1 / 74

Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri

Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri. Doğan Şahin. Dinamik Yaklaşım. Psikanalitik teori, cinsel işlev bozukluklarına çocukluk yaşantılarından köken alan bilinç dışı çatışmaların, yol açtığını söyler. Sistemik Yaklaşım.

Download Presentation

Cinsel İşlev Bozukluklarının Nedenleri

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Cinsel İşlev BozukluklarınınNedenleri Doğan Şahin

  2. Dinamik Yaklaşım • Psikanalitik teori, cinsel işlev bozukluklarına çocukluk yaşantılarından köken alan bilinç dışı çatışmaların, yol açtığını söyler.

  3. Sistemik Yaklaşım • Sistemik yaklaşan teorsiyenler, cinsel yetersizliğin köklerini cinsel yönden yaralayıcı bir ortam yaratmaları nedeniyle çiftler arasında gelişen patolojik etkileşime bağlarlar.

  4. Bilişsel-davranışçı yaklaşım • Davranışçı model ve öğrenme teorisi ise cinsel tepkiyi bozan şartlı tepkilerin cinsel davranışı takip eden kötü olasılıklardan kazanılmış olduğunu söyler.

  5. Giriş • Seksten zevk alma isteği ve buna karşı bilinçsiz korku arasındaki çatışmanın arkasında çok derinlerde yatan gerçek ve eski nedenler olabilir.

  6. Giriş • Cinsel duygular açısından yoğun ve provoke edici derecede ensestiyöz ailelerin kısıtlı ve çatışmalı ortamında yetişmiş bireylerden oluşan çağdaş toplumda, olumsuz duygulanım ve çatışmalar, hemen neredeyse değişmez olarak cinsel güdülerin saf hazzını engelleyici bir rol oynarlar.

  7. Giriş • Cinsel isteklerle; tanrıların, toplumun ve ebeveynlerin öç alma korkusu arasındaki çatışma her zaman vardır ve belki de şu andaki çocuk yetiştirme koşulları için bir dereceye kadar kaçınılmazdır ve kişinin genellikle farkındalığının dışındadır. Fakat bireysel yaşamın cinsel ve cinsel olmayan yönleri üzerinde güçlü zarar verici etkileri olmaktadır.

  8. Giriş • Cinsel sorunları açıklamaya çalışan kuramlar arasındaki çelişkilere karşın seks terapisinde hızlı ve dramatik iyileşmeler olmaktadır.

  9. Giriş • Cinsel işlev bozukluğu çok çeşitli psiko-sosyal ve dinamik nedenlerden kaynaklanabilir. • Çoğu durumda tek bir etken yerine bir çok etkenin bir araya gelmesi ile oluşmuş bir tablo söz konusudur.

  10. Giriş • Cinsel işlev bozukluğuna yol açtığı bildirilen nedenlerin özellikle de erken yaşam dönemlerinde ortaya çıkmış olanların basit bir neden sonuç ilişkisi içinde olduğunu göstermek zordur.

  11. Giriş • Hatta organik nedenlerde bile organik etkenin tek başına ve doğrudan cinsel işlev bozukluğuna yol açtığını söylemek zor olabilmektedir. Öyle ki uzun araştırmalardan sonra çifte cinsel tedavi önerildiği zaman bile nedenler tam olarak aydınlatılmamış olabilir.

  12. Giriş • Cinsel sorunlarda etkili faktörleri, yatkınlık yaratıcı, başlatıcı ve sürdürücü nedenler olarak ayırmak tedavi açısından yararlı olmaktadır. • Ancak meselabaşlatıcı olarak tanımlanan bir etken, sürdürücü bir faktör olarak da etki edebilir.

  13. Sınıflama • 1-Yatkınlık Yaratıcılar: Kişinin erken yaşam deneyimi içinde cinsel zorluklar geliştirmesine yatkınlık sağlayan etkenler, • 2-Başlatıcılar: İşlev bozukluğunun ortaya çıkmasına neden olan etkenler, • 3-Devam ettiriciler: İşlev bozukluğunun sürmesini açıklayan etkenler olarak ayrılabilir.

  14. 1-YATKINLIK YARATICI ETKENLER • -Yetiştirilme tarzı • -Bozuk aile ilişkileri • -Yetersiz ya da yanlış cinsel bilgiler • -Travmatik cinsel deneyim • -Psikoseksüel roldeki güvensizlik • -İntrapsişik dinamik nedenler

  15. Yatkınlık Yaratıcı Etkenler • Bunlar erken yaşantılar olduğu için kolayca unutulabilir veya yanlış hatırlanabilir. • Yatkınlaştırıcı faktörlerin farkedilmesi hastaya ve terapiste şu andaki durumun saptanmasında ve olası tedavi başarısı konusunda yardımcı olur.

  16. 1. YYF/Yetiştirilme tarzı ve eğitim • Bir çocuğun ailesinin cinselliğe ve kişisel ilişkilere bakış açısı psikoseksüel gelişim üzerine belirleyici bir etkiye sahiptir. • Ailenin bakış açısı açık veya gizli bir şekilde verilebilir. • Bazı ailelerde seks tabu olduğu için çocuk tarafından yanlış veya utanç verici bir şey olarak algılanabilir, bazı ailelerde ise cinsellik açıkça kötülenir. Çocukların cinsel konulara ilgileri kınama ve ayıplama ile karşılanır.

  17. 2. Bozuk aile ilişkileri • Ebeveynlerin kendi aralarındaki ilişkileri kadar çocuklarıyla ilişkileri de cinsel sorunlar için yatkınlık yaratıcı olabilmektedir. • Eğer ebeveynler arasındaki ilişki duygudan yoksun veya sorunlu ise özellikle fiziksel yakınlıktan yoksunsa çocuğun kadın/erkek ilişkileri için zayıf bir başlangıç modeli olacaktır. • Aynı şekilde çocuk ve ebeveyn arasında sıcaklık ve duygusallığın olmaması erişkinlikte yakın ilişkiler kurmakta zorluğa neden olabilir.

  18. 3.Yetersiz/yanlış cinsel bilgi • Bir önceki kuşak ve akranlardan elde edilen cinsel bilgiler çoğunlukla eksik, yetersiz ve hatta çoğunlukla yanlıştır. • Birçok vakada cinsel bilgilendirme ergenlikte işitilmiş kötü şakalar veya cinsel eğitimi zaten yetersiz olan diğer çocuklardan edinilmiştir. • Eksik ve yetersiz cinsel bilgilenme aynı zamanda cinsel mitlere inanmayı da kolaylaştırır.

  19. 4.Travmatik cinsel deneyimler • Fritz’in Amerika’da 952 kolej öğrencisiyle yaptığı bir çalışmada yetişkinlerle ergenlik öncesi cinsel yakınlaşma oranını erkeklerde % 4.8 bulunmuştu. Erkeklerin % 60’ında bunlar homoseksüel nitelikteydi. • Aynı yazarın bir başka çalışmasında çocukluğunda cinsel olarak sarkıntılığa uğramış erkeklerin % 10’nun cinsel işlev bozukluğu gösterdikleri saptanmıştı. • En sık rastlanan cinsel işlev bozukluğu erektil işlev bozukluğu ve istek bozukluğuydu.

  20. Psikoseksüel roldeki erken güvensizlik: • Cinsel rol ve kimlikteki güven ve rahat eksikliği cinsel disfonksiyona neden olabilir. Bir çok etken özellikle erken deneyimler cinsel kimliğin algılanışını etkileyebilir. Ergenliğe yaşıtlarından daha erken giren ve fiziksel gelişme gösteren bir genç yaşıtlarından daha çok utanma duygusu geliştirebilir.

  21. Psikoseksüel roldeki güvensizlik • Göğüs gelişimi yaşıtlarından erken olan bir kız bunu sorun yapabilir. Benzer olarak gecikmiş puberte de yetersizlik duygularına yol açar. Ergenin gelişmekte olan cinselliğine ailesinin yaklaşımı da ergenin cinselliğe bakışını ve cinsel yaşamını etkiler. Ergenin mahremiyitine saygı, yeni ihtiyaçlarına dikkat ve özen gösterilmemesi cinsel gelişiminin hoş karşılanmadığını düşündürebilir.

  22. İntrapisişik Psikodinamik Nedenler: • Kişinin sevdiği biriyle cinsel tatminden haz duyması ve böyle yaparsa cezalandırılacağı korkusu arasındaki bilinçdışı çatışma, psikanalitik teorinin cinsel sorunlarla ilgili açıklamasının çekirdeğini oluşturur. Özellikle çocukken cinsel deneyimlere verilmiş korkutma ve cezalar yeni yaşantılarla harekete geçebilir.

  23. Dinamik nedenler • Yetişkin bu korkuların kurbanı olur ve çocukluk korkuları ile halihazırdaki sorunu arasındaki ilişkiyi bilmemesine karşın bazı ödünler verir. Seks bir çatışmaya konu olduğunda cinsel istek inkar edilir ve sonraya ertelenir, ayrıştırılır ve çarpıtılmış nevrotik yollarla ifade edilir.Cinsel zevk almakla ilgili suçluluk duyguları kişi farkına varmadan cinsel işlevi bozar.

  24. Dinamik nedenler • Cinsel semptom oluşumundan sorumlu olan mekanizma, hastanın farkında olmadığı ve sessiz bir şekilde duran çatışmalarının hali hazırdaki yaşantısıyla aktive olmasıdır. Bu baskılanmış cinsel çatışmalarının ortaya çıkması yetişkin cinsel sorunlarının nedenidir.

  25. 1-Çözümlenmemiş Ödipal Sorunla İlgili Faktörler : a) Karşı cinsten ebeveyni sembolize eden bir nesneye yönelik çözümlenmemiş bilinçdışı cinsel arzu b) Kendi cinsinden ebeveyni sembolize eden bir nesneyle ilişkili agresif ya da rekabetçi arzular c) Kastrasyon korkusu i) babanın kastrasyonu ii) annenin kastrasyonu d) Negatif Ödipal Kompleks.

  26. 2-Süperego kaynaklı suçluluk duyguları : a) Ödipal suçluluk b) Değerler, kurallar/ cinsel arzular arasındaki çatışma c) Genel olarak kurallar/haz arasındaki çatışma

  27. 3-Pregenital Sorunlar (Cinsel gelişimin erken dönemlerinde fiksasyon) a) cinsel nesneye yönelik bilinçdışı agresif fanteziler b) cinsel nesneye yönelik bilinçdışı persekütif fanteziler i) agresyon inhibisyonu ii) parsiyel dürtülerin baskınlığı

  28. 2-BAŞLATICI FAKTÖRLER • CİB genellikle bir olaydan sonra ortaya çıkar. Genellikle primer CİB'de etkenler daha zor belirlenir. Sözgelimi erken boşalma için bir başlatıcı neden bulunamayabilir.

  29. 1. Hamilelik ve doğum:. • Cinsel ilgide azalma, sıklıkla çocuk doğumunu takiben olur. İlgideki azalma daha çok küçük bir bebekle başa çıkmanın verdiği yorgunluk ve depresyona bağlıdır. Ayrıca epizyotomi skarının ağrısı veya postpartum vaginal kuruluk gibi cinsel birleşmeyi zorlaştıran durumlarda ve özellikle de emziren kadınlarda isteksizlik olabilir.

  30. Hamilelik ve doğum • Klinik gözlem cinsel sıkıntıların sıklıkla ikinci çocuğun doğumunu takiben olduğunu göstermektedir. Birçok çift, ikinci çocuğun doğumunun yeni talepler getirdiğini ve kronik yorgunluğa neden olduğunu bildirmektedir. • Hamilelikte cinsel yaşamın sakıncaları hakkındaki yanlış bilgiler, çocuğa bir zarar geleceği korkusu gibi etkenler yanında, erkeğin kadını anne olarak görmeye başlaması da bir cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir.

  31. Eşler arasındaki genel ilişki bozukluğu: • Genel ilişkideki uyumsuzluk hem ortaya çıkarıcı hem de sürdürücü bir etken olarak cinsel işlev bozukluğunun en yaygın sebebidir. Bazı çiftlerin belirgin bir sürtüşmeye rağmen tatmin edici cinsel yaşamaları olması mümkünse de bu durum nadirdir. Kronik düşmanlık ve hoşnutsuzluk duyguları çok açık olabilirken, sevgi kaybı ve ifade edilmemiş kırgınlık da eş reddine neden olabilir. • Birbirlerine kızgınlıkları, kırgınlıkları olan çiftler partnerlerine cinsel haz vermek istememelerinden dolayı CİB geliştirebilirler. Eşini itici bulan ve öfke duyan birinin cinsel isteği de ketlenebilir.

  32. Sevişme sırasındaki iletişimsizlik de önemli bir sorun olabilir. Eşler cinsel ilişki sırasında birbirlerine istedikleri ve istemedikleri şeyleri söylemekte çekingen davranabilmektedirler. Eşlerini ev kadını kimliği ile gören ve ona cinsel olarak aktif ve istekli bir rolü uygun bulmayan erkekler eşlerinin aktif katılımını ketleyebilmektedirler.

  33. Gene aynı erkekler kendi isteklerini de ketleyerek cinselliği sıradanlaştırmakla eşlerini cinselliğe düşkün ve bundan çok zevk alan biri olarak algılamanın getireceği anksiyeteden kurtulmaktadırlar. Aldatılma korkusu ve eşini temiz, saf ve iyi kadın kategorisinde tutma kaygıları olan erkeklerde bu tür davranışlara oldukça sık rastlanmaktadır.

  34. Cinsel eşi tarafından aldatılma: • Partnerin sadakatsizliğinin fark edilmesi özellikle sekse ilgilinin kaybolması ve erektil disfonksiyon olmak üzere sıklıkla bir cinsel işlev bozukluğuna yol açabilir. Gizli aldatmayla ilgili suçluluk duyguları da sadık olmayan partnerde CİB’e neden olabilir. Aldatma ilişkideki problemleri de yansıtabilir. Bazan kişi yeni bir partnerle doyumlu ilişki sayesinde eşiyle cinsel tatminsizliği farkedebilir.

  35. Aldatılmaya karşı eşlerde yalnızlık duyguları, eşe karşı öfke, narsisistik yaralanmaya bağlı öfke reaksiyonları ve depresif tablolar ortaya çıkabilir. Eski bilinçdışı çatışmaların şiddetlenmesi söz konusu olabilir. Erkeklerde aldatılmaya tepki olarak en çok erektil disfonksiyon, kadınlarda cinsel isteksizlik görülmektedir. Kadınlarda aldatılmayı takiben ortaya çıkan cinsel isteksizlik erkekte sekonder olarak erken boşalmaya neden olabilmektedir.

  36. Gerçekdışı beklentiler: • Bir bireyin cinsel beklentileri cinsel doyumunu etkileyebilir. Gerçek dışı ve abartılı cinsel beklentiler, cinsel yaşamdan memnuniyetsizliğe ve cinsel yaşama ilgisizliğe götürebilir. Kadınlarda her cinsel ilişkide orgazm olma beklentisi, cinsel yaşamlarıyla ilgili tatminsizlik duygularına bu da cinsel yaşamdan uzaklaşmaya götürebilir.

  37. Partnerde cinsel işlev bozukluğu Kadının orgazmik fonksiyon bozukluğu veya yetersiz ilişki isteği erkeğin erken boşalmasına veya erektil disfonksiyona neden olabilir veya tersi söz konusu olabilir. Bu tür vakalarda hangi fonksiyon bozukluğunun önce geliştiğini belirlemek önemlidir çünkü tedavinin başlangıç odağı olacaktır. Seks terapisini kabul eden çiftlerin üçte birinde cinsel işlev bozukluğu her iki partnerde birden görülür. • Bizim bir çalışmamızda vaginismuslu kadınların yaklaşık40’ının eşlerinde de CİB saptamıştık.

  38. Tesadüfi başarısızlık: • İzole bir başarısızlık deneyimi böyle bir yaşantının psikolojik sekeline bağlı olarak cinsel işlev bozukluğuna neden olabilir. Örneğin alkol kullanımı olan orta yaşlı bir adam işteki sıkıntısı nedeniyle son zamanlarda alkol alımını artırmış olsun. Bu kişi bir ilişkide çok içmişken ereksiyon güçlüğü yaşamışsa bunun kalıcı olacağı endişesi ereksiyon bozukluğuna yol açabilir. Daha sonra bu endişeyi ancak alkol alarak giderecek ve gene alkolün etkisiyle tekrar ereksiyon zorluğu yaşayacak ve yeni bir başarısızlık bir kısır döngü oluşturacaktır.

  39. Organik hastalıklara reaksiyon: • Birçok hastalık ya da hastalığın yarattığı durum veya tedavi biçimlerine karşı gelişen psikolojik reaksiyonlar cinsel işlev bozukluğuna neden olabilmektedir. Bunların başında kanserler, jinekolojik hastalıklar ve ameliyatlarla diğer ciddi hastalıklar gelir.

  40. Yaşlanma: • Bireyin yaşlanmaya tepkisi cinsel işlev bozukluğunun gelişip gelişmeyeceğinin ana belirleyicilerinden olabilir. Örneğin menapozu takiben utanma hissettiği için seks isteğini kaybeden bir kadının esas nedeni ön sevişme sırasındaki lubrikasyonun azlığı olabilir. Tıpkı orta yaşlı bir erkeğin ereksiyon ve ejekülasyon için daha fazla uyarıya gereksinim duymasından utanabilecegi gibi.

  41. Yaşlanma • 1.Kilo alımı, sarkmış göğüsler gibi fiziksel değişikler, ilgi çekiciliğin kaybı veya bireyin cazibesini yitirdiği ile ilgili düşüncelere neden olarak sekse ilgiyi azaltabilir. • 2. Öte yandan eklem hastalıkları, kalp damar hastalıkları, kanser ve diger ciddi hastalıklar cinsel işlevleri bozabilir. • 3. hastalık görülmesinini sılığında artış cinsel fonksiyonları etkileyecek ilaç kullanımını artırabilir. • 4. depresyon, anksiyete ve demans gibi psikiyatrik bozukluklar daha sık görülebilir ve bunları tedavide kullanılan ilaçlar cinsel işlevi bozabilir.

  42. Yaşlanma • 5. yaşlı insanların cinsel yaşamı ile ilgili cinsel mitler de cinsel işlevleri bozabilir. Bunlar şunlardır: Seks genç ve çekici insanların ayrıcalığıdır; üreme durduğunda seks de durmalıdır; orta yaştan sonra cinsel performans genelllikle durur, durmasa da anormaldir. • Yaşla birlikte cinsel isteğin ve ilginin azalacağı inancı ileri yaşlarda insanları cesaretsizleştirmekte veya bazı yaş dönümülerinde ortaya çıkabilen yaşılık korkuları cinsel yaşamı etkileyebilmektedir.

  43. Depresyon ve anksiyete bozukulukları • Çeşitli nedenlerle otaya çıkan anksiyete bozuklukları ve depresyon cinsel isteği ve ilgiyi azalttığı gibi cinsel işlev bozukluklarına da sebep olmaktadır. Burada primer olay anksiyete bozuklukları ya da depresyon ise öncelikle bunların düzeltilmesi gerekir. Bazan da cinsel işlev bozukluğuna sekonder olarak anksiyete bozuklukları ve depresyon gelişebilmektedir.

  44. Depresyon ve anksiyete bozuklukları • Bir erektil disfonksiyon grubunun üyeleri sorunların kendileri açısından anlamını şöyle belirtmişlerdi: “ insanların yüzüne bakamıyorum”, “sorunum belli olur diye çok korkuyorum”, “kanser olsam bundan daha iyi hiç değilse onurumla ölürüm”, “eğer sorunum düzelmezse intihar edeceğim”.

  45. Travmatik cinsel deneyimler: • Travmatik cinsel deneyimler cinsel işlevlerin her aşamasında bozukluk ortaya çıkarabilmektedir. Kadınlarda özellikle uyarılma zorlukları, cinsel tiksinme bozukluğu, vaginismus görülürken erkeklerde daha çok erken boşalma ve erektil disfonksiyon görülmektedir. İstenmeyen gebelik de cinsel travmanın bir diğer formudur. Cinsel istek azalmasına neden olabilir.

  46. Travma • Ancak erişkinlikte yaşanan cinsel travmanın cinsel işlev bozukluğuna neden olduğu ile ilgili yaygın kabülü destekleyen çok fazla bilgi yoktur. Birçok tecavüz kurbanı kadının bu eylemden sonra seks isteklerinin ve seksten aldıkları zevkin azaldığı, orgazm zorlukları olduğuna ilişkin yayın azdır.

  47. B- GÜNCEL FAKTÖRLER 1)Cinsel eşin ebeveyn figürü olarak algılanmasını kolaylaştıran bir olayın ya da durumun oluşması : • Hamilelik, doğum • Projektif identifikasyon ve entrojeksiyon süreçlerinin çocuk-ebeveyn paternini yerleştirmesi

  48. B- GÜNCEL FAKTÖRLER 2)Kastrasyon anksiyetesini ortaya çıkaran bir olayın meydana gelmesi a) bir otorite tarafından cezalandırılma ya da cezalandırılma tehdidi b)ilişkide üçüncü bir kişinin gerçek ya da fantastik olarak varlığı c) rastlantısal başarısızlık d) sünnet, kirvelik vb gibi sembolik anlamı olan olaylar

  49. B- GÜNCEL FAKTÖRLER 3) Ödipal Yenilgi Olarak Algılanan Bir Olayın Meydana Gelmesi a) aldatılma b) rastlantısal başarısızlık c) başkalarının abartılı cinsel deneyimlerinin öğrenilmesi ve mitler d) partnerde cinsel işlev bozukluğu

  50. B- GÜNCEL FAKTÖRLER 4)Engellenmiş parsiyel dürtüler ve “perversiyon” arzuları 5)Narsisistik sorunlar a) Yaşlanma b) Cinsel çekiciliğinden kuşku duyma c) Yakın ilişkiye girme korkuları d) Narsisistik yaralanmalar

More Related