1 / 37

FİNANSMAN KAYNAKLARI

FİNANSMAN KAYNAKLARI. BÖLÜM 6. Bankalar. Pek çok banka kısa ve uzun vadeli dönemlerle ödünç para verirler.

thea
Download Presentation

FİNANSMAN KAYNAKLARI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. FİNANSMAN KAYNAKLARI BÖLÜM 6

  2. Bankalar • Pek çok banka kısa ve uzun vadeli dönemlerle ödünç para verirler. • Kısa vadeli ödünç almalar genellikle, işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan fon kaynaklarının sınırlı bir süre için veya geçici olarak yaratılması amacıyla açık kredi niteliğindeki borçlanmaları ifade eder. • Açık kredi ile borçlanmanın yararı hızlı olması ve alım kolaylığıdır. • Ancak üst limiti oldukça düşük ve sınırlı olabilir.Pek güvenli sayılmayacak bu borçlanmanın faizleri genellikle oldukça yüksektir ve uzun vadeler için uygun değildir. • Daha uzun vadeli borçlanmalar daha esnek olabilirler ancak, işletmenin varlıkları, gidişatı ve planları ile bankalar arasında ciddi biçimde değişkenlik gösterebilir.

  3. Faiz oranları genellikle görüşülebilir ve işletmenin koşullarına ve pazarlık gücüne bağlı olarak belirlenir. • Oranlar; borcun vadesine göre sabitlenebilir, bankaların uyguladıkları oranlara göre değişebilir veya işletmenin beklenen gelişimine göre başlangıçta düşük tutularak belirlidönemlerle artırılabilir. • İşletme borcun geri ödemelerine başlamadan önce belirli bir ödemesiz dönem (genellikle 3 ay) üzerinde anlaşılabilir. • Belirlenen dönem içerisinde sadece ana paranın faizi ödenebilir.

  4. Borç vermeyi onaylamadan önce bankalar genellikle, işletmenin gelecekteki ticaret rakamlarına ve nakit akışına ilişkin detaylı bir plan görmek ve işletmenin borcu ödemegücüne sahip olacağından ve borç yükünü kaldırabileceğinden emin olmak isteyebilir. • Bankalar girişimcinin borcunu güvence altına alabilecek yeterli maddi teminatı olduğundan emin olmak istediklerinden ödünç para talebinde bulunacakların güvenirliklerini ispatlamaları önemlidir. • Ancak pek çok girişimci borcunu güvence altına alabileceği yeterli varlığa sahip değildir ve bu nedenle yeterli para sağlama konusunda güçlüklerle karşılaşır.

  5. Güvence altına alınamayan borçlar borç veren için önemli bir risk unsuru taşıdığından borç verme konusunda çekincelere neden olur. • Güvence altına alınamayan borcun miktarı düşükse, borç alma amacına ve girişimciyle bankanın ilişkilerine göre bazı düzenlemeler yapılması mümkün olabilir. • Bankalaryüksek riskin doğası gereği, güvence altına alınamayan borçlar için yüksek faiz oranları talep ederler.

  6. Risk sermayesi ve işletme melekleri • Risk sermayesi işletmenin sürekli sermaye kaynağı içerisinde yer alan fonların teminidir. • Bunlar belirli bir süresi olan borç sermayesinden farklıdır. • Gerçekte risk sermayesi sağlayıcıları, anlaşmanın başlangıcında girişimden ayrılışlarını planlamak isterler. • Ancak girişime dahil oldukları süre boyunca, finansal bir ilişkinin ötesinde, işletmeye doğrudan yatırım yapar durumdadırlar.

  7. İşletme melekleri daha küçük ölçekli girişimlerin yatırım sermayesini karşılayabilecek durumda olan varlıklı bireylerdir. Bazı bireylerin çok güçlü finansal kaynaklara sahip olması ve bazı risk sermayesi şirketlerinin de küçük ölçekli girişimleri dikkate alma istekleri, bu iki grup arasındaki ayırımı belirsizleştirmektedir.

  8. Risk sermayesi almak isteyen bir girişimcinin temel bir karar alması gerekmektedir. Risk kapitaliyle finansman normalde girişimcinin, işletmenin bir payından vazgeçmesini gerektirir. Risk sermayesini sağlayan (şirket veya işletme meleği) finansmanının geri dönüşü olarak işletmeden bir pay alacaktır.

  9. Psikolojik olarak bu çok zor olabilir. Girişimci yeni bir girişimi tasarlamış bütünsel bir işletme planı haline dönüştürmüştür. Doğal olarak olasılıklara ilişkin çok coşkulu ve iyimserdir. İlerleyen dönemde bu girişimin yaratacağı refahı sermayenin bir payı olarak görüp kolayca devretmek çok zor olabilir. Şu ana kadar sıklıkla yapılan şey budur.

  10. Yeni girişimin bir potansiyeli vardır ve bu aşamada bu potansiyelden başka bir şeye sahip değildir. Zorluk bu potansiyeli gerçeğe dönüştürmektedir. Bu dönüşümde risk sermayesinin çok olumlu etkisi olabilir. Risk sermayesi şirketi veya işletme meleği tüm riske ortak olmasının karşılığı olarak kendisine pay talep etmektedir. Bankaların aksine; kişisel garantiler veya girişimcinin kişisel varlıkları üzerinden teminatlarla aldıkları riski azaltmazlar. Risk sermayesi sağlayanların kaynakları da girişimcininkiler gibi risk altındadır. Bu koşullar altında girişimin olası getirilerinin paylaşımı da adildir.

  11. Ayrıca işletmeye risk sermayesi alınmasının, aynı riskin daha çok sayıda sermayedar arasında bölüşülmesine benzer biçimde, bütünsel riski ciddi biçimde azalttığı dikkate alınmalıdır. Risk sermayesi, işletmenin kaynak yaratmak yerine kaynak tükettiği dönemlerin aşılmasının güvenceye alınmasına yardımcı olur. Girişimin etkinlikle işleyeceği dönemlere ulaşırken nefes alma olanağı sağlar.

  12. Risk sermayesi; kaynak yaratmanın yanı sıra, yeni girişime değerli uzmanlık katkısı sağlar.İşletme melekleri genelde kendi işletme başarılarıyla refaha ulaşmış bireylerdir. • Dolayısıyla kendi deneyim ve uzmanlıklarıyla yeni girişime fayda sağlayarak önemli farklılıklar yaratabilirler. • İşletme meleği yeni girişimle; yönetsel olmayan ancak öneriler yoluyla yönlendiricilik yapabileceği bir ilişki geliştirmeyi umar.

  13. Risk sermayesi şirketleri de özellikle uzmanlık konusunda bir dengesizlik olduğunu düşündükleri durumlarda, yönetsel olmayan bir yönlendirici atamayı isteyebilir. • Girişimci takımın güçlendirilmesi vefarklı bakış açıları yakalama olasılığı memnuniyetle karşılanmalı engellenmemelidir. • Girişimci böyle bir durumu kabul edebilecek kadar açık fikirli ve özgüvenli olmalıdır.

  14. Halka açılmak Halka açılmak, risk sermayedarları sağlamak için bir yol, girişimci için ödül ve büyümenin yeni aşamaları için bir kaynak olarak değerlendirilebilir.

  15. Taksitli alım vekiralama (leasing) Girişimcinin belirli bir süre boyunca, düzenli ödemeler karşılığı bir varlığı kullanmasını sağlayan bazı finansal kolaylıklar vardır. Taksitli alımda ödemelerin tümü tamamlandıktan sonra müşteri o varlığın sahibi olur. Bu otomatik olarak ya da ödemeler sonunda alım seçeneğine göre bir ücretin ödenmesiyle gerçekleşir.Kiralamayla arasındaki temel fark, kiralamada müşterinin gerçekte asla o varlığın mülkiyetini almamasıdır. Taksitli alımda girişimci, malzemenin sahibi sayılır ve malı sermaye karşılığı olarak gösterir. Ancak kiralamada malın asıl sahibi kiraya veren şirkettir ve mal bu şirketin varlıklarında gözükür, malı kiralayansa, bu kiralamaya karşılık yaptığı ödemeleri ticaret gideri olarak vergiye tabi gelirindendüşer.

  16. Taksitli alım ve kiralama; arabalar, ofis ve mutfak ekipmanları, bilgisayarlar gibi pek çok farklı ürün grubunda yapılabilir. Normalde sadece yeni ekipmanlar için kullanılır. Taksitli alım ve kiralamanın temel avantaj ve dezavantajları aşağıda belirtilmektedir: • Kesinlikle: Belirlenen tüm ödemeler yapılmadan bu anlaşmalardan vazgeçilemez. Bu nedenle açık hesap, kredi gibi talebe göre belirlenmez. • Bütçeleme:Ödemeler yeni işletmenin nakitakışınıöngörmeye yardımcı olabilecek biçimde sabittir.

  17. Sabit değerlenmiş finasman:Pek çok koşulda ödemeler sabittir, dolayısıyla faiz oranlarındaki değişime rağmen işletme ödemelerin ne kadar olacağını bilir.Bazı firmalar değişken faiz oranı opsiyonu sunar, ancak bu işletmenin ödeme miktarları tahminini zorlaştırır. • Güvenliğe etkisi: Tüm ödemeler tamamlanana kadar finans şirketinin malzemenin yasal sahibi sayılması finansman açısından güvence görevi görür.Bu güvence bir işletmeye fon sağlama eğilimini destekler. Ancak yine de, bir işletmeye fon sağlama kararı işletmenin durumuna ve potansiyeline bağlıdır.Eğer girişimcinin geçmişinde kötü bir finansal sicil varsa (iflas, ödenmemiş krediler vb.) yeni işletmeye kaynak yaratma konusunda olumsuz etki yapacaktır.

  18. Maksimum finansman:Taksitli alım veya kiralamada ekipmanın bütünsel maliyeti yükselebilir. Pek çok firma riski minimize etmeyi ve girişimciden baştan bir depozit talep ederek anlaşmayı güvence altına almayı isteyebilir. • Kaynakların kullanımı: Taksitli alım veya kiralama, girişimci için finans seçeneklerini çeşitleme aracı olabilir. Bunun birincil avantajı, kaynakların belirli bir ekipmana bağlanmasını engellemesi ve geri ödeme süresi gelene kadar girişime gerekli olan kazancın sağlamasına olanak vermesidir.

  19. Vergi avantajları:Girişimci sermaye tahsisatı avantajını nasıl sağlayacağını seçme şansına sahiptir.Eğer firma karlıysa, sermaye tahsisatına kiralama veya tamamen satın alma yönünde karar verebilir.Eğer henüz karlı değilse ve bu nedenle vergi ödeme durumunda değilse, bu durumda kiralama işletme açısından daha faydalı olabilir. Kiraya veren şirket sermaye tahsisatını yaparak, düşük kira bedelleri yoluyla kiralayana fayda sağlamaktadır.

  20. Tedarikçi finansmanı ve ticari kredi Bazı koşullarda tedarikçiler, başlangıç hatta büyüme finansmanı sağlayan kaynaklar olabilir. Bu tip borçlanma anlaşmaları genellikle bazı koşullara bağlıdır. Bu tip durumlarda borç alan borç verenin ürününü satmak yönünde “bağlanmıştır”. Geri ödemeler sıklıkla satın alınan ürün miktarına bağlıdır. Bu nedenle borçlanma; borcu alanın belirli bir süre boyunca belirli miktarda ürünü alacağı şartına bağlıdır.

  21. Eğer belirlenen rakamlara ulaşılamazsa, borca karşılık daha yüksek bir faiz oranı işletilir. • Genellikle daha çok satış yapıldığında borç daha kısa sürede kapatılır, bu da hem borç vereni ve hem de alanıteşvik etmektedir. • Bazıları bu “bağlanma” durumunu çok sıkıntı verici olarak düşünürken, pek çok koşulda borç verenin sağladığı fon, gereken mal alımını yapacak finansal gücü olmayan işletme için, finansal gücü olan işletmelere kıyasla fark yaratmaktadır. • Ayrıca bu şekilde borçlanılarak elde edilen kaynağın faiz oranı pek çok alternatif kaynakların faiz oranlarına göre daha düşüktür. • İşletmelerin kendilerine daha iyi borçlanma koşulları sağlayan tedarikçilerle anlaşmaları durumunda mevcut tedarikçilerini değiştirmeleri az rastlanır bir durum değildir.

  22. Sarf malzemeleri için sağlanan ticari vadeler işletmesermayesi sağlamak açısından uygun bir yoldur. • Ancak durgunluklar nedeniyle tedarikçi firmalar, hangi alıcılarına hangi sürelerde vade kullandıracakları konusunda çok dikkatlidirler. • Bazı firmaların 6 aylık defter hesabını görmeden 30 gün vade tanımamaları başlangıç aşamasındaki girişimler açısından önemli bir sorun yaratmaktadır. • Diğerleriyse bu vadeleri banka referansıyla veya kişisel garantiyle verebilmektedir. • Bu koşullarda vadeler için tanınan süre dikkatlekontrol edilmekte ve anlaşma koşulları yerine gelmediğinde tedarik kesilmektedir.

  23. Ticari vadeler çok kısa dönemler için bile çok kullanışlı olabilir. Özellikle hizmet sektöründeki işletmelerin fiziksel stokları birkaçgün gibi çok kısa süreler içerisinde nakit paraya dönüştürdükleri açıktır. Bu durumda 1 aylık bir vade bile nakit akısına önemli etkiler yapabilir.

  24. Bağışlar Bağış, girişimcinin geri ödemediği ve karşılığında bir faiz borcu üstlenmediği bedava paradır. Bedava paranın talep göreceği açıktır!Ancak bağış yoluyla fon bulmak çok zordur ve uygulama süreci çok zahmetlidir. Teknoloji ve üretim endüstrileri, daha çok bağışa dayalı kaynak çekebilmektedirler.

  25. Aile, arkadaşlar ve ilişkiler • Pek çok girişimci yeni işletmelerine kaynak yaratabilmek için kendi kişisel ilişkilerinden faydalanmaktadır. • Resmiyeti olmayan bu tip yaklaşımların avantajı, borcu sağlayanın borçludan belirli güvenlik teminatlarıbeklememesidir. • Ancak aile veya arkadaş ilişkileriyle işi birbirine karıştırmak tehlikeli ve kırıcı olabilir. • Pek çok girişimci; bu şekilde kendilerine borç veren aile üyelerinin, işletmenin kuruluş ve işletme aşamasında, sanki kendileri de işletmede hak sahibiymişçesine müdahalelerde bulunmaları nedeniyle sıkıntı yaşamaktadır.

  26. İşletmenin başarısızlığı durumunda bu düzensizliğin aile ve arkadaşlığa etkileri de gözetilmelidir. • Aile, arkadaş veya diğer ilişkilerin kaynak yaratmada kullanılacağı durumlar için ilk öneri; buradaki borçlanma işlemlerinin resmi iş ilişkilerinde olduğu gibi geri ödeme miktarı ve süresi, işletilecek faiz oranı ve geriödenememe durumlarındaki yaptırımlar gibi detayların yazılı olarak belirlenmesidir.

  27. Özellikle Asya halkları içerisindeki etnik azınlık girişimcilerin bu resmi olmayan kaynaklardan borçlanma imkanlarının fazlalığı diğer pek çok girişimciye göre rekabet avantajı sağlamalarına neden olmaktadır. • Asya halkları arasında bir araya gelerek bir işletme oluşturmak, aileler ve arkadaşlar arasında iş amaçlı işbirlikleri çok yaygındır.

  28. Bootstrapping Yukarıda sıralanan tüm finans kaynaklarına rağmen girişimci yine de finansal açıkla karşı karşıya olabilir. İşletmenin başlangıç aşamalarında sağlanan kaynak yetersiz ise bootstrapping bu süreçteki son seçenek olabilir.

  29. Bir girişimci; diğer seçeneklerden sağladığı kaynakları, özellikle yeni girişimi finanse etmek amaçlı kaynaklarla birleştirerek işletme sermayesini tamamladığı zaman Bootstrappingoluşur. • Bu kaynaklar girişimcinin işine yönelik kaynak akışına farkında olmadan kaynakekler. • Bu tip kaynaklar genellikle girişimcinin kendi kişisel kullanımına yönelik olan kredilerin işletmeyi desteklemek amacıyla kullanılmasını içerir. • Alternatif olarak; tedarikçilerle yapılan vadeanlaşmaları bu krediyi sağlayanın açık onayı olmadan aşılabilir.

  30. Bu tip finansmanın bazı etik tartışmalar yaratacağı açıktır. • Girişimciler yeni girişimin hem başlangıçtaki sermaye harcamalarını hem de işletme sermayesi gereksinimlerini karşılamak için yeterli kaynağıüretmek durumundadır. • Gerçekte yeni işletme işe başladığında kaynakyetersizliği istisnai değil bir tipik bir durumdur. • Girişimcinin borçlanmalarına karşılık gösterebileceği yeterli maddi teminatın olmayışı doğaldır.

  31. Girişimci oldukça çaresiz bir durumda kalmıştır. • Yeni girişime çok fazla duyuşsal enerji sarf etmiş ve risk almış olan girişimci, gelişimini tamamlayamadan ölen bir işletme yerine, işletmeyi hayatta tutmak ve hayallerini sürdürebilmek için genellikle kestirmeden gitmeyi tercih edecektir. • Gerçekte bu davranış; mantıksal ve etik açıdan, büyük bir işletmenin kreditörlere ödemeIerini geciktirerek kendi nakit akışını destekleme çabasından farklı değildir. • Her iki işletmecinin yaptığı da, normalde etik açıdan kabul edilebilir bir şekilde davranış sınırlarını zorlamaktır.

  32. Bootstrapping sermaye kaynakları: • Kişisel kredi kartları • Evini ipotek ettirmek • Rekabetçi oranların altında teklif sunan profesyonel hizmet sağlayıcılar • Evde çalışmak • Kişisel birikimler • İndirgenmiş (kırdırılmış) ya da ertelenmiş bedeller (maaş,tazminat vb.)

  33. Bu kaynakların tümü işletmeyi desteklemek amacıyla kullanılan; geleneksel finans kaynaklarının dışında ve normalde varlık nedenleri farklı olan fon yaratmaalternatifleridir. Eğer koşullar girişimciyi kendi seçimi dışında bu kaynakları kullanmaya zorluyorsa, işletme rüzgara karşı ilerliyor demektir ve finansal durum çok zorlaşmıştır.

  34. Finansal yönetim • Birçok sektörün doğası gereği işletmeler müşteriyle yakın temas içerisindedirler ve bundan kaynaklanabilecek tüm finansal ve operasyonel dalgalanmalara açıktırlar. • Finansal sorunlar ve konular girişimin faaliyete başlamasıyla bitmezler; bu sadece başlangıçtır.

  35. Bir işletmenin yaşam döngüsü içerisindeki farklı dönemlerdeki finansal uğraşıları anlatılmıştır. • Bir işletmenin başlangıç döneminde sermaye yetersizliği tehlikesi söz konusudur. • Başlangıç sermayesini, faaliyet giderlerini ve gelirleri hatalı öngörmek daha başlangıçta nakit akışı sorunları yaşanacağı anlamına gelir. • Genellikle gözden kaçırılan 2. bir nokta, işletmenin pozitif bir nakit akışı yakalayacağı döneme kadar geçecek olan zamanın uzunluğudur. • Bazı yeni işletmeler daha ilk günden nakit yaratmaya başlar, fakat aslında başarılı olabilecek bazı diğerleri, kuruluş aşamasındaki işletme sermayesinin yetersizliği nedeniyle gelişme fırsatı elde edememektedir.

  36. Gelişim kendi sorunlarını da beraberinde getirebilir. • Pek çok işletme gelişim durumundaykennakit sağlayabilir fakat gelişen bir işletme düzenli bir nakit akışına ulaşmadan önce ağırmasrafları karşılamak durumunda kalabilir. • Küçük girişim kendi mikro ve makro çevresindeki tüm değişikliklerden etkilenir. • Bu tip değişimler faaliyet düzeylerinde ve sonraki nakit akışlarında önemli dalgalanmalara neden olur.

  37. Dalgalanma düzeyine göre işletmeyi kontrol edebilen, karşılaşabileceği sorunları öngörebilen ve buna göre davranabilen sağlam finansal sistemlere sahip olmak çok önemlidir. • Bazı sektörlerdeki tehlike, bu sektörlerdeki girişimci iş yükümlülüğünün çok fazla olması nedeniyle finansal planlama ve kontrolün genellikle operasyonel faaliyetlerden sonragelmesidir. • Bir bakıma böyle de olması gerekir çünkü eğer işletmenin operasyonel faaliyetleri iyideğilse, kontrol edilebilecek bir nakit akışı da olamayacaktır!

More Related