1 / 28

Yrd. Doç.Dr . Ayhan ULUDAĞ N.E.Ü Sağlık Bilimleri Fakültesi

Yrd. Doç.Dr . Ayhan ULUDAĞ N.E.Ü Sağlık Bilimleri Fakültesi. BAŞLARKEN. Asimetrik ilişki Hipokrat ekolü, bilgi sıradan kişilere verilmemelidir. GİRİŞ.

Download Presentation

Yrd. Doç.Dr . Ayhan ULUDAĞ N.E.Ü Sağlık Bilimleri Fakültesi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Yrd. Doç.Dr. Ayhan ULUDAĞN.E.Ü Sağlık Bilimleri Fakültesi

  2. BAŞLARKEN • Asimetrik ilişki • Hipokrat ekolü, bilgi sıradan kişilere verilmemelidir.

  3. GİRİŞ • Kendi açısından bilinmezlerle dolu hastanın dünyasında, ihtiyaçlarını belirleyen ise kendisi değil, hekim başta olmak üzere sağlık çalışanlarıdır.

  4. SAĞLIK PERSONELİ-HASTA İLETİŞİMİ • İnsanlar doyumsuz bir iştahla çevresine sürekli anlam vermeye çalışmaktadır. • Bu nedenle hastalar, sağlık çalışanlarıyla girdikleri iletişimde bilgilendirildikleri oranda beklenen anlamlarını üreteceklerdir.

  5. SAĞLIK PERSONELİ-HASTA İLETİŞİMİ • Kişiler çevrelerindeki olayları açıklamaya güçlü bir biçimde güdülenmiş durumdadır. Bunu, hangi nedenler düzenli ve değişmez olarak hangi etkilerle birlikte görülmekte olduğuna bakarak anlamaya çalışırlar. İnanılabilir başka nedenlerin çokluğu ölçüsünde, açıklamalarını bunlar arasında paylaştırarak yaparlar (Freedmanve ark. 1998: 180).

  6. SAĞLIK PERSONELİ-HASTA İLETİŞİMİ • Hayatının büyük bölümünde insanlar birbiriyle kolay iletişim kuracakları gibi bir varsayıma sahiptir. • Belki iletişim kurmak kolaydır ama iyi iletişim kurmak gerçekten zordur. • İnsan iletişimi, bir kişi bir mesaja cevap verdiğinde ve buna anlam kattığında gerçekleşmektedir(Krepsve Thornton, 1992, s. 14).

  7. SAĞLIK PERSONELİ-HASTA İLETİŞİMİ • Hasta - sağlık çalışanı iletişimini, genel iletişimden ayıran birçok faktör bulunmaktadır. • Genel iletişimin sürdürülmesinde başarılı olmak, sağlık alanında iyi bir iletişimci olmayı sağlayamayabilir. • Sağlık çalışanlarının hizmet verirken içinde bulundukları kurum bağlamlı örgüt içi iletişim rollerinin yanında, hizmet sundukları hasta ve yakınlarıyla kuracakları iletişim rolleri de çok önemlidir.

  8. SAĞLIK PERSONELİ-HASTA İLETİŞİMİ • İletişim paylaşmak, ortaklık kurmak, işbirliği ve anlam birliği sağlamakla gerçekleşir. • Gerçekleşen iletişim sonunda anlaşamamakla, yanlış anlamak da aynı şey değildir.

  9. “BİZ” – “ONLAR” • Sağlık iletişimi üzerinde durulması gereken bir konu, Bauman (1999: 51) tarafından dile getirilen ‘biz’ ve ‘onlar’ kavramının tartışılmasıdır. • Bauman’agöre ‘biz’ ve ‘onlar’ yalnızca iki ayrı insan grubu değil, tamamen farklı iki tutum arasındaki, duygusal bağlanma ve antipati, güven ve kuşku, güvenlik ve korku, işbirliği ve çekişme arasındaki ayrımı temsil etmektedir.

  10. KENDİNİ TANIMA • Kendini tanıyan kimse gerçek duygu ve düşüncelerinin farkındadır, kendini tanımayan bir kimse ise gerçek duygularının farkında değildir. • Kendini tanıyan biri kendi yaşantısını yönetebilme olanağına sahipken kendini tanımayan biriyse dış dünyadaki olayların kendisini nasıl etkilediğini bilemez.

  11. ÇATIŞMA • Çatışmalar her zaman zararlı bir sonuca doğru gitmeyebilir. Yakın ilişkilerin, dostlukların meydana gelebilmesi için kişiler kendi benliklerini ortaya koyabilmeleri gerekir. Beraber yaşayan bir şekilde aynı ortamda olmak zorunda kalan kişilerin aralarında çatışma ve sürtüşme çıkması doğaldır. Böyle oldu diye yaşanan bu çatışmalar yüzünden ilişkinin bozulması ise doğal değildir. İlişkilerin bozulması bir yana çatışma ve sürtüşmeden kişiler birbirlerini daha iyi anlayabilmek için fırsatlar yaratmalıdır (Cüceloğlu1999: 195-196).

  12. ÇATIŞMA • Bireyin çatışmadan uzak durması mümkün değildir. Ne kadar uzak durmaya çalışsa bile kaçınılmaz olan çatışmayı birey akıllı bir davranışla fırsata çevirmelidir. • İletişim becerisine sahip yetenekli kişiler, çatışmada orta yolu bulma çabası, değişim sonucunu kendi lehine çevirebilmektedir. Çatışmanın sonuçlandırılması amacıyla yapılan pazarlık esnasında ise, ne fazla yumuşak kalpli olunmadan ne de dik kafalı ve saldırgan davranış sergilenmeden ilkeli bir anlayışla hareket edilmelidir (McKay ve ark. 2010: 175).

  13. İLETİŞİM BOYUTLARI • Watzlawick, Beavin ve Jackson, (1967) iletişimle ilgili beş temel varsayım önermiştir. Bu beş temel varsayım şunlardır (Cüceloğlu, 1999, s. 19): • İletişim kuramamak olanaksızdır. Aynı sosyal ortamda birbirini algılayan insanların iletişim kuramamaları imkansızdır. • İletişimin ilişki ve içerik düzeyleri vardır; ilişki düzeyi içerik düzeyine anlam veren çerçeveyi oluşturur ve bu nedenle daha önemlidir.

  14. İLETİŞİM BOYUTLARI • Mesaj alışverişindeki dizisel yapının kendi başına bir anlamı vardır ve bu dizisel biçimler, iletişim ilişkisini belirlemede önemli rol oynar. • Mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki tiptir. Sözlü iletişim akıl ve mantığı, sözsüz iletişim ise duygu ve ilişkileri daha iyi ifade eder. • İletişim kuran kişiler ya eşit ya da eşit olmayan ilişkiler içindedir.

  15. İLETİŞİM BOYUTLARI • İletinin bir duygu, düşünce ve bilgi taşımasının yanı sıra, iletinin, kendi iletisini yani mesajını içerdiği durumlar vardır. (Demiray,1994 s. 35) • Birden fazla kişinin bir arada olduğu, etkinlik, toplantı türünden her düzeyden karşılıklı iletişimde iki düzeyden bahsedilebilir. Bunlardan birincisi; sözü edilen konu, ikincisi ise; sözü edilen konuyla ilgili iletinin (içerik boyutu dışında) ilişki düzeyidir.

  16. DESTEKLEYİCİ İLETİŞİM • Destekleyici iletişim (supportivecommunication) hastalara doğrudan yardım sağlayacak, onların zor anlarında rahatsızlıklarıyla mücadele etmelerine katkı sağlayacak önemli bir kavramdır. • Çünkü hastalar her zaman rahatsızlıklarından kolay bir şekilde kurtulamazlar. Uzun süreli umutsuz bir tedavi seçeneği ile karşı karşıya kalabilirler. • İşte “Kötü Tanı”yla karşı karşıya kalan hastaların bu durumla baş etmeleri bazı süreçlerin yaşanmasına neden olmaktadır: Kabul etmeme, kızgınlık, korku, depresyon, pazarlık, suçluluk ve kabul (Gordon ve Edwards, 1997, s. 199).

  17. BİLGİ VERME • Hasta Hakları Yönetmeliği ve diğer ulusal ve uluslararası düzenlemeler incelendiğinde “iletişim” konusunun daha çok “bilgi verme, bilgilendirme” başlığı altında ele alındığı görülmektedir. • Bu düzenlemelerde hastaya bilgi vermenin nasıl yapılacağına dair önemli ipuçları bulunmaktadır. • Temel olarak hastanın sağlık personeli tarafından anlaşılmasını takiben hastanın “anlaması”na yardımcı olunması üzerinde durulmaktadır.

  18. BİLGİ VERME - BİLGİLENDİRME • Hasta Hakları Yönetmeliğinde, “Bilgi Vermenin Usulü” başlıklı 18. madde “Bilgi, mümkün olduğunca sade şekilde, tereddüt ve şüpheye yer verilmeden, hastanın sosyal ve kültürel düzeyine uygun olarak anlayabileceği şekilde verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. • Mesaj hazırlanırken, hem içerik hem de ilişki düzeyi önemsenmiştir.

  19. JARGON KULLANIMI • Mesleki ve kurumsal jargon kullanımı ayrı bir sorundur.

  20. SORUNLAR • Doktorlar gibi hemşirelik mesleğinin de günümüzde hastaya daha az, bilime daha çok dayalı hale geldiği bilinmektedir. Mecburen hemşireler artık anlık teknolojik bakımla daha çok ilgili olmak durumundadır. Yoğun kırtasiye işlemleri ve karmaşık makinelerle uğraşmak zorunda kalmaları ve diğer işlerden dolayı hemşireler hastaya şefkat göstermekten uzak kalabilmektedir (Gordon ve Edwards, 1997: 30).

  21. NEDEN SORUN YAŞANIYOR • Sağlık personelinin çalışma koşulları, • İletişim becerilerinde eksiklik, • Hasta ve yakınlarının eğitim düzeyi, kültürel geçmişi, sosyal ortamı, yaşı, cinsiyeti, yaşama bakışı, inanç sistemi, kendilik saygısı, değerleri, beklentileri, ağrı, acı, sağlıkları hakkında kötü bir şey duyma korkusu, geçmiş deneyimleri, önyargıları, korkuları, beklentileri, kaygıları, kendi durumunu algılama yeteneği ve aciliyet algısı durumları gibi nedenler sağlık çalışanıyla iletişimlerini ciddi şekilde etkilemektedir

  22. NASIL İLETİŞİM KURULMALI ? • Bu nedenle hasta sağlık personeli arasında kurulacak iletişim çabalarını dar bir alana biçimselleştirmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. • Hastalık yoktur, hasta vardır” • Araba kullanmak gibi bir iletişim

  23. SONUÇ • Her ne olursa olsun, sağlık personeli hastayı bilgilendirme, aydınlatma, rahatlatma gibi konularda iletişim becerilerini kullanarak girişimlerde bulunmalıdır. • Eğer bunu kendisi sağlayamıyorsa, bir başka sağlık personelinden yardım almalıdır. • Unutulmaması gereken en önemli konu aslında, hastanın anlaması için yapılan çabalar sadece iyi bir insani özellik değil, daha da fazlası olarak mevzuatın sağlık personeline verdiği bir yükümlülüktür. • Yani hastayla kurulacak iyi iletişim, hastanın ne kadar yararına ise sağlık personelinin hem etik hem de hukuki açıdan o kadar yararınadır.

  24. SONUÇ • Horkmeimer’ın(1998: 181) sözcüklerin önemi ve dilin insana sağladıkları ile ilgili görüşü dikkat çekicidir: • “Sözcüklerin değişen içerikleri, tonları ve vurguları, uygarlığımızın tarihinin kayıtlarıdır. Dil, ezilenlerin özlemlerini ve doğanın acılarını yansıtır; mimetik dürtüye boşalma imkanı verir. Bu dürtünün yıkıcı eyleme değil de dilin evrensel ortamına dönüşmesi, nihilist ve gizil güç içeren enerjilerinin karışmaya, uzlaşmaya ve çabalaması anlamına gelir”.

More Related