1 / 79

ZEYTİN BAHÇELERİNDE ENTEGRE MÜCADELE TEKNİK TALİMATI

ZEYTİN BAHÇELERİNDE ENTEGRE MÜCADELE TEKNİK TALİMATI.

dixie
Download Presentation

ZEYTİN BAHÇELERİNDE ENTEGRE MÜCADELE TEKNİK TALİMATI

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. ZEYTİN BAHÇELERİNDEENTEGRE MÜCADELETEKNİK TALİMATI Bu talimat, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığının yönetimi ve koordinasyonu ile Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü, Yalova Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü ve konuyla ilgili diğer Araştırma Enstitülerindeki konu uzmanlarının görüşleri ve Entegre Mücadele Araştırma Çalışma Grubu kararları doğrultusunda, aşağıda isimleri verilen araştırıcılar tarafından hazırlanmış ve Bitki Sağlığı Araştırmaları Daire Başkanlığı tarafından bastırılmıştır.

  2. ÖNSÖZ • Türkiye, zeytin yetiştirilen alan ve ağaç varlığı bakımından, Dünyada dördüncü sırada; sofralık zeytin üretiminde ise ikinci sırada yer almaktadır Zeytin, Ülkemiz ekonomisi ve halkımızın beslenmesi için önemli bir kültür bitkisidir. Gerek zeytin yağı, gerekse siyah ve yeşil salamura zeytin olarak tüketilmekte ve milyonlarca dolarlık ihracat yapılmaktadır. Ayrıca besin değeri yüksek olduğu için, insan sağlığı açısından önemli bir gıda maddesidir.

  3. ÜLKEMİZDE • Zeytin Ülkemizde, daha çok Ege ve Marmara Bölgelerinde yetiştirilmekle birlikte; Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin bazı yörelerinde de yetiştiriciliği yapılmaktadır. Yurdumuz-da yaklaşık 85.646.000 zeytin ağacından, yılda ortalama 1.100.000 ton zeytin elde edilmektedir. Zeytin üretiminin yaklaşık %75'i yağlık, %25'i ise sofralık olarak kullanılmaktadır.

  4. Bu kadar geniş alanlarda yetiştiriciliği yapılan, iç tüketim ve ihracatımız için önemli bir yere sahip olan zeytin ağaçlarında, tek başına veya birlikte zarar yapan, pek çok hastalık, zararlı ve yabancıot bulunmaktadır. Bunlar, gerek zeytin yağı ve gerekse salamuralık zeytin üretiminin azalmasına sebep olmaktadır. Bunlardan en önemlileri; Zeytin sineği, Zeytin güvesi, Zeytin kabuklu biti, Zeytin karakoşnili ve Zeytin halkalı leke hastalığıdır. Daha fazla ve kaliteli ürün elde etmek için, zeytin hastalıkları, zararlılar ve yabancıotlarla mücadele büyük önem arz etmektedir. Kimyasal ilaçların insan sağlığı ve çevre üzerine olumsuz etkilerini azaltmak için hastalık, zararlı ve yabancı otlar ile ekonomik ve ekolojik bir mücadele yapılması gerekmektedir. İşte bu amaçla 1995 yılında, Zeytin Bahçelerinde Entegre Mücadele Araştırma, Uygulama ve Eğitim Projesi yürürlüğe konulmuştur.

  5. Günümüzde insan sağlığının, çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ön plana çıkmıştır. Bu nedenle zararlılarla mücadelenin, agroekosistem ve sürdürülebilir tarımsal üretimin dikkate alınarak yapılması bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu da ancak, biyolojik mücadele başta olmak üzere, kimyasal mücadeleye alternatif yöntemler ve Entegre Mücadele uygulamak suretiyle sağlanabilir. • Entegre Mücadele; insan sağlığı, çevre ve doğal dengeyi dikkate alan sürdürülebilir bir mücadele sistemidir. Bu nedenle, "Entegre Ürün Yönetimi" ve "Sürdürülebilir Tarımsal Üretimin" temelini oluşturur.

  6. Ülkemizde, Entegre mücadele ile ilgili temel araştırmalar, 1970 yılında başlamıştır. 1994 Yılına kadar pamuk, elma, fındık, buğday, turunçgiller, mısır, patates, örtü altında yetiştirilen sebzeler, zeytin, kiraz, antepfıstığı ve bağ gibi önemli ürünlerde, Entegre Mücadele Projeleri yürütülmüştür. Ancak bunların hepsi, araştırma ağırlıklı çalışmalardır. • Ankara'da, 11-13 Ekim 1994 tarihlerinde yapılan bir toplantıda; Entegre mücadele çalışmaları yeniden masaya yatırılmış ve 1995 yılından sonra yürütülen Entegre Mücadele Projeleri, araştırma ağırlıklı olmaktan çıkartılarak, uygulama ağırlıklı hale getirilmiştir. Bu toplantıda, "Entegre Mücadele Araştırma, Uygulama, Eğitim ve Tanıtım Politikası, Stratejisi ve Öncelikleri" gözden geçirilerek yeniden belirlenmiştir. Belirlenen politika ve stratejiye uygun olarak, 1995 yılından itibaren buğday, mısır, pamuk, patates, nohut, mercimek, örtü altında yetiştirilen sebzeler, elma, turunçgil, fındık, zeytin, kiraz, antepfıstığı ve bağ olmak üzere toplam 15 önemli üründe; hastalık, zararlı ve yabancı otlarla mücadele için, Entegre Mücadele Araştırma, Uygulama ve Eğitim Projeleri yürürlüğe konulmuştur. Bunlar, pilot olarak seçilen illerde, programlar halinde uygulanmakta ve hızla Türkiye geneline yaygınlaştırılmaktadır.

  7. Diğer taraftan FAO/UNDP tarafından desteklenen ve 1994-1996 yıllarında başarılı bir şekilde yürütülen "Türkiye'de Entegre Zararlı Yönetimi İçin Ulusal Bir Ağın Kurulması" isimli proje çerçevesinde, Entegre Mücadele uygulanan her ürün için, TAGEM ve KKGM ile Araştırma Enstitüleri, Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, üniversiteler, sivil toplum örgütleri, çiftçi birlikleri, özel sektör ve çiftçileri kapsayacak şekilde, birer “Entegre Mücadele Organizasyon Şeması” ile “Teknik İşbirliği ve Koordinasyon Ağı (Networkü)” oluşturulmuştur. • Entegre mücadele projeleri, hedef kitle olan çiftçiler için hazırlanmış olup; araştırıcı, yayımcı ve çiftçilerin işbirliği ile uygulanmaktadır. Entegre mücadele uygulamaları, önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaştırılacaktır. Bunun için, çiftçi eğitimine daha çok önem verilecektir. Ayrıca Entegre mücadelenin; ilaç firmaları başta olmak üzere özel kuruluşlara, sivil toplum örgütlerine, kamuoyuna ve tüketicilere tanıtılması konusunda daha çok çaba harcanacaktır.

  8. Entegre mücadele programlarının uygulanmasında esas alınmak üzere, her önemli ürün için, birer Entegre Mücadele Teknik Talimatı hazırlanarak, yürürlüğe konulmuştur. Bu talimatlar, ilk aşamada Entegre mücadele programlarının yürütüldüğü yerlerde kullanılacak, daha sonraki yıllarda ise kademeli olarak, normal "Zirai Mücadele Teknik Talimatları"nın yerini alacaktır. Entegre mücadele talimatlarında; biyolojik mücadele, biyoteknik yöntemler, dayanıklı çeşitler, genetik mücadele, mekanik ve fiziksel mücadele ile kültürel tedbirler gibi, kimyasal mücadeleye alternatif yöntemlere öncelik verilmektedir. • Alternatif mücadele yöntemleri ile kontrol altına alınabilen hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı, kimyasal mücadele tavsiye edilmemektedir. Şayet kimyasal mücadele yapılması zorunlu ise; doğal düşmanlara, insanlara ve çevreye yan etkisi düşük olan, çevre dostu ve spesifik ilaçlar önerilmektedir. Bu durumda, ilaçların etkili en düşük dozda ve doğal düşmanların en az zarar göreceği zamanlarda kullanıl-ması, ilaçlamaların uygun alet ve ilaçlama tekniği kullanılarak yapılması esas alınmaktadır. Bu talimatlarda, uluslararası kriterlere göre seçilen ve Entegre Mücadele Programları için uygun olan ilaçlar tavsiye edilmekte, mecbur kalmadıkça riski yüksek olan ilaçlara yer verilmemektedir.

  9. Hastalıklar, zararlılar ve yabancı otların renkli fotoğraflarla tanıtıldığı Entegre Mücadele Teknik Talimatları, her önemli ürün için ayrı kitaplar halinde bastırılarak; araştırıcı, yayımcı, eğitimci ve çiftçilerin hizmetine sunulmaktadır. Turunçgil, Elma, Bağ, Pamuk, Patates ve Nohut Entegre Mücadele Teknik Talimatları, bastırılarak dağıtımı yapılmıştır. Zeytin Bahçelerinde Entegre Mücadele Teknik Talimatı, bu konuda basılan yedinci kitap olacaktır. Bu talimatı, diğer ürünlerle ilgili talimatların basımı takip edecektir. • Zeytin Bahçelerinde Entegre Mücadele Teknik Talimatı sayesinde, en uygun yöntem ve teknikler kullanılmak suretiyle, zeytin hastalık, zararlı ve yabancı otları ile Entegre Mücadele yapılması sağlanmış olacaktır. Bu Talimat, zeytin üreticileri, zeytin üzerinde çalışan yöneticiler, araştırıcılar ve yayımcılar için yol gösterici bir rehber, üniversite öğrencileri için de bir kaynak kitap niteliği taşımaktadır.

  10. Zeytin Bahçelerinde Entegre Mücadele Teknik Talimatı’nın hazırlanmasında emeği geçen veya görüşleriyle katkıda bulunan, son şeklini vererek basıma hazır hale getiren ve kitap halinde basılmasını sağlayan herkese teşekkür ederim. Bu Talimatın Ülkemiz tarımına, zeytin üreticilerine ve konuyla ilgili olan bütün kişi ve kuruluşlara yararlı olmasını temenni ederim.

  11. 1. ENTEGRE MÜCADELENİN TANIMI • Entegre mücadele, Entegre Zararlı Yönetimi(IPM) veya Entegre Zararlı Kontrolü(IPC) olarak da bilinmekte ve kısaca, "Zararlıların Yönetim Sistemi" olarak ifade edilmektedir. Entegre mücadele, “Zararlı türlerin popülasyon dinamikleri ve çevre ile ilişkilerini dikkate alarak, uygun olan tüm mücadele yöntemlerini ve tekniklerini uyumlu bir şekilde kullanarak, bunların popülasyon yoğunluklarını ekonomik zarar seviyesinin altında tutan bir zararlı yönetim sistemidir” şeklinde tanımlanmaktadır. • Burada sözü edilen “zararlı” tabiri, kültür bitkilerinde zarar yapan böcekleri, kırmızı örümcekleri, nematodları, fungusları, bakterileri, virüsleri, yabancıotları, kemirgenleri ve kuşları kapsamaktadır. • Zararlı Yönetimi(İdaresi): Hastalık, zararlı ve yabancıotların popülasyon yoğunluk-larının, ekonomik zarar seviyesinin altında tutulabilmesi için yapılan bütün faaliyetlerdir. • Ekonomik Zarar Seviyesi: Hastalık, zararlı ve yabancıotların, ekonomik zarara neden olan en düşük popülasyon yoğunluğudur. • Ekonomik Zarar Eşiği : Bir zararlı popülasyonunun çoğalarak, ekonomik zarar seviyesine ulaşmasına engel olmak için mücadeleye karar verildiği yoğunluktur.

  12. 2. ENTEGRE MÜCADELENİN HEDEFLERİ • Entegre mücadelenin ana hedefleri, aşağıdaki şekilde belirlen-miştir : • Bitkisel üretimin artırılması, kaliteli ve pestisit kalıntısı bulunma-yan ürün elde edilmesi, • Doğal düşmanların korunması ve desteklenmesi, • Tarla, bahçe ve bağların periyodik olarak kontrol edilmesi, • Çiftçilerin kendi tarlası, bahçesi ve bağının uzmanı haline getirilmesi, • Pestisitlerin çevreye(toprak, su ve hava) bulaşmasının önlenmesi.

  13. 3. KİMYASAL İLAÇLARIN ZARARLARI • Kimyasal ilaçların zararları, aşağıdaki şekilde özetlenebilir: • Kimyasal ilaçlar, canlılar arasında var olan doğal dengeyi bozar, • İnsan ve sıcak kanlılarda, doğrudan veya dolaylı olarak zehirlenmelere neden olur, • Doğal düşmanlara (faydalı organizmalar) zarar vererek ve bitki-nin biyokimyasal yapısını bozarak, zararlı popülasyonlarının artmasına neden olur. Bunun sonucu olarak, zararlıların salgın yapma tehlikesi artar, • Toprağa, havaya ve suya karışarak çevre kirliliğine yol açar, • Hastalık, zararlı ve yabancıotların, zamanla, bazı ilaçlara karşı direnç kazanmalarına neden olur, • Ürünlerde kalıntı bırakır; bu durum, iç ve dış satımda sorun yaratır, • İlaç fiyatlarının pahalı olması nedeniyle, gereksiz yapılan ilaçla-malar, mücadele masraflarını ve dolayısıyla ürünün maliyetini artırır, • Bazı ilaçlar, kültür bitkilerinde toksik etkilere ve genetik bozulmalara neden olur, • Bal arıları, tozlayıcı (Polinatör) arılar, kuşlar, balıklar ve suda yaşayan diğer canlılar ve toprak mikroorganizmaları gibi hedef olmayan organizmaları olumsuz yönde etkiler. • Gelişigüzel ve yoğun olarak yapılan ilaçlamalar sonucunda, bu zararlar daha da artar.

  14. 4. ENTEGRE MÜCADELENİN YARARLARI • Entegre mücadelenin faydaları, aşağıda verilmiştir : • Sürdürülebilir tarımsal üretimi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlar, • Bol, kaliteli ve pestisit kalıntısı bulunmayan ürün elde edilmesini sağlar, • Zararlıların, kullanılan ilaçlara karşı direnç oluşturmasını azaltır veya geciktirir, • İlaç tüketimini ve ilaçlama sayısını azaltır. Buna bağlı olarak mücadele masrafları azalır ve ekonomik tasarruf sağlanır, • Entegre mücadele, çevreci bir mücadele sistemi olup; insan sağlığı ve çevrenin korunmasını sağlar, • Doğada var olan biyolojik zenginliğin ve canlılar arasındaki biyolojik dengenin korunmasını sağlar, • Zararlı popülasyonlarının baskı altında tutulmasında büyük rol oynayan, doğal düşmanların korunmasını sağlar. Bunun sonucu olarak, zararlıların salgın yapma tehlikesi azalır, • Gıda maddelerinin üzerindeki ve içindeki toksik olan ilaç kalıntılarını azaltır, • Gereksiz ilaçlamaların önlenmesi nedeniyle, ilaçlama sayısı azalacağından, insan ve hayvanlarda oluşabilecek zehirlenme riski azalır.

  15. 5. ENTEGRE MÜCADELENİN PRENSİPLERİ • Entegre mücadele, belirli bir agro-ekosistemde bulunan hastalıklar, zararlılar ve yabancıotların mücadelesinin ayrı ayrı değil, hepsinin birlikte yapılmasını ve uygun mücadele yöntemleri ve tekniklerinin birlikte, birbirini tamamlayacak şekilde entegre edilmesini öngörmektedir. • Entegre mücadelede; hastalık etmenleri, zararlılar ve yabancı otların tamamen ortadan kaldırılması değil; bunların popülasyon yoğunluklarının, ekonomik zarar seviyesininaltında tutulması esastır. • Entegre mücadele programları, ele alınan kültür bitkisinde en çok zarar yapan ana (veya anahtar) zararlı, hastalık ve yabancıotun mücadelesi esas alınarak uygulanır. Ancak potansiyel zararlılar da dikkate alınır. • Entegre mücadelede, doğada mevcut doğal düşmanların korunması ve desteklen-mesi esastır. Bunların kitle halinde üretilerek veya dışarıdan ithal edilerek salınması, zorunlu hallerde düşünülmesi gereken bir husustur. • Kimyasal mücadele, Entegre mücadele programlarında en son başvurulması gereken bir mücadele yöntemidir. Hatta ekonomik ve ekolojik olarak bir zorunluluk bulunmadığı sürece, kimyasal mücadeleye yer verilmemesi gerekir. Ancak kimyasal mücadele zorunlu ise, çevre dostu ve spesifik ilaçlar kullanılmalı, bunlar etkili en düşük dozda ve en uygun zamanda uygulanmalıdır.

  16. 6. ÖRNEKLEME ve KONTROL YÖNTEMLERİ • Zeytin bahçelerinde pek çok zararlı, hastalık ve yararlı tür bulun-maktadır. Bu zararlı ve yararlıların yıl içindeki popülasyon değişimleri ile zararlı türlerin ekonomik zarar eşiklerine, hastalık için ise mücadeleye başlama zamanlarının belirlenebilmesi için 1-2 haftada bir yada daha sık aralıklarla periyodik sayım ve kontroller yapılır. Bu amaçla uygulanan örnekleme yöntemleri belirli grup zararlı, hastalık ve yararlı türler için ana başlıklar halinde verilmiştir.

  17. 6.1. Tuzak yöntemi • Zararlıların özelliği ve türüne göre değişik tip eşeysel çekici tuzaklar • kullanılır. • a) Zeytin güvesinin ergin popülasyonunun izlenmesi için, hektara 1 adet Delta tipi feromon tuzağı, mart sonu - nisan başlarından itibaren zeytin bahçelerinde ağaçların hakim rüzgar yönüne, yerden 1,5-2 m yüksekliğe ve meyveli bir dala asılır(Şekil 1). Tuzaklar haftada bir kez kontrol edilerek yakalanan kelebek adetleri kaydedilir. • Sayımlara çiçek ve meyvelerin mercimek büyüklüğüne ulaştığı dönemlerdeki yoğunluğu belirlemek için temmuz ayı başlarına kadar devam edilir. Daha sonra ise yaprağa yumurta bırakacak yoğunluğu belirlemek için ağustos sonlarından itibaren tekrar yukarıda belirtilen yöntemle tuzaklar asılarak, kasım ayı ortalarına kadar tuzaklarda yakalanan kelebek adetleri kaydedilir. Feromon kapsülleri 4-6 haftada bir, yapışkan tablalar ise kirlendikçe değiştirilir. • b) Zeytin sineğinin ergin popülasyonlarının izlenmesi ise, haziran sonu - temmuz başlarından itibaren hektara 1 adet içinde %2 diamonyum fosfat eriyiği bulunan McPhail tuzak(Şekil 2) ile vertikal sarı yapışkan feromon tuzak(Şekil 3) asılır. • Tuzaklar haftada bir kez kontrol edilerek, yakalanan Zeytin sineği erginleri kaydedilir. McPhail tuzaklarının eriyikleri her kontrolde, vertikal sarı yapışkan feromon tuzakların kapsülleri 4-6 haftada bir değiştirilir.

  18. Şekil 1. Zeytin güvesi (Prays oleae) erginlerinin yakalanmasında kullanılan delta tipi feromon tuzak.

  19. 6.2. Gözle inceleme yöntemi • Vejetasyon süresince zeytin bahçelerinde bulunan zararlı ve yararlı türler ile bunların yoğunluklarını belirlenmek için kullanılır. • a) Zeytin güvesi için, bahçeyi temsil edecek şekilde en az 10 ağaç seçilir. Bu ağaçların her birinden 10’ar organ (fenolojik döneme bağlı olarak tomurcuk, yaprak, somak, meyve) olmak üzere toplam 100 organ tesadüfen seçilerek ağaç üzerinde lupla kontrol edilir. Bu organlar üzerindeki larvalar veya zarar görmüş organlar ve faydalılar kaydedilir. Bu yöntem genel olarak kışın ayda bir, mart sonu - ekim ortası dönemde haftada bir, ilaçlamaya karar verme aşamasında ise haftada iki kez uygulanır. • b) Zeytin sineği için, tuzak sayımları ile birlikte haftada 1-2 kez ağaçların güneydoğu kısımlarındaki parlak, yağlanmaya başlamış floresan sarısı renkteki meyvelerde, 10 dekar için en az 100 adet olmak üzere bir zeytin bahçesinde 1000 meyvede vuruk sayımı yapılır. Buradan yüzde vuruk oranı hesap edilir. • Her iki zararlı için, yapılan incelemeler sırasında saptanan faydalılar da kaydedilmelidir.

  20. Şekil 2. Zeytin sineği (Bactrocera oleae) erginlerinin yakalanma-sında kullanılan McPhail besi tuzağı.

  21. c) Hastalıklar için gözle inceleme yanında laboratuvar testleri de yapılır. Zeytin halkalı leke hastalığının ilaçlama zamanının belirlenmesi için, zeytin ağacının fenolojik devreleri belirlenmelidir. Zeytin dal kanserinin belirlenmesi için, zeytin bahçelerinin farklı noktalarında seçilen ağaçların dört faklı yönünden seçilen birer daldaki 1 ve 2 yıllık sürgünler üzerinde tümör aranır.

  22. Şekil 3. Zeytin sineği (Bactrocera oleae) erginlerine karşı kullanılan vertikal sarı yapışkan feromon tuzak.

  23. 6.3. Dal sayım yöntemi • Zeytin karakoşnili (Saissetia oleae Olivier), Zeytin kabuklu biti (Parlatoria oleae Colvèe) ve diğer kabuklubitler gibi sabit zararlılara karşı kullanılan bir yöntemdir. Bahçeyi temsil edecek şekilde en az 5 ağacın çeşitli yönlerinde 20-25 cm uzunluğundaki 10 sürgün alınır. Tüm sürgün ve yapraklar üzerindeki bireyler binoküler altında sayılarak kaydedilir. Parazitlenmiş bireyler Kültüre alma yöntemi (6.5.)’inde belirtildiği şekilde kültüre alınarak parazitoidler elde edilir. Örnekleme mart-mayıs ayları döneminde 2 haftada bir, mayıs-ağustos ayları döneminde ise haftada bir yapılır.

  24. 6.4. Darbe yöntemi • Zeytin bahçelerinde bulunan hareketli zararlı ve özellikle yararlı böcek türlerinin yoğunluklarını belirlemek için kullanılır. Bahçeyi temsil edecek şekilde 20-30 ağaç seçilir. Bu ağaçların her birinin değişik yönlerindeki 3-5 dalına birer defa olmak üzere, her bahçe için toplam 100 darbe vurularak, dallar üzerinde bulunan zararlı ve faydalı türlerin 0,25 m2 ağız alanlı Steiner hunisine düşmesi sağlanır. Steiner hunisinin dibinde bulunan öldürme şişesinde toplanan zararlı ve faydalı türler, her bahçe için ayrı ayrı olmak üzere petri kutusu, kavanoz gibi kaplara koyularak laboratuvara getirilir. Burada türlerine göre ayrılır ve sayılarak kaydedilir. • Kış aylarında ayda bir, diğer aylarda ise 15 günde bir uygulama tekrarlanmalıdır. Böylece bahçedeki zararlı ve yararlı türler ortaya konur ve zararlıların ekonomik zarar eşikleri varsa, darbe yöntemine göre karşılaştırmalar yapılır.

  25. 6.5. Kültüre alma yöntemi • Bu yöntem daha çok, zeytin bahçelerinde bulunan faydalı türlerin (özellikle parazitoitler) ve zararlıların doğal parazitlenme oranının saptanması amacıyla kullanılır. Ayrıca özellikle türü bilinmeyen zararlılarda, teşhis amacıyla erginlerin elde edilmesi için de kullanılır. Bunun için, “dal sayım ve göz ile inceleme” yöntemlerine göre örnekleme yapıldığı sırada; zararlı ile bulaşık dal, sürgün, yaprak, meyve ve kabuk gibi bitki parçaları koparılır/kesilir ve polietilen torba, plastik kap, petri kutusu, tüp veya parazitoit çıkartma kutularına alınarak, buz kutusu içersinde laboratuvara getirilir. Bu bitki parçaları, diğer zararlılardan temizlendikten sonra ayrı ayrı kültüre alınır. Kültür işlemleri; yumurta örneklerinde zararlının larvaları çıktıktan 15-20 gün sonrasına kadar, larva ve pupa örneklerinde ise erginler pupadan çıkıncaya kadar sürdürülür. Parazitoit çıkışları tamamlandıktan sonra, kültüre alınan zararlılar “parazitli” ve “normal” olarak sayılır. Bu sayımlardan yararlanarak, genel parazitlenme oranı veya her parazitoit türünün, genel parazitlenme içindeki payı bulunur

  26. 6.6. Bitki besin elementi noksanlıkları için örnekleme yöntemleri 6.6.1. Yaprak örneklerinin alınması • Zeytin ağaçlarını dengeli beslemek, bitki besin elementlerinin noksanlık ve fazlalıklarını belirlemek ve verilecek gübre miktarını tespit etmek amacıyla, yaprak örneklerinin belirli bir kural dahilinde alınması gerekmektedir. • Yaprak örnekleri besin maddelerinin değişim göstermediği kış dinlenme döneminde alınmalıdır. Bu dönem yörelere göre değişmekle birlikte, Ege Bölgesinde kasım-ocak ayları arasındaki dönemdir. • Örnekler ağaçların güneş gören dallarının insan boyu yüksekliğinden alınır. Alınacak yapraklar tek yıllık uç sürgünlerin ortasındaki karşılıklı yaprak çiftidir(Şekil 4a). Bahçede U şeklinde veya zikzaklı yürünerek seçilen 25 ağacın 4 yönünden birer yaprak çifti olmak üzere bir ağaçtan 8 ve toplam 200 adet yaprak toplanır(Şekil 4b). Bir örnek en fazla 20 dekarlık alanı temsil eder. Daha büyük alanlarda örnek sayısı arttırılmalı her 20 dekarlık ünite 1 örnekle temsil edilmelidir.

  27. Yaprak örneği almada uyulması gereken kurallar : • a) Bahçede farklı yaş grubunda ağaçlar varsa, her yaş grubu için ayrı örnek alınmalıdır. • b) Yaprak örneği alınacak zeytin bahçesi, toprak özellikleri bakımından önemli farklılıklar gösteriyorsa, farklılık gösteren yerlerden ayrı ayrı yaprak örneği alınmalıdır. • c) Yapraklar sapları ile birlikte toplanılmalı ve bir sürgünden iki adetten fazla yaprak alınmamalıdır. • d) Herhangi bir nedenle toprak veya kimyasal maddelerle bulaşmış, aşırı tozlu, böcek zararı görmüş hastalıklı ve mekanik zarar görmüş ölü yapraklar alınmamalıdır. • e) Alınan örnekler kağıt torbalara konup etiketlenmeli ve gecikmeksizin laboratuarlara iletilmelidir. • f) Toplandığı gün laboratuvara iletilemeyecek olan örneklerin buz dolabında saklan-ması gerekmektedir. • g) Torbaların etiketleri kurşun kalemle yazılmalı ve şu bilgileri içermelidir. • Örneğin alındığı tarih , • Bahçe sahibinin adı soyadı, • Bahçenin bulunduğu yer , • Yaprak örneğinin alındığı kısma ait notlar • h) Ayrıca örnek alınan her bahçeye ait bir gözlem formu doldurulup yaprak örnekleri ile birlikte laboratuvara iletilmelidir.

  28. Şekil 4. Zeytin bahçelerinde besin elementi noksanlıklarının belirlenmesi amacı ile yaprak örneklerinin alınacağı ağaçlar(a) ve bir sürgünden alınacak yaprak örnekleri (b).

  29. 6.6.2. Toprak örneklerinin alınması • Toprak örnekleri kurallarına uygun olarak alınmalıdır. Aksi halde analiz sonuçlarının değerlendirilmesinde yanıltıcı sonuçlarla karşılaşıla-bilir. Aynı bahçelerden aynı zamanda, farklı konumlardan alınan örneklerde bile değişik sonuçlar bulunmuştur. Bu nedenle toprak örneklerinin bilinçli bir şekilde alınması gereklidir. • Toprak örnekleri gübre kullanımından bir kaç ay önce yaprak örnekleriyle birlikte kasım-ocak aylarında alınmalıdır. • Toprak örneklerinin alınmasında bel, toprak burgusu, toprak sondası gibi aletler kullanılır. Ayrıca kova, naylon torba, etiket ve bilgi formlarının da bulundurulması gereklidir. • Zeytin ağaçlarında gübreleme amacıyla alınacak toprak örnekleri 0-30 ve 30-60 cm olmak üzere iki derinlikten alınmalıdır. İkinci derinlikten elde edilen bilgilerden de faydalanılmasına rağmen, yaprak analizi ile birlikte yapılacak değerlendirmeler için sadece 0-30 cm’den alınan toprak örneği yeterli olmaktadır. Örnekler arazide zikzaklar çizilerek en az 8 yerden olacak şekilde alınmalıdır(Şekil 5). • Örnek alınacak noktalarda V şeklinde 30 cm derinliğinde bir çukur açılır, bel ile bu çukurun kenarından alınan 2-3 parmak kalınlığındaki toprak dilimi bir kova içine veya çuval üzerine konur. Aynı işlem bahçenin değişik yerleri için tekrarlanır ve tüm noktalardan alınan toprak dilimleri aynı kova içinde veya çuval üzerinde iyice karıştırılır. Tüm bahçeyi temsil eden bu topraktan 0.5-1 kg’ı bir naylon torba içine konularak ağzı bağlanır etiketlenir ve analiz için laboratuarlara iletilir.

  30. Şekil 5. Zeytin bahçelerinde, toprak örneklerinin alınacağı yerleri gösteren şema.

  31. Toprak örneği almada uyulması gereken kurallar : • a) Örnek alınacak zeytin bahçesi öncelikle renk, meyil, yükseklik, toprak tipi ve drenaj durumu gibi özellikler bakımından farklı kısımlara ayrılır ve her kısımdan ayrı örnek alınır. Farklılık yoksa böyle bir ayırım yapılmaz. Bütün özellikleri benzer olan en fazla 20 dekarlık alan bir örnekle temsil edilir. Daha büyük alanlarda örnek sayısı arttırılmalıdır. • b) Örnekler köklerin yayıldığı bölgelerden alınmalıdır. Sık dikilmiş entansif zeytin plantasyonlarında ve gübrelemenin sıra aralarına yapıldığı durumlarda, toprak örnekleri sıra aralarından alınmalıdır. Ancak geniş aralıklar ile tesis edilmiş klasik zeytinliklerde örneklerin, gübrelerin verildiği taç izdüşümü alanından alınması gereklidir.

  32. c) Aşağıdaki durumlarda toprak örneği alınmaz. • Daha önce gübre yığılmış, sap, kök, dal ve yabancı otların yığıldığı yerlerden • Yol kenarları kanal ve karıklardan, • Çit ve duvar kenarları ile tümsek ve çukurlardan, • Toprağın çamurlu çok soğuk ve çok kuru olduğu zamanlarda. • d) Her bir örnek için düzenlenecek etikette şu bilgiler bulunmalıdır. • Bahçe sahibinin adı soyadı • Bahçenin bulunduğu yer • Örneğin alındığı derinlik • Örneğin alındığı kısma ait bilgiler.

  33. 7. ANA ZARARLI ve HASTALIK7.1. Zeytin sineği [Bactrocera oleae (Gmel.) (Dip.:Tephritidae)] • Zeytin sineği, ülkemizdeki hemen bütün zeytin alanlarında bulunan ve zeytinin ana zararlısı olan bir böcektir. • Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli : • Ergin, 4-6 mm boyunda, parlak kahve ve bal renklidir. Baş ve antenler sarı, göğüs üzerinde 3 adet açık kahve renginde bantlar vardır(Şekil 6a). Dişilerde karın geniş yapılı olup, sonunda yumurta koyma iğnesi bulunur. • Yumurta 0.7-0.9 mm boyunda, mat beyaz renkli ve mekik şeklindedir(Şekil 6b). • Larva, ayaksız ve şeffaf, beyaz renklidir. Baş ince, vücudu geriye doğru kalınlaşır. Konik silindirik görünümdedir(Şekil 6c). Olgun larva, 6-8.5 mm boyunda, 1.3-1.9 mm enindedir. • Pupa, kahverenkli ve fıçı şeklinde olup, boyu 3.8-5 mm, eni 1.7-2 mm'dir(Şekil 6d).

  34. Zeytin sineği, çoğunlukla kışı toprağın 2-5 cm derinliğinde pupa halinde veya zeytinlik ve fundalıklarda ergin halinde geçirir. Kışlayan erginler, kabuklu bitlerin ve yaprakbitlerinin şekerli ve tatlı salgıları, meyve özü, bal gibi şekerli maddelerle, karaağaç, çınar ve zeytin ağaçlarının akıntıları ve çiçek nektarları ile beslenirler. Erginler, toprak sıcaklığının 10°C’yi bulmasından itibaren, ender olarak nisan başlarında, genel olarak hazirandan itibaren topraktan çıkmağa başlarlar. Yumurta koyma olgunluğuna gelmek için, bir süre etraftaki tatlı maddelerle beslenirler. Meyvelerin yumurta konulmaya elverişli hale gelmeye başladığı haziran sonlarında çiftleşen dişiler, öncelikle iri, parlak ve yağlanmaya başlamış zeytin meyvelerinin 0.5-1 mm derinliğine iğ şeklindeki yumurtasını, yumurta koyma borusu ile açmış olduğu V şeklindeki yarığa bırakır. Bir dişi, her zeytin meyvesine ancak bir yumurta bırakabilir. Yoğunluğun yüksek olduğu yer ve yıllarda, bir zeytin meyvesine, farklı dişiler tarafından 7-9 adet yumurta bırakılabilir. Meyvede yumurta bırakılan yer, bir gün sonra koyu kahverengine dönüşür, buna “vuruk” denir.

  35. A) ERGİNİ

  36. B) YUMURTASI

  37. C) LARVASI

  38. D) PUPASI

  39. Zeytin meyvesi içerisine konulan yumurtanın açılma süresi, yaz aylarında 18°C’de 2 gündür. Bu süre, sonbaharda 6-10 güne kadar uzar. Bir dişi, 200-250 yumurta koyabilir. Yumurtadan çıkan larva meyve etinde galeriler açarak beslenir. Üç larva dönemini tamamlayarak, olgun larva haline gelir. Larva gelişme süresi, 15-16 gündür. Olgun larva, pupa olmadan önce kendine bir oda hazırlar ve meyve zarını kemirip, incelterek kendine bir çıkış deliği açar(Şekil 7). Daha sonra, 2-3 mm geri çekilerek pupa olur. Pupa süresi, iklime bağlı olarak, 4-12 günden, bir kaç aya kadar devam edebilir. Son nesil larvaları, toprakta pupa olurlar. Ege Bölgesinde 4-5, Marmara Bölgesinde ise 3-4 nesil vermektedir. Bir neslini, yaklaşık 30-40 günde tamamlar. • Zeytin sineği larva döneminde, meyve etinde zarara neden olur. Larva gelişme süresince, çekirdek etrafında galeriler açarak beslenir. Böylece meyvelerin çürüyerek dökülmesine, zeytin yağı miktarının azalmasına, kısmen de yağda asitliğin yükselmesine neden olur. Özellikle sofralık zeytinlerde, zararı daha büyük önem taşımaktadır.

  40. Şekil 7. Zeytin sineği(Bactrocera oleae)’nin, meyve üzerindeki çıkış deliği.

  41. Özellikle nemli ve ılıman bölgelerde, haziran sonu - temmuz başından itibaren, öncelikle salamuralık Gemlik ve Manzanilla çeşitleri ile yağlık Ladoelies zeytin çeşidinden başlamak üzere, yaz boyunca önemli zararlara neden olabilmektedir. • Mücadele yapılmadığı zaman, normal yıllarda %15-30, salgın yıllarında ise %70’e kadar ulaşan zarar meydana getirebilmektedir. • Konukçuları: Zeytin sineğinin başta gelen konukçusu, kültür zeytini adı verilen Olea europaea L.’dir. Yabani zeytin(Oleae oleaster L.) ve Akça kesme(Phyllyrea sp.)'de de zararlı olmaktadır.

  42. Doğal düşmanları : • Ülkemizde saptanan Zeytin sineği parazitoidleri aşağıda verilmiştir: • Aprostocetus epicharmus Walk.(Hym.:Chalcididae) • Cyrtoptyx dacicida Masi.(Hym.:Pteromalidae) • Cyrtoptyx latipes Rond.(Hym.:Pteromalidae) • Eurytoma parvula(Thom.)(Hym.:Eurytomidae) • E. strigrifrons(Thom.)(Hym.:Eurytomidae) • E. tibialis Boh.(Hym.: Eurytomidae) • Eupelmus urozonus Dalm.(Hym.:Eupelmidae) • Metaphycus silvestrii Sug.(Hym.:Encyrtidae) • Opius concolor Szelp.(Hym.:Braconidae) • Pnigalio mediterraneus(Fer. and Del.)(Hym.:Eulophidae) • Zaglyptus multicolor Grav.(Hym.:Ichneumonidae)

  43. Mücadelesi : • a) Kültürel önlemler • Pupaların yok edilmesi için, kış aylarında toprağın derince sürülmesi ve zarar periyodu boyunca 3-4 günde bir, kurtlu zeytinlerin toplanarak zeytinlikten uzaklaştırılması gerekmektedir. Ayrıca Zeytin sineğinin, sonbahardaki yoğun zararının önlenmek için, erken hasat yapılmalıdır. • b) Biyolojik mücadele • Ege ve Akdeniz bölgelerinde yapılmış çalışmalarda, Zeytin sineğinin pek çok parazitoiti ve avcısı saptanmıştır. Ancak bunlar, doğada zararlıyı tek başına kontrol altına alacak yoğunluk ve etkinlikte değildir. Bu yüzden, özellikle yağlık çeşitlerde yapılacak ilaçlamalarda, doğal dengeye daha az zararlı olan preparatlar seçilmelidir.Zeytin sineğinin parazitoiti O.concolor, bazı ülkelerde kitle halinde üretilerek, zeytin bahçelerine salınmak suretiyle biyolojik mücadelede kullanılmaktadır. • Bu parazitoitin kitle halinde üretilerek, Zeytin sineğinin biyolojik mücadelesinde kullanılması için Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü’nde 2001 yılında bir çalışma başlatılmıştır.

  44. c) Biyoteknolojik mücadele • Kitlesel tuzaklama metodu kullanılarak Zeytin sineği ile başarılı bir şekilde mücadele mümkün olmaktadır. Zeytin sineğine karşı Ülkemizde ruhsat alan tuzak bulunmaktadır (Çizelge 4). Kitlesel tuzakla-ma sistemlerinin, ilaçlamalarla kombine edilmesi ile ilaçlama sayısının azaltılması mümkündür

  45. d) Kimyasal mücadele • Ergin çıkış zamanları iklim, toprak karakteri, çeşit vb. gibi etkenlere bağlı olarak değişmeler göstermektedir. Bölge farklılıkları dikkate alınarak, örnekleme yöntemlerinde belirtildiği şekilde ve meyvelerin yumurta koyma olgunluğuna geldiği dönemde vuruk sayımları yapılarak, yeterli vuruk ve tuzaklarda yakalanan Zeytin sineği ergin artışlarının saptanması halinde ilaçlamaya geçilmelidir. Ergin artışlarının belirlenmesi amacıyla, içinde %2 diamonyum fosfat eriyiği olan McPhail tuzaklar ile vertikal sarı yapışkan feromon tuzaklar kullanılmaktadır. • Yapılan sayımlar sonucu, salamuralık çeşitlerde %1 vuruk, yağlık çeşitlerde ise %6-8 vuruk saptandığında, yer aletleri ile zehirli yem kısmi ilaçlaması veya kaplama ilaçlama yapılmalıdır. • Doğal dengenin ve faydalı türlerin daha az zarar görmesi için Zehirli yem kısmi ilaçlaması tercih edilmelidir. • Zehirli yem kısmi ilaçlamasında amaç, erginleri belirli bir noktaya çekerek öldürmektir. Bunun için “ilaç + cezbedici” karışımı, ağaçların Güneydoğu yönlerindeki 1m2’lik alana, 150-200 ml zehirli yem karışımı düşecek şekilde atılır. Bu yöntem dış bulaşmaların olmayacağı bahçelerde daha etkili olmaktadır. İlaçlamalar 10 günde bir tekrarlanarak, hasada 20 gün kalana kadar devam edilir. Kurak ve yağışsız dönemlerde ilaçlama aralığı, ergin ve vuruk sayımlarına dayanılarak uzatılabilir. • Zehirli yem kısmi ilaçlama, düşük basınçlı ve içinde karıştırıcı bulunan sırt pülverizatörleri kullanılmalı, 2-3 numaralı meme ile mahlulün iri damlalar halinde yaprak ve meyvelerde tutunması sağlanmalıdır. • Kaplama ilaçlamada, ağaçların her tarafı içten dışa ve dıştan içe olmak üzere iyice ilaçlanır. Bu ilaçlamada, bilhassa meyvelerin ıslatılmasına dikkat edilmelidir. • Kaplama ilaçlamada yüksek basınçlı motorlu pülverizatörler en uygun ilaçlama aleti olup, sıfır numaralı meme kullanılır. • Zeytin sineği mücadelesinde kullanılacak ilaçlar ve dozları Çizelge 4’te verilmiştir

  46. 7.2. Zeytin halkalı leke hastalığı [Spilocaea oleagina (Cast) Hughes (=Cycloconium oleaginum Cast)] • Tanımı, yaşayışı ve hastalık belirtileri : • Hastalığa sebep olan fungus, yıl boyunca ağaç üzerinde canlı olarak bulunmaktadır. Etmenin çoğalması spor ve miseller ile olmaktadır. Spor uçuşu, en çok mart ve nisan aylarında meydana gelmektedir. İnkübasyon periyodu, 30-61 gün arasında değişmektedir. Fungus kışı, yere dökülen kurumuş yapraklarda ve ağaç üzerinde kalan hastalıklı yapraklarda geçirir. Bulaşma sporlar ile gerçekleşir. • Etmenin optimum gelişme sıcaklıkları 18-20°C’dir. Hastalık, 9°C’nin altında ve 30°C’nin üzerinde gelişemez. Ege bölgesi kıyıları, ilk ve sonbahar aylarında genellikle yağışlı geçtiğinden, hastalığın gelişmesine uygundur. İç kısımlarda ise kuytu, su tutan yerler, hava ve güneş almayan sık dikilmiş, budanmamış zeytinlikler, hastalığın gelişmesi için daha uygundur. Fazla azotlu ve çiftlik gübresi kullanılması, hastalığın artmasına neden olur. • Hastalığın ilk belirtileri, yaprakların üst yüzeylerinde görülen, siyahımsı gri renkte yuvarlak noktalar şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların bulunduğu yerde renk açılır, daha sonra bunun çevresinde normal yaprak renginde bir halka oluşur. Bunu dıştan ikinci bir açık renkli halka çevirir. Sonra tekrar koyu renkli bir halka oluşur. Bu görünüm nedeniyle hastalığa, "halkalı leke hastalığı" adı verilir. Bir yaprakta, çapları 2-10 mm olan 2-30 adet leke bulunabilir(Şekil 8).

  47. Şekil 8. Zeytin halkalı leke hastalığı (Spilocaea oleaginea)’nın belirtisi.

  48. Ege Bölgesinde hastalığın epidemi yaptığı yıllarda, lekeli yaprak-ların dökülmesi mayıs başlarında başlar; haziran ve temmuzda tamamı dökülür. Yapraklar fonksiyonlarını tam yapamadıklarından, az meyve tutumuna ve meyvelerin erken dökülmesine neden olurlar. Epidemi yıllarında, yaprakların tamamının dökülmesiyle ağaçlar çıplak kalabilirler. Bu durumda zayıf düşen ağaçlarda, sürgün ve ince dallar kuruyabilir. Verim %20-25 oranında azalır ve meyve dallarının %15-20’si kuruyabilir. • Özellikle sulanan, nemli ve ağır topraklarda ve denize yakın zeytinliklerde hastalığa her yıl rastlanmaktadır. Özellikle ilkbaharı yağışlı ve serin geçen yıllarda, hastalığın epidemi yaptığı görülür. • Konukçuları: Zeytin, yabani zeytin ve Akça kesme(Phyllyrea spp.) ağaçlarıdır

  49. Mücadelesi : • a) Kültürel önlemler • Zeytin halkalı leke hastalığı ile mücadele için, aşağıdaki kültürel tedbirler alınmalıdır: • Ağır, su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir. • Su tutan arazilerde tesis edilen zeytinliklerde drenaj kanalları açılarak fazla su akıtılmalıdır. • Gübreleme ve sulama tekniğine uygun yapılmalıdır. Kireç bakımından zayıf topraklar kireçlenmeli veya kireçli gübre kullanılmalıdır. • Ağaçlar havalanacak ve ışık alacak şekilde budanmalı, kuru dal ve dalcıklar budanarak temizlenmelidir. • Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya derince sürülerek toprağa gömülmelidir.

  50. b) Kimyasal mücadeleFarklı bölgelerde aşağıdaki takvime göre kimyasal mücadele uygulanır: • Marmara Bölgesinde : • 1. İlaçlama: Sonbahar sürgünleri görülmeden hemen önce, • 2. İlaçlama: Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce • Ege Bölgesinde: • 1. İlaçlama: İlkbahar sürgünleri görülmeden hemen önce, • 2. İlaçlama: Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce • Akdeniz Bölgesinde: • 1. İlaçlama: Hasattan sonra, • 2. İlaçlama: İlkbahar sürgünleri görülmeden hemen önce, • 3. İlaçlama: Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce • Zeytin halkalı leke hastalığına karşı kullanılacak ilaçlar ve dozları Çizelge 4’te verilmiştir. • Zeytin halkalı leke hastalığında, kimyasal mücadelenin etki oranı-nı saptamak için; son ilaçlamadan 2 ay sonra ve yapraklar dökülmeden önce, en az 5 ağacın dört yönünden ve boy hizasından tesadüfi olarak 200’er yaprak incelenerek, aşağıda belirtilen “0-4 skalası”na göre sayım yapılır. Skala değerleri, Index ve Abbott formüllerine uygulanarak, ilaçlamanın başarı oranı belirlenir.

More Related