1 / 203

1919-1923 KURTULUŞ YILLARI DÖNEMİN BILANÇOSU VE MONDROS SİLAH BIRAKIŞMASI

1919-1923 KURTULUŞ YILLARI DÖNEMİN BILANÇOSU VE MONDROS SİLAH BIRAKIŞMASI. DÖNEMİN BİLANÇOSU.

nariko
Download Presentation

1919-1923 KURTULUŞ YILLARI DÖNEMİN BILANÇOSU VE MONDROS SİLAH BIRAKIŞMASI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. 1919-1923 KURTULUŞ YILLARIDÖNEMİN BILANÇOSU VE MONDROS SİLAH BIRAKIŞMASI

  2. DÖNEMİN BİLANÇOSU A) ULUSLARARASI VE DİNAMİKLER 1) Kurtuluş Savaşı başlarken Anadolu’nun hali haraptı; ama Osmanlı’ya Sevres’i kabul ettiren Müttefiklerin de Anadolu’ya savaş sonunda daha fazla sıkıştıracak durumları yoktu. Bu ülkeleri inceleyecek olursak ; a) İNGİLTERE : Hindistan,Mısır ve özellikle de İrlanda’daki bağımsızlık hareketleri ve Ortadoğu’da Araplara verdiği bağımsızlık sözleri nedeniyle zorlanırken bi yandan da ülkesindeki işçi hareketleriyle uğraşıyordu.

  3. b)FRANSA :Katolik ve komünist eğilimli sendikaların eylemleriyle ve genel grevle uğraşmaktaydı. c)İTALYA :İtalya’da iktidar,28 Ekim 1922’de Kara Gömleklerin Roma’ya yürüyüşü sonunda ülkeye el koyacak olan Faşistlerle meşguldü.

  4. 2)Müttefikler kendi aralarında kavgalıydı. İngiltere’nin 1916 ve 1917’de ve Fransa ve İtalya’ya söz verdiği toprakları kendisi istiyordu.İtalya Adriyatik’te ve Antalya’da İngiltere’ye danışmadan hareket ediyor, İngiltere İtalya’ya söz vermiş olduğu İzmir bölgesine Yunanistan’ı çıkartarak İtalya’yı cezalandırıyordu.

  5. 3) Her üçünde de savaş aleyhtarlığı genel atmosferi oluşturmaktaydı; savaştan bıkmış kamuoyu ne için yürütüldüğünü anlamadığı Anadolu harekatı için hiçbir heves duymuyordu. 4) Sevres’de Sovyetler hiç hesaba katılmamıştı. Oysa Bolşevikler 1920 sonunda Rusya’ya egemen olmuşlardı.

  6. Uluslararası ortam bakımından bir diğer çok önemli husus , ABD Başkanı WoodrowWilson’ın 1919’da ortaya attığı 14 madde oldu.Bu belge gizli diplomasiyi önlemek istemesi kadar , self determinasyon ve milliyetler ilkesini ileri sürmesi açısından da , sömürge imparatorluğu sahibi İngiltere ve Fransa’yı rahatsız etmişti.

  7. Kıtasal degil de bölgesel olarak düşünüldüğünde, en önemli dış unsur, petrol değeri gittikçe ortaya çıkan Orta Doğu’nun İngiltere tarafından kimselere bırakılmamak istendiği gerçeğidir.

  8. 2)İÇ ORTAM VE DİNAMİKLER 1919 yılında Kurtuluş Savaşı başladığında, böyle bir mücadele için maddi olanaklar sıfıra yakındı. Ekonomik durumun yanı sıra ,çok cepheli bir savaşın hüküm sürdüğü Anadolu’da durmadan isyanlar çıkıyor,bunlarla baş edemeyen Ankara, kendisine yakın çetelerin yardımını istemek zorunda kalıyordu.

  9. Anadolu köylüsü en azından 1911’den beri durmadan savaşıyordu; tükenmişti ve savaştan usanmıştı. Eşrafa gelince , onun ulusal değil yerel bilinci söz konusuydu. Böylesine zor durumda Ankara’nın bağımsızlık için savaşabilmesi , irade gücünün yanı sıra, 2 önemli olayın etkisi oldu.

  10. 1) İzmir ‘in Mayıs 1919’da Yunanistan tarafından işgali 2) 1920 Sevres’in doğuda bir Ermenistan kurması Ermeni Tehciri : Ermeni Tehciri konusunda üç büyük tartışma vardır.

  11. 1) Osmanlı Devletinin çok sayıda Ermeni’nin ölümünden sorumlu olup olmadığıdır. 2) Soykırım amacının olup olmadığıdır. 3) Tehcir ‘de ölenlerin sayısı konusundadır.

  12. 3)DÖNEMİN DIŞ POLİTİKASI Dönem, olağanüstü bir dönemdi. Bir ülkenin ölüm kalım savaşı yapılmaktaydı. Dolayısıyla, dış politikada, bu savaşın tek amacı olan bağımsızlığı sağlamaya yönelik oldu. Bu bağımsızlık fikri dış politikaya son derce dikkatli ve gerçekçi bir biçimde yansıtıldı. Batılı büyük devletlerle mümkün olduğunca az sürtüşmeye ve olayı, Türkiye’yi işgal eden Yunan ordusuna karşı bir direniş biçiminde sunmaya özen gösteriliyordu.

  13. A) REALİZM TEMELİNDE BAĞIMSIZLIK • Kurtuluş Savaşı’nın dış politikası konusunda ilk söylenmesi gereken şey, girişte de belirtildiği gibi, bunun bir revizyonizm olduğudur. Fakat bu, dönemin standartlarından çok farklı bir revizyonizmdi. Bir defa durmayı bilmişti, varmak istediği sınırlar rasyoneldi. Bu nedenle de kurduğu düzen savaştan bu güne ayakta kalan tek düzen oldu.

  14. İkincisi ise uluslar arası ilişkiler açısından en önemlisi, bu “anti sistem” nitelikli bir revizyonizm değildi. Yani siyasal açıdan batı üstünlüğüne, sosyo-ekonomik açıdan da kapitalizme karşı çıkmadı; bu sayededir ki, büyük devletlerin kendi üzerine bir noktadan sonra gelmemelerini sağladı.

  15. Misak-ı Milli’de Revizyonizm Ve Statükoculuk • Anadolu ihtilali revizyonizminin bu farklı niteliklerini başından haber veren resmi metin, Misak-ı Milli oldu. Ahd-i Milli diye anılan Misak-ı Milli, ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü ilkelerine Erzurum ve Sivas kongrelerindeki ortaya konuş temelinde kabul etmekteydi.

  16. B) DENGECİLİK TEMELİNDE BATICILIK • Türkiye’nin Osmanlı’dan beri gelen çizgisine uygun olarak, Kurtuluş Savaşı batıdan uzaklaşmanın savaşı olmadı. Aydınların batılılaşma amacı batıyla savaşırken bile belirgindi ve Yunanistan’la mücadele sırasında sürekli olarak batıyla temas aranıyordu. Bunun yanı sıra, Kurtuluş Savaşı’nın bu batıcılığının, çok mahir bir taktikçilik ve denge gözeticilik içinde uygulandığı dikkat çekiyordu. Mustafa Kemal bunu iki temel biçimde gerçekleştirdi.

  17. Batıya Karşı Batı • Mustafa Kemal batı içindeki çatışmalardan sonuna kadar yararlandı ve batılı ülkeleri birbirlerine karşı oynadı. Mustafa Kemal Amerika’dan gelen yardımları kabul etmeye hazır olduğunu söylemiş benzer şekilde Bekir Sami de Mart 1921 Londra Konferansı’nda imtiyazlar dağıtmıştı. Mustafa Kemal Fransa’ya 99 yıllığına krom, demir, gümüş imtiyazı önerdi.

  18. Bu imtiyazların kağıt üstünde kaldığı gerçeği bir yana, bu imtiyazların açık amacı Fransa ve İtalya’yı İngiltere’den, ABD’yi her üçünden ayırmak ve böylece batı kampını bölmekti.

  19. Batıya Karşı Sovyetler Anadolu Hareketi, kendisini işgal eden batıya karşı birde Sovyetler’i denge ögesi olarak kullandı. Sovyetler’den gelen silah ve para yardımı Kurtuluş Savaşı’nın önemli maddi kaynaklarından birini oluşturdu. Moskova Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk devlet olarak Ankara’ya büyük bir diplomatik nefes aldırdı.

  20. Kurtuluş Savaşı döneminde Türkiye’nin tavrı, “komünizme hayır, Sovyetler’e evet” biçiminde özetleniyordu. Bu tavır sayesindedir ki batı hem rahatlatıldı hem de dengelendi. 1921 Londra Konferansı 21 Şubat’ta açıldı, TBMM Heyeti Moskova’ya 17 Şubat’ta vardı, 16 Mart’ta Sovyetlerle anlaşma imzalandı, 14 Nisan’da İngiltere Yunanistan’a tarafsızlığını bildirdi ve arkasından bu ülkeye silah satışını yasakladı.

  21. MONDROS SİLAH BIRAKIŞMASI • Savaşın Osmanlı İmparatorluğu için bittiğini ilan eden belge, Mondros Silah Bırakışması Sözleşmesi oldu. Mondros müttefikler arasındaki ilk önemli çıkar çatışmasını temsil eder. 25 maddeden oluşan Mondros’un hükümleri, esas olarak şu başlıklar altında toplanabilir.

  22. 1) Ordunun Teslimiyle ve Çekilmesiyle İlgili Konular: • “Sınırların denetlenmesi ve iç düzenin kurulması için gerekli olan birlikler dışında” ordu “derhal” terhis edilecektir. “Türk karasularında ya da Türkiye’nin işgalindeki sularda bulunan bütün savaş gemileri teslim” edilecektir.

  23. 2) Müttefiklere Sağlanacak Kolaylıklar: • Müttefiklerin bütün Türk limanlarını ve buradaki “her türlü” onarım olanaklarını özgürce kullanabilmeleri. Türk Hükümetinin haberleşmeleri dışında, bütün telsiz, telgraf, kablo istasyonlarının müttefik denetimine bırakılması.

  24. 3) Diplomatik Konular: • Osmanlı İmparatorluğu’nun “merkez devletleri ile bütün ilişkileri”nin kesilmesi. Denizci, asker ve sivil bütün Almanlar’ın ve Avusturyalılar’ın 1 ay içinde Türk ülkelerinden çıkartılması. Türk tutsaklarının müttefik devletler buyruğunda tutulması.

  25. 4) Müttefiklerin İşgal Edecekleri Yerler: • Boğazlardaki istihkamlar, Toros tünel sistemi, Batum ve Bakü, Trablus ve Bingazi’de ki bütün limanlar.

  26. 5) İşgal Edileceği İlan Edilen Yerler: • Madde 24: 6 Ermeni ilinde karışıklık çıkarsa, müttefikler bu illerin herhangi bir bölümünü işgal etme hakkını ellerinde tutarlar. • Madde 7: Müttefiklerin, kendi güvenliklerini tehdit edecek herhangi bir durum ortaya çıkarsa, herhangi bir stratejik noktayı işgal etme hakkının bulunması.

  27. Madde 25: Müttefiklerle Türkiye arasında düşmanca eylemler 31 Ekim 1918 Perşembe günü yerel saatle öğleden başlayarak kesilecektir.

  28. Mondros Sonrası Sevres Öncesi • Düşmanca eylemler 31 Ekim 1918’de kesilmek gerekirken, müttefikler buna uymadılar ve işgalleri başlatmak için Sevres Barış Anlaşması’nı beklemediler. Gerektiğinde madde 7’yi kullanarak imparatorluğun çeşitli yerlerini işgal ettiler:

  29. 1) Her 3 ülke donanmaları İstanbul’a 13 Kasım 1918’de gelip burada üslendiler. • 2) İngilizler Musul’u 15 Kasım 1918’de yani silah bırakışmasından 15 gün sonra işgal ettiler. • 3) İtalya Antalya’yı ve Kuşadası’nı, Fransa da Adana, Urfa, Maraş, Antakya ve İskenderun’u 1919 ilkbaharında işgal ettiler. Ayrıca silah toplamak ve ulaşım sistemini denetlemek için İngiltere İzmit, Eskişehir ve Samsun’a; Fransa Zonguldak’a; İtalya da Konya’ya birlik yerleştirdi.

  30. 4) ABD, İngiltere ve Fransa, 15 Mayıs 1919’da İzmir’i Yunanistan’a işgal ettirdiler. • 5) İstanbul kenti İngiltere, Fransa, İtalya’nın resmi işgaline 16 Mart 1920’de uğrayacak, padişaha yapılan müttefik baskısı sonucu Meclis-i Mebusan 2 gün sonra faaliyetlerini tatil edecek, müttefiklerin eline geçen mebuslar Malta Adası’na sürülecektir.

  31. İşgalin başlıca nedeni Kasım 1918’den itibaren, yurdun işgale uğrayacağından korkulan yerlerinde adlarına Kuvay-ı Milliye denilern silahlı kuvvetler kurarak mücadele etmeye başlayacak bir takım bölgesel kuruluş derneklerinin kurulması ve faaliyete girmesiydi. Nitekim Mustafa Kemal yönetiminde Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılmış, Ali Rıza Paşa Hükümeti’nin bahriye nazırı Salih Paşa Ankara’yla temasa geçmiş, Meclis-i Mebusan İstanbul’da açılmış ve Sivas Kongresi’nde kabul edilen esaslar üzerine kurulu Misak-ı Milli’yi kabul ettmiştir.

  32. SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI

  33. Sevr Antlaşması Osmanlı’nın dibe vurmasıdır.Osmanlı’nın bu duruma gelme sürecini biri dış dinamiğe diğeri iç dinamiğe ilişkin olan iki süreçte izleyebiliriz.

  34. A)Avrupa’nın Parlaması Avrupa’da 9. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan feodal yapı bir yandan egemen sınıf aristokrasi arasında durmadan çatışma üretiyor, bir yandan da köylünün büyük sömürü altında yaşamasına yol açıyordu.

  35. O dönemdeki temel üretim unsuru olan toprak feodal beylerin özel mülkiyetindeydi. Köylüde feodal beyin özel malıydı. Avrupa köylüsü sefalet ve sömürü içinde kıvranıyordu.

  36. Fakat bu büyük sömürü düzeni aynı zamanda sermaye birikiminin çok hızlı olmasını sağladı. Burjuvazi feodal beylerin içinde kral olarak anılan güçlü bir tanesiyle bir araya gelerek bir yandan diğer feodal beyleri, diğer yandan kiliseyi tasfiye etti ve ülkenin o kral tarafından tek bir birim olarak birleştirilmesini sağladı.

  37. Böylece tek bir hukukun egemen olduğu bir ülkede daha kolay ticaret yapma olanağına kavuşuldu. Gemicilik gelişti ve Avrupa burjuvazisi dünyaya açıldı.

  38. B) Osmanlı’nın Sönmesi Bunlar olurken Osmanlı İmparatorluğu artık yayılmasının sınırlarına ulaşmıştı. Avrupa’nın kendini toparlaması ve ulus devlet yapısına geçmesi Osmanlı’nın bu durumuyla birleşince imparatorluğun ilerleyişi durdu.

  39. Bu arada Anadolu’daki çalkantı İstanbul’un kontrol edemeyeceği seviyeye geldi. Toprağın kamu mülkiyetinde olmasına dayanan tımar sistemi yavaş yavaş özel mülke geçiş yüzünden Avrupa feodalizmine benzemeye başlayınca halkın üzerindeki sömürü ve isyanlar çoğalmıştı.

  40. Bütün bunlara dış dinamiğin etkisi de eklenince Osmanlı sönmeye başladı.

  41. Sevres in İmzalanması 12 Şubat 1920 de Londra da başlayan ve Belçika nın Spa kentinde son bulan bir dizi görüşmeler sonunda bir antlaşma metni oluşturulmuştur. Osmanlı delegasyonunu 10 Mayıs 1920 de Paris yakınlarındaki Sevres kasabasına davet etmişlerdir.Heyet başkanı Tevfik Paşa idi.

  42. Müttefikler antlaşma metnini Tevfik Bey e iletmişlerdi. Tevfik Bey antlaşma metinlerinin ağır koşullar taşıdığı için kabul edemeyeceklerini bildirmiştir. Bunun üzerine müttefik ülkeler destekli Yunan ordusu Balıkesir, Bursa ve Uşak a girmişlerdir.

  43. İstanbul a dönen Tevfik Paşa yerine heyet başkanlığına Damat Ferit Paşa atanmıştır. Ferit Paşa Sevres e 25 Haziran 1920 de gelmiş ve Osmanlı nın cevabını Barış Konferansı Başkanı ve aynı zamanda Fransa Başkanı Millerand a iletmiştir.

  44. Osmanlı heyetini kimse karşılamamış ve heyet 20 gün bekledikten sonra geri dönmüştür. Müttefiklerin kararlılığını gören VI.Vahidettin sorumluluğu tek başına almamak için Meclis-i Ali yi toplamış ve meclis kararıyla antlaşma metninin imzasına karar vermişlerdir. Ardından 10 Ağustos 1920 de Sevres Barış Antlaşması imzalanmıştır.

  45. Antlaşma Hükümlerinin Getirdikleri Müttefik ülkelerin (İngiltere, Fransa, İtalya) hazırlayıp müzakere etmeden Osmanlı ya imzalattığı metin aslında bir antlaşmadan ziyade imparatorluğun bölüşülmesinin resmi tutanağıdır.

  46. Sevres Antlaşması özet olarak; - Ülkenin sınırları - Askeri - Politik, hukuki, azınlıklar ve diplomatik - Ekonomik ve mali konulardan oluşmaktadır.

  47. - Ülkenin sınırları: Sevres Antlaşması aslında imparatorluk sınırlarını değil Osmanlı İmparatorluğunu kuran Türklerin bulunduğu toprak parçalarının sınırlarını çizmektedir.

  48. Türklerin yoğunlukta bulunduğu bölgelerde işine gelen kısımlarını işgal etmişler, geri kalan kısımlarını da Yunanlılar, Kürtler ve Ermeniler arasında pay etmek istemişlerdir. Batı sınırında İstanbul’un Avrupa yakasının küçük bir kısmı hariç diğer bütün Trakya Yunanlılara bırakılmıştır.

  49. İstanbul ve Çanakkale boğazları da Boğazlar Komisyonunun yönetimine bırakılmıştır. İzmir ve civarı Yunanlılara bırakılmıştır. Doğu sınırları belirlenirken Kars, Iğdır, Sarıkamış, Ardahan ve Artvin dışarıda bırakılmıştır. Güney ve Güneydoğuda ise Urfa, Antep, Mardin ve İskenderun Körfezinin tamamı dışarıda bırakılmıştır. İran sınırı aynen kalmıştır.

  50. Türklere bırakılan küçük Anadolu da müttefik devletler arasında etki alanları olarak dağıtılmıştı. Fransız etki bölgesi Adana, Mersin, Maraş, Elazığ, Diyarbakır, Sivas, Tokat ve Divriği bölgeleri; İtalya nüfus bölgesi Silifke, Antalya, Muğla, Aydın, Balıkesir, Afyon, Aksaray, Niğde ve Akşehir’i içermekteydi.

More Related