1 / 87

KRONIK KS R K

keene
Download Presentation

KRONIK KS R K

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


    1. KRONIK ÖKSÜRÜK Prof.Dr.Sadik Demirsoy Gazi Üniversitesi Tip Fakültesi Allerji ve Astma Bilim Dali

    2. Öksürük solunum sisteminden sekresyonlarin ve yabanci maddelerin temizlenmesinde önemli rolü olan refleks bir olaydir.

    3. Inatla devam eden öksürük hem çocuk, hem ailesi, hem de doktor için biktirici olabilmektedir. Toplumda büyük maddi kayiplara yol açmaktadir.

    4. ÖKSÜRÜK FIZYOPATOLOJISI Öksürük istemli veya istemsiz baslar. Öksürügü kisi baskilayamazsa her ikisinin kombinasyonu seklinde görülebilir.

    6. Öksürük reseptörleri, dis kulak yolu, larinks, trakea, ana bronslar, plevra, perikard ve diyafragmadadir.

    7. Üst hava yollari (larinks, trakea) mekanik uyarilara daha duyarli iken, daha distal hava yollari kimyasal uyarilara daha duyarlidir.. Mekanik reseptörler larinks, trakea ve karinada lokalizedir ve dokunma ve yer degistirme gibi uyaranlarla uyarilir. Kimyasal reseptörler larinks ve bronslarda lokalizedir ve gaz ve dumanlara daha duyarlidir.

    8. Öksürügün 4 fazi vardir: 1. Glottis açilir. Gelecek faz için akciger volümünü artiran kisa bir inspirasyon olur. 2. Kompresyon faz: Glottis kapanir, interkostal ve abdominal kaslarin kasilmasi ile devam eder. Böylece toraks içi basinç hizla yükselir ve özefagus içi basinç 100-200 cm H2O degerlerine ulasir. 3. Ekspresif faz: Glottisin açilmasi ve havayolunda yüksek akim olusmasiyla gerçeklesir. Glottisin açilmasiyla havayolu trakeal kesitte %80’e kadar kollabe olur ve bu da ekshale edilen gazin akim hizini artirir. 4. Öksürügün son fazi rahatlama fazidir. Bu fazda intratorasik basinç interkostal ve karin kaslarinin rahatlamasiyla normale döner.

    9. Öksürük ve Öksürük Reseptör Duyarliligi (ÖRD) Kronik kuru öksürükle karakterize durumlarda (ÖVA, tekrarlayan özgül olmayan öksürük, ÜSYE, GÖR) öksürük reseptör duyarliliginda (ÖRD) geçici artma oldugu bildirilmektedir. Neden? Prodüktif öksürükle karakterize durumlarda ve klasik astimda ÖRD’da artma yoktur. Bazi çalismalarda kronik prodüktif olmayan öksürügü olan hastalarda tedaviye yanitin degerlendirilmesinde kapsasain ile uyarilan ÖRD’daki azalmanin kullanilabilecegi bildirilmektedir.

    10. Bazi hastalarda solunum yolu infeksiyonlari sirasinda öksürük reseptör duyarliliginda artma nedeniyle, yaklasik 2 hafta içinde kendiliginden geçen öksürük görülebilir. Bu öksürük bazen uzayarak 3 haftadan daha uzun bir süre devam edebilir.

    11. ÖRD’da artma ile hava yolu kalibresi (FEV1) arasinda korelasyon yoktur. Benzer sekilde astimli çocuklarda öksürügün siddeti ile hava yolu kalibresi ve astimin siddeti arasinda da korelasyon yok. Hisilti ve öksürügü tetikleyen faktörler ayni ama bronkokonstrüksiyon ile öksürük yolu farkli. Bazi çocuklarda niçin ÖRD’da artma oluyor?

    12. Normal bir çocuk günde ortalama 10 kez (1-34) öksürebilir. Normal bir çocuk yilda 5-8 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir ve 8-10 gün süren öksürügü olabilir. Lancet 1996;384:699.

    13. Akut öksürük (2 haftadan kisa) :Kendi kendini düzenleyen ve 3 haftadan kisa süren bir yakinmadir. Nedenleri daha çok viral üst solunum yolu enfeksiyonlari, akut bakteriyel sinüzit,bogmaca, allerjik rinit çevresel maruziyetlerdir. Subakut öksürük (2-4 hafta): Nedenleri daha çok bakteriyel sinüzit, bronsiolit, bronkopömoni Kronik öksürük (4 haftadan uzun) Eriskinlerde bu süre 8 hafta kabul ediliyor.

    14. Yapilan çalismalarda kronik öksürük nedeniyle gelen hastalarin %90’ninda dogru taniya gidilebildigi belirtilmektedir. Avrupali arastirmacilar en sik nedenin idiyopatik veya postviral öksürük oldugunu belirtirken, Amerikali arastirmacilar en sik nedenin PNAS oldugunu belirtmektedirler. Çocuklarda kronik non-prodüktif öksürügün en sik nedenleri; astim, sinüzit (PNAS) veya GÖR dür.

    15. Okul çagi çocuklarin %10’unda, okul öncesi çagdaki çocuklarin %22’sinde kronik öksürük var (ailesinde 2 sigara içen ebeveyn varliginda bu oran %50’ye çikiyor).

    16. KRONIK ÖKSÜRÜGÜ OLAN ÇOCUGA YAKLASIM Öksürügün ayirici tanisinda hastanin yasi, öksürügün baslama zamani, öksürügün özellikleri, balgamli olup olmadigi, eslik eden diger semptomlarin varligi, öksürügü etkileyen faktörler, tetikleyen faktörler ve sigara dumanina maruziyet öyküsü önemlidir. Gelisme geriligi gibi kronik hastalik belirtileri arastirilmalidir. Ayrica atopinin varligi da önemlidir.

    20. Yabanci cisim aspirasyonu Süt ve oyun çocuklugu çaginda daha sik görülmekle birlikte daha büyük çocuklarda da görülebilir. Yabanci cisim hava yolunda hareket ederek stridor veya kronik öksürüge yol açabilir. Bu nedenle ani baslayan ve lokalize bulgulari olan (solunum seslerinde lokalize azalma, AC grafisinde lokalize, persistan infiltrasyon veya bronsektazi) saptanan hastalarda düsünülmelidir. Ayrica özefagustaki yabanci cisimler arka duvarda trakeaya basi yaparak disfaji yaninda hava yolu obstrüksiyonu yaparak öksürüge neden olabilir.

    21. Konjenital anomaliler Trakeosefagial fistül, laringeal kleft veya adduktör vokal kord paralizisi gibi konjenital anomaliler yiyeceklerin, gastrik içerigin veya diger yabanci maddelerin aspirasyonu nedeniyle öksürüge yol açar. Bu hastalarda beslenme ile öksürük ve siyanoz görülür. Pulmoner sekestrasyon veya bronkojenik kist gibi konjenital anomaliler enfekte olursa kronik öksürüge neden olur. Konjenital kalp hastaliklari da AC ödemi, tekrarlayan alt solunum yolu infeksiyonu veya kardiyomegali nedeniyle kronik öksürüge yol açar.

    23. Trakeomalazi Trakeomalazi öksürük ile kendini belli eden en sik rastlanan konjenital anomalidir Öksürük genellikle kuru ve havlar tarzdadir ve aile çocugun genellikle bu sekilde öksürdügünü söyler Trakeomalazili hastalarda araya giren viral enfeksiyonlar ile sekresyonlar retansiyona ugrar ve öksürükte artis ortaya çikar.

    24. Tüberküloz ve fungal enfeksiyonlar Tbc veya fungal infeksiyonlar da perihiler veya paratrakeal bölgedeki lenf dügümlerinin büyümesi nedeniyle hava yoluna basi yaparak kronik öksürüge yol açar. Tüberkülozu olan ve normal akciger grafisi olan hastalarin yaklasik %50’sinde akciger tomografisinde genislemis lenf nodlari saptanabilir Yan grafi, CT mevcut degil ise AP grafiye ek olarak LAPlari saptamakta faydalidir

    25. Kistik fibrozis çocuklarda kronik öksürügün en önemli sebeplerinden biridir. CF’li çocukar herhangibir yasta tek klinik bulgu kronik öksürük olarak basvurabilir CF’li hastalarin %10-20’sinde pankreatik fonksiyonlar normal olabilir ve buyume gelisme normaldirKistik fibrozis çocuklarda kronik öksürügün en önemli sebeplerinden biridir. CF’li çocukar herhangibir yasta tek klinik bulgu kronik öksürük olarak basvurabilir CF’li hastalarin %10-20’sinde pankreatik fonksiyonlar normal olabilir ve buyume gelisme normaldir

    26. Kistik fibrozis çocuklarda kronik öksürügün en önemli sebeplerinden biridir. KF’li çocuklar herhangi bir yasta tek klinik bulgu kronik öksürük olarak basvurabilir KF’li hastalarin %10-20’sinde pankreatik fonksiyonlar normal olabilir ve büyüme gelisme normaldir.

    27. Primer Siliyer Diskinezi Dogumdan itibaren tipik semptomlari olan ve akciger grafisinde dekstrokardisi olan hastalarda bile ne yazik ki bronsiektazi gelisinceye kadar tani almayabilir.

    30. ÖZGÜL OLMAYAN ÖKSÜRÜK Dört haftadan daha uzun süren persistan öksürügü olmali Solunum sesleri normal olmali Akciger grafisi normal olmali Solunum fonksiyon testleri normal olmali ACE inhibitörü kullanmiyor olmali Pasif veya aktif sigara içicisi olmamali

    33. Psikojenik veya Aliskanliga Bagli Öksürük Psikolojik bozukluklarin somatik bulgusu olarak ortaya çikar. Sik olarak viral bir infeksiyonla olan öksürügün devam ettirilmesi sonucunda görülür. Öksürügün sonucunda olusan hava yolu irritasyonu öksürügün devam ettirilerek aliskanliga (tik) dönüsmesine neden olur. Bazi hastalarda ebeveynin ilgisi ile bu davranisin ödüllendirilmesi öksürügün devamina yol açar (sekonder kazanç). Psikojenik öksürügü olan çocuklarda altta yatan psikiyatrik bir hastalik olabilir Konversiyon % 21.9 Anksiyete-depresyon %12 Thorax 2003;58:998

    34. Metalik, kuru, havlar gibi, patlayici tarzda, kisa, spazmodik öksürük uyurken, eriskinlerin olmadigi dönemlerde, arkadaslarinin yanindayken ve sosyal aktivite sirasinda kaybolur. Daha seyrek olarak daha dikkat çekici, kaz ötüsü veya korna sesine benzer öksürük bazi çocuklarda psikojenik nedenlerle görülebilir. Yine bu öksürük de uyku sirasinda görülmez. Trakeomalazi gibi organik sebepler ile de bu sekilde havlar tarzda öksürükler ortaya cikabilir , eriskinlerde yapilan bir cok calisma altta yatan GÖR gibi organik sebepleri olan kisilerde de öksürügün gece çok da yogun olmadigini göstermistir. Yani sadece zamanlama ve nitelik ile psikojenik öksürük tanisi koymak çok dogru bir yaklasim olmayabilir Öksürük antitussiflere yanit vermez, tedavi psikoterapidir.

    36. POST-INFEKSIYÖZ ÖKSÜRÜK (post-viral, post-bronsiyolitik) Tekrarlayan viral infeksiyonlar özellikle okul öncesi çocuklarda kronik öksürügün en sik nedenidir. En sik nedenler RSV, parainfluenza, mikoplazma ve klamidyadir. BHR bazen (+) olmasina ragmen bu çocuklar astim tedavisinden pek faydalanmiyor. Hasta ailelerine öksürügün bir süre daha devam edebilecegi ifade edilmeli, sabirli olmalari önerilmelidir. Thorax 2003;58:998

    38. POSTNAZAL AKINTI SENDROMU (PNAS) Çocuklarda kronik öksürügün en sik nedenlerinden biridir. Öksürük refleksinin aferent yolunun hipofarenks ve/veya larinksteki reseptörlerinin (mekanik reseptörler) PNA nedeniyle uyarilmasi nedeniyle olusur. Yapilan çalismalarda PNAS sikligi % 26,6, % 41 ve % 57,6 bulunmustur.

    39. PNAS nedenleri Sinüzit (%39) Pereneal allerjik olmayan rinit (%37) Alerjik rinit (%23) Postenfeksiyöz rinit (%6) Vazomotor rinit (%2) Ilaçlar (%2) Çevresel allerjik olmayan irritanlar (%2) Adenoidit

    40. Hastalarda PNAS’u düsündürecek bulgular Bogazda akinti hissi veya burun akintisi, burun tikanikligi ve /veya bogazi sürekli temizleme hissi Sik sik bogazi temizleme hareketinin olmasi Fizik muayenede farinksten akan sekresyonun görülmesi, orofarinkste akintinin lenfoid folikülleri uyarmasina bagli kaldirim tasi görünümü (ancak bu görünümün olmamasi veya akintinin görülmemesi PNA’yi ekarte ettirmez). Öksürügün yatar pozisyonda ve sabah kalkinca artmasi.

    41. Bu hastalarin bir kisminda BHR de görülmekte ve uygun tedavi ile hem BHR, hem de ekstratorasik hava yolu hiperreaktivitesi düzelmektedir.

    42. PNAS’nun bulgulari özgül olmadigi için farinksteki akintinin görülememesi taniyi ekarte ettirmez. Bu nedenle altta yatan özgül nedenin tedavisi ile öksürügün kaybolmasi kesin taniyi koydurur.

    43. PNAS’nin en sik nedeni sinüzittir. Öksürügün tipi ve zamanlamasi sinüzitin ayirici tanisinda kullanisli degil. Sinüzit tanisi için kullanilan sinüs grafisinin duyarliligi %100, özgüllügü %50’dir.

    46. PNAS Tedavisi Sinüzit tedavisi (antibiyotikler, dekonjestanlar) Allerjik olmayan rinitte birinci jenerasyon H1 antagonist+dekonjestan (ikinci jenerasyon sedatif olmayan H1 antagonistler birinci jenerasyon H1 antagonistlerden daha etkisiz bulunmustur. Neden olarak sedatif olmayan ikinci jenerasyon H1 antagonistlerin daha az antikolinerjik etkilerinin olmasi ileri sürülmüstür,

    48. ÖKSÜRÜK VARYANT ASTIM (ÖVA) Ilk kez 1972 yilinda eriskinlerde tanimlanan bu klinik tablo klasik astimin hafif formu olarak kabul edilmekte ve çogu kez tanida gecikmelere neden olmaktadir. Çocuklarda görülme sikligi kesin olarak bilinmemektedir.

    49. Hisilti ve dispne olmadan 4 (8) haftadan uzun süren kuru öksürük SFT normal (FEV1= %80, FEF25-75= %70, FVC = %80 ve FEV1/FVC > %75). Sabah-aksam PEF degiskenligi normal (<%15) Bronkodilatör ve IKS’e cevap (+). Klasik astimdan daha hafif olmak üzere BHR (+). Santral ve periferik hava yollarinda eozinofilik inflamasyon ve BAL sivisinda eozinofili (+).

    50. Astma sendromlarinin diagnostik özellikleri

    51. Kesin ÖVA tanisi koymak ve hastanin yanlis tani alip gereksiz yere uzun süre astim tedavisi almamasi için IKS tedavisine yanit degerlendirilmelidir. Hastaya 800 mcg’dan az olmamak üzere IKS (BUD) baslanip en az 4-8 hafta devam etmek yanit alininca tedaviyi kesmek, öksürük tekrarlarsa ÖVA tanisi koymak önerilmektedir. Özellikle 7 yasin altindaki SFT yapamayan hastalarda bu test önem tasimaktadir.

    53. EOZINOFILIK BRONS INFLAMASYONU ILE GIDEN HASTALIKLAR Eozinofilik hava yolu inflamasyonu astimin karakteristik bir özelligi olup astimli hastalarda bronsial hiperreaktivite ve diger fonksiyonel anormalliklerden sorumlu tutulmaktadir. Son yillarda eozinofilik hava yolu iflamasyonun astim disinda hava yolu obstrüksiyonuna yol açmaksizin eozinofilik bronsit, atopik öksürük (eozinofilik trakeobronsit), sigara içen kronik bronsitli hastalar ve GÖR gibi klinik durumlarda da görülebildigi bildirilmektedir.

    54. EOZINOFILIK BRONSIT (EB) Ilk olarak 1989 yilinda Gibson tarafindan tanimlanan EB, hem klasik hem de öksürük varyant astimdan farkli kronik öksürükle seyreden bir durumdur. Kronik öksürük yakinmasi olan, ancak birlikte dispne, hisilti, disfaji, hemoptizi ve PNAS olmayan hastalarda kronik öksürük ayirici tanisinda düsünülmelidir. Santral ve periferik hava yollarinda eozinofilik inflamasyon ve BAL sivisinda ve balgamda eozinofili (+) vardir. Öksürük reseptör sensitivitesi artmistir.Hastalarin çogunda deri testleri (+) iken tümünde IgE düzeyleri normaldir.

    55. EB’in prognozu çok iyi bilinmemektedir. EB astima dönüsebilir mi? EB remodeling’e neden olabilir mi? EB hava yolu obstrüksiyonuna yol açabilir mi? EB’in klinik görünümü, uzun süreli prognozu, atak özellikleri net olarak bilinmemektedir. Inhale ve/veya sistemik kortikosteroidler iyi cevap verirler

    56. ATOPIK ÖKSÜRÜK Ilk kez 1992 yilinda Fujimura tarafindan atopik özelliklere sahip 3 (8) haftadan uzun süren kuru öksürügü olan hastalarda tanimlanmistir. Japonya disinda görülüp görülmedigi bilinmemektedir. Japonyada kronik izole non-prodüktif öksürügü olan eriskinlerin %58’inde atopik öksürük saptanmistir.

    57. Özellikleri Atopi varligi; asagidakilerden birisinin varligi yeterli. Eozinofili (= %4 veya = 400/mm3), IgE= 200 IU/ml, aeroallerjen spesifik IgE pozitifligi, pozitif deri testi veya balgamda eozinofili = %2,5 BAL’da eozinofili yok SFT’lerinde obstrüksiyon yok (FEV1= %80, FEF25-75= %70, FVC= %80 ve FEV1/FVC> %75). Günlük PEF degiskenligi yok, bronsial reversibilite yok (< %15) BHR normal Öksürük reseptör sensitivitesi artmis Bronkodilatöre cevap yok. AC grafisi normal.

    58. Yapilan bir çalismada kesin atopik öksürük tanisi konan hastalarin hiçbirinde izlemde klasik astim gelismemistir. Yapilan baska bir çalismada bu hastalarda eozinofilik infiltrasyonun trakea ve bronslarda subepitelyal alanda oldugu ve küçük hava yollarinin tutulmadigi saptanmistir.

    60. GASTRO ÖZEFAGEAL REFLÜ (GÖR) Kronik öksürük nedenleri içinde ortalama %15’lik bir orana sahip oldugunu göstermektedir. GÖR, aspirasyon olmadan üst solunum yolunu (larinks) direk irrite ederek veya alt solunum yollarini mikro veya makro aspirasyon nedeniyle direk irrite ederek öksürük refleksinin aferent yolunu uyarir ve öksürüge yol açar. Ayrica asit distal özefagustaki vagal reseptörleri uyarmasiyla, özefagio-trakeobronsial nöral refleksi uyararak bronslarda nörojenik inflamasyonu baslatabilir ve bu yolla salinan nöropeptidler doku eozinofilisini uyarabilir.

    61. Laringoskopi, bronkoskopi ve AC grafisi normal oldugunda reflünün özefageal-bronsial refleksi uyararak öksürüge neden oldugu düsünülmektedir. Pek çok prospektif klinik çalisma bu durumun en önemli neden oldugunu göstermektedir. Kronik öksürügün nedeni bulundugu halde verilen tedaviye yeterli yanit alinamadigi her durumda GÖR düsünülmelidir. Verilen anti reflü tedaviye yanit alinmasi, en kesin tani koyma yoludur.

    62. GÖR Tedavisi Çocugun basinin yükseltilerek uyutulmasi Sigara içiminin kesilmesi Çocugun kilo vermesi Proteinden zengin, yagdan fakir diyete ek olarak çukolata, çay,kola ve asitli meyvelerin tüketilmemesi birçok hastada yarar saglar Thorax 2003;58:998

    63. Proton pompa inhibitörlerinin 8 hafta uygulanmasi hastalarin önemli bir kisminda öksürükte azalma yapar. 12 haftadan uzun kullanilmalari halinde etkin olmadiklari düsünülmelidir. Prokinetik ajanlar asagi ösefagus sfinkterinin tonusunu artirir ve gastrik bosalmayi hizlandirirlar. H2 antagonistler veya proton pompa inhibitörleri ile birlikte kullanilabilirler. Çocuklarda tek baslarina kullanilmalari öksürük supresyonunda daha etkili olabilir. Obstrüktif apne, nitratlar, progestron, kalsiyum kanal blokörlerinin kullanilmasi tedaviyi güçlestirir. Eur Respir J 2004;24:481

    64. GÖR’da Cerrahi Indikasyonlar Tibbi tedaviye ragmen ösefagiyal pH monitorizasyonunun pozitif olmasi Öksürügün GÖR’a bagli olmasi Yogun medikal tedaviye ragmen GÖR’a bagli öksürügün 3 aydan fazla devam etmesi ve hastalarin yasam kalitesinin öksürük nedeni ile bozulmasi Eur Respir J 2004;24:481

    65. Kulaktan Kökenli Öksürük Vagal sinirin aurikular dalinin (Arnold siniri)irritasyonu (serumen, yabanci cisim, kil büyümesi) öksürügü tetikleyebilir. Bu refleks insanlarin % 2.3’ünde görülür. Eksternal akustik kanalin posteroinferior duvarinin palpasyonu ile ortaya çikabilir. Irritan etkenin kaldirilmasi öksürügün birkaç günde kaybolmasini saglar. Am J Otol 1988;9:392

    67. Dekonjestanlar nazal mukozada kan damarlarinda vazokonstruksiyona yol açarak etkilerini ortaya çikarirlar bU etkileri periferik alfa ve beta reseptörlerini etkileyerek ortaya cikarirlar Bu hipertansiyon gibi yanetkilerin olusmasi nin mekanizmalarini aciklar Fenilefrin ve pseudoefedrin direkt alfa agonist etkilidir Piyasadaki bir cok dekonjestanin içinde pseudoefedrin vardir etkisi 1-3 saatte ortaya cikar dusuk bir terapötik indeksi vardir Fenilproponalamin direkt alfa reseptör agonistidir Hafifi bir beta reseptor affiniteside vardir ve sinir uclarindan norepinefrin salgilanmasina nedenour 2000 yilinda FDA onayi ile dekonjestanarin içeriginden cikarilmistir. Hemorajik stroke ve gecici iskemik ataga neden oldugu içinDekonjestanlar nazal mukozada kan damarlarinda vazokonstruksiyona yol açarak etkilerini ortaya çikarirlar bU etkileri periferik alfa ve beta reseptörlerini etkileyerek ortaya cikarirlar Bu hipertansiyon gibi yanetkilerin olusmasi nin mekanizmalarini aciklar Fenilefrin ve pseudoefedrin direkt alfa agonist etkilidir Piyasadaki bir cok dekonjestanin içinde pseudoefedrin vardir etkisi 1-3 saatte ortaya cikar dusuk bir terapötik indeksi vardir Fenilproponalamin direkt alfa reseptör agonistidir Hafifi bir beta reseptor affiniteside vardir ve sinir uclarindan norepinefrin salgilanmasina nedenour 2000 yilinda FDA onayi ile dekonjestanarin içeriginden cikarilmistir. Hemorajik stroke ve gecici iskemik ataga neden oldugu için

    68. Antitusifler klinik etkilerini santral sinir sisteminde öksürük merkezini direkt inhibe ederek gösterirler Dekstrometorfan in kodein gibi antitusif etkisi vardir fakat analjezik etkisi ve bagimlilik yapici etkisi yoktur. Genel olarak guvenilir ve iyi tolere edilir AAP’nin dextrometorafn ve kodein ile iliskisi önerileri Bu ilaclarin cocukarda kullanimina ve endikasyonlarina iliskin yeterince bilimsel veri yoktur Öksürügün supresyonu bir ck solunum sistemi hastaliginda zararli ve hatta kontrendikedir Dozlari ile ilgili bilgiler genellikle eriskin çalismalarindan gelmistir Yan etkileri ve doz asimina iliskin calismalar yetersizdir Ailelerimn mutlaka öksürük üzerine olan etkilerinin kanitlanmmais olduklari ve olasi yan etkileri ile ilgili olarak bilgilendirilmeleri gerekiyor Fakat 10 mg/ kg dozlarinda toksik etkiler gorulebilir Klinik etkileri 15-30 dk da ortaya cikar 3- saat surer.Populasyonun yaklasik %10’u dekstrometorfani genetik mpolimorfizm nedeni ile yavas metabolize eder ve yarilanma omru daha uzundur. Dekstrometorfan cok sayida preperatin icinde vardir. Doz asimi ile kusma , bulanti, ataksi, urine retansiyon vb gibi yan etkiler ortaya cikar.Antitusifler klinik etkilerini santral sinir sisteminde öksürük merkezini direkt inhibe ederek gösterirler Dekstrometorfan in kodein gibi antitusif etkisi vardir fakat analjezik etkisi ve bagimlilik yapici etkisi yoktur. Genel olarak guvenilir ve iyi tolere edilir AAP’nin dextrometorafn ve kodein ile iliskisi önerileri Bu ilaclarin cocukarda kullanimina ve endikasyonlarina iliskin yeterince bilimsel veri yoktur Öksürügün supresyonu bir ck solunum sistemi hastaliginda zararli ve hatta kontrendikedir Dozlari ile ilgili bilgiler genellikle eriskin çalismalarindan gelmistir Yan etkileri ve doz asimina iliskin calismalar yetersizdir Ailelerimn mutlaka öksürük üzerine olan etkilerinin kanitlanmmais olduklari ve olasi yan etkileri ile ilgili olarak bilgilendirilmeleri gerekiyor Fakat 10 mg/ kg dozlarinda toksik etkiler gorulebilir Klinik etkileri 15-30 dk da ortaya cikar 3- saat surer.Populasyonun yaklasik %10’u dekstrometorfani genetik mpolimorfizm nedeni ile yavas metabolize eder ve yarilanma omru daha uzundur. Dekstrometorfan cok sayida preperatin icinde vardir. Doz asimi ile kusma , bulanti, ataksi, urine retansiyon vb gibi yan etkiler ortaya cikar.

    69. Antihistaminikler H1 blokerleri yapisal olarak histamine benzerdir ve resptor duzeyinde histaminin etkisini azaltirlar Antihistaminiklerin ayni zamanda sedatif, antispazmodik, antiemetik, ve antikolinerjik etkileri vardir. Toksik etkileri genellikle antikolinerjik etkiller ile iliskilidir. Ve yuksek dozlarda ileti bozukluklari disritmi gorulebilir Cocuklar bu toksik etkilere eriskinlerden daha fazla duyarlidirlar. Antihistaminikler H1 blokerleri yapisal olarak histamine benzerdir ve resptor duzeyinde histaminin etkisini azaltirlar Antihistaminiklerin ayni zamanda sedatif, antispazmodik, antiemetik, ve antikolinerjik etkileri vardir. Toksik etkileri genellikle antikolinerjik etkiller ile iliskilidir. Ve yuksek dozlarda ileti bozukluklari disritmi gorulebilir Cocuklar bu toksik etkilere eriskinlerden daha fazla duyarlidirlar.

    70. ÖKSÜRÜK KOMPLIKASYONLARI Kardiovasküler Arterial hipotansiyon Bradiaritmi/Tasiaritmi Bilinç kaybi Subkonjuktival,nazal venlerde kanama Gastrointestinal Mallory-Weiss yirtiklari Dalak rüptürü GERH Herniasyonlar

    73. Persistan- Izole-öksürükle astim arasindaki farklar

    74. Diger infeksiyonlar: YD dönemi ve hemen sonrasinda baslayan öksürük CMV veya rubella gibi konjenital infeksiyonlari düsündürür. Bu infeksiyonlar HSM, trombositopeni ve SSS bulgulari ile seyreder. C. Trachomatis yasamin ilk ayindan sonra afebril pnömoni paroksismal öksürük ve bazen vizing ile seyreder ve hastalarin yaklasik %50’sinde konjunktivit de görülür. B. Pertusis siyanoz ve apnenin takip ettigi ciddi paroksismal öksürükle seyreder.

    75. Eger öksürük balgamli ve AC grafisinde atelektazi, infiltrasyon varsa veya HRCT’de bronsektazi saptaniyorsa kistik fibrozis, immün yetmezlik, primer silier disknezi veya yabanci cisim nedeniyle gelisen tekrarlayan infeksiyonlar düsünülmelidir.

    77. Kronik Öksürüklü Çocuklarda Alternatif Tanilari Düsündüren Bulgular Öksürügün neonatal dönemde baslamasi: Konjenital defektler (TÖF, laringeal kleft, trakeo/bronkomalazi) KF, PCD AC’de anatomik lezyonlar (kist, trakeomalazi) Kronik viral infeksiyonlar (CMV veya Clamidya)

    78. Kronik pürülan öksürük (Kr. Süpüratif AC hastaligi) Kr. Bronsit KF Bronsektazi a-1 AT eksikligi PCD (Tekrarlayan KBB infeksiyonlari ve ASYI, situs inversus, dogumdan itibaren belirgin ve persistan rinit)

    79. Öksürük bir tikanma periyodu sonrasi basliyor ve devam ediyorsa (yabanci cisim) Genel saglik durumunun kötü olmasi, büyüme geriligi veya çomak parmagin olmasi. Beslenme sirasinda artan öksürük (TÖF, laringeal kleft). Fizik muayenede tonsil hipertrofisi, adenoid hipertrofisi, nazal polip, toraks deformiteleri, asimetrik dinleme bulgulari, stridor)

    80. >7 Yas Çocuklarda Kronik Öksürük Algoritmasi

    81. I. Basamak: Post-Nazal Drip (PND) I. Jenerasyon antihistaminik-Dekonjestan (A/D) bir hafta ver. Cevap yoksa II. Basamaga geç. Cevap varsa tedaviyi 15 güne tamamla. Öksürük ve PNA semptomlari devam ediyorsa; Tedaviye nazal steroid (NS) ekle. Bulgular hala devam ediyorsa; Sinüs filmi çek. Eger dekonjestan tolere edilemezse; NS+A Eger antihistamin tolere edilemezse: NS+D Maksimum tedaviye ragmen öksürük devam ediyorsa II: basamaga geç.

    82. II. Basamak: Bronsial Hiperreaktivite (BHR): Metakolin veya histamin Provakasyon testi. Negatifse III: basamaga geç. Test pozitifse IKS tek veya oral steroidle beraber ver. 7 yasin altindaki hastalarda BHR bakilamayacagi için, IKS tedavisine cevap degerlendirilmelidir. Maksimum tedaviye ragmen öksürük devam ediyorsa III: basamaga geç.

    83. III. Basamak: Radyolojik degerlendirme: Eger daha önce çekilmemisse AC grafisi ve sinüs grafisi çek. Grafiler normalse IV: basamaga geç.

    84. IV. Basamak: GÖR: 24 saatlik pH monitörizasyonu. Reflü saptanirsa tedavi et, reflü saptanmazsa V. Basamaga geç. V. Basamak: Bronkoskopi: Bronkoskopi negatifse, kronik öksürügün nadir nedenlerini degerlendir.

    85. PERSISTAN IZOLE ÖKSÜRÜK (Non-spesifik öksürük, persistan öksürük, izole öksürük, reküren öksürük) Persistan öksürük: 3 haftadan uzun süren ve bu süre içinde 3 günden fazla asemptomatik dönemlerin olmadigi öksürüktür. Persistan reküren öksürük: Yilda 2 den fazla olan ve 2 hafta veya daha uzun süre devam eden öksürük. Intermitan (reküren) veya Persistan öksürük çocukluk çaginda çok sik olarak görülmektedir. Bu öksürükler çocuklarda en sik viral enfeksiyon veya atipik infeksiyonlarla tetiklenmektedir.

More Related