1 / 31

SORU SORMA İLKELERİ

SORU SORMA İLKELERİ. Özenli ve uzun olmamalı, Yargılayıcı ve hesap sorucu nitelikte olduğundan dolayı «Neden, Niçin ve Niye» sorularından kaçınılmalı, Ne ve nasıl gibi konuşmayı sürdürtecek açık uçlu sorular sorulmalı, Soru Soru Tipleri Açık uçlu sorular : Daha fazla bilgi almaya sağlar.

Download Presentation

SORU SORMA İLKELERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. SORU SORMA İLKELERİ • Özenli ve uzun olmamalı, • Yargılayıcı ve hesap sorucu nitelikte olduğundan dolayı «Neden, Niçin ve Niye» sorularından kaçınılmalı, • Ne ve nasıl gibi konuşmayı sürdürtecek açık uçlu sorular sorulmalı, • Soru Soru Tipleri • Açık uçlu sorular : Daha fazla bilgi almaya sağlar. • Kapalı uçlu sorular : Evet, hayır gibi kısa kelimelerle sorulan sorular. • Tercihli sorular : Yönlendirici sorulardır.

  2. ALGIDA YANILMA

  3. 3 SANDALYE METODU • Bu metod da kişi bir oda da üç sandalye olduğunu farzediyor. Birinci sandalyede kendi oturuyor ve olaya kendi açısından bakmaya başlıyor. İkinci sandalyede ise tarafsız birinin oturduğunu farzederek bir de onun açısından bakmaya çalışıyor. Üçünçüsandalyedeise olayın aktörünün oturduğunu farzederek olaya bir de onun açısından bakmaya çalışıyor. • Böylece empati yaparak olaylara farklı gözlerle bakmayı öğrenmiş oluyoruzve ona göre aksiyon planı gerçekleştiririz.

  4. ELEŞTİRİDE SANDVİÇ METODU • Bu metod da, hangi kişilik türünde olursak olalım, insanlar hata yaptıklarında onları eleştirme eğilimi hepimizde vardır. Ancak önemli olan, eleştiriden ziyade bu eleştiriyi nasıl yaptığımızdır. • Eleştiriden maksat, kişiyi incitmeden yaptığı hatalı davranışı ona anlatmak ve bir daha yapmamasını sağlamak olmalıdır. Bu eleştiriyi Sandviç Metodu dediğimiz şekilde yaparsak karşımızdaki kişiyi kırmadan, onun hatasını düzeltmesini sağlarız. • Sandviçin bir üst kısmı, bir katık bölümü, bir de alt kısmı vardır. Bu metod, eleştiriye uyarlanırken önce eleştireceğimiz kişiyle uyum sağlanır, sonra kişinin neleri iyi yaptığından ya da o kişiye karşı hissettiğimiz güzel duygulardan başlarız.

  5. ELEŞTİRİDE SANDVİÇ METODU Bir iş yapılmışsa, o işin az ya da çok iyi yapılmış yönleri mutlaka vardır. Bunlar eleştirinin başında iyi özellikler olarak dile getirilir. Artık sıra sandviçin katığına yani nelerin daha iyi yapılması gerektiğine gelmiştir. Burada yapılacak şey de çok dikkatli bir şekilde davranışın hatalı yönlerini kişiye anlatmaktır.Bunu yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli şey «Ama veya Fakat» kelimeleriyle söze başlamamak gerekiyor. Son derece dikkatli bir şekilde eleştirimizi bitirdiğimizde artık üçüncü bölüme yani sandviçin en alt kısmına geçebiliriz. Bu bölümde yapacağımız tek şey olumlu bir yorumla eleştiriyi tamamlamaktır.

  6. DUYGUSAL KREDİ HESABI • Ömer Seyfettin'in Diyet adlı hikâyesinde; Zengin bir adam, mahkeme tarafından kolunun kesilmesine karar verilen fakir bir adamın cezasının diyetini öder. Onu da borcunu ödemesi için işçi olarak yanına alır. Kolunun kesilmemesine sevinen adam yanında çalıştığı patronuna minnet duyar. Sevgi ve saygıyla yanında var gücüyle çalışıp borcunu ödemeye çabalar. Zengin adam ise çalışanını ne zaman görse "Kolunun diyetini ben ödedim!" deyip yaptığı iyiliği başına kakar. Saygıda kusur etmeyen işçi sabreder ve sesini çıkarmaz. Fakat sesini çıkarmaması üzerine patron daha fazla yüklenir. Artık sabrı kalmayan işçi bir gün çalışırken yine başına kakılması üzerine baltayı alır, kolunu oracıkta keser ve adama "Al diyetini!" der. • Birçok insan eşiyle, dostuyla ve sevdikleriyle konuşurken talepleri yerine getirilmediğinde sanki ödedikleri diyeti başına kakar gibi davranıp "Ben senin arkadaşınım, ben senin annenim, ben senin babanım, ben senin yöneticinim…" uyarısında bulunarak yaptıkları bir iyilik varsa bunu hatırlatır. Ebette bunları ısrarla belirtmesinin altında olumlu bir amaç yatmaktadır. Fakat ister istemez bu söylemler başa kakma olarak algılanır.

  7. DUYGUSAL KREDİ HESABI • Bu nedenle ilişkide olunan kişi ihtiyaç duymadığında, kendine güveni geldiğinde bağını koparmak ister. Hatta tepki olarak şiddet yanlısı tavır bile gösterebilir. Yani, size ihtiyaç duymadığını düşünüp diyetini geri vermek ister. Bu geri verme, çeşitli reaksiyonları da beraberinde getirir. Örneğin çocuksa evden kaçabilir. Eş ise kavga edebilir, aldatabilir. Çalışansa iş değiştirebilir. Arkadaş ise ilişkisini bitirmek isteyebilir.  Bu nedenle siz siz olun, sevdiğiniz için ödediğiniz diyeti onun başına kakmayın. Aksi durumda zamanla onların gönül bankalarında bulunan hesabınızda hiç kredi kalmaz ve bir gün sevginize karşılık bulamayabilirsiniz. • Duygusal kredi hesabında para ya da buna benzer maddi değerler yoktur. Sadece duygular vardır. Sevdiğiniz ve ilişkide olduğunuz insanlara karşı beslediğiniz sevgi ve saygı içeren duygular. Bu hesaptaki duygular zaman içinde ilişkinin gidişatına göre artar ya da azalır. Örneğin çok sık tartışıyor ve kavga ediyorsanız karşınızdaki insan da var olan sevgi kredinizi çok çabuk tüketirsiniz. Hiç tartışmıyor, ona her daim destek oluyor ve onu her şeye rağmen seviyorsanız krediniz hiçbir zaman bitmez hatta katlanarak artar.

  8. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Her bireyin kendine özgü bir iletişim biçimi vardır ve buna bağlı olarak farklı insan tipleri bulunmaktadır. • Satir'egöre "Benlik Değeri" iletişimi etkileyen en önemli faktördür. Başkaları ile etkili bir iletişim kurabilmek için benlik değerimizin farkında olmalıyız. Kim olduğumuzu ve değerimizi anlayabilmemiz için büyük ölçüde başkalarının bize karşı gösterdikleri reaksiyonlara bakmamız gerekmektedir. • Benlik değeri tehdit altına girdiği zaman birey stres yaşar ve iletişim olumsuz yönde etkilenir. • Satir iletişim biçimlerine göre insanları 6 tipe ayırır. • Bunlar suçlayıcı, yatıştırıcı, aşırı mantıklı, konu dışı, uygunsuz ve uyumlu tiplerdir.

  9. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Suçlayıcı Tip • Bu tipler parmakları ile işaret ederek konuşurken karşılarındaki bireyi suçlarlar. Omuzları gergin, dişleri sıkılmış, yüz kasları gerilidir.

  10. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Yatıştırıcı Tip • Başkasının görüş ve düşüncelerine saygı gösteren ancak kendine saygısı olmayan tiplerdir. Ne hissettikleri, ne düşündükleri ve gerçekte ne istedikleri belli değildir. Onun için önemli olan şirin görünmektir. Bu kişiler ellerini ovuşturur, rica eder, yalvarır pozisyondadırlar. Başları önde, gözleri hafif yukarı bakar durumdadır. Omuzları hafif gevşek, bir ayak öteki ayağın önünde ve hafif öne eğik durumda konuşurlar.

  11. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Aşırı Mantıklı Tip • Bu tipler zekidirler ancak yaratıcı değillerdir. Ne kendilerinin ne de başkalarının duyguları, düşünceleri önemli değildir. Önemli olan konudur.

  12. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Konu Dışı Olan Tip • Bunlar iletilen mesajlar ve konu üzerinde durmazlar. Ne kendilerinin ne de başkalarının duygu ve düşüncelerini dikkate alırlar. Konu değiştirir ve duyguların açıklanmasını önlerler. Ana konu hariç her konudan söz ederler, iletişimleri kopuk olup karşısındaki bireyleri şaşkınlık, sabırsızlık, ve kızgınlığa sürüklerler.

  13. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Uygunsuz Tip • Bu bireyler tip değiştirebilir. Bazen aşırı mantıklı, bazen suçlayıcı, bazen de konu dışı olabilirler.

  14. FARKLI İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÖZELLİKLERİ • Uyumlu Tip • Hem kendinin, hem başkalarının duygu ve düşüncelerine, iletişim içeriğine önem ve dikkat gösteren tiplerdir. Ancak uyumlu olmak demek her zaman herkesle her şeyi paylaşmak demek değildir. Gerektiğinde etkin eleştirilerde bulunurlar.

  15. ALGIDA SEÇİCİLİK

  16. KİŞİLİK TİPLERİNE GÖRE İLETİŞİM • Myers-Briggsmodeli‘ ne göre 8 farklı kişilik tipi mevcuttur • Yönetici (Dışa Dönük / Duyumsal / Düşünce Odaklı / Yargılayıcı ) Enerjisini dış dünyadaki eylemlerden alan bu kişiler bugünü ve var olan gerçekleri göz önünde bulundurarak hayatlarını mantıksal temeller üzerinde düzenliyorlar. Sonuç olarak, karşılaştıkları problemleri sınanmış ve güvenilir yöntemler üzerinden çözmeye çalışıyorlar. Kavramlar ve stratejiler üstünde zaman harcamak yerine ayrıntılara takılmayı tercih ediyorlar. • Mücadeleci, Avukat(İçe Dönük / Sezgisel / His Odaklı / Algısalcı) Enerjisini kendi iç dünyasındaki düşünce ve duygulardan alıyor. Kararlarını genellikle kendi kişisel değerleri üzerinden alan bu kişiler, özellikle de diğerleri söz konusu olduğunda farklı seçenek ve olasılıkları değerlendiriyorlar. Belirecek yeni bakış açılarına karşı hayatlarını esnek tutuyorlar. Sessiz ve yaratıcı oluyorlar. Çevrelerindeki insanlara karşı gizli bir sıcaklık hisseden bu kişiler gerek kendilerinin gerekse diğerlerinin sürekli bir gelişim ve olgunlaşma içerisinde olduğunu görmek istiyorlar.

  17. KİŞİLİK TİPLERİNE GÖRE İLETİŞİM Heykeltıraş(Dışa Dönük / Duyumsal / His Odaklı / Algısalcı) Dış dünyadaki eylemler ve konuşulanlardan enerjisini alan bu grup, genellikle de açık anlamlar ifade eden gerçeklerle ilgilenmeyi tercih ederler. Arkadaşlık kurmaktan büyük keyif alan bu kişiler önceliği «şimdi» ye verirler. Hayatlarını esnek tutuyorlar ve o an içinde oluşabilecek her duruma o anda karşılık veriyorlar. Hayattan zevk almaya bakıyorlar ve kolaylıkla yeni arkadaşlıklar kurabiliyorlar. Yangın gibi bir anda belirebilecek sorunlara karşı acele çözümler üretebiliyorlar. Yenilikçi / Öncü(İçe Dönük / Sezgisel / His Odaklı / Yargılayıcı) Güçlerini kendi iç dünyalarından alan bu kişiler, geleceğe yönelik farklı seçenekleri değerlendirmeyi ihmal etmiyorlar ve sorunlara nesnel çözümlerle yaklaşmayı tercih ediyorlar. Genellikle hayatlarını mantıksal çerçevelerin içine oturtuyorlar. Uzun süreli hedefler koyarak hayatlarını bu hedeflere ulaşmak üzere düzenliyorlar. Gerek kendilerine gerekse diğerlerine karşı eleştirel yaklaşma eğiliminde oluyorlar. Planlarıyla ilgili her ayrıntıyı göz önünde bulundurabilecek derecede bilgili oluyorlar.

  18. KİŞİLİK TİPLERİNE GÖRE İLETİŞİM Antrenör(Dışa Dönük / Sezgisel / His Odaklı / Yargılayıcı) Enerjilerini dış dünyadaki eylem ve sözlerden alan bu kişiler karar verme aşamasında kendi kişisel değerlerini ilk planda tutuyorlar. İnsanlara karşı oldukça sıcak olan bu grup, onlarla beraber vakit geçirmeyi ve arkadaşlarıyla beraber uyumlu ilişkiler sürdürmeyi çok seviyor. Hatta arkadaşları, onların hayatında önemli bir yer tutuyor. İnsanlara karşı kendilerini öylesi sorumlu hissediyorlar ki, toplumsal görev dağılımında üzerlerine düşen görevi özenle yerine getirmeye çalışıyorlar. Bilim İnsanı / Mühendis(İçe Dönük / Sezgisel / Düşünce Odaklı / Algısalcı) Güçlerini kendi iç dünyalarından alan bu kişiler, kararlarını mantıksal temellere dayandırıyorlar. Yeni seçenekler belirir belirmez hayatlarını bu doğrultuda esnetebiliyorlar. Belli bir noktaya kadar sessiz ve uyumlu olabiliyorlar. Rutin olana ayak uydurmaktansa her türlü gelişime yol açabilecek değişimlerin peşinden gidiyorlar. En başarılı oldukları alan, zeka ve bilgi birikimi gerektiren karmaşık problemler oluyor.

  19. KİŞİLİK TİPLERİNE GÖRE İLETİŞİM Kâşif(Dışa Dönük / Sezgisel / His Odaklı / Algısalcı) Seçenekleri kendi kişisel değerleri üzerinden değerlendiren bu grup, enerjisini dış dünyada olup bitenlerden alıyor. Ortaya çıkabilecek yeni bakış açıları ve seçeneklere karşı hayatlarını esnetebiliyorlar. Yaratıcı olan bu kişiler, insanlara yararlı olabilecek yeni seçenekler denemeyi seviyor. Her ne kadar ayrıntı ve planlar üzerine fazla kafa yormasalar da ortada genel bir hedefin bulunduğu deney ve çeşitlilik içeren işlerle uğraşmaktan büyük keyif alıyorlar. Bakıcı(İçe Dönük / Duyumsal / Düşünce Odaklı / Yargılayıcı) Enerjilerini kendi iç dünyalarındaki düşünce ve duygulardan alan bu kişiler, kararlarını genellikle pek çok seçeneği değerlendirdikten sonra alıyorlar. Hayatlarını mantık üzerine kuran bu grup genellikle sessiz ve ciddi bir yapıda oluyor. Hayat karşısında iyi bir gözlemci olduklarından farklı durumlara karşı iyi bir anlayış geliştirmiş oluyorlar.

  20. İNSANLARIN DÜNYAYI ALGILAMA BİÇİMİ • Algılama Duyu organları tarafından beyne ulaştırılan uyaranların beyin tarafından örgütlenip yorumlanarak bir anlam verilmesi surecidir. • Algı Duyusal bilginin yorumlanması ya da anlamlandırması işlemidir. • Anlatabildiklerinizkarşınızdakininanladıkları ile sınırlıdır

  21. İNSANLARIN DÜNYAYI ALGILAMA BİÇİMİ • Algıyı Etkileyen Faktörler • Algılama Süreci, • Duygular, • Kültür, • Çevresel Faktörler • Kişisel Özellikler • Eğitim,

  22. İNSANLARIN DÜNYAYI ALGILAMA BİÇİMİ

  23. İLETİŞİM • Doğuştan iyi dinleyici olanların sayısı azdır. İyi bir dinleyici olabilmek için; bilinçli bir çaba ve yeni beceriler öğrenmek gereklidir.” Doğan Cüceloğlu • Unutmamak gerekir ki; • İki kulağımız, bir ağzımız vardır. • Bu da dinlemenin konuşmadan daha önemli olduğunu ortaya koymaktadır • Eleştiri • "Herkes benim düşünceme katılırsa, yanılmış olmaktan korkarım." Oscar Wilde • “Eleştiri belki güzel bir şey değildir ama gereklidir. • Ağrı ile aynı işi görür, zira ağrı da vücutta bir arıza olduğunu haber verir.” • Başkalarını bilen kimse bilgili, kendini bilen kimse akıllıdır. Lao-Tsze

  24. İLETİŞİM Önyargılarımız Bazen gerçekler o kadar nettir, o kadar gözümüze girer ki, ancak biz daha önyargımızı aşamamışızdır ve fırsat kaçmıştır...

  25. İLETİŞİM • 90 / 10 SIRRI • Hayatınızın; • % 10’u başınıza gelen olaylardan, • % 90’ı da sizin bu olaylara yaklaşımınızdan oluşur!...

  26. İLETİŞİM • "Gülümseyen bir yüz, bir kalbin kapısını herhangi bir anahtarın bir kapıyı açmasından daha çabuk açar". İspanyol atasözü

  27. İLETİŞİM • Biliyormuydunuz • Yüz mimiklerinin oluşmasında 16 adet kas rol oynar. • Sözsüz mesajlar beyinde daha derin merkezlerden(spinal kord, beyinsapı, bazal gangliyonlar, limbik sistem) ,bilinç altından kaynaklanır ve yine buralardan algılanırlar. O nedenle sözlerin etkisi geçtikten sonra da hatırlanabilir. • Kadınların beden diline yönelik olarak, daha fazla gülümsedikleri, daha az kişisel alan kullandıkları, daha fazla göz teması kurdukları saptanmıştır. Ayrıca kadınlar daha açık, ifadeedici ve yakın davranmaktadırlar. Kadınlar sözsüz mesajları erkeklerden daha iyi yorumlar. (Depaulo&Friedman,1998)

  28. İLETİŞİM

  29. ALGIDA SEÇİCİLİK

  30. İLETİŞİM • İş hayatında başarının %85’i doğru iletişime dayanır. • İş hayatında kayıpların%80’ i kötü iletişimden kaynaklanır. • İş hayatında kusurların %75’i iletişim eksikliğinden kaynaklanır. Sizlere İletişim Kazalarından Uzak Günler Dilerim

  31. TEŞEKKÜRLER…

More Related