1 / 22

Asıl adı Ahmet olan Nedim ’ in 1681 yılında doğmuş

Asıl adı Ahmet olan Nedim ’ in 1681 yılında doğmuş olduğu tahmin edilmektedir. Nedim, şiirde açtığı çığırla (ki bu çığır edebiyatımızda ‘ Nedimane tarz ’ diye geçer) çağdaşlarına, bilhassa kendinden sonra gelen birçok şaire tesir etmiş Divan şairimizdir.

ginny
Download Presentation

Asıl adı Ahmet olan Nedim ’ in 1681 yılında doğmuş

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Asıl adı Ahmet olan Nedim’in 1681 yılında doğmuş olduğu tahmin edilmektedir. Nedim, şiirde açtığı çığırla (ki bu çığır edebiyatımızda ‘Nedimane tarz’ diye geçer) çağdaşlarına, bilhassa kendinden sonra gelen birçok şaire tesir etmiş Divan şairimizdir.

  2. Fatih Sultan Mehmet devrinde yaşayan soylu bir aileden geldiği bilinir. Babası Mehmed Efendi’dir. Nedim,iyi bir tahsil görmüş ,devrin klasik ilimlerini ,Arapça ve Farsça’yı öğrenmiş,çeşitli medreselerde müderrislik yapmıştır. Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa, şiirlerini çok sevdiği Nedim'i muhasipliğe seçmiş,daha sonra ise kütüphanesinde hafızı kütüb görevine getirmiştir.İbrahim Paşa’nın kurduğu ilim heyetinde devrin âlim ve şairlerinin arasında Nedim de vardır.Arapça ve Farsça eserler bu heyet tarafından tercüme edilir.

  3. Bütün zevk ve eğlence meclislerinde sadrazamın ve bazı devlet büyüklerinin nedimi olmuş,Ramazan aylarında, sadrazam İbrahim Paşa huzurunda verilen tefsir derslerine katılmıştır. Sadrazam İbrahim Paşa aracılığı ile Sultan Üçüncü Ahmed'in bulunduğu toplantılara katılan Nedim, III. Ahmet’in şehzadelerinin doğumuna yaptırdığı çeşmelere tarih düşürdüğü gibi padişahın çiçek hastalığına yakalanıp iyileşmesi üzerine bir terkib-i bend yazarak gönlünü almıştır. Sadrazam İbrahim Paşa

  4. 1722’de İbrahim Paşa,Haliç’te Kağıthane deresinin etrafında padişah için Sadabad Kasrını yaptırır.Etrafı fıskiyeli havuzlar,sütunlar,kanallarla süslenir.Bu dönemde Hayrabad, Kasr-ı Cinan,Feyzabad gibi köşkler de yaptırılır. Padişah,sadrazam ve devlet ricali bu köşklerde eğlenceler tertip ettikleri gibi ,burası nevruzlarda,bayramlarda halkın da çok rağbet ettiği bir mesire yeri olur.

  5. İbrahim Paşa ,on üç seneye yakın sadrazamlığı süresince devletin başına yeni bir savaş gailesinin çıkmamasına gayret etmiş,yabancı sefirlerle iyi ilişkiler kurmuş,İstanbul’u güzelleştirmek için yeni saraylar,yalılar,bahçelerle bunların yanı sıra medreseler,kütüphaneler yaptırmış;İstanbul’da sık sık çıkan yangınları önlemek için tulumbacı bölüğünü kurdurtmuştur.Onun en büyük hizmeti matbaayı kurmuş olmasıdır.Yine İstanbul’da yaptırdığı kağıt,çini ve kumaş fabrikaları da olumlu icraatlarındandır.

  6. Ancak Osmanlı Devletinin gittikçe bozulan ekonomik durumu yeni vergilerin konmasına yol açmış,pahalılık artmış ve sulh zamanında esnaflık yapan yeniçeriler sadrazamla karşı karşıya gelmişlerdir. Matbaanın kurulmasıyla kitap kopya eden,kağıt ve tezhip işleriyle uğraşan kişiler de İbrahim Paşa’dan memnun değillerdir.İbrahim Paşa’ya kin besleyen bazı ulemanın da kışkırtmasıyla yeniçeri ocağından Patrona Halil ve arkadaşlarının başlattığı isyan kısa zamanda genişlemiş,İbrahim Paşa öldürülürken III. Ahmet de tahttan indirilmiştir.

  7. İsyan sırasında Nedim’in akıbetinin ne olduğu hakkında değişik bilgiler vardır.Kimilerine göre Nedim,isyancıların kendisini de yakalayıp öldüreceği korkusuyla hastalanıp ölmüş,kimilerine göre ise isyancılardan kaçarken evin damından düşmüştür.

  8. Ali Canip Yöntem tarafından bulunan tereke kaydına göre Nedim’in evi ,Beşiktaş’ta Tekerlek Mustafa Çelebi Mahallesi’ndedir. Nedim aynı mahalleden İbrahim Çelebi’nin kızı ÜmmüGülsüm’le evlenmiş,bu evlilikten bir kızı olmuştur. Ramiz Tezkiresi’nde : Rahmetmedi kimesne anın ah u zârına Âhir götürdü anı da Miskin mezarına “Onun ahına ve inlemesine kimse acımayıp sonunda bu ah ve inleme onu miskin mezarına götürdü” beytinde belirttiği üzere Nedim,Karacaahmet’in Miskinler mezarlığında yatmaktadır.

  9. Nedim Divan edebiyatımızda özel bir edebi kişiliğe sahip büyük şairlerimizdendir. Şair yaratılışı ve hayat anlayışı ile ne dine ne tasavvufa ne de hikmete yönelmiştir. “Gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan” mısraında hayat felsefesini çok iyi açıklar. Lale Devri diye adlandırılan ve on üç yıl süren dönemde kendi yaradılışına en uygun ortamı bulmuştur.

  10. Lale Devri İstanbul’unun yapıları,eğlenceleri,mesire yerleri ,adetleri,kıyafetleri,devrin neşesi Nedim’in şiirlerinde bütün canlılığıyla yaşamaktadır.O ,diğer divan şairleri gibi soyut tasvirler yapmamış ,hayatı,çevresini yaşadığı ve gördüğü gibi vermiştir. Çekinmeden dile getirdiği duygularını İstanbul ağzının en zarif ifade biçimiyle ebedileştirmesini bilmiştir.

  11. Hayatın zevkini çıkarmak isteyen şairin ilham kaynağı günlük zevkler,saz ve söz âlemleri olmuştur.Bu sebeple Nedim,devrini anlatan bir şair değil,devrini yaşatan bir şairdir.Nedim,III. Ahmet’e sunduğu ve nesibinde saraydaki bayramlaşma merasimini tasvir ettiği kasidesinin methiye kısmında padişahı överken İstanbul’un bayram yerlerini ,Atmeydaı ,Eyüp,Tophane ve Üsküdar’da kurulan bayram yerlerini anlatır: Binip sadizz ü naz ile semend-i şûh-reftara Güzeller Atmeydanı’nda alır şimdi meydan Hususa Hazret-i Eyyûb ile meydan-ı Tophane Birer takrib ile elbette cezb eyler civânânı Firâz-ı Üsküdar’ın bu’dü vardır gerçi amma kim Yine inkâr olunmaz hak bu kim anın da seyrânı

  12. Nedim,realiteye bağlılığı ve duygularının eşya ile doğrudan doğruya temasa gelmesi sebebiyle devrinin modasını,kıyafetlerini de şiirlerinde yer yer aksettirmiştir: Çâk etmesin mi câme-i sebzin görünce gül Bak ol yeşil mukaddeme ol kırmızı fese (Gül onun yeşil elbisesini görünce kıskançlıktan çatlayıp kendisini parçalamasın mı ?O yeşil poşuya,kırmızı fese bak .) Sinemi deldi bugün bir âfetçârpâreli Gül yanaklı gülgüli kerrakeli mor hâreli (Bugün dört parçalı ’ elbise’,gül yanaklı,mor hareli,pembe elbiseli bir âfet sinemi deldi.)

  13. Bir İstanbul âşığı olan Nedim, yaşadığı dönemin ruhuna uygun olan Şarkı türünde çok başarılı örnekler vermiştir. Bir safa bahşedelim gel şu dil-i na-şada Gidelim serv-i revanım yürü Sa'd-abada İşte üç çifte kayık iskelede amade Gidelim serv-i revanım yürü Sa'd-abada Gülelim oynayalım kam alalım dünyadan Ma-i Tesnimiçelüm çeşme-i nev-peydadan Görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan Gidelim serv-i revanım yürü Sa'd-abada

  14. Şiirlerindeki özellikle gazelleri ve şarkılarındaki söyleyiş güzelliği ile Nedim,Türk dilinin en büyük ustalarından biridir.Şiirlerinde çok kullandığı konuşma dilinin canlılığı ve kıvraklığı ,İstanbul Türkçesinin en ince ifadesidir. Divan şiirinde anlam inceliğinin sağlanması en önemli unsurlardan biridir. Şair bunu yapmaya çalışırken edebî sanatların anlamla ilgili olanlarından istifade eder. Nedim’in şiirleri bir süzgeçten geçirilmiş bir incelik (zarafet ) taşır. Nedim, “Haddeden geçmiş nezâketyâl ü bâlolmış sana / Mey süzülmişşîşedenruhsâr-ı âlolmış sana “ matlalı gazelinde, somutlaştırma ile de birlikte hayal inceliğinin en güzel örneklerini vermiştir.

  15. Nedim, hem muhteva hem de şekil açısından Divan şiirine yenilikler getirmiş bir şairimizdir. Şuh bir üslûbu olan şair, çevresini, çevresindeki kişileri şiirlerine malzeme yaparak Mahallileşme Akımının da önemli temsilcilerinden biri olmuştur. Hint üslubunun da önemli özelliklerinden biri olan soyut-somut ilişkisini şiirinde özellikle kullanmış, bu tavırlarıyla geleneksel söyleyişin dışına (veya üstüne) çıkmıştır. Pek çok soyut kavramı somutlaştırarak ince ve şaşırtıcı hayaller kuran Nedim, şiirindeki bu çekiciliği farklı ve bireysel imgelerle(imaj) ortaya koymasını bilmiştir.

  16. O, klişe mazmun ve kurguların dışına rahatlıkla çıkabilmesini bilmiş, bu özellikleri ile de Divan şiirinde farklı bir yer edinmiştir. Geleneksel söyleyişin tekdüzeliği ve dar kalıplarını kırarak, şiire hem muhteva hem de şekil bakımlarından yenilikler getirmiştir. O, tabiatı ve sevgilideki güzellik unsurlarını her zaman için idealize etmemiştir. Divan şiirinin daha çok durağan ve soyut yapısı onda değişken, akıcı bir hal almıştır.

  17. Bûy-ı gül taktîr olunmuş nâzın işlenmiş ucu Biri olmuş hoy birisi dest-mâl olmuş sana Geleneksel söyleyişte “gül”, kokusu, rengi, letafeti vs. yönleriyle sevgili veya güzelin simgesidir. “Naz” ise sevgilinin en önemli özelliklerindendir. Bu paralel yapıda Nedim, yine geleneğin dışına çıkarak “koku” gibi algılanan ancak görülemeyeni, sıvılara mahsus bir işlemden geçirmiştir. Sevgilinin terinin güzel kokması, gül gibi kokması geleneksel olmakla birlikte, şair bunun üzerine hiç görülmeyen bir yapı bina ediyor. Burada mantıkî olarak “gulüv” derecesinde zihni ve hayali zorlama hâli görülmesine karşılık, biçimsel bir uyumun varlığı da söz konusudur. Soyut bir kavram olan “nâz”, ne kadar sevgilinin özelliklerinden birisi ise, “ucu işlenmiş mendil” de o derecede sevgiliyi hatırlatan bir özelliğidir.

  18. Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kafir Aman dünyayı yaktın ateş-i suzan mısın kafir Kız oğlan nazı nazın şehlevend avazı avazın Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın kafir Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlarAceb bir şuha sende aşık-ı nalan mısın kafir Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kafir Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kafir Nedim-i zarı bir kafir esir etmiş işitmiştim Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kafir

  19. Nedim, yenileşmeyi ve değişmeyi sadece muhtevada görmeyerek, aynı zamanda şekilde de farklı kullanımlara gitmiştir. Ancak Nedim’i farklı kılan yukarıdaki özelliklerinden çok, onun geleneksel imgeleri değiştirmesi, daha ileri götürmesi ve özgün kılmasıdır. Bu düşünce ve uygulamalarında da soyut ve somut unsurlardan oldukça yararlanmıştır. Bunu yaparken bilinenin, tanınanın dışına çıkarak “alışılmamış bağdaştırmalar” kurmuştur. Zaten ondaki hayal inceliği ve derinliğini sağlayan en önemli yönlerden birisi de bu olmuştur.

  20. ESERLERİ 1- Türkçe Divanı 2-Sah’ifü’l-ahbar (tercüme ) 3- Idü’l Cuman fi Tarihi Ehli’z-zaman (tercüme) 3-Nigar-name (mektup)

  21. Kaynaklar : Prof.Dr. HASİBE MAZIOĞLU,NEDİM,Kültür Bakanlığı yayınları,Ankara-1988 Ali YILDIRIM, “NEDİM’İN ŞİİRLERİNDE SOMUTLAŞTIRMA“ F ırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ,Cilt: 12, Sayı: 2, Sayfa: 211-218 B.H.

More Related