1 / 29

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ. Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri. OBSESİF – KOMPULSİF BOZUKLUK. Obsesif – kompulsif bozukluk (OKB) :

Download Presentation

İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. İZMİR YÜKSEK TEKNOLOJİ ENSTİTÜSÜ Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Hizmetleri

  2. OBSESİF – KOMPULSİF BOZUKLUK

  3. Obsesif – kompulsif bozukluk (OKB) : Çok sıkıntı yaratan ve gündelik işlevleri kısıtlayan, aklın ısrarlı ve kontrol edilemeyen düşüncelerle dolduğu ya da kişilerin bazı davranışları tekrar tekrar yapmaya zorunlu hissettiği bir kaygı bozukluğudur. • Toplumun yüzde 2-3’ünü etkilemektedir.

  4. OKB, kadınlarda erkeklere göre daha yüksek sıklıkta görülmektedir. • Genellikle hamilelik, doğum, aile çatışması, işte sorun gibi stres yaratan olaylardan sonra erken yetişkinlikte başlar. • Erken başlangıç erkeklerde daha sık gözlenir (Davison ve Neale, 2004). • OKB, erkeklerde kontrol etme takıntıları, kadınlarda ise temizlik takıntıları şeklinde ortaya çıkmaktadır.

  5. OKB, çoğunlukla depresyon ile birlikte görülebilmektedir. • OKB, ayrıca diğer kaygı bozukluklarıyla, özellikle panik ve fobilerle, ve çeşitli kişilik bozukluklarıyla birlikte görülür.

  6. OBSESYON • Davetsiz olarak akla giren tekrarlayan düşünceler, itkiler ve imgelerdir. • Bunları yaşayan kişilerce kontrol edilemez ve akla aykırı olarak algılanırlar (Davison ve Neale, 2004). • Genellikle günlük işlevlerini bozacak düzeyde güçlü ve sık biçimde yaşanırlar.

  7. OBSESYON • En sık gözlenen obsesyonlar; Aşırı şüphecilik Erteleme Kararsızlık Bulaşma korkusu Cinsel ya da öfke dolu tepkiler göstermeye ilişkin korkular Bedensel fonksiyonların bozulmasına yönelik korkulardır.

  8. KOMPULSİYON • Bir felaketin olmasını önlemek ya da sıkıntıyı azaltmak için kişinin yapmaya zorunlu hissettiği tekrarlayıcı davranıştır. • Davranışın görünen amacıyla gerçek bir bağı yoktur veya görünür şekilde aşırıdır. • Eylem yerine getirilmediğinde korkunç sonuçlar doğacağına inanılır.

  9. KOMPULSİYON • Kompulsiyonlar sıklıkla; Temizlik ve düzen Belirgin eşyalardan kaçınma Sayı sayma Uğurlu eşyaya, bedenin bir yerine dokunma Önleyici tedbirleri üst üste defalarca yapma (ocağı, prizleri kontrol vs.) şeklinde görülebilir.

  10. KOMPULSİYON • Bireye zevk veren yeme, içme, kumar gibi faaliyetler kompulsiyon olarak adlandırılmaz. • Kompulsiyonlar genellikle kişiliğe yabancı, saçma ve garip olarak nitelendirilen davranışlardır.

  11. OKB’nin dört ana belirti grubu vardır :1- Bulaşma : En yaygın görülenidir. Kişi sürekli olarak idrar, dışkı,toz ya da mikrop bulaşacağını düşünür. Bu bulaşmanın kişiden kişiye, nesneden nesneye geçtiğine inanır. Bu durumun yarattığı sıkıntıyı azaltmak için temizleme eylemlerine girişir ya da onlardan kaçınmaya çalışır .2- Kuşku: Kişi bazı işleri yapmadığına, unuttuğuna, ihmal ettiğine inanır. Bu nedenle kontrol etme kompulsiyonları başlar. Defalarca ocağı, musluğu, kapıyı kontrol etmeye çalışır.3- Cinsel ya da saldırgan eylem düşünceleri: Çocuğuna zarar vereceği, öldüreceği, cinsel tacizde bulunacağı gibi düşünceler...4- Simetri-Kuralcılık: Bazı durumların belli bir düzen içinde olmasını isteme şeklindedir. Eşyaların belli bir düzene göre yerleştirilmesi, bu düzendeki en küçük bir değişikliği fark etme ve tekrar eski haline döndürme çabası gibi.

  12. OKB, insan ilişkilerini kötü yönde etkileyen bir kaygı bozukluğudur. Sürekli karşı konulamaz işlevsellikten uzak davranışlar sergileyen kişilere karşı bir süre sonra çevresindekilerce kızgınlık, kaygı bazen de suçluluk uyanmaya başlar.

  13. Dsm-IV’e göre tanı kriterleri: • Obsesyonlar; İstenmeden gelen,uygunsuz olarak yaşanan ve belirgin kaygı ya da sıkıntıya neden olan yineleyici düşünceler, dürtüler ya da düşlemler Düşünceler dürtüler ya da düşlemler sadece gerçek yaşam sorunları hakkında duyulan aşırı üzüntüler değildir. Kişi bu düşünceleri, dürtüleri ya da düşlemlerine önem vermemeye ya da bunları baskılamaya çalışır ya da başka bir düşünce ve eylemle bunları etkisizleştirmeye çalışır. Kişi obsesyon düşüncelerini, dürtülerini ya da düşlemlerini kendi zihninin bir ürünü olarak görür.

  14. Dsm-IV’e göre tanı kriterleri: • Kompulsiyonlar; Kişinin obsesyona bir tepki olarak ya da katı bir biçimde uygulanması gereken kurallarına göre yapmaktan kendini alıkoyamadığı yineleyici davranışlar ya da zihinsel eylemler Davranışlar ya da zihinsel eylemler, sıkıntıdan kurtulmaya ya da var olan sıkıntıyı azaltmaya, korku yaratan durumdan korunmaya yöneliktir; ancak bu davranışlar ya da zihinsel eylemler etkisizleştirilmesi veya korunulması tasarlanan şeylerle gerçekçi bir biçimde ilişkili değildir ya da açıkça çok aşırı düzeydedir.

  15. Çocuklukta OKB • Çocuklarda obsesyonlar arasında en yaygın olanlar kirlenme, kendine ve diğerlerine zarar verme şeklinde görülür. • Kompulsyonlardan en yaygın olarak görülenler ise yıkama, banyo yapma, tekrarlı sayma , düzen, dokunma, tekrar tekrar okuma ve yazma, ve çeşitli zihinsel ritüellerdir ( Piacentini ve Langley, 2004). 

  16. Çocuklukta OKB • OKB’li çocuklar daha az belirgin obsesyonlara sahiptirler. • Obsesyonlarıyla ilgili ailelerine bitmez sorular sorarlar ama bu rahatsızlıklarını gidermek için çok fazla çaba göstermezler. • Çocuklar 8 yaşından sonra bu rahatsızlıklarının anormalliğinin farkına varmaya başlarlar.

  17. NEDENLERİ • OKB’nin nedenleri psikanalitik, bilişsel kuramlar ve biyolojik etkenler başlıkları altında incelenmektedir.

  18. NEDENLERİ • Psikanalitik kurama göre OKB, katı tuvalet eğitimi sonucunda kontrol edilemeyen kuvvetli cinsel ya da saldırgan dürtülerin sonucudur. • Kişinin, Freud’un gelişim evrelerinden 12-36 ay arasını kapsayan anal dönemde saplanıp kaldığı varsayılır. • İnsanın ilkel arzuları ile savunma mekanizmasının çatışması sonucu davranışlar ortaya çıkar.

  19. NEDENLERİ • Psikanalitik kuramın bir diğer temsilcisi Alfred Adler (1931), OKB’yi ebeveynlerin aşırı hükmediciliği sonucunda bireylerin yeterlilik duyguları geliştirememelerinden doğan bir patoloji olarak değerlendirmiştir. Aşağılık duygularıyla yüklü olan bu kişiler bilinç dışında kendilerini yeterli hissedecekleri ve kontrol edebilecekleri bir alana sahip olabilmek için kompulsif ritüellere başvururlar.

  20. NEDENLERİ • Bilişsel davranışçı kurama göre ise OKB, sonuçların pekişmesi sonucu öğrenilen davranıştır (Meyer ve Chesser, 1970). • Kompulsif kontrol etme olabilecek felaketlerin önüne geçme amacı taşımaktadır. • Kişi davranışları sonucunda kendini güvende hissetmekte ve kaygı düzeyini aşağıya çekmektedir.

  21. NEDENLERİ • Hoşa gitmeyen düşünceleri bastırmaya çalışma aşırı duygusal durumlarla ilişkilidir ve böylece bastırılmış düşünce ve duygu arasında kuvvetli bir ilişkiye yol açar. Bir çok bastırma denemesinden sonra şiddetli bir duygu, düşüncenin geri dönmesine ve olumsuz duygu durumunun artmasına neden olur. Sonuç kaygının artmasıdır (Davison ve Neale, 2004).

  22. NEDENLERİ • Biyolojik etkenler; OKB’nin beyin iltihabı, kafa yaralanmaları ve beyin tümörleri ile ilişkili olduğunu belirtmektedir. OKB’li hastaların frontal loblarında belirgin bir hareketlenme olduğu gözlemlenmektedir. Genetik bir yatkınlıktan söz edilmektedir. OKB’ye neden olan bir gen bulunamamıştır, ancak OKB hastalarının yakınlarında bu hastalığın görülme olasılığı artmaktadır. Aynı ailede görülen OKB semptomlarının aynı olması gerekmez.

  23. TEDAVİSİ • OKB, psikolojik sorunlar içerisinde tedavisi en güç olanlardandır. • Tedavide amaç öncelikle var olan hastalığı tedavi etmek sonra da hastalığın tekrarlamasını önlemektir. Bu amaçla iki tedavi yöntemi kullanılmaktadır: 1. Seçici serotonin geri alım inhibitörleri kullanmak 2. Bilişsel davranışçı tedavi uygulamak

  24. TEDAVİSİ • Kompulsif ritüellerde genellikle kabul edilen tedavi yöntemi İngiltere’de Meyer’in (1966) öncülüğünü yaptığı davranışın engellenmesiyle birlikte maruz bırakma yönteminin kullanılmasıdır. •  Çocuklarda OKB tedavi çalışmasında  Bilişsel Davranışçı Tedavinin etkili tek psikolojik terapi ve ilk sıra tercih edilen terapi yaklaşımı olduğu bulunmuştur (Turner, 2005).

  25. Bilişsel Davranışçı Tedavi • March ve ark.(1995) OKB tedavisini 3 bölüme ayırmışlardır. A-    Psikolojik eğitim, anksiyete yönetme eğitimi ve bilişsel terapi B-    Maruz bırakma ve tepki önleme C-    Nüksü önleme ve davranışsal ödül programı

  26. TEDAVİSİ • Tedavide bastırmanın kaldırılması ve hastanın gerçek korkusuyla yüzleşmesi gerekmektedir. Böylece itki doyurulmaya çalışılacaktır. • Temel amaç; bilinç dışı belirleyiciler hakkında iç görü kazandırmaktır. • Bazen obsesif-kompulsif ritüellerin kontrolü ancak hastanede mümkün olabilir.

  27. OKB hastaları erteleme, değişimden korkma ve başkalarının kendilerini kontrol etme durumuna aşırı hassasiyet gösterme eğilimindedir.

  28. Obsesif Kompulsif Bozukluk bir irade zayıflığı olarak nitelendirilmemelidir. • OKB’li kişilerin hiçbir şekilde çevresindekilerce suçlanmaması gerekmektedir. • Uzman birinden yadım alması için teşvik edilmelidir. • OKB bulaşıcı bir hastalık değildir.

  29. TEŞEKKÜRLER

More Related