1 / 83

EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ. Hafta 5. Giriş. Eğitimin en önemli işlevlerinden birisi kültürün aktarılmasıdır. Eğitim tarihiyle kültürün gelecek nesillere aktarılma yolları ve yöntemleri incelenir.

jack
Download Presentation

EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ Hafta 5

  2. Giriş • Eğitimin en önemli işlevlerinden birisi kültürün aktarılmasıdır. • Eğitim tarihiyle kültürün gelecek nesillere aktarılma yolları ve yöntemleri incelenir. • Eğitim tarihi bize kültürü aktarma işleminin veya işlevinin nasıl gerçekleştiği hakkında bilgi verir. Böylece, geçmişten günümüze eğitimin ve eğitim anlayışının geçirdiği değişim ve dönüşümleri öğrenerek, bunlardan dersler almayı ve aynı hataları yapmamayı sağlar. • Ayrıca, eğitimin tarihsel temelleri günümüzde eğitimde var olan sistem, yapı, işleyiş ve temel uygulamaların tarihsel arka planını ve gelişimini öğrenebilme fırsatı verir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  3. Giriş • Eğitim tarihinin başlangıç noktasını belirlemek güçtür. • Binbaşıoğlu’na (1982) göre eğitim aslında insanlık kadar eski olmasına rağmen, ne zaman ve nasıl başladığına dair kesin bir bilgi yoktur. • Yazının icadından sonra eğitim amaçlı yapılan etkinliler hakkında bilgiler mevcut olup bu bilgiler de eski uygarlıkların tarihiyle sınırlıdır. • Bir başka görüşe göre, eğitimin tarihi, bir bireyin ailesiyle yaşamaya başlaması ve ailenin ona bir şeyler öğretmeye başladığı tarihe kadar iner. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  4. İlkçağlarda (Antik Çağda) Eğitim (M.Ö. 8. yy – M.S. 5. yy) • ilkçağ, yazının icadı ile Hz. İsa’nın doğumunu izleyen 4.–5. yüzyıla kadarki zaman aralığıdır. • Bu döneme Antik Çağ da denilmektedir. • Antik tarih insanlık tarihinin başlangıcından erken dönem Orta Çağ'a kadarki zaman dilimindeki belirgin kültürel ve siyasi olayları konu alır. • Bu çağlarda özellikle Antik Yunan ve Antik Roma uygarlıkları ile yine bu dönemlerde uygarlık yaratan çeşitli uluslar mevcuttu. • Bunlardan bazıları; Orta Asya’da yaşayan Eski Türkler, Mısırlılar, Çinliler, Hintliler, Sümerler, İranlılar ve İsraillilerdir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  5. Antik Yunan’da Eğitim • Her ne kadar bu dönemde Yunan şehir devletlerinde demokratik bir yönetim anlayışı benimsense de, bu demokrasi sadece aristokrat erkekler için geçerliliğini sürdürmüştür. • Başka bir ifadeyle, köylü, kadın ve köleleri kapsamamıştır. • Eski Yunan kültüründe bu dönemde Atina ve Isparta şehir devletleri ön planı çıkmıştır. • Bunun yanı sıra, Atina şehir devletinin zayıflamasıyla birlikte M.Ö. 3. yüzyıldan itibaren Roma devleti güç kazanmaya başlamıştır EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  6. Isparta’da Eğitim: • Isparta şehir devleti bugünkü Mora yarımadasında bir tarım devleti olarak yer almıştır. • Isparta’da eğitimin amacı, devlete hizmet edecek, onun işine yarayacak ve bedence güçlü ve kuvvetli asker yetiştirmekti. • Gençleri yetiştirmede özellikle şu noktalara dikkat edilirdi: • Savaşa elverişli bir nesil yetiştirmek amacıyla kuvvetli ve devamlı bir beden eğitimi, • Manevi ve özellikle ahlaki eğitim. Gençlerin yetiştirilmesinde kanuna ve yetişkinlere saygı, amirlere ve devlet otoritesine itaat, kendine hâkim olma, zahmete ve acıya dayanma, kanaat, kararlı olma ve savaş ruhu gibi meziyetlere çok önem verilirdi. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  7. Isparta’da Eğitim • Isparta’da kadınların ödevi de kuvvetli çocuklar dünyaya getirmekti. • Ancak Isparta’da erkek ile kadın eşit tutulurdu zira kadınlar erkeklerle birlikte eğitilir onlar gibi siyasal yaşama katılabilirlerdi. • Isparta eğitiminde beden ve müzik eğitimine çok fazla yer verilmesine karşın okuma, yazma ve aritmetik gibi alanlara pek fazla yer verilmemiştir . EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  8. Atina’da Eğitim: • Atina’da devlet okulu bulunmamakta ve eğitim ücretli olan özel okullarda yapılmaktaydı. • Her bir özel okul içinde beden terbiyesi, müzik ve dil dersleri verilmekteydi. • Başka bir ifadeyle, Atina’da fiziksel, ahlak ve estetik eğitimi arasında bir denge kurulmaya çalışılmaktaydı. • Bu eğitimi genellikle erkek çocuklar alır ve kızlar okula gitmezlerdi. • Kızların eğitimi ev hayatında zorunlu olan bilgileri öğrenmeyi içerdiği için evde yapılırdı. • Sadece bazı zengin ailelerin kızları okuma yazma bilirdi. • Bu yönüyle eğitim erkeklere mahsus bir hak gibiydi. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  9. Atina’da Eğitim: • Atina’da eğitim “halkseverlik” temeline dayanıyordu ve tarihte ilk kez “halk demokrasisi” terimi burada doğdu ki, bu terim halk egemenliğini simgeler. • Her ne kadar köleler bunun dışında tutulsa da bu tür yönetim toplumda eğitim ve öğretime önem verilmesine neden oldu. • Buna bağlı olarak zihinsel eğitimle ilgili erdemlerin eğitim yoluyla kazanılabileceği düşüncesi hâkim oldu ve okullar açıldı. • Seçkin insanların erkek çocukları 7 yaşından itibaren “pedagog” adı verilen eğiticilerle birlikte okullara gidip gelmeye başladılar. • Bu işle uğraşanlara “pedagog”, bu işin bilimine de “pedagoji” denmesi Atina eğitimine dayanmaktadır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  10. Antik Roma’da Eğitim • Roma’da aile eğitimi ön planı çıkmaktadır • Baba oğluna okuma yazmayı, Roma kanunlarını, tarihini, geleneklerini ve savaşa yönelik fiziksel eğitimi öğretirken, anne kızına ip eğirme, dikiş gibi becerileri öğretiyordu. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  11. Antik Roma’da Eğitim • M.Ö. 2. yüzyıldan itibaren Romalılar, Yunan kültür ve medeniyetinin etkisine girmiş ve onların eğitim sistemini ülkelerine uyarlamışlardır. • Böylece, birçok çocuk özel okullara gitmeye başlamıştır. • Ancak kızlar ve fakir çocuklar okullara gönderilmemiştir. • Sadece ailenin imkânı varsa evde okuma yazma eğitimi alabilmişlerdir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  12. Antik Çağdaki bazı ünlü düşünürler ve eğitimle ilgili görüşleri EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  13. Eski Türklerde Eğitim • Türklerin Alpler, Toroslar ve Hindukuş dağlarının kuzeyinden Çin’e kadar uzanan Bozkırlar kuşağında ilkçağlardan itibaren yaşadığı ve devlet kurdukları bilinmektedir. • Eski Türklerde doğa koşullarına uygun ve doğayla etkileşim içerisinde bir eğitim sistemi mevcuttu. “Hayat içinde, hayat için eğitim” görüşü daha çok hâkimdi. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  14. Eski Türklerde Eğitim • Eski Türkler, doğanın içinde sürü besleyerek, atlı göçebe hayatı yaşayarak, savaşçı bir toplum içinde varlıklarını devam ettirecek bir şekilde eğitimden geçiyorlardı. • Hayat için gerekli olan bilgi, beceri ve alışkanlılar bu yolla kazanılıyordu. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  15. Müslüman olmadan önce Türklerin eğitimlerinde öne çıkan bazı özellikler şunlardır: • Türklerin eğitim anlayışları ve uygulamaları, yaşama biçimlerine göre şekillenmiştir. • Çocukların ve gençlerin toplumsallaştırılmasında töre önemli bir rol oynamaktadır. • Türklerin eriştikleri uygarlık ve kültür düzeyi, onlarda örgün eğitim kurumlarının bulunduğuna kanıt ise de bu kurumlar hakkında kesin bilgiler mevcut değildir. • Bu dönemin eserlerinde iyiliğin, cömertliğin, bilgeliğin, cesaretin, büyüklere itaatin önemi vurgulanmaktadır. • Eski Türklerde Alp insan tipine örnek verilmektedir (savaşçı, bilge, dışa dönük, akıncı, göçebe, mert ve cesur insan tipi). EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  16. Müslüman olmadan önce Türklerin eğitimlerinde öne çıkan bazı özellikler: • Eski Türklerde köklü bir bilim sevgisi vardır. Alp insan tipinin temel özelliklerinden biri, onun cesur olduğu kadar bilge kişi oluşudur. • Eski Türklerde mesleki eğitim önemli bir yer tutar. • Türklerin tarihi bilinen en eski yazılı belgeleri de Müslüman olmalarından önceki döneme aittir. • Eski Türklerde, genellikle cinsiyet farkı gözetmeden, büyük bir çocuk sevgisi vardır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  17. Ortaçağda Eğitim (M.S. 395–1453) • Ortaçağ, Yunan ve Roma kültüründen sonra gelerek, Rönesans çağına kadar uzanan yaklaşık bin yıllık bir dönemi kapsar. • Ortaçağın başlangıç noktası batıda Hıristiyanlık dininin doğuşudur. • Aynı dönemler içerisinde Doğuda ise Müslümanlık gelişmiştir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  18. Ortaçağda Batıda Eğitimin Durumu • Avrupa’da özellikle kiliseler ve din adamlarının hâkimiyeti ön plana çıkmakta ve dindar insanlar yetiştirmek amaçlanmaktadır. • Bu bağlamda, manastırlar birer eğitim kurumu olarak kullanılmaktaydı. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  19. Ortaçağda Batıda Eğitimin Durumu • Ortaçağda Batıda eğitim faaliyetleri büyük ölçüde Hıristiyanlığın dogmaları ve öğretilerinin etkisi altında kalmıştır. • Bu çağda, özellikle kilisenin baskısı nedeniyle ilkçağda eğitim alanında görülen gelişmelerin arkasına düşülmüştür. • Tanrı kavramı aklın yerini almıştır ve tek eğitici kilise olmuştur. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  20. Ortaçağda Batıda Eğitimin Durumu • Batıda eğitimin merkezi genel olarak “dindar insan” yetiştirmek olmuştur. • Bu dönemde iyi bir eğitimci yetişmemiştir. • Ortaçağ Avrupasında Skolastik Düşünce, Manastır Okulları, Şövalye Eğitimi, Meslek Birliklerinde Eğitim ve Üniversitelerin Kurulması eğitim alanın en belirgin unsurları olarak karşımıza çıkmaktadır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  21. Skolastik Düşünce: • Kilisenin etkisiyle hâkim olan yeniliğe kapalı ve baskıcı bir düşünce sistemi olarak gelişmiştir. • Her şeyin en doğrusunun kilise ekolünce dini kurallar ışığında kararlaştırılacağını benimser. • Ortaçağ karanlığı denilen durum bu düşünce sisteminin hâkimiyeti altındaki Avrupa’da ortaya çıkmış, bilimin ve sanatın gelişimini engellemiştir. St. Thomas Aquinas (1225–1274) EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  22. Skolastik Düşünce • Bu dönemde bilim ve sanatla ilgilenenlere cadı ve büyücü gözü ile bakılmış bunlara şeytan sıfatı bile yakıştırılmıştır. • Skolâstik düşüncede modern anlamda bir araştırma yapmaya gerek yoktur. • Hakikat zaten vardır ve bunların dogmatik bir şekilde öğretilmesi esastır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  23. Doğuda (Türklerde) Eğitimin Durumu • Türkler, 10. yüzyılda Karahanlılar döneminde Müslümanlığa geçtiler. • Bu dönemde Türkler, İslam gelenek ve kültürüyle karşılaştılar. Semerkant, Buhara, Taşkent, Balasagun, Yarkent ve Kaşgar gibi şehirlerde medreseler açıldı. • Bu medreseler aracılığıyla eğitim planlı, düzenli ve güçlü bir öğretim yapısına kavuştu. • Bu medreselerde din öğretimi ile hayata yönelik bazı bilgiler birlikte öğretildi. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  24. Doğuda (Türklerde) Eğitimin Durumu • Bu medreselerde Farabi, İbni Sina ve Biruni gibi Türk bilginleri yetişti ve ders verdi. • Bu bilginler 8–10. yüzyıllarda Arapçaya çevrilmiş olan eski Yunan eserlerinden de yararlanarak, eski Türk–İslam gelenekleri ile eski Yunan Roma filozoflarının bir anlamda sentezini yaptılar. • Bu çağı Türkler açısından düşündüğümüzde, altı Türk devleti bu çağ sürecinde varlığını sürdürmüştür. Bunlar; Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Selçuklular, Anadolu Selçukluları ve Osmanlı Devletleridir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  25. İslam dünyasının Aristo’su olarak kabul edilir. İnsan ahlakının temeli, ona göre bilgidir; akıl iyiyi kötüden ancak bilgiyle ayırır. • İnsan için en yüksek erdem olan bilgi, insan beyninin çalışması sonucu elde edilemez; çünkü tanrısaldır, doğuştandır. • Farabi’ye göre eğitim, bedenen yüksek kavrayışlı, güzel konuşmasını bilen, maddi zevklerde aşırılığa kaçmayan, adaletli olan bir yurttaş yetiştirmelidir. • Farabi, “öğretim” ile “eğitim” kavramlarını ayırmıştır. • Ona göre öğretim, toplumlarda kuramsal erdemler yaratmak; eğitim ise toplumlarda ahlaksal erdemler ve bilimsel sanatlar ortaya koyma işidir. • Öğretimin kolaydan zora, basitten karmaşığa, yakından uzağa ilkelerine uygun olması gerektiğini savunmuştur Farabi (870–950) EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  26. Gerek Türk, gerekse dünya düşünce, tıp ve eğitim tarihinde önemli bir bilge olan İbni Sina’nın asıl alanı tıp olmasına rağmen eğitim alanındaki görüşleriyle de eğitimcileri etkilediği görülmektedir. • İbni Sina’ya göre çocuğun eğitimine doğumundan kısa bir süre sonra ahlak eğitimiyle başlanmalıdır. • İbni Sina çocuğa baskı yapılmamasını ve hatalarının uygun biçimde düzeltilmesi gerektiğini savunur. • Altı yaşında çocuğun okula gönderilmesini ve on dört yaşına kadar okutulmasını vurgulayan İbni Sina’ya göre öğretmen; dindar, dürüst, bilgili, insaflı, temiz, kibar, çocuk eğitim ve öğretimini bilen, çocukların yeteneklerini tanıyabilen ve onlarla ilgilenen bir yapıya sahip olmalıdır İbn-i Sina (980–1037) EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  27. Astronomi, tarih, botanik, farmakoloji, jeoloji, matematik ve coğrafya alanında çalışmaları ve eserleri olan Biruni, eğitim açısından hümanist bir görüşe sahipti. • Başka insanları sevebilmeyi öğrenebilmek için, o ülkenin dilini, gelenek ve göreneklerini ve düşüncelerini öğrenmek gerektiğine ve özellikle de dinlere saygı gösterilmesinin önemine değinmiştir. • Biruni’ye göre bilimsel çalışmalar her türlü akla uymayan yöntemden arındırılmalı, bu çalışmalara sihir, hurafe ve akla uygun olmayan düşünceler katılmamalıdır. Biruni (973-1051) EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  28. Selçuklu Dönemi ve Medreseler • Selçuklular dönemindeki ilk medreseler 1040 yılında Nişabur’da Tuğrul Bey tarafından kurulmuştur. Alparslan döneminde (1067) ise Bağdat’ta Nizamiye Medresesi kurulmuştur. • Medreselerde belirli bir öğrenim süresinin bulunması yerine belli kitapları okuma ve öğrenme temel olarak amaçlanmaktaydı. • Eğitim-öğretim sürecinde ise genellikle ezber kullanılmakta, bunun yanı sıra, yer yer tartışma yönteminden de faydalanılmaktaydı. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  29. Ahilik Teşkilatı • Bu teşkilatta dinsel eğitime devam edilmekle beraber, eğitsel değeri olan mesleğe ve işe yönelik bir eğitim mevcuttu. • Ahilik, esnaf, sanatkâr ve işçiyi içine alan, onlara mesleki bilgi ve eğitim veren, dini bilgilerini artıran, iş ahlakına dayanan bir kuruluştur. • Ahilik ocağı, çıraklara, sanat ve teknik öğretmekle birlikte sosyal hayatın gerektirdiği kültür ve terbiyeyi de öğretirdi. • Bu teşkilat Türk esnaf ve sanatkârlarını terbiyeli, ahlaklı ve dürüst insanlar olarak uzun yıllar yetiştirmiştir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  30. Selçuklularda Eğitim • Ahlaki eğitim; temizlik, cömertlik, başkalarına iyilik yapma, kanaatkâr olma gibi erdemler, öğretim süresi içinde yapılan törenlerle çocuklara kazandırılmaya çalışılıyordu. • Selçukluların bu döneminde özellikle 13, 14 ve 15. yüzyıllarda, Türk ve dünya düşünce tarihini etkileyen Mevlana, Yunus Emre, Âşık Paşa ve Hacı Bektaşi Veligibi büyük Türk şair ve düşünürleri yetişmiş, Tanrı ve insan sevgisi konularını en güzel biçimde işlemişlerdir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  31. Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim • Osmanlı İmparatorluğu’nda en yaygın eğitim kurumları medreselerdi ve devletin kuruluşuyla birlikte Selçuklulardan devralınan medreselerin yanısıra yeni medreselerin açılmasına önem verilmişti. • Maddi durumu iyi olanların medrese yaptırması adet haline geldiğinden, medreseler ülkenin hemen her köşesine kadar yayılmışlardı. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  32. Osmanlı İmparatorluğunda Eğitim • Medreselere Sıbyan okullarından sonra gidilmekteydi ve kendi içlerinde ilk, orta ve yüksek olarak kademelere ayrılmışlardı. • Parasız ve yatılı olmaları ve mezunlarının iş bulma imkânının olmasından dolayı medreseler tercih edilmekteydi. • Medreselerde sadece müslüman Sünni erkek çocukları eğitim görmekteydi ve kızlar alınmazdı. Medreselerde öğretmenlik yapanlara müderris denilirdi. • Ortaçağ boyunca medreselerde Selçuklular döneminde olduğu gibi dini ve edebi bilimlerin yanında felsefi ve pozitif bilimler de öğretilmekteydi. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  33. Yeniçağda Eğitim (1453–1789) • 16. yüzyıldan sonra Ortaçağda Avrupa’da sadece dine dayandırılarak egemen kesimlere verilen eğitim düzeni, kilisenin yozlaşarak zayıflamaya başlamasıyla değişime uğramış, bu dönemdeki yeni hareketler nedeniyle toplumların ekonomik ve ideolojik yapılarında da değişiklikler meydana gelmiştir. • Avrupa’daki bu değişim 18. yüzyıldan itibaren daha doğudaki toplumları, özellikle de Osmanlı İmparatorluğunu çoğu yönleriyle etkilemiştir. • Bu dönemde eğitimdeki yenilik ve değişim hareketleri, aydınlanma çağının doğmasına neden olmuştur. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  34. YeniçağdaAvrupa’da Eğitim(Hümanizma Hareketi ve Rönesans) • 15. yüzyıldan sonra kilisenin etkisinin azalmasıyla, insan hayatında Tanrı kavramından ziyade bireyin kendisi kavramı ön plana çıkmıştır. • Bu nedenle eğitimin merkezine birey alınmış ve bireyin iyiye, güzele yönelme potansiyelinin onu her yönden geliştireceğine inanılmaya başlanmıştır. • Bu görüşlere Hümanizma Hareketidenmiş ve İtalya’da başlayan Rönesansdöneminin başlangıcı olmuştur. • Kısaca, Rönesans, yeniden doğma; Hümanizm ise gerçek insan eğitimi veya sadece insanlık demektir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  35. Rönesans’ın sebepleri ve sonuçları EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  36. Rönesans Döneminde Eğitim: • Rönesans hareketleriyle bilim ve sanatta görülen köklü reform hareketleri eğitimi de çok yönüyle etkilemiş ve eğitim alanının yeniden şekillenmesine neden olmuştur. • Rönesans eğitiminin temel özelliklerinden birisi bireyi ve bireysel gelişimi ön plana çıkarmasıdır. • Daha önce kilisenin baskısıyla oluşan bilgilerin sorgulanmadan ve doğrudan kabul edilmesi düşüncesi, bu dönemde yerini bilimsel gelişmelerin de etkisiyle akılcı ve bilimsel bir düşünceye bırakmıştır. • Antik Yunan’a ait eserler okullarda yeniden ele alınmış ve incelenmiştir. İnsanın çok yönlü gelişimi amaçlanarak, dini söylemlerin etkisi giderek azalmıştır. • Bu dönemde ayrıca eğitim veren okul çeşidi artmıştır. • Böylece aynı anda insanın çok yönlü gelişimine olanak veren farklı türdeki okullar faaliyet göstermeye başlamıştır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  37. Yeniçağ Döneminde Avrupa da Eğitim • Yeniçağ döneminde Avrupa eğitim tarihine damgasını vuran ve günümüz eğitim sistemlerinin şekillenmesinde önemli fikirlere imza atan eğitim düşünürleri yetişmiştir. Bunlardan en önemlileri Erasmus, Comenius, Dekart, Luther, Montaigne, Ratke, Locke, ve Rousseau’dur. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  38. DesideriusErasmus (1465-1536): • Erasmus’a göre eğitim sürecinde çocuklara önem verilip, her yönüyle onları tanımak amacıyla incelenmelidir. • Erasmus ayrıca okulda ve öğretimde oyuna yer verilerek öğrenmenin daha eğlenceli bir hale getirilmesi gerektiğini savunmuştur. • Çocuklara bedensel ceza verilmesinden kaçınılmasını, onlara anlayış gösterilerek daha hoşgörü ve samimiyetle yaklaşılması gerektiğini vurgulamıştır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  39. Martin Luther (1483–1546): • Almanyalı bir papaz olan Luther, aynı zamanda üniversite profesörü ve Protestanlık mezhebinin kurucusudur. • Avrupa’da laik eğitimi ilk savunanlardan biridir. • Eğitim işini özellikle ilköğretimi devletin üstlenmesini ve ilköğretimin herkese zorunlu olması gerektiğini vurgulamıştır. • Luther ayrıca, kız ve erkek çocukların aynı eğitimden geçmesini önermiştir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  40. Michel de Montaigne (1533–1592): • Fransız deneme yazarıdır. Montaigne’e göre genel eğitim verimsiz olup özel eğitime önem verilmelidir. • Ona göre hafıza hamallığı olan kitabi bilgiler yerine çocukların bireysel durumlarını göz önünde bulundurup, tüm yönleriyle gelişimi sağlanmalıdır. • Çocuk, gerçek hayat içerisinde yer almalı, doğa, sosyal çevre ve diğer bireyler hakkındaki bilgileri kendi yaşantılarından çıkarmalıdır. • Montaigne’e göre çocuklara öğretilecek bilgiler bizzat hayatın kendisinden alınmalıdır. • Ona göre “Çocuk doldurulacak bir kap değil, yakılacak bir ateştir.” EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  41. Wolfgang Ratke (1571–1635): • Alman eğitim sisteminin kurucusu sayılmaktadır. Almanya’da genel bir öğretim başlatılması için savaşmış, bütün çocukların okula devam etmesi gerektiğini savunmuştur. • Okulların kiliseye bağlı olmasından kurtarılıp, devlete bağlanması gerektiğini vurgulayarak, halkın bütün çocuklarının her türlü öğretim kurumuna devam edebilmelerini sağlayacak demokratik bir okul reformu planı geliştirmiştir. • Öğretimde her şeyin anadille yapılmasını şiddetle savunmuş, derslerde “sınıf” kavramının kurulmasını istemiştir. • Öğretmenlerin tek tek öğrencilerle ilgilenmesi yerine, bütün sınıfın aynı zamanda ders görmesini, düzenli olarak yapılacak sınavlarla öğrenci başarısının ortalama aynı seviyede tutulacağını vurgulamıştır EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  42. Jan AmosComenius (1592-1670): • En çok öğretim teknikleri konusundaki katkılarından dolayı tanınmıştır. • Comenius tüm çocukların, sosyo-ekonomik durum ve cinsiyet gözetmeksizin okula gitmelerini, yaşadıkları medeniyeti anlamaları ve kabul etmeleri için aynı eğitimden geçmeleri gerektiğine inanmıştır. • Ona göre eğitimin amacı, çocuklara yüzeysel ve genel bilgiler kazandırmak değil, kolay yöntemlerle sağlam bilgi kazandırmak olmalıdır. • Bu görüşüyle eğitimde bilgiden çok öğretim yöntemine vurgu yapmaktadır. Comenius, öğretim faaliyetlerini; • 1) Anaokulu, • 2) Genel ilkokul, • 3) Gymnasiumlar (12–18 yaş arası orta dereceli okullar) • 4) Akademi ve yüksek okullar (18-24 yaş arası) olarak dört dereceye ayırmıştır. • Bu sınıflandırma halen bütün dünyada geçerliliğini korumaktadır EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  43. René Descartes (Dekart) (1596–1650): • Fransız filozofu olan Dekart, matematikçi olup, yapıtlarında düşünme yöntemini araştırmış, her şeyi aklın süzgecinden geçirmek gerektiğini savunmuş ve bir konu üzerinde uslamlama yapmanın (akıl yürütme, muhakeme), karar vermenin kurallarını belirlemiştir. • Dekart “Gerçek bilgi, yaparak, deneyerek öğrenilen bilgidir” görüşünü savunmaktadır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  44. John Locke (1632–1704): • İngiliz olan Locke, düşünce özgürlüğünü, eylemlerimizi akla göre düzenlemek anlayışını en geniş ölçüde yayan ilk düşünür olduğu için Avrupa’daki aydınlanma ve Akıl Çağı’nın gerçek kurucusu olarak kabul edilir. • İnsan zihni üzerine yaptığı çalışmalar doğrultusunda insan zihnini “boş bir levha”ya benzeterek eğitimin bu levhayı donatan bir aktivite olduğunu savunmuştur. • Ona göre bilginin temeli “yaşantı” olup boş bir levha olan insan zihni ancak yaşantılar ile doldurulur ve zenginleştirilir. • Locke özel eğitime öğrenciyi yakından ve tüm yönleriyle tanıma fırsatı verdiği için önem verilmesi gerektiğini vurgulamıştır EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  45. Jean Jacques Rousseau (1712–1778): • Fransız yazar, düşünür, filozof, politika ve müzik teorisyenidir. • Görüşleriyle hem kendi çağının, hem de daha sonraki çağların eğitimini etkilemiştir. • Eğitimle ilgili görüşlerini “Emile” yahut “Eğitime Dair” isimli ünlü eserinde toplamıştır. • Rousseau, bireyin kendi doğası içerisinde yetiştirilmesini ve bireysel eğitim modelini önermektedir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  46. Jean Jacques Rousseau (1712–1778): • Ona göre bireyci eğitim şu ana görevleri yüklenmiştir: • Eğitimin ilk görevi, tabiatın gelişim yoluna engel olarak çıkan her şeyi ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Çocuk ancak bu sayede kendi tabiatı ve ihtiyaçları doğrultusunda serbestçe hareket edebilir. • Eğitimdeki geleneksel baskı metodu terk edilmeli, çocuklar baskıyla değil yalnızca açıklamalar yoluyla yönetilmelidir. • Çocuk daha küçük yaştan itibaren belirli bir meslek için değil, bir insan olarak yetiştirilmelidir. Ancak bundan sonra bir meslek edinmelidir. • Eğitim, çocuğun her gelişim kademesine uygun düşecek şekilde düzenlenmeli; yani çocuğun her gelişim kademesindeki ilgi ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek tarzda olmalıdır. • Eğitim, Locke’un aksine, yalnızca çocuğun aklına hitap etmemelidir. • İnsan her yönüyle tüm yetenekleriyle bütün ve harmoni içerisinde gelişmiş bir varlık olmalıdır. Yani çocuk fiziksel yeteneklerinden başlayarak, duyusal, duygusal, zihinsel ve sosyal yetenekleri bir bütün olarak geliştirilmelidir. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  47. Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim • Batıda, özellikle Avrupa’da Rönesans ve Reform hareketleriyle skolâstik düşünceden ve kilise dogmalarından kurtulup, bilimsel, insani, laik ve dünyevi bir eğitim anlayışı gelişirken, Doğudaki İslam ülkelerinde ve Osmanlılarda dine dayalı medrese eğitimi devam etmekteydi. • Osmanlılardaki eğitim sistemi muhafazakâr ve tutucu grupların elinde giderek yozlaşmakta ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayıp, istenen kalitede insan gücünü yetiştiremez hale gelmekteydi. • Bu dönemde ‘Osmanlı eğitim anlayışı giderek skolastikleşmiş, insani ve bilimsel özelliklerini yitirerek doğmalara dayalı bir görünüm almıştır. • Okullar ve özellikle de medreseler bozulmuş, cebir, geometri, astronomi, felsefe, mantık gibi derslere gerekli önem ve ağırlık verilememiştir’. • Ortaçağ döneminde Avrupa’ya öncülük eden ve önemli bilim insanı ve düşünürleri yetiştiren Doğu ülkeleri, hem ekonomik ve asker alanda zayıflamış hem de batıda hızla gelişen endüstri ve teknoloji karşısında geri kalmışlardır. • Bu durumu fark eden Osmanlı yöneticileri çeşitli reform hareketlerine girişmiştir EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  48. Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim • Osmanlı İmparatorluğu, Rönesans ve Reform dönemlerini Avrupa ülkelerindeki gibi yaşamamıştır. • Osmanlıya ait sosyal ve ya siyasi yapılanmalar ve tüm kurum ve kuruluşlar önceki yüzyılda olduğu gibi devam etmiştir. • Selçuklularda olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğu’nda da 19. yüzyılın ortalarına gelinceye kadar eğitim ve öğretim faaliyetleri devletin sorumluluğuna alınmamıştır. • Eğitim ve öğretim sadece hayır işi ve bir dini görev olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle, eğitim ve öğretim sosyal yardımlar türünde imar ve belediye işleri gibi, hayırsever Osmanlıların kurduğu “vakıflar” aracılığıyla yürütülmüştür. • İmparatorluğun sınırları içerisinde çok sayıda cami, mescit, tekke, türbe, çeşme vb. yanında mektepler, medreseler ve imaretler daima bu vakıflar aracığıyla desteklenmiş, yalnızca “askeri eğitim” ve “yöneticilerin eğitimi” devlet tarafından desteklenmiştir EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  49. Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim • XV. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun eğitimiyle ilgili kurum ve kuruluşlar “mektep” ve “medreseler” diye iki ana gruba ayrılıyordu. • Mektepler, özellikle saray, hükümet ve askerlik işlerinde çalışacak memurlara, medreseler ise dini ve hukuki bilgiler edinmek isteyen halk sınıfına aitti. • Eğitimin ilköğretim basamağı olarak kabul edilen “sıbyan mekteplerinde” Kuran ve namaz sureleriyle biraz da okuma ve yazma öğretilirdi. • Bu okullar Anadolu’da her yerde mevcuttu. • Çocuklar bu okullarda parasız okurlardı. • Saray mektepleri saraydaki çocukları okutmak, Osmanlı imparatorunun hizmetinde görev yapacak hizmet kesimini yetiştirmek üzere saraylarda açılan okullardı. • Öğretim dili mektep ve medreselerde Arapçaydı. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

  50. Yeniçağ’da Doğuda (Osmanlılarda) Eğitim • Fatih Sultan Mehmet döneminde açılan (1455) Enderun Mektebi (saray okulu) bu dönemdeki en önemli gelişmelerden birisidir. • Bu okula Müslüman olmayan ailelerin yetenekli çocuklarından titizlikle seçilen öğrenciler alınırdı. • Bu seçme sürecinde, zekâ durumlarına ve fiziksel görünümlerine bakılarak ortalama her 40 evden bir çocuk alınır, ancak evli gençler, ana-babası ölenler, bir evin tek oğlu olanlar vs. alınmazdı. • Enderun mektebinin temel amacı ileride devlet kademesinde görev alacak olan, iyi ve güvenilir devlet adamı ve asker yetiştirmekti. • Burada verilen eğitim esnasında, Türkçe, Arapça, Farsça, Edebiyat, Tarih, İslami Bilimler ve Matematik derslerinin yanı sıra, beden eğitimi, Türk örf ve adetleri, nezaket kuralları, askeri sporlar gibi konulara da özel önem verilirdi. • Bu okullar Yakın Çağda da bazı değişikliklerle eğitimini devam ettirmiş ve 1909 tarihinde kapatılmıştır. EĞİTİMİN TARİHSEL TEMELLERİ

More Related