1 / 18

Üretim Masrafları

Üretim Masrafları

jamal
Download Presentation

Üretim Masrafları

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Üretim Masrafları Bir işletmede, üretim faaliyetlerini gerçekleştirmek için kullanılan çeşitli girdiler ve yararlanılan hizmetler için yapılan ödemeler toplamı üretim masraflarını oluşturur. Ekonomik teoride üretim masrafları kısa dönem için sabit ve değişken alarak ikiye ayrılmakta, uzun dönemde ise tüm masraflar değişken hale gelmektedir. Sabit masraflar, işletmedeki sabit kaynakların varlığına bağlı olarak ortaya çıkmakta olup, üretim seviyelerinde meydana gelebilecek değişmelerden etkilenmeyerek sabit kalmaktadırlar. Buna karşılık değişken masraflar, üretim hacmine bağlı olarak değişmekte, üretim yapılmadığı zaman ortaya çıkmamaktadırlar.

  2. Değişen masraflar ise proporsiyonel, progresif, degresif ve penderatif olmak üzere 4 kısma ayrılır. Proporsiyonel yani orantılı masraflar, üretimin artmasına paralele olarak artan masraflardır. Örneğin, traktör veya kamyonun harcadığı akaryakıt, onun yaptığı kilometreye veya tarlaya atılan tohum, ekim alanına paralel olarak değişmektedir. Progresif masraflar ise üretim miktarı arttıkça, üretim birimi başına düşen masraf da gittikçe artmaktadır. Bu durum, örneğin bir inekten daha fazla süt elde etmek için, kilo başlına verilecek kesif yem masrafının gittikçe artmasında görülür.

  3. Degresif masraflarda üretim hacmi arttıkça, üretim birimi başına düşen masraf gittikçe azalır. Penderatif masraflar ise istikrarlı bir durum göstermez, üretimin çeşitli aşamalarında zaman zaman değişik masraf karakteri gösterir. İşletmelerde daha fazla üretimde bulunarak, birim başına düşen sabit masrafların payını düşürmek, maliyeti azaltmak açısından gereklidir. Çünkü bir malın maliyeti, ona sarfedilen sabit ve değişen masrafların toplamına eşittir.

  4. Buna göre; Toplam masraf= Sabit Masraf(SM)+Değişen Masraf (DM) Birim maliyet= SM/Q+Db SM:Sabit masraflar toplamı Q:Üretim miktarı Db: Birim ürün başına değişen masraf

  5. Örneğin 5000 YTL’lik bir sabit masrafa karşılık 1000 birim mal üretiliyorsa, birim başına düşen masraf 5 YTL iken, aynı sabit masrafa karşılık üretim 2000 birime çıkarsa birime düşen sabit masraf 2,5 YTL’ye düşecektir.

  6. Azalan Verim Kanunu Çiftçi üretimde bulunurken birim arazi veya hayvandan en fazla karı elde etmeyi düşünmek ve bunu temin için de, kullanacağı üretim faktörlerinin miktarını doğru bir şekilde tayin ve tespit etmek zorundadır. Çünkü faktör kullanımının sürekli olarak arttırılmasıyla, verimi miktarca istenildiği kadar çoğaltmak mümkün değildir. Bunun için çiftçi birim alana atacağı gübre veya tohum ile, burada kullanacağı işçi sayısını veya hayvanına vereceği yem miktarını, belirli bir noktaya kadar artırmalıdır. Bu noktayı bize, Fizyokratlardan Fransız İktisatçısı ve devlet adamı Turgot (1727-1782) tarafından ortaya konulmuş ve İngiliz İktisatçısı John Stuart Mill (1806-1873) tarafından etraflıca açıklanmış bulunan Azalan Verim (Hasıla veya Gelir) Kanunu açıklamaktadır.

  7. Bütün üretim alanlarında ve özellikle tarımda önemli bir yeri olan bu kanuna, Orantılı Olmayan Hasıla Kanunu da denilmektedir. Tanımı: Aynı teknik koşullar altında bir birim arazi için değişen üretim vasıtaları (sermaye, işgücü) kullanım miktarı artırıldıkça, birim araziden elde edilen verim artışında, önce nispi ve sonra da mutlak bir azalma ortaya çıkar. Buradan, üretimde iki çeşit üretim faktörü kullanıldığı anlaşılmaktadır ki, bunlardan birincisi, belirli veya diğer bir deyişle sabit, diğerleri ise değişen faktörlerdir. Arazi, ağaç veya hayvan, sabit birer üretim faktörü olduğu halde, işçilik, gübre, tohum, sulama suyu, yem ve benzerleri değişen üretim faktörleridir.

  8. Azalan Verim Kanunun fiziki ve ekonomik yönleri vardır. Fiziki yönü hakkında birçok örnekler vermek mümkünse de, çavdar ile yapılan bir saksı denemesi bize bu konuyu aşağıdaki çizelgede olduğu gibi açıkça göstermektedir. Çizelge 14. Azalan Verim Kanunu (Gübre Denemesi) Kaynak: Kazım Köylü: Zirai İşletmecilik C.I Ankara 1963. S. 358. (+)

  9. Diğer koşullar aynı kalarak, gübre miktarı, eşit yani 2,5 gramlık dozlarla çoğaltılarak bitkiye verildiği zaman, çavdar veriminde bir noktaya kadar artma görülmekte ve gübre daha da verilmeğe devam edilince, ürün miktarlarında azalma meydana geldiği anlaşılmaktadır, bu mutlak bir azalmayı, yani negatif bir değişmeyi ifade eder. Diğer bir deyişle 2,5 gramlık gübre dozlarının üründe meydana getirdiği artış miktarı birbirine eşit değildir. İlk 2,5 gram gübreye karşılık, ürün artışı en fazla iken, bu daha sonra azalmaya başlamaktadır. Bu ise nispi bir azalmayı gösterir. Her bir gübre dozuna karşılık meydana gelen ürün artış miktarına, marjinal (ilave) ürün denilmektedir. Burada önemli olan mesele, elde ettiği ilave ürünün kıymeti, bu ürünü elde etmek için verdiği gübre değerini geçtiği sürece, bir birim veya bir doz daha fazla gübre vermeğe devam edecek olmasıdır.

  10. Azalan Verim Kanununun ekonomik yönüne gelince bu, özellikle tarım sahasında çalışanların üretimde göz önünde bulunduracakları noktaları daha açık olarak aydınlatmaktadır. Bu durumu açıklamak için ülkemizde yapılmış olan denemelerden yararlanmak mümkündür. Çizelge 15’de Bala’da buğday tarımında değişik dozlarda süperfosfat vererek elde edilen ürün artışlarını ve diğer değişik süperfosfat ve buğday fiyatları karşısında, çiftçinin hangi seviyeye kadar gübre miktarını artırabileceğini göstermektedir. Birinci sütunda dekara verilen süperfosfat gübresi, ikinci sütunda dekardan alınan verim miktarı, üçüncü sütunda gübre birimi başına düşen ortalama ürün, dördüncü sütunda her marjinal doza karşılık elde olunan marjinal ürün miktarı, beşinci sütunda ise marjinal gübre miktarı görülmektedir. Buraya kadar olan kısım, Azalan Verim Kanunun Fiziki yönünü ifade etmektedir.

  11. Çizelge 1. Azalan Verim Kanununun Gübreye Ait Fiziki ve Ekonomik Durumu (*) Tabii optimum gübre miktarı (tabii optimum noktası) (**) Ekonomik optimum gübre miktarı (ekonomik optimum noktası)

  12. Çizelgenin bundan sonraki kısmında ise, Azalan Verim Kanununun ekonomik yönü açıklanmaktadır. Burada her marjinal gübre doz bedeline karşılık, elde olunan marjinal ürün değerini karşılaştırmak mümkündür. Bir kilo gübre ve buğdayın kilosu 0,4 TL iken, çiftçi gübre dozunu 20 kiloya kadar artırabilir. Çünkü bu noktada gübre için çiftçinin yaptığı masraf 2,0 TL lira ve buna karşılık elde edilen ilave ürün kıymeti de 2,0 TL’dır. Eğer çiftçi 25 kilogram gübre atarsa, o zaman marjinal gübre için katlandığı masraf 2,0 YTL, buna mukabil elde edilen marjinal ürünün değeri ise 1,6 TL olmaktadır. Bu demektir ki, çiftçi, yaptığı masraf kadar bir gelir elde edememektedir. O halde çiftçi kullanacağı gübre miktarına, marjinal masrafın, marjinal gelire eşit olduğu (MM=MG) noktaya kadar devam eder ve bundan sonrası çiftçinin zararınadır.

  13. Bu noktaya, Ekonomik Optimum Noktası adı verilir. Bu örnekte Ekonomik Optimum, gübrenin tam olarak 20 kilogram kullanıldığı noktadadır. Farklı gübre ve buğday fiyatı seçeneklerinde ekonomik optimum noktası yer değiştirebilecektir. Bu konuyu bir sonraki tabloda görmek mümkün. Gübre fiyatı 0,6 TL ve ürün fiyatı 0,4 TL olduğunda, Ekonomik Optimum gübrenin tam 15 kilogram kullanıldığı noktada değil, 10-15 kilo arasındaki bir noktadadır. Eğer gübre dozları beşer kilo değil de, birer kilo olarak uygulansaydı bu noktanın tam yerini belirlemek mümkün olurdu. (MG=MM) veya (MG  MM) Gübre fiyatı 0,4 TL, ürün fiyatı 0,5 TL olduğunda ise, ekonomik optimum noktası daha yüksek bir gübre dozuna (25 kg/da) karşılık gelecektir.

  14. Azalan Hasıla Kanununda, toplam ürün, marjinal ürün ve ortalama ürün birbirleri ile yakından ilgilidirler. Bu ilişkileri esas itibariyle 4 noktada toplamak mümkündür: 1)Ortalama ürün, marjinal ürün ortalama üründen büyük olduğu sürece artmağa devam eder. 2)Ortalama ürün, marjinal ürün ortalama üründen az olduğu zaman düşmeye başlar. 3)Ortalama ürün en yüksek olduğu zaman, marjinal ürün ortalama ürüne eşit olur. 4)Toplam ürün en yüksek olduğu zaman, marjinal ürün sıfır olur.

  15. Belirlenmiş bulunan bu ilişkiler, Çizelge 17’deki veriler kullanılarak bir grafik halinde gösterilirse, durum daha açık olarak anlaşılır. Aşağıdaki şekilde yatay eksende iş ve sermaye birimleri ve dikey eksende ise ürün miktarları gösterilince, toplam, marjinal ve ortalama ürün eğrilerini çizmek kolaylaşır.

  16. Şekil dikkatle incelenirse, tarımsal işletmecilik kararları yönünden önemli olan 3 safha bulunduğu görülür. I. Safha: Başlangıçtan, ortalama ürünün en yüksek olduğu noktaya kadar devam eder ve bu noktada marjinal ürün eğrisi, ortalama ürün eğrisini kesmektedir (A). II. Safha: Ortalama ürünün en yüksek olduğu noktadan marjinal ürünün sıfır olduğu noktaya kadar devam eder ve marjinal ürünün sıfır olduğu yerde, toplam ürün en yüksek seviyededir (B). III. Safha: Marjinal ürün sıfır olduktan sonraki kısımdır. Bundan sonra toplam ürün de düşmeye başlar. Acaba çiftçi bu safhalardan hangisinde çalışmalı veya hangisinde faaliyetini durdurmalıdır ?

  17. III. safhada hiç bir çiftçi faaliyette bulunmak istemez. Çünkü burada, üretimde kullanılan değişen üretim faktörleri, toplam ürün üzerinde artırıcı değil, aksine azaltıcı, yani geliri düşürücü etki yapmaktadırlar. Bu değişen faktörler için bir bedel ödenmese dahi, verim üzerinde olumsuz etki yaptıklarından, işletmeci tarafından kullanılmazlar. I.safhaya gelince, üretimle kullanılan değişen üretim faktörlerinin her biriminin ortalama geliri, başlangıçtan itibaren, bu safhanın sonuna kadar gittikçe arttığından, çiftçi de faaliyetini bu safhanın sonuna gelmeden, yani A noktasından önce durdurmak istemez .

  18. O halde II. safha, marjinal ürünün ortalama üründen küçük fakat pozitif olduğu, yani toplam ürünün gittikçe arttığı ve çiftçinin çalışmak istediği bölgedir. Ancak bu safha geniş olduğundan, çiftçinin yapacağı değişen üretim masraflarını hangi seviyede keseceğini de tespit etmek gerekir. Bunun için gözönünde tutulacak önemli husus, değişen üretim faktörleri fiyatları ile üretilen ürün fiyatlarının bilinmesi ve marjinal gelirin, marjinal masrafa eşit olduğu noktaya, diğer bir deyişle iktisadi optimum noktasına kadar bu gibi masraflara devam edilebileceğidir. Bu noktadan sonra, çiftçinin girdi kullanmaya devam etmesi doğru değildir.

More Related