1 / 29

AB Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi

AB Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi. Avrupa’nın bütünleşmesi sürecinin başlangıcından itibaren eğitim önemli bir yer tutmuştur. Bu konudaki yasal dayanaklar; 1957 Roma Antlaşması; 128. maddesi mesleki eğitim için gerekli uygun zemini sağlamıştır. 1993 Maasricht Antlaşmasıdır.

kirti
Download Presentation

AB Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. AB Eğitim Politikaları ve Türk Eğitim Sistemi

  2. Avrupa’nın bütünleşmesi sürecinin başlangıcından itibaren eğitim önemli bir yer tutmuştur. Bu konudaki yasal dayanaklar; • 1957 Roma Antlaşması; 128. maddesi mesleki eğitim için gerekli uygun zemini sağlamıştır. • 1993 Maasricht Antlaşmasıdır. Bu konuda belli başlı gelişmeler ise şöyledir: • 1963 yılında eğitimden sorumlu bakanlar 128. maddeye dayanarak mesleki eğitim politikasının esaslarını belirledi.

  3. Janne Raporu(1971) Avrupa’da eğitimde işbirliğinin başlangıcı • 1974 AB Üye ülkeler Eğitim Bakanlarının Eğitimde 5 konuda işbirliği yapılması kararı İşbirliği konuları: - Öğrenci değişimi başta olmak üzere üniversitelerarasında işbirliği - Ortaöğretimde kız öğrencilere eşit olanaklar sağlanması - İkinci kuşak göçmen çocuklarının eğitimi - Gençlerin okuldan iş hayatına geçişinin sağlanması - Avrupa eğitim sistemleri arasında ilişkilerin desteklenmesi

  4. 1974 AB Komisyonu kararı ile bu konularda çalışma yapmak üzere üye ülkelerin temsilcilerinin katılımı ile “Avrupa Birliği Eğitim Komisyonu” kurulmuştur. • 1976 AB Eğitim Bakanları Konseyi kararları(1974 kararlarının genişletilmesi) Kararlar şunlardır: • Göçmen işci ve ailelerinin eğitim ve öğretimi, • Yüksek öğretime öncelik verilerek eğitim sistemleri arasında yakınlaşma sağlanması, • AB düzeyinde belge ve istatistiklerin derlenmesi, • Sosyal ve idari engellerin ortadan kaldırılarak, eğitim veren ve alanların çalışma koşularının kolaylaştırılması, • Eğitim kurumlarına kabulde fırsat eşitliğinin sağlanması ile aynı yıl bu kararlara eklenen; • Gençlerin mesleki eğitiminin desteklenmesi, • Okuldan iş hayatına geçişin düzenlenmesi, • Eğitim sonrası gençlerin istihdamının kolaylaştırılmasıdır.

  5. 1976 da bu kararların ışığında ilk defa “Eğitim Eylem Planı” hayata geçirildi. Plan;(3+3 yıl uygulandı) - Gençlerin eğitimden iş hayatına geçişini kolaylaştırmayı, - Göçmen işçilerin eğitim olanaklarını iyileştirmeyi, - Dil eğitimini geliştirmeyi, - Yükseköğretimde işbirliğini artırmayı, - Eğitim-öğretim materyallerine Avrupa Topluluğu hakkında bilgilerin eklenmesini, - Üye ülke eğitim sistemleri hakkında bilgilerin derlenmesini, - Avrupa’da eğitim yapıları ve gelişmelerin belgelenmesini amaçlamıştır.

  6. Bu plan Eurydice, Arion, Lingua ve Erasmus programlarının temellerinin atılmasına yol açmıştır. • 1980: Roma Antlaşması’nın 128.maddesi mesleki ve genel eğitimde üye ülkeleri bağlayacak şekilde tasarrufta bulunma hakkı verecek şekilde yorumlayan kararlar alınmıştır. • 1980: Bu kararlar, bilgi teknolojilerine duyulan ihtiyaç ve genç nüfusun yüksek düzeydeki işsizliği yeni eylem programları ve ağlar yaratılmasına yol açmıştır. Bunlar arasında; - Comett - Erasmus - Petra - Eurotechnet - Lingua - Iris sayılabilir.

  7. 1986;”Avrupa Tek Senedi”nin kabulü.Bu senetle insan kaynaklarının önemi kurucu metinlere geçirilmiştir. Senet, mesleki ve genel eğitim hakkında yeni hükümler içermemekle birlikte, yeni girişimlere yol açmıştır. Mevcut programlar geliştirilerek yeniden düzenlenmiştir. • 1990-96;Eğitimdeki zorlukların tanımlanması-gelecek için çözüm arayışları(Daha önceki bazı programların değiştirilmesi ve kapsamlarının genişletilmesi) - Erasmus ve Comett programlarının ikinci ayakları , - 1991 de Petra Programı değiştirilerek 1992 de Petra II başlatıldı.

  8. 1994: Jacques Delors Raporu-Beyaz Kitap:Kitap Avrupa Komisyonunun hazırladığı “eğitim” alanındaki etkin politika belgesidir.Rapor, eğitimin büyüme,rekabet ve istihdam alanındaki rolünü vurgulamakta,”eğitim”i sosyal zorluklarla başetmek için yeni gelişme modelinin merkezine almaktadır. • 1995:Komisyon 1995’de üst düzeyde 25 bağımsız uzmandan oluşan bir”eğitim”çalışma gurubu kurmuş ve iki hedef belirlemiştir.Bunlar; - Beyaz kitap doğrultusunda çalışmalar yapmak ve Avrupa yaşam boyu öğrenme yılını hayata geçirmek, - Kendi insiyatifi ile konuya ilişkin fikirler üretmek ve çalışmalar yapmaktır.

  9. “Eğitim çalışma gurubu” eğitim sistemlerindeki değişikliklerin şu 5 amaca uygun olarak yapılması gerektiğini belirtmiştir: - Avrupa vatandaşlığı - Rekabet gücünü canlandırarak istihdamı koruma - Sosyal uyumu sağlama - Bilgi toplumunda eğitim ve öğretim - Bireylere destek-eğitim sistemlerini daha etkin hale getirmek • Komisyon 1995 yılında mevcut eğitim programlarını yeni bir yapıda toparlayarak, Socrates ve Leonardo programlarını başlatmış, Maastricht Antlaşması ile birlikte de “Youth for Europe” programının üçüncü ayağını uygulamaya koymuştur.

  10. 1974-1995 yılları arasında uygulanan eğitim programlarının hukuki dayanakları: - Roma Antlaşmasının 28. maddesi - 1963 de kabul edilen mesleki eğitimin temel prensipleri - 1974 Avrupa Topluluğu Eğitim Bakanları ilk toplantısından sonra kabul edilen “Eğitimde İşbirliği Anlaşması”dır.

  11. 1996:”Öğretme ve Öğrenme:Öğrenen Topluma Doğru” adlı bir başka beyaz kitap, eğitimdeki güçlükleri incelemiştir. Bu kitapta da 5 temel amaç ortaya konmuştur.Bunlar; - Yeni bilgilerin öğrenilmesini teşvik - Okul ve iş hayatını yaklaştırmak - Sosyal dışlama ile mücadele - En az üç Avrupa dilinde yeterlilik sağlama - Eğitime yatırımı teşviktir.

  12. 1997-1999:”Eğitim”in Topluluk politikaları üzerindeki belirleyici rolü vurgulanmıştır(Luxemburg Zirvesi Sonuç Bildirgesi vb). • 1999: Eğitim Bakanları okul eğitiminde niteliğin geliştirilmesi amacı ile Floransa Deklarasyonunu imzalamıştır. • 2000:Eğitim Bakanlarının Bükreş Toplantısını takiben Komisyon,Yaşam Boyu Öğrenme için bir dizi nitelik ölçütü belirlemeye çalışmıştır. • 2000:Lizbon Avrupa Konseyi sonucunda genel ve mesleki eğitimde ölçütler belirlenmiştir. • 2000 ve sonrası:Ulusal eğitim sistemlerinin ortak amaçları doğrultusunda “Avrupa Eğitim Sahası” oluşturma çabaları başlamıştır.

  13. Özellikle Mart 2000'de yapılan Lizbon Avrupa Konseyi bu alandaki çalışmalara hız kazandırmıştır. Bu bağlamda Avrupa Birliği küreselleşmenin ve bilgi toplumuna geçişin yarattığı ihtiyaçlar doğrultusunda dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi haline gelme hedefini ortaya koymuştur. • 2001:Eğitim Sistemlerinin Geleceğe Dönük Amaçlan Üzerine Rapor. Bu rapor ulusal eğitim politikalarına Avrupa Birliği çerçevesinde kapsamlı bir yaklaşımın ortaya konduğu ilk belge niteliğindedir. Rapor 2010' a kadar gerçekleştirilmek üzere üç amaç belirlemiştir. - Genel ve mesleki eğitim sistemlerinin niteliğinin artırılması, - Yaşam boyu öğrenmenin herkes tarafından daha kolay ulaşılır hale getirilmesi, - Avrupa genel ve mesleki eğitim sistemlerinin daha dışa dönük hale getirilerek üçüncü ülkelerle ilişkilerin güçlendirilmesi.

  14. 2003:Eğitim Bakanları 2010 yılına kadar gerçekleştirilme üzere 5 hedef belirlemiştir. - 22 yaşındaki vatandaşların en az %85’i ortaöğretim mezunu olmalıdır. - 18-24 yaş arasındaki vatandaşlarda liseyi bitirmeden ya da meslekî eğitim almadan okulu bırakanların oranı %10'un altında olmalıdır. - Matematik, bilim ve teknoloji alanından mezun olanların oranı %15 artırılırken, cinsiyet dengesizliği azaltılmalıdır. - 15 yaşındakilerde okuma-yazma yetersizlikleri 2000 yılının verilerine göre %20 azaltılmalıdır. - 25-64 yaş arasındaki vatandaşların yaşam boyu Öğrenime katılım oranlan ortalama en az %12,5 olmalıdır.

  15. 2000 SONRASI YOĞUN İŞBİRLİĞİNİN NEDENLERİ • Kurucu antlaşmalara göre ulusal eğitim sistemleri ve uygulamaları tamamen Üye Ülkelerin yetkisinde olduğu halde son yıllarda üye ülkeler eğitimde işbirliğine gittikçe daha sıcak bakmakta, bu alanda hızlı gelişmeler görülmektedir.Bunun nedenleri; - 1971'den bu yana geliştirilen karşılıklı güven ve uygulanan programlar üye ülkeleri eğitim alanında işbirliğine yaklaştırarak “ Avrupa Eğitim Sahası” oluşturulması için doğal bir zemin oluşturmuştur. - Üye ülkelerin ekonomik sistemlerinin entegrasyonu, küresel güç mücadeleleriyle baş edebilmek amacıyla sosyal politikalara da yansıtılmak zorunda kalmıştır. - Genişleme süreci üye ülkeleri gelecekte eğitim alanında uygulanacak işbirliği ilkelerini belirlemeye teşvik etmektedir.

  16. - Son yıllarda eğitimle ilgili girişimlerin en yüksek siyasi düzeylerde yapılması ve konunun Zirve toplantılarının gündeminde yer alması işbirliği sürecini hızlandırmaktadır. • Avrupa Komisyonu(2004) eğitim alanında2006 sonrasında halen devam eden programlardan elde edilen sonuçlar ışığında, eğitim alanında bütünleştirilmiş ve sadeleştirilmiş bir sistem oluşturulacağını ve Avrupa'nın yeni ihtiyaçları doğrultusunda çalışmaların kapsam ve derinliğinin arttırılacağını vurgulamıştır.

  17. İlk Dönem Programları(1980-1995) Bu Programlar Maastricht Antlaşmasına kadarki yasal düzenlemeler çerçevesinde oluşturulan ve Maastricht Antlaşması’na dayanılarak değiştirilerek geliştirilen programlardır. Bunlar arasında; Arion, Comett, Erasmus, Eurotecnet, Force, Lingua, Petra, Youth for Europe sayılabilir. - İlk dönem programların başarıları projelere katılan kişi ve kurumların başarıları ile sınırlı kalmıştır. - Projelerin sonuçlarının ülkelerin eğitim sistemlerine uyarlanmasında büyük güçlükler yaşanmıştır. - Bu dönemde sendikalar, programlarının işsizlik oranlarının düşürülmesine ancak projeler sürekli uygulamalara dönüştürülebilirse katkı sağlanabileceğini, programların çoğu için durumun böyle olmadığını dile getirmişlerdir.Ayrıca başarıyı engelleyen etkenler arasında; - Projelere yetersiz destek verilmesi, - Üye Ülkelerde AT projelerinin dış kaynaklı olarak algılanması, reform ve yenileşmeye karşı direnç oluşması, - Program ve projelerin değerlendirilmesinde yetersiz kalınması, -Topluluk düzeyinde ve ulusal düzeyde bürokratik engellerle karşılaşılması sayılabilir.

  18. - İlk kuşak programlarının desteklediği projeler kısa sürmüş genellikle ek kaynak almaları mümkün olmamıştır. Aslında bu programlara ayrılan kaynaklar da son derece sınırlı olmuştur. Bu dönemde Comett, Erasmus ve Petra programları için Avrupa Komisyonu'nun önerdiği kaynakların Avrupa Konseyi tarafından azaltılmış olması bu duruma iyi bir örnek teşkil etmektedir. - Projelerin çoğunun içerikleri çakıştığından yeterince verim alınamamıştır. Bu nedenlerle programların ulusal eğitim sistemlerine doğrudan etki yapması zaten olanaklı görünmemektedir. İlk kuşak programlar arasında Erasmus ayrılan bütçe ve katılımcı sayısı bakımından ayrıcalıklı bir konumdadır.

  19. İKİNCİ DÖNEM PROGRAMLARI (1995-2006) • İkinci dönem İlk Aşama Programları (1995-2000): • AB programlarının ikinci dönemi 1993 yılında yürürlüğe giren Maastricht Antlaşması'na dayandırılmıştır. • Maastricht Antlaşması'nın 126. maddesi AB'nin genel eğitim, 127. maddesi ise mesleki eğitim politikasını düzenlemektedir. Maastricht Antlaşması ile eğitim kavramı ilk defa AB'nin kurucu metinlerinde yerini almıştır. Maastricht Antlaşması'nın mesleki eğitimle ilgili hükümleri, 1963'te kabul edilen genel prensipleri yürürlükten kaldırmış, genel ve mesleki eğitim için yeni bir yasal zemin oluşturulmuştur.

  20. İkinci Dönem İkinci Aşama Programlan (2000-2006): • Daha önce Avrupa Komisyonu'nun yetkisinde olan proje seçim, yönetim ve değerlendirmesi çoğu durumlarda ulusal ajanslara devredilmiştir. • Programların ikinci aşamaları başlangıçta çeşitli sorunlarla karşılaşmıştır. Özellikle "yenileşme" konusundaki amaçların hayata geçirilmesinde eksiklikler bulunmaktadır.

  21. 2006 SONRASI İÇİN BÜTÜNCÜL PROGRAM • Avrupa Birliği'nin halen yürürlükte olan eğitim programları önümüzdeki günlerde sona erecektir. Komisyon 9 Mart 2004'te yayınladığı bir tebliğ ile Konsey'e 2006 sonrası için bütünleştirilmiş bir eğitim programı önermiştir. Bu program eğitim kademelerini ayrı ayrı programlarda ele almaktan vazgeçerek, yaşam boyu öğrenme kavramı çerçevesi ele almayı amaçlamaktadır. Böylece bilgi ve iletişim teknolojileri gibi yeni uygulamalar bütüncül programa dahil ederek, eğitim politikalarında ortak paydaların arttırılması için yatay bir çerçevede politika oluşturulma hedeflenmektedir. • Programların sonuçlarının değerlendirilmesi ve yayılması süreci yatay biçimde tek elden yürütülerek, daha önce yaşanan ayrı programların hedef gruplarının birbirlerinin deneyimlerinden yararlanamama sorununun üstesinden gelinmesi hedeflenmektedir.

  22. Özetle; • Eğitimin diğer pek çok politika alanına olan etkisinin zamanla daha iyi anlaşılmasının sonucunda bütünleşme sürecinin başında zayıf bir faaliyet alanı olarak ortaya çıkan “eğitimde işbirliği” Avrupa Birliği düzeyinde önemli bir politika alanına dönüşmüştür. Roma Antlaşmasında dolaylı olarak değinilen eğitim politikası, Maastricht Antlaşması"nda kendine açık bir yer bulmuştur. • Farklı eğitim programlarından kazanılan tecrübeler ışığında, 2006 sonrası için daha işlevsel bir program yapısı tasarlanmıştır. Buna göre, şu anda faaliyet gösteren tüm eğitim programlan bir çatı altında toplanarak “yaşam boyu öğrenme” çatısı altında yürütülmek istenmektedir. .

  23. yeni dönemde eğitim programlarının kapasitesinin ve bütçesinin birkaç misli arttırılması öngörülmüştür. Bu durum Avrupa Birliği'nin programların ekonomik gelişime ve bütünleşme sürecine ciddi şekilde katkı yapacağına ilişkin bir beklentiye sahip olduğunu ortaya koymaktadır. • Avrupa Birliği'nin eğitim programlarının yürütülmesi ile ilgili yetkileri zamanla Ulusal Ajanslar'a devredilmektedir. Ulusal Ajansların projelerin seçim, yönetimi ve finansmanında görev alması ile ulusal düzeyde daha katılımcı bir uyum süreci ortaya çıkmaktadır.

  24. Eğitim politikalarında muhafazakar ülkeler, gençler arasındaki yaygın işsizlik, sosyal dengesizlik ve okuldan erken ayrılma gibi sorunlarla baş etmekte işbirliğinin büyük yarar sağlayacağını görmüşler, işbirliğine sıcak bakmaya başlamışlardır. Bu dönüşümde küreselleşmenin ve ekonomik gelişmelerin artan baskısı da önemli rol oynamıştır • Halen eğitimin Avrupa Birliği için bir ortak politika alanı olarak değerlendirilmesi mümkün görünmemektedir. Ancak bu alandaki işbirliğinin gözle görülür biçimde güçlenmiştir. Eğitimin yakın gelecekte bir ortak politika alanına dönüşmesi öngörülmemektedir.

  25. Maasricht Antlaşması, Avrupa Birliğinin tek tip bir Avrupa Birliği eğitim sistemi oluşturmaktan çok, eğitim sistemlerinin ortak sorunlarla baş edecek şekilde işbirliği yapmasını öngörmektedir.

  26. Türk Eğitiminin Durumu • Okul öncesi okullaşma oranı yükseltilmelidir. • Zorunlu eğitimde okullaşma %100’e çıkarılmalıdır. • Ortaöğretimde okullaşma %80’lere çıkarılmalıdır. • Öğretmen/öğrenci oranları zorunlu eğitim ve ortaöğretimde 20-25 düzeyine çekilmelidir. • Zorunlu eğitim ortaöğretimi kapsayacak şekilde uzatılmalıdır. • Fırsat eşitliği desteklenmeli, kızların eğitimine önem verilmelidir. • Eğitimde kalite geliştirme süreçlerine yer verilmeli, kalite geliştirilmelidir. • Öğretmen eğitimi, öğretmenlerin mesleki niteliklerinin yükseltilmesi üzerinde önemle durulmalıdır.

  27. Eğitimin her düzeyi için nitelikler çerçevesi belirlenmeli, eğitim programları buna göre geliştirilmelidir. • Eğitim programlarının kalite güvencesi sağlanmalıdır. • Eğitim programları Avrupa Boyutu açısından yeniden gözden geçirilmelidir. • Orta ve yüksek öğretim programları ile iş hayatı arasında organik bağlar kurulmalıdır. • Mesleki ortaöğretim yeniden gözden geçirilmelidir. • Özel şektörün eğitime katkısı teşvik edilmeli ve özendirilmelidir.

  28. Yüksek öğretimin yapısal ve finansal sorunları yeni baştan ele alınmalıdır.Bu bağlamda Meslek Yüksek okulları iş hayatı ile daha sıkı işbirliğine girebilecek bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. • Yüksek öğretimde iç ve dış kalite yapılanmalarına gidilmelidır. • Yaşam Boyu Öğrenme süreçleri desteklenmelidir.

  29. KAYNAK: Prof. Dr. M.A. Kısakürek AÜ

More Related