1 / 16

TÜRK EDEBİYATI PERFORMANS ÖDEVİ: KONU: Halk edebiyatI nazIm bİÇİMLERİ öznur bakangil 10/E 1264

TÜRK EDEBİYATI PERFORMANS ÖDEVİ: KONU: Halk edebiyatI nazIm bİÇİMLERİ öznur bakangil 10/E 1264.

cid
Download Presentation

TÜRK EDEBİYATI PERFORMANS ÖDEVİ: KONU: Halk edebiyatI nazIm bİÇİMLERİ öznur bakangil 10/E 1264

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TÜRK EDEBİYATI PERFORMANS ÖDEVİ:KONU: Halk edebiyatI nazIm bİÇİMLERİöznurbakangil10/E 1264

  2. Türklerin Anadolu 'ya geldikten sonra edebiyatları beş gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsça'yıçok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı"ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri Halk Edebiyatı'dır. Oğuz Türkleri Anadolu'ya dilleriyle, gelenekleriyle, geleneksel halk edebiyatlarıyla gelmişlerdir. Ozan dedikleri saz şairleri Anadolu'nun gittikçe Türkleşen bölgelerinde, gezici şair olarak sazlarıyla şiirler söylüyorlardı. Halk edebiyatı nedİR?

  3. Şiirler çoğu zaman saz eşliğinde söylenir. Duruma göre şiir söyleyen âşıklar, şiirleri için bir ön hazırlık yapmazlar. Bu yüzden şiirlerinde derin bir anlam kusursuz bir biçim görülmez. Aruz ölçüsü ile şiir yazanlar olmasına rağmen asıl ölçü hece ölçüsüdür. Nazım birimi dörtlüktür. Ancak nadiren de olsa türkü ve ninnilerde üçlü, beşli söyleyişler görülür. Dili, halk dilidir. Bu dilin öz Türkçe olduğu söylenemez. Ancak halka mal olmamış sözcükler kullanılmamıştır. Şiirler hazırlıksız söylenildiğinden daha çok yarım kafiye ve redif kullanılmıştır. Nazım şekli olarak mani , koşma, varsağı,destan v.s. kullanılmıştır. Konu olarak Âşık edebiyatında aşk, ölüm, hasret, ayrılık gibi duygusal konular, doğa sevgisi, yiğitlik ve zamandan şikayet işlenmiştir. Tekke edebiyatında ise konu dindir . Söyleyişlerde doğa ile iç içe olmaktan kaynaklanan bir somutluk hâkimdir. Halk şairlerinin hayat hikâyeleri ve şiirleri cönk adı verilen eserlerde buluşur. Halk edebiyatI genel ÖZELLİKLERİ:

  4. HALK EDEBİYATI Aşık Tarzı Halk Anonim Halk Dini-Tasavvufi Edebiyatı Edebiyatı Halk Edebiyatı -Koşma -Atasözleri -İlahi -Varsağı -Deyimler -Nutuk -Semai -Bilmeceler -Deme -Destan -Ninniler -Şathiye -Meddah -Halk hikayeleri

  5. * İslamiyet’ten önce başlamıştır.* Eskiden kam,baksı adı verilen ozanlara bu dönemde AŞIK adı verilmiştir.* Âşıklar şiirlerini bağlama adı verilen sazlarla köy köy dolaşıp söylemiştir.* Hece ölçüsü kullanılmıştır.* Dili sadedir.* Nazım birimi dörtlüktür, yarım kafiye kullanılmıştır.* Son dörtlükte şairin mahlası(adı) kullanılır.* Şairler şiirlerini CÖNK adı verilen defterde toplarlardı.* Aşk, ölüm, gurbet, ayrılık konuları sıklıkla ilenmiştir.* Coşkulu, lirik bir söylenişi vardır.* Koşma, semai, varsağı destan gibi biçimleri mevcuttur.* 17. yüzyıldan sonra divan edebiyatından etkilenmeye başlamıştır. AşIKTarzI halk edebİyatI:

  6. KOŞMA: Halk edebiyatında en çok kullanılan biçimdir. Genellikle hece ölçüsünün on birli (6+5 ya da 4+4+3) kalıbıyla yazılır. Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Şair koşmanın son dörtlüğünde adını ya da mahlasını söyler. Uyak düzeni genellikle şöyle olur: baba ” ccca ” ddda…* Koşmanın konularına göre güzelleme, koçaklama, ağıt, taşlama adlı türleri vardır. GÜZELLEME: İnsan ve doğa sevgisinin lirik bir edayla işlendiği koşmalara denir. KOÇAKLAMA: Savaş, yiğitlik, kahramanlık gibi konuları işleyen koşmalara denir. Coşkun ve yiğitçe bir üslupla savaş ve dövüşleri anlatan şiirlerdir. AĞIT: Ölen kişinin arkasından duyulan acının ve onun iyiliklerinin işlendiği koşmadır. Bir kimsenin ölümü üzerine duyulan acıları anlatmak amacıyla söylenen şiirlerdir (Anonim halk şiiri ürünü olan ağıtlar da vardır). TAŞLAMA: Toplumun veya bireylerin aksayan yönlerini eleştiren koşmalara denir. Bir kimseyi yermek ya da toplumun bozuk yönlerini eleştirmek amacıyla yazılan şiirlerdir. VARSAĞI: Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türklerinin özel bir ezgiyle söyledikleri Türkülerden gelişmiş bir biçimdir. Dörtlük sayısı ve uyak düzeni “Semâi” gibidir. Varsağılar yiğitçe, mertçe bir üslupla söylenir. Bu da dörtlüklerin içindeki “bre” “hey” “behey” gibi ünlemlerle sağlanır. Halk edebiyatında en çok varsağı söylemiş şair Karacaoğlan”dır. AŞIK TARZI HALK EDEBİYATI NAZIM ŞEKİLLERİ:

  7. SEMAİ: Hece ölçüsünün sekizli kalıbıyla yazılır (4+4 duraklı ya da duraksız). Dörtlük sayısı üç ile beş arasında değişir. Semâilerin kendine özgü bir ezgisi vardır ve bu ezgiyle okunur. Uyak düzeni koşma gibidir: baba ” ccca ” ddda DESTAN: Dört dizeli bentlerden oluşan, oldukça uzun bir nazım biçimidir. Kimi destanlarda dörtlük sayısı yüzden fazladır. Genellikle hece ölçüsünün on birli kalıbıyla yazılır. Uyak düzeni koşma gibidir: baba ” ccca ” ddda Destanın son dörtlüğünde şair mahlasını söyler. Konuları bakımından destanları savaş, yangın, deprem, salgın hastalık, ünlü kişilerin yaşamları, mizahi… gibi gruplanadırabiliriz.

  8. Söyleyeni belli olmayan, halkın ortak malı sayılan ürünlerin oluşturduğu, sözlü geleneğe dayalı edebiyattır. Sözlü olduğu için, ürünler; halk arasında dilden dile geçtikçe zaman, kişi, yer unsurlarına bağlı olarak değişikliğe uğramıştır. * Anlatım, sözlü edebiyat geleneklerine uygundur. Süsten uzak, açık, net, anlaşılır bir dil kullanılmıştır.* Daha çok; aşk, hasret, yiğitlik, ölüm gibi tüm insanlığı ilgilendiren konular işlenmiştir. AnoNİM HALK EDEBİYATI:

  9. ANONİM HALK EDEBİYATI DÜZYAZI ÜRÜNLERİ- Atasözleri- Deyimler- Tekerlemeler- Bilmeceler- Fıkralar- Halk Hikâyeleri- Ortaoyunu- Meddah- Karagöz TÜRKÜ: Türlü ezgilerle söylenen anonim halk şiiri nazım biçimidir. Söyleyeni belli Türküler de vardır. Halk edebiyatının en zengin alanıdır. Anadolu halkı bütün acılarını ve sevinçlerini Türkülerle dile getirmiştir. Türkü iki bölümden oluşur. Birinci bölüm asıl sözlerin bulunduğu bölümdür ki buna “bent” adı verilir. İkinci bölüm ise bentlerin sonunda yinelenen nakarattır. Bu bölüme “bağlama” ya da “kavuştak” denir. Türküler, genellikle yedili, sekizli, on birli hece kalıplarıyla yazılmıştır. Konuları çok değişik olabilir. Ninniler de bu gruptandır. MANİ: Halk şiirinde en küçük nazım biçimidir. Yedi heceli dört dizeden oluşur. Uyak düzeni aaxa şeklindedir. Birinci ve üçüncü dizeleri serbest, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı mâniler de vardır (xaxa). Mânilerin ilk iki dizesi uyağı doldurmak ya da temel düşünceye bir giriş yapmak için söylenir. Temel duygu ve düşünce son dizede ortaya çıkar. Başlıca konusu aşk olmakla birlikte bunun dışında türlü konularda da yazılabilir. NİNNİ* Annelerin bebeklerini uyutmak amacıyla belli bir ezgi ile söylediği parçalardır.* Çocukların psikolojisi üzerinde etkilidir* Manzum özelliktedirler.

  10. * Hem hece hem de aruz ölçüsü kullanılmıştır.* Eserlerde genellikle Allah sevgisi işlenmiştir.* Hem dörtlük hem beyit kullanılmıştır.* Dil halkın kullandığı dil olmakla beraber Arapça-Farsça kelimelerde kullanılmıştır.* Bu eserleri daha iyi anlayabilmek için belli bir dini bilgiye sahip olmak gerekir.* Bu eserlerde dönemin çarpıklıkları da işlenmiştir.* Şairler genellikle dini eğitim almışlardır.* İlahi, nefes, şathiye, nutuk, devriye, hikmet gibi nazım şekilleri vardır. DİNİ –TASAVVUFİ HALK EDEBİYATI:

  11. İLAHİ* Hecenin 7li-11li kalıbıyla belli bir ezgiyle söylenen coşkulu şiirlerdir.* Allahın aşkı ve Ona kavuşma arzusu işlenir.* Hem hece hem de aruzla yazılan ilahiler vardır.* İlahiye Aleviler Deme, Bektaşiler Nefes Mevleviler Ayin adını vermişlerdir. NUTUK* Tekkede tarikata yeni giren müritlere dinin ve tarikatın esaslarını aktarmak için yazılan şiirlere denir.* 11li hece ölçüsü ile yazılır. ŞATHİYE* Dinin bazı inceliklerini alay edermişçesine anlatan şiirlere denir.* Birçok şair bu şiirlerden dolayı horlanmış hatta öldürülenler de olmuştur.

  12. YUNUS EMRE (1250-1320) XIII. Yüzyıl halk şairidir. Hayatı hakkında kesin ve yeterli bilgi yoktur. Eskişehir'de doğup öldüğü söylenir. Hayatı efsanelerle örülmüştür. Tasavvuf felsefesi, XII. yüzyıldan itibaren Anadolu'ya yayılmaya başlamış; MevlanaSultan Velet, Ahmet Fakih gibi şairlerle edebiyata girmiştir. Varlık- yokluk, İnsan-tanrı-ölüm ilişkilerini güçlü bir kültür donanımı ve büyük şiir yeteneğiyle irdeleyerek halka ulaştırabilmiştir. Tüm halk şairlerini yüzyıllar boyunca etkilemiştir. İlahi türünün en usta şairidir. İlahi türü şiirlerinde Halk Edebiyatı'nın geleneklerine bağlı kalmıştır. Bunlarda dil sade, anlatım yalın, ölçü hecedir. Risaletü'n-Nushiyye adlı dini didaktik eserinde ise, bu gelenekten ayrılarak aruz ölçüsünü, mesnevi nazım biçimini kullanmıştır.Allah inancını ve insan sevgisini işler. Şiirlerinde coşkun bir lirizm vardır. Tekke edebiyatının en lirik şairidir. Şiirlerinde hem aruz hem de hece vezni kullanılmıştır. İşlediği konular yönüyle evrenseldir. Eserleri: Türkçe divan sahibi ilk şairdir. Ayrıca Risaletü'n-Nushiyye adlı öğretici bir mesnevisi vardır. HALK EDEBİYATI TEMSİLCİLERİ:

  13. HACI BAYRAM VELİ (1352-1429) Tasavvuf şairidir, güçlü bir medrese eğitimi almıştır. Bayramiyye tarikatını kurmuştur. Yunus Emre etkisinde sade bir dil ve lirik bir anlatımla dile getirdiği şiirlerinden yalnızca birkaç tanesi bilinmektedir.

  14. KAYGUSUZ ABDAL ( ?- ? ) 15. yy tasavvuf şairlerindendir. Yunus Emre'den etkilenmiştir. Alevi-Bektaşi halk şiirinin kurucusudur. Nefeslerine hiciv-mizah motifli tekerlemeler katarak insanlık kusurlarıyla alay etmiş, Bektaşiliğin ilkelerini nükteli bir dille yaymıştır. Hem heceyle hem de aruzla yazılmış şiirleri vardır. Budala-name adlı eserinde 15. yy. halk nesrinin sade örnekleri vardır.

  15. PİR SULTAN ABDAL ( ?- ? ) XVI. yüzyıl tekke ve aşık edebiyatının ünlü şairlerindendir. Sivas'ta yaşamıştır. Alevi-Bektaşi şiir geleneğinin en ünlü şairidir. Kanuni zamanında Doğu Anadolu'da patlak veren bir isyana katılmış, yaşadığı olayların izlenimlerini şiirlerinde anlatmış, İran şahının propagandasını yaptığı için Hızır Paşa tarafından Sivas'ta idam ettirilmiştir. Sanatının belirleyici özellikleri, güçlü bir inanç, sade bir halk dili, coşkun bir lirizm olarak özetlenebilir. Tasavvuf, tabiat, aşk ve halkın gerçek yaşayışıyla ilgili konular işler. Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle söylemiş Divan edebiyatında etkilenmemiştir. Şiirini bir araç olarak kullanmasına rağmen kuru bir öğreticiliğe düşmemiş, şiirini duygu yönünden de beslemiştir.

  16. AŞIK VEYSEL (1894 -1973) 20. yüzyıl halk şairidir. Şarkışla'da doğup büyümüş, Cumhuriyetin onuncu yılında Ankara'ya gelerek şiirlerini okumuş, bundan sonra ünü yayılmaya başlamıştır. Çocukluğunda geçirdiği çiçek hastalığıyla gözünü kaybeden şair; genellikle gezgin bir hayat sürmüş; kent kent dolaşarak aşktan, doğadan, kardeşlikten, birlikten, barış içinde yaşamaktan ve insanı insan yapan erdemlerden bahseden şiirlerini saz eşliğinde söylemiş; bu içeriğin halka yakın düşmesi, ona kitlesel bir sevginin doğmasına yol açmıştır. Şiirlerinde insan, yurt, tabiat sevgisini dile getirmiştir. Tasavvuf felsefesinin kazandırdığı hoşgörü anlayışı, şiirinin temellerinden biridir. Şiirlerinde sade bir Türkçe görülür. Kimilerince Halk şiirinin son büyük ustası olarak nitelenmiştir. Şiirlerini Deyişler, Sazımdan Sesler adlı iki kitapta toplamıştır. Son olarak tüm şiirlerini, Ümit Yaşar Oğuzcan tarafından Dostlar Beni Hatırlasın adıyla yayımlanmıştır. Ahmet KudsiTecer tarafından edebiyatımıza kazandırılmıştır.

More Related