1 / 41

Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim

Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim. Destek ve Hareket Sistemi. Çevremizdeki canlılara baktığımızda hepsinin hareket ettiğini görürüz. Canlıların ortak özelliklerinden biri de hareket etmektir.

tobias
Download Presentation

Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Vücudumuzun Bilmecesini Çözelim

  2. Destek ve Hareket Sistemi • Çevremizdeki canlılara baktığımızda hepsinin hareket ettiğini görürüz.Canlıların ortak özelliklerinden biri de hareket etmektir. • İnsanın hareketini sağlayan yapılar; iskelette yer alan bazı kemikler, kemikleri saran kaslar ve de eklemledir.

  3. 1.iskelet: • Kemiklerden oluşan ve eklemlerle bağlanan güçlü destek yapıya iskelet denir. • İskeletimiz 206 kemiğin eklemlerle birbirine bağlanması ile oluşur. • Kemik çeşitleri: • İskeleti oluşturan kemikler şekil ve büyüklük bakımından farklıdır. • Bu kemikler uzun,kısa ve yassı kemikler olmak üzere üç çeşittir.

  4. Uzun kemikler : • İki ucu şişkin,boyları uzun,silindirik şekilli kemiklerdir.Kol ve bacaklarda bulunur. • Koldaki pazı kemiği, bacağımızdaki uyluk kemiği uzun kemiklerdendir. • Kısa kemikler : • Boyları kısa kübik kemiklerdir.El ve ayak bilek kemikleri ile omurlar kısa kemiklere örnektirler. • Yassı kemikler : • Kalınlığı az,levha şeklindeki kemiklerdir. • Kafatası kemiği, kalça kemiği, kaburgalar ve göğüs kafesi kemiği yassı kemiklerdir.

  5. Kemiğin yapısı : • Kemiklerin dışı beyaz renkli olup kemik zarı ile örtülüdür. Kemik zarı kemiğin enine kalınlaşmasını sağlar. Kırılma ve çatlamalarda kemiği korur. • Kemik zarının altındaki sert tabaka kemiğin sağlamlığını sağlar ve kemiğe şekil verir. • Uzun kemiklerin ortasında sarı ilik bulunur. • Uzun kısa ve yassı kemiklerde kemik zarı sert kemik ve süngerimsi kemik bulunur. • Yalnız uzun kemiklerde kemik kanalı ve sarı ilik bulunur.

  6. İskeletin yapısı :İskeletimiz dört temel bölümden oluşur. • A) Kafatası : • Kemikler birbirine oynamaz eklemlerle bağlanmıştır. Yalnız alt çene kemiği yarı oynardır. • Beyin kafatası içinde bulunur ve korunur. • B) Omurga : • Omur adı verilen 33 kemiğin arka arkaya dizilmesiyle oluşur. • Omurganın içindeki kanaldan omurilik geçer • C) Göğüs kafesi : • Sırt omurları,12 çift kaburga kemiği ve göğüs kemiğinden oluşur. • Kalp ve akciğer göğüs kafesinin içinde bulunur ve korunur. • D) Kollar ve bacaklar : • Hareketimizin büyük bir kısmını bu kemiklerle yaparız. • Kollar bacaklar gövde iskeletine kemik köprülerle bağlanır.

  7. 2. eklemlerKemiklerin birbirine bağlandığı yere eklem denir.Eklemleri hareket etme yeteneğine göre 3 grupta toplayabiliriz. • A) Oynar eklemler: • Hareket yetenekleri kısıtlı olmayan eklemlerdir. • Kol ve bacak kemikleri gövde iskeletine oynar eklemlerle bağlanır. • B) Yarı oynar eklemler : • Hareket yetenekleri kısıtlı olan eklemlerdir. • Omurgayı oluşturan omurlar arası eklemler ile alt çene kemiği yarı oynardır. • C) Oynamaz eklemler : • Hareket yetenekleri olmayan eklemlerdir. • Kafatası kemikleri,kalça kemikleri, birbirine oynamaz eklemlerle bağlıdır.

  8. 3. iskeletin görevleri • 1. Vücuda şekil verir. • 2. Vücudun dik durmasını sağlar • 3. Eklem ve kaslarla birlikte hareketi sağlar. • 4. Kan hücrelerini üretir. • 5. İç organları dış etkenlerden korur. • 6. Bazı mineralleri depolar.

  9. 4-Kaslarımızın yapısı ve görevleri • Vücudumuzdaki kemikleri çekerek hareket etmemizi sağlayan, iskeletimizin üzerinde bulunan ve iskeleti tamamen saran yapıdır. • Birçok ipliksi yapının bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Bu ipliksi yapılar bir araya gelerek kas lifini, birçok kas lifi bir araya gelerek kas demetini, kas demetleri de kasları oluşturur. İpliksi yapılar=>lifler => demet=>kaslar • Kaslar, kasılma durumunda kısalır ve kalınlaşır; gevşeme durumunda ise uzar ve incelir.

  10. Kasların görevleri: • 1. İskelet ile birlikte vücuda şekil verir. • 2. Vücut ve organların hareketini düzenler. • 3. Soluk alıp vermeye yardımcı olur. • Kas çeşitleri • Kırmızı Kaslar (çizgili kaslar) • Beyaz kaslar (düz kaslar) • Kalp kası

  11. Kaslarımız nasıl kasılıp gevşer? • Kas hücreleri kasılıp gevşeyerek hareket etmemize yardımcı olur. • Hareketimizi sağlayan kaslar vücudumuzda çift olarak bulunur. • Aynı yönde kasılıp gevşeyen kaslar olduğu gibi zıt yönde kasılıp gevşeyen kaslar da vardır. • Örneğin; kolumuzu dirseğimizden büktüğümüzde öndeki kaslar kasılır ve bağlı olduğu kemiği çeker. Bu sırada arkadaki kaslar gevşer. Kolumuzu eski hâline getirdiğimizde ise öndeki kaslar gevşer, arkadakiler kasılır. Bu şekilde zıt çalışan kasların birbiriyle uyumu, hareketlerimizin daha kolay gerçekleşmesini sağlar.

  12. İskelet ve kas sağlığımızın korunması • 1. Yazarken, okurken dik oturmalıyız. • 2. Yere eğilirken belimizi bükmek yerine, dizlerimizi kırmalıyız. • 3. Eşya taşırken ağırlığı belimize vermemeliyiz. • 4. Düzenli egzersiz yapmalıyız. • 5. Dengeli ve yeterli beslenmeliyiz. • 6. Ani hareketlerden kaçınmalıyız. • 7. Kasları çok yorucu ve zorlayıcı hareketler yapmamalıyız.

  13. Nasıl soluk alıp veririz

  14. Burun: solunum sisteminin dışarı açılan kısmıdır. • Burun içindeki kıllar ve nemli yüzey havanın içindeki tozların ve mikropların tutulmasını sağlar. • Ayrıca burun içindeki nemli yüzey, burun içinin kıvrımlı oluşu ve kılcal damarlar soğuk havalarda, havanın ısınarak akciğerlere gitmesini sağlar. • Burnundaki koklama sinir uçları havadaki küçük parçacıklar tarafından uyarılarak koku alma faaliyetini yapar.

  15. Yutak: yutak ağız ve burun boşluğunu, soluk ve yemek borusuna birleştiren kısımdır. • Havanın soluk borusuna besinlerin ise yemek borusuna iletilmesini küçük dil sayesinde sağlar.

  16. Soluk borusu: yutak ile akciğer arasında kalan 10-12cm uzunluğundaki borudur. • Soluk borusunun başlangıç bölümü gırtlaktır. Gırtlakta ses telleri vardır. • Soluk borusunun iç yüzeyi nemli ve tüylerle kaplıdır. Bunlar soluk borusuna kaçan toz vb. maddeleri yakalayarak öksürük ve balgamla dışarı atar. • Soluk borusunun alt kısmı bronş adı verilen iki kola ayrılır. Bronşlardan biri sağ, diğeri sol akciğere bağlanır. • Soluk borusu üst üste dizilmiş kıkırdak halkalardan oluşmuştur.

  17. Akciğerler: göğüs kafesi içinde yer alır ve akciğerler solunumun en önemli organlarından biridir. • Akciğerler Plevra adı verilen sağlam bir zarla çevrilir. • Akciğerler sağ ve sol olmak üzere iki parçadır. • Bronşlar akciğerlere girdikten sonra daha ince dallara ayrılır. Bu ince dallara bronşçuk denir. • Bronşçuklar üzüm salkımı şeklinde hava keseleri ile sonlanır. Bu hava keselerine alveoldenir. Alveoller akciğer yüzeyinin daha geniş olmasını sağlar. • Bu özellik solunumu kolaylaştırır. Hava ile kan arasındaki gaz alışverişi alveollerde yapılır.

  18. Soluk alıp verme nasıl olur? • Soluk alıp verme olayında görevli yapılardan biri diyaframdır. • Diyafram, akciğerlerin çalışmasını destekleyen güçlü bir kastır. • Soluk Alma:diyafram, soluk aldığımız zaman kasılarak düzleşir ve akciğerlerin tabanını aşağıya doğru çeker. • Bu sırada kaburgaların arasında bulunan kaslar kasılarak göğüs kafesinin genişlemesine yardımcı olur. Böylece akciğerler soluk borusundan gelen havayı içine alır. • Soluk Verme:Diyafram ve kaburga kasları gevşediği anda göğüs kafesi daralır. Akciğerler eski hâline döner. • Böylece akciğerlerdeki hava da dışarı çıkmış olur. Bu olay yandaki şekilde görülmektedir.

  19. Burun Yutak Gırtlak • Soluk alıp vermede havanın izlediği yol alveol Soluk borusu bronşçuk Akciğer bronş Soluk alma Soluk verme

  20. Solunum yolu ile bulaşan hastalıklar : • Nezle-grip, zatüre, bronşit, verem, suçiçeği, boğmaca, menenjit, kızamık , kızıl • Bu hastalıklardan korunmak için neler yapmalıyız. • Bu hastalığa yakalananlarla aynı ortamda durmamalıyız. • Soluduğumuz havanın temiz olmasına dikkat etmeliyiz. • Sigara içmemeli,içilen yerde de bulunmamalıyız. • Hastalıklarla ilgili aşılarımızı yaptırmalıyız.

  21. Kanın vücutta dolaşımı • Dışarıdan alınan besinler ve oksijen vücudumuzun her yerine taşınır. • Hücreler besinleri oksijenle yakarak parçalar ve ihtiyaçları olan enerjiyi üretir. Bunun sonucunda karbondioksit oluşur. akciğerlere taşınır. • Bu taşıma olayına dolaşım denir. Dolaşım organlar arasındaki madde iletimini sağlar. • Taşıma sıvısı kandır. Kan, kalpten pompalandıktan sonra bütün vücudu dolaşır tekrar kalbe geri döner. • Dolaşım elemanları kan, kalp ve damarlardır.

  22. Kan • Sindirilmiş besinleri ve oksijeni vücudun her yerine taşır.Karbondioksiti ve zararlı maddeleri akciğere ve böbreklere taşır. • İçinde besin ve oksijen olan kana temiz kan denir. Karbondioksiti fazla olan besini az olan kana kirli kan denir. • Kanın içinde kan serumu ve üç farklı yapı bulunur. • Kan serumu kanın sıvı kısmıdır, görevi sindirilmiş besinleri vücuda taşır. • Kanın yapısında alyuvarlar,akyuvarlar ve kan pulcuları olmak üzere şekilleri ve görevleri farklı olan yapılar • a) Alyuvarlar: Kırmızı renktedir.oksijen ve karbondioksit taşır. • b) Akyuvarlar: Beyaz renkli yapıdadır.vücudu mikroplara karşı korur. • c) Kan pulcukları: Bir yerimiz kesildiğinde kanı pıhtılaştırarak kan kaybını önler.

  23. Kalp • Göğüs kafesi içinde iki akciğer arasına yerleşmiş bir organdır. • Şekli sivri ucu aşağı doğru olan bir koniye benzer.yaklaşık olarak yumruğumuz büyüklüğündedir. • Kırmızı kaslardan yapılmış olup isteğimiz dışında çalışır. • Kalp üstte iki kulakçık altta iki karıncık olmak üzere dört odacıktır. • Kalbe kan getiren damarlar kulakçıklara açılır. • Vücuda kan taşıyan damarlar ise karıncıklardan çıkar. • Kalbin sol tarafında temiz kan ,sağ tarafında kirli kan bulunur. • Kalp kanı pompalayarak vücutta dolaşımını sağlar.

  24. Damarlar • Vücudumuzda üç çeşit damar bulunur. Bunlar atardamar, toplar damar ve kılcal damarlardır. • A) Atardamarlar • Karıncıktan çıkan kalpten vücuda kan taşıyan damarlardır. • Sol karıncıktan çıkan atardamar temiz kanı vücuda taşır. • Sağ karıncıktan çıkan atardamar kirli kanı temizlemesi için akciğere taşır.

  25. B) Toplardamar: • Kulakçıklara açılan ve vücuttan kalbe kan taşıyan damardır. • Sol kulakçığa açılan toplardamar akciğerde temizlenen kanı kalbe taşır. • Sağ kulakçığa açılan toplardamar ise vücutta kirlenen kanı kalbe taşır. • C) Kılcal damarlar: • Atar ve toplar damarlar arsında yer alan ince damarlardır. • Vücudumuzu bir ağ gibi sarar. • Vücut ile kan arsındaki madde alışverişi kılcal damarlarda gerçekleşir.

  26. Kan Dolaşımı • Kalbin çalışması kasılıp gevşeme şeklinde olur. • Kulakçıklar ve karıncıkların sıra ile kasılıp gevşerler. • İki karıncık kasılırken iki kulakçık da gevşerler. Bu dakikada 70-80 kere tekrar eder. • Kulakçıkların kasılması ile sol karıncıktan temiz kan vücuda, sağ karıncıktan kirli kan temizlemek için akciğere gider. • Aynı anda gevşeyen kulakçıklardan, sol kulakçığa akciğerden gelen temiz kan , sağ kulakçığa vücuttan gelen kirli kan dolaşır. • Bu temiz ve kirli kan kulakçıkların kasılması ile gevşeyen karıncıklara dolar. • Yaşadığımız süre zarfında kanın vücutta dolaşımı devam eder.

  27. Stetoskop • Kalbin pompaladığı kanı damarlarda hissetmemize nabız denir. • Sağlıklı bir insanda nabız atışı dakikada 70-80 kadardır. Koşma, heyecanlanma ve hastalanma durumunda nabız artar. Bir süre sonra normale döner. • Nabzımızı boyun, el ve ayak bileklerinde kolaylıkla hissederiz. Doktorların kalp atışlarını ve akciğerin sesini ve çalışmasını dinlediği alete stetoskop denir. • Dolaşım elemanlarının sağlığını nasıl koruruz? • Düzenli ve dengeli beslenmeliyiz. • Hareket ve yürüyüşler yaparak dolaşımın düzenli olmasını sağlanmalıdır. • Alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durulmalıdır. • Kalbin rahat çalışması için dar giysiler giyilmemelidir.

  28. Kan yolu ile bulaşan hastalıklar • Aıds, tetanos, kuduz, sıtma, sarılık kan yolu ile bulaşan hastalıklardır. • Bu nedenle enjektörler bir defadan fazla kullanılmamalıdır. • Hastaya verilecek kanın mikrop taşıyıp taşımadığı iyi bilinmelidir. • Egzersizin nabza ve soluk alıp vermeye etkisi • Vücut dinlenme halinde iken kalp atım hızı düşer.Nabız da düşer. • Egzersiz yaparken bedenin daha çok oksijene ve besine ihtiyacı olur. Besin ve oksijen tüketimi artınca karbon dioksit üretimi de artar.Bu nedenle nabız sayısı artar, nabız atışları duyulur. • Korku, heyecan, sevinç veya sinirli olma hali kalp atışına ve buna bağlı olarak nabız sayısının artmasına sebep olur.

More Related