1 / 22

UNIT FOURTEEN

UNIT FOURTEEN. TOO – ENOUGH “ Aşırı , çok fazla – yeterli , yeterince , yeteri kadar ”. Difficult Too difficult Too difficult to answer Too difficult to imagine Too difficult to think. Zor aşırı zor (yapılamayacak kadar zor) Cevaplamak için aşırı zor “Cevaplanamayacak kadar zor”

simone
Download Presentation

UNIT FOURTEEN

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. UNIT FOURTEEN TOO – ENOUGH “Aşırı, çok fazla – yeterli, yeterince, yeteri kadar”

  2. Difficult Toodifficult Toodifficultto answer Toodifficultto imagine Toodifficultto think Zor aşırızor(yapılamayacak kadar zor) Cevaplamak içinaşırızor “Cevaplanamayacak kadar zor” hayaletmek içinaşırızor “hayal edilemeyecek kadar zor” düşünülemeyecekkadarzor TOO “aşırı, çok fazla”

  3. Old: Tooold: Tooold to run: Yaşlı aşırıyaşlı Koşmak içinaşırıyaşlı“koşamayacak kadar yaşlı” My grandfather is TOOOLDto run.Büyük babam koşamayacakkadaryaşlıdır.

  4. Young Tooyoung Tooyoungto walk: Genç aşırıgenç Yürümek içinaşırıgenç“yürüyemeyecek kadar genç (küçük)” The baby is TOOYOUNGto walk.Bebek yürüyemeyecekkadarküçüktür.

  5. Fast Toofast Toofastto stop Hızlı aşırıhızlı Durmak içinaşırıhızlı“duramayacak kadar hızlı” The driver of the car is toofastto stop.Arabanın sürücüsüDURAMAYACAKKADARHIZLIdır.

  6. Hot Toohot Toohotto drink Sıcak aşırısıcak İçmek içinaşırısıcak“içİLMEYECEK kadar sıcak “ My tea is toohotto drink.Çayım içilemeyecekkadarsıcaktır.”

  7. Small Toosmall Toosmallto live on Küçük aşırıküçük üzerinde yaşamak içinaşırıküçük “üzerinde yaşanamayacak kadar küçük” The world will be TOOSMALLto liveon.Dünya üzerinde yaşanamayacakkadarküçük olacak.

  8. Hard Toohard Toohardto imagine sıkı, zor aşırızor Hayal etmek içinaşırızor“hayal edilemeyecek kadar zor” It is toohardto imagine life without technology.Hayat teknolojisiz hayaledilemeyecekkadarzor.

  9. The problem is toodifficultto solve. Problem çözülemeyecekkadarzor. “Problemçözmek içinaşırızordur.” • Tea is toohotto drink. Çay içilemeyecekkadarsıcak. “Çayiçmek içinaşırısıcaktır.”

  10. The bag is tooheavyto carry. Çanta taşınamayacakkadarağır. “Çantataşımak içinaşırıağırdır.” • The city center is toopollutedto livein. Şehir merkezi içinde yaşanmayacakkadarkirlidir. “Şehir merkeziiçindeyaşamak içinaşırıkirlidir.”

  11. The weather is toocoldto go out. Hava dışarıçıkılamayacakkadarsoğuk. “Hava dışarıyaçıkmak içinaşırısoğuktur.” • The car is tooexpensiveto buy. Araba satınalınamayacakkadarpahalıdır. “Arabasatın almak içinaşırıpahalıdır.”

  12. E n o u g h Yeterli, yeterince (yeteri kadar)

  13. Small SmallENOUGH: Smallenoughto travel küçük yeterince(yeteri kadar)küçük Seyahatetmek içinyeterinceküçük adjective + ENOUGH(sıfat + yeteri kadar) Robots will be SMALLENOUGHto travel through the bloodstream.Robotlar kan dolaşım sisteminde seyahatedebilecekkadarküçük olacaklar.

  14. Developed DevelopedENOUGH: Devolopedenoughto find cures Gelişmiş yeterince (yeteri kadar)gelişmiş Tedaviler bulacak kadar gelişmiş Technology will be developed enoughTO FIND cures for some diseases.Teknoloji bazı hastalıklara çözüm bulacakkadargelişmiş olacak.

  15. Intelligent IntelligentENOUGH IntelligentENOUGHto guide Zeki yeterince (yeteri kadar)zeki Rehberlikedebilecekkadarzeki Robots will be intelligentenoughto guide the students in education.Robotlar eğitimde öğrencilere rehberlikedebilecekkadarzeki olacaklar.

  16. Old Oldenough Oldenough to have yaşlı Yeterince (yeteri kadar)yaşlı Sahipolacakkadaryaşlı(yaşı müsait,uygun) Musa is not OLDENOUGHto have a driving licence. Musa ehliyet almak içinyeterinceyaşlı değildir. (Musa ehliyet alacakkadaryaşlı değildir.)

  17. Oldenough Tallenough Cleverenough Richenough Yeterinceyaşlı, Yeterinceuzun Yeterincezeki Yeterincezengin Adjective(sıfat) + ENOUGH “yeter miktar, kafi, yeterli”

  18. Enough money Enough bread Enough time Enough friendS Enough eggS yeterli (miktarda) para Yeterli (miktarda) ekmek Yeterli (miktarda) zaman Yeterli (sayıda) arkadaş(lar) Yeterli (sayıda) yumurta(lar) enough + NOUN

  19. Enough money - yeterli (miktarda) para • Enough bread -yeterli (miktarda) ekmek • Enoughmoneyto buy a car • Bir araba satınalmak içinyeterli (kâfi) miktardapara • Enoughbreadto eat • Yemek içinyeterince (kâfi) ekmek

  20. Enough eggS - Yeterli (sayıda) arkadaş(lar) • Enough friendS - Yeterli (sayıda) yumurta(lar) • EnougheggSto make an omelette Omlet yapmak içinyeterli sayıda (yeterince) yumurta • EnoughfriendSto have fun Eğlenmek çinyeterli sayıda (yeterince) arkadaş

  21. Furkan is TOOOLDto play basketball. Furkan basketball oynayamayacakkadaryaşlıdır. Kerim is not OLDENOUGHto drive a car. Kerim araba sürmek içinyeterinceyaşlı değildir. (yaşı daha küçük, yaşı müsait değil)

  22. Burak is TOOshortto play basketball. Burak basketbol OYNAYAMAYACAKKADARkısadır. Burak is not tallENOUGHto play basketball. Burak basketbol oynamak içinYETERİNCE UZUNBOYLU değildir.

More Related