1 / 38

BİYOÇEŞİTLİLİK

BİYOÇEŞİTLİLİK. Canlıların okyanusların dibinden atmosferde yükselebildikleri en yüksek seviyeye kadar olan bölüme biyosfer denir. Biyosfer kelimesi "canlı küre“ anlamına gelmektedir.

kyne
Download Presentation

BİYOÇEŞİTLİLİK

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. BİYOÇEŞİTLİLİK Canlıların okyanusların dibinden atmosferde yükselebildikleri en yüksek seviyeye kadar olan bölüme biyosfer denir. Biyosfer kelimesi "canlı küre“ anlamına gelmektedir. BİYOM: Benzer bitki ve hayvan türlerini barındıran bölgelere Biyom denir.Her biyomda, egemen bitki örtüsü, o biyoma özgü bir dizi hayvan topluluğunu barındırır. Her biyomun biyotası (bitkileri ve hayvanları), doğanın her yanında benzer özellikler taşır. Biyomlar, yaşam çevresi denilen içinde özel organizmaların yaşadıkları daha küçük birimlerden oluşurlar. HABİTATBiyomlar içerisinde daha dar kapsamlı sadece o bölgede bir bitkinin yada hayvanın yaşamasına olanak sağlayan alanlar ise Habidat alanını oluşturur.Örneğin, Köyceğiz gölü çevresinde taban suyunun yüksek olduğu yerler, sığla ağacının yetişebilmesi için ayrı bir ortam oluşturur. Bu alan sığla habitatıdır. 

  2. Canlıların yeryüzündeki dağılışı, coğrafi şartlarla yakından ilgilidir. • Coğrafi şartlar dünyanın her yerinde aynı değildir. • Canlı türleri kendi yaşam şartlarına uygun alanlarda yayılış gösterir.

  3. Coğrafi şartların değişmesi durumunda canlı türleri yeni ortama uyum sağlar ya da uygun yaşam koşullarının olduğu ortamlara göç eder. • Göç edemeyen ve yeni ortama uyum sağlayamayan canlı türlerinin nesli önce azalır sonra da yok olur.

  4. Gen Tür Ekosistem Biyolojik çeşitlilik, olmak üzere üç hiyerarşik kategoriye ayrılır

  5. Genetik Çeşitlilik bir tür içindeki çeşitliliği ifade eder. Bu çeşitlilik belli bir tür, popülasyon, varyete, alt-tür ya da ırk içindeki gen farklılığıyla ölçülür. • Tür Çeşitliliği belli bir bölgedeki, alandaki ya da tüm dünyadaki türlerin farklılığını ifade eder. • Ekosistem çeşitliliği ise bir ekolojik birim olarak karşılıklı etkileşim içinde olan organizmalar topluluğu ile fiziksel çevrelerinin oluşturduğu bütünle ilgilidir.

  6. Tropikal yağmur ormanları: Bu ormanlar yeryüzünün en çok yağmur alan Ekvator kuşağının 20°kuzeyi ve güneyi arasında kalır. Bu alanlarda hava daima sıcak ve nemlidir. Amazon Havzası en geniş tropikal yağmur ormanlarının bulunduğu alandır. Afrika’da Gine Körfezi’nden iç bölgelere ve Kongo Havzasına doğru uzanır. Güneydoğu Asya ve Avustralya’da da bu tür ormanlar yer yer vardır.

  7. Savan: Tropikal iklim bölgelerinde uzun boylu otlarla birlikte seyrek ağaç ve çalıların görüldüğü otlaklardır. Afrika’da, Avustralya’da ve Brezilya’nın güneyinde görülür. Çok çeşitli sayıda ve büyüklükte hayvanların yaşadığı ve beslendiği alanlardır.

  8. Çöl:Bitki örtüsünün hiç bulunmadığı ya da çok seyrek olduğu aşırı kurak alanlardır. Çöllerde belli bir yağış mevsimi yoktur. Ara sıra kısa süren sağanak yağmurlar düşer. Bazen üst üste birkaç yıl yağmur yağdığı veya ardından yıllarca yağmur yağmayabilir. Bu nedenle organik madde üretiminin en düşük olduğu alanlar çöllerdir. İklim şartlarına göre aşırı düşük sıcaklığa sahip olan alanlara Soğuk çöl, kurak ve yüksek sıcaklıktaki alanlara da Sıcak çöl denilmektedir Bitkiler kuraklığın belirgin olduğu yerlerde daha fazla su kazanmak ve terlemeyi azaltmak için şu özellikleri gelişmiştir.1-Bitkilerin kök sistemleri gelişmiştir. 2-Gövde bodur dallar kısadır.3-Yaprak yüzeyleri kadife gibi tüylerle kaplıdır. 4-Yaprak zarları kalındır. 5-Bitkinin gövde dal ya da yaprakları dikenlidir.

  9. ILIMAN ÇAYIRLAR ( Step, çayır, preri):Yağışların çölleşmeye neden olmadığı, ancak orman yetişmesi için de yetersiz olduğu alanlarda otlaklar oluşmuştur. Otlaklar toprak üstü örtüsü olarak toprağı korur, suyu tutar, kaynak sularını toplar, kirli havayı temizler, yaban hayvanlarına barınma imkânı sağlar, otçul hayvanlara beslenme imkânı sağlar.

  10. Tundra:Kutuplar gibi soğuk, rüzgârlı ve az yağışlı bölgelerdeki bitki örtüsüne Tundradenir. Kuzey Yarı Kürede Kuzey Buz Denizi ile Kutup Dairesi arasında yani kutup bölgelerine yerleşmiş biyomlardır. Tundralarda buzullar etkili olur, yılın sadece 3 ayı buzsuz geçer ve gün içindeki en yüksek sıcaklık bile 10C den azdır. Toprağın buzlu yapısı sıcak mevsimlerde 30–40 cm derinliğe kadar çözünebilir. Bu zamanda da ortalık çamur deryası haline gelir.

  11. İğne Yapraklı Ormanlar: Kutuplara göre daha az soğuk ve kısmen yağışlı bölgelerde kozalaklı ağaç ormanları biyomu başlar. Sibirya, İskandinavya, Kanada gibi soğuk yerlerden başlayıp, Akdeniz’e kadar inen çam ormanları (sarıçam, karaçam, ladin, köknar, huş, K.Amerika’da sekoya sediri, köknar, sedir gibi reçineli ve soğuğa dayanıklı ağaçlardan oluşan ve Sibirya boyunca Tayga adı verilen ormanlar) bu biyoma girer. Bu türe İğne yapraklı ormanda denir.

  12. Kutuplar: Soğuk çöller Antarktika ve Gröndland’ta bulunur. Buzlarla kaplı olduğu için yağış alan kıyı kesimleri dışındaki yerlerde yaşam pek mümkün değildir.

  13. A- DOĞAL FAKTÖRLER: 1-İKLİM: iklim şartları, sıcaklık, yağış, güneşlenme süresi, rüzgârlar, nemlilik gibi elemanların gösterdiği özellikleri ile etki eder. a- Sıcaklık: Her bitki türünün ideal şartlarda gelişebileceği veya uyum sağlayabileceği bir sıcaklık ortamına ihtiyaç vardır. Sıcaklığın çok düşük olduğu veya yetersiz olduğu yerlerde veya da çok aşırı olduğu yerlerde bitkiler yetişemez. İdeal sıcaklık şartlarının dışına çıkıldığında bitki türleri değişerek yerini diğer türlere bırakır. Ayrıca bitkilerin don olayına dayanıklı olup olmamaları da önemli etkidir. Birçok bitki türü için sınırlayıcı en alt ve en üst sıcaklıklar 40º C ile - 40º C arasıdır. 8ºC sıcaklık büyüme dönemi başlangıcı için gerekli sıcaklıktır. 

  14. Tropikal Yağmur Ormanları

  15. 10 km² lik yağmur ormanı alanı ortalama olarak: 15.000 tür çiçek 750 tür ağaç 400 tür kuş 100 tür sürüngen 60 tür kurbağa 4000 tür böcek Tropikal Yağmur Ormanları Ekvatoral yağmur ormanlarının dünyanın bitki ve hayvan türlerinin %50 70'ini barındırdıkları tahmin edilmektedir. barındırmaktadır

  16. b- Nemlilik ve Yağış:Bitki örtüsü dağılışı yağış dağılışına paralellik sunar. Yağışın çok olduğu yerlerde gür ormanlar yer alırken, azaldığı yerlerde orman seyrelir, daha azalınca yerini bozkır alır. Su miktarı belli bir oranın altına düşünce bitkilerin yaşamsal faaliyetleri sona erer. Yağışların düzenli olmadığı ve miktarının 250 mm nin altında indiği alanlarda(çöllerde) yüzey ya tamamen çıplak ya da kuraklığa aşırı derecede dayanıklı bitkiler kaktüs ve çalılıklarla kaplıdır. Sıcaklığın bütün yıl 0 derecenin altında kaldığı ve bitkilerin topraktan su almadığı yerlerde soğuk buz çölleri ise hiçbir bitki görülmez.  Yağışın miktarı kadar rejimi de önemlidir.

  17. Çöller İklim koşullarına göre kurak ve yüksek sıcaklığa sahip alanlara sıcak çöl, aşırı düşük sıcaklıktaki alanlara da soğuk çöl denilmektedir. Sıcaklık, ışık ve yağış miktarının bitki ve hayvan yaşamındaki sınırlayıcı özelliği çöllerde belirgin biçimde görülür.

  18. Bazı çöl kertenkeleleri, çoğunlukla hareket halindedir ve sadece gölgede dinlenir. Yarasa, yılan, kemirgen, tilki, kokarca gibi hayvanlar geceleri ortaya çıkar, gündüzleri serin bir oyuk ya da mağarada uyur

  19. Soğuk çöller; buzlarla kaplı olduğu için yağış alan kıyı kesimleri dışındaki yerlerde yaşam pek mümkün değildir. Burada yaşayan penguen, fok, kutup tilkisi, beyaz ayı ve kuş gibi hayvanlar besinlerini genellikle denizden sağlar

  20. Kutuplarda yaşayan hayvanlar, düşük sıcaklıklar ve besin yetersizliği gibi şartlara uyum sağlamak zorundadır. Kutup bölgelerindeki yaşam koşullarına uyum sağlamış olan fokların derilerinin altında kalın bir yağ tabakası mevcuttur.

  21. 2- YERŞEKİLLERİ: Dağ kuşakları boyunca yükselti, bakı eğim, dağların uzanışı, arazinin yarılma durumu, drenaj durumu v.b. yatay ve dikey doğrultuda değişmesi farklı yerel şartların oluşmasına neden olarak farklı özellikte bitkilerin yetişmesine ortam hazırlamaktadır. a- Yükselti: Yükselti yağışın artmasına, sıcaklığın azalmasına neden olur. Bu yüzden sıcaklık ve su isteği farklı olan bitkiler dağlar boyunca yükseltiye göre basamaklar oluşturur. Yükseklere doğru çıkıldıkça yüksek enlemlere doğru gidiliyormuşçasına bitki örtüsü değişmektedir. Yani yüksek enlemlerin bitki örtüleri alçak enlemlerin yüksek sahalarında yaşam alanı bulabilmektedir. Not: Yüksekliğin 100m artması, yaklaşık ekvatordan 100 km uzaklaşmaya denk gelmektedir. b- Bakı:

  22. 3-TOPRAK: Bitki ve hayvanlar yaşamak için toprağa ihtiyaç duyarlar. Toprağın fiziksel yapısı ve kimyasal özellikleri nem ve sıcaklık durumu canlılar için önemlidir. Bazı bitkileri beslenme ve kök gelişimi için özel toprak isterler. Bazıları kireçli, bazıları yumuşak kumlu, bazıları volkanik toprakları severler. Bazen de erozyonla üstteki toprağın aşınması sonucu ana kaya ya da ofiyolitlerin yüzeye çıkması bitkilerin yetişmemesine neden olur. Tuzlu topraklarda Fıstık çamı ve sarıçam yetişmez, bunlar kumlu topraklarda yetişir. Örnek, Tuz gölü çevresi tuzlu topraklarda - deniz kıyısındaki bitki türleri yetişebilmektedir.Tuzlu topraklarda yetişen bitkiler diğer topraklarda da yetişmemektedir.

  23. B-BİYOLOJİK FAKTÖRLER: İnsanların endüstriyel ve tarımsal etkinlikleri başta olmak üzere çeşitli faaliyetleri olumsuz sonuçlar doğurmakta, bitki ve hayvan dağılımını etkileyerek bitki dağılım kompozisyonunu değiştirmektedir. Hatta birçok canlının yok olması ve neslinin tükenmesine de neden olmaktadır. İnsanların yaptığı olumsuz etkilerin en önemlilerinden biri de orman tahribatıdır. Nüfus arştı ve şehirleşme de önemli etkiye sahip sonuçlar doğurmaktadır.

  24. C-PALEOCOĞRAFYA: 1- KITALARIN KAYMASI: Bitki ve hayvan türleri üzerinde bu günkü şartlar kadar geçmişte yaşanan şartlarda önemlidir. Kıtalarda ve iklimlerde meydana gelen değişiklikler canlıları ve dağılımını ve yaşamını etkilemiştir. Kıtaların kayması sonucu tek kıtadan günümüze kadar kara ve deniz dağılışı önemli şekilde değişmiştir.

  25. İklim değişikliğine bağlı olarak deniz seviyesinde meydana gelen değişimler, kıyılarda yaşayan bazı türlerin kitlesel olarak yok olmasına neden olmuştur. Buzul Çağlarında buzulların kapladığı alanlar genişlediği için kara hayvanlarının yeryüzünde yayılış alanları daralmıştır. 2-İKLİM DEĞİŞMELERİ:

  26. Su seviyesindeki değişiklikler, okyanuslardaki habitatların ya tümüyle yok olmasına ya da azalmasına neden olmuştur. Bu değişimlerden en çok etkilenen yerler canlı çeşitliliğinin bol olduğu mercan kayalıklarıdır.

  27. Kıtaları birbirine bağlayan geçitlerin sular altında kalması ve zaman zaman kara hâline geçmesi hayvanların göçlerini etkilemiştir. Örneğin, Bering Boğazı'nın kara hâline geçmesi Sibirya'dan Kuzey Amerika'ya olan göçleri meydana getirmiştir. Bu durum, her iki kıtadaki hayvan türlerinin birbirine benzemesinde etkili olmuştur.

More Related