1 / 21

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II. Ünite 1 YENİDEN YAPILANMA DÖNEMİ. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ. Nüfus: 1927 yılında Türkiye’nin nüfusu 13.648.270 kişiydi. Ülke genelinde 63 il, 328 ilçe, 699 bucak, 39.901 köy vardı.

toyah
Download Presentation

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi II Ünite 1 YENİDEN YAPILANMA DÖNEMİ

  2. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ Nüfus: • 1927 yılında Türkiye’nin nüfusu 13.648.270 kişiydi. Ülke genelinde 63 il, 328 ilçe, 699 bucak, 39.901 köy vardı. • 1927 yılı nüfus verilerine göre kadın nüfusu erkek nüfusundan daha fazlaydı. • Nüfusun %24.2’si şehirlerde, %75.8’i köylerde yaşıyordu.

  3. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ Sağlık: • Cumhuriyetin ilk yıllarında, ülke genelinde sağlık durumu yetersiz seviyedeydi. • 1928 yılı itibariyle 1.078 doktor, 130 hemşire, 1.059 sağlık memuru ve 377 ebe vardı. • Ülkenin sağlık konusunda yetersiz olması nedeniyle, TBMM’de çıkarılan ilk yasalar sağlık alanı ile ilgiliydi.

  4. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ Eğitim: • Cumhuriyet yönetimi eğitim konusuna büyük önem verdi. Henüz Milli Mücadele’nin devam ettiği sırada Ankara’da Maarif Kongresi toplandı. • Cumhuriyetin devraldığı eğitime kısaca bakacak olursak; • İlköğretim: 1923-1924 senesi verilerine göre; Türkiye’de 4.894 adet ilkokul bulunuyordu. Bu okullarda öğrenci sayısı 341.941 iken öğretmen sayısı 10.238 idi. Bu doğrultuda Osmanlı Devleti yıkıldığında okur-yazar oranı %6-%10 arasındaydı.

  5. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ • Ortaöğretim: 1923-1924 senesi verilerine göre; Türkiye’de 72 adet ortaokul bulunuyordu. Bu okullarda öğrenci sayısı 5.905 iken öğretmen sayısı 796 idi. Yine aynı dönemde 23 adet lise bulunuyordu. Bu okullarda öğrenci sayısı 1.241 iken öğretmen sayısı 513 idi. • Yükseköğretim: fakülte ve yüksekokul sayısı 9, öğrenci sayısı 2.914, öğretim elemanı sayısı 307 idi.

  6. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ • 1938-1939 yılı itibariyle okur-yazar oranı %24.5’e ulaşmıştı. • 1938-1939 öğretim yılında ortaokul sayısı 228’e, öğrenci sayısı 83.642’ye, öğretmen sayısı 3.402’ye ulaşmıştı. Aynı yıl lise sayısı 75’e, öğrenci sayısı 24.363’e, öğretmen sayısı 1.329’a ulaşmıştı. • Bu doğrultuda kurum ve öğretmen bazında ortalama %250-300’lük bir artış, öğrenci sayısında %400’lük büyüme söz konusu olmuştu.

  7. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ Ulaşım • Cumhuriyet döneminde demiryolu ulaşımına büyük önem verilmişti. Bu dönemde bir yandan hat uzunluğu arttırılırken diğer yandan demiryollarını millileştirme faaliyetleri gerçekleştir. • 1923 yılı itibariyle demiryolu uzunluğu 3.756 km., tren kilometresi 1.427.000 km. idi. 1938 yılında bu hat uzunluğu 7.148 km., tren kilometresi 15.598.000 km. oldu. • Karayollarına baktığımızda 1923’de 2.500 km. iken 1938’de 21.575 km. oldu.

  8. CUMHURİYETİN İLK YILLARINDA TÜRKİYE’NİN GENEL GÖRÜNÜMÜ Ekonomik Durum • Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ithalat ve ihracat oldukça dengesiz seyretmekteydi. Bu durum milli üretimin önünü tıkayan antlaşmalardan kaynaklanıyordu. • Mustafa Kemal; siyasi, askeri başarıların ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik başarılarla taçlandırılmazsa elde edilen zaferlerin az zamanda söneceğini söylüyordu. • TBMM Hükümeti kuruluşundan itibaren zirai üretimi arttırmak yolunda uygulamalar yaptı. Bu doğrultuda sahipsiz, vakıf ve devlet topraklarını köylüye dağıtma yoluna gitti.

  9. İDARİ DÜZENLEMELER Devlet millet birlikteliği için ilk adım • Büyük Taarruzun hemen ardından, henüz Yunan ordusunun takip edildiği günlerde Mustafa Kemal, İzmir valiliği için, Konya valisi Abdülhalik Bey’in görevlendirilmesini hükümete önerdi. • İşgal altından kurtulan yerlerde idari boşluk oluşmasını engellemek için bu tür uygulamaya gidildi. Ekonomik Düzenlemeler • Yunan ordusunun Anadolu’dan atılmasını ardından ekonomik düzenlemeler yapıldı.

  10. İDARİ DÜZENLEMELER • Afyon’dan itibaren yakılıp yıkılan köylerdeki halkın yemeklik, tohumluk gibi temel ihtiyaçlarının karşılaması için sosyal yardım komisyonlarının kurulması kararı alındı. • İş gücünü arttırmak için ekim ve hasat zamanında ağır cezaya mahkum olanların dışındaki bütün hükümlülerden yararlanma yoluna gidildi. • Barış zamanında askerlere yeni ziraat yöntemlerinin uygulamalı olarak öğretilmesi kararı alındı.

  11. İDARİ DÜZENLEMELER İdari Düzenlemeler • TBMM hükümeti işgalden kurtarılan yerlerdeki devlet teşkilatını yeniden kurma ve milli hakimiyet prensibine sadık insanlar oluşturma çabası içine girdi. • Şehid-i Milli olarak bilinen Boğazlıyan eski kaymakamı Kemal Bey’in eşi ve çocuklarına vatana hizmet tertibinden maaş bağlanmasına karar verildi. • Mayıs 1922’de pasaportlarda yer alan padişah adına olan izin, TBMM adına olarak değiştirildi.

  12. İDARİ DÜZENLEMELER • Tapu senetlerinde yer alan padişah tuğrası yerine TBMM adının alması kararı alındı. Askeri düzenlemeler • Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından hemen sonra Türk Silahlı Kuvvetleri barış durumuna dönüş hazırlığına başlanıldı. 1 Kasım 1923’de seferberlik kaldırıldı. • Genelkurmay Başkanlığı ve Batı Cephesi Komutanı Fevzi Paşa görevleri üzerinde kalmak kaydıyla, karargahıyla Ankara’ya getirildi. • Görevini tamamlaması nedeniyle Batı Cephesi lağvedildi. • Bu dönemde Türk ordusu; üç ordu müfettişliği, dokuz kolordu, on sekiz piyade tümeni ve üç süvari tümeninden oluşuyordu.

  13. SALTANATIN KALDIRILMASI • Mudanya mütarekesinin imzalanmasının ardından barış konferansının hazırlıkları başladı. • Sadrazam Tevfik Paşa barış görüşmelerine TBMM hükümeti ile birlikte gitme teklifinde bulundu. • Sadrazamın bu talebi TBMM’ de büyük tepkilere neden oldu. • Mustafa Kemal, Sadrazam Tevfik Paşa’ya verdiği cevapta; Türkiye Devleti’nin yalnız ve ancak TBMM hükümeti tarafından temsil olunacağının, hukuki ve meşru olmayan heyetlerin devletin siyasete karışmaları halinde mesul olacaklarını bildirdi.

  14. SALTANATIN KALDIRILMASI • 1 Kasım 1922’de TBMM tarafından saltanat kaldırıldı. • Kabul edilen yasada saltanat ve hilafet birbirinden ayrılmıştı. • Vahdettin’in İngilizlere sığınmasından sonra Meclis tarafından Abdülmecit Efendi halife seçildi. Adım Adım Yeni Sisteme Geçiş • 3 Mayıs 1923 tarihinde milletvekili sayısı 50.000 yerine 20.000 erkek nüfus için bir kişi olmak üzere arttırıldı.

  15. SALTANATIN KALDIRILMASI • II. Dönem TBMM çoğunlukla Müdafaa-i Hukuk listesinin adaylarından meydana geldi. • II. Meclis döneminde İstanbul, TBMM ordusu tarafından teslim alındı. • Meclis tarafından Ankara başkent olarak kabul edildi. • II. Dönem Meclisin en önemli icraatı 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyeti ilan etmesidir.

  16. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI • Halifelik, saltanatın kaldırılması ile hukuki zeminini kaybetti, etkinliği sözde kaldı. Bu durum meclis içinde ve dışında tartışmalara neden oldu. • Halife Abdülmecit Efendi, devlet başkanı gibi yabancı devlet temsilcilerine memur gönderiyor, Cuma alaylarına çıkıyor, asker-sivil herkesi kabul ediyordu. Halifenin 1924 bütçesi öncesi “hazine-i hilafet” bütçesinde artırım istemesi rahatsızlık yarattı.

  17. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI • Mustafa Kemal, yeni dönemde hilafet meselesinin halledilmesi gerektiğini söylüyordu. Bunun yanında eğitim yönetiminin birleştirilmesi ve Şer’iye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması gerektiğine inanıyordu. • 3 Mart 1924 tarihinde bu üç konu mecliste görüşüldü.

  18. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI • Şer’iyeve Evkaf ve Erkan-ı Harbiye Vekaletlerinin kaldırılmasına dair gerekçede din ve ordunun siyasi olaylarla ilgilenmesinin bir çok soruna neden olabileceğine yer veriliyordu. Yine vakıfların bundan sonra millete aktarılması isteniyordu.

  19. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI • Bu doğrultuda kaldırılan Şer’iye ve Evkaf Vekaletinin yerine Diyanet İşleri Başkanlığının ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün kurulması kararlaştırıldı. Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Vekaletinin kaldırılarak, savaşta ve barışta ordunun emir ve komutasını Cumhurbaşkanına vekaleten yürütecek bir başkanlığın kurulması kararlaştırıldı.

  20. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI • Tevhid-i Tedrisat Kanununun gerekçesinde ise; “milletin fikri ve hissi birliğini temin etmek” yer alıyordu. Bunun için Türkiye’de bulunan bütün okulların Maarif Vekaletine bağlanmasına karar verildi. Askeri okullar 1925 yılında Milli Savunma Bakanlığına devredilecekti. Bu düzenleme ile ülkede bulunan azınlık ve yabancı okulların faaliyetleri de devlet kontrolüne geçti.

  21. HALİFELİĞİN KALDIRILMASI • Hilafetin ilgası konusundaki gerekçede ise hilafetin varlığının iç ve dış siyasette iki başlılığı ortaya çıkardığı, milli ve bağımsız hayatta Türkiye’nin ortak kabul etmeyeceğine yer verildi. Yapılan uzun tartışmalar sonrasında Halifeliğin kaldırılması Meclis tarafından kabul edildi. Bunun sonrasında Abdülmecit Efendi ile kadın ve erkek hanedan mensupları yurtdışına çıkarıldı.

More Related