1 / 83

1)GİRİŞ:

stamos
Download Presentation

1)GİRİŞ:

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. FİKRİ MÜLKİYETBİLGİSAYAR PROGRAMLARININ ADLİ SORUŞTURMASINDA DELİLLERİN TOPLANMASIM.Nevhan Akyıldız İzmir Cumhuriyet Savcısı(Adalet Bakanlığı ve Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenenYAZILIM TELİF HAKLARI SEMPOZYUMU sunumu)Bilkent Üniversitesi 16 Aralık 2005 Ankara

  2. 1)GİRİŞ: Bilgisayar programları her geçen gün yaşamımızda daha fazla yer almaktadır. Yargı sistemimize UYAP ( Ulusal yargı Ağı Projesi )ile kazandırılan ivme ile bilgisayar programları hukuk düzenimiz içinde de önemli işlevlerin kolayca yerine getirilmesini sağlamaktadır. Ülkemiz fikri ve sınai hakların etkin korunmasına verdiği önemi ortaya koyarak önemli yasa değişikliklerini birbiri ardına gerçekleştirmiştir. Fikri hak mevzuatımızda bilgisayar programlarının korunması ile ilgili özel düzenlemelere yer verilmiştir.

  3. Hukuk alanındaki yenilikler yeni ceza ve usul yasalarımız ile bu yasaların hayata geçirilmesini sağlayan değişiklik ve uygulama yasaları, yönetmelikler ile devam etmiştir. Yeni Türk Ceza Kanununda bilişim suçları ayrı bir başlık altında düzenlenmiştir. Son yıllarda ülkemizde korsan yazılım kullanma oranında önemli ölçüde azalma görülmekte ise de, bilgisayar programları ile ilgili soruşturmalarda delillerin eksiksiz toplanması, fikri ve sınai hakların etkin soruşturmasının önemli bir parçasıdır.

  4. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “İfade ve Düşünce Özgürlüğü, “ Kişi özgürlük ve güvenliği”, “ Adil yargılanma hakkı “ gibi birçok ilkesi , uluslar arası sözleşmeler bilgisayar programlarının korunması nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca, ülkemizin yalnızca mevzuatı yenilemekle yetinmediğinin ve yasaların uygulamaya aktarıldığının ortaya konulması , fikri ve sınai hakların etkin korunması için gösterilen çaba ile bağdaşmayan haksız eleştirilerin son bulması açısından bilgisayar programları ile ilgili soruşturmalarda delillerin eksiksiz toplanması gerekmektedir. Çağdaş bir ülke olmanın gereklerinden biriside taklit ve korsan ürünlerle etkin mücadeledir.

  5. Herşeyden önce, virüs riski taşımayan, teknik destek verilen,eksiksiz, hatasız, kaliteli, yeniliklerin kolayca uyarlanabildiği, gerektiğinde eğitim alınabilen bilgisayar programlarını kullanmak hepimizin ve yaşadığımız toplumun hakkı olduğundan bilgisayar programlarının hukuken korunmasını sağlamak zorundayız. Ceza Muhakemesi Kanunumuzda yer alan ve beraat ile sonuçlanan dava sayısını oldukça azaltması, davaların daha kısa sürede bitmesini sağlaması umulan iddianamenin iadesi kurumu ile hükümler , iddianamelerde yeterli şüphenin açıklanmasını gerektirmektedir. Bu düzenlemeyle eksik delillerle dava açılması mümkün olmamaktadır.

  6. 2)TANIM: FSEK.nun 1/B. maddesinde Bilgisayar Programı , “bir bilgisayar sisteminin özel bir işlem veya görev yapmasını sağlayacak bir şekilde düzene konulmuş bilgisayar emir dizgesive bu emir dizgesinin oluşum ve gelişimini sağlayacak hazırlık çalışmaları” olduğu belirtilmiştir.

  7. 3)SIK GÖRÜLEN SUÇ TÜRLERİ: -Yasal edinilmiş bilgisayar programını kopyalayarak başkasına kullandırmak, -Kopya ve hukuka aykırı edinilmiş programların bilgisayar ağ sistemlerine yüklenmesi, -Yasal programların lisans sözleşmesine aykırı şekilde bilgisayar ağlarına yada birçok bilgisayara kopyalanması, yüklenmesi(evlerde yada işyerlerinde, bilgisayar servislerinde, internet kafelerde) -Ticari amaçla çoğaltılmış kopya programların satın alınması,bulundurulması, kullanılması ( evlerde veya işyerlerinde), -Kopya program içeren CD’lerin kamuya açık alanlarda satılması, -Bilgisayar programlarının internet ortamında kullanıma sunulması, kopyalanması, çoğaltılması , -Bilgisayar programlarının başkası tarafından taklit edilerek satılması, kullanıma sunulması( Muhasebe,mühendislik yazılımları, mimari çizim yazılımları)

  8. 4)FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNUNA GÖRE BİLGİSAYAR PROGRAMLARINA YÖNELİK SUÇLARDA SORUŞTURMA VE DELİLLERİN TOPLANMASI: 4.1)Soruşturmanın başlaması: 4.1.1)İhbar ve Şikayet: 1) Manevi hak ihlali niteliğindeki eylemler (md.71) ( Örn:Yazılımı kendi eseri gibi göstermek-Lisans sahibinin yazılı izni olmadan yazılımı değiştirmek) Mali hak ihlali niteliğindeki eylemler( md.72) (Örn:Lisans sahibinin izni dışında fazla sayıda çoğaltmak, dağıtmak, kiraya vermek, devretmek, yaymak, yüklemek) 71,72,81. madde kapsamı dışındaki diğer suçlar ( md.73) (Örn:Kopya yazılımı ticari amaçla bulundurmak-Kasten, tıpkı basım yoluyla çoğaltılan yazılım nüshalarını yaymak ) Şikayete tabidir.

  9. 2) Bandrol yükümlülüğüne uymamak eylemi (md.81)(Bandrol almadan bilgisayar programı içerikli CD satmak-Bilgisayar programı içeren CD’yi bandrol almadan çoğaltmak ve yaymak) NOT:6 Kasım 2004 tarihinden itibaren kayıt ve tescil edilmek koşuluyla, bilgisayar programlarında bandrol kullanılması zorunlu hale getirilmiştir. Ancak, Kültür ve Turizm Bakanlığınca, yakın tarihte yapılan yazışmalarda bilgisayar programları ile ilgili kayıt ve tescil çalışmalarının sürdüğü henüz bandrol verilmediği belirtilmiştir) Şikayete tabi değildir, resen soruşturulur.

  10. 3) İhbar ve şikayet Cumhuriyet Başsavcılığına yada kolluk makamlarına yapılabilir.(CMK md.158) NOT: Bandrol Uygulamasına İlişkin Kurulacak Denetim Komisyonlarının Çalışma Usul ve Esaslarını Düzenleyen Tebliğ’de Bandrol Uygulamasına İlişkin Denetim Komisyonlarına yapılan başvuru ve ihbarın kolluğa bildirilerek işlem yapılmasına ilişkin tebliğin 12. maddesi ile aynı yönde hükümler içeren FSEK.nun 81. maddesi ihbarın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceğini belirten CMK.nun 158. maddesi ile çelişmektedir. (Valilik, Kaymakamlık , Kamu İdaresi yada Mahkemeye yapılan ihbar veya şikayet, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.(CMK md.158) Yurt dışında işlenip Türkiye’de takibi gereken suçlar için Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına da şikayette bulunulabilir. 4)İhbar veya şikayet yazılı olarak veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak yapılır.( CMK md.158)

  11. 4.1.2)Avukatlar tarafından yapılan başvurularda şikayet dilekçelerinin incelenmesi: 4.1.2.1) Yazılım üzerindeki hak sahipliğinin kanıtlanması: 1)Yazılım üzerindeki hak sahipliği belgeler ile doğrulanmalıdır. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmamış ise bilgisayar programını kullanma hakkı, bir bilgisayar programının üretilmesine katkı sağlayan ve böylece üzerinde hak sahibi olan çalışanların değil, istihdam eden gerçek veya tüzel kişilerindir. Bu kişiler ile programı geliştirenler arasındaki şikayetler son zamanlardaki suçların konusu olmuştur.Bu tür soruşturmalarda kendisinin hak sahibi olduğunu iddia eden taraflar orijinal programın bir örneğini ibraz etmekle birlikte kaynak kodu, yeni bir ürün olup olmadığı, üretilmesine nasıl katkı sağladıkları,üretimin kaynakları, suç konusu programın başka bir programın uyarlaması olup olmadığı konusundaki iddialarını henüz uzman bilirkişiler inceleme yapmadan önce somut şekilde kanıtlamalıdır.

  12. Genellikle birden fazla kişi tarafından üretilen bilgisayar programlarını oluşturan bölümler ayrılamıyorsa, oluşturanların tamamı( adi ortaklık şeklinde ) hak sahibidir. Bölünebiliyorsa, üretime katkı sağlayanlar ürettikleri bölüm üzerinde hak sahibi olur. Birçok olay için hak sahipliğinin belirlenmesi dahi teknik incelemeyi, bilirkişi incelemesini gerekli kılabilir.

  13. 2)Suç konusu olan bilgisayar programları FSEK.nda birkaç şekilde korunmaktadır.Bilgisayar programları ( FSEK.te ilim ve edebiyat- birçok ülkedegenellikle edebi eser-)olarak fikri hukukta korunur. Ayrıca, FSEK.nda bir bilgisayar programından yararlanılarak, orijinal bilgisayar programlarının özelliklerini bozmadan ve bağımsız olmayan değişiklik yapılarak yada yeni bir düzenleme ile ortaya çıkarılan işlenme eser olarak , özel bir düzenleme korunmaktadır. Ancak, bir bilgisayar programında herkesin yapabileceği değişikler işlenme eser sayılmaz. İşleme hak sahibinin iznine tabidir. Bu durumda işlenme eser niteliğindeki bilgisayar programı için hak sahibine karşı da koruma sağlanır. Bu nedenlerle, bilgisayar programı için iddiada bulunan programın ( eser&işlenme eser olma) niteliğini açıklamalıdır.

  14. 3)Yazılımın, hak sahibinin özelliklerini taşıyan, orijinal, bağımsız çalışma ve yaratıcı düşünce ürünü olduğu konusunda ki deliller tarihleri ile açıklanmalı, bu konuda yapılacak itirazlara karşı deliller ( tanık, belgeler, CD veya disket formatında kaydedilmiş çalışmalar, yararlanılan kaynaklar vs.) belirtilmelidir. Varsa şikayet edilen ile yapılan sözleşme örnekleri eklenmeli, şikayet edilenin bilgisayar programının üretilmesine katkısı olup olmadığı açıklanmalıdır.

  15. 4-Bilgisayar programının hangi sınıf içinde yer aldığı da delillerin toplanmasında dikkate alınacaktır. Bilgisayar programının uygulama( CORPUS, WORD vs), derleme, yorumlama, çevirme programı yada iletişim sistemi ( MS-DOS, UNIX vs)programı olmasına göre Cumhuriyet Savcısı kolluğa daha farklı yerlerde, daha kapsamlı yada daha farklı araştırma emri verebilecek, bilirkişinin uzmanlığı, incelemenin bilgisayar ve/veya bilgisayar programı ve/veya bilgisayar kütüğünde yapılıp yapılmayacağı, yedeklemenin kapasitesi, aynı olayla ilgili CD, DVD veya başka formatta yada belgelere dayalı deliller elde edilip edilemeyeceği, başka kaynaklara( internet servis sağlayıcısı,içerik sağlayıcı, erişim sağlayıcı, iletişim kayıtları) başvurulmasına gerek olup olmadığı belirlenecektir.

  16. 5-Bilgisayar programlarının eser olarak niteliğinin ve sınıfının şikayet veya ihbar başlangıcından itibaren bilinmesi, işlenme şekli ile ilgili olayların açıklanması , özellikle internet yolu ile işlenen suçlarda diğer sorumlular hakkında da hemen soruşturmaya başlanmasını sağlayacaktır. Servis sağlayıcının cezai sorumluluğu suçu öğrenmiş olmasına ve önlememesinena bağlıdır.Usenet işleteni ( haber grupları üst yapısı ) kendi sunucularının yada kendisinin erişiminden geçen mesaj içeriği ile suçu öğrendiğinde veya engellemediğinde sorumlu tutulabilecektir. (Erişim sağlayıcının cezai sorumluluğu olmayacağı, içerik sağlayıcı için koşula bağlı olmadan adli soruşturma yapılabileceği dikkate alınmalıdır) İnternet yolu ile ilgili işlenen suçlarda internet servis, içerik, erişim sağlayıcı ne kadar erken belirlenirse, iletişim sağlanarak suç faillerinin belirlenmesi kolaylaşacaktır. NOT:Bu tür soruşturmalar, Çocuk Koruma Kanunu ile yakın zamanda başlanılan uygulama gibi fikri haklar ile ilgili soruşturmalarında bir uzmanlık alanı olarak değerlendirilmesinin önemini ortaya koymaktadır.

  17. 4.1.2.2)Şikayet dilekçelerinin düzenlenmesi ve içeriği: 1)İştirak koşulları yok ise aynı çevrede ve aynı tarihte işlenen suç ile ilgili olsa dahi, her şüpheli hakkında ayrı şikayet dilekçesi verilmelidir. Fikri haklar ile ilgili suçlar bir yana birçok suç türü için Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına rağmen, birbiri ile ilgisi olmayan kişi ve olaylar ile ilgili tek şikayet dilekçesi verme, bu şüphelilerle ilgili soruşturmanın birlikte yapılması, bağlantısı olmayan birçok adres için bir arada adli arama kararı verilmesi , kolluk veya bağlı Başsavcılıklardan gelen fezlekelerin şüphelilerin evrakları ayrılmadan gönderilmesi, hukuki ve fiili bağlantı olmadığı halde suç faillerinin çok uzun süre ile birlikte yargılanması sıklıkla görülen , soruşturma yada davayı uzatan yanlış uygulamalardır.

  18. 2)Dilekçelerde, şikayete konu olan eyleme ilişkin somut olaylar açıklanmalıdır. Fikri haklar ile ilgili şikayet dilekçelerinde genellikle, yalnızca sanığın adı ve/veya işyerinin adı ve adresinin bildirilmesi ve uzun anlatımlarla mevzuat açıklaması ile yetinilmekte, şüphelinin ve eylemin nasıl belirlendiğine dair olay açıklanmamaktadır. Şikayet dilekçelerinde, arama ve el koyma için makul şüphe oluştuğunu doğrulayan ve şikayeti haklı kılacak , şikayet edilenin suç konusu ile ilgisini belirten somut olayın, tarih, yer ve saati ile birlikte( suç konusunun belirli bir gün veya saatte şüpheli tarafından üretildiği yada satıldığı konusunda fatura,fiş yada satın alınan ürün veya emtia ibrazı , adresi ve kimliği belirtilen tanık tarafından satın alınma, isim ve adresi belli bir tanık tarafından suç konusu ürünlerin arama yapılacak işyerinde bulunduğu yada satıldığına ilişkin belgenin yada açıklamanın, şikayet edilenin bilgisayarında izinsiz yazılım kullanıldığına dair tanık , belge yada internet çıktılarının, internet yolu ile yapılan tespitlere ilişkin çıktıların vs.) yer alması gerekir.

  19. 3) Derhal arama yapılmasını gerektiren sebeplerin dilekçelerde açıklanması gerekir. 4) Dilekçelerde mümkün olduğunca şikayet edilenin yada ilgili tüzel kişiliğin adı ve adresi yer almalıdır. Bilinmeyen kişilerle ilgili , ad ve adres belirtmeden verilen dilekçeler için arama işlemi yapılamacağından bu tedbir ile delil toplanamayacaktır.En azından suçun işlendiği ( yer) adres belirtilmelidir. Bildirilen adres, genel arama sonucunu doğuracak şekilde yalnızca, bir sokak, cadde adı yada Pazar, Çarşı adı olarak belirtilirse adli arama kararı verilmeyecektir. Karar veya emre gerek olmamasına rağmen kamuya açık alanlarda yapılması istenilen arama için aranacak yer nokta olarak( stand no vs) , arama kararı veya emri gerektiren kamuya açık kapalı alanlarda ise işyerinin adı veya numarası gibi bilgiler dilekçede yer almalıdır.

  20. 5)Bilgisayar programı ile ilgili şikayetlerde, şikayet dilekçesinin verilme zamanı önemlidir. Özellikle arama istemli ve gecikmesinde sakınca bulunan eylemler ile ilgili delillerin elde edilmesinde, derhal arama yapılması gerektiğinden ve elde edilen delilin hukuka aykırılığının ileri sürülmemesi için dilekçenin kolluğa ulaştırılma süresi dikkate alınarak, mümkün olduğunca erken saate yapılmalıdır. 6)Bilgisayar programı ile ilgili dilekçeler düzenlenirken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 62. maddesi gözönüne alınmalıdır. Hak sahibinin dilekçesinde, suçun işlenişi, kullanılan araçlar, zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri,, failin amacı-kastının ağırlığı konularında yapacağı açıklamalar ve bildireceği deliller Cumhuriyet Savcısını bu delilleri toplamaya yöneltecek ve kovuşturma sonunda hakimin vereceği cezanın türü ve miktarını belirleyecektir.

  21. 7)Bilgisayar program satıcıları, kullanıcıları, bilgisayar programlarının kullanıldığı işyeri yöneticileri suçun faili olabileceğinden şikayet edilenin hangi fiili nedeniyle şikayet edildiği, eylemleri somut olarak belirtilmek suretiyle açıklanmalıdır. Şikayetin, bu açıklamalara dayanak olacak araştırmaların tamamlanmasından sonra yapılması gerekir. Bu çalışma delil toplama değil, hangi delillerle suçun kanıtlanabileceğinin adli makamlara sunulmasından ibarettir.

  22. 8)Çoğaltma hakkı, yalnızca aynı bilgisayar veya tek kopya ile yada bağımsız kullanma hakkı olanlar tarafından bir bilgisayar programının başka programlar ile ara işlerliğini sağlamak için parçalara ayrılmasını sağlamak için zorunluluk bulunması ile sınırlı olduğundan, birden fazla kullanım olduğu yada kopya için zorunluluk olmadığı olguları somut olarak şikayet dilekçesinde açıklanmalıdır.Aksi halde, makul şüphenin varlığının ispatı, arama ve el koyma işlemleri için karar alınması mümkün olmayacaktır.Bireysel kullanım için çoğaltma ile ilgili şikayetlerde yayma amacı veya kar amacını gösteren deliller ( alım satım belgesi, tanık vs) bildirilmelidir. 9)Özellikle bilgisayar ortamında çalışan işyerlerinde, bilgisayar programları ile ilgili savunmalar yedekleme amacıyla kopyalamaya dayanmaktadır. Bir adet yedek kopya’nın suç oluşturması için başka başka bilgisayarlarda kullanımı kanıtlanmalıdır. Elbetteki bu konunun kanıtlanması bilgisayarlar üzerindeki incelemelere ve şüphelinin ibraz edeceği belgelere bağlıdır. Yine de şikayet edenin bu konu ile ilgili şikayetinin nasıl bir tespite yada ihbara dayandığı, yer-zaman-saat içeren delillerle( tanık vs) açıklanmalıdır.

  23. 10)Bilgisayar programının hangi unsurunun suç konusu olduğu teknik bilgiler ile ancak, anlaşılır ifadelerle açıklanmalıdır: Algoritma( bilgisayardan istenen sonucun alınmasını sağlayan mantık aşamalarının sınırlı serisinden oluşan uygulama metodu) ve (estetik niteliklerinin çok baskın olması hali dışında kullanıcı ile bilgisayar arasında görsel ve dokunmaya dayanan iletişimi sağlayan) Kullanıcı Arayüzüfikri hak olarak korunmayacaktır. Hazırlık tasarımları, ( programı koruyan)kaynak kodu ve (programlar arasında ara işlerliği sağlayan) nesne kodunun bilgisayar programı-eser- olma nitelikleri mümkün ise görsel ve fiziki deliller ile kanıtlanmalıdır ( CD veya takip eden sayfa ve evreleri gösteren renkli bilgisayar çıktıları gibi ).

  24. 11)Vekaletnameler, okunaklı olmalı, Baro pulu yapıştırılmış ve suret harcı ödenmiş şekilde ibraz edilmeli, düzenleme tarihi içermelidir. 12)Dayanak sözleşme ve vekaletnameler eser sahibinden temsil eden avukata kadar eklenip onaylanarak vekalet zinciri eksiksiz tamamlanmalıdır.Tüzel kişi adına vekaletname veren kişilerin temsil yetkisini gösteren belge şikayet dilekçesine eklenmelidir. 13)Soruşturmada tebliğ nedeniyle gecikmelerin önlenmesi ,bildirimlerin zamanında yapılabilmesi için şikayet dilekçelerinde şikayetçiler ve vekillerinin tüm adres ve telefon ve varsa faks numaraları ile varsa e-mail adresleri belirtilmelidir.

  25. 4.1.3) Şikayetin geçerliliğinin değerlendirilmesi ve şikayetten vazgeçme : - Şikayete hakkı olan kişinin fiili veya failin kim olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde hak sahipliğini kanıtlayan belgeler sunulmazsa Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir. ( Şikayet süresi, her hak sahibi için ayrı ayrı hesaplanır.Soruşturma yapılabilmesi için zamanaşımı dolmamış olmalıdır. ) - Soruşturma sırasında şikayetten vazgeçilirse Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir. Şüphelinin vazgeçmeyi kabul etme koşulu aranmaz.

  26. - İştirak halinde suç işleyen şüphelilerden biri hakkında şikayetten vazgeçme, diğer şüpheliler için de şikayetten vazgeçilmesi sonucunu doğurur.Şikayetten vazgeçme yönünden şüpheliler arasında ayrım yapılamaz. • Soruşturma sırasında avukat isteyen mağdur yada şikayetçiye vekili yoksa, baro tarafından avukat görevlendirilmesi sağlanarak ifadesi alınır. Ceza Muhakemesi kanununun 234. maddesi uyarınca ,18 yaşından küçük mağdur ve şikayetçilerin ifadesi mutlaka avukat huzurunda alınır. • Şikayetten vazgeçme şarta bağlanamaz, vazgeçme açık ve kesin şekilde anlaşılır olmalıdır.

  27. 4.1.4) Soruşturmada uzlaşma ile ilgili işlemler: • Bandrol yükümlülüğüne uymamak dışındaki suçlar ( FSEK md.71,72,73 ) uzlaşmaya tabidir. • Bandrol suçlarının mağduru gerçek kişi yada özel hukuk tüzel kişisi olmadığından FSEK.nda yer alan suçlarda çocuklar için uzlaşma kapsamı daha geniş olmadığı düşünülmektedir. ( Yeni bir kurum olan uzlaşma ile ilgili işlemler yönünden Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Çek suçları ile ilgili verdiği kararın uzlaşmaya ilişkin genel açıklamalarından yol gösterici olarak yararlanılabilir ) - Cumhuriyet Savcısı, yapılan soruşturmanın durumuna göre, kanunun uzlaşma yapılabilmesi olanağını verdiği hâllerde, faili CMK.nun öngördüğü usullere göre davet ederek suçtan dolayı sorumluluğunu kabul edip etmediğini sorar. -Şüpheliye-usulüne uygun tebligatla- uzlaşma ile ilgili tüm hakları eksiksiz hatırlatılarak ve davete uymadığı takdirde uzlaşma istemediğinin kabul edileceği ihtar edilerek davet edilmesine rağmen , belirtilen gün ve saate yada sürede gelmemesi yada uzlaşma konusundaki isteğini bildirmeyi reddetmesi halinde uzlaşma istemediği kabul edilmesi, susma hakkı bulunan ve özgür iradesinin alınması gereken şüphelinin bu konuda irade beyanında bulunmaya zorlanamayacağı düşünülmesine karşın, Yargıtay içtihatları dikkate alınarak şüpheliye uzlaşma ile ilgili tüm hakları hatırlatılarak ve davete uymadığı takdirde hakim kararı ile zorla getirileceği ihtar edilerek davet edilmesine rağmen , belirtilen gün ve saate yada sürede gelmemesi yada uzlaşma konusundaki isteğini ( müdafi aracılığıyla vs.) görevli Cumhuriyet Savcısına bildirmemesi halinde hakim kararı ile zorla getirilerek, gerektiğinde yakalama emri çıkarılarak uzlaşma konusundaki iradesi tespit edilmesi şeklinde uygulama yapılmaktadır.

  28. - Fail, suçu ve fiilinden doğmuş olan maddî ve manevî zararın tümünü veya bunun büyük bir kısmını ödemeyi veya zararları gidermeyi kabullendiğinde durum, mağdura veya varsa vekiline veya kanunî temsilcisine bildirilir. ( Mağdur veya varsa vekiline uzlaşma ile ilgili tüm hakları hatırlatılarak ve davete uymadığı takdirde uzlaşma istemediğinin kabul edileceği ihtar edilerek davet edilmesine rağmen , belirtilen gün ve saate yada sürede gelmemesi yada uzlaşma konusundaki isteğini bildirmemesi halinde uzlaşma istemediği kabul edilmelidir.) - Mağdur, verilmiş olan zararın tümüyle veya büyük bir kısmı itibarıyla giderildiğinde özgür iradesi ile uzlaşacağını bildirirse, soruşturma sürdürülmez.   - Cumhuriyet Savcısı, fail ile mağdur arasında uzlaşma işlemlerini idare etmek, tarafları bir araya getirerek bir sonuca ulaşmalarını sağlamak üzere, fail ve mağdurun bir avukat üzerinde anlaşamadıkları takdirde, bir veya birden fazla avukatın uzlaştırıcı olarak görevlendirilmesini barodan ister.

  29. -Türkiye Barolar Birliğince düzenlenen Yönerge hükümleri uyarınca, Baro tarafından atanan uzlaştırıcı avukatın ücreti ve makul masraflar, uzlaşma isteyen şüpheli tarafından peşin olarak yatırılmadığı takdirde uzlaşma işlemlerine başlanılamayacaktır. Bu mevzuat tarafların kendi aralarında uzlaştıkları avukatlara ödenecek ücret konusunu düzenlememiştir. -Uzlaştırıcı, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Cumhuriyet Savcısı bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi otuz gün daha uzatabilir. Uzlaştırma süresince zamanaşımı durur. -Uzlaşma müzakereleri gizli olarak yürütülür. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmedikçe daha sonra açıklanamaz. Uzlaştırmanın başarısız olması nedeniyle daha sonra dava açılması halinde uzlaştırma sırasında failin bazı olayları veya suçu ikrar etmiş olmasının davada aleyhine delil olarak kullanılamayacağı kuralının , aynı konuların hukuk mahkemesindeki bir davada da delil olarak kullanılmasını engelleyeceği düşüncesindeyim. -Uzlaştırıcı, yaptığı işlemleri ve uzlaşmayı sağlayıcı müdahalelerini belirten bir raporu on gün içinde ilgili Cumhuriyet savcısına sunar. -Zarar, uzlaşmaya uygun olarak giderildiğinde ve uzlaştırma işleminin giderleri, fail tarafından ödendiğinde, Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verilir.

  30. -Cumhuriyet Savcısı, soruşturmanın durumunu değerlendirmeden uzlaşma daveti yapılmamalıdır.Uzlaşma daveti keyfiyeti kolluğa bırakılamaz. -Cumhuriyet Savcısı, uzlaşma davetini kolluk görevlileri aracılığı ile yapabilir. Ancak,uzlaşma ile ilgili açıklama Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılmalı kolluğa bırakılmamalıdır. -Mağdur, şüpheli uzlaşmayı istese dahi uzlaşmayı kabul etmeyeceği iradesini önceden bildirmişse , şüpheliye uzlaşma davetine gerek olmadığı düşünülmekle birlikte Yargıtay içtihatları uyarınca şüphelinin uzlaşma ile ilgili iradesini bildirmesinden önce, mağdurun uzlaşma istemediği beyanları dikkate alınmamaktadır. -Savunmadaki suçu kabul ile uzlaşma için suçu kabulün hukuki sonuçları Cumhuriyet Savcısı tarafından şüpheli ve mağdura ayrıntılı şekilde açıklanmalıdır.

  31. NOT:Uzlaşma ile ilgili ilk uygulamalarda şüpheli ve mağdurların ve vekillerinin uzlaşma kurumu ile sonuçlarını yeterince bilmemeleri nedeniyle genellikle uzlaşmadan kaçındıkları görülmüştür. Özellikle vekillerin, suçla ilgili hukuk davası açılması halinde belirlenebilecek tazminat miktarını, uzlaşma ile şikayetten vazgeçmenin hukuki sonuçlarını, şüpheliye verilebilecek hapis veya para cezaları ile hükmedilebilecek koruma tedbirlerini , adli sicil kaydının olumsuz sonuçlarını, delil durumunu müvekkilerine açıkça anlattıktan ve değerlendirdikten sonra uzlaşma istemi yada kabulü ile ilgili iradelerini bildirmeleri gerekir.

  32. 4.1.5)Suçüstü halinde yapılacak işlem: 5846 sayılı kanun kapsamındaki suçlar için 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu'ndaki usul hükümlerinin uygulanacağına ilişkin 5846 sayılı yasanın 75. maddesinde yer alan hüküm, 3005 sayılı kanun 5320 sayılı yasanın 18/1-b maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından uygulanamayacaktır. Ancak, Ceza Muhakemesi Kanununda yazılı suçüstü hükümleri , koşulları oluştuğunda 5846 sayılı yasada yer alan suçlar için uygulanabilir. -Kolluk görevlileri, bilgisayar programlarının bandrolsüz satıldığı veya yayıldığını denetim komisyonu ile ilgili çalışmaları sırasında belirlediklerinde yada bu suça rastladıklarında yakalama ve olaya el koyma yetkisini kullanmak zorundadır. - Kolluk görevlisinin, görevde olup olmamasının önemi yoktur. ( PVSK md. Ek 4) -Yakalama halinde kolluk görevlisi , gerekli tedbirlerin alınmasından sonra ilk iş olarak yakaladığı kişiye yasal haklarını bildirir.( CMK md. 90 )

  33. -Kolluk görevlisi, suçüstü halinde yakalanan kişileri ve el koydukları olayları ve uygulanan tedbirleri derhal Cumhuriyet Savcısına bildirir ve vereceği emre göre soruşturma işlemlerini yürütür. NOT:Bu konuda ve ihbar üzerine toplanan delillerin Cumhuriyet Başsavcılığına sevkedilmesi ile ilgili FSEK.nun 81. maddesi ve Denetim Komisyonlarının Çalışmalarını düzenleyen yönetmeliğin 12. maddesi hükmü, usul kanunlarının derhal uygulanma ilkesine göre CMK.nun 161. maddesine uygun şekilde önce Cumhuriyet Savcısına derhal bildirme görevi yerine getirildikten sonra vereceği emre göre yerine getirilmelidir. Cumhuriyet Savcısı başka soruşturma işlemlerinin( yakalama, ifade alma vs.) yapılmasından sonra evrakın delillerin gönderilmesini emredebilir.

  34. NOT:Henüz bandrol uygulamasına geçilememiş olmakla birlikte, FSEK.na aykırı olarak çoğaltılmış bilgisayar programlarını içeren CD’lerin satıldığını yada çoğaltıldığını-yayıldığını belirleyen kolluk görevlisinin öncelikli görevi suçu önlemektir.( PVSK ek md.4 ve Adli kolluk yön. Md.5)Ayrıca, 5237 sayılı TCK.nun 54/4 maddesi üretilmesi, bulundurulması veya alım-satımı suç teşkil eden eşyanın zoralımını gerektirmektedir. Bu nedenle, bilgisayar programı ile ilgili suça rastlayan kolluk görevlisi suçun işlenmesini önlemek ve zoralım hükümleri uygulanmak üzere el konulan kopya bilgisayar programı içerikli CD’leri koruma altına almak yada el koymakla görevlidir. Kolluk görevlisi nasıl şikayete tabi bir yaralama yada mala zarar verme eylemine kayıtsız kalamazsa bu suçun devamına ve işlenmesine de seyirci kalamaz.

  35. Yazılım korsanlığı eylemlerinde 5237 sayılı TCK.nun 165. maddesinin uygulanabilirliği tartışılmalıdır. MADDE 165- (1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. 5237 sayılı TCK.nun gerekçesinde 165. madde ile ilgili olarak; -bir suçun işlenmesi suretiyle veya bir suçun işlenmesi dolayısıyla elde edilmiş olan bir şeyin satın alınması ve kabul edilmesi suçu olduğu, suçun malvarlığına karşı bir suç olmasının gerekmediği, her türlü ekonomik değerin suç konusu olabileceği, -İşlenen suçtan dolayı daha önce bir mahkûmiyet kararı verilmesinin, daha önce işlenmiş olan suçtan dolayı failinin kusurlu sayılması veya cezalandırılmasının, söz konusu suçun cezalandırılabilir olmasının gerekli olmadığı, hatta zamanaşımına uğramış olabileceği, önce işlenmiş olan suçun soruşturması şikâyete bağlı bir suç olduğunda, bu suçtan dolayı şikâyet yoluna başvurulmamış veya şikâyetten vazgeçilmiş olabileceği ,

  36. -Önce işlenmiş olan suçtan elde edilen eşyanın kabul edilmesi veya satın alınması, söz konusu suçu oluşturduğu, suçun, bir çok failli suç türü olan karşılaşma suçu olduğu, bir tarafta, suçtan hasıl olan eşyayı bağışlayan, kiraya veren veya ödünç olarak veren ya da satan kişi; diğer tarafta ise, bağış, kiralanan veya ödünç olarak kabul eden ya da satın alan kişinin bulunduğu, -Eşyayı satan kişi bunun elde edildiği suçu işleyen ( yazılım korsanlığında çoğaltan )kişi ise ayrıca satma fiili dolayısıyla cezalandırılmayacağı, çok failli suçlarda işlenen suç dolayısıyla faillerden birinin cezalandırılabilip cezalandırılmamasının, diğer fail(ler)in cezalandırılması üzerinde bir etki doğurmayacağı, kişinin asıl suçun işlenişine iştirak etmiş olması, bu suç açısından şahsî cezasızlık sebebi oluşturacağı, -Suçun, doğrudan kastla işlenebileceği gibi, olası kastla da işlenebileceği belirtilmiştir.

  37. Bu açıklamalar karşısında özellikle FSEK.na aykırı olarak çoğaltılmış ve satışa sunulmuş tüm eserler için, eylem FSEK.na göre cezalandırılamıyor ise satın alan yada kabul eden için 5237 sayılı TCK.nun uygulanırlığı tartışılmalıdır. Örneğin, satın alan üniversite öğrencisi yazılım programını birkaç YTL. bedel ile satın alıyor ise, alım satıma konu bilgisayar programının hukuka aykırı çoğaltıldığını ve satışa sunulduğunu bilmektedir. Soruşturma yapılarak şüphelilerin suç kastı mahkemenin takdirine sunulmalıdır. • Gerekçeye uygun şekilde , açıklanan eşya ve ekonomik değer kavramları içinde fikri hak konusu eser CD formatında eşya olarak satıldığına göre bu suçun konusu olabileceği düşünülmektedir. • Bu nedenlerle , şikayet olmasa yada bandrol uygulamasına konu olmasa dahi korsan bilgisayar programlarının satışına seyirci kalınmamalı, adli soruşturma yapılarak deliller toplanmalıdır. • Delillerin toplanmasında , satıcı ve alıcının mesleğine, sosyal ve ekonomik durumuna, satış fiyatının ve lisanslı yazılımın satış fiyatının belirlenmesine özel bir önem verilmelidir.

  38. NOT:Korsan bilgisayar programı içeren CD’leri satanlar genellikle suçu inkar etmektedir.Henüz suç işlenmemiş ise kolluğun görevi elbetteki suçu önlemektir. Ancak , suç işlenmeye devam ediyor ise ( mesleki deneyimi ve suçun özelliğine göre ) kolluk görevlilerinin kısa bir gözlem ile işyerleri için yayma eyleminin ne şekilde olduğunu, bedelli veya bedelsiz yayma olup olmadığını belirlemeleri, sokak satıcıları için satışı yapanın kim olduğunu belirlediklerinden sonra işlem yapmaya başlamaları bir suç failinin delil yetersizliği nedeniyle cezasız kalmasını önleyecektir.

  39. 4.2)Soruşturma yetkisi: Soruşturma için suçun işlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılıkları görevlidir. Görevli mahkemelerin yetki çevresindeki ilçelerde işlenen suçlar hakkında, Kovuşturmaya Yer Olmadığı Kararı verilmezse , düzenlenen soruşturma evrakı, fezleke ile kovuşturma görevi verilen mahkemenin bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek kamu davası açılır. Soruşturma evrakında eksiklikler belirlendiğinde, soruşturma evrakı suçun işlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılığına iade edilerek tamamlanması sağlanmaktadır. İnternet yoluyla işlenen suçlarda, internet yayınının ulaştığı, izlendiği yer Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilidir. Eylemle ilgili, İçerik sağlayıcının bulunduğu yerde de soruşturma yapılması mümkündür.

  40. 4.3)Görevli mahkeme ve yetki alanı: Suç konusu bilgisayar programı olan FSEK.nda düzenlenen suçlarda görevli mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemeleri olup, bu mahkemelerde görülen davalar için yer yönünden yetki alanı il mülki sınırları olarak belirlenmiştir. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararı ile bu mahkemelerin kurulmadığı yerlerde: 1-Bir asliye ceza mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, 2-İki asliye ceza mahkemesi bulunan yerlerde 1 numaralı asliye ceza mahkemesinin, 3-İkiden fazla asliye ceza mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye ceza mahkemesinin, görevli olduğu ve yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacağı belirlenmiştir.

  41. 4.3.1)Arama ve el koyma ile delil toplanmasında görevli mahkeme sorunu: - FSEK.nun 76. maddesi ile ihtisas mahkemelerinin yalnızca davalarda görevli olduğu belirtilmekle , soruşturma sırasında, fikri hak ihlalleri iddiaları ile ilgili arama ve el koyma kararı suçun işlendiği yerde yetkili Sulh Ceza Mahkemesinden alınmalıdır. Bu mahkemelerin verdiği karara itirazların kararı veren mahkemeye yapılması , karar değiştirilmezse itirazın genel yetkili (veya nöbetçi ) Asliye Ceza Mahkemesince incelenmesi gerekir. -Arama ve el koyma kararı görevli mahkemeden( Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi yada Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından görevlendirilmiş Asliye Ceza mahkemesinden ) alınmış ise, itiraz üzerine kararın değiştirilmemesi halinde itiraz konusunda kararı aynı yerde görevli Ağır Ceza Mahkemesi verir. -5846 sayılı yasa kapsamındaki suçlar için karar veya emir alınması gerekmeden suçüstü hükümlerinin uygulanması mümkün olduğu gibi ( Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği md. 8/f) birçok olay için, makul şüphe ve somut olgulara bağlı olarak derhal mahkemeden karar alınması mümkün değilse , gecikmesinde sakınca hali değerlendirilerek, Cumhuriyet Savcısı tarafından arama kararı verilmesi ve el koyma halinde 24 saat içinde hakim onayına sunulması şeklinde uygulamanın, delillerin zamanında elde edilmesine ve soruşturmanın etkinliğinin sağlanmasına daha uygun olduğu düşünülmektedir.

  42. NOT: Fikri hak ihlallerinde ve bilgisayar programı ile ilgili başvurularda uygulanacak koruma tedbirleri için hemen hemen her yargı çevresinde farklı işlem yapılması, özellikle mahkemelerin görev yönünden red kararları, konusu yazılım olan suçlarla etkin mücadeleyi ve delillerin zamanında toplanmasını engellemektedir. Bu konuda Kanun Yararına bozma istemi de uygun görülmediğinden içtihat yolu ile soruna çözüm bulunamamıştır. Yasa koyucunun gerek FSEK ve gerekse diğer özel yasalar için yapılacak düzenlemede sorunu kesin bir çözüme bağlaması umulmaktadır.

  43. 4.4)Koruma tedbirleri: 4.4.1)Arama, el koyma işlemleri: 1)5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu ile usul ve yasaya uygun olmayan arama ve el koymaların, mağdur olanlara tazminat ödemesi sonucunu doğuracağından arama kararı verilebilmesi ve makul şüphenin oluştuğunun kabulü için, dilekçelerde somut olguların belirtilmesi daha önemli hale gelmiştir. 2)Kolluk görevlileri hakim kararı yada gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının , Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı hallerde kolluk amirinin yazılı emri ile arama yapabilir. 3)Cumhuriyet Savcısı hazır olmadan konut, işyeri veya diğer kapalı alanlarda yapılacak aramalarda o yer ihtiyar heyeti veya komşulardan iki kişinin hazır bulundurulması zorunludur. Kişinin avukatının aramada hazır bulundurulmasına engel olunamaz.

  44. 3)Kolluk âmirlerince konutta, iş yerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama kararı verilemez. Sayılan bu yerlerde arama ancak hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle yapılabilir. 4)Cumhuriyet Savcısına ulaşılamayan hâllerde kolluk âmirinin yazılı emriyle gerçekleştirilen arama ve elkoyma işlemi üzerine; ilgili kolluk görevlilerince neden Cumhuriyet Savcısına ulaşılamadığı, Cumhuriyet savcısının hangi vasıtalarla arandığını belirten ayrıntılı tutanak düzenlenerek ilgili soruşturma evrakına eklenir. Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması, kolluğun arama işlemini yapmamasına gerekçe olamaz. 5) Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması ( örn: geceleyin bir başka olay nedeniyle otopsi görevinde olması gibi) hali çok sınırlı uygulamalar için kabul edilebilir.

  45. 6)Aramadan sonuç elde edilememesi halinde veya ilgilinin rızasının bulunması halinde muhafaza altına alma işlemlerinin hakim onayına sunulmasında gerek yoktur. 7)Arama, mümkün ise derhal aksi halde en kısa sürede ve arama kararı veya emrinde belirtilen esaslara göre yapılmalıdır. Ancak, gecikmesinde sakınca görülerek arama kararı verilmiş ise aramanın derhal yerine getirilmesi gerekir. Arama kararı veya emrinde aramanın nedenini oluşturan fiil, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi yada eşya, karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi açıkça gösterilmelidir. 8)Aranan kişinin veya suç delillerinin bulunduğunu gösteren olayların varlığı halinde , diğer kişilerin üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerlerde, şüphelinin yakalanabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi için aranabilir.Şüphelinin bulunduğu yerler ile şüphelinin izlendiği sırada girdiği yer için olayların varlığı koşulu aranmaz. 9)Arama yapılacak yer umuma açık ise, arama kararı ilgilisine gösterilerek arama işlemine başlanır.

  46. 10)Arama yapılacak yer konut, işyeri, yerleşim yeri veya eklenti ise, gerekli güvenlik önlemlerini alınarak kapının çalınması suretiyle, arama kararı gösterilerek ve arama yapılacak yere girme izni vermeye yetkili kişilerle iletişim kurulmasına çalışılarak ve kolaylık gösterilmesi istenilerek arama yapılmalıdır. 11)Arama yapılacak yerin konut veya yerleşim yeri olarak kullanılmadığı belirlenmişse veya arama yapıldığı sırada arama yapılacak yerde kimse yoksa veya arama yapılacak yerde bulunanların veya izin vermeye yetkili kişinin arama öncesinde bilgilendirilmesi delillerin karartılmasına veya görevli yada kişiler için tehlikeye yol açabilecek ise,iletişim kurmadan konuta, işyerine, yerleşim yerine ve eklentilerine girilmesi mümkündür. 12)Aramaya direnilmesi halinde, durumun haklı kıldığı ölçüde güç kullanarak ve gerektiğinde kademeli olarak güç kullanımı artırılarak direnmenin ortadan kaldırılması, bilgi verilmesine rağmen kapı açılmadığı takdirde güç kullanılacağının ihtar edilmesi, yine kapı açılmazsa, yeni bir karar veya izin alınmadan zorla içeri girilmesi ve aramanın yapılması gerekir.

  47. 13)Gecikmesinde sakınca nedeniyle yazılı arama emri verildiğinde, önceden bilgilendirme yapılmadan arama yerine girilmesi, içeri girdikten sonra bilgilendirme yapılması gerekir. 14)Arama , bulunması istenen eşya, ürün veya emtianın büyüklüğü ve nitelikleri dikkate alınarak, amaca ulaşmak için gerekli ve yeterli olan ölçüde gerçekleştirilmelidir. 15)Kişilerin özel hayatlarına müdahale edilmemesi ve mallarına zarar verilmemesine özen gösterilmelidir. 16)Arama ile birlikte yakalamada gerçekleşmiş ise yakalanan kişiye, yazılı olarak mümkün değilse sözlü olarak savunması ile ilgili yasal hakları ile yakalama nedeni hatırlatılarak tutanakta belirtilmelidir.

  48. 17)5846 sayılı yasanın faillik ile ilgili 74. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun sorumluluk ile ilgili hükümleri birlikte değerlendirilmek üzere işyeri aramalarında hazır bulunan delil durumuna göre suç yükletilebilecek diğer kişilerinde işyerlerindeki konumu ( ortak, yönetim kurulu üyesi , satış müdürü, işçi , reyon sorumlusu vs.) ve bu mesleği hangi süre ile yaptığı, işyerinde hangi süre ile çalışmakta olduğu belirtilmelidir. Aranan yerin veya eşyanın sahiplerinin yada yetkilerinin hazır bulundurulması gerekir. Kendisi bulunmazsa temsilcisi veya ayırt etme gücüne sahip hısımlarından biri yahut kendisiyle birlikte oturan bir kimse veya komşusu aramadan önce aramanın amacı hakkında bilgilendirilmelidir. 18) Arama sırasında muhafaza altına alınması gerekli görülen eşyayı, yanında bulunduran kişi , istem üzerine bu eşyayı göstermek ve teslim etmekle yükümlüdür. Bu kişinin şüpheli veya tanıklıktan çekinme hakkı olan kişilerden olmaması halinde hakim kararı ile disiplin hapsine tabi tutulması mümkündür. Eşya rıza ile teslim edilmediğinde el konulabilir.

  49. 19)Suç eşyalarının mümkün olduğu ölçüde adli emanet dairelerinde saklanması sağlanmalıdır.Suç eşyasının adli emanete alınmasında sorun yaratacak nedenler varsa ( ihtilaf, büyüklük, ağırlık veya miktar olarak taşıma imkansızlığı, tehlikeli olması, sökülebilir durumda olmaması vs ) durumun derhal Cumhuriyet Savcısına bildirilmesi, yediemine teslimi emredilirse nedeni ilgili bölümde belirtilerek arama tutanağının yediemine imzalattırılması, yediemine yasal sorumlulukları hatırlatılarak tutanakta belirtilmesi, yedieminin kimlik belge fotokopisinin alınması, arama yerinden başka bir yerde yediemine teslim edilirse ayrıca teslim tutanağı düzenlenerek aynı açıklamaların tutanakta belirtilmesi, eşyanın muhafaza edileceği adres ile yedieminin adres, ev ve işyeri telefonları ile cep telefon numaralarının da tutanaklarda eksiksiz yazılması gerekir.

  50. 20)El konulan eşyanın muhafazası ve zarar görmemesi için gerekli tedbirler alınır. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet Savcısı tarafından eşyanın bakım ve gözetimi ile ilgili tedbirleri almak ve istendiğinde derhal iade edilmek koşulu ile el konulan eşya şüpheliye veya diğer bir kişiye teslim edilebilir.Teslim etme, teminat gösterilmesi koşuluna bağlanabilir. El konulan eşyanın delil olarak saklanmasına gerek kalmamış ise rayiç değerinin derhal ödenmesi karşılığında ilgiliye teslim edilebilir. Ancak, el konulan eşyanın zarara uğraması ve önemli ölçüde değer kaybı tehlikesi ortaya çıkarsa soruşturma sırasında, hakim tarafından elden çıkarma kararı da verilebilir. 21)Yapılacak teslimlerde ( özellikle şüpheli ve gerekli görüldüğünde şikayetçi için ) teminat koşulu aranması, kovuşturma sırasında eşyanın bulunamaması, saklanması, satılması, ortadan kaldırılması nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunları önleyecektir. 22) Hakim kararı olmadan yapılan el koymalardan sonra arama emri, en geç 24 saat içerisinde hakim onayına sunulmalıdır. Hakim 48 saat içinde el koyma ile ilgili kararını açıklar. Aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar. Eşyanın rıza ile tesliminde muhafaza(koruma) altına almanın onaya sunulmasına gerek olmadığı düşünülmektedir.

More Related