1 / 17

TASAVVUF ve SUFİZM

TASAVVUF ve SUFİZM. Tasavvuf nedir? İslami ilimlerden bir ilim dalıdır. TASAVVUF VE SUFİZM HAKKINDA VELİLERİN (MUTASAVVIFLARIN) SÖZLERİ Ebu Muhammed Ceriri’ye göre tasavvuf: “Bütün yüksek ve güzel ahlaklar ile ahlaklanmak her türlü kötü ve düşük ahlaktan uzaklaşmaktır.”

osric
Download Presentation

TASAVVUF ve SUFİZM

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. TASAVVUF ve SUFİZM Tasavvuf nedir? İslami ilimlerden bir ilim dalıdır. TASAVVUF VE SUFİZM HAKKINDA VELİLERİN (MUTASAVVIFLARIN) SÖZLERİ Ebu Muhammed Ceriri’ye göre tasavvuf: “Bütün yüksek ve güzel ahlaklar ile ahlaklanmak her türlü kötü ve düşük ahlaktan uzaklaşmaktır.” Amr. B. Osman-ı Mekki’ye göre: “ Tasavvuf kulun içinde bulunduğu vakitte kendisi için en uygun ve fazileti olan ameli yapmasıdır.”

  2. Kettani’ye göre: “Tasavvuf, güzel ahlaktan ibarettir. Kim güzel ahlakta senden ileride ise, onun gönül sefası da (ve kalp huzuru) senden ileridedir. Ebu Muhammed Ceriri’ye göre: “ Tasavvuf sürekli hallerini kontrol etmek ve her işinde edebe yapışmaktır.”

  3. TASAVVUFUN TARİHSEL GELİŞİMİ Büyük sûfilerin yetiştiği hicrî III ve IV. (IX ve X.) yüzyıllarda tasavvufla ilgili birtakım eserler yazılmış, sûfiliğin esasları yazılı hale getirilmişti. 9. yüzyıldan itibaren Türkistan, İran ve Kuzey Afrika bölgesinde sûfî görüşler müsait ortam bularak yaygınlaşmıştır.

  4. Bunda Moğol İstilası sonrası ortaya çıkan çöküntü ve sosyoekonomik durumun toplumu ruhani bir arayışa sevketmiş olması büyük bir etkendir. Buhara, Semerkant ve Taşkent gibi şehirleri içeren FerganaVadisi pek çok mutasavvuf yetiştirmiştir. AhmedYesevi,AbdulkadirGeylani gibi tasavvuf büyükleri bu bölgede tasavvuf ve tarikat yapısını olgunlaştırmışlardır. Bu bağlamda, özellikle 10. yydan sonra tasavvufa en büyük katkıyı Fars ve Türkmen müslümanların yaptığını belirtmek gerekir (Wikipedia).

  5. TASAVVUFUN AMAÇLARI • Sufilerin yoluna girmekten maksat, İslamiyet’in inanılmasını emrettiği şeylere yakinî (şüphesiz) imanı artırmaktır. (dergi.altınoluk.com) • Nefs-i emmâre tarafından ortaya çıkartılan zorlukları izale ( yok etmek) etmektir. (dergi.altınoluk.com) • Tüm kötü ahlakı iyi ahlaka çevirmek, • Kişinin vakitlerini en iyi şekilde değerlendirmesini sağlamak, • Yaratılmış bütün varlıklara karşı hizmet etmek ve onlara hoşgörüyle davranmak,

  6. Son derece gösterişsiz başlayan, ama gayet feyizli geçen tasavvufi sohbetler kısa bir zaman sonra bir cemaatleşme halini aldı. Büyük sûfilerin tasavvufi görüşleri ve yaşayışları az çok birbirinden farklı idi. Bu da meşrep (mizaç, karakter, zevk) farkı olarak görüldü.

  7. TASAVVUF YOLLARI(TARİKATLAR) • KADİRİYE: AbdulkadirGeylani (1078-1176) • RUFAİYYE: Ahmet Rufai (1118-1177) • DESUKİYE: İbrahim Desuki (1235-1277) • BEDEVİYE: Ahmet Bedevi (1200-1276) • NAKŞİBENDİYE: Muhammed BahaddinNakşibent (1318-1389) • MEVLEVİYE: Mevlana Celaleddin Rumi ( 1207-1273) • HALVETİYE: Pir Ömer Halveti (d.b -1397) • ŞAZELİYE: Şeyh Hasan Şazeli (1196-1258) • BEKTAŞİYE: Hacı Bektaşi Veli (1209-1271) • BAYRAMİYYE: Hacı Bayram Veli (1352-1429) • ÇEŞTİYYE: MüiniddiniÇeşti (1136-1236) • KÜBREVİYE: Necmmeddin Kübra (1445-1221)

  8.   Tasavvufun ferdî yönü daha önemli olmakla beraber sosyal yönü de küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Tasavvufi hayatın bazı biçimlerini bireyler tek başına yaşar. Fakat bu hayatı, bu konunun uzmanları, hocaları ve üstatları olan şeyhlerden ve mürşidlerden öğrenilir. Bu öğrenmede mürid ve tâlip denilen öğrencilerin üstatlarıyla birlikte bulunmaları, mânevî hayatı beraber yaşamaları şarttır. Çünkü tasavvufi hayat tıpkı birçok sanat gibi egzersizler ve pratiklerle öğrenilir. Bunun için de birliktelik ve beraberlik esastır.

  9. Tasavvuf Kavramları Tarikat: Allah’a varma yolunda benzer biçimde düşünenlerin oluşturduğu topluluk. PİR: Tarikat kurucusu. Şeyh (Mürşit): Mürşid-i kâmil olarak kabul edilen şeyh, daha önce aynı yoldan geçmiş, Allah'tan gelen ilhamlara açık kimsedir. Mürid:Tasavvufta, kendisi için Allah'ın irade ettiğinden başka bir şey istemeyen, Allah'ın iradesi karşısında kendi iradesini hiçe sayan; tarikate giren ve şeyhe bağlanan, derviş, bende demektir.  Seyr-i Sülük: Seyri süluk, tasavvufta manevi yolculuk demektir. Yolculuğu tamamlamayana sülük denir. Hanekah: Tekke, dergah. İrşâd (doğru yolu gösterme) ve sohbet ile insanları olgunlaştırma hizmetlerinin yapıldığı yer.

  10. Anadolunun Tasavvufla Tanışması  Türklerin tasavvufla tanışmaları İslâmiyet'le tanışmalarıyla aynı zamanda olmuştur.Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında Horasan Erenleri adı verilen tasavvufî eğitim almış gönül adamlarının çok büyük etkisi vardır.

  11. ANADOLUDA Kİ MUTASAVVIFLAR • Mevlana Celaleddin Rumi • Şemsi Tebrizi • Hacı Bektaşı Veli • Yunus Emre • Ahi Evran • SadreddinKonevi

  12. Osmanlıda Tasavvuf    Osmanlı İmparatorluğu'nda ise tarikat geleneğinin ilk halkası Osmanlı Devleti'nin manevî kurucusu sayılan Şeyh Edebali Hazretleridir. Şeyh Edebali, damadı Osman Gazi'yi manevî terbiye altına alıp yetiştirmiş ve O'nun öğütleri ile Osmanlılar 600 yıl dünyada hakim güç olmuş, böylece Osmanlı Devleti, hakkın hatırını en üst seviyede tutma, adaletli davranma, zulm etmeme terbiyesini tâ 1290'lı yıllarda küçük bir beylikken Şeyh Edebali'den öğrenmiştir. 

  13. Osmanlıda Tasavvuf Osmanlı İmparatorluğu'nun din ve kültür hayatında Kadiriye, Rifaiye, Yeseviye, Bektaşiye, Celvetiyye, Bayramiye, Mevleviye, Halvetiye, Nakşibendiye gibi tarikatlerin etkisi olmuştur.    Önemli Osmanlı padişahlarının hayatlarında hep bir tarikat büyüğü onlara yol göstermiş ve bu padişahlar birçok önemli başarı ve hizmete imza atmışlardır. Mesela XI. yüzyılda yaşayan Aziz Mahmut Hüdayi hazretleri birçok padişaha önderlik yapmıştır

  14. Osmanlıda Tasavvuf Osmanlı İmparatorluğu zamanında ve günümüzde de hâlâ varlığını ve etkinliğini koruyan üç önemli tarikat vardır. Bunların en önemlisi Nakşibendiyye tarikatıdır. BahaüddinNakşibend Hazretlerine nisbet edilen bu tarikat Emir AhmedBuharî ile İstanbul'a ulaşmış, Osmanlıların son dönemlerine doğru güçlü bir zemin bulmuş ve hızla yayılmıştır. Meşhur SufîAbdülkadirGeylani Hazretlerine nispet edilen kadiri tarikatının Osmanlılardaki ilk büyük temsilcisi Eşrefoğlu Rumî olup Osmanlılar bu tarikata yoğun ilgi göstermişlerdir. Ahmed er-Rifaiyenisbet edilen rifaiyye tarikatı da Anadolu topraklarındaki en köklü tarikatlerdendir.

  15. Osmanlıda Tasavvuf  Ulvi tasavvuf düşüncesi içine, zamanla bu müesseseden çıkar sağlamak isteyen ve toplumu kandırarak yanlışa sürükleyen insanlar da olmuştur. Osmanlı devleti de bu tür sapık tarikatler ile mücadele etmiştir. Ancak günümüzde yanlış tarikat anlayışlarını ve sapık ekolleri örnek göstererek bütün tasavvufî kültürü yok saymaya çalışmak Türk tarihini yok saymak gibidir. Tasavvufî düşünceler, Türk edebiyatı, Türk tarihi Türk kültürü anlatılmaya devam ettiği müddetçe yaşamaya devam edecektir. Yapılması gereken kendi gerçeklerimizle savaşmak değil onları doğru bir şekilde anlatmak ve sunmaktır.

  16. Osmanlı dönemi Mutasavvıfları • Şeyh Edebalı • Emir Sultan • Eşrefoğlu Rumi • Aziz Mahmudhüdayi • Mehmed Emin Tokadi.

  17. Sufilerden Esintiler MEVLANA CELALEDDİNİ RUMİ 1 Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.2 Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.3 Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.4 Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.5 Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.6 Hoş görülülükte deniz gibi ol.7 Ya olduğun gibi görün,Ya göründüğün gibi ol.

More Related