1 / 20

RADİKAL DEMOKRASİ

RADİKAL DEMOKRASİ. Haz: Özgür ŞAHİN. “Armağan saydığın şey, çözmen gereken bir sorundur.” Wittgenstein.

jola
Download Presentation

RADİKAL DEMOKRASİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. RADİKAL DEMOKRASİ Haz: Özgür ŞAHİN

  2. “Armağan saydığın şey, çözmen gereken bir sorundur.” Wittgenstein

  3. Post-Marksist* (1) düşünürler ChantalMouffe ve ErnestoLaclau’nunHegemonya ve Sosyalist Strateji adıyla 1985’te yayınladıkları kitapla birlikte Radikal Demokrasi Kuramı’na ilişkin yaptıkları tartışmalarda, kendi yaklaşımlarıyla diğerlerini ayırmış ve özellikle SeylaBenhabip ile JürgenHabermas’ıngeliştirdiği müzakereci demokrasinin liberal demokrasinin bir çeşidi olduğunu ileri sürmüşlerdir.

  4. Söz konusu çalışmada Marksist geleneği ve özellikle AntonioGramsci’yi tartışan ve yapısalcılık sonrası düşünürlerin görüşlerinden yararlanan Mouffeve Laclau’yagöre Radikal Demokrasi Kuramı yeni bir sosyalist projedir ve radikal ve çoğulcu bir demokrasi anlayışı ile mümkün olabilir.

  5. Laclauve Mouffe ilk olarak, işçi sınıfının Marksist kuram içindeki esas aktör olmasını eleştirir. Anonim özneler yerine tekil öznelerin varlığını savunur. “Yeni toplumsal hareketleri” benimser. Postmodernizmin yarattığı kültürel çoğulculuk tüm toplumsal hareketlerin kendi taleplerini özgürce seslendirmesine ve örgütlemesine izin vermektedir

  6. Radikal demokrasi kuramcıları “sınıf” kimliğinin “ayrıcalıklı” konumu yerine toplumsal kimlikler arasında “eşdeğerlik” kurulması gerektiğini ileri sürerler. Bu gerekliliğin getirdiği ise çoğulculuğu temel alan liberal demokrasinin temel savlarının öğrenilmesi ve solun, düşmanca bir tutum geliştirdiği liberal demokrasinin güçlü yönlerinin de fark edilmesidir.

  7. Kuramın temeline kimlik politikalarını ve “yeni toplumsal hareketleri” yerleştiren ve siyasetin çatışmalar üzerinde yürümesinin siyasetin önünü açacağını söyleyen Mouffe’a göre uzlaşma temelinde ve uzlaşma esaslı yapılan liberal siyaset mümkün değildir, çünkü liberal siyaset, kimliklerin kurulmasında temel olan çatışma yokmuş ve uzlaşma mümkünmüş gibi yanlış bir varsayıma dayanır

  8. Siyasal olanın temelinde antagonizma (uzlaşmaz zıtlık) olduğunu söyleyen Mouffe, bu savın kuramsal tartışmasını Hegemonya ve Sosyalist Strateji’de Laclau’yla beraber yapar ve iktidarın dışsal bir ilişki olarak kavranmaması gerektiğini öne sürerler. (Faoucault: Dünyadaki bütün ilişkiler iktidar ilişkileridir )

  9. Mouffe’agöre siyasal olan antagonistiktirve düşmanlar arası ilişkiyi barındır. Mouffeikna yoluyla anlaşma fikrine karşı olmakla birlikte, çekişme temelinde farklılıkların birbirlerini karşılıklı değiştirme ve dönüştürmesiyle çelişkilerin aşılabileceğini ifade etmiştir. (Adorno)

  10. KİMLİK YA DA İNSANLIĞIN HALLERİ

  11. Kimlik kavramı, özellikle küreselleşme söylemiyle beraber hayatımıza girmiş ve sıkça kullanılagelen bir kavram olmuştur. Kimliği kısaca;İnsanların kendilerini ait hissettikleri “insani hallerin” özgürce ifade edilmesinden doğan bir “kültürel zenginlik ortamı” olarak tanımlayabiliriz.

  12. İki temel bileşene sahip olan kimliği tanımlama ve tanınma ile aidiyet duygusu oluşturmaktadır. Bu noktada bireyin iki tür kimliğe sahip olduğunu ifade etmemiz mümkündür. Birincisi bireyin doğduğu andan itibaren kazandığı ve kendi müdahalesi dışında sahip olduğu cinsiyet, sahip olduğu aile, sosyal sınıf gibi kimliklerdir. İkincisi ise bireyi birey yapan ve kişinin özgür iradesiyle elde ettiği öğrenim durumu, dünya görüşü, cinsel yönelimi, mesleği gibi kimliklerdir

  13. Laclau ve Mouffe kimlik olgusuyla ilgili olarak; “hiçbir toplumsal özdeşliğin/kimliğin sabitlenemez olduğunu söylerler. Kişi ve kişinin kimliği sürekli bir değişim içinde olabilir. Bu olma hali tıpkı toplum ya da demokrasi bakış açılarında olduğu gibi ucu kapalı bir süreç değildir. Kimlikler Hegemonik oluşum içinde ilişkisel olarak belirir.

  14. Küreselleşen dünyada giderek önemi artan ve devlet otoritesi karşısında özerk hale gelen “sivil toplumsal gruplar” da bu farklı kimliklerin bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Radikal demokrasi kuramında bu sivil toplumsal oluşumlar sosyalist demokrasi kuramındaki ayrıcalıklı “sınıf” öznesinin yerine geçen aktörlerdir.

  15. HEGEMONYA

  16. Tanım olarak Hegemonya; Bir kişinin başka bir kişi üzerindeki üstünlüğü ve baskısı ya da bir devletin başka bir devlet üzerindeki siyasal üstünlüğü ve baskısı olarak özetlenebilir.

  17. Siyasal anlamda Hegemonya kavramına Marx’ın eserlerine tamamlayıcı katkılar yapan Lenin’de rastlanmaktadır. Lenin’e göre Hegemonya önderlik edenle önderlik edilen arasında kesin bir ayrımın var olduğu önermesine dayanır.

  18. Hegemonya olgusuna Marksist kuram içerisinde esas önemli ve eleştirel vurguyu yapan Gramsci’dir. Gramsci’ye göre; hegemonya kavramını önderlik (sınıfın önderliği) ya da öncü parti gibi kavramlarla açıklamak dogmatik bir öz taşımaktadır.

  19. Laclau ve Mouffe’un hegemonyanın Leninist kavranışına dair getirdikleri eleştiriler Gramsci’nin eleştirileriyle bir noktada çakışmakta fakat Gramsci’de halen var olduğunu düşündükleri sınıf özcülüğüne karşı çıkarak, hegemonya çözümlemesini ondan bir adım öteye götürmektedirler.

  20. Toplumun sorunlarını açıklamak için yeni paradigmalar üretilmesinin gerekli olduğuna vurgu yapan Laclau ve Mouffe, kendi yeni yaklaşımlarının temelinin, siyasal eklemlenmeye yani “homojen bir sınıf “olgusuna değil “dağınık ve bölünmüş” tarihsel güçlerin Ortak İrade bağlamında eklemlenmesine vurgu yaparlar.

More Related