1 / 18

tr_sembolize_eden_mekan

, Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında İstanbul'un eski şehir merkezine katedral olarak inşa ettirilen ve günümüzde müze olarak hizmet veren tarihi yapıdır.

biana
Download Presentation

tr_sembolize_eden_mekan

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. , Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında İstanbul'un eski şehir merkezine katedral olarak inşa ettirilen ve günümüzde müze olarak hizmet veren tarihi yapıdır.

  2. Truva, Çanakkale yakınlarında Anadolu’nun Tras bölgesinde Antik cağ kentidir. Kalıntıları intepe bucağı tevkifi ye köyü yakınındaki hisarlı Mevkiindedir.İlk kez Homeros'sun İlaydasında adı gecen kenti bulmak ve Priamos un hazinelerini ele geçirmek amacıyla Heinrich Schliemann tarafından yapıldı.(1870-1871) daha sonraki kazılarda saptanan 9 kültür evresinde otuzdan fazla yapı katı belirlendi.Truva I den Truva IX’ akadar uzanan kültür evresine ait evler,surlar,kuleler,çanak çömlek,bıçaklar ve bakır İğneler,dokuma tezgahı buluntuları sütunlu avlulu saray; çark yapımı çanak çömlek,pişmiş topraktan ağırşak,kubbeli fırınlar,sarnıçlar,küp mezarlar,Athena Tapınağı,tiyatro gibi eserler ortaya çıkarıldı. Yerleşim merkezinde M.Ö.3000’den M.S.400 kadar uzanan zaman dilimini aydınlatıcı buluntular ele geçmiş oldu.

  3. Yıldırım Bayezid’in oğlu Çelebi Sultan Mehmet tarafından 1421 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Hacı İvaz Paşa’dır dır. Bursa'nın sembolü haline gelen yapı şehrin her yerinden görülebilecek bir konuma sahiptir. I. Mehmet Çelebi sağlığında türbeyi yaptırmış, 40 gün sonra da vefat etmiştir. Türbede Çelebi Sultan Mehmet ile oğulları Şehzade Mustafa, Mahmut ve Yusuf ile kızları Selçuk Hatun, Sitti Hatun, Ayşe Hatun ve dadısı Daya Hatuna ait olmak üzere toplam 8 sanduka bulunmaktadır.

  4. Pamukkale, kaynak sularının kirecinden oluşmuş bir tepe. Türkiye'nin en tanınmış doğa harikasıdır ve Denizli'dedir. Pamukkale 2700 metre uzunluğunda ve yüksekliği 160 metredir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan görmek mümkündür

  5. Miletus’un ötesinde Ionia’nın güney ucunda, Batı Anadolu kıyılarının en etkileyici bağımsız anıtı olarak niteleyebileceğimiz  Didyma Apollon Tapınağı yükselir. Tapınağın anıtsal boyutları ve benzersiz planı kadar, çok iyi bir durumda koruna gelmesi de hayranlık uyandırır. Yüz yılı aşkın bir zaman önce Sır Charles Newton şöyle yazmıştır: “İki dev sütun ile üzerlerindeki arkhitrav parçası ve tamamlanmamış üçüncü bir sütun, Apollon Tapınağı’ndan tek ayakta kalanlar. Anıtsal kalıntılar düştükleri yerde, parçalanmış buzullar gibi üst üste yığılmış duruyorlar”. Fransız ve Alman arkeologlar sayesinde, yapı bugün çevresindeki sütun dizisi dışında tümüyle ayaktadır. Yunan dünyasında, Didyma Apollon Tapınağı, dev boyutlu mimarlık yapıtlarının salt Romalıların tekelinde olmadığını anımsatır

  6. Yapılmasının üzerinden yaklaşık 2000 yıl geçmesine rağmen çok iyi şekilde korunarak günümüze gelmiş antik tiyatrodur. Mimarı Aspendos'lu Zenondur. Antalya'nın Belkıs köyündedir ve Romalılar döneminde yapılmıştır.

  7. Mevlana Müzesi, eskiden Mevlâna'nın dergâhı olan yapı kompleksinde, 1926 yılından beri faaliyet gösteren müzedir. "Mevlana Türbesi" olarak da anılır.(Yeşil Kubbe) denilen Mevlana'nın türbesi dört fil ayağı (kalın sütun) üzerine yapılmıştır. O günden sonra yapı faaliyetler hiç bitmemiş, 19. yüzyılın sonuna kadar yapılan eklemelerle devam etmiştir. Osmanlı sultanlarının bir kısmının Mevlevi tarikatından olması Türbe'ye özel bir önem verilmesini ve iyi korunmasını sağlamıştır. Müze alanı bahçesi ile birlikte 6.500 m² iken, yeri istimlâk edilerek Gül Bahçesi olarak düzenlenen bölümlerle birlikte 18.000 m²ye ulaşmıştır.

  8. Konya Ereğlisi'ne bağlı İvriz köyü yakınlarında bulunan bir Hitit kabartması. İ.Ö. VIII. yüzyılda yapılmıştır. Kabartmada kral ile verimlilik tanrısı karşılıklı olarak gösterilmiştir. 5 m. boyundaki tanrının bir elinde saplı bir kaç buğday başağı, öbür elinde bir asma dalıyla iri taneli üzüm salkımı bulunmaktadır. 3 m. boyundaki kral bu tanrıya tapma durumundadır. Kabartma Üzerinde Hitit hiyeroglifiyle yazılmış dua vardır.

  9. Kapadokya bölgesinin jeolojik oluşumu Erciyes, Hasan, Melendiz ve Göllüdağı ile daha birçok küçük volkanik dağların, patlamaları ile başlamıştır. Bölgeye yayılan lavlar, göller, akarsular üzerinde 100–150 metreyi bulan değişik sertlikte tüf tabakasından oluşan yüksek bir plato meydana getirmişlerdir. Zamanla erozyonun etkisiyle inanılmaz derecede aşınması sonucu bugünkü vadiler ortaya çıkmış, peri bacası adı verilen üzerinde daha sert ve geniş bir kaya tabakasının bulunduğu konik ve mantar şekilleri oluşmuştur.

  10. Safranbolu Evleri, yüzlerce yıllık bir süreçte oluşan Türk kent kültürünün günümüzde yaşamaya devam eden en önemli yapı taşlarıdır. İlçe merkezinde 18. ve 19.yy. ile 20.yy. başlarında yapılmış yaklaşık 2000 geleneksel Türk evi bulunmaktadır. Bu eserlerin 800 kadarı yasal koruma altındadır. Evler Safranbolu´nun iki ayrı kesiminde gruplanmış durumdadır. Birincisi "Şehir" diye bilinen ve kışlık olarak kullanılan kesim, ikincisi "Bağlar" diye bilinen ve yazlık olarak kullanılan kesim.

  11. Karadeniz'in en önemli geçim kaynaklarından birini oluşturan fındık üretiminin giderek yaygınlaştığı, geleneksel üretim bölgesi olan Ordu, Giresun ve Trabzon'un dışında, Samsun ile Düzce, Sakarya ve Bolu'ya uzandığı belirtildi. AA muhabirinin derlemesine göre, ilk bilgilere Milattan Önce 2838 yılından kalma Çin belgelerinde rastlanan fındık, Giresun'a, M.Ö 4. asırda deniz yoluyla ulaştı.   Bugün ana üretim bölgesi olarak bilinen Ordu'nun Ünye ilçesi ile Trabzon'un Sürmene ilçesi arasında kalan bölümde, Osmanlı döneminden beri sürekli artış göstererek yayılan fındık üretimi, daha sonra ülkenin Karadeniz kıyı şeritlerinde yayılmaya devam etti.

  12. Sümela Manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere köyü sınırları içerisinde yer alan Panagia (Meryemana) deresinin batı yamaçlarında Mela (Yunanca 'siyah') tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikte yer alan bir Rum manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sumela (Παναγία Σουμελά) veya Theotokos Sumeladır. Kilisenin MS 375–395 tarihleri arasında inşa edilip Trabzon İmparatoru III. Alexios’un (1349–1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır.

  13. Harran'ın en çok ilgi çeken yanı külah biçimindeki kemik kubbeli tipik evleridir. Harran denilince hemen bu evler akla gelir. Harran hara­belerindeki antik mimari kalıntı­lardan toplanan tuğlalarla köylü­ler tarafından yapılan bu evler, kare bir alanın üzerini örten külah biçiminde bir kubbeden oluşmaktadır. Yan yana gelen tek kubbeler iç kısımda kemerlerle birbirlerine bağlanmış ve içeride geniş bir oturma mekanı elde edilmiştir. Bölgenin iklimine uyumlu olan bu evler yazın serin kışın sıcaktır.Harran'ın en çok ilgi çeken yanı, bindirme tekniğinde yapılmış, külah biçimindeki konik kubbeli evleridir.Kubbeli evler tarihinin, düz damlı evler kadar eski olduğu bilinmektedir. Musul yakınında Arpachiyan'da, Tiflis yakınındaki Schulaveri'de ve Kıbrıs'ta yapılan kazılarda rastlanılan kubbeli ev bulguları M.Ö. VI. bine tarihlenmektedir. Bu gelenek Mezopotamya, Transkafkasya ve Ege'de M.Ö. III. bine kadar yoğun bir biçimde devam etmiştir.

  14. Doğu ve Batı Medeniyetlerinin, 2150 m. yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, Dünyanın sekizinci harikası Nemrut, Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır.İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını 2150 m. yükseklikte izleyen dev heykellerin sırrının çözülmesi için Kommagene Uygarlığı'nın keşfine gitmek gerekir.

  15. Kesin olarak ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmeyen Diyarbakır Surları M.S. 349 yılında Roma İmparatoru Konstantinus tarafından genişletilerek bazı kısımları onarılmıştır. Daha sonra şehre hakim olan diğer devletler tarafından da onarılan ve bazı eklerle takviye edilen surlar günümüze kadar gelebilmiştir. Diyarbakır Surları, şu anda Sur içi denilen eski Diyarbakır'ı bir kalkan balığı şeklinde kuşatmıştır. Surların üzerinde on iki medeniyete ait kitabeler bulunmaktadır.M.Ö. 3000 yılında şehre hakim olan Hurriler zamanında kurulduğu sanılan surların uzunluğu 5 km.'dir. Duvar yüksekliği 12 m.. Genişliği 3-5 m. arasında değişir.Kalede dört ana kapı (Dağ Kapı, Urfa Kapı,Mardin Kapı ve Yeni Kapı) ve 82 adet burç vardır.

  16. Nuh'un Gemisi, Tevrat'ın Tekvin (Yaratılış) bölümünde anlatılan Tanrı'nın insan ve diğer canlıların ırkının devam etmesi için büyük tufandan önce Nuh'a yapmasını emrettiği büyük gemidir. Gemi Nuh'un ailesi ve dünyada bulunan diğer çekirdek hayvanların korumaya alınması amacıyla hazırlanmıştır. Nuhun gemisinin şırnak silop,i deki cudi dağında olduğu sanılmaktadır.

  17. Ani Harabeleri Kars'a 48 km. uzaklıkta yer alıyor. Ocaklı Köyü yakınında,Türkiye-Ermenistan sınırına yakın Arpaçay nehri kenarında konumlanan kentin kuruluşu M.Ö. 350-300 yıllarına dayanıyor.Ani, Hristiyan Ermeni inanışınca kutsal sayılıyor. Şehirde, Selçuklu eserleri ile kiliseler yan yana hatta iç içe duruyor. Adını İran, Eti ve Roma tanrılarından aldığı söyleniyor. Milattan önce bir kale kenti olarak kurulan Ani, 10. yüzyılda Bagratoğulları sülalesinden Ermeni hükümdarlara başkentlik yapmış. Kendisini zapteden kavimler tarafından defalarca yenilenmiş ve askeri amaçla kullanılmış olan kent, 1064 yılına kadar Bizans’ın yönetiminde kalmış ve bu tarihte Selçuklular’ın eline geçmiş. Konumu açısından İpek Yolu geçişinde olması ticari ve askeri bakımdan önemini bir kat daha artırmış.

  18. Van-Tatvan karayolundaki iskeleden yirmi dakikalık bir motor yolculuğu ile ulaşılan Akdamar Adası orijinal kilisesi ile tanınmaktadır. Van'a 55 km. uzaklıktadır. Akdamar Kilisesi yörede hüküm süren Vaspurakan hanedanınca, Kral I. Gakik tarafından M.S. 915-921 yılları arasında Mimar Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır. Kilise merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç planında olup kırmızı kesme tüf taşlarıyla inşa edilmiştir.

More Related