1 / 77

FOTOĞRAF NASIL ÇEKİLİR

FOTOĞRAF NASIL ÇEKİLİR. Makinenizi açın ve AUTO yazan ayarı seçin Çekeceğiniz objeyi ortalayın Yarım deklanşör yapıp netleştirin ve Tam deklanşörle çekimi tamamlayın. Çekim bitmiştir. Dersimiz de burada sona ermiştir. İyi akşamlaaaaar. KISA TARİHÇE.

farica
Download Presentation

FOTOĞRAF NASIL ÇEKİLİR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. FOTOĞRAF NASIL ÇEKİLİR

  2. Makinenizi açın ve AUTO yazan ayarı seçin • Çekeceğiniz objeyi ortalayın • Yarım deklanşör yapıp netleştirin ve • Tam deklanşörle çekimi tamamlayın

  3. Çekim bitmiştir

  4. Dersimiz de burada sona ermiştir. • İyi akşamlaaaaar.

  5. KISA TARİHÇE

  6. Fotoğrafçılığın başlangıç tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

  7. Sekizinci yüzyılda Cabir İbni Hayyan adlı bir Arap'ın Gümüş Nitrat'ın güneş ışığı etkisiyle karardığını bulması ve 15. asırda büyük sanatçı Leonardo da Vinci'nin karanlık odada mevcut ufak bir deliğin dış dünyadaki görünümlerini aksettirmesi fotoğrafçılık tarihindeki önemli başlangıçlardır. Sanatçılar Rönesans devrinde karanlık kutuyu buldular. Böylece, ışığın girdiği ufak bir delik aracılığıyla karanlık kutunun öbür ucunda konunun ters çevrilmiş bir görüntü görebiliyordu. 18. yüzyılda karanlık kutunun bir ucuna mercek ve diğer ucuna da buzlu cam konularak görüntü kutunun dışında görülebilir hale getirildi.

  8. Işığın kimyevi maddeler üzerindeki etkisi ve gümüş tuzlarının görüntü saptama duyarlılığı 200 yıl önceden biliniyordu. 1725 yılında, kireç ve gümüş nitrat sürülmüş bir kağıt üzerine bir şekil konulup güneşe tutulduğunda kağıt üzerinde bu şeklin bir görüntüsünün meydana geldiği görülmüştür. 19. yüzyılın başında kağıt, gümüş nitrat çözeltisine batırılarak negatiflerin elde edilmesi başarıldı. Fotoğrafçılığın ilk ve esaslı gelişmesi, vernikle saydam hale getirilmiş olan kağıt üzerindeki bir görüntünün kalay levha üzerine getirilmesidir. Daha sonra, Yuda Bitümü ile kaplanmış kalay levha üzerine düşürülen bir görüntüde güneş ışığı düşen yerlerin beyazlaştığı görülmüştür.

  9. Niepce ile başlayan fotoğraf çalışmaları 1829 da Jacques Mande Daguerre ile birleşip 1837 de Daguerreotype'ı ortaya koymalarıyla birden gelişim göstermeye başladı.

  10. Aynı süreler içinde Henry Fox Talbot bir takım kimyasal maddelere batırılmış kağıtlar üzerinde görüntü elde etmeyi başardıysa da yavaş yavaş kararması ve görüntünün net olmaması nedeniyle kolayca unutuldu. Ancak Talbot'un bu buluşu için ilk defa "FOTOĞRAF" kelimesi kullanılmıştır. Bir süre sonra da negatiflerin pozitife çevrilmesi başarılmıştır. Böylece modern fotoğrafçılığın temeli atılmıştır.

  11. 1870 de Hermann Vogel emülsiyonları muhtelif banyolara batırılarak duyarlılıklarını arttırma yolunu buldu. 1880 yılında kırmızıya karşı duyarlılığı çok sınırlı olan ortokomatik filmin yanında, pankromatik filmler ortaya çıktı. • Fotoğraf 19. ve 20. asırda değişik astigmat merceklerin, selüloz asıllı filmlerin kullanılması, fotoğraf makinesi ve film sanayinde gelişmelerle günümüzdeki durumuna geldi

  12. FİLMLİ FOTOĞRAF MAKİNALARININ SINIFLANDIRILMASI • BÜYÜK BOY FOTOĞRAF MAKİNALARI • Bu fotoğraf makinaları daha çok stüdyo,mimari ve teknik alanlarda kullanılırlar ve bu fotoğraf makinaları 18x24 cm. ,13x18 cm. ,10x15 cm. ,9x12 cm.gibi plaka film ile çalışırlar. Büyük fotoğraflarda grensiz fotoğraf basımına olanak verdiği için kullanılırlar. Bu fotoğraf makinalarının objektiflerinin lüminoziteleri(ışık geçirgenlikleri) düşük olduğundan(1/5,6 ,1/6,3) yumuşak hatlı ve bol detaylı sonuçlar verir. • -ORTA BOY FOTOĞRAF MAKİNALARI • Bu fotoğraf makinaları iç ve dış çekimlerde ,stüdyo fotoğrafçalığında yaygın olarak kullanılan fotoğraf makinalarıdır. Bu makinalar 120 roll film diye adlandırılan 4,5x6 cm. ,6x6 cm. , 6x9 cm. boyutlarında şerit halinde film kullanırlar. Objektif lüminoziteleri genellikle 1/2,8 ,1/3,5 , 1/4,5 ‘dir. • -KÜÇÜK BOY FOTOĞRAF MAKİNALARI • Günümüzde genel olarak kullanılan, 35 mm. eninde olduğu için 35 mm. diye adlandırılan 24x36 mm. boyutunda film kullanırlar. Bu makinaların günümüzde yaygın olarak kullanılmasının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz; bu makinaların, • Hafif olması ve kolay taşınabilmesi,filmlerinin diğer filmlere nazaran ucuz olması,çok çeşitli objektif ve filtre seçeneğinin olmasıdır. Tek kusuru ise büyük boy fotoğraflarda fazla gren vermesidir. • -POLAROİD FOTOĞRAF MAKİNALARI • Bu makinalar, amatörlere 15-45 saniyede hazır fotoğraf çıkarırlar. Paketler içerisinde makinanın arka şasesine yerleştirilen kart, fotoğraf çekiminin ardından iki silindir arasından geçerek; kart içerisindeki kimyasal dolu madde patlar ve kart üzerine yaydığı kimyasal sayesinde develope işlemini gerçekleştirir.

  13. FİLMLİ MAKİNE TÜRLERİ • 1.Kompakt Makine • Fotoğrafçılıktan hiç anlamayan bir kişinin bile kolaylıkla kullanabileceği türden, eski kutu makinelerinin modernleştirilmiş şekli olup; sabit diyafram ve sabit netlikte objektiflere sahiptirler ve bu objektifleri değiştirme olanağı yoktur.

  14. 2. Tek Objektifli Refleks Makine (SLR) • Günümüzde genel olarak kullanılan, 35 mm eninde olduğu için 35 mm. diye adlandırılan 24x36 mm. boyutunda film kullanırlar. Bu makinelerin, hafif olması ve kolay taşınabilmesi, filmlerinin diğer filmlere nazaran ucuz olması, çok çeşitli objektif ve filtre seçeneğininolması yaygın olarak kullanılmasını sağlamaktadır .

  15. 3. Vizörlüler (Telemetreliler) • Bu tip makinelerde ayna ve prizma olmadığından, konu objektifle ilgisi olmayan vizörden seçilmektedir. Paralaks hataları verir. Bazı modellerinde vizör mercekleri ile objektif arasında bulunan bir bağlantı ile telemetreli mesafe kontrol yapılabilir. Küçük ve orta formatlı olanları bulunur. • Paralaks:Telemetreli fotoğraf makinelerinde, bakaçtan alınan görüntü ile objektiften film yüzeyine yansıyan görüntü arasındaki açı farkı.

  16. 4. Çift Objektifli Refleks Makine (TLR) • Paralaks hatası bu makinede de vardır. Üstteki objektif bir ayna yardımı ile görüntüyü yukarıda, buzlu cam üzerinde oluşturarak netleme ve kadraj yapılmasını, alttaki objektif ise üsttekine bağımlı olarak aynı netleme ve kadrajın film düzlemi üzerine düşmesini sağlar. • Orta formatlıdırlar.

  17. DİJİTAL MAKİNELER • Temel çalışma prensibi filmli makinelerle aynı olmakla birlikte, görüntüyü film yerine dijital sensör üzerine düşüren ve bu görüntüyü sayısal olarak dijital hafıza araçlarına(SD Kart, Harddisk vb) kaydeden makinelerdir. • Ana yapıları filmli makinelerinkine oldukça yakındır.

  18. DİJİTAL MAKİNE TÜRLERİ • Basit kompakt • Kompakt • DSLR-like Kompakt • DSLR ve Full-frame DSLR • Dijital Back’li Orta Format.

  19. Basit kompakt • Objektifleri sabit açılı olup, dijital zoom yapamayan, tamamen otomatik olarak çekim yapabilen makinelerdir. Diyaframları yoktur. Çok küçük sensörleri vardır. • Cep telefonlarının dijital kameraları bu gruptadır.

  20. Makinenin gövdesine entegre bir objektife sahiptirler. Objektifleri diyaframlı olup, optik zoom yapabilmektedir. Kompakt

  21. Gelişmiş SLR makineler gibi Manuel, Av, Tv, B ayarlarına sahip olan çekim seçeneklerine, daha kaliteli objektiflere ve sensörlere sahiptirler. Birçoğunun SLR’den tek farkı objektifinin gövdeye sabit olup, değiştirilememesidir. DSLR-like Kompakt

  22. Aynı filmli SLR lerde olduğu gibi gövde (body) ile objektifleri birbirinden ayrı olan ve; objektiften alınan görüntünün optik olarak aktarılması ile vizördeki görüntünün elde edildiği gelişmiş makinelerdir. Fokal çarpanları(=crop factor) 1,5-1.7 civarındadır. DSLR

  23. Full-frame DSLR • Fokal çarpanları 1’dir yani 36x24 mm ebatlı sensör boyutlarına sahiptirler.

  24. Fokal çarpan • 35mm’lik filmin köşegen boyutunun görüntü algılayıcısının köşegen boyutuna oranı da kesme çarpanını verir. Örnekle konuyu pekiştirelim: • 35mm’lik filmin köşegen uzunluğu 43.3 mm, Canon 450D’nin sahip olduğu APS-C görüntü algılayıcınınki ise 26.7 mm’dir. • 35mm’lik filmin köşegen uzunluğu / görüntü algılayıcın köşegen uzunluğu =  Kesme Çarpanı • 43.3 mm / 26.7 mm = 1.621 • Virgülden sonra tek ondalık kalacak şekilde yuvarlarsak 450D’nin kesme çarpanı 1.6′dır deriz.

  25. DSLR’lar da gerek lens sistemleri olsun, gerek kafa yapıları olsun, filmli dönemdeki büyüklerinden türetildiler çünkü bu sayede firmaların mevcut lens sistemleri de sayısal fotoğraf makinesi kullanıcıları tarafından kullanılabilecekti. Film ve dijital arasındaki tek fark görüntünün film yerine dijital görüntü algılayıcı tarafından yakalanacak olmasıydı. Ama işte burada boyutla alakalı bazı sorunlar vardı! Neydi bu sorunlar? • Görüntü algılayıcı boyutu büyüdükçe birim görüntü algılayıcı maliyeti de tahmin edeceğinizden çok daha hızlı artmaktaydı. • Yakın tarihe kadar Canon dışındaki DSLR üreticilerinin tümünün kullandığı CCD teknolojisi (tekrarlı desen konusunda pek esnek olmadığı için) belli bir boyutun üstünde görüntü algılayıcı üretmek pratik olmuyordu. • Peki bu pürüzler sonucunda üreticler ne yaptılar? 35mm film formatına göre daha küçük görüntü algılayıcıları üreterek sayısal fotoğraf makinelerinda kullandılar. İlk DSLR olan Kodak DSC 100, 1991 yılında Nikon F3 gövdesinde 1.3MP çözünürlüğe sahip 14×9.3mm’lik görüntü algılayıcı kullandı yani 35mm’lik filmin köşegen uzunluğu bunun 2.6 katıydı. Yani Fokal çarpanı 2,6 idi

  26. Uzun bir süre Kodak DSC serisi ile bu alanda yalnız kaldı. 1999′da Nikon profesyonellere yönelik D1 modeli ile pazara merhaba derken, 2000 yılında Fuji SX1 Pro modeli ile profesyonel olmayan kullanıcılara da DSLR pazarının kapılarını açmış oldu. Canon ise 2001 yılında profesyonellere yönelik EOS-1D modelini sundu. • DSLR pazararını tümüyle değiştiren ve bugün ucuza DSLR alınabilmesini sağlayan firma ise Canon oldu. 2003 yılında 1000$ barajının altına 999$ fiyat etiketine sahip EOS 300D modeli ile geçen Canon, diğer firmaların da rekabetçi fiyatlarla ürün çıkarmalarına öncülük etti. Kodak DSC100′den sonra gelen modeller de gene 35mm’lik filme göre daha küçük görüntü algılayıcıları kullandılar. işte bu küçük algılayıcıların 35mm’lik filme göre ne kadar küçük olduğunu belirten sayıya da kesme çarpanı denilmeye başladı.

  27. Bu görselde günümüz dijital fotoğraf makinelerinin kullandığı görüntü algılayıcı boyutlarının 35mm’lik filme (’35mm tam-kare’ ile gösterilen) göre karşılaştırmasını görebilirsiniz. 1/2.5″ olarak geçen algılayıcı elinizdeki kompakt fotoğraf makinesinda muhtemelen yer alıyor (çoğu Canon Powershot, Nikon Coolpix, Fuji Finepix modelleri vs.). DSLR’lar ile aralarındaki boyut farkı görebildiğiniz gibi ciddi boyutlarda. Kimi kompakt fotoğraf makineleri 1/2.5″ lik algılayıcılara göre biraz daha büyük ama DSLR’lara göre hala çok küçük olan 1/1.7″ algılayıcıyı kullanmakta.

  28. 12MP’lik 5 farklı fotoğraf makinesini ele alalım: Canon EOS 5D, Nikon D90, Canon EOS-450D, Olympus E-620 ve Canon PowerShot SD960 IS. • Bu tablodan da görebildiğimiz gibi, Canon’un hem kompakt sınıftaki PowerShot SD960 IS modelinde, hem de tam-kare algılayıcılı DSLR modeli olan EOS 5D’sinde hemen hemen aynı piksel sayısına sahip algılayıcılar kullanmış. Bu durumda yaklaşık 12MP’lik çözünürlük sunan iki fotoğraf makinesinin benzer görüntü kalitesine sahip olması beklenebilir mi? Elbette hayır! EOS 5D’nin algılayıcısının toplam yüzey alanı 960IS’inkinin yaklaşık 30 katı! Kabaca EOS 5D’nin her bir pikseli 960IS’in her bir pikselin 30 katı büyüklüğe sahip diyebiliriz. Yukarıdaki tabloda dördüncü sütunda yer alan birim alandaki MP değerine yani piksel yoğunluğuna baktığımızda zaten herşey gayet net olarak ortada.

  29. Piksel yoğunluğundaki bu avantaj, 2 sene daha yeni bir model olan 960IS’e göre EOS 5D’ye ciddi bir yüksek ISO başarımı ve detay yakalama kapasitesi veriyor. Yukarıdaki 5 örnek makineden, EOS 5D’ye görüntü kalitesi bakımında diğer hiçbir model yetişemiyor. Bunun yanında görüntü kalitesi için algılayıcı boyutunun tek başına da yeterli olmadığını da belirtmeliyiz çünkü fotoğraf makinesi üreticilerinin kullandığı görüntü işlemcileri gerçekten de fark yaratabiliyor. Bunun en güzel örneğini Canon, 5D’nin görüntü algılayıcısının yüzey alanını sabit tutup, 5D Mark II’de piksel sayısını 12.7 MP’den 21 MP’e çıkartıp, görüntü kalitesinde düşme yaşatmayarak verdi. 2005 yılında çıkan EOS 5D DIGIC II işlemcisi kullanırken, 5D Mark II DIGIC IV işlemcisi kullanmakta.

  30. Dijital Back’li Orta Format. • Klasik orta format makinelerin film back’i yerine dijital back kullanılmıştır.

  31. Makinelerin Temel Yapısı • Fotoğraf makinesinin temel yapısı dört öğeden oluşur; • 1.Objektif • 2.Diyafram, • 3.Örtücü=Shutter= Obtüratör, ya da enstantane • 4.Dijital sensör (veya film)

  32. OBJEKTİF • Fotoğraf makinelerinin önünde bulunan ve fotoğraflanacak görüntüyü film ya da sensör yüzeyine yansıtan fotoğraf makinesi parçasına objektif adı verilir. Objektifler birkaç mercek ya da mercek grubunun bir araya gelmesinden oluşur.

  33. Fotoğraf makinelerinin çalışma prensibi insan gözünden esinlenerek geliştirilmiştir. Işığın şiddetini ayarlayan ve objektif üzerinde bulunan diyafram sistemi insan gözündeki orjinali iris ile hemen hemen aynı özelliklere sahiptir. Bir insan için gözü ne kadar önemliyse bir fotoğraf makinesi için de objektif o ölçüde önemlidir. Fotoğraf makinesinin dış dünya ile ilk temasını objektif sağlar. Bir objektifin kalitesi ve ışığa karşı olan hassasiyeti görüntü kalitesini doğrudan etkileyeceği için dikkat edilmesi gereken bir konudur. Görüntü kalitesinin doğrudan etkileyen en önemli değişkenlerden biri objektif kalitesidir. Keskin, net ve iyi kareler yakalamak için birinci şart iyi bir objektif kullanmaktan geçer.

  34. Objektiflerin birden fazla mercekten oluşmasının sebebi ise tek mercekli sistemlerin birçok görüntü hatasına yol açmalarıdır. Bu hataların en aza indirilmesi için objektifler birden fazla mercek ya da mercek gruplarından oluşur. İyi bir objektiften en az hata ile en yüksek görüntü kalitesi vermesi beklenir

  35. ODAK UZAKLIĞIObjekitfler konunun net görünmesi için de kullanılırlar. Yani netleme için de objekitflerden yararlanılır. Bunun için objektifin içinde bulunan merceklerden bir kısmı hareket ettirilir. Uzaktaki bir nesneye netlik yapıldığında objektif ile film ya da sensör yüzeyi arasındaki mesafeye ‘odak uzaklığı’ adı verilir. • Odak uzaklığı mm cinsinden ölçülür ve objektiflerin tanımlanmalarında kullanılan bir birimdir. 35 mm formatı için yaklaşık olarak 50mm insan gözünün verdiği etkiyi verir. Bu değerin biraz altı geniş açı, üstü ise dar açılı görüntü sağlar.

  36. MERCEK SİSTEMLERİİlk tasarlandıklarında tek ya da 2-3 mercekten oluşan objektifler, gelişen teknolojinin de yardımı ile kabiliyetlerini ve mercek sayılarını artırmışlardır. Günümüz modern objektifleri 8-10 hatta 16 mercek sisteminin bira araya gelmesi ile çalışırlar.

  37. Objektiflerin bu karmaşık yapısı sebebiyle yüksek teknolojiyi kullanan ürünlerinin başında gelirler. Özellikle çok sayıda mercek kullanılması, fotoğrafı çekilecek cisimden yansıyan ışığın her bir mercekten geçerken azalmasına ve renk sapmalarına sebep olur. İşte bunu engellemek için mercek sistemleri özel bir şekilde yerleştirilir. Ayrıca yüksek kalitede optik malzeme kullanılarak, olası sorunların önüne geçilmeye çalışılır.

  38. KAPLAMA ALANIBir objektifin oluşturduğu görüntü daire şeklindedir (yapıları itibariyle). Görüntünün en net bölgesi ise ortasında oluşur. Bir objektifin oluşturduğu görüntünün en net olduğu bölgenin çapına ‘objektifin kaplama alanı’ adı verilir. Örneğin 35 mm filmin görüntü alanı 24x36mm’dir. Köşeleri birleştirdiğimizde oluşan üçgenin uzun kenarı ise yaklaşık 43.2 mm’ye tekabül eder. Bu rakam ise 35mm film ile kullanılabilecek objektifin minimum bu kaplama alanına sahip olması gerektiği anlamına gelir.

More Related