1 / 37

ANLATIM BOZUKLUKLARI

ANLATIM BOZUKLUKLARI. Hakan ÇALIŞIR Türkçe Öğretmeni & Eğitim Koçu www.hakancalisir.com calisirhakan@hotmail.com. ANLATIM BOZUKLUKLARI Anlatımın doğru, anlamlı ve kurallara uygun olmasını engelleyen kullanımların tümü birer anlatım bozukluğudur.

monty
Download Presentation

ANLATIM BOZUKLUKLARI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ANLATIM BOZUKLUKLARI Hakan ÇALIŞIR Türkçe Öğretmeni & Eğitim Koçu www.hakancalisir.com calisirhakan@hotmail.com

  2. ANLATIM BOZUKLUKLARI • Anlatımın doğru, anlamlı ve kurallara uygun olmasını engelleyen kullanımların tümü birer anlatım bozukluğudur. • Yani, "Cümlede anlatım nasıl olmalıdır?" ile "Cümlede anlatım nasıl olmamalıdır?" sorularının, birbirini doğrulayan yanıtları verilebilmelidir.

  3. Cümlede anlatımın doğruluğu ve yanlışlığı iki temel noktada oluşur: • Anlam • Kural Cümlelerde anlatım bu noktalardan bozulur. • Cümlede anlatım ilkeleri ve anlatım bozukluğu; nedenleri, örnekleriyle şöyle sıralanmalıdır:

  4. Açıklık: Cümlenin tek anlamlı ve anlaşılır olmasıdır. Anlam çıkarılamayan cümleler de açıklıktan yoksundur, birden çok anlam çıkarılan cümleler de. Cümlede açıklığı bozan nedenler ve örnekleri şunlardır: a. Noktalama yanlışlığı veya eksikliği: 1. Genç polise doğru yürüdü. (Yürüyen mi genç; polis mi?) 2. Hasta doktoru görünce şaşırdı. (Hasta olan doktor mu; yoksa bir hasta, doktoru görünce mi şaşırdı?) 3. Bayan satıcıya vitrinde gördüğü kazağın eşini almak istediğini söyledi. (Bayan mı söyledi; satıcı mı bayan?)

  5. 4. Senin için ne yaptığımız önemli değil. (Senin için mi önemli değil; senin için ne yaptığımız mı) Düzeltme yolu: "Senin için" sözünden veya "Senin için ne yaptığımız" sözünden sonra virgül getirilerek özne belirlenmelidir: Senin için, ne yaptığımız önemli değil. Senin için ne yaptığımız, önemli değil.

  6. Sözdizimi yanlışlığı veya sözcük eksikliği: • Çok başım ağrıyor. (Başım çok ağrıyor) • Şairimizi onuncu ölüm yıldönümünde andık. (... ölümünün onuncu yıldönümünde...) • Her çeşit anayasa dışı faaliyete karşı önlem alındı. (Anayasa dışı her çeşit faaliyete karşı...) • Şiiri senden çok severim. (Şiiri, senin şiiri sevdiğinden çok severim. Şiiri, seni sevdiğimden çok severim.)

  7. Dün kardeşini gördüm. ( Dün senin kardeşini gördüm. Dün onun kardeşini gördüm. Dün Ali'nin kardeşini gördüm.) • Okula gelirken kitaplarını getirsin. (... senin kitaplarını / ... onun kitaplarını...) • Söylediklerini herkese ileteceğim. (... senin söylediklerini / ... onun söylediklerini...)

  8. Duruluk: Cümlede gereksiz sözcük bulunmamasıdır. Cümlede anlamı verilmiş bir sözü karşılayan öteki söz, gereksizdir; duruluğu bozar: Eşanlamlı veya eşanlam niteliği kazanmış sözler kullanılması: • Size saygı ve hürmetlerimi sunarım. • Bize çok ilgi ve alaka gösterildi. • Isı sıfırın altındaeksi 10 dereceydi. • Bu gençler, ölmek üzere olan, can çekişen bir sanat dalını canlandırdı. • Kardeşim sinemadan dahahenüz dönmedi. • Dağ manzarasınıngörünümü hepimizi etkilemişti.

  9. Anlamı başka sözle verilmiş sözcük veya ek kullanılması: • Kitaplığa üçadet yeni masa alındı. • Sabahları karşılıklı selamlaşırdık. • Nevruzun anlamı, yeni gün demektir. • Belki bunlar ilk bakışta fazla görünebilir. • Çok yakışıklıydı; üstelik zenginliği de cabası. • Aramızdakimevcut anlaşmazlık giderildi.

  10. Gizlibir sırmış gibi bunları kulağıma yavaşça fısıldadı. • El kaldırıyor; sanki bunları biliyor gibi. • Altı çiziliolan sözcük çıkarılırsa bu cümlenin anlamı bozulur. • Yaklaşık üç yıla yakın bir zamandır bu sorun yaşanıyor. • Bazı şairler öfkelidir; mesela Namık Kemal gibi.

  11. Tek fiil yerine bileşik fiil kullanılması: • etki etmek (etkilemek), hasta olmak (hastalanmak), kuşku duymak (kuşkulanmak), son bulmak(bitmek)... Not:Pekiştirmeamacıyla kullanılmış sözler duruluğu bozmaz. • Yanılmış olamam; kendigözlerimle gördüm. • Niçin şaşırdın? Ona ben söyledim.

  12. Anlamca Uygunluk, Doğruluk Sözcüğün yanlış anlamda kullanılması: • 1.Babasının desteği yüzünden başarılıdır. ( sayesinde) 2.Hakan'ın başarılı oyunu gol atmamıza neden oldu. (...atmamızı sağladı) 3.Bütün olasılıkları kullanıp sorunu çözdük. (olanakları) 4.Daum, Beşiktaş'ın seneye şampiyon olabileceğini savundu. (iddia etti) 5.Cihan'ın babası, 10 Kasım 1948 yılında doğmuş. (günü veya tarihinde)

  13. 6.Çok uyumak, fayda değil zarar sağlamaktadır. (vermektedir) 7.Mahalleye yeni direkler dikilip, elektrik telleri döşenecekmiş. (çekilecekmiş) 8.Veznedarın başına vurularak paraları zorla çalınmış. (alınmış) 9.Size yeni arkadaşınızı tanıştırayım (tanıtayım) 10.Mutluluk, başka bir deyimle yaşamdan hoşnut olma, görecedir. (söyleyişle)

  14. 11.Görmeyeli saçların epeyce büyümüş. (uzamış) • 12.Sınavı kazanma şansınız, kaybetme şansınıza eşittir. (ihtimalinize) • 13.Yıllarca Avrupa'da öğretim gördüm. (öğrenim) • 14.Bahçeye çeşitli fidanlar ektik. (diktik) • 15.Oylamada iki üye çekingen davrandı. (çekimser) • 16.Bu soylu davranış bize özeldir. (özgüdür)

  15. 17.Müdür Bey çok yoğun olduğundan sizinle görüşemeyecek. (...yoğun çalıştığından veya ...işleri çok yoğun olduğundan) 18.Çok çalıştı; buna karşılık başaramadı. (karşın) (Bir aylık çalışmasına karşılık iyi bir para alıyor.) 19.Soruşturmanın sonucunda suçsuzluğu anlaşıldı. (sonunda) 20.Kazandığın parayı küçümseme. (azımsama) (Rakibini küçümseme; seni yenebilir.)

  16. 21.Kayıt için bir resim istediler. (fotoğraf) 22.İlk kitabı bu ay yayınlanmış. (yayımlanmış) 23.Bu köylerde çok güzel halılar örülür. (dokunur) 24.Manzaranın doyumsuz güzelliğiyle çarpılmıştık. (doyulmaz) 25.Bu evler birbirine çok yaklaşık yapılmış. (yakın) ( Bundan yaklaşık üç yıl önce görüşmüştük.) 26.Bu okulda kimseye ayrılık tanınmaz. (ayrıcalık) 27.Toplantıdaki sözlerimin tümü, çarptırılarak yayımlanmış. (çarpıtılarak) 28.Konuşmam için verilen süreç dolmuştu. (süre) ( Ergenlik sürecinde mutsuzdu.)

  17. Deyimin yanlış kullanılması: • El öpmekle ağız aşınmaz. ( dudak) • Çok beceriksizdir; denize girse kurutur. (şanssızdır) • Çocuğun perişan halini görünce içi ezildi. (içi sızladı) • Sözleri ve davranışları öyle tutarsız ki bir dediği iki olmuyor. (bir dediği bir dediğini tutmuyor) • Bu gömleği beğendi; ama parası çıkışmadığından hevesi karnında kaldı. (kursağında)

  18. Çelişen sözler kullanılması: • Hiç kuşkusuz bunları siz de biliyor olmalısınız. • Bu bina aşağı yukarıtam 40 yıl önce yapılmıştır. • Sanırım bu soruyu kesinlikle çözmüşsünüzdür. • Eminim şu anda buralardan uzaklaşmış olmalı.

  19. Yapılışı yanlış sözcük kullanılması: • Evden okula yaya gelebilinir. • (gelinebilir) • Batılaşma çabalarımız yoğunlaştı. • (Batılılaşma) • Başkasıyla oynayan çocuk hoşgörülük kazanır. • (hoşgörü)

  20. Mantık yanlışları: • Akıl yaşta değil baştadır; fakat yaş ilerledikçe aklın gelişmesi durur. • Komşularımızda bir ölü ölmüştü. • Un öğüttüm. • Portakal suyu sıkayım mı? • Bu yanlışlık, oyunun izlenmemesine; hatta beğenilmemesine neden olur.

  21. Dilbilgisi kurallarına uygunluk Tamlama yanlışları: • Sorunlarımızı karşılıklı anlayış ve birlik içinde çözelim. ( Sorunlarımızı birlik ve karşılıklı anlayış...) • Özel ve kamu bankaları denetleniyor. (Özel bankalar ve kamu bankaları...)

  22. İlk ve orta dereceli okullar tatil edildi. (İlkokullar ve orta dereceli okullar...) • Ayşe, çalışkan ve iyi huylu bir kızdır. (...iyi huylu ve çalışkan bir kızdır.) • Yemekte salçalı makarna ve komposto vardı. (... komposto ve salçalı makarna...)

  23. Eklerin yanlış veya gereksiz kullanılması: • Sen daha doğru konuşmasını bilmiyorsun. (... konuşmayı...) • Onlar yirmi yıldan beri İstanbul'da yaşıyorlar. (... yirmi yıldır...) (... 1980'den beri...) • Soruyu bu kadar çabuk çözdüğüne şaşırdım. (... çözmene / çözmesine...)

  24. Bu sözlerin iyi anlaşılması için tekrar söylenilmesi gerekir. • Bu konuyla ilgili birçok sorular bulunabilir. • Müzikle ilgilenişimin nedeni, beni dinlendirmesindendir. • Böyle bir şey, hem matematiksel hem de anlam yönünden doğru olmaz

  25. Özne - yüklem uyumu: Özne ile yüklem arasında tekillik çoğulluk ve kişi bakımından uyum vardır. • Çocuklar ve siz veliler yine birbirinizi anlamadı, sanırım. ...anlamadınız...) • Son durağa geldiğimizde, otobüste bir ben bir de yaşlı adam kalmıştı. (kalmıştık)

  26. Saygı, nezaket, yüceltme veya alay amacıyla tekil özneye çoğul yüklem getirilebilir: • Müdür bey henüz gelmediler. (saygı) • Hanımefendi, şöyle buyurmazlar mı? (nezaket) • Ahmet Bey, bu sorunu da çözerler. (yüceltme) • Küçük Bey, sigaraya genç yaşta başlamakla isabet buyurmuşlar! (alay)

  27. Özne; bitki, hayvan, cansız varlık, soyut kavram ve gövde organı adı olduğunda, yüklem tekil olur. • Belediye otobüsleri onarıldı. • Belediye otobüslerinin her biri onarıldılar. (... onarıldı.)

  28. d. Öğe eksikliği veya yanlışlığı Birden çok cümlenin oluşturduğu (bileşik, sıralı, bağlı) cümlelerde ortak öğe sorunları oluşması olasılığı çoktur. Bunları sırayla değerlendirelim:

  29. Özne eksikliği: 1. Arkadaşlarının hiçbiri onu üzmez; aksine çok severdi. (Arkadaşlarının hiçbiri onu üzmez; aksine hepsi çok severdi.) 2. Memlekette bulanıklık yok bugün; tersine alacakaranlıktan kurtulmuş durumda. (Memlekette bulanıklık yok bugün; tersine memleket alacakaranlıktan kurtulmuş durumda.) 3. Cephanelik nöbetçisinin silahı elinden alındı ve soyuldu. (Cephanelik nöbetçisinin silahı elinden alındı ve cephanelik soyuldu)

  30. 4. Bu eserin çevirisinde hem yanlışlar var hem de sahne diline hiç yatkın değil. (Bu eserin çevirisinde hem yanlışlar var hem de bu eser sahne diline hiç yatkın değil.) 5. Bazılarının kimseye saygısı yoktur, herkesi rahatsız eder. (Bazılarının kimseye saygısı yoktur, onlar herkesi rahatsız eder.) 6. Kitaplıktaki kitapların sayısı belirlendi ve tek tek numaralandı. (Kitaplıktaki kitapların sayısı belirlendi ve kitaplar tek tek numaralandı.) 7. Herkes bildiğini okuyor, başkasına kulak asmıyordu. (Herkes bildiğini okuyor, hiç kimse başkasına kulak asmıyordu.) 8. Kimse onun nereye gittiğini bilmiyor, onu merak ediyordu. (Kimse onun nereye gittiğini bilmiyor, herkes onu merak ediyordu.)

  31. II. Nesne eksikliği 1. O benim en sevdiğim şarkıdır, her zaman dinlerim. (O benim en sevdiğim şarkıdır, onu her zaman dinlerim.) 2. Bir gece birkaç asker diktatörün evini bastılar ve bir kışlaya götürüp sorguladılar. (Bir gece birkaç asker diktatörün evini bastılar ve diktatörü bir kışlaya götürüp sorguladılar.) 3. Ona imreniyor ve başarısından ötürü de kıskanıyordu. (Ona imreniyor ve onu başarısından ötürü de kıskanıyordu.) 4. Öğrencilere birer form verildi ve doldurmaları istendi. (Öğrencilere birer form verildi ve onları doldurmaları istendi.)

  32. III. Dolaylı tümleç eksikliği 1. Öğrencilerimin tümünü kutladım ve teşekkür ettim. (Öğrencilerimin tümünü kutladım ve onlara teşekkür ettim.) 2. Bayramınızı kutlar, saygılar sunarım. (Bayramınızı kutlar, size saygılar sunarım.) 3. Bu sözleri halk niçin dinlesin ve inansın? (Bu sözleri halk niçin dinlesin ve onlara inansın?) 4. Birbirlerini çok iyi anlar ve çok inanırlardı. (Birbirlerini çok iyi anlar ve birbirlerine çok inanırlardı) 5. Sanatçı insanları sevmeli ve insan olduklarını hissettirmelidir. (Sanatçı insanları sevmeli ve onlara insan olduklarını hissettirmelidir.)

  33. IV. Zarf tümleci eksikliği veya yanlışlığı 1. Onu buraya gelmeden önce mi sonra mı aradın? (Onu buraya gelmeden önce mi geldikten sonra mı aradın) 2. Ahmet Bey hastalanınca tedavi edilmiş ve iyileşmiş. (Ahmet Bey hastalanınca tedavi edilmiş ve tedaviden sonra iyileşmiş.) 3. Bu sorunlara nasıl katlandın; nasıl başa çıktın? (Bu sorunlara nasıl katlandın; bunlarla nasıl başa çıktın?)

  34. V. Yüklem eksikliği veya yanlışlığı 1. Ben babamı, sen ustanı unutma. (Ben babamı unutmayayım, sen ustanı unutma.) 2. Bir bardak süt ve birkaç da bisküvi yedim. (Bir bardak süt içtim ve birkaç da bisküvi yedim.) 3. Bu konuda inançlı; fakat tutucu değildi. (Bu konuda inançlıydı; fakat tutucu değildi.) 4. Ne giyecek elbisesi ne de yiyecek lokması yoktu. (Ne giyecek elbisesi ne de yiyecek lokması vardı.)

  35. 5. O beni kandırmak için bin türlü söz söylüyor; bense güya onu dinliyordum. (O beni kandırmak için bin türlü söz söylüyordu; bense güya onu dinliyordum.) 6. Yanlış yapan ben değil, sensin. (Yanlış yapan ben değilim, sensin.) 7. Köfteyi çok; ama lahanayı hiç sevmezdi. (Köfteyi çok severdi; ama lahanayı hiç sevmezdi.) 8. Hangisinin haklı, hangisinin haklı olmadığını anlayamadık. (Hangisinin haklı olduğunu, hangisinin haklı olmadığını anlayamadık.)

  36. VI. Çatı uyumsuzluğu 1. Antrenman bitince eve gidilip duş almak gerekiyor. (Antrenman bitince eve gidip duş almak gerekiyor.) 2. İnşaattaki eksiklikleri belirleyerek hepsi kısa sürede giderilmişti. (İnşaattaki eksiklikler belirlenerek kısa sürede giderilmişti.)

  37. VII. Bağlaç yanlışlığı 1. Futbol veya basketbol, en sevdiğim sporlardır. (Futbol ve basketbol, en sevdiğim sporlardır.) 2. Coğrafyada Asya ya da Avrupa kıtalarını iyice öğrenmeliyim (Coğrafyada Asya ve Avrupa kıtalarını iyice öğrenmeliyim.)

More Related