1 / 32

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ. Murat CİVELEK (Rehberlik ve Eğitim Bilimleri Uzmanı) http://www.rehberlik.biz.tr civelek.murat@gmail.com civelek_murat@yahoo.com. 4 . ÜNİTE DİL GELİŞİMİ. KPSS’de bu bölümden her yıl ortalama 1 soru gelmektedir.

nova
Download Presentation

GELİŞİM PSİKOLOJİSİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. GELİŞİM PSİKOLOJİSİ Murat CİVELEK (Rehberlik ve Eğitim Bilimleri Uzmanı) http://www.rehberlik.biz.tr civelek.murat@gmail.com civelek_murat@yahoo.com

  2. 4. ÜNİTE DİL GELİŞİMİ

  3. KPSS’de bu bölümden her yıl ortalama 1 soru gelmektedir. Bu bölümdeki sorular genellikle bilgi veya örnek verilerek sorulan yarı bilgi sorusu şeklindedir. Ünite Analizi

  4. DİL GELİŞİMİ Dil gelişimi, bilişsel ve fiziksel gelişime paralel olarak ortaya çıkar, yani fiziksel ve bilişsel gelişim dil gelişimine zemin sağlar. Dil gelişimi, olgunlaşma ve öğrenmeye bağlıdır. Bilişsel gelişimde ilerleme kaydedildikçe dilin kullanılma kapasitesi de o oranda artacaktır.

  5. Dil gelişimi ise, kelimelerin, sayıların, sembollerin kazanılması, saklanması ve dilin kurallarına uygun olarak kullanılmasının gelişimi olarak tanımlanır.

  6. 1- DİL GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER • Cinsiyet:Kız çocukları erkeklere göre daha erken konuşur ve kelime hazineleri daha fazladır. • Kitle-iletişim araçları(TV, Bilgisayar vb.) çocukların kelime dağarcığını geliştirir. • Ailenin sosyo-ekonomik düzeyi iyi ailelerin çocukları erken ve düzgün konuşur. • Aile içi ortam (sevgi, bağlılık vb.) etkilidir. • Oyun: Çocuk oyunlar aracılığıyla yeni sözcükler ve düzgün cümleler kurmayı öğrenebilirler. • Çocuğun duygusal durumu:İlk çocukluk döneminde çocuğun karşılaştığı duygusal güçlükler onun konuşmasını olumsuz etkiler. • Evde kullanılan dil:Yetişkinler konuşmalarıyla çocuklarına iyi örnek olmalıdır. Çünkü çocuklar onları taklit etmektedir. Mesela; çocuksu konuşma çocuğun dil gelişimini olumsuz etkiler. • Duyu (işitme, görme) ve sinir sisteminin sağlamlığı dil gelişiminde etkilidir. • Zihin yeteneği:Zihinsel gelişimin yetersizliği çocuğun dil gelişimini olumsuz etkiler.

  7. 2- DİLİ OLUŞTURAN UNSURLAR 1-) Fonem (ses) ve Morfem (sıra-kök-hece): Fonem dilin en küçük birimidir. Fonem, bir dildeki temel seslerdir. Mesela;/a/, /t/ gibi. Fonemlerin anlamlı bir şekilde birleşip oluşturduğu yapı (hece) ise “Morfem” i oluşturur. Yani dildeki en küçük anlamlı birimdir. Mesela;/a/ + /t/ fonemleri birleşip “At” morfemini oluşturur. 2-) Semantik (Anlam Bilimi):Kelimelere yüklenen anlamları inceler. Eğer bir kişi kelimeleri, anlamlarına uygun bir şekilde kullanabiliyorsa semantik yapıya uygun davranıyor demektir. 3-) Sentaks (Söz Dizimi, Dilbilgisi): Eğer bir kişi kelimeleri, cümle içinde gramer yapısına göre doğru ve uygun bir şekilde diziyorsa (kullanıyorsa) sentaks yapıya uygun davranıyor demektir.

  8. 3- DİL GELİŞİMİ İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR

  9. Davranışçı Yaklaşım Birey dili sonradan kazanır ve dili öğrenebilecek mekanizmayla dünyaya gelmez (Psikolinguistik kuramın anlayışına zıttır). Dil gelişimi taklit ve pekiştirme yoluyla olur. Pekiştirilen sesler öğrenilir, pekiştirilmeyen seslerin ise gösterilme sıklığı söner.

  10. Çocuk kelime benzeri sesler çıkarttıkça ebeveynler çocuğun bu davranışını gülümseme, sarılma ya da çocukla konuşma şeklinde karşılarlar. Bu olumlu davranışlar çocuğu kelime benzeri sesleri tekrar çıkartması konusunda cesaretlendirir. Bu sebeple ebeveynlerin bu davranışları çocuk için ödül (pekiştireç) halini alır. Mesela; acıkan bir çocuk acıktığını belli etmek için “ba” der ve çevresindekiler onu yedirirlerse, artık çocuk ne zaman acıkırsa “ba” diyecektir.

  11. Sosyal Öğrenme Yaklaşımı Çocuk sosyalleşme sürecinde yakın çevresindekilerini (başta anne-baba) model alır ve taklit eder. Yani dil gelişiminin temeli “model alma”dır. Bebek için anne-babanın model olması, çocuğun onları taklit etmesi, anne-babanın pekiştirmesi ve düzeltici geribildirim vermesiyle dil öğrenilir. Mesela;Karadeniz Bölgesi'nde yaşayanların o bölgenin, Ege Bölgesi’nde yaşayanların ise o bölgenin şivesiyle konuşması, bireylerin dili öğrenmesinde çevrenin etkisine ispattır. Albert Bandura (1925 - )

  12. Bandura’nın “Sosyal öğrenme kuramı” sadece dil gelişimi için değil birçok gelişim alanı ile ilgilidir.

  13. PSİKO-LİNGUİSTİK (BİYOLOJİK) YAKLAŞIM Temsilcileri Chomsky, McNeill, Lenneberg’dir. Dil gelişimini biyolojik (nörolojik) ve psikolojik temellere dayandırırlar. Dil gelişiminin temeli biyolojiktir, ancak çevresel koşullardan bağımsız değildir. Dil gelişimi daha fazla olgunlaşmanın (biyolojik etkenin) etkisi altındadır. Noam Chomsky (1928 - )

  14. Chomsky’egöre; bütüninsanlar genetik olarak (doğuştan) dil öğrenme altyapısına (beyin ve sinir yapısına) sahiptir. İnsan beyninin belirli bölgeleri dilin öğrenilmesinden (kazanılmasından) sorumludur. Bu altyapı sayesinde belirli bir biyolojik olgunluğa erişince ve gerekli çevresel koşullar da sağlandığında dil rahatlıkla öğrenilecektir. Yani çocuklar, yürümeyi öğrendikleri gibi, biyolojik olarak belli bir olgunluğa eriştikten sonra konuşmayı da öğrenirler. Çocuk dil öğrenmede sırasıyla önce isimleri, sonra fiilleri, daha sonra da sıfatları öğrenirler.

  15. 2008 KPSS İşiten anne - babaların doğuştan duymayan çocuklarıyla çalışan bir araştırmacı, bu ebeveynlerden bir kısmının, konuşma dilini öğrenebilmeleri umuduyla çocuklarına işaret dilini öğretmediklerini saptamıştır. Araştırmacı daha sonra yaptığı çalışmada, bu çocukların işaret dilinde bulunanlardan daha farklı hareketlerle, kendilerini ifade etmeye çalıştıklarını gözlemiştir. Araştırmacının bu gözlemi, dilin kazanılmasında aşağıdakilerden hangisinin önemine vurgu yapmaktadır? A) Sosyal öğrenme B) Taklit C) Pekiştirme D) Klasik koşullanma E) Biyolojik altyapı

  16. Piaget’in BİLİŞSEL GELİŞİM YAKLAŞIMI Tıpkı bilişsel gelişimde olduğu gibi, dil gelişiminin de bir süreklilik içinde değil de, evrelerden geçerek oluştuğunu ve birey çevre ilişkilerinde etkin bir şekilde yapılandığını ortaya koymuştur. Dil gelişimini 5 evreye ayırmıştır. Jean Piaget (1896 - 1980)

  17. Piaget’in Dil Gelişim Evreleri 1) Agulama evresi (0-12 ay) a) Ağlama (0-2 ay): Bebek çeşitli sesler çıkarır, ihtiyaçları için ağlar. Sesleri bilinçsizce çıkarır. b) Babıldama (2-6 ay): Ünlü ve ünsüzler bir araya getirilerek iki heceli sesler ilk kez çıkarılır: Ma-ma, ba-ba gibi. Bu sesler ve heceler evrenseldir. 2) Heceleme (Çağıldama) evresi (6-12 ay):Bebeğin konuşma organları olgunlaşmıştır. Bebek üç heceli kelimeleri çıkarabilir, sözcükleri de telaffuz etmeye başlar. Ana diline özgün sesler çıkarmaya başlarlar. Kavram gelişimi henüz söz konusu değildir. Dönemin sonunda annenin sesi tanınır.

  18. 3) Tek sözcük evresi (12-18 ay):Konuşmada kritik dönemdir. Çocuk ilk anlamlı sözcükleri (baba, anne, mama gibi) söyler. Çocuk, tek sözcükle birçok şey anlatmak ister. Buna morgem denir. Mesela;çocuk "kedi" dediğinde "kedi burada", "kedi gitti" gibi anlamları kastetmektedir. Kavram gelişimi:Bu dönemde çocukta kavram gelişimi görülür. Kavram gelişimi; çocuğun duyu organlarıyla aldığı bilgiyi ve nesneleri zihinsel tasarıma dönüştürmesidir. Mesela; çocuk, çevresinde gördüğü nesnelere ma­sa, kitap, top gibi sembolik anlamlar (işaretsel işlev) yükler. Alıcı ve ifade edici dil: Bu dönemde alıcı dil gelişmişken ifade edici dil henüz gelişmemiştir.Çocukta önce alıcı dil, sonra ifade edici dil gelişir.

  19. Alıcı dil; çocuğun diğer bireylerin konuşma dilini anlayabilme becerisidir. Mesela; 15 aylık bir çocuğa babası “gel” dediğinde çocuk bunu anlayacak ve yapacaktır. Çocuk bir sözcüğü öğrendiğinde bu sözcükle ilgili diğer sözcükleri de öğrenmeye çalışır. Yani çocuğun öğrenmeye istekli olması ve sürekli sorular sorması alıcı dilin gelişimini ifade eder. İfade edici dil ise;çocuğun kendini anlatabilme becerisidir. İfade edici dil,çocuğun kendisine yönetilen bir durumu anladıktan sonra (alıcı dil) bu duruma uygun karşılık (cevap) verebilmesidir. Mesela;18 aylık bir çocuğa "Attaya gidelim" dendiğinde çocuk bunu anlar ve fakat kendisi “Attaya gidelim” anlamını düzgün bir cümleyle ifade edemez. Yani söyleneni kavrayabilecek (alıcı dil) ancak cevabı üretmekte zorluk (ifade edici dil) çekecektir. Çünkü henüz ifade edici dil gelişmemiştir.

  20. 4) Telgrafik konuşma evresi (18-24 ay):İki farklı sözcüğün birleştirildiği, gramer yapılarına uymayan cümlelerin kurulduğu dönemdir. İki heceli kelimeler arası kadar bekleme vardır. Özne, yüklem, bağlaç gibi öğelerin bazıları kullanılmadan cümleler kurulur. Cümlede özne-yüklem ilişkisi olmadan konuşma vardır. 2001 KPSS:bir çocuk “anne su” demekle telgrafik konuşma yapmaktadır. Çocuk burada “anne su” demekle aslında “anne su ver” kastetmektedir. 5) İlk gramer evresi (24-60 ay):Gramer kurallarına göre cümleler kurulur. Kelime hazinesi gelişmiştir. Aşırı kurallaştırma:Çocuğun bir alanda öğrendiği kuralı, ilgili olmayan bütün durumlara uygulamasıdır. Yani öğrendiği kuralı, genellemesi gerekmeyen durumlara da genellemesidir. Mesela; 3 yaşındaki bir çocuğun bütün dört ayaklı hayvanlara “köpek” demesi. Mesela; İçeri girerken ayakkabı çıkarılır kuralını öğrenen bir çocuğun her yere (dükkân, sınıf vb.) girince ayakkabı çıkartması. Mesela; Kızlar sözcüğündeki -lar ekini çoğul eki olarak öğrenen bir çocuğun, erkekler yerine “erkeklar” sözcüğünü kullanması.

  21. 2007 KPSS İlköğretim birinci sınıf öğrencisi Ulaş’ın mahallesindeki berberi “berberci” olarak adlandırması dil gelişiminde aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? A) Aşırı kurallaştırma B) Kavram gelişimi C) Telgraf konuşma D) Eksik kurallaştırma E) Alıcı dil kavramı

  22. Eksik kurallaştırma: Çocuğun bir alanda öğrendiği kuralı, sadece öğrendiği alanda (örnekte) kullanmasıdır. Yani öğrendiği kuralı, genellemesi gereken alanlara genelleyememesidir. Mesela;çocuk futbolcu kelimesini öğrenir, fakat basketbol oynayana “basketbolcu” yerine “basketbol adam”, “basketbol oynayan adam” kelimeleri kullanır. Benmerkezci Dil: İşlem öncesi dönemde görülür. Benmerkezci düşünceden kaynaklanır.Çocuğun başkalarının bakış açısını göz önüne almaksızın, yalnızca kendi duygu ve düşüncelerini referans alarak, başka birisiyle gerçekleştirdiği ve kendisinin yönettiği konuşmalardır. Toplumsallaşmış Dil (Konuşma): Çocuğun başkalarıyla iletişim kurmaya yönelik konuşmalarıdır (bilgi iletmesi, soru sorması, emretmesi, tehdit etme).

  23. 2010 KPSS • Gülce ile annesi oynamaktadır. • Gülce: Anne bana “Kızım ne yapıyorsun?” diye sor. • Anne: Kızım ne yapıyorsun? • Gülce: Gemi yüzdürüyorum. • Gülce: Şimdi de “Nereye gidiyorsun?” diye sor. • Anne: Nereye gidiyorsun? • Gülce: Anneanneme gidiyorum. • Yukarıdaki karşılıklı konuşmada Gülce’nin davranışları dil gelişimiyle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? • İçsel konuşma • Telgraf konuşması • Yansıtıcı konuşma • Toplu monolog • Benmerkezci dil

  24. KELİME DAĞARCIĞI 12 ay – 3 kelime 18 ay – 20 kelime 24 ay – 200 kelime 5 yaş – 2000 kelime

  25. 4- DİL GELİŞİMİ İLE İLGİLİ DİĞER KAVRAMLAR Monolog:Benmerkezcilikten dolayı, çocuğun karşısındakini dinlemeden, onun kendisini dinlediğini varsayarak yaptığı tek yönlü konuşmadır. Yani çocuğun kendi kendine (yanında biri varmış gibi) sesli bir şekilde konuşmasıdır. Kolektif (toplu) Monolog:Benmerkezcilikten dolayı, çocukların yanındaki arkadaşları kendilerini dinlemese dahi hep birlikte toplu konuşmalarıdır. Yani çocukların bir aradayken birbirini dinliyormuş gibi görünüp, her çocuğun kendi monologunu yapmasıdır.

  26. 2010 KPSS • Hasan odasında diz çöküp, arabalarından birini sağ, diğerini de sol eline alarak yarıştırır. Arabalarını hızla ileri geri hareket ettirerek motor, fren ve korna sesleri çıkarır. “Şimdi sarı araba geçiyor, şimdi mavi hızlandı.” diye bağırır. • Hasan’ın ağzıyla oyununa tempo tutar gibi konuşması dil gelişimiyle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? • Monolog • Sözel senkretizm • Tekrarlama • İçsel konuşma • Toplumsallaşmış dil

  27. 2009 KPSS • Leyla annesine resim yapmak istediğini söyler. Annesi boyaları ve kâğıdı masaya bırakır. Leyla masaya oturur. Bir çiçek resmi çizerken yanında annesi olmadığı hâlde, “Bir çiçek, çiçek çizeceğim, çiçek yapacağım.” der. • Leyla’nın resim çizerken yaptığı konuşmalar dil gelişimiyle ilgili olarak aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? • İçsel konuşma • Yansıtıcı konuşma • Tekrarlama • Monolog • Telgraf konuşma

  28. İçsel Konuşma: Vygotsky ile ilgili bir kavramdır. Çocuğun bir iş, eylem ya da problemi çözerken yapacaklarını, yaptıklarını sessizce düşünmesi ve içinden konuşmasıdır. İçsel konuşmada birey kendi kendine konuşarak farkındalık yaratır, kendini anlar, durumu değerlendirir ve zihinsel gelişimine katkı yapar. İçsel konuşma, davranışların amaca yönelmesinde önemli rol oynar. Çocuk amacına ulaşmak için sessiz düşünür ve içinden konuşur. Tekrarlama (yankılama):Çocukta devresel (döngüsel) tepki özelliğine bağlı olarak ortaya çıkan konuşmadır. Çocuk karşısındakinin söylediklerinin aynısını tekrar etmesidir. Bu durum çocuğun hoşuna gittikçe tekrarları artırır.

  29. 2011 STS Bir anaokulu çıkış saatinde, kaban ve ayakkabılarını giydirerek çocukları hazırlayan görevli Ayşe Hanım’la çocuklar arasında şu konuşma geçer; Ayşe Hanım: Fatma gelir misin? Sıra sende. Bertuğ: Fatma gelir misin? Sıra sende. Ayşe Hanım: Fatma lütfen. Bertuğ: Fatma lütfen. Ayşe Hanım: Bertuğ hiç komik değil yetişkinlerle alay edilmez. Bertuğ: Bertuğ hiç komik değil. Dil gelişimi açısından Bertuğ’un bu konuşmaları aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Monolog B) Eksik kurallaştırma C) Tekrarlama D) Sözel senkretizm E) Telgraf konuşması

  30. Yansıtıcı Konuşma:İki kişinin karşılıklı konuşmasında, karşıdaki kişinin kendi cümlelerini ona sunarak problemini fark etmesi ve çözümlemesi amacıyla yapılan konuşmadır. Yansıtıcı konuşma dilinde birey sadece dinlenir, asla yorum yapılmaz ve onun ne hissettiği anlamaya çalışılıp, sesli bir şekilde ifade edilir. Yansıtıcı konuşma ile, karşıdaki kişinin kendi cümleleri ile bir sorunun çözümünü bulması amaçlanır. Yansıtıcı konuşmada benmerkezcilik yoktur, karşıdaki kişiye empati kurdurmayı amaçlar. Karşımızdaki kişinin içini dökmesi, kendini rahatça ifade etmesi, başarmak için nelere ihtiyaç duyduğunu ortaya çıkarmak amacıyla rehberlik uzmanları ve psikologlar tarafından sıkça uygulanır. Yansıtıcı konuşma psikolojik danışma tekniği olarak sıklıkla kullanılır. Bu teknikte danışanın ifade ettiği duyguların aynısı veya benzeri danışman tarafından tekrar edilir. Mesela:Danışan ve danışman arasındaki şu konuşma - Danışan: Annem beni hiç anlamıyor. - Danışman: Annenin seni hiç anlamadığını söylüyorsun.

  31. Eklektik (uzlaştırıcı) Dil:Kişilerarası diyalogda farklı fikirler (istekler, durumlar) arasında ortak noktayı bulmak için kullanılır. Mesela; aşağıdaki üç çocuk arasında geçen şu diyalog: - Ali: Saklambaç oynayacağız ne zamandır oynamıyoruz. - Ahmet: Hayır hep senin dediğin oluyor körebe oynayacağız. - Hasan: En iyisi önce saklambaç oynayalım, sonra da körebe oynayalım. Böylece ikinizin de isteği yerine gelir. Tümce Söz:Jest ve beden dilinin bir sözcükle birleştirerek kullanması yoluyla iletilen anlam, tek bir sözcükten daha fazlasını ifade eder. Bu sözcük ve jest birleşimine tümce söz denir. Tümce sözler 12-18 aylar arasında yaygın olarak kullanılır. Sözel Senkretizm:Dilde farklı görünen biçim birimlerin (eklerin denilebilir) anlam bakımından aynı işlevi görecek biçimde kullanılmasıdır. Yani dilde aynı olmayan kelimeleri aynı kategoriye koymaktır. Genelde eklerde bu durum yapılır. Mesela;annemler bize geldi ve annemgil bize geldi cümlelerindeki ler ve gil ekleri aynı anlamı vermektedir.

  32. 2011 KPSS • Tek yumurta ikizleri ile tek doğan çocukların dil gelişimlerinin incelendiği bir araştırmada, ikizlerin tek doğan çocuklara göre dil gelişimlerinin daha yavaş ilerlediği bulunmuştur. Araştırmacılar özellikle ilk yıllarda gözlenen ancak zaman içinde kapanan, tek çocuklar ve ikizler arasındaki bu farklılığın, ikizlerin anneleriyle olan konuşma sürelerinin az olmasından ve daha çok birbirleriyle iletişim kurmalarından kaynaklanabileceğini ileri sürmüşlerdir. • Bu araştırma sonucuna bağlı olarak dil gelişimiyle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? • Dil gelişiminde yaşamın ilk yıllarında çevresel, sonraki yıllarında kalıtsal faktörler daha etkilidir. • Yaşamın sonraki yıllarında tek doğan çocukların dil gelişimlerinde bir duraklama görülürken ikizlerde bir artış gözlenir. • Kalıtım tek doğan çocukların dil gelişimlerini hızlandırırken ikizlerinkini yavaşlatmaktadır. • Dil gelişiminde kritik dönemin etkisi tek doğan çocuklara göre ikizlerde daha azdır. • İkizler ve tek doğan çocuklar farklı yaşantılar geçirmektedirler.

More Related