1 / 25

Adli Psikiyatrik Sorunlar

Adli Psikiyatrik Sorunlar. Suç İşleyen Akıl Hastası. Ruh hastaları arasında suç işleme oranının normal olarak tanımlanan kişilere oranla daha fazla olduğu tanımlanamamıştır. Antisosyal kişilik bozukluğu,alkol ve madde bağımlılığı olanlarda suç işleme eylemleri normal nüfusa oranla daha

owen-brewer
Download Presentation

Adli Psikiyatrik Sorunlar

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Adli Psikiyatrik Sorunlar

  2. Suç İşleyen Akıl Hastası Ruh hastaları arasında suç işleme oranının normal olarak tanımlanan kişilere oranla daha fazla olduğu tanımlanamamıştır. Antisosyal kişilik bozukluğu,alkol ve madde bağımlılığı olanlarda suç işleme eylemleri normal nüfusa oranla daha yüksek oranda görülür.

  3. Kişilik bozukluğunda zihinsel yetilerde belirgin bozukluk söz konusu değildir. Alkol ve ilaç etkisi altında ise , ceza sorumluluğunu kaldıracak bir yasal madde yoktur, tersine bunlar da ceza sorumluluğu arttırılmış olarak vardır. Kronik alkol ve ilaç kullanımına bağlı olarak aortaya çıkan beyin bozukluklarında ceza sorumluluğunu kaldıracak derecede bir bozukluk söz konusu olabilir.

  4. Şizofreni, paranoid psikoz, mani nöbeti, epileptik psikoz, zeka geriliği, bunama ve deliryum gibi ruhsal bozukluklarda seyrek de olsa ağır yada hafif suç eylemleri görülebilir.

  5. Yasal açıdan ruh hastalığı nedeniyle bir kişinin işlediği suçtan sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi önem taşır. Yasa bu değerlendirmeyi psikiyatriye, adli tıbba bırakmıştır.

  6. Suç işleyen kişi suç işlediği sırada ağır bir psikoz içinde olduğu, yani bilişsel yetilerinin, duygusal tepki ve hareketlerinin ileri derecede bozulmuş olduğu saptanırsa, yasal açıdan bu kişi işlediği suçtan sorumlu olmayacak ve tam iyileşme olduğunu bir rapor düzenleninceye kadar hastaneden çıkamayacaktır.

  7. Türk ceza yasasının akıl hastalıkları ile ilgili maddeleri: Madde 46- Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini tamamen kaldıracak surette akıl hastalığına duçar olan kimseye ceza verilemez. Bu kişinin bilişsel, duygusal, ve davranışsal yetilerini ileri derecede bozan bir ruh hastalığının bulunması demektir.

  8. Bu yetiler; bilinç, algılama, bellek, yönelim, gerçeği değerlendirme, düşünme ve yargılama yetilerini içerir. Bu yetilerin bozulması ile kişi dürtülerini, davranışlarını denetleyemez ve bu nedenle yasada belirtilen nitelikte bir ruhsal bozukluk içinde olduğu kabul edilir.

  9. MADDE 47- Fiili işlediği zaman şuurunun veya harekatının serbestisini ehemmiyetli derecede azaltacak surette akli Maluliyet müptela olan kimseye verilecek ceza aşağıda yazılı şekilde indirilir. 1-İdam cezası yerine 10 seneden 15 seneye kadar ağır hapis, 2-Müebbet ağır hapis yerine 10 seneden 15 seneye kadar ağır hapis, 3- Amme hizmetlerinden müebbet memnuniyet yerine muvakkat memnuniyet; Cezaları hükmolunur. Diğer cezalar üçte birden yarıya indirilir.

  10. Bu madde ise kişinin bilinç ve davranışlarını tam olarak değil, önemli, ölçüde bozan ruhsal bozukluk durumları ile ilgilidir.Bunlarda ceza sorumluluğu vardır, fakat cezalar yasanın tanımladığı biçimde hafifletilmiştir.

  11. MADDE 48-Suçu işlediği esnada arızi bir sebepten dolayı 46 ve 47’nci maddelerde münderiç akli maluliyet halinde bulunan kimseler hakkında o maddelerdeki ahkam tatbik olunur. İhtiyari sarhoşlukta veya ihtiyari ile kullanılan uyuşturucu madde tesiriyle işlenen fiiller bu madde hükmünden hariçtir.

  12. Bu madde geçici ağır ruhsal bozukluklarla ilgilidir.Örn Manik eizod , epileptik psikoz vb. Bu durumlarda yapılan değerlendirmeye göre 46., 47. madde hükümleri uygulanır.

  13. Medeni yasa ile ilgili sorunlar: • 1. Medeni hakları kullanabilme. Medeni Yasanın adli psikiyatriyi ilgilendiren maddeleri 10., 11., 12., 13., ve 14. maddelerdir. Bir kimse yukarda örnekleri verilen hastalıklarda olduğu gibi bilişsel yetileri ileri derecede bozulursa kendi kendini yönetecek, çevreye uyum yapabilecek durumda olamaz.Böyle bir kimse hekimin raporu ve mahkeme kararı ile hacir altına alınır,yani medeni hakları kısıtlanır ve bu hakları hasta adına kullanacak(imza atma vekaletname verme gibi ) bir vasi mahkemece tayin edilir.

  14. Örneğin ağır bunama belirtileri gösteren bir kişi mal mülk para vb. konularla ilgili işleri sağlıklı yönetemez, aldatılabilir, yanılabilir ve bu nedenle medeni haklarını onun adına kullanacak bir vasiye ( koruyucuya) gerek vardır.Ağır manik eksitasyon durumunda parasını olur olmaz yerlere dağıtan bir hasta , vesayet altına alınabilir ve rahatsızlık düzelince vesayet kaldırılabilir.

  15. 2.Ruh hastalarında evlenme ve boşanmanın yasal yönü: Medeni Yasanın 89. maddesi “akıl hastalarının” evlenemeyeceğini belirler.Fakat akıl hastalığı çok genel ve birçok yönlerden tanımlanması güç bir kavramdır.Birçok ruh hastalığı hem düzelebilir, hem de evlenmeye engel olmayabilir.İleri derecede kronikleşmiş, uyumu bozulmuş ruh hastalarında aileye hastanın evlendirilmemesi için tavsiyeler yapılmalıdır.

  16. Ağır geri zekalılıkta ,ağır uyumsuzluğa yol açan ruhsal bozukluklarda hekim böyle bir raporu düzenlemekten kaçınmalıdır. Kalıtımsal yönü yüklü hastalıklarda evlenmeye kesin engeldir demek güçtür ve bu güçlük hem aileye hem mahkemeye verilecek raporda belirtilebilir. Örneğin; kalıtımsal yönden yüklü olan bipolar bozuklukta uygun tedavi ile hasta normal bir uyum yapabilir ve böyle bir insan evlenebilir. Fakat eşine hastalığın kalıtımla geçiş olasılığı konusundan açıklama yapılmalıdır.

  17. Boşanma:En az üç yıldan beri süregelen ve tedavi ile hiçbir düzelme göstermemiş, iyileşmeyeceği kesinlikle anlaşılmış olan bir ruh hastalığı saptandığında, böyle bir durum boşanma gerekçesi olabilir

  18. Hasta Hakları: Hasta hakları sorunu özünde bir insan hakları sorunudur.Hastalara yapılacak tüm olumsuz tutumlar ve bakım koşulları hasta hakları olarak ortaya çıkar . 1- Her hastanın çağdaş yöntemlerle tedaviye ve saygı, anlayış, hoşgörü, sabırla bakım görmeye hakkı vardır. 2-Her hastanın ve ailesinin hastalık hakkında bilgi edinmeye hakkı vardır. 3-Her hastanın ve ailesinin hasta üzerinde yapılacak inceleme, araştırma ve tedavi uygulamasının ayrıntılarını bilme, bunları kabul ya da reddetme hakkı vardır.Hasta üzerinde herhangi bir inceleme , tedavi ve araştırma için hastanın kendisinden “bilgilendirilmiş olur”almak zorunludur.

  19. Hastalığın ağırlığı nedeniyle hasta kendisine verilecek bilgileri anlayacak durumda değilse “bilgilendirilmiş oluru” hastanın ailesinden almak gerekir.Her sağlık kurumu her hekim bilgilendirilmiş olur konusunda bilgi edinmek ve özenle uygulamak zorundadır.

  20. 4-Hastanın kendisine yada çevresine karşı tehlikeli olma durumu tıbbi-psikiyatrik muayenelere saptanmış olduğu halde bu kişi hastaneye yatmayı ve tedaviyi reddedebilir.Ülkemizde bununla ilgili yasa yoktur.Uygulama hekim kararına ve tıp etiğine uygun olarak yürütülmektedir.

  21. 5-Hasta kimliklerinin, hekimlere verdikleri bilgilerin, her türlü muayene ve tedavi uygulamasının hastaya özel olarak gizli bilgi olarak tutulması gerekir. Mahkemece istenen bilgiler özel gizli evrak olarak yargıca gönderilir. Hekim bilgiyi vermek istemediğini hakime iletebilir fakat yargıcın dava için önemli gördüğü bilgiyi hekimin ya da sağlık kuruluşunun reddetme hakkı yoktur.

  22. 6- Hekimlerin yanlış uygulamalarına etik olmayan davranışlarına karşı hastaların mahkemeye ya da hekim meslek kuruluşlarına başvurmak hakları vardır.

  23. Psikiyatrik yazışma ve rapor sorunları: Antipsikotik, antidepresan ilaç alan hastaların çoğu görevlerini yürütemezler. Bu nedenle hastalara uygun süreli rapor gerekebilir.bu durumda hekim işi değil öncelikle hastasını düşünmek zorundadır.

  24. Özürlüler için sağlık kurulu raporlarında Mart 1998 de resmi gazetede yayınlanmış sağlık kurulu rapor formuna ve ekinde verilen güç yitimi oranlarına uygun biçimde yazılmalıdır. Malulen emeklilik raporu hasta uzun süre incelendikten ve izlendikten sonra verilebilir. Kronik hastalıklarda uzun süreli izlem ve incelemeden sonra hastanın durumu anlaşılabilir.

More Related