1 / 89

TEBLİGAT HUKUKU VE UYGULAMALARI

TEBLİGAT HUKUKU VE UYGULAMALARI. MUZAFFER AYDIN YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ TETKİK HAKİMİ. Hukuk i Dinlenilme Hakkı (HMK m. 27). (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak;

lilka
Download Presentation

TEBLİGAT HUKUKU VE UYGULAMALARI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TEBLİGAT HUKUKU VE UYGULAMALARI MUZAFFER AYDIN YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ TETKİK HAKİMİ

  2. HukukiDinlenilmeHakkı (HMK m. 27) (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c)Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.

  3. Usulüne Uygun Davetin Önemi Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.

  4. HMK' nın 27. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme, tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Kaldı ki tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümleri şeklidir. Bu nedenle, tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.

  5. 1 HD. 23.06.2011, 2011/6789-2011/7414 Bilindiği üzere; tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.

  6. 1. HD. Kararının devamı “…Taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS'nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu durumda bozma ilamından sonra duruşma gününün tebliğinin yöntemine uygun olduğu söylenemez. Bunun sonucu olarak davalı A.T. Özdemir'in eldeki davada bozma ilamından sonra savunma hakkını kullanamadığı ortadadır. O halde, usulüne uygun olarak duruşma gününün tebliği, taraf teşkili sağlandıktan sonra bozma ilamı doğrultusunda yanların gösterecekleri kanıtların toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken usulsüz tebligat ile yetinilip yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir…”

  7. TEBLİGATIN YAPILMASI: Madde 1 - (Değişik madde: 11/01/2011-6099 S.K./1.mad.) Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.

  8. Askeri Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmasını bizzat yapması için sanığa yapılan çağrının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 1. maddesine aykırı olarak özel bir şirket aracılığı ile yapılması ve bunun sonunda çağrıya cevap verilmediği gerekçesiyle sanığın, Askeri Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunması ve son sözü alınmadan sonuca gidilmesi hukuka aykırıdır. Askeri Yargıtay 1. D. 10.02.2010, 341/329.

  9. Madde 2 - (Değişik fıkra: 06/06/1985 - 3220/2 md.) Diğer kanunlarda özel hüküm bulunması halinde veya tehirinde zarar umulan işlerde veya aynı yerde bulunan 1 inci maddede yazılı daire ve müesseseler arasında veya bu daire ve müesseselerde bulunan şahıslara yapılacak tebligat, kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılır. Zor kullanılmasını gerektiren veya hazırlık tahkikatına taallük eden vazifelerini zabıta tarafından yapılacağına dair olan hükümlerle bu kanunun ikinci babında yazılı hususi hükümler mahfuzdur. TEBLİGATIN MEMUR VASITASİYLE YAPILMASI:

  10. ÜCRET TARİFESİ: Madde 3 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/3 md.) Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünün bu Kanuna göre yapacağı işlerden dolayı alacağı ücretler, bu işletme tarafından ayrı bir tarife ile tespit ve tayin edilir.

  11. Madde 4 - (Değişik fıkra: 06/06/1985 - 3220/4 md.) 6245 sayılı Harcırah Kanununun 49 uncu maddesine göre tazminat alan memur ve hizmetliler dışındaki memurlar vasıtasıyla, bu Kanun mucibince yaptırılacak tebligatlar için tebligat yapana verilecek zaruri masrafların miktarı kendisine tebliğ yapılacak şahsın bulunduğu yerin mesafesine nazaran her mali yılbaşında il idare heyetleri tarafından o ilin gerek merkez, gerekse bağlı ilçeleri için ayrı ayrı tesbit olunur. Yukarıki fıkraya göre kendilerine zaruri masraf verilen memurlara yaptıkları tebliğ dolayısiyle 6245 sayılı kanun mucibince ayrıca harcırah verilmez. MEMUR VASITASİYLE TEBLİĞLERDE ZARURİ MASRAFLAR:

  12. Madde 5 - Tarifede yazılı PTT ücretlerini veya dördüncü madde mucibince verilecek zaruri masrafları, hilafına bir hüküm bulunmadıkça tebliğin yapılmasını istiyen peşin olarak öder. Tebliği çıkaracak merci tarafından tayin olunan mehil içinde gerekli masrafı vermiyen, talebinden sarfınazar etmiş addolunur. Zaruri sebeplerden dolayı bu mehle riayetsizlik halinde yeni bir mehil verilir. ÜCRET VE MASRAFIN PEŞİN ÖDENMESİ:

  13. TEBLİĞ EVRAKININ ZIYAI HALİNDE MASRAFLAR: Madde 6 - Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü (...) mücbir haller dışında her hangi bir sebeple zıyaa uğrıyan tebliğ evrakının yeniden tanzim ve tebliği için gerekli masraflar, Posta Kanununun taahhütlü müraselata mütaallik hükümlerine göre ödenir. Telgraf servisinde zıya veya gecikme vukuunda Telgraf ve Telefon Kanunu hükümleri tatbik olunur.

  14. UÇAK, TELGRAF VE DİĞER VASITALARLA TEBLİGAT VE ÜCRETLERİ : Madde 7 - Tebligat uçakla veya postada kullanılan diğer seri veya hususi vasıtalarla veya muhtelif işaretli telgraflarla da yaptırılabilir. Tebliğin bu vasıtalardan hangisiyle yapılacağı alakalının talebi üzerine veya re'sen mahkeme reisi, hakim veya tebliği yaptıracak diğer merciler tarafından tensip edilir. Bu takdirde bunlara ait ücretler, PTT ücretleri tarifesine göre bu vasıtalarla tebliği istiyenden tebliğ ücretinden ayrı olarak alınır.

  15. ELEKTRONİK TEBLİGAT: Madde 7/a- (Ek madde: 11/01/2011-6099 S.K./2.mad.) Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.

  16. TEBLİĞ EVRAKININ NÜSHALARI VE MAKBUZ VERİLMESİ: Madde 8 - Tebliğ olunacak her nevi evrak, biri dosyasında konulmak ve diğeri tebliğ edilecek kimselere verilmek üzere lüzumu kadar nüshadan terekküp eder. Bu nüshalarda iş sahibi veya vekilinin imzası bulunur. Tebliğ olunmak üzere salahiyetli mercilere verilecek evrakın her nüshasına bu mercilerce, verildiği tarih yazılır ve istenirse makbuz verilir. Her nevi evrakın tebliğine ve davetiyelere ait tebliğ mazbataları dosyasına konur.

  17. Madde 9 - Davetiye aşağıdakı kayıtları ihtiva eder: 1. Tarafların ve varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile ikametgah veya mesken yahut iş adreslerini, 2. Anlaşılacak şekilde kısaca tebliğin mevzuunu, 3. Davet edilen şahsın hangi mercide ve hangi gün ve saatte hazır bulunması lazımgeldiğini ve bu merciin yerini, 4. Kanunlarına göre davetiye ve celpnamelere derci icabeden sair hususları, 5. Davetiyeyi çıkaran merciin mührünü ve mahkeme başkatibinin ve diğer mercilerde salahiyetli memurun imzasını. DAVETİYENİN İHTİVA EDECEĞİ KAYITLAR:

  18. Davalıya dava dilekçesinin tebliğinde duruşma günü belirtilmediğinden (Tebligat Kanunu md. 9/3) bu tebligat usulsüzdür. Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır ve muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılır. Bu nedenle davalının yetki itirazının süresinde olduğunun kabulü ile yetki konusunda bir karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle reddi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 2. HD. 18.03.2009, 2008/2310-2009/4948

  19. Madde 10 - Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. BİLİNEN ADRESTE TEBLİGAT:

  20. Soru:Tebliğ parçasında davalının ev adresi yazılmasına rağmen, muhataba tebliğ iş adresinde yapılırsa geçerli midir?

  21. Cevap: HGK 26.11.1982 T. E.1982/4 K.1982/921“ Tebligat kanunun 10.maddesi gereğince tebligat muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Bu itibarla davalının ev adresinin yazılmış olmasına rağmen iş adresinde tebligat yapılmış olmasında kanununa aykırı bir yön bulunmamaktadır…”

  22. VEKİLE VE KANUNİ MÜMESİLE TEBLİGAT: Madde 11 - (Değişik fıkra: 06/06/1985 - 3220/5 md.) Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır. (Ek fıkra:11.01.2011-6099 S.K./4.mad) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır. Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır.

  23. Duruşma davetiyesinin vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, borçlu asile yapılan tebligat üzerine duruşmaya gelmediği nedeniyle, HUMK.nun 409. maddesi uygulanarak “dosyanın müracaata bırakılması” ve ikinci aşama olarak da, “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi isabetsizdir. 12. HD. 28.12.2010, 19862/31779

  24. Davacı koca kendisini iki vekil ile temsil ettirmiş, kararın tebliği iki vekile de yapılmıştır. Tebligat Kanununun 11.maddesi "...vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır....." 2. HD. 21.04.2010, 5658/7988

  25. Borçlar Kanununun 397/1.maddesi gereği medeni hakların kullanılması ehliyetinin yitirilmesiyle vekalet sona erer. Davacıya 17.03.2008 tarihinde vasi atanmıştır. Vasi atanmasıyla da temsil yetkisi vasiye geçmiştir. Kısıtlının atadığı vekilin vekaletinin devam edebilmesi vasiden vekalet almasıyla mümkündür. Vasiden alınmış vekalet vermeyen vekile yapılan tebligat geçersizdir. (Tebligat Kanunu md.11/1) 2. HD. 24.02.2010, 2009/914-2010/3338

  26. Tebligat Kanununun 11. maddesi hükmüne göre vekil ile takip edilen işlerde tebligat, kural olarak vekil adına çıkartılır ve vekile yapılır. Avukatlık kanununun 41. maddesi hükmüne göre de vekaletten çekilme halinde, vekilin o işe ait vekalet görevi çekilmenin müvekkiline tebliğinden itibaren 15 gün daha devam eder. Çekilme hususu asıla tebliğ edilmedikçe veya tebliğ edilse dahi 15 günlük süre dolmadıkça vekalet görevi devam edeceğinden, bu süre içindeki tebligatların yine vekil adına çıkartılması ve vekile yapılması zorunludur. 7. HD. 18.03.2008, 2007/5143-2008/112

  27. Temyiz kudretinden yoksun olan kişilerin medeni hakları kullanma ehliyeti ve bununla dava ehliyeti yoktur. Temyiz kudreti (ve bununla dava ehliyeti) olmayan kişiler taraf buldukları davalara kanuni temsilcileri tarafından temsil edilir. ... Mahkemece davacının vasisi adına tebligat çıkartılıp taraf teşkili sağlandıktan sonra vasiye husumete izin kararı verilip işin esasına girerek karar verilmesi gerekirken davacının ehliyeti bulunmadığından dava ehliyeti yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir. 3. HD. 19.02.2008, 341/2384

  28. HÜKMİ ŞAHISLARA VE TİCARETHANELERE TEBLİGAT: Madde 12 - Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.

  29. HÜKMİ ŞAHISLARIN MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİNE TEBLİGAT: Madde 13 - Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamıyacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.

  30. . • Tebligat Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca “Tüzel kişilere tebliğ, yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır”. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunamadıkları veya bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu durumda olanaklı değil ise, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması gerekir. Aksi takdirde usulsüz tebligat söz konusudur… • 9. HD. 06.10.2010, 32593/28799

  31. . • Somut olayda idari para cezasının davacı şirkete "kendisine verilmek üzere sekreter S. Kaya"ya 1.6.2006 tarihinde tebliğ edildiği, yetkili temsilcinin veya yetkili temsilci yoksa görev itibariyle temsilciden sonra gelen kimsenin veya evrak müdürünün işyerinde bulunmadığı veya evrakı alamayacak durumda oldukları hususlarının tebliğ memuru tarafından araştırılıp tebligat belgesine şerh verilmediği görülmektedir. Bu durumda tebligatın usulüne uygun olduğundan söz edilemez. Davacı usulsüz tebligattan haberdar olmadığını bildirdiğine göre davacının hak arama hakkı göz ardı edilerek usulüne uygun olmayan tebligata dayanılarak idari para cezasının tahakkukuna ilişkin işlemin idari aşamada kesinleştiğinden de söz etmekte mümkün değildir. • 21. HD. 01.06.2010, 2009/7091-2010/6280

  32. . • “…tebliğ memurunun; belediye tüzel kişiliğini “Belediye Başkanı”nın temsil edeceğini gözeterek, adli işlem niteliği taşıyan takip işleminde ödeme emri tebligatını, öncelikle bizzat Belediye Başkanına, onun herhangi bir nedenle tebliği alacak durumda olmaması durumunda da usulüne uygun şekilde yetkili kılınan Hukuk İşleri Müdürü yada belediye avukatlarından birine yapması; şayet bunlar yoksa veya tebligatı alamayacak durumda iseler bu durumu tebliğ evrakına şerh ederek o yerde hazır bulunan tebliğe yetkili memur ve müstahdemlerinden birine o da yoksa herhangi bir memur veya müstahdeme yapması; tebligat evrakında da sırasıyla tebliğe yetkili kişilerin durumunu ve onlara tebliğ edilememe nedenini şerh etmesi gerekirken, hiçbir açıklamaya yer vermeden doğrudan genel evrak memuruna tebligat yapması açıklanan yasal düzenlemelere ve yargı kararlarına aykırı olup usulsüzdür…” • HGK. 30.12.2009, 12-563/600

  33. . • Borçlu R. Uluslar arası Taş. ve Tic. A.Ş. ne gönderilen 13 örnek ödeme emri “genel müdür Sarp” imzasına tebliğ edilmiştir. Alacaklı vekilince sunulan Beyoğlu 5. Noterliğince düzenlenen 01.09.2006 tarih ve 6457 yevmiye nolu imza sirkülerine göre Sarp’ın borçlu şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Tebligat Tüzüğü’nün 18. maddesine aykırı olarak borçlu şirket yetkililerinin tebligat tarihinde adreste bulunmadığı belirlenmeden doğrudan doğruya temsil yetkisi bulunmayan şirket çalışanına yapılan tebligat usulüne uygun bulunmamaktadır. Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulu’nun 22.06.1988 tarih 1988/12-266 sayılı kararında da kabul edilmiştir. • 12.HD. 21.10.2008, 14436/17953

  34. ASKERİ ŞAHISLARA TEBLİGAT: Madde 14 - Astsubaylar hariç olmak üzere erata yapılacak tebliğler, kıta kumandanı ve müessese amiri gibi en yakın üste yapılır. Yukarıki fıkrada yazılı olanların haricindeki askeri şahıslara birlik veya müessesede tebligat yapılması icabeden ahvalde, tebliğin yapılmasını nöbetçi amiri veya subayı temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa tebliğ kendilerine yapılır.

  35. SEFER HALİ: Madde 15 - Sefer halinde olan birlik veya müesseseye mensup askeri şahıslara tebligat, bağlı bulundukları Kara, Deniz veya Hava kuvvetleri kumandanlıkları vasıtasiyle yapılır.

  36. AYNI KONUTTA OTURAN KİŞİLERE VEYA HİZMETÇİYE TEBLİGAT: Madde 16 - (Değişik madde: 19/03/2003 - 4829 S.K./2. md.) Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.

  37. . • Kararın davalılardan İ. Bozarslan'a tebliğine ilişkin belgede "tebligatın yeğeni S.Şenses‘e" yapıldığı yazılıdır. Mazbatada muhatap namına kendisine tebligat yapılan şahsın, mahatapla aynı konutta oturduğuna ilişkin bir bilgi bulunmadığından, bu şahsa yapılan tebligat, Tebligat Kanununun 16. maddesine göre usulsüzdür. • 2. HD. 19.01.2012, 2010/14445 - 2012/725

  38. . • Davalı adına çıkartılan meşruhatlı davetiyenin (davalının ikametgahında) bizzat kendisine ya da birlikte sakin yakınlarına tebliği gerekirken, köy ihtiyar heyeti üyesine (komşu huzurunda) tebliğ edilmiş olması usul ve yasaya (Tebligat Kanunu md.16, Teb.Tüz.22.md.) aykırı olup, savunma hakkını kısıtlar niteliktedir. • 3. HD. 23.12.2010, 22073/21557

  39. . • Somut olayda "muhatap ile birlikte aynı çatı altında sürekli beraber ikamet ettiğini beyan eden ehliyetli ve reşit eşi Hatice İnci'ye tebliğ edildi" şerhi ile yapılan kıymet takdiri ve satış ilanı tebligatlarında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda ihale tarihi şikayet süresinin hesabında başlangıç sayılarak 7 günlük sürede yapılmayan başvurunun öncelikle süreden reddi gerekirken aksine düşüncelerle şikayetin esası incelenerek fesih kararı verilmesi isabetsizdir. • 12. HD. 15.06.2010, 3276/15359

  40. BELLİ BİR YERDE VEYA EVDE MESLEK VE SANAT İCRASI: Madde 17 - Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.

  41. . • Somut olayda satış ilanı tebligatı, 23.07.2009 tarihinde: “kendisine verilmek üzere aynı adreste çalışan Y. Çetinkaya imzasına” tebliğ edilmiştir. Borçlunun adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan çalışana yapılan tebligat usulsüzdür. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında, muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. • 12. HD. 23.12.2010, 19003/31267

  42. . • Borçluya satış ilanı tebligatı “... Ulus/Ankara” adresinde “birlikte çalışan kardeşi B. Yıldırım’a” tebliğ edilmiştir. Ancak muhatabın o yerde bulunmadığına dair bir kayıt tebligatta yer almamaktadır. Bu nedenle yapılan tebligat usulsüzdür. • 12. HD. 22.12.2009, 17470/25916

  43. . • Borçlu, tebligatı alan Ahmet’in çalışanı olmadığını ve bu şahsı tanımadığını öne sürmüştür. O halde, Mahkemece duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve bu konudaki iddianın ispatı açısından borçludan delilleri sorulup toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken evrak üzerinde ve eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. • 12. HD. 07.11.2006, 17744/20640

  44. OTEL, HASTANE, FABRİKA VE MEKTEP GİBİ YERLERDE TEBLİGAT: Madde 18 - Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemiyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmıyan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır.

  45. . • Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü, çalıştığı fabrika adresine çıkartılmış ve burada çalışan bir "personele" tebligat yapılmıştır. Davalı duruşmalara katılmamış, davaya yanıt vermemiş, yargılamaya yokluğunda devam edilerek karar verilmiştir. Fabrikada çalışan bir kişiye tebligat yapılması gerektiğinde; tebligat yapılacak kişiyi, o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın "amiri" temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin yapılması mümkün olmazsa, tebligat kendilerine (ilgili amire) yapılır (Tebligat Kanunu md.18). Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalıya tebliği, Tebligat Yasasının 18,20,21.madde hükümleri gözetilmeden yapılmış olup geçersizdir. Bu durum davalının savunma hakkını kullanmasını engelleyen önemli bir usül yanlışı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir. • 2. HD. 12.10.2010, 2009/12862-2010/16674

  46. MEVKUF VE MAHKÜMLARA TEBLİGAT: Madde 19 - Mevkuf ve mahkümlara ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memuru temin eder.

  47. . • Tebligat Kanunu’nun 19.ve Tebligat Tüzüğünün 25. maddesi gereğince tutuklu ve hükümlülere ait tebliğlerin yapılmasını, bunların bulunduğu müessese müdür veya memurunun temin etmesi gerekmektedir. Somut olayda,dava dilekçesi davalının tutuklu bulunduğu cezaevi memuruna verilmiş ise de,dilekçenin ilgili memur veya müdür tarafından davalı tutukluya tebliği yapılmamıştır.O halde bu davalı açısından taraf teşkili yapılmamıştır. • 11. HD. 09.04.2009, 20008/2815-2009/4346

  48. . • Gerekçeli kararın tebliğini isteyen, cezaevinde bulunan sanığa 7201 sayılı Tebligat Kanununun 19. ve Tebligat Tüzüğünün 25/1. maddesi uyarınca cezaevi yönetimi aracılığıyla bizzat tebliğ yapılması gerektiği halde, “duruşmaya gittiğinden bahisle” infaz koruma baş memuru Mehmet Gürbüz’e tebliğ edildiği anlaşıldığından, sanığa gerekçeli kararın ve Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından düzenlenen tebliğnamenin usulüne uygun olarak tebliği ve alınacak tebligat parçası ile verdiği takdirde gerekçeli temyiz dilekçesinin de eklenip birlikte gönderilmesinin temini için incelenmeyen dosyanın mahallinde gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, • 5. CD. 13.12.2007, 14011/10107

  49. MUHATABIN MUVAKKATEN BAŞKA YERE GİTMESİ: Madde 20 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/6 md.) 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. (Değişik cümle: 19/03/2003 - 4829 S.K./4. md.) Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.

  50. TEBLİĞ İMKANSIZLIĞI VE TEBELLÜĞDEN İMTİNA: Madde 21 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/7 md.) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./5.mad) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. (Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./5. md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.

More Related