1 / 55

DR. CANDAN USLU

DR. CANDAN USLU. DR. CANDAN USLU KİMDİR?.

leala
Download Presentation

DR. CANDAN USLU

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. DR. CANDAN USLU

  2. DR. CANDAN USLU KİMDİR? 1970 Balıkesir doğumlu olup, İlköretim ve liseyi Balıkesir İlinde bitirmiştir. 1994 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra 15 yıl Sağlık Bakanlığı bünyesinde yurdun çeşitli yerlerinde hekimlik yapmıştır. Son 3 yıldır Alternatif Tıp içerisinde yeralan Fitoterapi ile ilgili çalışmalar yapmıştır. Fitoterapi çalışmaları arasında Türkiye ve dünya literatürlerinden yararlanıp Entegratif Tıp Kurslarına katılmıştır. Çeşitli bilgi hocalarıyla birlikte Bilimsel çalışmalara katılmıştır.

  3. diploma

  4. NEDEN HASTALANIYORUZ? Sağlıklı bir hayat sürmeyi kolaylaştıran şartların iyileştirilmesi, Doktor, Hastane ve ilaç Teknolojisinin gelişmesi koruma yöntemlerinin yaygınlaşmasına rağmen eskisinden daha sık hastalanıyoruz.

  5. Günümüzde bulaşıcı hastalıklar hızla artmakta, ağır düzeyde sarılık yapabilen Hepatit daha sık görülüyor. Kanser hastası sayısında ciddi bir artış var. Çevresel ve alınan gıdaların kirliliğine bağlı olarak alerjik ve astım hastalıkları daha sık görülmektedir. Ruh sağlığı problemleri, Kalp,-Damar hastalığı, Hipertansiyon, Alzheimer, Parkinson, Bunama ve Bellek kaybı birçok insan için ciddi sorun haline gelmiştir. Birçok sebebi alt alta sıralamadan önce bağışıklık sisteminden bahsedecek olursak içeriden ve dışarıdan sayısız düşmanla mücadelede doku ve hücrelerimizi adeta bir zırh gibi koruyan bağışıklık sistemimiz vardır. Bağışıklık sistemi özet olarak her türlü açık ve gizli düşmana karşı bizi irademiz dışında koruyan düzenli bir ordu olarak tanımlanabilir. Bağışıklık sistemini etkisiz hale getirerek, hastalıklara açık hale gelmemizi temin eden unsurların başında ise hayat tarzımızda yaptığımızda hatalar geliyor.

  6. PEKİ BU HATALAR NELERDİR? HAVA KİRLİLİĞİ SU KİRLİLİĞİ MANYETİK KİRLİLİK ZARARLI ULTRAVİYOLE IŞINLARI BESİNLERDE BULUNAN KATKI MADDELERİ GENLERİ İLE OYNANMIŞ TAHIL, MEYVE VE SEBZE ÜRETİMİNİN ARTMASI. SU İÇME ALIŞKANLIĞININ AZALMASI VE YERİNİ GAZLI İÇECEKLERİN ALMASI KULLANILAN ZİRAİ İLAÇLARIN TÜKETİLEN BESİNLER ÜZERİNDEN İNSANLARA GERİ DÖNÜŞÜ

  7. DETERJANLARIN VE YUMUŞATICILARIN KANALİZASYONLA DOĞAYA VERİLMESİ VE İNSANLARA GERİ DÖNÜŞÜ • DOĞUM KONTROL HAPLARININ SIK KULLANILMASI • ANTİMİKROBİYEL AJANLARIN SIK VE BİLİNÇSİZ KULLANIMI • YAŞAM MEKANLARINDA UZUN KALICI VEYA SENTETİK KALICI KİMYASALLARIN KULLANIMI (Yapay Parkeler, Böcek ilaçları, Duvar boyaları vs.) • YEMEK TARZIMIZDAKİ DEĞİŞİKLİKLER • STRES VE STRESLE BAŞ EDEMEME • UYKU DÜZENSZLİĞİ • YETERİ KADAR DİNLENEMEME • HAREKETLİ BİRER VARLIK OLMAMAIZA RAĞMEN TEMBEL, UYUŞUK VE HAREKETSİZ ŞEKİLDE YAŞAMAMIZ

  8. Hiç kimse bu dünyayı arzusuyla terk etmek istemez. Herkes elinden geldiği kadar uzun bir müddet yaşamak hem de sıhhatli ve genç kalarak eli ayağı tutar ve gözleri görür bir halde bu dünya nimetlerinde zevk almak ister. O halde dava hasta olmamanın daima sıhhatli ve genç kalarak uzun ömürlü olmanın çarelerini aramak ve bulmaktır. Bu çareleri sayıp dökmeden evvel insanların ölmemek için nelere muhtaç olduklarını bilmemiz lazımdır. Hiç şüphesiz bunların başında ve en önemli olarak şu beş unsur bulunur. Hava, su, gıda, güneş ve toprak. Bunardan hava su, ve güneş her zaman ve her yerde mevcuttur. Temiz havayı ve suyu tercih etmek şüphesiz elimizdedir. Güneşten de gerektiği kadar faydalanmak mümkün, toprak ta her yerde var.

  9. O halde yaşamımızı temin eden unsurlardan geriye bir tek unsur ve madde kalıyor: Gıda. İşte bu unsurdan faydalanmak ilk dört unsur kadar kolay değil. Çünkü gıda çeşitleri çoktur. Bu gıdalardan hangilerinin insanlar için daha faydalı olduğunun, hangilerinin insanları sıhhatli ve genç tuttuğunu, hatta uzun ömürlü yaptığını tespit etmek güçtür. Hemen hemen hiç kimse şimdiye kadar gıda işine bu cepheden bakmamış, her millet asırlardan beri sürüp gelen ağız tadının esiri olmuş ve her biri bir çeşit gıda tarzını takip etmiştir. Gene hiç kimse Allahın ve tabiatın diğer canlı varlıklarda olduğu gibi insanlar içinde hangi gıdalarını seçtiğini aklına getirmemiş gıda işini ağız tadı esas olmak üzere günde birkaç defa tekrarlanan zevkli bir iş olarak kabul etmiştir. Şimdi yediğimiz gıdalardan en çok tükettiklerimizden başlayalım.

  10. GIDA VE SAĞLIK GIDA+OKSİJEN: ENERJİ(YAŞAM) +HASTALIK

  11. OKSİDASYON : GIDA+OKSİJEN: ENERJİ+TOKSİK RADİKAL • YANLIŞ GIDALAR:YÜKSEK OKSİDASYON DÜZEYİ:FAZLA TOKSİK RADİKAL: HASTALIK • YANLIŞ GIDALAR: Hayvansal gıda+hayvansal yağ, • Trans yağ (domates sosu ,mayonez, ) • Tuz,yağ,şeker(fazla miktarları) • Fermente gıdalar, • Gıdalarda kullanılan katkı maddeleri • Tütsülenmiş gıdalar, • Kızartma.

  12. Ekmek yerine zehir yiyoruz!!! GİMDES Genel Başkanı Dr. Müh. Hüseyin Kami Büyüközer ekmekteki katkı maddelerini internet sitesinde açıkladı. İnsan saçından domuz kılına kadar pek çok katkı maddesi içeren ekmek hastalıklara davetiye çıkarıyor. GİMDES (Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Derneği) Büyüközer’e göre ekmeğe katkı maddelerinin konulma sebebi şöyle; • Hamurun asidini artırmak . Bayatlamayı geciktirmek . • Hacim artışı sağlamak. • Su kaldırma oranını yükseltmek . • Ekmek hatalarını düzeltmek . Un rekoltesini yükseltmek.

  13. İŞTE O MADDELER E170 kalsiyum karbonat: Hem renklendirici hem mineral tuz; kaya minerali veya kemikten elde edilir; diş macunu, beyaz boya, temizleme tozları, bisküvi, ekmek, kek, dondurma, dondurulmuş konserve sebze ve meyvede ve ilaçlarda kullanılır; yüksek dozlarda zehirlidir; safra, böbrek taşı, hemoroid, kabızlık ve fistül kanamalarına sebep olabilir. Ayrıca kemikten elde edilmesi ihtimali bu katkı maddesini en azından şüpheli hale getirir.

  14. E 471-E477 Mono: Homojenleştirici. Bitkisel ve hayvani kökenli olabilir. Bitkisel kökenden türetilirse, helâl, hayvani unsurlardan türetilirse, şüphelidir. E 280 propiyonik asit: Koruyucu olarak kullanılır. Migren ağrılarına sebep olabilir; doğal olarak mayalanmış gıdalarda, insan teri ve geviş getirenlerin sindirim organlarında bulunur, mayalanmış kağıt hamuru veya çürümüş lif bakterisinden elde edilir; ekmek ve un mamullerinde kullanılır. E 200 sorbik asit: Koruyucu olarak kullanılır. Ciltte kaşıntı yapabilir.

  15. E420 sorbitol: Kıvam artırıcı,suni tatlandırıcı ve nem tutucu; etli ve zarlı kabuksuz meyvelerden veya sentetik olarak glukozdan elde edilir; gıda, ilaç ve kozmetiklerde kullanılır. Bebek ve çocuk gıdalarında kullanmak yasaktır. E422 gliserin: Kıvam artırıcı, tatlandırıcı ve nem tutucu, yağlı renksiz alkol; hayvansal veya bitkisel yağların alkalilerle ayrışması sonucu elde edilir; petrol ürünlerinden ve bazen propilenden sentetik olarak elde edilir; büyük miktarlar baş ağrısı, susuzluk, bulantı ve yüksek kan şekerine sebep olabilir.

  16. E920 Sistain: Un işleme ajanı. İnsan saçı, başta domuz olmak üzere hayvan kılı ve tavuk tüyünden elde edilir. nE924 potasyum bromat: Un işleme ajanı. Bulantı, kusma, diyare ve sancılara neden olabilir. • E928 benzoil peroksit: Unun beyazlaması için kullanılır “Bunlar migrenden alerjiye hatta kansere kadar birçok rahatsızlıklar oluşturabilen maddelerdir. Uygulamada ise bu katkı maddeleri bu isimleri ile değil ticari isimleri ile alınır satılır. • .

  17. BEYAZ EKMEĞİ KALDIRIN Kepek ekmeğini tercih etmeliyiz. Çünkü buğday, sağlık açısından yararlı B2 ve B6 vitaminleri ile niyasin, folik asit, demir ve çinko içeriyor. Bu maddelerin daha çok yoğunlaştığı kısım olan buğdayın dış kabuğu, un yapımı sırasında ayrıştırılıyor ve ekmeğin besin değeri düşüyor. Bu nedenle kepek ekmeği yemek daha doğru olacaktır.

  18. ,

  19. KOLA İÇİNCE VÜCUTTA NELER OLUYOR? İlk 10 Dakika içinde: 15 çay kaşığı şeker almış gibi günlük almamız gereken şeker miktarının tamamı). 20 dakika: Kan şekerinizde ani bir yükselme olur, yüksek miktarda insülin patlamasına neden olur. Karaciğeriniz vücudunuzdaki şekeri yağa çevirerek buna yanıt verir . 40 dakikada: Kafein absorbsiyonutamamlanır. Gözbebekleriniz büyür,kan basıncınız . 45 dakika: Beyninizdeki dopamin salgısı artar. Bu tıpkı eroinin vücutta yaptığı tepkimelere benzer. 60 dakika: Kafein diüretik özellikleri baş gösterir(tuvalt ihtiyacı). Bu da vücutta depolanmış kalsiyum, magnezyum ve çinkonun da beraberce dışarı atılması demektir. Bir süre sonra şeker ihtiyacını tekrar duymaya başlayacaksınız, kendinizi halsiz ve bitkin hissedeceksiniz.vücudunuzda kola ile aldığınız bütün su tekrar dışarı atıldığı için susuzluğunuzu tekrar hissedeceksiniz. Şeker ihtiyacını takibe, kafein isteği de başlayacaktır(sigaradaki gibi).

  20. Hazır gıdalar çocuklar için sakıncalı  Uzmanlar, büyüklere göre hazırlanan cips, meyve suyu ve hazır kek katkı maddelerinin, çocuklar için hastalık nedeni olduğunu belirtiyorlar. Doktorlar anne ve babaları çocuklarına hazır kek, cips, ve meyve suları yönünde uyarırken, bu gıda maddelerinin çocukların vücutlarında kaşıntı, yüzde döküntü ya da hiperaktivite gibi zararlı etkiler gösterdiğini belirtiyorlar. Uzmanlar, çocuklarda böyle sıkıntılar yaşanmasındaki en büyük etkenin yiyecek ve içeceklerdeki E sayılı katkı maddelerinin olduğunu belirtirken, son yıllarda yapılan araştırmalarda, gıda katkı maddelerinin küçük çocuklardaki hiperaktivite, dikkat eksikliği, ya da allerjik reaksiyonlarda rolü olabileceğini ya da bu tür özellikler taşıyan çocuklarda katkı maddelerinin tüketilmesi sonucu sorun çıkabileceğini bildiriyorlar.

  21. Bu gıdaların tüketiminin kesildiğinde çocuklarda görülen hiperaktivitenin de sona erdiğini belirten uzmanlar, ayrıca hazır gıdalardaki E kodlu katkı maddelerinin küçük çocuklarda davranış bozukluğunu tetiklediğini vurguluyorlar. Uzmanlar, gıdalara kırmızı rengini veren ´karmen kırmızısı´´nın alerjiye neden olduğunu; hatta devamlı tüketilmesi halinde ölüme götüren şok yaratabildiğine dikkati çekiyor. Cips, şekerleme, puding ve gazoza sarı renk veren ´Tartrazin´ katkı maddesinin astım krizine neden olduğunu belirten uzmanlar, dayanıklılık için kuru meyvelerde kullanılan sülfitlerin ise kusma, ishal ve karın ağrısına yol açtığını belirtiyorlar.

  22. “Enerji İçecekleri Nedir ve İnsanlar Neden Enerji İçeceklerini İçerler? Önce, ENERJİ İÇECEĞİ denilen bu madde neyin nesidir? sorusuna cevap vermeye çalışalım. Enerji içeceklerinin içinde bulanabilen maddeler: Kafein, ephedrine, Guarana, Şeker, VitaminB, Taurin, İnositol, glukoronolakton, Carnitine, Creatine, tatlandırıcı ve etil alkol içerir. İsimleri enerji içeceği olmasına rağmen, gerçekte enerji sağlamayan ancak tüketiciyi uyararak kendini enerjik hissetmesine yol açan ürünlerdir.

  23. Kafein: Bu içeceklerde bulunan cafein ve/veya ephedrine, beraberce kalp problemlerine neden olmaktadır. Taurin: Basit bir aminoasittir . Hayvan kökenli olabilmektedir Bitkinlik, bunaltı, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi yan etkileri olabilmektedir. Carnitine ve Creatine de amino asitlerdir ve hayvan kökenli olabilmektedirler. Etil alkol: Çeşitli aroma ve boya maddeleri ile birlikte yapı içerisine girmektedir. Gıda Kodeksleri % 0.3’e kadar etil alkol bulunmasına izin vermektedir.”

  24. YEMEK TARZIMIZDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Fast-Food;Rafineri edilmiş gıdalar unlu mamuller, sigara ve alkol kullanımının son 20 yılda artması. Yemek kültürümüzü ve yeme alışkanlığımızın değişmesi gıdaların karıştırılarak alınması.

  25. Ters yemek Ters yemek: Proteinli yiyecekler (et, yumurta, peynir vs.) midede uzun zamanda hazım olunur. Karbonhidratlar, tatlılar, beyaz undan yapılmış yemekler, patates, meyve vs. midede çok durmadan bağırsağa geçerek orada hazmedilir. Su direk bağırsağa geçer. O yüzden önce su içmeli sonra meyve veya tatlı yenilmeli. Sonra sebze ve proteinli yiyecekler yenilmeli. Önce yemek yenilip, sonra meyve veya tatlı yenilirse, meyve hazım olmak için bağırsağa geçemez mayalanır, bütün yemek bozulur, çok gaz olur. Yemekten sonra su veya çay içilirse, yemekten ayrılmadığı için mideyi genişletir ve hazmı zorlaştırır.

  26. Karışık yemek Karışık yemek: Birbirine uygun olmayıp, hazım için ayrı enzim isteyen yemekler karışık yenirse hazım olunmaz çürür veya mayalanır. Örnek olarak karbonhidratlar ve proteinler birbirine zıt düşer. Çünkü bunların parçalanabilmesi için her ikisinin ihtiyaç duyduğu enzimler birbirine zıttır. Bu zıtlık her iki enzimin birbirini yok etmesini sağlayarak, hazmın gerçekleşmesini engeller ve böylece hazım yapılmayınca çürüme başlar. Hazım olunamayan yemek, bağırsakta toplanır ve zamanla bağırsağı genişleterek cepler oluşturur. Bu ceplerin içinde dışkısal taşlar toplanır ve yıllarca orada saklanır . Buna bağlı olarak bağırsak ağırlaşır, hareketi yavaşlar ve sonuçta kabızlık meydana gelir. Bu durumda vücudun intoksikasyonu başlar. (vücutta toksin birikmesi katlanarak artar) Vücut çok halsiz kalarak yorulur, gaz ve uyku meydana gelir. Çürümüş yemekler bağırsağı zehirleyerek kana karışır. Kandan bütün organlara ve hücrelere yayılarak onları zehirler ve hastalıklara yol açar. Çürümüş ve mayalanmış yemeklerden oluşan tuzlar vücutta kireçlenme yapar.

  27. Çok sık yemek: Çok sık yemek: Yemeğin hazmını beklemeden bir şeyler yemektir. En hafif yemek 4 saatte hazım olunabilir, yemeğin ağırlığına göre hazım süresi 6–10 saate kadar uzayabilir. Bu zamandan önce bir şey yemeye başlayınca mide hazmını tamamen değiştirir ve midedeki diğer yemekler, karışık yemek gibi, hazım olmadan çürümeye başlar ve hemen gaz ve şişkinlik oluşur.

  28. BESİNLERDE BULUNAN KATKI MADDELERİ Bugün dünyada toplam 3500 cins katkı maddesi gıda sektöründe kullanılmaktır. Bu maddelerin pekçoğunun kanserden tutun beyin hücrelerin tahribatına varıncaya kadar çeşitli zararların tespit edildiği halde sırf gıda sanayi patronlarının para kazanması uğruna insanların midesine bu zehirler zerk edilmeye devam edilmektedir. Çocuk mamalarından bisküvilere, hazır çorbadan çikolatalara kadar çok yaygın olarak hazır gıda sanayinde bu maddeler sorumsuzca kullanılmaktadır. Bu maddeler sırasıyla: Benzoid asid: gıda maddelerinin bayatlama ve kokuşma olayını geçiktirmek için; Lesitin:Normalde birbiryle karışmayan maddelerin birbirine bağlayıcı olarak kullanılır. Jelatin:Koyulaştırıcı olarak kullanılır Karmin: Renklendirici olarak kullanılır(Bitlerden elde edilir). Sakarin:Tatlandırıcı olarak kullanılır.

  29. HORMONLU HORMONSUZ

  30. GDO’LU GIDALAR Eğer bir tohumun genetik yapısına müdahale edilirse o tohumdan elde edilen ürünün tadı, aroması, kokusu vitamin değerleri, mineral zenginliği ve etken maddeleri azalır. Etken maddelerinin azalması bağışıklık sistemimizi yeterince güçlendiremez ve hastalıklara karşı açık hale geliriz. Ayrıca genlerle oynandığı için vücut bu gıdalara karşı antikor oluşturuyor, böylece otoimmün hastalıklar ortaya çımaktadır. ” Sedef, R.A. , Kollejen doku hastalıkları, karaciğer hastalıkları, allerjik hastalıklar ve başka hastalıklar ortaya çıkar.”

  31. Ev temizliğinde kullanılan temizleyici ve deterjanlar

  32. Ev temizliğinde kullanılan temizleyici ve deterjanlar Temizlik mamulleri içindeki kimyasallar insan vücudundaki karbon yapısını kırarak veya oksijen tüketerek tamiri imkansız hastalıklara yol açarlar. Sentetik temizlik ürünleri vücuda dokunmasın gitsin diyorsanız yapılacak tek şey vardır. Çamaşır makinasında çamaşırların 8 ton suyla durulanması, bulaşık makinasında bulaşığın 6 ton suyla durulanması, banyoda şampuan kullanırsan 2 ton suyla durulanmanız gerekir. Temizlik mamullerinin bir etkiside çevre kirliliğidir. İçerisinde kimyasalların başlıca özellikleri bulundukları ortamda oksijeni tüketmesidir, oksijensiz bir yerde hayat olmaz. Nitekim 1978 Marmara denizinde 126 çeşit balık varken bugün bu sayı 25 çeşite inmiştir. 2050 yılına kadar da denizdeki canlılaın %98’nin yok olacağı tahmin edilmektedir.

  33. Çiftçilikte kullanılan Zirai ilaçlar Çiftçilikte kullanılan ilaçlar: (Hormonlar, suni gübreler, D.D.T ve başka zehirli maddeler) Bu ilaçlar ve D.D.T, kullanan insanların vücudunun hücrelerinde toplanarak bütün hayatı boyunca etki yapıyor. En çok da karaciğer, yumurtalıklar ve beyne zarar veriyor. Belki şimdi D.D.T kullanılmıyor fakat 35–40 yaşlarından büyük insanlarda D.D.T’den meydana gelen hastalıklar hâlâ var. Çünkü önceden kullanılan D.D.T hiç bir şekilde etkisini kaybetmez, bütün hayatı boyunca vücut onu çıkaramaz ve çocuklara da anneden süt ile geçer; çocuklara zarar vermeye devam eder.

  34. TIBBI NEBEVİ AÇISINDAN GIDALAR VE SAĞLIĞIMIZ • “İnsanlar şu iki şeyde aldanmıştır; bunlar sağlık ve boş vakittir.” buyuruyor • Ölçü ve denge dini olan İslam, beslenme konusunda da aşırıya kaçmayı yasaklamış, bu konuda itidal üzere olmayı yani yeterli ve dengeli beslenmeyi emretmiştir. • Nitekim ilgili hadislerde de: “Acıkmadan sofraya oturmayınız. Sofradan tam doymadan kalkınız.” • “İçinizde Allah’ın en nefret ettiği kişiler: Çok uyuyan, çok yiyen ve çok içen kimselerdir.” • “Birçok hastalığın sebebi çok yemedir.”

  35. Secde etmek kanserden koruyor Mısır’ın başkenti Kahire’de bulunan Ulusal Işın Teknolojisi Merkezi’nde yapılan bir bilimsel araştırma, Allah’a secde etmenin insanı kanserden koruduğunu ortaya çıkardı.Araştırmayla ayrıca secdenin hamile kadınlar için de oldukça yararlı olduğunu ve ceninin şekil bozukluğuna uğramasını engellediğini, bunun yanında yine birçok bedensel ve psikolojik hastalıklara iyi geldiği tespit edildi.

  36. Beş vakit farz namazın vücuttaki elektrik yükünün dışarı atılması için yeterli olduğunu belirten Mısırlı bilim adamı, uyku esnasında vücutta oluşan unsurların sabah namazıyla dışarı atıldığını ve insanın güne sağlıklı ve canlı bir şekilde başladığını kaydetti.Öğle, ikindi ve akşam namazlarının günün yorgunluğunu ve stresini azalttığını ve insana psikolojik bir rahatlama sağladığını söyleyen Profesör Ziyaeddin, yatsı namazıyla gün boyu vücutta oluşan yükün geri kalanının dışarı atıldığını ve insanın rahat bir şekilde uykuya dalmasının sağlandığını belirtti.

  37. Antikanserojen Gıdalar; • Lif: çilek, böğürtlen,muz, tatlı patates, tatlı kabak, çavdar ekmeği, kepekli ekmek, brokoli,brüksel lahanası,pırasa,beyaz lahana,arpa,çavdar,yulaf,mısır,pirinç. • B ve C vitamini(yeşil yapraklı sebze ) meyve(portakal,mandalina,greyfurt,limon). • Bol su ile yemek aralarında bir çorba kaşığı kepek unu(günde iki kez). • Omega 3 • Keten tohumu • E vitamini(tokopherol);kabuklu kuru yemiş(fındık,fıstık), bitkisel sıvı yağ, balık. • A vitamini(ıspanak,havuç,şeftali,balık, ,kayısı, • Selenyum ve çinko(Et,süt,et ve süt ürünleri)

  38. Glisemik endeksi düşük • Vitamin ve mineralden zengin gıdalar • Verimli toprak sebze meyvesi • Doğal gübre • Sakatat ağırlıklı, et az • Hayvansal yağlar • Trans enoik yağ oranı düşük • Omega-6/omega-3 oranı düşük (4:1’ten az) • Özgür dolaşan gıda ürünleri • Katkısız gıdalar • Glisemik endeksi yüksek gıdalar • Vitamin ve mineralden fakir gıdalar • Verimsiz toprak sebze meyvesi • Suni gübre, hormonlar • Et ağırlıklı, sakatat az • Bitkisel yağlar • Trans enoik yağ oranı yüksek • Omega-6/omega-3 oranı yüksek (20:1’den fazla) • Suni yemle beslenen hayvanların gıda ürünleri • Gıda katkı maddeleri Geleneksel diyetler Modern diyetler

  39. Çiğ ve/veya fermente süt ve ürünleri • Islatılmış ya da fermente tahıl ve baklagiller • Rafine edilmemiş tuz • Fermente sebzeler • Fermente meşrubat (boza, şalgam, şıra vb) • Yavaş ısıtma • Toprak ve bakır kaplar • Yerli tohumlar • Pastörize homojenize süt ve süt ürünleri • Rafine ya da ekstrakte tahıl ve baklagiller • Rafine tuz • Konserve sebzeler • Gazozlar, kolalar, boyalı meşrubatlar • Hızlı ısıtma(mikrodalga) • Teflon, alüminyum • Melez tohumlar, genetiği değiştirilmiş tohumlar

More Related