1 / 40

YOĞUN BAKIMDA PROFİLAKSİ

YOĞUN BAKIMDA PROFİLAKSİ. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar. VTE yoğun bakım ünitelerinde sık karşılaşılan bir sorundur. PE en sık görülen önlenebilir hastanede ölüm nedenlerindendir.

tad-higgins
Download Presentation

YOĞUN BAKIMDA PROFİLAKSİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. YOĞUN BAKIMDA PROFİLAKSİ Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

  2. VTE yoğun bakım ünitelerinde sık karşılaşılan bir sorundur. • PE en sık görülen önlenebilir hastanede ölüm nedenlerindendir.

  3. YBÜ’e kabul edilen hastaların büyük çoğunluğunda VTE için önemli bir risk faktörü vardır, birçok hastada birden fazla risk faktörü bir arada bulunur. • Tromboz risk faktörlerinin çoğu hastanın YBÜ’e alınmasından önce vardır, diğer bazıları ünitede yatarken gelişir.

  4. YBÜ ile ilişkili VTE için riski artıran durumlar • İleri yaş • Eskiye ait VTE öyküsü • Malignite • Majör travma • YBÜ’den önce uzun süreli hastanede yatış • Mekanik ventilasyon • Paralitik ilaç kullanımı • APACHE skoru • Acil cerrahi girişim gereksinimi • Femoral venöz kateter yerleştirilmesi

  5. YBÜ’de bildirilen DVT sıklığı: %20-80 • YBÜ hastalarında saptanan DVT’larının yaklaşık %48-60’ı dizden yukarıda yerleşir. • DVT saptanan hastaların hastane içi mortalite oranları DVT saptanmayanlara göre %50 daha fazla.

  6. YBÜ de ölen hastaların postmortem incelemelerinde %7-27 oranında PE bildirilmiştir. • Bunların %0-12’sinde PE’nin ölüme neden olduğu ya da katkıda bulunduğu düşünülmüştür. • Bu hastaların sadece %30’unda ölümden önce klinik olarak PE’den kuşkulanılmıştır.

  7. Cook D, ve ark. Crit Care Med 2005;33:1565-1571 • Yoğun bakımda 3 gün veya daha uzun kalan tıbbi-cerrahi kritik hastalarda, alt ekstremite proksimalinde DVT oranı %10 ve üzerindedir. • YBÜ-kaynaklı DVT için bağımsız risk faktörleri: • Öz veya soygeçmişte VTE öyküsü • Son dönem böbrek yetmezliği • Vazopressor kullanımı • Platelet transfüzyonu

  8. Cook D, ve ark. Crit Care Med 2005;33:1565-1571 • DVT’si olan hastaların mekanik ventilasyon, YBÜ’de kalma ve hastanede yatma süreleri, DVT’si olmayan hastalara göre daha uzundur.

  9. Yoğun bakım hastalarında VTE’nin doğru tanı ve tedavisi çok önemlidir. • YBÜ’de yatan hastalarda sadece tanı ve tedavi yeterli değildir. Çünkü: • Asemptomatik derin ven trombozu sıktır. • Pulmoner emboliden ölümler genellikle hızla, tanı akla gelmeden önce gerçekleşir.

  10. Yoğun bakım hastalarında birincil profilaksi gereklidir !

  11. Yoğun bakım hastaları heterojendir: • KOAH-solunum yetmezliği • Sepsis-ARDS • Sol kalp yetmezliği-akciğer ödemi • Ağır pnömoni • Akut MI • Bağışıklığı baskılanmış hastada pnömoni • nötropenik, trombositopenik hasta • talidomid tedavisi altında multiple myelomalı hasta • HKHN sonrası DAH • ……………………………….

  12. YBÜ’e alınan tüm hastalar tromboembolik riskler ve kanama riski açısından değerlendirilmelidir • Özel nadir durumlar dışında, tüm yoğun bakım hastalarına profilaksi uygulanmalı ve olabildiğince hızlı başlanmalıdır.

  13. Tromboprofilaksi • Farmakolojik tedaviler • Heparin • Düşük molekül ağırlıklı heparin • Fondaparinux • Farmakolojik olmayan tedaviler • Basınç ayarlı çoraplar • Pnömatik kompresyon cihazları • Vena kava filtreleri

  14. Düşük doz standart heparin • 3x5000 U (2x5000) sc • Düşük doz heparin yoğun bakımda VTE olasılığını azaltmada etkindir.

  15. Düşük molekül ağırlıklı heparin • Enoksaparin 1x40mg sc • Daltepatin 1x5000U sc

  16. MEDENOX çalışması: • 40mg /20mg enoksaparin /plasebo • 40mg enoksaparin grubunda tromboembolism ve proksimal derin ven trombozu oranı diğer gruplara göre anlamlı olarak daha düşük. • 10. günde mortalite ve kanama komplikasyonları açısından gruplar arasında anlamlı fark yok.

  17. PREVENT çalışması: • 5000 U dalteparin / plasebo • Dalteparin grubunda VTE ve proksimal DVT oranı plasebo grubuna göre anlamlı olarak düşük. • Mortalite ve majör kanama açısından gruplar arasında anlamlı fark yok.

  18. Faktör Xa inhibitörleri • Fondaparinuks 1x2.5mg sc • ARTEMİS çalışması • Fondaparinux grubunda plasebo grubuna göre VTE insidansında anlamlı azalma olmuş. Ölümcül PE plasebo grubunda 5 hastada izlenirken, fondaparinuks grubunda hiç gözlenmemiş. Majör kanama her iki grupta birer olguda saptanmış.

  19. İlaç dışı tedaviler • Aktif kanama riski olan hastalar için mantıklı bir seçim • Aktif veya yeni geçirilmiş GİS kanama • Hemorajik inme • Ağır trombositopeni gibi pıhtılaşma defektleri • Hastayı dolaştırmak, ayak ekstansiyonunu içeren egzersizler yaptırmak • Basınç ayarlı çoraplar • Pnömatik kompresyon cihazları

  20. VTE için risk grupları • Düşük risk – minör medikal hastalık (Bu hastaların YBÜ’de izlenmesi gerekmez.) • Orta risk – • major medikal hastalık (kalp veya akc.hastalığı, kanser, inflamatuar barsak hastalığı, romatolojik hastalık, ağır inf.) yaş>70 VEYA • minör medikal hastalık+trombofili veya eski VTE öyküsü • Yüksek risk – • alt ekstremite paralizisi VEYA • majör medikal hastalık+rombofili veya eski VTE öyküsü

  21. YBÜ’de profilaksi önerileri • Kanama riski düşük /Tromboz riski orta • Düşük doz heparin veya DMAH • Kanama riski düşük /Tromboz riski yüksek • Düşük molekül ağırlıklı heparin • Kanama riski yüksek /Tromboz riski orta • PKC, BAÇ kanama riski azalınca DDH veya DMAH • Kanama riski yüksek /Tromboz riski yüksek • PKC, BAÇ kanama riski azalınca DMAH

  22. Farmakolojik ve mekanik yöntemlerin birlikte uygulanması daha büyük koruma sağlayabilir. • Uygun olgularda koruma yöntemleri ardışık olarak uygulanabilir. • Profilaksi günlük olarak değerlendirilmeli ve gerektiğinde değiştirilmelidir.

  23. Profilaksi, yüksek kanama riski olmadıkça yoğun bakımda uygulanacak işlemler ve cerrahi girişimler için kesilmemelidir. • Antikoagülan profilaksi kullanırken spinal veya epidural kateterlerin yerleştirilmesi ve çekilmesinde özel dikkat gösterilmelidir.

  24. Heparinin sc uygulanması ile ilgili sorunlar • Yoğun bakım hastalarında sc heparine karşın VTE gelişebilir. • Vazopressor verilen hastaların plazma faktör Xa konsantrasyonları, vazopressor almayanlardan daha düşük bulunmuş. • Yüksek doz??? • Sc yerine farklı uygulama yöntemleri??

  25. Santral venöz kateterlerde tromboz • Yoğun bakım hastalarında sıklıkla santral venöz kateterler kullanılır. • SVK’de semptomatik tromboz insidansı %5-30 olarak tahmin edilmektedir. • Kateter trombozunun bulguları özgül değildir. • Özellikle femoral vende yerleşmiş kateterlerde tromboz için yüksek risk söz konusudur.

  26. Santral venöz kateterlerde tromboz • Kateter trombozunun tedavisi iyi tanımlanmamıştır. • Kateterin çıkarılması trombozu uzaklaştıracaktır ve eğer mümkünse uygulanmalıdır. • Stable hastalarda 4-6 hafta antikoagülan tedavi düşünülmelidir.

  27. Kanama ve tromboz riski • Yoğun bakımdaki tıbbi hastalar kanama komplikasyonlarının ortaya çıkmasına yatkındır. • Gastrointestinal kanama yoğun bakımlarda sık görülen bir komplikasyondur.

  28. Bir çalışmada solunum yoğun bakım ünitesinde hastaların %20’sinde gastrointestinal kanama gelişmiştir. Risk faktörleri: • ARDS, • Ventilatörde kalınan gün sayısı, • Yoğun bakımda kalınan gün sayısı, • Trombositopeni gelişimidir. • Heparin tedavisi gastrointestinal kanama riskinde artış yaratmamıştır. (Harris SK et al, Chest 1977;72:301-4)

  29. Trombositopeni • Yoğun bakım hastalarında trombositopeni de sıktır. • Genellikle hemodilüsyon ve platelet yıkımı ile oluşur.

  30. Trombositopeni • Farklı çalışmalarda trombositopeni sıklığı %20-46’dır. • Prospektif bir kohort çalışmasında YBÜ-kaynaklı trombositopenisi olan hastalar daha uzun mekanik ventilasyona ve daha fazla trombosit, taze donmuş plazma, eritrosit süspansiyonu transfüzyonuna gerek duymuştur.

  31. Trombositopeni • Bazı hastalarda trombositopeni ve tromboz birlikte bulunur: • Sepsis ile ilişkili DIC: trombositopeni ve mikrovasküler tromboz • PE ile ilişkili DIC: trombositopeni ve makrovasküler tromboz

  32. Heparine bağlı trombositopeni • Heparine bağlı trombositopeni az tanınan bir sorundur, tabloya tromboz eşlik edebilir veya etmez. • Heparin alanların %1-2’sinde gelişebilir. • Tipik HIT heparin başlandıktan 5-10 gün sonra trombosit sayısında %50 veya daha fazla azalma şeklinde gelişir.

  33. Heparine bağlı trombositopeni • HBT immun aracılıkla oluşur. • Olguların çoğunda heparin-platelet faktör 4 sorumlu antijendir. • Standart heparin DMAH’e göre 8-10 kat daha sık HBT yapar.

  34. Heparine bağlı trombositopeni • Yoğun bakım hastalarında HIT sıklığı ile ilgili kısıtlı bilgi vardır- %0.39? • Yoğun bakımda heparin alan tromositopenik hastaların küçük bir grubunda HBT vardır.

  35. Heparine bağlı trombositopeni • Artmış tromboz riski nedeniyle, trombosit sayısı normale dönene kadar hastalar başka bir iv antikoagülan (lepirudin veya argatroban) ile tedavi edimelidir. • Profilaktik trombosit transfüzyonları ve inferior vena cava filtrelerinin yerleştirilmesinden kaçınılmalıdır.

  36. Sonuç • YBÜ’e kabul edilen tüm hastalar VTE ve kanama riski açısından değerlendirilmelidir. • Yüksek kanama riski olanlar (yeni veya aktif GIS kanama, ağır trombositopeni) dışındaki tüm yoğun bakım hastaları farmakolojik profilaksi almalıdır.

  37. Sonuç • Kanama riski yüksek olgulara, kanama riski azalana kadar mekanik profilaksi önerilir. • Kombine farmakolojik ve mekanik profilaksi uygulanabilir.

  38. Sonuç • Yoğun bakım hastalarında gastrointestinal kanama ve trombositopeni sıktır. • Bu komplikasyonların çok azı heparin ile ilişkilidir.

More Related