1 / 34

16. BÖLÜM ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR

16. BÖLÜM ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR. Yrd. Doç. Dr. Mehmet PALANCI. Zedelenme Bireyin dogum öncesi, dogum anı ve dogum sonrası olusan çesitli etmenlerle, organlarının islevlerini yerine getirmede ve görevlerini yapmada etkili olan zorlanım durumudur. Yetersizlik

sophie
Download Presentation

16. BÖLÜM ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. 16. BÖLÜMÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLAR Yrd. Doç. Dr. Mehmet PALANCI

  2. Zedelenme Bireyin dogum öncesi, dogum anı ve dogum sonrası olusan çesitli etmenlerle, organlarının islevlerini yerine getirmede ve görevlerini yapmada etkili olan zorlanım durumudur. • Yetersizlik Zihinsel, fiziksel, davranıssal ya da duyu organlarının Zedelenmeye baglı olarak tüm ya da kısmen islevlerinde gözlenen kayıpların ortaya çıkardıgı durumudur.

  3. Engel Yetersizligi ya da özrü bulunan bireyin çevreyle etkilesiminde karsılastıgı problemliligi tanımlamaktadır.

  4. ZİHİN ENGELLİLER • Çoğumuzun zihin engellilik durumu hakkında az çok bir bilgisi vardır. Ancak bu bilgimiz eksik olduğu kadar bir çok yanlışı da içermektedir. • Geçmişten günümüze zihin engelliğin pek çok tanımı yapılmıştır. Konuyla başlangıçta tıpçıların ilgilenmesi nedeniyle yapılan ilk tanımlar tıbbi ağırlıklı olmuştur.

  5. Tanım • Yapılan zihin engellilik tanımları içerisinde en yaygın olarak benimsenen ve kullanılan tanım, AAMR olarak bilinen komitenin 1992 yılında yaptığı tanımdır. Buna göre: • Zihinsel engel, halihazırdaki işlevlerde önemli sınırlılıkları göstermektedir. • Bu, zihinsel işlevlerde önemli derecede normal altı, bunun yanı sıra zihinsel işlevlerle ilişkili uyumsal beceri alanlarından (İletişim, özbakım, ev yaşamı, sosyal beceriler, toplumsal yararlılık, kendini yönetme, sağlık ve güvenlik, işlevsel akademik beceriler, boş zaman ve iş) iki ya da daha fazlasında sınırlılıklar gösterme durumudur. Zihinsel engel 18 yaşından önce ortaya çıkmaktadır.

  6. Psikolojik sınıflandırma Eğitsel sınıflandırma • Hafif Derecede Zihinsel Engelliler Eğitilebilir Zihinsel Engelliler • Orta Derecede Zihinsel Engelliler Öğretilebilir Zihinsel Engelliler • Ağır Derecede Zihinsel Engelliler Ağır ve Çok Ağır Derecede Zih.Eng. • İleri Derecede Ağır Zihinsel Engelliler

  7. Nedenler • Bugün zihin engelliliğin bilebildiğimiz 250'den fazla nedeni vardır. Ancak çoğu zihin engellilik durumunda kesin neden ya da nedenler bilinmemektedir. • A.B.D. Yapılan bir çalışmaya göre hafif derecede zihin engellilerin yarısında, ağır derecede zihin engellilerin % 30'unda neden bilinmemektedir

  8. Devam. • Nedenleri bilmenin iki önemli yararı var. • Birincisi nedenleri bilirsek en azından bir bölümünü önleyebiliriz, toplumu koruyucu önlemler konusunda aydınlatabiliriz. • İkincisi, neden ya da nedenlerin bilinmesi bize eğitim konusunda bazı ipuçları verebilir. • Örneğin Down Hastalığı olan çocukların bazı ortak özelliklerinden söz edilebilmektedir

  9. Organik Nedenler • Organik nedenler biyolojik ve tıbbi nedenleri kapsamaktadır. Ancak konu uzun bir nedenler listesi oluşturmaktan çok daha karmaşıktır. • Oluşturulan bu tür listelerdeki nedenler sıklıkla zihin engellilik durumu ile çağrışmakla birlikte, bunların varlığı mutlaka zihin engellilik durumunu ortaya çıkarmayabilir ya da ortaya çok daha ağır bir tablo çıkabilir.

  10. Çevresel Nedenler • Zihin engellilerin % 80-85'ini hafif derecede geri olanlar oluşturmaktadır. • Bunların çoğunluğunda herhangi bir organik nedene rastlanamamaktadır. • Bu gibi durumlarda neden olarak psikososyal dezavantaj gösterilmektedir. • Psikososyal dezavantaj genellikle erken çocukluk döneminde yaşanılan yoksul sosyal ve kültürel çevreyi tanımlamaktadır. • Bu konuda kesin kanıtlar olmamakla birlikte günümüzde hafif derecede zihin engellilik durumunda psikososyal dezavantajların önemli rol oynadığına inanılmaktadır.

  11. Zekâ bölümlerine göre zekâ sınıflandırılması • Dünya Sağlık Örgütü (WHO): • Derin zihinsel engel ………………….Zekâ bölümü 20 ve altında • Ağır derecede zihinsel engel…….. Zeka bölümü 21-35 • Orta derecede zihinsel engel …….Zeka bölümü 36-50 • Hafif derecede zihinsel engel ……Zeka bölümü 51-70 • Sınırda zekâ ………………………………Zekâ bölümü 71-79 • Donuk zekâ ………………………………Zekâ bölümü 80-89 • Normal zekâ ……………………………..Zekâ bölümü 90-109 • Parlak zekâ ……………………………….Zekâ bölümü 110-119 • Üstün zekâ ……………………………….Zekâ bölümü 120-129 • Çok üstün zekâ …………………………Zekâ bölümü 130 ve üstü

  12. İŞİTME YETERSİZLİĞİ MEB ÖEHY (2006) İşitme yetersizliği, İşitme duyarlılığının kısmen ya da tamamen kaybından dolayı konuşmayı edinememe, dili kullanma ve iletişimde yaşanan güçlükler nedeniyle özel eğitim ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan birey şeklinde tanımlanmıştır.

  13. Nasıl İşitiriz? Ses dalgaları dış kulak tarafından toplanır. İç kulaktaki salyangozdaki titreşim basınca dönüşür ve ilgili sinir liflerinin elektrik akımlarıyla beyne bir elektrik itici güç gönderilir Artık ses işitilmiştir.

  14. İşitme yetersizliğinin sınıflandırılması İşitme yetersizliği, işitme kaybının derecesine, İşitme kaybının oluştuğu yaşa ve kaybın oluştuğu yere göre sınıflandırılmaktadır.

  15. İşitme kaybının dereceleri

  16. İşitme yetersizliğinin nedenleri

  17. KONUŞMA ENGELLİLER • Konusma engeli, konusma esnasında hos olmayan, kisinin yasına uymayan ve anlasılmayan seslerin kullanılması ile olusur.

  18. Sınıflandırılması • Gecikmis Konusma: Çocugun konusması kendi yasından beklenenden çok geri veya konusma gelisimi yasıtlarından çok daha yavastır. Konusmaları dikkate alındıgında belirtileri hiç konusmamaktan, çok zor anlasılır birkaç kelime söylemeye kadar degisiklik gösterir.

  19. Ses Bozuklugu: Ses bozuklugu yapısal, sinirsel ya da ses telleri üzerinde olusan hasarlar sonucunda ortaya çıkar. Çocuk konusurken, sesi net ve gür olabilir fakat cümlesi bitene kadar sesi güçsüzlesebilir, kısılabilir.

  20. Artikülasyon Bozuklugu: Kisinin konusma seslerini çıkarmada, söyleyisinde sesleri atlaması, yer degistirmesi, eklemleme ve çarpıtmalar yapmasına verilen addır. Kisilerde artikülasyon bozuklugu, yapısal (agız, dil, dudak gibi konusma organlarının yol açtıgı nedenler), görevsel ve psikolojik nedenler ile olusabilir.

  21. Kekemelik: Konusmanın akıcılıgı ve ritmi ile ilgili bir konusma bozuklugudur. Kisi konusma esnasında, sözcükler arasında uygun olmayan duraklamalar, akıcılıkta bozukluklar, tekrarlar, vurgu ve tonlamada aksaklıklar yasar.

  22. DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU • Dikkat eksikliği • Hiperaktivite • Dürtüsellik

  23. Dikkat Eksikliği 1. Çogu zaman detaylara fazla önem vermez veya okulda, iste veya baska aktivitelerde dikkat hataları yapar. 2. Çogu zaman dikkatini çalısmasına veya oyuna tam olarak veremez. 3. Çogu zaman kendisiyle konusulurken dinlemiyor gibi görünür. 4. Çogu zaman aktiviteleri organize etmekte basarısızdır. 5. Çogu zaman yönergeleri takip edemez ve akademik çalısmaları, is yerindeki görevleri ya da ev isleri sırasında basladıgı isi tamamlamada sorunlar yasar.

  24. 6. Çogu zaman uzun süreli zihinsel aktiviteler gerektiren isleri sevmez, istemez ya da kaçınır (okul faaliyetleri ya da ev ödevleri gibi). 7. Çogu zaman çalısmalar ve aktiviteler için gerekli seyleri kaybeder (oyuncaklar, kalemler, kitaplar gibi). 8. Çogu zaman kolayca dikkati dagılır. 9. Çogu zaman günlük islerde unutkandır.

  25. Hiperaktivite 1. Çogu zaman rahat oturamaz, elleriyle ayaklarıyla oynar veya oturdugu yerde kıpırdanır. 2. Çogu zaman oturdugu yerden beklenenden önce kalkar. 3. Çogu zaman uygun olmayan yer ve zamanlarda saga sola kosusturur ve buldugu yere tırmanır (Ergenler ve yetiskinler ise kendilerini yorgun hissederler). 4. Çogu zaman oynarken veya bos zaman aktivitelerinde basarısızlıga ugrar. 5. Çogu zaman hareket halinde veya sürekli motorla çalısıyormus gibi davranır.

  26. Dürtüsellik 1. Çogu zaman soru bitmeden cevabını söyler. 2. Çogu zaman kendi sırasını bekleyemez. 3. Çogu zaman baskalarının sözlerini böler veya onlar da izinsiz hareket eder (Konusmaları veya oyunu böler.).

  27. ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ Ögrenme güçlügü, okuma, yazma, bilgileri isleme, konusma dili, yazı dili veya düsünme becerileri gibi akademik becerilerde güçlükler yasayan, buna karsın ortalama veya ortalamanın üzerinde zekâya sahip olan bireyler grubunu gösteren bir terim olarak kullanılmaktadır.

  28. OTİZM Otizm (Yaygın Gelisimsel Bozukluk) bir spektrum bozuklugu olarak oldukça farklı tablolarda gözlenebilecek bozukluklardan biridir. Otizm 1950’li yıllarda LeoKanner tarafından ilk kez tanılanmıstır. Kanner’e göre otizm gecikmis dil ve konusma özellikleri, dili iletisim aracı olarak kullanım yetersizligi, duraganlık ve iç dünyasında yasama ile sterotipik (özellikle tekrarlayıcı) hareketlerin varlıgı ile belirgin bir sorundur.

  29. GÖRME ENGELLİLER Bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra iyi gören gözdeki görme keskinligi normal bireylerin onda biri kadar olan bireylere görme engelli denir.

  30. FİZİKSEL ENGELLİLER Fiziksel engellilik öncelikle ortopedik engel kapsamında ele alınır. Çesitli hastalıklar, kazalar, travmalar ya da dogum öncesi gelisim anormallikleri, gelisim sürecinde olusan ve bireylerin fiziksel hareketlerini tek baslarına gerçeklestirmelerine engel olan her türlü sınırlılık bu kapsamda degerlendirilebilir.

  31. SÜREĞEN HASTALIĞI OLAN ÇOCUKLAR Kanser, genetik problemler, AIDS, böbrek yetmezligi vb. hastalıklar nedeni ile yasamlarının önemli bir kısmını hastalıkları ile ya da hastane ortamında geçiren bireyleri içerir. Bu çocuklara özel egitim, uyum, sanat ve psikososyal (basaçıkma, yılmazlık) destek programları hastanede verilmektedir.

  32. ÜSTÜN ZEKALI VE YETENEKLİ ÇOCUKLAR Sınıflandırıcı bir anlatımla normal dagılım egrisinin iki sapma üstünde bulunan bireyler üstün zekâlı olarak degerlendirilebilirler. Bu kapsamda net olarak kime üstün yetenekli denecegi ile ilgili farklı görüsler bulunmaktadır.

  33. Üstün Yetenekli Çocukların Özellikleri

  34. Üstün Yetenekli Çocukların Özellikleri

More Related