulmustur. Amaci: mevcut Anayasal düzeni yikarak yerine ser’i hükümlere dayali bir devlet kurmaktir. Toplum Içinde Gelisimi; Hizbullah terör örgütü; + 1979 yilinda Hüseyin VELIOGLU (DURMAZ), Edip GÜMÜS, Isa ALTSOY, Molla Ihsan YESILIRMAK, Süleyman DIREK, Hasan DALGIÇ ve Burhan BASÇI tarafindan, “Müslüman Kardesler” örgütünden etkilenerek Batman ilinde kurulmustur. Amaci: mevcut Anayasal düzeni yikarak yerine ser’i hükümlere dayali bir devlet kurmaktir.

    11. 11 Stratejisi: Hizbullah terör örgütü, amacina ulasabilmek için, üç safhali bir stratejiyi öngörmektedir. Bunlar; 1. Propaganda (Teblig), 2. Teskilatlanma (Cemaat), 3. Silahli savas (Cihad) metodudur. Lider Kadrosu; Söz konusu örgüte yönelik gerçeklestirilen operasyonlar sonucu; örgütün kurucu lideri Hüseyin VELIOGLU 17 Ocak 2000 tarihinde Istanbul’da, ikinci lideri Sülhattin ÜRÜK ise 05 Eylül 2001 tarihinde Adana’da ölü olarak ele geçirilmistir. Stratejisi: Hizbullah terör örgütü, amacina ulasabilmek için, üç safhali bir stratejiyi öngörmektedir. Bunlar; 1. Propaganda (Teblig), 2. Teskilatlanma (Cemaat), 3. Silahli savas (Cihad) metodudur. Lider Kadrosu; Söz konusu örgüte yönelik gerçeklestirilen operasyonlar sonucu; örgütün kurucu lideri Hüseyin VELIOGLU 17 Ocak 2000 tarihinde Istanbul’da, ikinci lideri Sülhattin ÜRÜK ise 05 Eylül 2001 tarihinde Adana’da ölü olarak ele geçirilmistir.

    12. 12 - Ülke gündemindeki ekonomik kriz, kültürel, dini vb. konulari istismar araci olarak kullanmaya devam edecegi, - Birçok örgüt mensubunun ceza evlerinde oldugu göz önüne alindiginda, örgütün gelecege dönük faaliyetlerinde ceza evlerinin etkin bir rol oynayacagi, - Mensuplarina moral vermek ve yeniden toparlanma yönündeki çalismalarina hiz kazandirirken ayni zamanda halen var oldugunu ispatlayabilmek maksadiyla basta güvenlik güçleri ve itirafçilara yönelik çesitli nitelikte eylemlerde bulunabilecegi degerlendirilmektedir. - Ülke gündemindeki ekonomik kriz, kültürel, dini vb. konulari istismar araci olarak kullanmaya devam edecegi, - Birçok örgüt mensubunun ceza evlerinde oldugu göz önüne alindiginda, örgütün gelecege dönük faaliyetlerinde ceza evlerinin etkin bir rol oynayacagi, - Mensuplarina moral vermek ve yeniden toparlanma yönündeki çalismalarina hiz kazandirirken ayni zamanda halen var oldugunu ispatlayabilmek maksadiyla basta güvenlik güçleri ve itirafçilara yönelik çesitli nitelikte eylemlerde bulunabilecegi degerlendirilmektedir.

    13. 13 Degerlendirme : Türkiye'deki irticai kesimin, Hizbullah‘in Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde bir “Kürt-Islam Devleti” kurmasi fikrine sicak bakmadigi gözlenmektedir. Bu nedenle Hizbullah Terör Örgütünün; + Önümüzdeki dönemde anilan kesimden destek saglama konusunda ciddi problemler yasayacagi, + Örgüte yönelik operasyonlar sonrasinda dagilma sürecine giren örgütün, özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde yeniden toparlanma ve taban genisletme gayretlerini sürdürecegi, + Maddi sikintiyi asamadigi taktirde; gasp, soygun, fidye amaçli adam kaçirma gibi eylemlere yönelebilecegi, + Örgütsel faaliyetlerde kadinlara daha da agirlik verecegi, + Takip ve operasyonlarda silahla karsilik vermeye devam edecegi, . Degerlendirme : Türkiye'deki irticai kesimin, Hizbullah‘in Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde bir “Kürt-Islam Devleti” kurmasi fikrine sicak bakmadigi gözlenmektedir. Bu nedenle Hizbullah Terör Örgütünün; + Önümüzdeki dönemde anilan kesimden destek saglama konusunda ciddi problemler yasayacagi, + Örgüte yönelik operasyonlar sonrasinda dagilma sürecine giren örgütün, özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerinde yeniden toparlanma ve taban genisletme gayretlerini sürdürecegi, + Maddi sikintiyi asamadigi taktirde; gasp, soygun, fidye amaçli adam kaçirma gibi eylemlere yönelebilecegi, + Örgütsel faaliyetlerde kadinlara daha da agirlik verecegi, + Takip ve operasyonlarda silahla karsilik vermeye devam edecegi, .

    14. 14 - Ülke gündemindeki ekonomik kriz, kültürel, dini vb. konulari istismar araci olarak kullanmaya devam edecegi, - Birçok örgüt mensubunun ceza evlerinde oldugu göz önüne alindiginda, örgütün gelecege dönük faaliyetlerinde ceza evlerinin etkin bir rol oynayacagi, - Mensuplarina moral vermek ve yeniden toparlanma yönündeki çalismalarina hiz kazandirirken ayni zamanda halen var oldugunu ispatlayabilmek maksadiyla basta güvenlik güçleri ve itirafçilara yönelik çesitli nitelikte eylemlerde bulunabilecegi degerlendirilmektedir. - Ülke gündemindeki ekonomik kriz, kültürel, dini vb. konulari istismar araci olarak kullanmaya devam edecegi, - Birçok örgüt mensubunun ceza evlerinde oldugu göz önüne alindiginda, örgütün gelecege dönük faaliyetlerinde ceza evlerinin etkin bir rol oynayacagi, - Mensuplarina moral vermek ve yeniden toparlanma yönündeki çalismalarina hiz kazandirirken ayni zamanda halen var oldugunu ispatlayabilmek maksadiyla basta güvenlik güçleri ve itirafçilara yönelik çesitli nitelikte eylemlerde bulunabilecegi degerlendirilmektedir.

    15. 15

    16. 16 Islami Büyük Dogu Akincilar Cephesi (IBDA/C) : Ser’i esaslara dayanan, Sünniligi esas alan Sii düsünce ve gruplari reddeden, silahli eylemi benimseyen bir örgüttür. 1985 yilinda, daha önce faaliyeti yasaklanan Akincilar derneginin bir kisim mensuplari yazar ve düsünür Necip Fazil KiSAKÜREK’in “Büyük Dogu” fikriyati olarak bilinen fikirlerinden hareketle Salih Izzet ERDIS liderliginde söz konusu örgütü kurmuslardir. Örgütün; lider ve üst düzey sorumlularinin Aralik 1998 tarihinde yakalanarak etkisizlestirilmesi, örgüt lideri Salih Izzet ERDIS’in idam cezasinin kesinlesmesi ve yönetim konusundaki etkinligini kaybetmesi sonucunda tabanini tamamen kaybetme noktasina geldigi görülmektedir. Buna bagli olarak örgüt; Ali Osman ZOR, Mehmet FiRAT, Yilmaz YERER isimli sahislar liderliginde 3 gruba ayrilmistir. Islami Büyük Dogu Akincilar Cephesi (IBDA/C) : Ser’i esaslara dayanan, Sünniligi esas alan Sii düsünce ve gruplari reddeden, silahli eylemi benimseyen bir örgüttür. 1985 yilinda, daha önce faaliyeti yasaklanan Akincilar derneginin bir kisim mensuplari yazar ve düsünür Necip Fazil KiSAKÜREK’in “Büyük Dogu” fikriyati olarak bilinen fikirlerinden hareketle Salih Izzet ERDIS liderliginde söz konusu örgütü kurmuslardir. Örgütün; lider ve üst düzey sorumlularinin Aralik 1998 tarihinde yakalanarak etkisizlestirilmesi, örgüt lideri Salih Izzet ERDIS’in idam cezasinin kesinlesmesi ve yönetim konusundaki etkinligini kaybetmesi sonucunda tabanini tamamen kaybetme noktasina geldigi görülmektedir. Buna bagli olarak örgüt; Ali Osman ZOR, Mehmet FiRAT, Yilmaz YERER isimli sahislar liderliginde 3 gruba ayrilmistir.

    17. 17

    18. 18

    19. 19 Anadolu Federe Islam Devleti ( AFID ) Terör Örgütü: Avrupa Milli Görüs Teskilatindan ayrilan eski Adana Müftüsü Cemalettin KAPLAN (HOCAOGLU) tarafindan, 25 Kasim 1984 tarihinde Islami Cemiyet ve Cemaatler Birligi adiyla kurulmustur. Yakin hedefi Avrupa’da yasayan Islam kitlelerini bir çati altinda toplayarak Türkiye’deki demokratik düzene karsi mücadele vermektir. Nihai hedefi ise önce Anadolu’da bir Islam Devleti kurup, daha sonra ise tüm Dünyada Müslümanlari bir tek devlet yapisi altinda toplamaktir. Söz konusu örgüt Almanya’nin Koblenz sehrinde 18 Nisan 1992 tarihinde Anadolu Federe Islam Devleti (AFID) ismiyle bir devlet kurdugunu açiklamistir. Dünya Islam devletini esas alan bu olusumda ilk halifelik görevini ülkemizde “Kara Ses” olarak da bilinen Cemalettin Kaplan üstlenmistir. Anadolu Federe Islam Devleti ( AFID ) Terör Örgütü: Avrupa Milli Görüs Teskilatindan ayrilan eski Adana Müftüsü Cemalettin KAPLAN (HOCAOGLU) tarafindan, 25 Kasim 1984 tarihinde Islami Cemiyet ve Cemaatler Birligi adiyla kurulmustur. Yakin hedefi Avrupa’da yasayan Islam kitlelerini bir çati altinda toplayarak Türkiye’deki demokratik düzene karsi mücadele vermektir. Nihai hedefi ise önce Anadolu’da bir Islam Devleti kurup, daha sonra ise tüm Dünyada Müslümanlari bir tek devlet yapisi altinda toplamaktir. Söz konusu örgüt Almanya’nin Koblenz sehrinde 18 Nisan 1992 tarihinde Anadolu Federe Islam Devleti (AFID) ismiyle bir devlet kurdugunu açiklamistir. Dünya Islam devletini esas alan bu olusumda ilk halifelik görevini ülkemizde “Kara Ses” olarak da bilinen Cemalettin Kaplan üstlenmistir.

    20. 20

    21. 21

    22. 22

    23. 23 Islami Hareket Terör Örgütü (IHÖ) : Iran devrimi ve Misir’daki fikir akimlarindan etkilenen Islami Hareket Örgütü mevcut Anayasal rejimi yikarak yerine seriat esaslarinin hakim kilindigi teokratik bir Islam Devletini kurmayi amaçlamaktadir. Örgüt mensuplarinin, 1985 ve sonrasinda Batman’da özellikle Ikra, Cem ve Seda isimli kitapevleri çerçevesinde ilk çalismalarini baslattiklari ve gruplastiklari tespit edilmistir. 1993’ten itibaren IHÖ’ne karsi sürdürülen operasyonlar sonucunda, basta örgütün lideri Irfan ÇAGRICI olmak üzere birçok örgüt mensubu yakalanmis olup, adi geçen sahis halen ceza evinde bulunmaktadir. Islami Hareket Terör Örgütü (IHÖ) : Iran devrimi ve Misir’daki fikir akimlarindan etkilenen Islami Hareket Örgütü mevcut Anayasal rejimi yikarak yerine seriat esaslarinin hakim kilindigi teokratik bir Islam Devletini kurmayi amaçlamaktadir. Örgüt mensuplarinin, 1985 ve sonrasinda Batman’da özellikle Ikra, Cem ve Seda isimli kitapevleri çerçevesinde ilk çalismalarini baslattiklari ve gruplastiklari tespit edilmistir. 1993’ten itibaren IHÖ’ne karsi sürdürülen operasyonlar sonucunda, basta örgütün lideri Irfan ÇAGRICI olmak üzere birçok örgüt mensubu yakalanmis olup, adi geçen sahis halen ceza evinde bulunmaktadir.

    24. 24

    25. 25 Tevhid (Selam) Grubu :   1994 yilinda Selam Kültür ve Dayanisma Vakfi’nin kurulmasiyla birlikte faaliyetlerine baslayan ve Iran devrim metodunu benimseyen radikal dini bir gruptur. Örgüt, Hizbullah Terör Örgütüne yönelik yapilan operasyonlarda ele geçirilen arsivin incelenmesi neticesinde ortaya çikartilmistir. Söz konusu örgüt mensuplarinin Iran’da askeri ve siyasi egitim aldiklari, ülkemizde gerçeklestirilen bazi terörist faaliyetlerde Iran istihbarat teskilatlari tarafindan taseron olarak kullanildiklari, bazi yabanci uyruklu sahislar ile gazeteci yazar ve aydinlara yönelik silahli terörist faaliyetleri gerçeklestirdikleri belirlenmistir. Adi geçen grup, Hizbullahi Menzil grubu ile de çok yakin iliskiler içerisindedir. Zaman zaman üniversite çevrelerinde Müslüman Gençlik, Hizbullahi Gençlik imzalarini kullanmakta, Selam grubu olarak da adlandirilmaktadir. Tevhid (Selam) Grubu :   1994 yilinda Selam Kültür ve Dayanisma Vakfi’nin kurulmasiyla birlikte faaliyetlerine baslayan ve Iran devrim metodunu benimseyen radikal dini bir gruptur. Örgüt, Hizbullah Terör Örgütüne yönelik yapilan operasyonlarda ele geçirilen arsivin incelenmesi neticesinde ortaya çikartilmistir. Söz konusu örgüt mensuplarinin Iran’da askeri ve siyasi egitim aldiklari, ülkemizde gerçeklestirilen bazi terörist faaliyetlerde Iran istihbarat teskilatlari tarafindan taseron olarak kullanildiklari, bazi yabanci uyruklu sahislar ile gazeteci yazar ve aydinlara yönelik silahli terörist faaliyetleri gerçeklestirdikleri belirlenmistir. Adi geçen grup, Hizbullahi Menzil grubu ile de çok yakin iliskiler içerisindedir. Zaman zaman üniversite çevrelerinde Müslüman Gençlik, Hizbullahi Gençlik imzalarini kullanmakta, Selam grubu olarak da adlandirilmaktadir.

    26. 26 Mayis 2000 ayi içerisinde Güvenlik güçlerince yapilan operasyonlarda örgüte ait çok miktarda C-4 patlayici, TNT kaliplari, el bombasi, çesitli marka ve çaplarda tabanca, makineli tabanca, lav silahlari ile muhtelif miktarlarda susturucu ve yedek sarjörler ele geçirilmistir. Basta örgüt lideri Nurettin SIRIN olmak üzere yakalanan örgüt mensuplari Iran Devrim Muhafizlari Özel Kuvvetlerinin destegi ile gerçeklestirdikleri Ugur MUMCU, Muammer AKSOY, Ahmet Taner KISLALI cinayetlerinden dolayi idam cezasina çarptirilmislardir. Gerçeklestirilen operasyonlardan sonra, örgütün faaliyetleri durma noktasina gelmistir. Mayis 2000 ayi içerisinde Güvenlik güçlerince yapilan operasyonlarda örgüte ait çok miktarda C-4 patlayici, TNT kaliplari, el bombasi, çesitli marka ve çaplarda tabanca, makineli tabanca, lav silahlari ile muhtelif miktarlarda susturucu ve yedek sarjörler ele geçirilmistir. Basta örgüt lideri Nurettin SIRIN olmak üzere yakalanan örgüt mensuplari Iran Devrim Muhafizlari Özel Kuvvetlerinin destegi ile gerçeklestirdikleri Ugur MUMCU, Muammer AKSOY, Ahmet Taner KISLALI cinayetlerinden dolayi idam cezasina çarptirilmislardir. Gerçeklestirilen operasyonlardan sonra, örgütün faaliyetleri durma noktasina gelmistir.

    27. 27

    28. 28 Vasat Terör Örgütü : 1988’de legal faaliyetlere baslayan Misir kaynakli fikirlere sahip olan bir örgüttür. 1997 yilinda üst düzey sorumlulari Adana'da yakalanmis, müteakip dönemde etkisizlesmesine ragmen MART 2000 ayinda Sanliurfa'da bir güvenlik görevlisinin sehit olmasiyla sonuçlanan olayla ile tekrar gündeme gelmistir. Vasat örgütüne göre; Türkiye "Darul` Harp" (harp ülkesi)’tir. Dolayisi ile; Türkiye Cumhuriyeti imamlarinin arkasinda ve camilerde namaz kilinmaz, askerlik yapilmaz, vergi verilmez. Seçimlerde hangi partiye olursa olsun oy kullanilmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir ilke ve kuralina boyun egilmez, gerçeklestirilecek bu faaliyetler insanin kafir olarak sifatlandirilmasi için yeterlidir.Vasat Terör Örgütü : 1988’de legal faaliyetlere baslayan Misir kaynakli fikirlere sahip olan bir örgüttür. 1997 yilinda üst düzey sorumlulari Adana'da yakalanmis, müteakip dönemde etkisizlesmesine ragmen MART 2000 ayinda Sanliurfa'da bir güvenlik görevlisinin sehit olmasiyla sonuçlanan olayla ile tekrar gündeme gelmistir. Vasat örgütüne göre; Türkiye "Darul` Harp" (harp ülkesi)’tir. Dolayisi ile; Türkiye Cumhuriyeti imamlarinin arkasinda ve camilerde namaz kilinmaz, askerlik yapilmaz, vergi verilmez. Seçimlerde hangi partiye olursa olsun oy kullanilmaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin hiçbir ilke ve kuralina boyun egilmez, gerçeklestirilecek bu faaliyetler insanin kafir olarak sifatlandirilmasi için yeterlidir.

    29. 29

    30. 30 Hizb-Ut Tahrir : 1952 yilinda Ürdün’de kurulmustur. 1962 yilindan itibaren Türkiye'de Ürdünlü bir ögrenci vasitasiyla faaliyetlerine baslamistir. Amaci, Islam hayatini hilafet devleti kurmak suretiyle yeniden baslatmaktir. Örgütlenmesi; ülke, kent, mahalle, sokak bölgelerine ayrilmakta ve her sorumlu kendi bölgesinde halka yönelik çalismalar yapmaktadir. Teblig asamasinda oldugunu iddia eden örgütün stratejisinde cihat asamasinin da bulunmasi gelecekteki amacini ortaya koymaktadir. Hizb-Ut Tahrir : 1952 yilinda Ürdün’de kurulmustur. 1962 yilindan itibaren Türkiye'de Ürdünlü bir ögrenci vasitasiyla faaliyetlerine baslamistir. Amaci, Islam hayatini hilafet devleti kurmak suretiyle yeniden baslatmaktir. Örgütlenmesi; ülke, kent, mahalle, sokak bölgelerine ayrilmakta ve her sorumlu kendi bölgesinde halka yönelik çalismalar yapmaktadir. Teblig asamasinda oldugunu iddia eden örgütün stratejisinde cihat asamasinin da bulunmasi gelecekteki amacini ortaya koymaktadir.

    31. 31 Selefiler (Ceysullah) Grubu : 1992 yilinda radikal Islamci sahislar tarafindan Ankara’da kurulmustur. Amaci; Ülkemizdeki Anayasal düzeni degistirerek Iran modeli bir rejim kurmaktir. Mensuplari tasavvuf ve tarikatlara karsi olduklari için yasam tarzi olarak Selefilik (ilk nesil Müslümanlar) görüsünü benimsemekte, Islamda mezhep kavramini reddetmeleri nedeni ile “Mezhepsizler” adiyla da anilmaktadirlar. 1999 yilinda düzenlenen operasyonda cemaat lideri de dahil olmak üzere bazi elemanlari tutuklanmistir.   Örgütün önümüzdeki dönemde, taraftar kazanma ve taban genisletme çalismalarini sürdürecegi, ancak genis kitleler tarafindan kabul görmeyecegi degerlendirilmektedir. Selefiler (Ceysullah) Grubu : 1992 yilinda radikal Islamci sahislar tarafindan Ankara’da kurulmustur. Amaci; Ülkemizdeki Anayasal düzeni degistirerek Iran modeli bir rejim kurmaktir. Mensuplari tasavvuf ve tarikatlara karsi olduklari için yasam tarzi olarak Selefilik (ilk nesil Müslümanlar) görüsünü benimsemekte, Islamda mezhep kavramini reddetmeleri nedeni ile “Mezhepsizler” adiyla da anilmaktadirlar. 1999 yilinda düzenlenen operasyonda cemaat lideri de dahil olmak üzere bazi elemanlari tutuklanmistir.   Örgütün önümüzdeki dönemde, taraftar kazanma ve taban genisletme çalismalarini sürdürecegi, ancak genis kitleler tarafindan kabul görmeyecegi degerlendirilmektedir.

    32. 32 MILLI GÖRÜS : Milli görüsçüler, gerek mahalli idarelerdeki, gerekse parlamentodaki temsil gücü nedeniyle ülkemizdeki radikal dini gruplar arasinda en güçlü ve organize yapiya sahip olan gruptur. Söz konusu grup ayni zamanda siyasi bir yapi tasidigi için çesitli Islam devletleri ile de iliski içerisindedir. Siyasi yapilanmasi ile Türkiye'de dini esaslara dayali bir devlet düzeni kurmayi amaçlayan grup, seçimle isbasina gelerek devletin tüm kurumlarini ele geçirmeyi hedeflemektedir. MILLI GÖRÜS : Milli görüsçüler, gerek mahalli idarelerdeki, gerekse parlamentodaki temsil gücü nedeniyle ülkemizdeki radikal dini gruplar arasinda en güçlü ve organize yapiya sahip olan gruptur. Söz konusu grup ayni zamanda siyasi bir yapi tasidigi için çesitli Islam devletleri ile de iliski içerisindedir. Siyasi yapilanmasi ile Türkiye'de dini esaslara dayali bir devlet düzeni kurmayi amaçlayan grup, seçimle isbasina gelerek devletin tüm kurumlarini ele geçirmeyi hedeflemektedir.

    33. 33

    34. 34

    35. 35 Yurt Disi Yapilanmasi : Islam Toplumu Milli Görüs Teskilati (IGMG): IGMG, 1975 yili baslarinda Bati Berlin'de “Türk Birligi'' ve “Bati Berlin Türk Kültür Yardimlasma Dernegi'' isimli iki dernegin birlesmesiyle kurulmustur. Türkiye'deki Milli Görüs anlayisinin iktidara gelmesinin desteklenmesi yönünde yurt disinda taban yaratmayi ve Türkiye'deki laik ve demokratik rejimin yikilarak Islami bir devlet kurulmasini hedeflemektedir. 15’i Almanya’da olmak üzere 30 bölge baskanligi halinde örgütlenen teskilatin merkezi Almanya/Köln'de bulunmaktadir. Yurt Disi Yapilanmasi : Islam Toplumu Milli Görüs Teskilati (IGMG): IGMG, 1975 yili baslarinda Bati Berlin'de “Türk Birligi'' ve “Bati Berlin Türk Kültür Yardimlasma Dernegi'' isimli iki dernegin birlesmesiyle kurulmustur. Türkiye'deki Milli Görüs anlayisinin iktidara gelmesinin desteklenmesi yönünde yurt disinda taban yaratmayi ve Türkiye'deki laik ve demokratik rejimin yikilarak Islami bir devlet kurulmasini hedeflemektedir. 15’i Almanya’da olmak üzere 30 bölge baskanligi halinde örgütlenen teskilatin merkezi Almanya/Köln'de bulunmaktadir.

    36. 36 Avrupa genelinde basta Almanya, Avusturya ve Fransa olmak üzere birçok ülkede 550 civarinda cami dernegi ve 2100 civarinda subesi (gençlik kollari, kadin kollari, üniversiteler ve diger yan kuruluslar) mevcut olan IGMG'nin, yaklasik 65.000 kayitli üyesinin yani sira 250.000 dolayinda sempatizani bulundugu degerlendirilmektedir. Almanya merkezli olarak faaliyet gösteren Islam Toplumu Milli Görüs Teskilati’nin son dönem faaliyetlerinde; 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de yapilan terörist saldiri nedeniyle batili ülkelerin Müslümanlara bakis açisinin degismesi ve AFID örgütünün 12 Aralik 2001 tarihinde yasaklanmasi sonucunda, terörist bir örgüt olmadigini ispata yönelik çaba ve girisimlerinin ve batili ülke ve kuruluslar nezdinde lehte kamuoyu olusturma arayislarinin ön plana çiktigi görülmektedir. Avrupa genelinde basta Almanya, Avusturya ve Fransa olmak üzere birçok ülkede 550 civarinda cami dernegi ve 2100 civarinda subesi (gençlik kollari, kadin kollari, üniversiteler ve diger yan kuruluslar) mevcut olan IGMG'nin, yaklasik 65.000 kayitli üyesinin yani sira 250.000 dolayinda sempatizani bulundugu degerlendirilmektedir. Almanya merkezli olarak faaliyet gösteren Islam Toplumu Milli Görüs Teskilati’nin son dönem faaliyetlerinde; 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de yapilan terörist saldiri nedeniyle batili ülkelerin Müslümanlara bakis açisinin degismesi ve AFID örgütünün 12 Aralik 2001 tarihinde yasaklanmasi sonucunda, terörist bir örgüt olmadigini ispata yönelik çaba ve girisimlerinin ve batili ülke ve kuruluslar nezdinde lehte kamuoyu olusturma arayislarinin ön plana çiktigi görülmektedir.

    37. 37 Degerlendirme : Islam Toplumu Milli Görüs Teskilatinin önümüzdeki dönemde; IGMG’nin terörist bir örgüt olmadigini ispat yönündeki faaliyetlerini sürdürecegi, Yandasi olan Türklerin Alman vatandasi olmalari konusunda tesviklerine devam edecegi, Gayrimenkullerine AFID örgütü örneginde oldugu gibi el konulmamasi için tedbirler alacagi, Özellikle Ramazan aylarinda propaganda faaliyetlerine agirlik verecegi, Hac ve Umre organizasyonlari tertip etmeye devam edecegi degerlendirilmektedir. Degerlendirme : Islam Toplumu Milli Görüs Teskilatinin önümüzdeki dönemde; IGMG’nin terörist bir örgüt olmadigini ispat yönündeki faaliyetlerini sürdürecegi, Yandasi olan Türklerin Alman vatandasi olmalari konusunda tesviklerine devam edecegi, Gayrimenkullerine AFID örgütü örneginde oldugu gibi el konulmamasi için tedbirler alacagi, Özellikle Ramazan aylarinda propaganda faaliyetlerine agirlik verecegi, Hac ve Umre organizasyonlari tertip etmeye devam edecegi degerlendirilmektedir.

    38. 38

    39. 39 Amaci : Fethullah GÜLEN’in amaci; Devletin tüm sistemlerine Islam hükümlerini egemen kilarak, teokratik bir Islam diktatörlügünü kurmaktir. Bu amacina ulasabilmek için de topluma, “Hosgörü ve Baris” mesajlari vermeye yönelik ilimli bir cemaat lideri portresi çizmeye özen göstermektedir. Fethullah GÜLEN, hiçbir kuvvet tarafindan geri adim atmaya zorlanamayacagi bir duruma ulastiginda, Atatürk ilke ve inkilaplarini ortadan kaldirmayi, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yikarak, seriat esaslarina dayali bir rejim kurma amacini bu ilimli görünüm altinda gizlemektedir. Çünkü; Fethullah GÜLEN, ilk etapta Devlete karsi savas vererek hedeflerine ulasmanin yipratici oldugunu tespit ederek, kurulu sisteme ters düsme yerine, onunla barisik, ama onu içten içe ele geçirici bir politikayi yeglemektedir. Bu sebeple, birinci hedef olarak; asker, sivil ve emniyet teskilatinda örgütlenmek esas alinmistir. Amaci : Fethullah GÜLEN’in amaci; Devletin tüm sistemlerine Islam hükümlerini egemen kilarak, teokratik bir Islam diktatörlügünü kurmaktir. Bu amacina ulasabilmek için de topluma, “Hosgörü ve Baris” mesajlari vermeye yönelik ilimli bir cemaat lideri portresi çizmeye özen göstermektedir. Fethullah GÜLEN, hiçbir kuvvet tarafindan geri adim atmaya zorlanamayacagi bir duruma ulastiginda, Atatürk ilke ve inkilaplarini ortadan kaldirmayi, laik, demokratik, sosyal hukuk devletini yikarak, seriat esaslarina dayali bir rejim kurma amacini bu ilimli görünüm altinda gizlemektedir. Çünkü; Fethullah GÜLEN, ilk etapta Devlete karsi savas vererek hedeflerine ulasmanin yipratici oldugunu tespit ederek, kurulu sisteme ters düsme yerine, onunla barisik, ama onu içten içe ele geçirici bir politikayi yeglemektedir. Bu sebeple, birinci hedef olarak; asker, sivil ve emniyet teskilatinda örgütlenmek esas alinmistir.

    40. 40 Fethullah GÜLEN; seriat devletine ulasmayi hedefleyen amacini gerçeklestirmek için asagida belirtilen stratejiyi uygulamaktadir. Stratejinin birinci adiminda; devletin bütün kadrolarinda ve bürokraside, Milli Egitim Bakanligi ve Emniyet Teskilatinda kadrolasmayi, Stratejinin ikinci adiminda; bünyesinde bulunan vakif, okul ve dershanelerde, egitilmis gençlerden olusan bir taban olusturmayi, Stratejinin üçüncü adiminda ise; kendisine maddi destek saglayacak sermayeyi olusturmayi hedeflemektedir. Yurt disinda Türkiye’de kurulacak Islami devlete, uluslar arasi alanda sempatiyle bakacak bir gençlik olusturmayi ilke olarak benimsemistir. Fethullah GÜLEN; seriat devletine ulasmayi hedefleyen amacini gerçeklestirmek için asagida belirtilen stratejiyi uygulamaktadir. Stratejinin birinci adiminda; devletin bütün kadrolarinda ve bürokraside, Milli Egitim Bakanligi ve Emniyet Teskilatinda kadrolasmayi, Stratejinin ikinci adiminda; bünyesinde bulunan vakif, okul ve dershanelerde, egitilmis gençlerden olusan bir taban olusturmayi, Stratejinin üçüncü adiminda ise; kendisine maddi destek saglayacak sermayeyi olusturmayi hedeflemektedir. Yurt disinda Türkiye’de kurulacak Islami devlete, uluslar arasi alanda sempatiyle bakacak bir gençlik olusturmayi ilke olarak benimsemistir.

    41. 41

    42. 42 Egitim konusundaki çalismalari kapsaminda özel kolejler açmaya baslayan söz konusu cemaat, bu sahadaki basarilariyla faaliyetlerini yurt disina da tasima imkani bulmus ve böylece büyük çogunlugu Orta Asya Cumhuriyetlerinde olmak üzere 68 ülke ve özerk bölgede degisik isimler altinda 208 okul, 74 dil/bilgisayar bulunmaktadir. Ülkemiz içerisinde açmis oldugu özel kolejlerin yani sira, hemen hemen her ilde açilan üniversite hazirlik dershaneleriyle de yogun bir egitim faaliyeti içerisinde oldugu gözlenen grubun yurt içinde; - 252 okul, 267 dersane, 639 Yurt açtigi tespit edilmistir. Keza grubun denetimindeki vakif sayisi 174, dernek sayisi 122, sirket sayisi 473 olarak belirlenmistir. Egitim konusundaki çalismalari kapsaminda özel kolejler açmaya baslayan söz konusu cemaat, bu sahadaki basarilariyla faaliyetlerini yurt disina da tasima imkani bulmus ve böylece büyük çogunlugu Orta Asya Cumhuriyetlerinde olmak üzere 68 ülke ve özerk bölgede degisik isimler altinda 208 okul, 74 dil/bilgisayar bulunmaktadir. Ülkemiz içerisinde açmis oldugu özel kolejlerin yani sira, hemen hemen her ilde açilan üniversite hazirlik dershaneleriyle de yogun bir egitim faaliyeti içerisinde oldugu gözlenen grubun yurt içinde; - 252 okul, 267 dersane, 639 Yurt açtigi tespit edilmistir. Keza grubun denetimindeki vakif sayisi 174, dernek sayisi 122, sirket sayisi 473 olarak belirlenmistir.

    43. 43

    44. 44 Yurt Disi Yapilanmasi: F.GÜLEN grubunun yurt disi teskilat yapisina bakildiginda dört ana yapilanmanin mevcut oldugu görülmektedir. Bunlar; Uzakdogu (Daha çok Güney Kore, Japonya, Endonezya, Tayland ve Çin’in hedef alindigi görülmektedir.), Avrupa (Hollanda, Belçika, Italya, Ingiltere ve Almanya’da etkin olduklari gözlenmektedir.), Amerika, Kafkaslar ve Orta Asya (Agirlikli olarak Türk Cumhuriyetleri’nde teskilatlandigi görülmektedir.)’dir. F.GÜLEN grubunun bu ülkelerdeki faaliyetlerinin daha çok okul ve kültür dernekleri alanlarinda gerçeklestirildigi bilinmektedir. Yurt Disi Yapilanmasi: F.GÜLEN grubunun yurt disi teskilat yapisina bakildiginda dört ana yapilanmanin mevcut oldugu görülmektedir. Bunlar; Uzakdogu (Daha çok Güney Kore, Japonya, Endonezya, Tayland ve Çin’in hedef alindigi görülmektedir.), Avrupa (Hollanda, Belçika, Italya, Ingiltere ve Almanya’da etkin olduklari gözlenmektedir.), Amerika, Kafkaslar ve Orta Asya (Agirlikli olarak Türk Cumhuriyetleri’nde teskilatlandigi görülmektedir.)’dir. F.GÜLEN grubunun bu ülkelerdeki faaliyetlerinin daha çok okul ve kültür dernekleri alanlarinda gerçeklestirildigi bilinmektedir.

    45. 45 F.GÜLEN’in Ankara 2 Nolu DGM’de laik devlet yapisini degistirerek, yerine dini kurallara dayali bir devlet kurmayi amaçlamak ve bunu gerçeklestirmek için yasadisi örgüt olusturup bu amaç dogrultusunda faaliyette bulunmak iddiasi ile yargilandigi dava sartli saliverme yasasi çerçevesinde 5 yil süre ile ertelenmistir. Sonuç olarak önümüzdeki dönemde; Nurcu cemaatler içinde bulunan gruplarin tamaminin F.GÜLEN grubu içinde eriyecegi ve bu grubun da, söz konusu kisi hakkinda açilan davaya ragmen yakin gelecekte Türk siyasal hayatinda en önemli irticai grup olma özelligini artan oranda sürdürecegi, Türkiye'nin sosyal, siyasal ve ekonomik kosullarinin bozulmasina paralele olarak, söz konusu cemaatin etkinligini artiracagi degerlendirilmektedir. F.GÜLEN’in Ankara 2 Nolu DGM’de laik devlet yapisini degistirerek, yerine dini kurallara dayali bir devlet kurmayi amaçlamak ve bunu gerçeklestirmek için yasadisi örgüt olusturup bu amaç dogrultusunda faaliyette bulunmak iddiasi ile yargilandigi dava sartli saliverme yasasi çerçevesinde 5 yil süre ile ertelenmistir. Sonuç olarak önümüzdeki dönemde; Nurcu cemaatler içinde bulunan gruplarin tamaminin F.GÜLEN grubu içinde eriyecegi ve bu grubun da, söz konusu kisi hakkinda açilan davaya ragmen yakin gelecekte Türk siyasal hayatinda en önemli irticai grup olma özelligini artan oranda sürdürecegi, Türkiye'nin sosyal, siyasal ve ekonomik kosullarinin bozulmasina paralele olarak, söz konusu cemaatin etkinligini artiracagi degerlendirilmektedir.

    46. 46 Nurcu grubun içerisindeki en genis tabana hitap eden Fethullah GÜLEN grubu; Günümüzde barisçi ve devletle uzlasmaci bir tutum içerisinde, yandaslarini egitim ve okumaya tesvik eden, Devlet kademelerinde görev almaya hazir nitelikte elemanlar yetistiren, Zaman içerisinde dev bir organizasyon gerçeklestiren, Bugün için asil niyet ve maksadini gizleyebilen, Her bakimdan yakindan takip ve kontrolü gereken en etkili radikal dini grup olarak görülmektedir. Nurcu grubun içerisindeki en genis tabana hitap eden Fethullah GÜLEN grubu; Günümüzde barisçi ve devletle uzlasmaci bir tutum içerisinde, yandaslarini egitim ve okumaya tesvik eden, Devlet kademelerinde görev almaya hazir nitelikte elemanlar yetistiren, Zaman içerisinde dev bir organizasyon gerçeklestiren, Bugün için asil niyet ve maksadini gizleyebilen, Her bakimdan yakindan takip ve kontrolü gereken en etkili radikal dini grup olarak görülmektedir.

    47. 47 F.GÜLEN’in Ankara 2 Nolu DGM’de laik devlet yapisini degistirerek, yerine dini kurallara dayali bir devlet kurmayi amaçlamak ve bunu gerçeklestirmek için yasadisi örgüt olusturup bu amaç dogrultusunda faaliyette bulunmak iddiasi ile yargilandigi dava sartli saliverme yasasi çerçevesinde 5 yil süre ile ertelenmistir. Sonuç olarak önümüzdeki dönemde; Nurcu cemaatler içinde bulunan gruplarin tamaminin F.GÜLEN grubu içinde eriyecegi ve bu grubun da, söz konusu kisi hakkinda açilan davaya ragmen yakin gelecekte Türk siyasal hayatinda en önemli irticai grup olma özelligini artan oranda sürdürecegi, Türkiye'nin sosyal, siyasal ve ekonomik kosullarinin bozulmasina paralele olarak, söz konusu cemaatin etkinligini artiracagi degerlendirilmektedir. F.GÜLEN’in Ankara 2 Nolu DGM’de laik devlet yapisini degistirerek, yerine dini kurallara dayali bir devlet kurmayi amaçlamak ve bunu gerçeklestirmek için yasadisi örgüt olusturup bu amaç dogrultusunda faaliyette bulunmak iddiasi ile yargilandigi dava sartli saliverme yasasi çerçevesinde 5 yil süre ile ertelenmistir. Sonuç olarak önümüzdeki dönemde; Nurcu cemaatler içinde bulunan gruplarin tamaminin F.GÜLEN grubu içinde eriyecegi ve bu grubun da, söz konusu kisi hakkinda açilan davaya ragmen yakin gelecekte Türk siyasal hayatinda en önemli irticai grup olma özelligini artan oranda sürdürecegi, Türkiye'nin sosyal, siyasal ve ekonomik kosullarinin bozulmasina paralele olarak, söz konusu cemaatin etkinligini artiracagi degerlendirilmektedir.

    48. 48

    49. 49

    50. 50 Ancak; 1965 yilinda yürürlüge giren 633 sayili “Diyanet Isleri Baskanligi Kurulus ve Yönetmeligi Hakkindaki Kanun” ile getirilen hüküm geregi, Kur’an Kursu’ndan mezun olanlarin Diyanet Isleri Teskilatinda görev almalarinin önlenmesiyle, 1966 yili Ocak ayinda, Istanbul’da üç kurucu dernegin bir araya gelmesiyle grubun en büyük organizasyonu ve faaliyetleri açisindan temel kurum olma niteligini tasiyan “Kurs ve Okul Talebelerine Yardim Dernekleri Federasyonu” hayata geçirilmistir. Kur’an Kursu açma yetkisinin Diyanette oldugundan bahisle devamli takibata ugrayan teskilat mensuplari, 1971 yilindan itibaren faaliyetlerini “Kurs ve Okul Talebelerine Yardim Dernegi” adi altindaki dernekler vasitasiyla sürdürmüslerdir. Ancak; 1965 yilinda yürürlüge giren 633 sayili “Diyanet Isleri Baskanligi Kurulus ve Yönetmeligi Hakkindaki Kanun” ile getirilen hüküm geregi, Kur’an Kursu’ndan mezun olanlarin Diyanet Isleri Teskilatinda görev almalarinin önlenmesiyle, 1966 yili Ocak ayinda, Istanbul’da üç kurucu dernegin bir araya gelmesiyle grubun en büyük organizasyonu ve faaliyetleri açisindan temel kurum olma niteligini tasiyan “Kurs ve Okul Talebelerine Yardim Dernekleri Federasyonu” hayata geçirilmistir. Kur’an Kursu açma yetkisinin Diyanette oldugundan bahisle devamli takibata ugrayan teskilat mensuplari, 1971 yilindan itibaren faaliyetlerini “Kurs ve Okul Talebelerine Yardim Dernegi” adi altindaki dernekler vasitasiyla sürdürmüslerdir.

    51. 51

    52. 52

    53. 53 NAKSIBENDI TARIKATI   Tarihi ve Toplum Içindeki Gelisimi: 1218 Yilinda Buhara’da Dogan ve Türk Soyundan olan Muhammed Bahaüddin Naksibent tarafindan kurulmus bir tarikattir. Islam ülkelerinde ve özellikle yurdumuzda en yaygin ve taraftari olan tarikattir. Osmanli Imparatorlugu’nun da resmi tarikati olmustur. Tarikatin Islanbul’a ilk gelisi, Fatih Sultan Mehmet zamaninda olmustur. Ancak bununla birlikte tarikatin Osmanlilar’da genislemesi 18 nci asirda gerçeklesmistir. Bu dönemde genisleyen tarikatin, ayni zamanda Osmanli Padisahlarindan da büyük himaye ve itibar gördügü bilinmektedir. NAKSIBENDI TARIKATI   Tarihi ve Toplum Içindeki Gelisimi: 1218 Yilinda Buhara’da Dogan ve Türk Soyundan olan Muhammed Bahaüddin Naksibent tarafindan kurulmus bir tarikattir. Islam ülkelerinde ve özellikle yurdumuzda en yaygin ve taraftari olan tarikattir. Osmanli Imparatorlugu’nun da resmi tarikati olmustur. Tarikatin Islanbul’a ilk gelisi, Fatih Sultan Mehmet zamaninda olmustur. Ancak bununla birlikte tarikatin Osmanlilar’da genislemesi 18 nci asirda gerçeklesmistir. Bu dönemde genisleyen tarikatin, ayni zamanda Osmanli Padisahlarindan da büyük himaye ve itibar gördügü bilinmektedir.

    54. 54 Amaci ve Stratejisi: Halen, ülkemizde tarikat tanimlamasi içerisinde mütalaa edilen Nurcu, Süleymanci ve Isikçi isimleriyle anilan cemaatlerin kurucularinin da Naksibendi kökenli olmalari nedeniyle, Türkiye’deki tarikatlarin büyük bir kisminin farkli stratejiler benimsemis Naksibendiler olduklari kabul edilebilir. Bir siyasi organizasyon seklinde varligini sürdürme karari alan Naksibendiler, Islami esaslara dayali devlet düzeninin ihyasi yönünde, dogal taban olarak nitelenen sünni toplumun destegini almak suretiyle Parlamenter sistem içerisinde nihai amaca ulasma yönünde, bir strateji benimsemislerdir. Hedefleri siyaset yoluyla Islam Devletinin kurulmasidir. Amaci ve Stratejisi: Halen, ülkemizde tarikat tanimlamasi içerisinde mütalaa edilen Nurcu, Süleymanci ve Isikçi isimleriyle anilan cemaatlerin kurucularinin da Naksibendi kökenli olmalari nedeniyle, Türkiye’deki tarikatlarin büyük bir kisminin farkli stratejiler benimsemis Naksibendiler olduklari kabul edilebilir. Bir siyasi organizasyon seklinde varligini sürdürme karari alan Naksibendiler, Islami esaslara dayali devlet düzeninin ihyasi yönünde, dogal taban olarak nitelenen sünni toplumun destegini almak suretiyle Parlamenter sistem içerisinde nihai amaca ulasma yönünde, bir strateji benimsemislerdir. Hedefleri siyaset yoluyla Islam Devletinin kurulmasidir.

    55. 55 NAKSIBENDI TARIKATI   Tarihi ve Toplum Içindeki Gelisimi: 1218 Yilinda Buhara’da Dogan ve Türk Soyundan olan Muhammed Bahaüddin Naksibent tarafindan kurulmus bir tarikattir. Islam ülkelerinde ve özellikle yurdumuzda en yaygin ve taraftari olan tarikattir. Osmanli Imparatorlugu’nun da resmi tarikati olmustur. Tarikatin Islanbul’a ilk gelisi, Fatih Sultan Mehmet zamaninda olmustur. Ancak bununla birlikte tarikatin Osmanlilar’da genislemesi 18 nci asirda gerçeklesmistir. Bu dönemde genisleyen tarikatin, ayni zamanda Osmanli Padisahlarindan da büyük himaye ve itibar gördügü bilinmektedir. NAKSIBENDI TARIKATI   Tarihi ve Toplum Içindeki Gelisimi: 1218 Yilinda Buhara’da Dogan ve Türk Soyundan olan Muhammed Bahaüddin Naksibent tarafindan kurulmus bir tarikattir. Islam ülkelerinde ve özellikle yurdumuzda en yaygin ve taraftari olan tarikattir. Osmanli Imparatorlugu’nun da resmi tarikati olmustur. Tarikatin Islanbul’a ilk gelisi, Fatih Sultan Mehmet zamaninda olmustur. Ancak bununla birlikte tarikatin Osmanlilar’da genislemesi 18 nci asirda gerçeklesmistir. Bu dönemde genisleyen tarikatin, ayni zamanda Osmanli Padisahlarindan da büyük himaye ve itibar gördügü bilinmektedir.

    56. 56

    57. 57 Degerlendirme: Tarikat içindeki Ismail Aga Cemaati disindaki diger gruplar kanunlara saygilidir. Ismail Aga Cemaati taraftarlari, diger gruplara göre daha cahil, daha fakir ve daha katidir. Istanbul’da Fatih semtinde daha yogun olan bu grup önem arz etmektedir. Potansiyel gücü itibariyla tehdit olma özelligini koruyan bir tarikat oldugu kiymetlendirilmektedir. Naksibendilerin, özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerimizde etkili oldugu, bu baglamda Tarikatin Türk siyasal ve dini hayatindaki etkinliginin bundan sonra da devam ettirecegi, bazi siyasi partilerin ise, oy kaygisiyla bu Tarikat ile temaslarini sürdürecegi degerlendirilmektedir Degerlendirme: Tarikat içindeki Ismail Aga Cemaati disindaki diger gruplar kanunlara saygilidir. Ismail Aga Cemaati taraftarlari, diger gruplara göre daha cahil, daha fakir ve daha katidir. Istanbul’da Fatih semtinde daha yogun olan bu grup önem arz etmektedir. Potansiyel gücü itibariyla tehdit olma özelligini koruyan bir tarikat oldugu kiymetlendirilmektedir. Naksibendilerin, özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerimizde etkili oldugu, bu baglamda Tarikatin Türk siyasal ve dini hayatindaki etkinliginin bundan sonra da devam ettirecegi, bazi siyasi partilerin ise, oy kaygisiyla bu Tarikat ile temaslarini sürdürecegi degerlendirilmektedir

    58. 58 Örnegin irticai bir egitim kurulusu; bayan ögretmenlerin ve ögrencilerin basini açtigi, Atatürk kösesi kurdugu, görüntüde diger kurallara uydugu sürece bir sorunla karsilasmayacagini, diger taraftan ders, etüt ve birebir görüsme yoluyla istedigi düsünce yapisinda ögrenciler yetistirecegini bilmektedir. Günümüzde irticai unsurlar binlerce dernek, vakif, okul, yurt, dershane, sigorta sirketleri ve ticari kuruluslara sahip olmus, kamu kuruluslarindaki mensuplarinin varligini sürdürebilmistir. Ülkemizin mevcut kosullari sürdügü takdirde, basta F. GÜLEN grubu ile Naksibendiler olmak üzere irticai olusumlarin ülke kaderindeki etkilerini artiracagi bir gerçektir. Örnegin irticai bir egitim kurulusu; bayan ögretmenlerin ve ögrencilerin basini açtigi, Atatürk kösesi kurdugu, görüntüde diger kurallara uydugu sürece bir sorunla karsilasmayacagini, diger taraftan ders, etüt ve birebir görüsme yoluyla istedigi düsünce yapisinda ögrenciler yetistirecegini bilmektedir. Günümüzde irticai unsurlar binlerce dernek, vakif, okul, yurt, dershane, sigorta sirketleri ve ticari kuruluslara sahip olmus, kamu kuruluslarindaki mensuplarinin varligini sürdürebilmistir. Ülkemizin mevcut kosullari sürdügü takdirde, basta F. GÜLEN grubu ile Naksibendiler olmak üzere irticai olusumlarin ülke kaderindeki etkilerini artiracagi bir gerçektir.

    59. 59 Bu nedenle de irticai terör örgütleri genel anlamda yalniz birakilmis, tarikat ve cemaatlerden destek görememistir. Hizbullah ve IBDA-C gibi irticai terör örgütlerinin kisa sürede küçülerek, etkisizlestirilmesinin bir nedeni de budur. Ancak, cihadin silahli mücadele boyutu konusunda yüzyillar boyunca hep istekli olan irticai unsurlarin ülkemizde uygun ortami bulduklari an devlete ve laik kesimlere karsi silah kullanabilecekleri degerlendirilmektedir. Bu nedenle de irticai terör örgütleri genel anlamda yalniz birakilmis, tarikat ve cemaatlerden destek görememistir. Hizbullah ve IBDA-C gibi irticai terör örgütlerinin kisa sürede küçülerek, etkisizlestirilmesinin bir nedeni de budur. Ancak, cihadin silahli mücadele boyutu konusunda yüzyillar boyunca hep istekli olan irticai unsurlarin ülkemizde uygun ortami bulduklari an devlete ve laik kesimlere karsi silah kullanabilecekleri degerlendirilmektedir.

    60. 60 Bu nedenle de irticai terör örgütleri genel anlamda yalniz birakilmis, tarikat ve cemaatlerden destek görememistir. Hizbullah ve IBDA-C gibi irticai terör örgütlerinin kisa sürede küçülerek, etkisizlestirilmesinin bir nedeni de budur. Ancak, cihadin silahli mücadele boyutu konusunda yüzyillar boyunca hep istekli olan irticai unsurlarin ülkemizde uygun ortami bulduklari an devlete ve laik kesimlere karsi silah kullanabilecekleri degerlendirilmektedir. Bu nedenle de irticai terör örgütleri genel anlamda yalniz birakilmis, tarikat ve cemaatlerden destek görememistir. Hizbullah ve IBDA-C gibi irticai terör örgütlerinin kisa sürede küçülerek, etkisizlestirilmesinin bir nedeni de budur. Ancak, cihadin silahli mücadele boyutu konusunda yüzyillar boyunca hep istekli olan irticai unsurlarin ülkemizde uygun ortami bulduklari an devlete ve laik kesimlere karsi silah kullanabilecekleri degerlendirilmektedir.

    61. 61   Takdimime ATATÜRK’ün su sözleriyle baslamak istiyorum ; Dinsiz bir milletin devamina imkan yoktur. Yalniz surasi var ki; din, Allah ile kul arasindaki bagliliktir. Softa sinifinin din simsarligina müsaade edilmemelidir.     Takdimime ATATÜRK’ün su sözleriyle baslamak istiyorum ; Dinsiz bir milletin devamina imkan yoktur. Yalniz surasi var ki; din, Allah ile kul arasindaki bagliliktir. Softa sinifinin din simsarligina müsaade edilmemelidir.  

More Related