1 / 26

“Rol Oynama ve Yaratıcı Drama”

“Rol Oynama ve Yaratıcı Drama”. KARATAY REHBERKLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ BÖLÜMÜ. Neden Drama Tekniği Drama Nedir Eğitim ve Drama Drama Türleri Dramanın Aşamaları Rol Oynama Drama Tekniği Uygulamaları. Drama Nedir?.

freya-hale
Download Presentation

“Rol Oynama ve Yaratıcı Drama”

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. “Rol Oynama ve Yaratıcı Drama” KARATAY REHBERKLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ BÖLÜMÜ

  2. Neden Drama TekniğiDrama NedirEğitim ve DramaDrama TürleriDramanın AşamalarıRol OynamaDrama Tekniği Uygulamaları

  3. Drama Nedir? • Öğrenme, eğitim etkinlikleri içindeki en önemli kavramdır. Bütün eğitimciler en etkili ve kalıcı öğrenme sürecinin ‘yaparak-yaşayarak öğrenme’ olduğu konusunda tartışmasız birleşmektedirler. Drama, ‘yaparak-yaşayarak öğrenme’ bakımından en etkili yöntemlerden biridir. Genel olarak konuyla ilgili olan eğitimcilerin birleştiği ve en basit anlatımla drama; • bir düşünceyi beden diliyle, hareket ederek, devinimle anlatımdır. İçsel bir durumun, bir tasarımın, bir düşüncenin eyleme dönüşmesidir. Dramayla birey düşünür, plan yapar, organize eder ve düşüncesini eyleme dönüştürerek uygular. • Bu süreçte de yaşantılar yoluyla yeni davranış ve duyguları öğrenir, deneyim sahibi olur. • Böylece birey duygularını; • kontrol edebilme, • değiştirebilme, • düşüncelerini ifade edebilme, • konuşarak iletişim kurabilme gibi yeteneklerini geliştirir.

  4. Drama, bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri ya da bir yaşantıyı, bir olayı tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek canlandırmaktır.

  5. Duyarım Unuturum Dinlerim Anımsarım Yaparım Anlarım • Drama doğrudan doğruya yaşamaktır/ yaşam sanatıdır • Bir ya da birden çok insanın bir yaşam durumunu tiyatro süreçleri içerisinde yeniden türetmesidir. • Rol oynama, bir fikir, durum, sorun ya da olayın bir grup önünde dramatize edilmesidir. • Drama çağrışımların, duyguların, bilgi ve deneyimlerin özgürleştiği bir ortamın sağlanmasıdır (Adıgüzel, 1999).

  6. DRAMANIN İLKELERİ           1. Grup içi çalışma süresince insanlar kendilerini rahat ve güvenli hissetmelidir.           2. Etkinliklere katılanlar, yeni ve değişik şeyler keşfetmeye hazırlıklı olmalıdır.           3. Drama etkinliği, çocuğun yaş ve gelişim düzeyine uygun hazırlanmalı, etkinlik hazırlanırken kolaydan zora doğru ilkesi benimsenmelidir.           4. Drama etkinliği hazırlanırken, grup içindeki diğer öğrencilerle tartışarak, fikir alış verişi yaptırılmasına özen göstermelidir.           5. Drama etkinliğinde önemli olan oyun sürecidir.           6. Drama çalışması yapılırken acele edilmemeli. Her drama etkinliğinden sonra etkinlik hakkında konuşulmalıdır.           7. Pek çok derste drama kullanılabilir.           8. Drama çalışmalarında elverdiğince herkesin katılımı sağlanmalı.         9. Etkinliğe katılan bireylerin gönüllü olmaları esastır. 10.Drama etkinliklerini amaç değil araç olduğu unutulmamalıdır.

  7. Eğitim ve DramaEğitimde Dramanın Bireyler Üzerine Etkileri • Bilişsel, dil, motor ve sosyal açıdan gelişmesi • Kendisini başkasının yerine koyarak çok yönlü düşünmesi • Kendini ifade edebilmesi • Öğrendiklerinin kalıcı olması • Değişik yaşantıların tanınması/ fark edilmesi • Eğitimde ve öğretimde aktif rol alması • Rahatlaması • Sorumluluk duygusunun gelişmesi

  8. Drama Ne Değildir? • Tiyatro yapmak değildir • Oyunculuk / aktörlük değildir

  9. EĞİTİMDE DRAMANIN UYGULAMA BASAMAKLARI          1) Isınma          2) Oyun         3) Rahatlama           4) Değerlendirme

  10. Eğitimde Drama Teknikleri • Giriş etkinlikleri (ısınma) • Doğaçlama • Rol oynama • Mim • Kukla • Hikaye anlatma

  11. Doğaçlama • Öğrencilerin bir olayda katılımcı haline gelip olayların akışını/ seyrini şekillendirdiği bir durum çalışmasıdır. • Öğrenciler kendi diyaloglarını, hareketlerini birbirleri ile iletişim halinde iken yaratırlar.

  12. Rol Oynama • Öğrencilerin bir “rol” üstlendiklerinde kendilerine düşen kısmı belli bir durum içerisinde kendileri veya bir başkasıymış gibi oynamalarıdır/ canlandırmalarıdır. • “Oynamak” öğrencilerin olabildiğince yaratıcı, eğlenceli ve güvenli bir ortamda üstlendikleri rolü oynamaktır.

  13. Mim • Sözcük ya da ses kullanmadan sadece hareketlerle yapılan dramadır. • İşaretleri, yüz ifadelerini kullanarak durumları, karakterleri, hisleri ve nesneleri sözsüz bir şekilde aktarır.(Atasözlerini bir kağıda yazıp öğrencilere dağıtılır)

  14. DRAMANIN YARARLARI 1) Drama yönteminde bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanıldığı için çocuğun dikkat, algılama, dinleme, konuşma, bedenini de kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendini ve sorunlarını ifade edebilmeyi ve yorumlamayı öğrenir.   2) Drama, çocuğun utangaçlık, çekingenlik vb. olumsuz duygulardan arınmasını sağlar.

  15. 3) Drama oyun oynayarak yapıldığından soyut ve teorik olay ve kavramların anlaşılıp somutlaştırılmasına yardımcı olur. Böylece olaylar karmaşık bile olsa çocuk kolayca anlar ve yorumlar, çatışmalarla olumlu biçimde baş etmesini öğrenir. 4) Çocuğun hayal gücünü geliştirir ve zenginleştirir. Bilim ve teknolojideki buluşların, onları bulan kişilerin öncelikle hayal güçlerinin bir ürünü olduğunu düşünürsek dramanın çocukların hayal gücünü geliştirmesinin ne kadar önemli olduğu kolayca anlaşılacaktır.

  16. 5) Çocuklarda estetik duygusunun ve bilincinin gelişmesine katkıda bulunur. Böylece çocuk iyi, güzel, doğru gibi kavramları daha sağlıklı algılar ve yorumlar. 6) Çocuğun eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur. Çocuk, olaylara ve hayata eleştirel bir gözle bakmayı, yorumlamayı öğrenir. 7) Drama çok önemli bir öğrenme yoludur. Drama aracılığıyla çocuk, olaylar ve durumları, bunların arasındaki bağlantıları kolayca öğrenebilir. Böylece çocuğun problem çözme yeteneği gelişir.

  17. 8) Drama grupla yapılan bir etkinlik olduğundan çocuğun işbirliği yapma, sosyal ilişkiler, iletişim kurma gibi sosyal yönlerinin gelişmesine katkıda bulunur, çocuğun sosyal gelişimini hızlandırır. 9) Yapılan etkinlikler sırasında duygular da yansıtıldığından çocuğun duygusal gelişimini olumlu yönde etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur. Çocuğun günlük sıkıntılardan kurtulup deşarj olmasını sağlar. 10) Çocuk drama etkinlikleri içinde kendini ve çevresini, çevresindeki insanları daha iyi tanır. Böylece çocuğun empati kurma becerisi gelişir ve çevresindeki diğer bireyleri ve olayları anlaması kolaylaşır.

  18. 11) Dramanın öncelikli amacı çocukları eğlendirmek olmasa da, drama etkinliği sırasında çocuk eğlenir ve mutlu olur. 12) Drama çocukta iyi bir edebiyat deneyimi oluşturur. Ayrıca çocukta sanat eğilimlerini başlatır ve sanatı özellikle de tiyatroyu sevmesine katkıda bulunur. 13) Drama yukarıda sayılan yararların hiçbirini sağlamasa en azından çocukları eğlendirir, onların hoşça vakit geçirmelerini sağlar

  19. Rol oynamanın eksik yönleri 1. Drama etkinliklerinin titizlikle plânlanması gerekmektedir. Herhangi bir noktada meydana gelecek yanlışlık, öğrencinin gerçekçi bir durumu sergileme yeteneğinin tıkanmasına sebep olabilir. 2. Sorun, dramaya katılan kişilerle yakından ilgili olmalıdır. Bazı konu alanlarında gerçekçi paralelliklerin gözlenmesi güçtür. 3. Dramada tartışma sorun üzerinde odaklanmalıdır. Durumdaki dostane ilişkiler etkili bir biçimde oluşturulmadığında oyuncuları eleştirme eğilimi ortaya çıkabilir. 4. Küçük grup gerektirir, sınıfın tamamı görevlendirilemez.

  20. 5. Fazla zaman gerektirir. 6. Bazı öğrenciler karakterleri ya da olayları anlamakta güçlük çekebilirler. 7. Yetenekli öğrenciler durumu tekelinde bulundurabilirler. 8. Öğrenciler rolleri oynarken sık sık aşırıya kaçarlar. Bu durum sınıf atmosferini bozacağı gibi öğrenmeyi de olumsuz etkiler. 9. Çekingenlik ya da konuşma problemleri gibi beceri eksiklikleri olan öğrenciler için iyi bir yöntem olmayabilir. 10. Katılan her öğrencinin yaratıcılığını gerektirir. 11. Amaçları açıkça belirtilmezse yalnızca bizzat faaliyete katılanlar için yararlı

  21. Banka Sırası • Konu: Toplumsal Hayatın Kurallarına Uyarım, Sorumluluk, Kul hakkı • Teknik: Yaratıcı drama • Süre: 20 dk. • Hedef ve Davranışlar: • 1. Toplumsal hayatta başkalarına karşı saygılı davranışlar geliştirmesi gerektiğine inanır. Etkinlikler: • Öğretmen sınıfa girer ve “Çocuklar bugün sizinle günlük hayatta çok sık karşılaşılan bir durumu canlandıracağız” der. • Öğretmen, çocuklar! İnsan toplumsal bir varlık olarak yaratılmıştır. Bu nedenle insanlar toplum hâlinde yaşamak durumundadır. Toplumda huzurun sağlanması için de her vatandaşın uyması gereken kurallar vardır şeklinde konuya giriş yapar. • Öğretmen canlandırma için sınıftan gönüllü 10 öğrenci seçer. Bu öğrencilerden 5 tanesi, bankada sıra bekleyen insanları canlandırır. Diğer Öğrencilerden biri banka memuru, 4’ü ise sırayı bozan ve insanların hakkına tecavüz eden, huzuru bozan kişiler olacaktır. Banka memuru olan bir masanın arkasına oturur. Diğer öğrenciler önünde sıra olur diğer 4’ü de sırayı bozan kişilerdir. Sırayı bozan kişiler farklı tiplemelerde gelebilirler. Sıradaki öğrenciler de bu kişilere karşı tavırlarını gösterirler hatta oyun kavga rolüne kadar gidebilir.

  22. Örnek Uygulama 1 • 1. Sırayı Bozan Kişi: Bir dakika çok acele bir işim var hemen şunu halledip gideceğim. • Sıradakiler: Lütfen! Sıraya geçer misiniz biz de kaç saattir bekliyoruz, bizim de acelemiz var (Onu sıranın arkasına gönderirler). • 2. Sırayı Bozan Kişi: (Yaşlı bir teyze rolünde) Sıranın en önüne geçer ve “Bir dakika evladım sadece bir şey sorup gideceğim” • Sıradakiler: Yaşlı olduğu için teyzeye ses çıkarmazlar. • 3. Sırayı Bozan kişi: Sıranın en önüne geçer; burası benim sıram bir işim vardı onu halletmek için ayrılmıştım. • Sıradakiler: İyice sinirlenirler. • 4. Sırayı Bozan Kişi: Hiçbir mazeret belirtmeden sıranın en önüne durur ve itirazlara aldırmaz, böylece kavga patlak verir. • 5. Banka memuru rolünde ki öğrenci: (sıradakilere aldırış etmez başka işlerle uğraşır, sıradaki insanları gereksiz yere bekletir, sorumluluğunu tam olarak yerine getirmez)

  23. Tartışma: • Öğretmen oyun sonunda öğrencilerin duygu ve düşüncelerini alır. • - Bu kişiler sırayı ihlal edince neler hissettiniz? • - Sırada beklerken birinin sıranızı alması nasıl bir duygu? • - Çok kızdınız mı? • - Günlük hayatta böyle şeyler başınıza geliyor mu? • - O zaman ne yapıyorsunuz? • - Böyle kişiler insanların hakkına mı giriyor? Neden? • - (Sırayı bozanlara) böyle bir davranışı yaparken hiç utanma hissettiniz mi? • - Günlük hayat da böyle alışkanlıklarınız var mı? • - Bu şekilde kurallara uymayan kişiler, topluma nasıl zarar verebilir? • Değerlendirme: • 1- Toplumsal hayatın kurallarından bazılarını sayınız? • 2- Toplumda huzurlu ve mutlu olabilmek için nelere dikkat etmeliyiz? • NOT: Bu çalışma için öğretmen önceden rollerin yazılı olduğu çalışma kağıtları hazırlayabilir. Bu kağıtlarda roller yazılı olabilir ve çocuklar istedikleri rolleri seçerek canlandırma yapabilirler.

  24. MARATONCU • Hava kararmaktadır. Maraton yarışı sonuçlanalı bir saati geçmiştir. stadyum neredeyse boşalmıştır. Stadyumun temizlikçileri yavaş yavaş etrafı toparlamaya bile başlamıştır. Tam o şırada stadyumun giriş kapışından bir siyahi atlet gözükür. Atletin gözü bitirme ipini aramaktadır. Koşma ile yürüme arası bir şey, seke seke ilerlemektedir. Sonunda atlet bitirme ipini göğüsler. Böylece John Stephen Akhwari, Mexico'daki 1968 Olimpiyatları'nda tarihe geçer. Ama bu Tanzanyalı atletin tarihe geçmesine asıl neden, yarışı en son bitiren atlet olması değil, ipi göğüsledikten sonraki sözleri olmuştur. Bu Tanzanyalı atlet yarış sırasında bir kaza geçirmiş ve yaralanmıştır. Tedavisi yapılmıştır, ama bacağı hâlâ kanamaktadır. stadyumda kalan küçük bir kalabalık bu atleti alkışlarlar. Bir kısmı takdirle alkışlamaktadır, bir kısmı da adamın yaralı bacağını görmediklerinden, belki de dalga geçerek alkışlamaktadır. Bu alkışlamada belki de, ""Akşam-ı şerifler hayrolsun! Nerelerdeydiniz mirim?"" türünden bir sorgulama bile vardır. Maraton koşusunu yazacak bir-iki gazeteci daha stadyumdan ayrılmamıştır. ""Neredeydiniz mirim?"" sorusunu bu gazeteciler daha bir usturuplu sorarlar : -Yarışı kazanma şanşınızı kaybetmiştiniz. Neden ille de yarışı bitirmek için bu kadar kendinizi zorladınız? Bu soruya Tanzanyalı atle çok şaşırır; ama sonunda cevabını verir : -Beni ülkem buraya yarışa başlayayım diye değil, yarışı bitireyim diye yolladı……

  25. Bir yorum : Yukarıdaki öyküyü sık sık hatırlarım. Özellikle kolay pes eden, görevini tamamlamadan bir işi bırakan, yarıştan kaçan insanları gördüğümde hatırlarım. Yaşam, iş yaşamı da buna dahil, bir uzun maratondur. Bu uzun yolda çok şey gelebilir insanın başına. Ama asıl olan, bu yarışın uzun olduğunun farkına varmak ve yarışı bitirmektir. Belki yarışın, bir tek birincisi vardır. Ve her zaman birinci sırada bitirecek güçte olmayabiliriz. Ama asıl olan, yarıştan kaçmamak, çekilmemek ve sonuna kadar koşmaktır. Kişiler yeni işlerine, bir yeni projeye, bir eğitim programına, yeni bir birlikteliğe çoğu kez bir büyük coşku ile başlarlar. Tıpkı bir maraton yarışına başlar gibi. Ama bir bakarsınız, zoru görünce bazıları yarışın başında, bazısı ortasında, bazısı sonuna doğru havlu atarlar. Sanırlar ki, görevleri sadece başlamaktır. Yaşamda hiçbir şey kolay değildir; bir çaba ister, enerji ister, özveri ister. Yaşamda koşular uzun soluk gerektirir. Yarışlar, bitirmek içindir. Her zaman, her yerde, hep bizim için birileri ""Bu olmadı, al bakalım bunu dene"" diye yeni yarışlar düzenlemezler. Örneğin, olimpiyatlar dört yılda bir yapılır; yeni bir olimpiyat için dört yıl daha beklemeniz gerekir. Bu yeni maratonda yol daha düzgün, mesafe daha kısa değildir. Düzenlenen yeni yarışlarda aynı zorluklar, belki daha fazlası vardır. Onun için kişi sonuna kadar mücadelesini vermeli, yarışı bitirmeye çalışmalıdır. Başarılı olanlar, yılmadan, usanmadan bu uzun koşuda terleyenlerdir. En ufak bir tökezlemede yarışı terk edenler, iyice yorulmayı göze alamayanlar, yani; Bir maratoncu ruhu taşımayanlar başarılı olamazlar. Güçlü birer maratoncu olmanız dileğiyle ...

  26. KATILIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER Mustafa TOPÇU Psikolojik Danışman

More Related