1 / 54

KEMİK DOKU VE SİNOVYAL SIVI BİYOKİMYASI

KEMİK DOKU VE SİNOVYAL SIVI BİYOKİMYASI. Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD Aydın 2008. Kemik, omurgalı iskeletini oluşturan, büyük ölçüde kalsifiye bağ dokusudur. İskeletin %80’ini oluşturan kortikal kemiktir ki bu, %80-90 oranında kalsifiye ve oldukça yoğundur

soleil
Download Presentation

KEMİK DOKU VE SİNOVYAL SIVI BİYOKİMYASI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KEMİK DOKU VE SİNOVYAL SIVI BİYOKİMYASI Doç. Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD Aydın 2008

  2. Kemik, omurgalı iskeletini oluşturan, büyük ölçüde kalsifiye bağ dokusudur.

  3. İskeletin %80’ini oluşturan kortikal kemiktir ki bu, %80-90 oranında kalsifiye ve oldukça yoğundur İskeletin %20’sini oluşturan ikinci kemik türü, trabeküler veya kansellöz kemik olarak adlandırılır

  4. Bütün kemiklerin dış koruyucu yüzeylerini ve uzun kemiklerin esas bileşenini kortikal kemik oluşturur.

  5. Trabeküler kemiğin sadece %5-20’si kalsifiye olduğu için kortikal kemikten daha az yoğundur.

  6. Kemikte sellüler içerik, ilik elemanları ve kemik matriksi ile ilişkili osteoblastlar, osteositler ve osteoklastlardan oluşur.

  7. Osteoblastlar, kemik yapımını sürdürürler; kemik yapımı sırasında bazı osteoblastlar, matriks içinde sıkışıp kalarak osteositlere dönüşürler.

  8. Osteoklastlar, kemiğin yeniden yapılanması sürecinde erken dönemde harekete geçip var olan kemiği rezorpsiyona uğratarak yeni kemik matriksine zemin hazırlarlar.

  9. Osteoblastlar, osteoklast aracılı yıkımı izleyerek osteoid materyali yıkım olan alana depolar ve yeni kemik matriksini hazırlarlar. RANKL: receptor activator of nuclear factor-κB ligand OPG: osteoprotegerin BMP: bone morphogenetic protein TGFβ: transforming growth factor-β IGF: insulin-like growth factor FGF: fibroblast growth factor PDGF: platelet-derived growth factor VEGF:vascular endothelial growth factor

  10. Kemikte ekstrasellüler matriks, osteoblastlar tarafından sentezlenen ve organize edilen mineralize kısımdır.

  11. Fetüste kemik, kollajen ve kondroitin sülfattan ibaret kıkırdak halinde oluşur. Kollajen liflerin oluşturduğu düzgün ağların içinde hidrate kalsiyum fosfat kristalleri depolanmaya başlayınca kemik dokusu oluşumu başlamış olur. Endochondrial  (long bones)

  12. Kıkırdağın mineralleşmesi için önce kollajenin lizin ve hidroksilizin kalıntılarının -amino gruplarını maskeleyen kondroitin sülfat yıkılır. Daha sonra kollajenin lizin ve hidroksilizin kalıntılarının serbest -amino grupları, ATP ve ATPaz yardımıyla pirofosfat ile kenetlenir. Daha sonra bu lizinlerin pirofosfat grupları, birer kalsiyum kompleksi oluştururlar. Oluşan kalsiyum kompleksi de kristallenme çekirdeği olarak hidrosiapatit 3Ca3(PO4)Ca(OH)2 kristallerinin yığılmasını sağlar.

  13. Intramembranous (flat bones)

  14. Erişkin insanda kemiklerin tamamı, önceden varolan kemikten yeniden yapılanma döngüsü aracılığı ile oluşturulur.

  15. Kemik döngüsü (turnover) denen süreç, dinamik ve süreklilik gösteren bir süreçtir; eski ve hasarlı kemiğin yıkımı ile yeni kemiğin yapımı arasında sıkı bir denge vardır.

  16. Biyokimyasal olarak kemik volümünün ¼’ünü inorganik materyal, ¾’ünü ise organik materyal oluşturur.

  17. Kemikteki inorganik materyalin %90’ını oluşturan kalsiyum tuzlarının tam formüllendirilmesi mümkün olmamıştır; ancak çoğunlukla kabul edildiğine göre hidrosiapatit 3Ca3(PO4)Ca(OH)2ile kalsiyum karbonatCaCO3’ın bir karışımıdır.

  18. Kemikte inorganik materyal olarak karbonat, flüorür, sitrat, magnezyum, sodyum ve potasyum da bulunur. Hidroksiapatit kristalleri, iyonları adsorbe edebilirler ki bu nedenle kurşun, uranyum, radyum gibi ağır metaller kemikte depolanırlar.

  19. Kemiğin organik materyali, %90-95 oranında tip I kollajen, az miktarda non-kollajen proteinden oluşur.

  20. Tip I kollajen, kortikal ve trabeküler kemiğin organik matriksinin ana bileşenidir.

  21. Kollajen molekülünün amino terminal ve karboksil terminal uçlarında, helikal olmayan, sırasıyla N-telopeptit ve C-telopeptit olarak adlandırılan bölgeler vardır ki bu bölgelerin her biri, komşu molekülün helikal bölgesine piridinium çapraz bağları ile bağlanmaktadır

  22. Rezorpsiyon aşamasında osteoklastların kemiği parçalamasıyla, tip I kollajenin N-telopeptitler ve C-telopeptitlerini de içeren farklı uzunluktaki fragmanlar, metabolize edilmek veya idrarla atılmak üzere ortama verilirler.

  23. Karaciğer ve böbreklerdeki ileri parçalanmayla fragmanlar, bileşenlerindeki modifiye veya modifiye edilmemiş amino asitlere, piridinolin (Pyr) ve deoksipiridinoline (D-Pyr) dönüşürler.

  24. Kemik yıkımının izlenmesi için, N-telopeptit ve C-telopeptitler ve Pyr ve D-Pyr moleküllerinin belirlenmesine yönelik testler geliştirilmiştir

  25. Non-kollajen proteinler 1.Proteoglikanlar 2. Glikoproteinler Alkalen fosfataz Osteonektin 3. RGD (Arjinin-Glisin-Asparajin) içeren glikoproteinler - Osteopontin Kemik sialo protein (BSP) 4. Karboksillenmiş (Gla) proteinler Matriks Gla Protein (MGP) Osteokalsin ( Kemik Gla Protein) Protein S

  26. Osteokalsin, matriks mineralizasyonu sırasında osteoblastlar tarafından yapılan, 49 amino asitten oluşmuş bir polipeptittir.

  27. Osteokalsin sentezi, vitamin K’ye bağımlıdır ki vitamin K, -karboksiglutamik asit kalıntıları ekleyerek molekülü posttranslasyonel modifikasyona uğratır. Osteokalsin, üç -karboksiglutamik asit kalıntısı içerir, hidroksiapatit kristallerine affinitesi çok fazladır; kemiğin mineralleşmesinde önemli bir faktör olarak rol oynar.

  28. Kemik metabolizması, çok sayıda hormonun ve osteoblast ve/veya osteoklastları etkileyen faktörlerin karmaşık etkileşimi ile düzenlenmektedir.

  29. Kemik metabolizmasının düzenleyicileri arasında, paratiroit hormonu (parat hormon, PTH), vitamin D, östrojen ve kalsitonin önemli yer tutar.

  30. Paratiroit hormonu (PTH), kemikten kalsiyum açığa çıkışını, proteoglikan kaybını, kollajenolitik aktiviteyi artırır ve böylece kemik rezorpsiyonuna neden olur. Glukokortikoid tedavisi, dolaşımdaki PTH’un rezorbe edici etkilerine karşılık ortaya çıkan osteoklastik duyarlılığı artırabilir; glukokortikoidler, kemiğin demineralizasyonuna neden olurlar

  31. Vitamin D, osteoblast olgunlaşmasını, kemiğin normal büyüme ve inhibisyonunu kontrol eder. Vitamin D konsantrasyonlarının azalması, hızlanmış kemik turnoverine yol açar.

  32. Kalsitonin, kalsitropik bir hormondur ve kemik rezorpsiyonunda etkin bir inhibitördür.

  33. Araştırmacılar kalsitoninin etki mekanizmasını henüz açıklayamamış olsalar da, osteoporoz, Paget hastalığı ve malignite hiperkalsemisi gibi yüksek kemik turnover hızı ile giden klinik durumlarda tedavi amacıyla kalsitonin kullanılmaktadır.

  34. Östrojen, kemik metabolizmasında kritik bir düzenleyicidir; osteoid matriks yapımını azaltır ve araştırmacıların hipotezlerine göre trabeküler kemik yapımını hızlandırır. Menopoz dönemiyle başlayan östrojen eksikliği, kemik rezorpsiyonunu hızlandırır ve kemik turnoverini artırır. Östrojen uygulamaları, postmenopozal osteoporozu yavaşlatır

  35. Kemik metabolizmasına etkili olan diğer hormonlar arasında tiroit hormonu,testosteron,prolaktin,glukokortikoidler bulunur. Hipertiroidi veya terapötik tiroit hormonu uygulamaları, kemik turnoverini hızlandırabilir. Testosteron, östrojen gibi etkilidir. Prolaktin, östrojen ve testosteron yapımını baskılayarak sekonder bir etkiyle kemik kaybını hızlandırır. Kortizol ve benzeri steroidler, kemik yıkımı ve yapımı üzerinde direkt uyarıcı etkileriyle kemik turnoverini hızlandırırlar ki uzun süreli glukokortikoid tedavisi gören hastalarda osteoporoz ciddi bir yan etki olarak karşımıza çıkabilir.

  36. Bunlardan başka, prostaglandinlerin E serisi, kemik rezorpsiyonunu hızlandırırlar. Vitamin A, kemik büyümesinde etkilidir; vitamin A eksikliğinde kemik büyümesinin durduğu ve anormal kemik oluşumları sık görülür. Vitamin C, kollajen sentezinde görev alır; vitamin C eksikliğinde olgun kollajen oluşamaz ve kusurlu kalsifikasyon olur.

  37. SİNOVYAL SIVI İnterstisyel sıvının intraartiküler aralıktaki uzantısıdır

  38. Sinovyal sıvı, plazma transüdası özelliğindedir

  39. Sinovyal sıvı içeriğindeki elektrolit ve kolay diffüze olabilen maddeler plazma ile değiş tokuşa uğrarlar, büyük partiküller intraartiküler aralığı lenfatiklerle terk ederler

  40. Sinovyal sıvı; Normalde berrak pH’ı 7,3-7,4 arasında Dansitesi 1010 civarında Viskozitesi suyunkinin 50-200 misli Protein konsantrasyonu %1 g Albümin/globülin oranı 4 Glukoz konsantrasyonu değişken Fibrinojen ve lipid içermez; NPN bileşikleri plazmadakinden düşüktür sinovyal hücreler tarafından oluşturulmuş proteoglikanları (özellikle hiyalüronik asit) da içerir

  41. Sinovyal sıvının eldesi, artrosentez ile olur Tercihan 1g EDTA/ 1 mL sıvı aseptik şartlarda alınır

  42. Sinovyal sıvının analizi, artiküler hastalıkların tanı ve prognozu yönünden önemli bilgiler verir. Fiziksel analiz Hücresel analiz Biyokimyasal analiz Bakteriyolojik analiz

  43. Sinovyal sıvının fiziksel analizinde, Miktar Renk normalde renksiz Görünüm normalde berrak Dansite normalde 1010 civarında Pıhtılı olup olmadığı normalde yok Viskozite normalde suyunkinin 50-200 katı pH normalde 7,3-7,4

  44. Sinovyal sıvının hücresel analizinde, Total lökosit sayımı normalde < 200 sayı/mm3 Diferansiyel hücre sayımı normalde nötrofil %20 Eritrosit sayımı sinovyal sıvıda >2000 /mm3 beyaz küre sayısı inflamasyonu gösterirken >50,000 /mm3 beyaz küre sayısı snovial enfeksiyonu gösterir.

  45. Sinovyal sıvının biyokimyasal analizinde, Glukoz tayini: Glukoz, inflamasyonda düşük, romatoid artritte kan düzeyinin %90’ı, septik artritte kan düzeyinin %30’u kadar. Protein tayini: Protein konsantrasyonu inflamasyonda %2,5 g’a ve ilerlemiş inflamasyonda %4,5’e yükselebilir Sodyum ürat kristallerinin varlığının araştırılması: Mikroskopla tanınır, gut hastalığında izlenir.

  46. Müsin pıhtı formasyon testi: 1 kısım sinovyal sıvı ile 4 kısım %2’lik asetik asit bir cam tüpte bir cam çubukla karıştırılır. Normalde kompakt bir kitle oluşur İnflamasyonda parçalanmış kitle oluşur

More Related