1 / 55

Okullarda Travmatik Yaşantılar ve Etik Problem Çözme

Okullarda Travmatik Yaşantılar ve Etik Problem Çözme. Prof. Dr. Tuncay ERGENE Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı (Bu sunu, Sayın Tuncay Ergene’nin onayı ile Altındağ RAM web sayfasına konmuştur.). Okullarda Yaşanabilecek Olaylar.

helene
Download Presentation

Okullarda Travmatik Yaşantılar ve Etik Problem Çözme

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Okullarda Travmatik Yaşantılar ve Etik Problem Çözme Prof. Dr. Tuncay ERGENE Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı (Bu sunu, Sayın Tuncay Ergene’nin onayı ile Altındağ RAM web sayfasına konmuştur.)

  2. Okullarda Yaşanabilecek Olaylar • Öğrenci çatışmaları • Saldırganlık • İntihar • Kaza ve yaralanmalar • Okul servis aracı kazaları

  3. Kayıp / Yas ve Çocuk • Yakın kayıpları sonrasında öğrencilerin yaşamlarını normalleştirmede eğiticilerin de önemli rolleri vardır. • Sınıflarda yakın kaybı bulunan öğrencilerle karşılaşılabilmektedir. • Temel görevleri eğitim ve öğretim olmasına karşın, bu gibi durumlarda öğretmenler, ek rol ve sorumluluklar da almak durumunda olabilirler. • Sınıfta kayıpları bulunan çocukların varlığı, kaybı olmayan çocukları da etkiler. • Öğretmenlerin bu durumlara hazırlıklı olmaları, öğrencileri ve yeri geldiğinde ebveynleri yönlendirmeleri beklenmektedir.

  4. Ölüm • Ölüm,doğum, hastalık ve sağlıkkadaryaşamın birparçasıdır. • Ölüm, kaçınılmazdır. • Ölüm, her canlının yüzleşeceği ve yaşayacağı bir mutlaklık taşır.

  5. Ölüm ve Çocuklar • Okul çağındaki çocuklar, her gün travma, ölüm ve kayıpla karşılaşmaktadırlar. • Bu durum onların gelişimi üzerinde önemli etkiler bırakabilmektedir. • Ölüm, yadsınarak mücadele edilmesi gereken bir hastalık ya da aşılması gereken bir engel olarak algılamaktadır.

  6. Çocuklarda Ölüm Algısının Gelişimi • Çocukların ölüm algılarını betimlemde kimi kavramlar öne çıkar Bunlar: • Evrensellik, • Geri döndürülemezlik, • İşlevlerin durması, • Nedensellik, • Hayıtın devamlılığına ilişkin algı.

  7. Okulöncesi Dönemde Ölüm Algısı • Bu dönem 0-5 yaşları arasındaki dönemi kapsar. • 0-3 yaşına kadarki dönemde çocuk ölüme ilişkin pek birşey bilmez. • 3-5 yaşlarını kapsayan kesimde ölüm algısı, uyku ve ayrılık kavramları içinde hapsolmuş durumdadır.

  8. İlköğretim Döneminde Ölüm Algısı • Bu dönem 6–14 yaş aralığını kapsamaktadır. Bu yaşlarda çocuklar ölümün bir son olup olmadığını bilmek istemelerine karşın, ölümün bir son olmaması yönünde bir beklenti geliştirirler • İlköğretimin birinci kademinin sonlarına doğru çocuk, ölümü önüne geçilmez biyolojik süreç olarak kavramaya başlar. Bu tür bir ölüm düşüncesi yaygın olarak 10-11 yaşlarına doğru ortaya çıkar.

  9. Ortaöğretim Döneminde Ölüm Algısı • Ortaöğretim dönemi 14-18 yaşları arasını kapsar. • Ergenleri içten içe ölümlü olma ve zamanın ilerlemesi gibi düşüncelerin eşliğinde ölümü yoğun olarak gündeminde tutar • Ölüme duyulan ilgi, ölüme meydan okuma ile birlikte ortaya çıkar • Yalom, bu durumu “zoraki kahramanlık” olarak nitelendirir.

  10. Elizabeth Kübler-Ross’a Göre Normal Yas Sürecinin Beş Aşaması İnkar: Bu olamaz!! Öfke: Bu adil değil!! Pazarlık: daha iyi biri olacağım. Onları geri ver!! Depresyon: Öyle üzgünüm ki sanırım öleceğim Kabul: Bu kayıpla başa çıkacağım

  11. Ebeveyin Ölümü ve Etkileri • Birey, akraba veya yakınlarının ölümüne karşı farklı tepki verebilmektedirler. • Ebeveynini kaybeden çocuklarda yaygın olarak bazı tepkiler görülür. Bunlara normal yas tepkileri adı verilir.

  12. Bir Kayba Karşı Verilen Olağan Yas Tepkileri • Davranışsal yas tepkileri • Duyuşsal yas tepkileri • Bilişsel yas tepkileri • Fiziksel yas tepkileri

  13. Davranışsal Yas Tepkileri • Ağlama • Saldırganlık, sinirlilik • Uyku problemleri • Akademik sorunlar, okula devam etmeme, bellek ve odaklanma sorunu yaşama • Aile üyeleri arasındaki çatışmaları azaltma çabası • Arkadaşlarıyla olma, olağan etkinlikleri yapma isteklerinde azalma

  14. Duyuşsal Yas Tepkileri • Üzüntü, soyutlanma, geri çekilme, • Korkular, kaygı, panik • Ölüm ve duyguları hakkında konuşmaktan kaçınma, duyguları inkar.. • Ölen kişiyi çok özleme • Kaybı olmayan çocuklardan farklı olduğu duygusu

  15. Bilişsel Yas Tepkileri • Kendini suçlama • Tekrarlayan düşünceler • Başarısızlık ve rededilmeye aşırı duyarlılık

  16. Fizyolojik Yas Tepkileri • Karın ağrısı, • Nefes darlığı, • Kaslarda yorgunluk, • Enerjisizlik, • Ağızkuruluğu, • Uykusuzluk, • Yemekyemeninazalması ya da yememe, • Depresyonunfizikselbelirtileri.

  17. Yas Döneminde Sıklıkla Söylenen Sözler • ‘Neden böyle olmak zorundaydı? Neden bunu yaşamak zorundayım? • Neden beni bırakıp gitmek zorundaydı?’ • ‘Sanki otomatik pilotta gidiyormuş gibi hissediyorum.’ • ‘Eğer daha fazlasını yapmış olsaydım, belki de hala hayatta olurdu.’ • ‘Keşke daha önce bunu yaşamış birisiyle konuşabilseydim.’

  18. Travma • Travma: korku verici, aniden ortaya çıkan, ve bireyin varlığını doğrudan tehdit eden uyarıcıdır. • Travmatik olay: Bireyin varlığını doğrudan tehdit eden, ani olarak ortaya çıkan ve korku veren bir yaşantıdır.

  19. Travma Türleri

  20. Travma Sonrası Çocuklarda Gözlemlenebilecek Tepkiler • Travmatik bir yaşantıyla karşılaştıklarında çocuklar • ileri derecede kontrol, • emniyet ve • güven yitimi duygularıyla başa çıkabilmek için, kendilerini daha güvende hissedebilecekleri daha önceki bir gelişimsel basamağa gerileyebilirler.

  21. Çocukların Travmatik Olaylardan Etkilenmelerini Belirleyen Faktörler • Travmatik olaylara doğrudan maruz kalma; • Travmatik olaya maruz kalma süresi; • Yaşamın tehlikede olduğunu düşünme; • Çocuğun var olan stresle başa çıkma gücü; • Travmatik yaşantıdan sonra çocuğun sahip olduğu sosyal desteğin niteliği ve derecesi; • Anne ve babanın travmatik yaşantıdan ne ölçüde olumsuz olarak etkilendiği.

  22. Travma Sonrası Stres Tepkileri • İstenmeden akla gelen düşünce ya da görüntüler, • Kaçınma tepkileri, • Aşırı uyarılma tepkileri, • Travmatikhatırlatıcılar.

  23. Çocukların Sarsılan İnançları • Annem ve babam her zaman benim güvenliğimi sağlarlar, ihtiyacım olduğunda yanımda olurlar, bana destek olurlar. • Annem ve babam benim başıma kötü şeyler gelmesine asla izin vermezler. • Ben değerliyim ve özelim. • Evim en güvenli yerdir, evimde olunca bana bir şey olmaz. • Dünya güvenlidir. • Dünya adildir. • Kötü olaylar benim başıma gelmez, başkalarının başına gelir.

  24. Sarsılan İnançlara Bağlı Ortaya Çıkan Düşünce Biçimleri • Güvende değilim • Bir daha asla güvende olamayacağım • Kendi evim veya başka bir ev, hiçbir ev benim için güvenli bir yer değil. • Benim dünyam acımasız bir dünya ve bu dünyada neler olacağını önceden bilmek imkansız. • Kimse benimle gerçekten ilgilenemez, artık yalnızım. • Tehlikelerden korunmam mümkün değil. • İyi bir insan olmadığım için, kendimi böyle güvensiz ve çaresiz hissetmeyi hak ediyorum. • Ben iyi bir çocuk olmadığım için bunlar benim başıma geldi. • Ben annemin, babamın sözünü dinlemediğim için bu benim başıma geldi.

  25. Travmatik Olay Sırasında ve Sonrasında Çocukların Tepkileri • Çeşitli şekillerde ağlama, sızlanma, bağırma, ve açık bir şekilde yardım isteme, titreme ve korkulu bir yüz ifadesiyle birlikte hareketsiz kalma • Yetişkine doğru ve amaçsız bir şekilde koşma, annenin yada yanında bulunan yetişkinin yanından ayrılmama • Daha önceki bir gelişimsel evreye dönen davranışlar gösterme • Parmak emme • Altına kaçırma • Yatak ıslatma • Hayvanlardan ve karanlıktan korkma • Yalnız kalmaktan veya yabancılardan oluşan kalabalıklardan korkma • Giydirilmeyi ve yemek yemeyi reddetme • Çığlık atarak uyanma ve kabus görme • Uyku düzeninde bozulma • Yüksek seslere ve aşırı uyarıcılara karşı bir hassasiyet gösterme • Şimşek, yağmur, güçlü rüzgar gibi hava koşullarından korkma • Sürekli bir huzursuz olma • Hüzünlü ve üzgün olma, özellikle kaybedilen kişi, değer verilen eşya, oyuncak veya ev hayvanı ardından yas tutma (Parry, 1990; s. 143).

  26. Travmatik Yaşantı Geçiren Bir Çocuğun Normalleşme Süreci • Emniyet: Çocukların psikolojik ve fizyolojik olarak emniyet içinde olma ihtiyaçlarının karşılanması hedeflenir. • Güven: Güvenli, tutarlı ve sağlam sosyal ilişkilerin yeniden kurulmasının önemi vurgulanır. • Denge Sağlama: Dengeyi ile istikrarı koruma ihtiyacına ve öğrencilerin fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal işlevlerindeki çeşitli bozuklukların iyileşmeye başladığını görme ihtiyacının karşılanması amaçlanır.

  27. Travmatik Bir Olaydan Sonra Çocukların Normal Yaşama Dönmelerinde Okulların Rolü • Öğretmenler, sadece çocukları eğitmek, onlara belirli bilgi ve beceriler öğretmekle kalmazlar, aynı zamanda onların fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bir biçimde gelişmelerine yardımcı olacak ortamlar da yaratırlar. • Öğretmenler çocuklarla daha fazla zaman geçirdiklerinden, onların ihtiyaçlarını herkesten daha iyi bilir ve çocuklara yardım edebilirler. • Okulda bulunmak ve etkinliklere katılmak çocukların ihtiyaçlarını daha kolaylıkla iletmelerine yardımcı olurlar ve bu gereksinimleri ilk fark eden kişiler öğretmenlerdir. • Öğretmenler çocukların oyun ve diğer okul etkinliklerine katılması, özellikle travma sonrasında ve büyük afetler sonrasında çok ihtiyaç duydukları, süreklilik, değişmezlik ve normallik hissinin oluşmasına yardımcı olurlar. • Öğretmenlerin yardımıyla daha farklı düzeyde psikolojik yardıma ihtiyacı olan çocuklar belirlenerek çocuğun anne ve babasına yardım kaynakları hakkında bilgi verilebilirler.

  28. Travmatik Yaşantı Geçirmiş Çocuklarla Çalışmada Öğretmenlerin Rolü • Çocukların travmatik olayların ve özellikle de doğal afetlerin neden olduğunu anlamalarına açıklamaları ile yardım edebilirler. • Travmatik olaylar sonrasında insanların verdiği normal tepkiler hakkında çocukları önceden bilgilendirebilirler. • Öğretim etkinliklerini çocukların ihtiyaçlarına göre düzenleyebilirler. • Çocuklarla çalışmada özel iletişim teknikleri kullanarak tüm çocuklara ulaşmaya çalışabilirler. • Sınıfta sıcak ve destekleyici bir ortam yaratabilirler. • Çocukların kayıplarla, acı veren anılarla ve duygularla başa çıkmalarına yardımcı olacak etkinlikler düzenleyebilirler. • Çocukların iyileşme sürecini kolaylaştırmak için okul ve aile arasındaki işbirliğini güçlendirebilirler.

  29. Travmatik Yaşantı Geçiren Çocuklar İçin Okulu Nasıl Çekici Bir Ortam Haline Getirebilirsiniz: Oyunun Rolü Nedir? • Oyunun çocukların kendilerini ifade etmelerinin doğal bir yolu olması nedeniyle, öğretmenler bu çocuklarla oyun aracılığıyla iletişim kurabilirler ve çocukların kendilerini ifade etmelerini sağlayabilirler. • Oyunlar aracılığı ile çocuk kendisini zor duruma sokmuş olan dış dünyaya karşı yeniden güven duygusu kazanmaya başlayabilir; kendi yaşıtlarından oluşmuş uygun grubuyla kurduğu olumlu bağları arttırarak ve güçlendirerek yalıtılmışlık ve yalnızlık duygularını azaltabilir. • Dayanıklılık, direnç ve oto-kontrol duygularını güçlendirebilir.

  30. Çocuklarla Çalışırken Kendi Psikolojik Hijyeninizi Nasıl Koruyabilirsiniz? • Öğretmenler, bir grup olarak, hep birlikte konuşup birbirlerine destek verebilecekleri sürekli toplantılar düzenleyebilirler. • Beslenme, uyku ve gerekli tıbbi bakım dahil kendilerine fiziksel açıdan dikkat etmelidirler. • Kendi ailelerinin de yardım gerektiren sıkıntıları varken öğretmenlik yapmak zaman zaman güç bir iş olabilir. • Dolayısıyla öğretmenler kendi ailelerinin özel gereksinimleri için zaman ayırmalıdır.

  31. Şiddet İçeren Durumlara Müdahale • Hızla kavganın gerçekleştiği yere gidilir. • Müdahale edecek kişinin güvenliği için kavga eden öğrencilerden belli bir uzaklıkta durulur. • Müdahale eden dikkati kendi üzerine çeker (düdük çalmak, ses tonunu yükseltmek vb.). • Otoriter bir ses tonuyla, yüksek ses tonuyla ancak bağırmadan konuşulur. Fiziksel güç kullanmaktan olabildiğince kaçınılır. • Öğrencilerin birbirinden uzaklaşmalarını sağlamak için komutlar verilir. Kavga eden öğrencilere verilebilecek komutlara örnek; “Çabuk birbirinizden uzaklaşın!” “Derhal ayrılın!” • Öğrencilerin ayrılması sağlandıktan sonra, birbirlerini göremeyecekleri ya da göz teması kuramayacakları şekilde durmaları sağlanır. • Olay kontrol altında ise, ilgili öğretmenlere bildirilerek öğrencinin derse girmesi sağlanır. • Olayın henüz kontrol altında olmadığı ve öğrencinin derse giremeyeceği düşünülüyorsa, Kat Müdür Yardımcısı olayın niteliğine göre öğrenciyi PDR Servisine yönlendirir ya da idari sürec başlatır. • B u işlemler sırasında kavga eden öğrencilerin bir arada olmamalarına ve onlara eşlik eden bir yetişkin bulunmasına özen gösterilir.

  32. Okul Servis Aracı Kazası • Kazayla ilgili bilgi okula ulaştıktan sonra, haberin doğruluğundan emin olunur. • Krize müdahale ekibindeki müdür yardımcısı, kazaya maruz kalan öğrencilerin velileriyle temasa geçer ya da temasa geçilmesini sağlar. • Gerekli durumlarda sağlık kuruluşu veya ev ziyareti yapılır. Ziyareti yapacak ekipte; Psikolojik Danışman, sınıf öğretmeni ve bir müdür yardımcısı bulunur. Olayın niteliğine göre ekip genişletilebilir. • Öğrenciler, veliler ve/veya öğretmenlerle olayla ilgili çalışma yapılması gerekiyorsa psikolojik danışmanın yönlendirmesi ile hareket edilir. • Psikolojik Danışman tarafından, kazadan etkilenen öğrenci veya personele “Psikolojik Anlamlandırma” oturumu yapılabilir. • Gerekli durumlarda Basın ve Halkla İlişkiler basın bildirisi hazırlar. • Olayın ardından yapılacak izleme çalışmaları krize müdahale ekibinin içindeki koordinasyon ile belirlenir.

  33. Sınıf İçinde Travmatik Olay Hakkında Konuşma 1. ADIM : Ne Yaşandı? 2. ADIM : Ne Düşünüyorlar? 3. ADIM : Ne Hissediyorlar? 4. ADIM : Başa Çıkmak İçin Ne Yapıyorlar?

  34. 1. Adım: Ne Yaşandı? • Öğrencilere olay hakkında ne bildiklerini sorun. • Başlangıçta sadece somut ve doğruluğundan emin olduğunuz bilgileri verin. • Olay hakkındaki söylentileri ve varsayımları düzeltin. • Bu aşamada amaç bilgi vermek olduğu için, duygu ve düşünce ifadelerini erteleyin.

  35. 2. Adım: Ne Düşünüyorlar? • Öğrencilere olay hakkında ne düşündüklerini sorun. • Öğrencilerin düşüncelerini ifade etmelerine izin verin. • Düşünce farklılıklarını zenginlik olarak değerlendirin ve doğru-yanlış tartışmalarını engelleyin. • Ortaya çıkan olumlu düşünceleri her zaman pekiştirin. • Bu aşamada amaç düşünceleri ortaya çıkarmak olduğundan, duygu ifadelerini erteleyin.

  36. 3. Adım: Ne Hissediyorlar? • Öğrencilere olayla ilgili duygularını sorun. • Duygularını rahatça ifade etmelerine izin verin. • Yaşanan olayla ilgili duygu ve düşüncelerin diğer arkadaşları tarafından da paylaşıldığını söyleyerek, durumu normalleştirin.

  37. 4. Adım: Başa Çıkmak İçin Ne Yapıyorlar? • Öğrencilere olayın etkileriyle başa çıkmak için neler yaptıklarını sorun. • Olumlu başa çıkma yöntemlerini pekiştirin. • Olumsuz başa çıkma yöntemleri ifade edilirse olumlu alternatifler üretilmesi için öğrencileri yönlendirin. • Öğrencilere gereksinim duyduklarında ailelerinden, psikolojik danışmanlardan, öğretmen ve arkadaşlarından destek alabileceklerini hatırlatın.

  38. İntihar Riski Bulunan Öğrencilerle Çalışma • Bireyi dikkatle dinleyin. • İntihara teşebbüs riski hissediyorsanız asla yalnız bırakmayın. • Öğrencinin yanında velisi ya da güvenilir bir yakını olmadığı sürece okulu tek başına terk etmesine izin vermeyin. • Eğer tehdit çok ciddiyse, öğrencinin ailesiyle temas sağlanır. • Eğer öğrencinin ailesine ulaşılamıyor ya da onlarla işbirliği yapılamıyorsa öğrenci acil müdahale yapılabilecek bir kuruma götürülmelidir. • Müdahale sırasında konuşma mutlaka sürdürülmelidir. Bu eylemi şu an için ertelerse birşey kaybetmeyeceği ama belki çözüm bulma ihtimali olduğu çok sakin bir dil ile ifade edilmelidir.

  39. İntihar Girişimleri İle Çalışmak • Ergenler, yaşadıkları deneyimleri anlamak ve anlamlandırmakta yetişkinlerin rehberliğine ihtiyaç duyarlar. • Duygularındaki hızlı değişimler nedeniyle, yaşantılarında sık sık günlük zorluklar yaşarlar. • Bu durum kimi zaman ergende, ilgilenilmesi gereken ciddi duygusal ve zihinsel güçlüklere yol açabilir .

  40. İntihar İle Çalışmak • İntihar girişiminin ve intihar sonucu ölümlerin en yoğun olduğu yaş aralığı 15-24 olarak saptanmıştır. • Kadınlar daha fazla intihar girişiminde bulunmakta, ancak erkeklerde intihar sonucu ölüm oranı kadınlara göre daha yüksek olarak görülmektedir. • Erkekler genellikle daha kesin yollarla intiharı denemekte (silah, kendini asma, yüksekten atlama vb.), kadınlar ise ilaç ve zehir gibi araçlara daha sık başvurmaktadırlar. • Var olan inanışın aksine birçok intihar önlenebilir!

  41. Öğrenciler Neden Yaşamına Son Vermek İster? • Her insan özel ve tek olduğundan, bu sorunun tek bir cevabı yoktur. Ancak bir arada var olan birçok faktör ergenlerde intihar düşüncelerini tetikleyebilir; • Yaşamda önemli değişimler (sevilen birinin ölümü, sevgiliden ayrılmak, yeni bir yere taşınmak, okul değiştirmek, sınavdan kötü not almak, karnede kötü not olması, üniversitede istediği yere girememek vb.) ergeni sevilmiyor, depresif, dışlanmış, haksızlığa uğramış ve yalnız hissettirebilir. • Umutsuzluk ve çaresizlik duyguları: Yaşamdaki problemler ergenlere katlanılması çok zor görünebilir. Ne yapılırsa yapılsın daha iyi olmayacağına ve kimse tarafından umursanmayacağına ya da sevilmeyeceğine dair düşüncelere kapılabilir. • Kendine yönelik olumsuz duygular; değersizlik, tam bir başarısızlık abidesi olduğuna inanma, kendini bir hiç olarak değerlendirme intihar düşüncelerini tetikleyebilir. • Çok rahatsız eden, çözülemeyen ve katlanamadığı bir probleme veya acıya son verme isteği duyabilir. • Alkol veya madde kullanımı kontrol kaybına yol açabilir ve anlık intihar düşünce ve davranışlarını tetikleyebilir. • Depresyonun intihar girişimi riskini arttıran en temel faktör olduğunu unutmamak gerekir.

  42. İntihar Riski Belirtileri • İntihar ve ölümle ilgili konuşmalar, • Yeme ve uyku bozuklukları, • Davranışlarda dikkat çekici değişimler, • Özbakımın düşmesi, • Arkadaş ve sosyal aktivitelerden uzaklaşma, • Sıkıntı, huzursuzluk ve konsantrasyon kaybı, • Hobi, okul gibi konularda ilgi kaybı, • Sahip olduğu eşyaları hediye etme, çevresindekilere dağıtma, • Vasiyet ve/veya veda notları hazırlama, • Daha önce intihara teşebbüs etmiş olma, • Gereksiz riskler alma, • Ciddi kayıplar yaşamış olma, • Derin üzüntü ve mutsuzluk hissi, • Çevresindekileri ona ihtiyaçları olmadığına ve onsuz daha iyi olacaklarına ikna etmeye çalışma, • Olumsuz duygusal durumdayken ani ve nedensiz iyileşme,

  43. İntihar İle Çalışırken Ne Yapmalı? Ne Yapmamalı? • Dinlemeye istekli olun. Duygularını açmasına izin verin. Duygularını kabul edin. • Yargılayıcı olmayın. İntiharın doğru ya da yanlış olduğuna ilişkin yorum yapmayın. Bu niyetin ve duygularının iyi ya da kötü olduğuna dair fikir belirtmeyin. Hayatın ne kadar güzel ve değerli olduğu konusunda ders vermeyin. • İntihar niyetinden veya planından haberdar olduğunuzda çok şaşırmış, şok olmuş gibi davranmayın. Bu aranıza mesafe koyar ve karşıdakine anlaşılmadığını hissettirir. • Bunun aranızda sır olarak kalacağına dair söz vermeyin. Sadece desteğinizi sürdürebileceğiniz mesajını verin. • Ortamda silah vb. araçlar varsa konuşarak almaya çalışın. Fiziksel bir müdahalede bulunmayın ancak vermesine ikna ettiğinizde bunu ulaşamayacağı bir yere atın. • İntihara teşebbüs riski hissediyorsanız asla yalnız bırakmayın. • Yardım almaya ikna etmeye çalışın.

  44. Kavram Olarak Etik • Etik sözcüğü Yunanca’da “ethos” sözcüğüne dayanmaktadır. • Ethos sözcüğü ise birbirinden oldukça farklı birçok anlama gelmektedir. Ev bark, kişinin alışkanlıkları, geçmişten gelen birikimleri, töreler, adetler.

  45. Kavram Olarak Etik • Etik, ahlak alanında kuralları, ilkeleri tanımlama, ilkeler koyma ve ilkelerin anlamını sorgulama, eleştirel bir analize tabi tutma, çözümleme ve değerlendirme şeklinde üç temel yön içerir. • Etik “ kesin doğrular”, “değişmez ilkeler” bulunacak bir keşif alanı değildir. Bu anlamda etiğin “en doğruyu” değil, “daha doğruyu” bulmada bir bakış ve yaklaşım tarzı olduğu söylenilebilir (Şemin; Aras, 2004).

  46. Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Etik • Psikolojik Danışmanlar ve Okul Yöneticileri mesleki uygulamalarında etik karar verme becerilerinin gerekli olduğu etik ikilemlerle karşılaşabilirler. • Etik bir ikilemle karşılaşma durumunda nasıl bir yol izlenebileceğinin belirlenmesi bir güçlük yaşanmasına neden olmaktadır. • Bu konuda ülkemizde yapılan araştırma ve yayınlarda çok ciddi bir sınırlılık söz konusudur.

  47. Psikolojik Danışmanların ve Okul Yöneticilerinin Etik İkilemler Yaşayabilecekleri Konular • İstismarla ilgili durumlar, • Çocuklarla çalışırken gizliliğin korunmasındaki güçlükler, • Madde kullanımı, • Danışanların kendilerine veya başkalarına zarar verme riskinin bulunduğu durumlar, • İntihar eğilimi bulunan bireylerle çalışma, • Toplumsal saldırganlık ile ilgili konular, • Birey -aile- kurum arasındaki ilişkilerden doğan güçlükler.

  48. Temel Etik İlkeler Kitchener (1984) etik karar verme sürecinin temeli olarak kabul edilebilecek beş ahlaki ilke ileri sürmüştür. Bunlar; • Danışanın özerkliğine saygı duyma, • Başkalarına yarar sağlayamıyorsan zarar vermeme, • Danışana yarar sağlama, • Adil hareket etme, • Bağlılık.

  49. Temel Etik İlke: Özerklik • Özerklik, danışanın bağımsızlığını ve kendi kendine hareket edebilme gücünü vurgulamaktadır. • Bu ilkenin esasını danışanın kendi kendine seçimler yapabilmesi, kendi kararlarını kendisinin alması ve kendi davranışlarını kendisinin ayarlaması oluşturmaktadır. • Psikolojik danışmanlar tarafların kendisini gerçekleştirmesinde danışana güven duymalıdır. • Danışanların özerk olmaları istendik bir durumdur. • Çocuklar ve zihinsel yetersizliği olan kişileri kendi davranışlarından bireylerin kendilerini sorumlu tutmak uygun değildir. Kendi kararlarını kendilerinin alma yeterliliği olmayan danışanların örneğin çocuklar, bazı zihinsel yeterlilikleri yerinde olmayan bireyler veya gerçeği değerlendirme sınırlılıkları olan yaşlı kişilerin kendilerine ve başkalarına zarar vermelerine neden olacak kararlar vermelerine izin verilmemelidir

  50. Temel Etik İlke: Zarar Vermemek • Zarar vermemek, çevredeki diğer bireylere bile bile zarar vermemektir. • Genellikle “yardım etmeden de öte zarar verme” şeklinde de ifade edilmektedir. • Her ne kadar burada ortaya konulan beş ilke teorik olarak temelde aynı değere sahipse de zararsızlık ilkesi en kritik olan ve en çok ihlal edilen uygulamalarda kolaylıkla göz ardı edilen kritik ilkelerden biri olarak belirtilmektedir (Kitchener, 1984).

More Related