1 / 96

ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN ÇOCUKLAR VE ÖZELLİKLERİ

ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN ÇOCUKLAR VE ÖZELLİKLERİ. Kimler özel eğitime ihtiyaç duyar?. ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

reyna
Download Presentation

ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN ÇOCUKLAR VE ÖZELLİKLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ÖZEL EĞİTİME İHTİYACI OLAN ÇOCUKLAR VE ÖZELLİKLERİ

  2. Kimler özel eğitime ihtiyaç duyar?

  3. ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ Özel öğrenme güçlüğü duygusal ve bilişsel zekası normal yada normal üstü olan herhangi bir nörolojik, fiziksel ve kültürel özrü olmayan bireylerde, okuma yazma, matematik kendini ifade etme, düşünme, zaman ve mekanda yönelme alanlarından biri yada birkaçında yetersizliğe yol açan  bir bozukluktur. Dinleme, konuşma, okuma, yazma akıl yürütme ve matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklerle kendini gösteren heterojen bir bozukluktur.Özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların genellikle okul başarıları düşüktür.

  4. Okuma yazmayı kolay öğrenemedikleri için aile ve öğretmen çocuğun zekasından kuşku duyar.Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur ve yaşam boyu sürer. Bireyin dil gelişimini, dinleme, düşünme, okuma, yazma ve matematik becerilerini yoğunlukla etkileyen bir sorun olduğu için, bireyin eğitimini, sosyal ilişkilerini, günlük aktivitelerini ve benlik saygısını etkiler.Özel öğrenme güçlüğü olan çocukları, farklı öğrenen çocuklar olarak görmek ve güçlük çektikleri alanlara göre eğitim verildiğinde öğrenebileceklerini unutmamak gerekir.

  5. BELİRTİLERİ Bir çok alanda zeki görünmesine karşın okul başarısı düşüktür.Başarı durumu günden güne hatta saatten saate değişiklik gösterir.Bazı ders/alanlarda başarısı normal hatta normalin üstünde iken,bazı ders/alanlarda düşüktür.Okuması yaşıtları seviyesinin altındadır.Okumayı sevmez.

  6. Yaşıtlarından daha yavaş okur.Bazı harflerin seslerini öğrenemez[harfin şekli ile sesini birleştiremez]Sessiz yada sesli okurken kelimeleri parmağıyla izler.Sınıf düzeyinde bir parça okurken satır,kelime yada harf atlar yada tekrar okur.Okurken anlamı bozacak kelimeleri parçadakilerin yerine koyar.[ne zaman yerine,nerede gibi]

  7. Kelimeleri hecelerken yada harflerine ayırırken  zorlanır.Sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır[eğer başka birisi okursa daha iyi anlar.]Okurken bazı harf yada sayıları karıştırır,ters okur[b-d,b-p,6-9 vb.)Gördüğü şeyleri aklında tutmakta zorlanır.(görsel belleği zayıftır.)Nesnelerin boyutlarını,şekillerini,uzaklıklarını kavrayamaz(uzaklık,derinlik,boyut algısı zayıftır.)

  8. Eşyaları,resimleri,şekilleri eşleştirmekte güçlük çeker,belirli bir şeklin benzerini bulmakta zorlanır.Bazı harf,sayı ve kelimeleri yanlış duyar,karıştırır(m-n,f-v,b-m,kaş-koş,soba-sopa,bavul-davul gibi)Sözle verilen yönergeleri anlamakta güçlük çeker(ne söylediğini anlamaz)Söyleneni dinliyormuş gibi görünür(başkaları söyleneni yapmaya başladığı halde o yönergelerin tekrarlanmasını ister) Birkaç şey birden söylendiğinde en az birini unutur[işitsel belleği zayıftır)

  9. Aynı zamanda işittiği 2-3 sesten birini duymaz(müzik dinlerken telefon sesini,kendisine seslenildiğini duymaz)Yaşıtlarına oranla el yazısı okunaksız ve çirkindir.Yazı yazmayı sevmez.Sınıf düzeyine göre yazı yazması yavaştır.Yazarken bazı harf ve sayıları ters yazar,karıştırır(b-p,m-n,ı-i,2-5,d-t,g-ğ,g-y,gibi)Yazarken bazı harfleri atlar yada harf ekler.Sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları yapar(küçük harf-büyük harf,noktalama hataları).Yazarken sayfayı düzenli kullanamaz(gereksiz satır atlar,boşluk bırakır,sayfanın belirli bir kısmını kullanamaz.).Yaşıtlarına oranla çizgileri kötü,dalgalıdır.Yaşıtlarına oranla insan resmi çizimleri kötüdür.

  10. Aritmetikte zorlanır(dört işlemi yaparken yavaştır,parmak sayar,yanlış yapar.)Sınıf düzeyine göre çarpım tablosu öğrenmede yaşıtları seviyesinin altındadır.Bazı aritmetik sembolleri öğrenmekte zorlanır,karıştırır(+,*,-)Ev ödevlerini almaz,eksik kalır.Ev  ödevlerini yaparken yavaş ve verimsizdir.Ders çalışırken sık sık ara verir,çabuk sıkılır.Ders çalışmayı sevmez.Ödevlerini yalnız başına yapmaz.Odası,çantası ve eşyaları,giysileri dağınıktır.Defter,kitaplarını kötü kullanır,yırtar.Defter,kalem ve diğer araçlarını kaybeder.

  11. Zamanını ayarlamakta zorluk çeker(bir işi yaparken ne kadar zaman geçirdiğini tahmin edemez).Üzerine aldığı işleri düzenlemekte zorluk çeker,nereden başlayacağını bilemez.Sağ-sol karıştırır.Yönünü bulmakta zorlanır[doğu-batı,kuzey-güney,kavramlarını karıştırır).Burada,şurada,orada gibi işaret sözcüklerini karıştırır.Alt-üst,ön arka gibi kavramları karıştırır.Zaman kavramlarını karıştırır.(dün-bugün,önce-sonra gibi).Yıl,ay,gün,mevsim kavramlarını karıştırır(hangi mevsimdeyiz denilince ocak diye cevap verir).Saati öğrenmekte zorlanır.Gözü kapalı iken avucuna çizilen sayı,harfi anlayamaz.

  12. Gözü kapalı iken hangi parmağına dokunulduğunu anlayamaz.Dinlediği,okuduğu bir öyküyü anlatması istendiğinde öykünün başını sonunu karıştırır.Haftanın günlerini yada ayları sırayla sayabilir ama karışık sorulduğunda bir sonrakini bilemez.Okulda öğrendiklerini yada çalıştıklarını çabuk unutur.Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanır.

  13. Serbest konuşurken düzgün cümleler kuramaz. Kalabalıkta konuşurken heyecanlanır,takılır,şaşırır.Bazı harflerin seslerini doğru olarak telaffuz edemez,(r,ş,j gibi harfleri söyleyemez,yanlış söyler).Konuşması yabancılar tarafından zor anlaşılır.Top yakalama,ip atlama gibi işlerde yaşıtları seviyesinin altındadır.Sakardır,düşer,yaralanır,istemeden bir şeyler kırar.

  14. Çatal,kaşık kullanmakta zorlanır.Ayakkabı,kravat bağlamayı beceremez.El becerilerine dayalı işlerde zorluk çeker(düğme ilikleme,makas kullanma,boncuk dizme gibi).Düşünmeden aniden aklına eseni yapar.İstedikleri yapılmadığında aşırı tepki gösterir,öfkelenir.

  15. Eleştirildiğinde aşırı tepki gösterir,öfkelenir yada dikkate almaz(eleştiriye toleransı azdır).Daha çok yalnız olmayı tercih eder,fazla arkadaşı yoktur.Arkadaş ilişkileri iyi değildir.Yaşıtları yerine daha çok yetişkinlerle yada kendinden küçüklerle birlikte olmaktan keyif alır.Hayal kurar,dalgındır,sınıfta uyur.

  16. Yaşıtlarına oranla sınıf yada okul kurallarına uymakta zorluk çeker.Değişikliklere zor uyum sağlar.Duygu durumu çok sık değişir.(neşeli iken aniden öfkelenebilir).Kendisine güveni azdır.Gergin yada huzursuzdur(dudaklarını ısırır,sık tuvalete gider,saçıyla oynar).Kendisini fiziksel olarak beğenmez.Hızlı hareket eder,hızlı konuşur.

  17. Aşırı hareketlidir.(eli ayağı oynar,kıpırdanır,mırıldanır).Uzun süre yerinde duramaz.Yoğun görsel dikkat gerektiren işlerden kaçınır.Dikkatini ayrıntılara veremez,dikkatsizce hatalar yapar.Dikkati kolayca dağılır(başkasının sesinden,hareketinden dahi dikkati dağılır).İşlerini bitirmede yavaştır,oyalanır,nadiren başladığı işi bitirir.Başarılı olamadığı zaman çok çabuk vazgeçer.Okulla ilgili yada başka faaliyetlere katılmak istemezOkulda hevessizdir.Çok az çaba gösterir.

  18. NEDENLERİ • Özel öğrenme güçlüğünün nedenleri tam olarak bilinememekle birlikte araştırmalarla desteklenen bazı nedenler söylenebilir. • 1. Doğum Öncesi Nedenler  Annenin yetersiz beslenmesi  Annenin alkol yada ilaç kullanması  Annenin geçirdiği kızamıkçık, suçiçeği gibi hastalıklar ve enfeksiyonlar  Kan uyuşmazlığı2. Doğum Sırasındaki Nedenler  uzun ve zor doğum  Plesenta ve göbek kordonu anomalileri  Doğum aletlerinin yol açtığı yaralamalar  Doğum sırasında kullanılan ilaçlar  Doğum sırasında bebeğin oksijensiz kalması

  19. 3. Doğum Sonrası Nedenler  Doğumdan sonra nefes alana kadar geçen sürenin uzunluğu   Küçük yaşta geçirilen ateşli hastalıklar  Beyin hasarı oluşturan kazalar, çarpmalar ve tümör4. Genetik Yatkınlık  Ailede öğrenme bozukluğu olan başka kişilerin olması  Kardeşlerde, özellikle de ikizlerde özel öğrenme güçlüğü olma olasılığı yüksektir.tek yumurta ikizlerinde bu olasılık daha da yüksektir.5. Beyindeki Yapısal İşlev Farklılıkları  Beynin her iki yanında bulunan işitsel algılama bölgesinin diğer kişilerin tersine her iki yanda da eşit yada sağda daha büyük olması.  Okuma sırasında dil ve görsel algılamayla ilgili alanlarda daha az aktivasyon ve daha az kanlanma olması

  20. ÖĞRETMENE ÖNERİLER • Özel öğrenme güçlüğünün tedavisi eğitimdir. Çocuk normal eğitime devam ederken bireysel yada grup halinde özel eğitime alınır. Ancak normal eğitiminde de öğretmenin bu çocukların özelliklerine dikkat ederek onlara uygun eğitimi ve desteği vermesi gerekmektedir. Çocuğa karşı anlayışlı ve sabırlı davranın.Bu durumun beynindeki yapısal ve işlevsel bir sorundan kaynaklandığını,çocuğun zeka düzeyinin düşük olmadığını unutmayın.

  21.  Öğrencinin kuvvetli ve zayıf yönleri ile yapabildikleri ve yapamadıklarını tanıyın.Öğrenciye özgü bir programla öğretimi gerçekleştirin. Öğrencinin normal eğitimin yanı sıra bireysel ve/veya grup eğitimi alması gerekmektedir.Öğrencinin özel eğitimden yararlanmasını sağlayın.Çalışmalarınızı verilen özel eğitime paralel yürütün,bu eğitimi veren uzmanlarla işbirliğine girin. Özel öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar normal sınıflarında kaynaştırma uygulamasıyla Bireysel Eğitim Programı (BEP)düzenlenerek eğitim-öğretim görmelidirler.

  22. Öğrencilerin sınıf içinde kendilerini iyi hissetmelerini sağlayacak güvenli bir ortam yaratılmalı,diğer öğrencilerin de bu çocuğa karşı anlayışlı olmaları ve farklılığına saygı göstermeleri öğretilmelidir. Öğrencinin yapabildikleri ile yapma çabaları ve girişimleri desteklenmeli, takdir ve teşvik edilmelidir.

  23. Öğrencinin ailesi ile sürekli iletişim ve işbirliği içinde olarak okulda yapılan çalışmaların evde aile tarafından da desteklenmesini sağlayın.  Öğrencilerinizin gelişim dönemi özelliklerini iyi bilin. Sınıf içinde öğrencinin kendine güvenini kazanmasını sağlayıcı çalışmalar yapın, ödüllendirin. Okul içinde bir sosyal faaliyete yönlendirerek başarı duygusunu tattırın.

  24. Yaramaz, tembel, dikkatsiz, aptal gibi olumsuz etiketlemelerden kaçının. Ön sıralarda oturtun ve derse katılımını sağlayın. Sınıfta öğrenme etkinliklerine katılmalarını sağlayıcı sorumluluklar verin. Başaramayacağı ödevler ve sorumluluklar vermekten kaçının.  Yönergelerinizin basit, kısa ve net olmasına özen gösterin. öğrenci bir yönergeyi yerine getirdikten sonra bir diğerini verin.

  25. Öğrenmenin kalıcı olmasını sağlamak amacıyla birden çok duyuya hitap edecek şekilde eğitim verilmesine özen gösterin. Öğrenciyi diğer öğrenciler ile kıyaslamaktan kaçının.  Okuma ve yazmada güçlük yaşadıklarından, tahtaya yazdığınız yazıların büyük ve düzgün olmasına dikkat edin. Tahtadakileri deftere geçirmesi için öğrenciye ek süre verin.

  26. Öğrencinin hangi öğrenme kanalında  zorluğu olduğunu, hangi öğrenme kanallarını daha iyi işlediğini bilin. Bu herhangi bir konuyu kavratırken hangi öğrenme metodlarını kullanacağınızı belirleyecektir. Bu çocuklara önemli sınavların sözlü olarak yapılması, yazılı yapılacaksa çoktan seçmeli test yapılması daha uygun olacaktır. Öğrenciye bilgi verilirken kısa aralıklarla bilgileri özetleyin.

  27.  Öğrencinin öğrendiği bilginin detaylarına odaklanmasını sağlayın. Ona ayrıntıları sorgulatacak ve öğrendiklerinin kalıcı olmasını sağlayacak sorular sorun. Okuma çalışmaları yapılırken okumaya başlamadan önce, okuma parçasını gözden geçirmesine izin verin, kısa ve kolay okuma parçalarından başlayın.

  28. Çocuğa noktalama işaretlerine dikkat ederek okuma çalışmaları yaptırılabilir. Okurken konunun önemli yerlerinin altını renkli kalemlerle çizerek okuması yararlı olabilir. Harfleri ters yazıyorsa harflerin yazılı olduğu bir kart hazırlayın, kartlara bakarak doğru yazmasını ve sonradan hatalarını düzeltmesini sağlayın.

  29. Geniş kapsamlı ödevleri yada görevleri küçük parçalara ayırarak yapmasını sağlayın. Yazma çalışmalarında cümleleri gruplara ayırarak, önce belli bir grubu yazarak sonradan hatalarını kontrol etmesini sağlayın. Okurken parmağıyla takip etmesine izin verin.

  30. Çocuğa verdiğiniz ödevleri alıp almadığını ve sonra da yapıp yapmadığını kontrol edin. Çok zor ödevler vermekten kaçının. Zorlandığı konularla ilgili çocukla çalışın. Matematik işlemlerinde parmaklarını kullanmasına izin verin.Sınıf içinden bir arkadaşının ona çalışmasında yardımcı olmasını sağlayın. Ancak bu öğrenci sınıfın çalışkan bir öğrencisi olmaktan çok çocuğun güvendiği ve sevdiği biri olmalıdır. El yazısı için öğrenciyi cezalandırmayın, kullandığı herhangi bir yöntemi kabul edin. Grup oyunlarına katılımını yüreklendirin. Zorlandığı durumlarda hatırlatıcı ip uçları verin.

  31. OTİZM • Otizm;bireyin dış dünyadaki uyarıcıları algılamasını, aldığı uyarıcıları düzenleyip anlamlandırmasını etkileyen, yaşam boyu süren gelişimsel bir bozukluktur. Yunanca`da `autos` kelimesinden gelip `kendi` anlamına gelmektedir. Günümüzde dünya ile ilişkiyi kesmek anlamında kullanılmaktadır.

  32. ÖZELLİKLERİOtistik bireyleri tanımlayan pek çok davranış özellikleri vardır. Ancak genellikle hiçbir otistikte bu özelliklerin tümü bir arada bulunmaz ve çoğu zaman hepsi aynı anda görülmez. •  Her 10.000 kişi içinde 4-5 kişi tipik otistiktir. • Tüm otistiklerin 1/1000`i üstün zekalıdır. Otizmin görülme sıklığı erkek çocuklarda kız çocuklarına oranla 2-4 kat daha fazladır.

  33. Otistikler diğer çocuklarla birlikte oyun oynamada, paylaşmada zorluk çekebilirler. Görme ve işitme konusunda sorun yaşıyorlarmış gibi davranabilirler. Farklı şeyleri öğrenmeye karşı direnç gösterebilirler. Gerçek korku ve tehlikeler karşısında duyarsız davranabilirler.

  34. Beden dilini, jest ve mimikleri kullanamazlar aynı zamanda kullanılan vücut dilini anlayamazlar. Ses tonunu, hızını ve vurgusunu ayarlamakta sorun yaşayabilirler. Yaşamlarındaki rutinlerin değişmesine veya değiştirilmesine aşırı tepki gösterebilirler. Zamansız ve anlamsız gülmeleri ve ağlamaları olabilir. Dokunmaya karşı aşırı hassas olabilirler, kucaklandıklarında bile sarılmayabilirler. Göz kontağı kurup, devam ettiremezler. Boşluğa bakıyorlarmış gibi görünebilirler. Objelere karşı aşırı bağımlılık geliştirebilirler. Nesneleri çevirmekten ve döndürmekten zevk alabilirler. Bütünden çok parçalara, ayrıntılara takılırlar. Örneğin; bir arabanın bütünüyle değil sadece tekerleğiyle ilgilenebilirler. Dikkatlerini en iyi görme ile kullanırlar.

  35. Parçaları birleştirmeleri, genelleme yapmaları, bilgiyi transfer etmeleri çok zordur. Somut düşünürler. Sahip olma duygusuna yeterince sahip olamadıklarından cömerttirler. Beklenmeyecek kadar becerileri ve yetersizlikleri olabilir. Belli bir ortamda öğrendiklerini başka bir ortam gerçekleştiremeyebilirler. Elleri çırpma, kafasını sağa sola sallama gibi Stero tip ( tekrarlı)hareketler görülebilir. Otizmli kişilerin yaptıkları tekrarlı hareketlerin, onların diğer insanların varlığını fark etmedikleri anlamına geldiği sanılmaktadır. Aynı zamanda stero tip hareketler sıklıkla zeka düzeyi düşük otistiklerde görülebilir.

  36.  İlgi duyup, takıldıkları bir şeyi sürekli tekrar etmek isterler. Hep aynı yemeği yemek isterler veya hep aynı oyuncakla oynamak isterler.resimlerinde bile hep aynı figürleri kullandıkları görülmektedir. Otistik çocukların ilgileri sınırlıdır. Var olan ilgi ve zevklerini de başkalarıyla paylaşmazlar. Örneğin; sevdiği bir oyuncağı anne yada babasına göstermezler. Otistik kişiler etrafındaki kişilerin dillerini, davranışlarını değerlendiremedikleri ve olaylara nasıl tepki vereceklerini bilemedikleri zaman paniğe kapılıp, hırçın davranışlar gösterebilirler.

  37. Bazı otistik çocuklarda bazen geçici bir süreliğine bazen ise sürekli olabilecek şekilde parmak ucunda yürüme davranışı görülür. Bazı otistiklerde diş gıcırdatma (Bruksizm) görülebilir. Kendilerinden 3. kişi olarak söz ederler, başkalarından bahsediyorlarmış gibi isimlerini söyleyerek veya `sen` diye bahsederler.örneğin;Ali uyuyacak der. Otistik çocukların yaklaşık yarısında, konuşma anlamlı bir iletişim aracı olarak gelişmez, bu yüzden anlamaları konuşmalarına göre daha iyidir.

  38. Bazı otistik çocuklarda ise konuşma hiç olmayabilir. Buna Mutizm denir. Bazen öğrendikleri bir sözcüğü bir daha hiç söylemeyebilirler veya hiç konuşmazken bir gün aniden çok karmaşık bir cümle söyleyebilirler. Bazı otistikler ağrıya, acıya, ısıya, soğuğa karşı daha dayanıklıdırlar. Bunun nedeni; otistiklerde  `oproit sistem`  denilen vücudun kendi morfin sisteminde görülen bir bozukluktan kaynaklandığı düşünülmektedir. Otistiklerde okuduğunu anlamadan okuma yetisi (Hiperleksi) görülebilir

  39. Ekolali, söylenilenlerin tekrar edilmesi, görülebilir. Ayrıca bazı otistiklerde gecikmiş ekolali de görülmektedir. Böyle durumlarda otistik kişi aylar önce duyduğu bir cümleyi aynen tekrar edebilir. Bir yetişkinin eli yardımıyla ihtiyaçlarını anlatır. Parmakla değil el ile gösterirler. Otistiklerin çoğunda, beslenme, uyku gibi temel gereksinimler için gerekli olan davranışların yapılmasında sorun yaşanılır.

  40. NEDENLERİ • Bu bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Doğum öncesi, doğum sırasında ve sonrasında oluşan tıbbi sorunlar önemli olabilmektedir. Başlıca nedeni genetik olmakla birlikte kimi araştırmacılara göre son dönemlerde otizmin görülme sıklığındaki artış, radyasyon, virüsler, çevre kirlenmesi, gıda alışkanlıkları ve hızlı teknolojik gelişim gibi çevresel faktörlere de bağlı olabileceğini düşünülmektedir.

  41. Beyindeki bazı bölgelerin gelişimini tamamlayamaması, beyincikteki bir takım hücrelerin gelişmemesi veya görevlerini yerine getirmemesi gibi nedenler otizme sebep olabileceği düşünülmektedir.  Beyindeki serotonin, dopamin ve endorfinler gibi bazı kimyasal maddelerin miktarlarındaki değişimlerde sebep olabilir. Otistik özellikleri olan çocuklarda, sinir hücreleri arasında kurulan bağlantılar, diğer çocuklara göre nicelik olarak  daha az ve niteliksel olarak da  ince, kırılgan ve sağlıksız özelliktedirler.

  42. Bazı uzmanlar, otizmde hastalık yapan genin anne tarafından taşındığını, kız çocukların da bu geni taşıdığını ancak hastalığa yakalananların erkek çocuklar olduğunu düşünmektedirler. •  Genlerdeki yapısal bozukluk kuşaklar öncesinden geliyor olabildiği gibi gebelik sırasında kullanılan ilaçların, virüs ve radyasyon gibi etkenlerinde genlerin işleyişlerini bozdukları düşünülmektedir.

  43.  Kardeşi otistik olan bir çocuğun otistik olma olasılığı ortalama %5`tir. Tek yumurta ikizlerinden biri otistikse diğerinin otistik olma olasılığı ortalama %35-70 arasındadır.çift yumurta ikizlerinde ise bu oran düşmekte ve  %0-23 arasında görülmektedir.Otizmin tek yumurta ikizlerinden , çift yumurta ikizlerine kıyasla daha sık görülmesi otizmin genetik bir hastalık olduğu tezini desteklemektedir. Ancak, otizm yalnız genetik faktörlerden kaynaklanan bir hastalık olsaydı, tek yumurta ikizlerinden biri otistikse diğerinin de daima otistik olması gerekirdi.Sonuç olarak sadece genetik değil bilinmeyen bazı faktörlerinde otizme neden olduğu araştırılmaktadır.

  44. ÖNERİLER • Otizm dendiğinde iletişimin olmamasından değil farklı bir iletişim tarzının olmasından bahsedilmelidir.  Erken teşhisin otistik çocukların eğitiminde   çok önemli bir yeri olduğundan aileler tanı ve tedavi için olabildiğince en erken zamanda bir uzmana başvurmalıdırlar. 2,5 yaş dönemi, otistik özelliklerin en belirginleştiği tanı için oldukça önemli bir dönem olduğu unutulmamalıdır. • Otistik bireyin en çok ihtiyaç duyduğu aile desteği olduğundan, aile otizm hakkında bilgilenmeli, neler yapacağı konusunda uzmanlardan yardım almalıdır.

  45.  Otistik çocuğun eğitimindeki amaç;onlara iletişim becerilerini ve öz bakım becerilerini kazandırmaktır. Verilen eğitimde bunlar göz önünde bulundurulmalı ve aile ona göre davranmalıdır. •  Otizmli çocukların eğitimi evde de devam etmelidir. Eğitimin başarılı olması için ailenin eğitim sürecine katılımı çok etkin, sürekli ve bilinçli olmalıdır.Aynı zamanda yakın çevre de bu konu hakkında bilgilendirilmeli, nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi verilmelidir.

  46. Anne ile çocuk arasında kurulan duygusal bağın kuvvetliliği, çocuğa verilen eğitimden sonuç alınmasını kolaylaştıracaktır. •  Aileler çocuğun içine kapanmasına izin vermemeleri ve uyaranları çocuğa düzenli ve ısrarlı bir şekilde sunmaya özen göstermelidirler. •  Eşyaları tanıtmak, onunla konuşmak ve güçlü bir duygusal bağ kurmak önemlidir.

  47.   Otistik bireye karşı güven vermek,  her zaman dürüst ve tutarlı olmak gerekir. •  Yavaş yavaş tane tane konuşulması söylenilenleri anlaması adına daha uygundur. •  Konuşurken olumlu cümleler kurulmalı, çift anlamlı, soyut kelimelerden kaçınılmalıdır. •  Fikirler tam olarak ifade edilmeli ne yapmaması gerektiğinden ziyade ne yapması gerektiği söylenmelidir.

  48. Otistik çocukların dikkatleri kolay bir şekilde dağıldığından, dikkati dağıtan unsurları belirleyip, gerekli çevre koşullarının düzenlenmesi sağlanmalıdır.Dikkat kontrolünün  geliştirilmesi konuşma dilinin kazanılmasında çok önemli rol oynadığı da unutulmamalıdır. •  Yaptıkları iyi şeyleri fark edip ödüllendirmek gerekir. •  `hayır` `yapma` yada `yanlış` gibi sözcüklerden kaçınılmalıdır. Çünkü; bunlar açıklayıcı ve bilgi verici kelimeler değildirler. • Kendilerine zarar verebilecekleri düşünülerek etrafta sivri uçlu, keskin ve sert nesnelerin bulunmamasına dikkat edilmelidir.

  49. Yaşı büyüyen otistik kişilerde depresyon riski  yetersizliklerinin farkına vardıklarından dolayı yüksektir. Bu dönemlerde kişiyi iyi hissettirecek davranışlar sergilemesine olanak sağlanmalıdır.Spor veya resim gibi  farklı faaliyetler yapması için teşvik edilmelidir. •  Otistik bir çocuk için en uygun ortam sakin, telaşsız , kalabalıktan uzak, doğayla içi içe bir aile hayatıdır. •  Ailenin içinde bulundukları zor dönemden daha kolay çıkmaları için aile terapisi almaları ruh sağlıkları açısından uygun görülmektedir.

  50. Otizmin pek çok belirtisinin zamanla hafifleyebilmesi, otistik çocukların, hele bir de uygun eğitim alabilirlerse, toplumsal uyum yetilerinin artmasıyla otistik çocuk, giderek ailenin daha uyumlu bir parçası haline gelir ve zaman zaman ortaya çıkan depresyon, saldırgan ve huzursuz davranışlar dışında yaşamın genel akışında ciddi bir sorun oluşturmaz. •  Her şeyden önce otistik bir çocuğun da  bir birey olduğunu ve kendine özgü bir kişilik yapısına sahip olduğunu unutmamalıyız.

More Related