1 / 30

HUMİK MADDELERİN İLAÇ OLARAK KULLANIMI VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ

HUMİK MADDELERİN İLAÇ OLARAK KULLANIMI VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ. İşlenecek Başlıklar 1)Humik maddelerin insan sağlığına etkileri 2)Humik maddelerin toksikolojisi ve güvenliği.

Download Presentation

HUMİK MADDELERİN İLAÇ OLARAK KULLANIMI VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. HUMİK MADDELERİN İLAÇ OLARAK KULLANIMI VE İNSAN SAĞLIĞINA ETKİLERİ

  2. İşlenecek Başlıklar 1)Humik maddelerin insan sağlığına etkileri 2)Humik maddelerin toksikolojisi ve güvenliği

  3. Humik maddeler insan sağlığı için potansiyel ilaçlardır. Linyit, turba, canlı bitkiler, yosun gibi bir çok humik madde kaynağı ilaç sektörü için hazır beklemektedir. Stabile hale getirilmiş humik maddelerin diyabet, kanser, kalp-damar gibi müzmin ( uzun süreli ) hastalıkların tedavisinde kullanımının önemi giderek anlaşılmaktadır. Diğer bir çok hastalığın arasında özellikle ; HIV-1, HIV-2, HPV, kuş gribi, kırım kongo kanamalı ateşi gibi insan oğlunun hayatını tehtit eden enfeksiyonlu virüsleri bertaraf etmede humik maddeler umut vermektedir. Bunların bazılar , geniş spektrumlu, anti-viral, anti-mikrobiyel, anti-baktariyel ve anti-tümör aktiviteye sahiptir.

  4. 1)Humik maddelerin insan sağlığına etkileri • 19.yy da ilaç sanayi başlayana kadar insanlar tedavilerine doğadaki bitki, mineral, cevher, su, çamur gibi maddelerle sağlamaktaydı. İlaç sanayinin yayılması ile doğal ilaçların yerini sentetik ilaçlar almaya başladı. • İlaç endüstrisinde humik maddelerin kullanımı fikri bir çok nedene dayanmaktadır. En eski sebep, Avrupa da uzun zamandır tedavi amaçlı kullanılan turbadan gelmektedir. Turba banyoları eski zamanlarda kadın hastalıklarının ve romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılmaktaydı. Halen günümüzde çamur banyoları bir çok Avrupalı sağlık kliniklerinde ve SPA’ ler de tercih edilmektedir.

  5. Modern kozmetik endüstrisi yıpranmış cildin tedavisinde veya bakımında pahalı fiyatlarla turbayı yüz maskelerinde pazarlamaktadır. Bunların iyileştirme özellikleri turbanın en önemli bileşeni olan humik madde tarafından gerçekleşmektedir. • Turba kaynaklı humik maddeler, lignine benzer maddelerin fenolik karbonlarını, karboksilik karbonlarını ve metoksilik karbonlarını önemli miktarda barındırmaktadır.

  6. Turba(torf), bitkilerin kısmende hayvansal artıkların ve yer altı su düzeyinin üzerinde genellikle ‘sphagnum’ denilen yosunlar ve bataklık sazlarının su dibinde çökerek, su altında hava ile ilişkisi kesilmiş bir ortamda yıllarca çürüyüp birikmesinden oluşan %100 doğal bir malzemedir. • Humik ve fulvik asidin bitkisel olarak başlangıç maddesi ligninin ve vanillinin bozulma ürünleri vanillin asit resolkinol, ferulik asit, protokateşik asit ve benzoik asit gibi değişik fenolik asitlerdir.(humik maddeler bu bileşiklerin heterojen karışımını içermektedir.)

  7. Bir tek yapısal formül humik maddeleri tanımlamaya yeterli gelmeyecektir. • Fakat humik maddeler amino asitli, amino şekerli, peptidli ve aromatik gruplarla bağ kurmuş alifatik bileşikli kompleks aromatik makromoleküller olarak düşünülmektedir. • Humik maddelerin adsorplama, absoplama, iyon değişim kapasitesi, redoks özelliği, dağılma veya emülgatör özelliği ve diğer benzer vasıfları sayesinde tıp ilmi ve ilaç sektörünün dikkatini çekmiştir.

  8. Humik maddelerin en çok bilinen aktiviteleri ; anti-mikrobiyal, anti-bakteriyel, anti-oksidan,anti-viral anti-tümör, anti-alerjik, anti-toksin, anti-ülserojenik, anti-romatizmal, anti-radikal, analjezik – kanda heparin benzeri etki, östrojen benzeri etki, bağışıklık sistemi düzenleyici, kan şekeri düzenleyici, böbrek taşı bertarafı gibi etkilerdir. Bu etkileri yapısındaki polifenol, kuinon ve polikarboksilik gruplar ile sağladığı bilinmektedir. • Tromboflebit (kanda pıhtı ve iltahap oluşması) tedavisinde Klocking(1994) humik maddelerin anti-koagulant özelliği ile başarı sağlamıştır. Bir başka çalışmasında Klocking(1997) seyreltik humik maddeyi (0,5-6,2 mg/L) trombinin (kanı pıhtılaştıran protein) oldukça güçlü bir baskılayıcı olarak kullanmıştır.

  9. Bir trombit madde kaynağı olan “mumie” geleneksel olarak Asya herbal tıbbında hem içten hemde dıştan yaralara, kemik kırıklarına, çıkıklara, deri hastalıklarına, periferal sinir sistemi hastalıklarına yatıştırıcı ve anti-inflammatuar ajanı olarak kullanılmıştır. • İbn-i Sina, el-Kanun fı’Tıb (Tıbbın Kanunu) adlı eserinde mumienin tümörleri ve sivilceleri bertaraf etme kabiliyetine sahip olduğunu yazmıştır. • Yunan hekimler mumieyi artritiste, iltihaplı hastalıklarda ve zehirlenmelerde ‘antidot’ olarak kullanılmıştır.

  10. “Dağın mumu” ismi verilen mumienin oral alımı ve topikal uygulaması kırık-çıkık ağrıları, yaralar ve yüz sinir felcinin mükemmel çaresi olarak bilinmektedir. Mumienin migrende, baş dönmesinde, kulak hastalıklarında, difteride, ateşli hastalıklarda,mide-bağırsak-üriner sistem hastalıklarında, yılan ve akrep ısırıkları vakıalarında kullanıldığı Rasulov(1964) bildirmiştir. • Anisimov(1982) mumienin diyabet, sarılık, obezite, büyümüş dalak, sindirim sistemi bozuklukları, sara, sinir sistemi hastalıkları, fil hastalığı, tüberküloz, kronik bronşit,astım, kansızlık, egzema, cüzam, iştahsızlık, kemik kırılmaları vakıalarında reçeteye yazıldığını ifade etmiştir.

  11. Mumie afrodizyak, antiseptik, diüretik ve taş eritici olarak da kullanılmaktadır. Mumie bu hastalıkların tedavisinde tek başına kullanıldığı gibi, herbal ot ekstrakları ile birlikte de kullanılmaktadır. • Humik maddelerin (0,2-0,8 mg/ml) mitokondriyal solunumu aktive ettiğini, fakat mitokondride sukkinat-oksidaz ve NADH-oksidaz aktivitesini baskıladığını bildirilmiştir. • Humik maddelerin uyarıcı etkisinin Ca2+ transportunun aktivasyonu ile neden olduğu farz edilmektedir. Ayrıca, Ghosal(1995) humik ekstraktının etkili biçimde hidroksil, (NO.) ve (SO.) radikallerini tuttuğunu ve askorbik asidin yenilenme kabiliyetini sağladığını ortaya koymuştur.

  12. Humik maddeler, doza bağlı olarak, kumin hidroperoksit ve ADP/Fe2+ komplesiyle uyarılarak lipid peroksidasyonunun bir inhibitörü olmaktadır. • Muratova(1968) kanamalı yaraların tedavisinde humik madde uygulandığını belirtmiştir. • Dizman(2010) polinidal sinüs hastalığının tedavisinde topikal uygulama ile başarı sağlamıştır. Yine Dizman (2011) geliştirdiği polimerik bir molekül olan “Humidone” yi her türlü deri hastalığına uygulanabilen ürün olarak geliştirdi. Dizman bu çalışmalarında humik maddelerin kollojen sentezini tetiklediğini ve bununda ciltteki yaraları hızlıca iyileştirdiğini tespit etmiştir.

  13. Shvetskii(1978) taradından yapılan deneysel araştırmalarda humik maddelerin (10 gün boyunca, günlük 0,5 gr/kg doz) protein ve nükleik asit sentezlerini hızlandırdığını, karaciğerlerde enerji sağlayan reaksiyonları uyardığı ve kalsiyum, fosfor ile magnezyumun kas ve kemikler içine naklini kolaylaştırdığını göstermiştir. • Humik maddelerin kullanımının sporcuların güçlerini arttırmalarının yanı sıra, kas kütlesinin ve mukavemetini de çoğalttığı gözlenmiştir.

  14. Anisimov ve Shakirzyanova(1982) yanık oluştuktan sonra humik maddelerin uygulanmasının ağrıyı azalttığını, iltihaplanmanın kaybolduğunu ve kabuk oluşum, çürüyen dokudan ortaya çıkan yaranın temizlenme, granülasyonun görünme ve erken epitelizasyon süresinin azaldığını tespit etmişlerdir. • Bose ve ark.(1999) humik maddelerin çeşitli sitres yapıcılara karşı insan psikolojik sistemini koruyan adaptojenik ajanlar olduğunu tespit etmişlerdir.

  15. Psakhis ve ark.(1976) humik maddeleri kronik kulak iltihabı ameliyatından sonra uygulamışlar ve kulak zarının kemik boşluğunu çok hızlı iyileştirdiğini tespit etmişlerdir. • Kemik yenilenmesinde humik maddelerin uyarıcı etkisinin olumlu rol oynaması muhtemeldir. Perederko(1998) Ukraynalı doktorların humik maddeleri omurga-bel kemiği ameliyatlarından sonra hastaların rehabilitasyonu için kullandıklarını bildirmiştir.

  16. Bunlar dışında humik asitlerin insan sağlığına etkileri; • Lenfosit(kanda, kemik iliğinde,lenfte bulunan tek ve çok çekirdekli,küçük, renksiz kan hücresi) üreterek timüs bezlerinin hareketini uyarır. • Makrofaj ve T-hücrelerinin üretimini aktive eder. • İnsan sağlığına zararlı serbest uçları yakalayıcı olarak hareket eder. • Hayati önem taşıyan elektrolitleri sağlar. • Besin elemetleri elde etmeye ve taşımaya yardımcı olur. • İnsan vücudundaki enzim reaksiyonlarını katalize eder. • Sindirimi arttırır. • Metabolizmayı uyarır. • Gerekli temel ve iz elementlerini bağlar, onları organik hale getirir. • Ağır metalleri ve atık maddeleri bağlayıp vücuttan atılmasını sağlar. • Yüksek kan basınçını düşürür. • Vitamin ve mineral takviyelerinin gücünü artırır. • Şifalı otların etkilerini çoğaltır.

  17. 2)Humik maddelerin toksikolojisi ve güvenliği: • Doğal olarak oluşan humik asitlerin toksik özelliği yok denecek kadar azdır. • Farelerde (LD50) değeri 11500 mg/kg canlı ağırlıktır. Fakat farelerde peranteral yolla ve tavşanlarda 163,5-205,8 mg/kg canlı ağırlık olarak karın zarından verildiği zaman zehirlidirler. • Farelerde 30 günlük zehirlilik çalışmalarında 100 mg/kg konsantre humik asidin ve onun sodyum tuzlarının oral doz seviyeleri hayvanın hareketlerinde olumsuz bir tavra ve klinik rahatsızlıklara sebebiyet vermemiştir.

  18. Köpeklere de 300 mg/kg olarak 90 gün boyunca konsantre humik asidin ve onun sodyum tuzlarının oral doz seviyeleri uygulanarak farelerdeki gibi aynı sonuçlar elde edilmiştir. • Konsantre humik asitlerin 90 gün boyunca 1000 mg/kg olarak yemle verilmesi ile fare ve tavşanların gastrointestinal bölgesindeki pH değeri üzerine olumsuz etkisi olmamıştır. • Konsantre humik asitin 50-150 mg/ml dozlarda ve sodyum humatın da 500-15000 mg/ml dozlarda kullanılması insan fibroblastındaki veya bebek hamster ve tavşanların böbrek hücrelerindeki ani sapmaların artmasına sebebiyet vermemiştir.

  19. Her iki formülde % 0,1-%0,5 oranlarında metabolik aktivasyonun hem varlığında hem de yokluğunda salmonella typhimurium TA98 ve TA100 daki mutajenik harekete neden olmamıştır. • Buradan humik asitlerin mutajenik olmadıkları sonucuna varılmaktadır. • Humik asitlerin 15 dk ve 120 °C de ısıl işleme tabi tutulması mutajenler üzerindeki engelleyici etkilerini değiştirmedikleri rapor edilmiştir.

  20. Kansere sebebiyet verip vermediği üzerine herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Böyle bir veriye ihtiyaç duyulmamasının sebebi ise kullanılan bileşiklerin uzun dönem uygulamalarında kansorejen potansiyel göstermemeleri ve yine kullanılan test yöntemlerinde mutajenik harekete neden olmamasıdır.

  21. Kalıntı çalışmalarında domuzlara ağzından 30 gün boyunca 500 ve 2000 mg/kg konsantre humik asit (16:1 oranında) verilmiştir. Aynı karışım koyunlara 1000 ile 2000 mg/kg olarak verilmiştir. • Çalışmalar neticesinde fotometrik metodla herhangi bir humik aside kan plazmasında, karaciğerde, kaslarda, böbrekte raslanmamıştır. Fakat analitik metodların yetersizliği nedeni ile sonuçlar sınırlı bir anlam taşımaktadır.

  22. Laup Biochem tarafından yapılan bir başka toksisite çalışmasında toplam güvenlik seviyesi 50 mg/kg canlı ağırlık seviyesine kadar çıkmıştır. • Humik asitlerin 20-2000 ppm aralığındaki konsantrasyonlarının oldukça etkili olduğu gözlenmiş ve bu miktarın hiçbir şekilde sitotoksit olmadığı anlaşılmıştır.

  23. Sonuç olarak; • Doğal humik maddeler bir hayli yüksek beşeri ilaç potansiyeline sahiptir. • Çamur tedavisi ve veteriner hekimlikte humik maddelerin klasik kullanımına ilaveten gelecekte sentetik humik asit benzeri polimer kadar saflaştırılmış doğal humik maddelerin uygulaması ciddi bir rol oynayabilir. • Bir çok hastalığa yapısındaki çeşitli fonksiyonel grupların farklı etki mekanizmaları ile şifa getiren humik maddeler, yüksek patent ücreti ödenerek alınan ithal ilaç hammaddelerinin yerine geçecek değerdedir.

  24. Anti-viral olarak aktif ajanlar, yara iyileştirici pomatlar, ağır metal bağlayıcı bileşikler, zehirli kimysalları bağlayıcı ve iyonize olan ışınlamaya karşı koruyucu maddeler gibi özel fonksiyonlara haiz humik maddeli yeni doğal polimerler üniversiteler ve sanayiciler tarafından geliştirilmelidir. • Fakat humik maddelerin tedavi edici maddeler olarak kullanımı farmakolojik bağlamında ispat edilmiş tesir, zehir bilimi açısından güvenlik standartları ve açıkça izah edilmiş kullanılacak preparatın kimyasal içeriği üzerine büyük dikkat gerektirmektedir.

  25. SORULAR1)Humik maddeler tıpta ve ilaç sektöründe hangi özellikleriyle dikkat çekmiştir? • Humik maddelerin adsorplama, absoplama, iyon değişim kapasitesi, redoks özelliği, dağılma veya emülgatör özelliği ve diğer benzer vasıfları sayesinde tıp ilmi ve ilaç sektörünün dikkatini çekmiştir.

  26. 2)Humik maddelerin insan sağlığına etkilerinden 8 tanesini yazınız. • Hayati önem taşıyan elektrolitleri sağlar. • İnsan vücudundaki enzim reaksiyonlarını katalize eder. • Sindirimi arttırır. • Metabolizmayı uyarır. • Yüksek kan basınçını düşürür. • Vitamin ve mineral takviyelerinin gücünü artırır. • Ağır metalleri ve atık maddeleri bağlayıp vücuttan atılmasını sağlar. • Besin elemetleri elde etmeye ve taşımaya yardımcı olur.

  27. 3) 1964 yılında Rasulov tarafından, dağın mumu olarak bilinen mumie’nin hangi vakıalara karşı kullanıldığını bildirilmiştir? • Mumienin oral alımı ve topikal uygulaması kırık-çıkık ağrıları, yaralar ve yüz sinir felcinin çaresinde, migrende, baş dönmesinde, kulak hastalıklarında, difteride, ateşli hastalıklarda,mide-bağırsak-üriner sistem hastalıklarında, yılan ve akrep ısırıkları vakıalarında kullanıldığı bildirilmiştir.

  28. Kaynaklar; • SAÜ FEN EDEBİYAT DERGİSİ-2012 Mümin DİZMAN, Ahmet TUTAR, M.Rüştü KARAMAN, Metin TURAN Ayhan HORUZ • http://humikasitler20.blogspot.com • http://leonardit.webnode.com.tr

  29. Hazırlayanlar; • Emre ÇABUK (b110204063) • Murat AKÇAY (b110204067) • Abdullah KOBYAOĞLU (b110204011)

More Related