1 / 15

MANTIKSAL POZ İ T İ V İ ZM İ N BEN İ MSENMES İ

MANTIKSAL POZ İ T İ V İ ZM İ N BEN İ MSENMES İ. B ö lgesel co ğ rafya, ne ş ekilde yap ı l ı rsa yap ı ls ı n, ç evreci determinizmin çö k ü ş ü nden 1940'la rı n sonlar ı na kadar co ğ rafi e ğ itim ve ara ş t ı rmalar ı n ç o ğ unun temelini olu ş turmu ş tu.

damia
Download Presentation

MANTIKSAL POZ İ T İ V İ ZM İ N BEN İ MSENMES İ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. MANTIKSAL POZİTİVİZMİNBENİMSENMESİ • Bölgesel coğrafya, ne şekilde yapılırsa yapılsın, çevreci determinizmin çöküşünden 1940'ların sonlarına kadar coğrafi eğitim ve araştırmaların çoğunun temelini oluşturmuştu. • 1950'lere doğru ise coğrafyanın bir bilim olarak öneminin azaldığı yolunda kendi bilim dalı içinde gittikçe artan huzursuzluk bölgesel kavramın esastan ele alınması yolundaki eleştirileri de hızlandırmıştı.

  2. MANTIKSAL POZİTİVİZMİNBENİMSENMESİ • Bu eleştiriler, temelde, bölgesel ve sistematik çalışmalar arasındaki denge üzerinde, coğrafyanın • biricik(idiografik) olanla mı yoksa • genelleştirmeler(nomotetik)lemi ve • tasvir ile açıklama arasındaki farklılıklarla mı ilgilendiği üzerinde odaklaşmıştı. • Bu konular üzerindeki tüm tartışmalardan ortaya yepyeni ve yeniden canlandırılmış bir bilim dalıçıkmıştı ki bu bilim dalı birliğini belirli bir tür metodolojide buluyordu.

  3. Kantitatif devrim • "Kantitatif devrim" olarak nitelenen bu değişim, bölgesel coğrafyadaki geleneksel tasvirin yerine yasalar-kurallar konulması ve teorilerin denenmesine dayanan, açıklamalı olgulara yönelmiş bir bilimi koyuyordu. • Bununla birlikte, mantıksal pozitivizmin, benimsenmesini yansıtan bu süreç büyük ölçüde bilinçsiz meydana gelmiş bir süreçti. • Coğrafyayı gerçek bir bilim haline getirme vizyonu uygulamacılarıöne itmişti; • yani, bilim dalının mantıksal pozitivizm temellerine oturtulduğu pek de anlaşılamamıştı.

  4. The Nature of Geographys • Coğrafyada bilim dalının tanımı ve yöntemleriyle ilgili çağdaş tartışmalara Richard Hartshorne'un 1939'da yayınlanan The Nature of Geographys’siyle başladığı artık kabul görmüştür. • Hartshorne,kitabın amacını, geçmişini inceleyerek coğrafyanın doğasınıortaya koymak olarak belirtmekteydi.

  5. Fred K. Schaefer • "bilimsel olmak için coğrafyada yasalar meydana getirmek gerektiği"ni savunan Fred K. Schaefer, tasvir değil, genel kurallar oluşturulmasını savunuyor ve coğrafyanın "belirli bazı özelliklerin yeryüzündeki mekânsal dağılışını yöneten kuralları formüle edilmesiyle ilgili bilim”olarak alınmasını istiyordu;

  6. Fred K. Schaefer • "bu tür kuralları-yasaları bilerek bir bölgedeki tüm tarihsel akışı en iyi bir şekilde tahmin etmek mümkün olacaktır” diye düşünüyordu. • Aslında bu yeni bir görüş de değildi. Humboldt ve Ritter gibi büyük bilim adamları da zaten bu yolda çaba gösteriyor ve coğrafyayı “yasalar keşfetmeye çalışan bilim dalı” olarak kabul ediyorlardı.

  7. Mantıksal Pozitivizm • Coğrafyanın eski yapısına karşı tepkiler kantitatifleşme ve teori arayışıyla kendini belli eden bir araştırma biçiminde belirmişti. • Garrison'un ve Ullman‘ın önderliğinde bir grup coğrafyacı, coğrafyayı daha geniş bir şekilde tanınmasını sağlayacak bir akademik alan haline dönüştürmeye çalışıyorlardı.

  8. Mantıksal Pozitivizm • O günlerde dikkati çekenin coğrafyada "entelektüel ve sayısal zayıflık ve de diğer bilim dallarından daha ağır kalmak" olduğu belirtiliyordu. • Coğrafyayı dönüştürme girişiminde bulunan coğrafyacıların amacı teoriler geliştirerek, bunları deneyerek ve böylece mekânın evrimi ve örgütlenmesini açıklamaya çalışarak coğrafyayı bilimin ana akışına sokmaya çalışmaktı.

  9. Mantıksal Pozitivizm • 1950'ler ve 1960'lar boyunca coğrafyada yeni yaklaşımları savunan teorik ve kavramsal çalışmaların hemen tümünde bilim dalının felsefi yapısına çok az dikkat harcandığı görülür. • Coğrafya için en iyisi olduğu düşünülen şey, onu daha bilimsel hale getirmekti; bilim, süreçlerin açıklanması olarak düşünülürken, bilimde açıklama ise hipotezlerin sınanması ve yasa oluşturulması olarak algılanıyordu. • Bu dönemde coğrafyacılara sunulan dar felsefi seçim nomotetik yaklaşımın tümüyle benimsenmesini kaçınılmaz kılmıştı. • Çokları için coğrafya ya bilimdi ya da salt tasvir.

  10. Mantıksal Pozitivizm • Bu dönemin ilgi alanları mekân, kantitatifleştirme ve teori oluşturma idi. • Bununla birlikte, yalnızca bunların coğrafyacılar için yeterli olmadığının farkında olanlar da bulunuyordu. • Coğrafi gelenek içinde "pozitivist" etiketi, basit bir açıklamayla, modern bilimsel esinlenmelerin, yani, gözlemlenebilir bütünlüklerin dağılışının matematik yoluyla sunumunu ifade etmek üzere kullanılmıştı. • Ancak kantitatif devrim denilen şey esas olarak coğrafyadaki araştırma tekniklerini değiştirmiş, ama istatistiksel lokasyon kalıpları ile coğrafyayı geleneksel ilgi alanından uzaklaştıracak bir kanal açmamıştır.

  11. Mantıksal Pozitivizm • Bu yayınlarla birlikte, yüzeyler, yayılmalar, hareketler, düğüm noktaları, kanallar ve benzerleri şeklindeki bir mekânsal dil coğrafyanın önemli özelliği haline geliyor; regresyon yöntemleri ve belli başlı parçalar ve faktör analizleri, en azından bazıları için bilimsel coğrafyanın en önemli belirtileri sayılıyordu. • Bilimsel genelleştirilmelerin geliştirilmesi etrafında inşa edilen yeni yaklaşım, "coğrafyanın biçimini, matematik ve fiziğe göre modellendirerek, profilini yükseltecek şekilde tasarlamak" olarak düşünülüyordu.

  12. Mantıksal Pozitivizm • 1950'ler ve 1960'lar boyunca, coğrafyacılar bir bilim modeli olarak mantıksal pozitivizmi eleştirisiz kabul etmişlerdi. • Ama, üzerine kurulduğu modeli korumak üzere hiçbir tartışmayı kabul etmeksizin mantıksal pozitivizmin körü körüne benimsenmesi, bu yeni bilimsel yaklaşımla edinilen kavram ve metodolojilerin çoğunun başka bilim dallarından ödünç alınmış olması ve çok azının coğrafyaya tam anlamıyla uyabilmesi ve benzeri gibi kavramsal ve başka birçok nedenden dolayı coğrafyada pozitivizme birçok kesimden eleştiriler gelmişti.

  13. Mantıksal Pozitivizm • Eleştirenler, coğrafyanın deneysel bir bilim olmadığını, ''eğer bir coğrafyacı bir yasa formüle eder ya da bir model oluşturursa bunu laboratuarda deneyemeyeceğine göre, araziye çıkıp söz konusu olay için daha fazla örnek ya da olgu ve daha fazla sistem bulup çıkarmak yoluyla denemek zorunda olduğu"nu söylerler. • Bazılarına göre, buradaki ölümcül tehlike de bu yasa ya da sistemin devamını sağlamaya çalışırken yanlı olma olasılığıdır. • Dünyadaki tüm örnek olaylar denenemeyeceğine göre, büyük bir rastlantısal örneklemeye girmek gerekecektir. • Bu tür yasaların çoğu, ayrıca, "her şeyi normal koşullar altında eşit olarak" alırlar.

  14. Mantıksal Pozitivizm • Coğrafyacıların büyük kısmı, ilgi alanları olan yeryüzünde bu tür koşulların -çok küçük istisnalar dışında- bulunamayacağını zaten arazi deneyimleriyle bilirler. • Coğrafi metodolojinin birçok toplumsal, ekonomik ve çevresel sorunlara çözüm getirmede açıkça gözlenen yetersizliği, birçok coğrafyacıyıüzerine metodolojiler geliştirdikleri temel felsefeye eleştirel gözlerle bakmaya zorlamıştı. • Ama fiziki coğrafyacılar ve özellikle de jeomorfologlar arasında bu hareket kendileriyle ilgisiz ve, daha da kötüsü, ayırıcı olarak görülmüştü.

  15. Mantıksal Pozitivizm • Kendi modellerine düşük yoğunluklu bir açıklamayı yeterli gören fiziki coğrafyacılar için cevap daha da özelleşmeye gitmek, yeni teknikler geliştirmeye çalışmak ve jeoloji gibi başarılı "sert" bilimlerle daha sıkı işbirliklerine gitmekte yatıyordu. • Doğal dünyanın açık olan objektif kesinliği ve yöntemlerinin teknik ruhu, çoğu fiziki coğrafyacıyı kendi alanlarında mantıksal pozitivizmin kuşku taşımayan uygunluğuna zaten ikna etmişti. • Ancak 2000'li yıllara doğru, coğrafyanın en ampirik dalı olan jeomorfoloji, pozitivizmin önemini yitirmesiyle ortaya çıkan epistemolojik sorunlara eğilmek zorunda kalacaktı.

More Related