0 likes | 19 Views
Substance addiction is characterized by the loss of control over a substance's use, despite facing physical, psychological, or social issues. The diagnosis involves criteria like continued use despite problems, tolerance development, and efforts to quit. The process of addiction unfolds through stages like initial curiosity, social use, misuse, and dependency. Various factors contribute to addiction, such as personality traits, external influences, low self-esteem, and seeking pleasure. Recognizing the reasons behind substance use initiation is essential to address addiction effectively.
E N D
• Bağımlılık kişinin kullandığı madde üstünde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. • Bir maddenin belirgin bir etkiyi elde etmek için alınması sürecinde ortaya çıkan bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen madde alımının devam etmesi; bırakma isteğine rağmen bırakılamaması, aynı etkiyi elde edebilmek için giderek madde miktarının artırılması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamaması durumudur.
• Madde kullanımı ve madde bağımlılığı birbirinden farklıdır. • Madde kullanımı ruhsal bir bozukluk değildir; ama madde bağımlılığı ruhsal bir bozukluktur. • Bir bardak alkol almak ya da bir kerelik uyuşturucu almak bireylerin ruhsal durumunu bozmaz ya da onların sürekli bu maddeleri kullanacaklarını göstermez. • Sürekli bu maddeleri kullanmak ve hayatı onlara göre yönlendirmek bireylerin ruhsal durumunu etkiler
Madde Bağımlılığının Tanısı (1) DSM- V (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)t anı ölçütlerine göre aşağıda belirtilenlerden en az üçünün olması bireyin madde bağımlısı olarak tanımlanması için yeterlidir: 1- Kullanılan maddeden dolayı fiziksel veya psikolojik sorunların varlığına rağmen madde kullanımına devam etmek 2- Düşündüğünden yüksek dozlarda ve uzun dönemlerde kullanmak, 3- Yoksunluk belirtileri göstermek ve bundan kurtulmak için bağımlı olunan maddeyi veya benzerlerini almak,
Madde Bağımlılığının Tanısı (2) 4-Bağımlı olunan maddeye karşı son 1 yıl içinde bir tolerans geliştirilmiş olmak, 5- Madde kullanımından kurtulmak veya kontrol altına almak için devamlı çaba içinde olmak, 6- Maddeyi bulmak, kullanmak ve etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman harcamak, 7- Maddeyi kullanmaktan dolayı sosyal, mesleki ve serbest zaman etkinliklerinde azalma veya bu etkinlikleri terk etmek.
Bağımlılık İle İlgili Kavramlar • Tolerans: İstenen etkiyi sağlamak için daha çok maddeye gereksinim duyma ya da aynı miktarda maddenin devamlı kullanımı ile etkisinde azalma görülmesidir. • Yoksunluk : Uzun süreli ve fazla miktarda bir bir maddenin kullanımının azaltılması ya da sonlandırılması sonucu gelişir. • Kötüye kullanım: Yineleyen sorunlar ve istenmeyen sonuçlara karşı uygunsuz, tekrarlayıcı madde kullanma biçimidir.
Bağımlılık: Bir maddenin belirgin bir etkiyi elde etmek için alınması sürecinde ortaya çıkan bedensel, ruhsal ya da sosyal sorunlara rağmen madde alımının devam etmesi; bırakma isteğine rağmen bırakılamaması, aynı etkiyi elde edebilmek için giderek madde miktarının artırılması ve maddeyi alma isteğinin durdurulamaması durumudur. İki tipi vardır: 1) Fiziksel bağımlılık (Fizyolojik) : Tolerans ya da yoksunluk bulguları (veya her ikisinin) olması durumundaki bağımlık, 1) Psikolojik bağımlılık: Tolerans ya da yoksunluk bulguları olmaması durumundaki bağımlık Entoksikasyon: Yakın bir geçmişte madde alımına bağlı gelişen, geri dönüşlü, maddeye özgü olan bir sendromdur. Maddenin merkezi sinir sistemine direkt etkisi sonucu uygunsuz davranışlar ve psikolojik değişiklikler vardır.
BAĞIMLILIK SÜRECİ • İlk temas • Sosyal kullanım • Kötüye kullanım • Bağımlılık
Bağımlılık süreci nasıl gelişir? “Belki kullanabilirim” “Korku ve merak” “Bir kereden bir şey olmaz” “Bıraktım, bir daha başlamam” “Bir daha asla!” “Artık bırakacağım” “Ben bağımlı olmam” “Bırakmak zorundayım!” “İstersem bırakırım” “Bu meret bırakılmaz ki!”
Kişi önce maddeye karşı merak duyar. Kullansam acaba neler olur diye merak eder ama aynı zamanda etkilerinden korkar. maddenin • Merak korkuyu yener ve kişi “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek kullanmaya başlar. • Bundan sonraki her kullanışı son kullanışı olacaktır ama beklenen son hiç gelmez. • Bağımlı olduğunu inkar eder ve maddeyi kontrol edebileceğini iddia eder. • Kişi dibe vurduğunda artık bırakmak zorunda olduğunu anlar. • Bir süre temiz kalır • Fakat kişi kendine güven kazandıkça madde ile ilgili sıkıntılarını unutacak ve tekrar “bir kere” deneyecektir. • Bir kere denemekle kalmayıp kullanımı eskisi gibi olacaktır (“Battı balık yan gider” mantığıyla). • Böylece bağımlılık bir kısır döngü haline gelecektir
Madde Bağımlılığının Nedenleri 1. Dayanıksız ve güçsüz bir kişilik yapısına sahip olmak ve kaygıdan kaçmak, 2. İçten denetimli olmaktan çok dıştan denetimli olmak, 3. Kendini değersiz algılamak, 4. Duygusal bakımdan olgunlaşmamış olmak, 5. Hazza yönelik olmak, 6. Kötü alışkanlıklara sahip arkadaş çevresi.
Madde kullanmaya başlama nedenleri • Arkadaş baskısı % 23.3 • Merak % 29.4 • Sorunlara çözüm aramak % 27.1 • Sorunlardan kaçmak % 26.0 • Beğeni toplamak % 24.3 • Eğlenmek % 25.9
• Bu alanda yapılan çalışmalarda kişinin madde kullanmaya başlamasının başta gelen nedeninin merak olduğu belirlenmiştir. • Bunu sorunlardan kaçmak ya da onların üstesinden gelme isteği ile madde kullanmak takip etmiştir. • Özellikle ergenler (arkadaşlıklar ve gruplar büyük önem kazandığından); arkadaşlarının beğenisini kazanmak, onların dikkatini çekmek ve eğlenmek için madde kullanmaya başlayabiliyorlar.
Madde Bağımlılığının Zararları 1. Fiziksel Etkileri: • Beyin ve merkezi sinir sisteminde: en büyük tahribat beyin ve merkezi sinir sisteminde olmaktadır. Aklı ve iradeyi işlemez hale getirir, kişiyi dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırır. Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturucudur. İlk beliren olgu; akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, halüsinasyon görme, hafıza kaybı gibi.. • Sindirim sisteminde: Bunaltı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, gastrit, ülser gibi.
• Karaciğer yetersizlikleri, (siroz), albüm, tıkanmalar ve ağır böbrek hastalıkları. ve böbreklerde: yağlanma, Karaciğer sertleşme tahribat, çoğalması, böbreklerde: kan büyük idrar ve • Gözlerde: Şaşılık, gece körlüğü, göz bebeği büyümesi ve küçülmesi, göz adale felci gibi.
• Solunum öksürük, boğulma hissi, solunum felçleri gibi, • Kan organlarında: zehirlenmesi, kan hücrelerinin şekil ve miktarındaki değişiklikler, pıhtılaşma ve kangrenler. • Zehirlenme: uyuşturucuyu ilk kullanımda zehirlenme ve akabinde ölüm görülebilir. sisteminde: Nefes darlığı, Kansızlık, kan
Madde Bağımlılığının Zararları 2. Sosyal ve Madde Etkileri: İnsanın sosyal çevresi ile uyumlu olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Bunların en büyük düşmanı uyuşturucudur. Uyuşturucular; insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürerek aileden, toplumdan ve çevresinden koparmasına bunun sonucunda da yalnızlığa, bunalıma ve sorumsuzluğa sürüklemektedir. İntiharların, cinayetlerin, fuhşun, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır.
Bağımlılık Yapan Maddeler • Sigara • Esrar • Eroin • Kokain • Kafein • Lsd/ghb/pcp/ice • Bazı kaktüsler • Alkol • Uçucu maddeler • Ecstasy • Morfin • Akineton • Rohypnol • Mantarlar
Sigara • ABD’de yılda 400.000 kişi sigara kullanımı nedeniyle yaşamını kaybetmektedir. • Sigaranın neden olduğu hastalıklar: – Kalp damarlarında tıkanıklık, – Bronşların daralmasısonucu akciğer rahatsızlıkları, – Beyin damarlarında tıkanma ve buna bağlı felç, – Ayak ve bacak damarlarında tıkanma, • Bağımlılığı çok güçlüdür. Bırakmak çok zordur. • Yağ dokusunda biriktiğinden sigara bırakıldıktan sonra da vücuttan atılması çok uzun sürer. • Dünyada her 10 saniyede bir insan tütün kullanımı sonucu ölmektedir.
Sigara • Sigara içenlerde; – Akciğer kanseri olma riski 22 kat, – Mesane kanseri riski iki kat, – Bronşit riski 10 kat, – Kalp hastası olma olasılığı 3 kat daha fazladır. • Gebelikte sigara ya da tütün kullanımı; – Erken doğuma – Bebek ölümüne – Düşük doğum ağırlığına neden olmaktadır. • Sigara içenlerde içmeyenlere göre esrar kullanma riski 8 kat fazladır. • 90’lı yıllarda tütün ve türevlerinin 3 milyon insanın ölümüne yol açtığı ve bu sayının giderek artacağı tespit edilmiştir. • Şu anki kullanım durumu değişmezse bu rakamlar 2020’de 10 milyona kadar varacak ve ölümlerin % 70’i gelişmekte olan ülkelerde meydana gelecektir.
Alkolün Etkileri • • • • • • • FİZİKSEL SORUNLAR: • Gastrit, ülser gibi mide ve bağırsak sorunları • Yutak borusu hastalıkları • Pankreas iltihabı • Karaciğerde yağlanma, hepatit, siroz • Beslenme bozuklukları (vitamin eksiklikleri) • Kansızlık • Bağışıklık sisteminin baskılanması • Sinir sistemi hastalıkları, bunama Bağımlılık, Midede gastrit ve ülser, Karaciğerde büyüme, yağlanma ve siroz, Bağırsaklarda vitamin emiliminin azalması ve beslenme bozuklukları, Sinir hücrelerinde hasar ve felç, Kas güçsüzlüğü ve Bunama
Esrar • Kahverengi, preslenmiş tabakalar halinde satılır. • Ot, joint, marihuana, gubar gibi isimlerle anılır ve sigara gibi içilir. • Gevşeme, rahatlama, görme ve duyma duyularında artış, reflekslerde bozukluk ve dikkat dağınıklığına yol açar. • Akciğer kanseri, bronşit ve unutkanlığa sebep olur. • Bağımlılık yapar • Genellikle diğer uyuşturuculara geçiş maddesidir. • Genellikle ilk denenen yasa dışı uyuşturucu madde esrardır. Eroin, kokain gibi diğer bağımlılık yapan maddelere geçişe neden olabilir. Tıpkı sigara gibi yağ dokusunda birikir . Sigaranın beden üstündeki olumsuz etkileri esrar için de geçerlidir. 412 ayrı kimyasal madde içerir. Bağımlılık potansiyeli vardır.
Uçucu Maddeler • Tiner, bali gibi maddeler. • Çakmak gazı, kuru temizlemede kullanılan maddeler, benzin, Tipp-ex, uhu, oje gibi maddeler. • Ciddi bir sarhoşluk, denge bozukluğu, yürüme güçlüğüne neden olabilirler. • Baş ağrısı, bulantı, kusma, tıkanma ve boğulma, ani ölümler meydana gelebilir. • Dikkat eksikliği, öğrenme güçlüğü, kavrama yeteneğinde bozulma gibi olumsuz etkileri vardır. • Beyinin yapısını değiştirirler. İlk denemede bile boğulmaya ve kanamaya bağlı olarak ölüme neden olabilir. Madde etkisinde kişi agresif, öfkeli, saldırgan olabilir. Hafıza kaybı, konuşma bozukluğu gibi ciddi zihinsel tahribatlara yol açabilir. Genel yargının aksine, uçucu maddeler sadece sokak çocukları tarafından kullanılmazlar. Elde etmek ucuz ve kolay olduğundan yaygın olarak kullanılmaktadırlar.
Ecstasy Tablet ya da kapsüller halinde satılır. Üstünde kuş, fil, gülen surat, Mitsubishi amblemi gibi resimler vardır. Ex, İx, kanat, uçuş, balık gibi sokak adları vardır. Enerji artışı, canlılık, algıda artış, karşı cinse yakınlık hissi ortaya çıkar. Koordinasyon bozukluğu, vücut ısısında artış, kan basıncında artış, böbreklerde hasar, kalp ritminde bozukluğa neden olur. Ölüm vakaları genellikle yüksek ateş ve aşırı sıvı kaybından olmaktadır. Kişi bir süre sonra onsuz eğlenemediği için bağımlı hale gelir. • • • • • • • Parti (club) uyuşturucusudur. Alındığı mekanın özellikleri olan kalabalık ve dans ısı artışını ve su kaybını hızlandırır. Bağımlılık potansiyeli vardır. Kişi bir süre sonra bu maddeyi almadan eğlenemez olur. Kişi aldığı hapın içinde hangi maddelerin olduğunu bilemediğinden zaman zaman ecstasy yerine başka şeyler alma olasılığı yüksektir.
Eroin Eroin, haşhaş bitkisinin kurutulmuş özünden çıkarılan kimyasal bir morfinden yapılan bir uyuşturucudur. Eroin ilk olarak 19. yüzyılda ağrı kesici olarak kullanılmıştır. Saf eroin beyaz bir tozdur fakat cadde eroini sigara gibi içilerek, burundan çekilerek ya da enjekte edilerek kullanılmaktadır…Açık kahverengi renkte, toz halinde satılır. • • Toz, beyaz, H (eyç) adı verilir. Buruna çekilerek, damardan enjekte ederek (shot), buharını içe çekerek (kaydırma) ve sigara biçiminde (koreks) kullanılabilir. Gevşeme, hareket ve konuşmada yavaşlama, göz bebeklerinde küçülme, yüzde kızarıklık gözlenir. Etkisi 6-8 saatte geçtiği için gün içinde 3-4 kez kullanma zorunluluğu ortaya çıkar. Yüksek dozda alındığında solunum yavaşlar, koma hali başlar ve kişiyi öldürür. Alınmadığı zaman burun akıntısı, halsizlik, uykusuzluk, kas ağrıları ve kramplar görülür. • • • •
İlaç Olarak Kullanılan Ancak Bağımlılık Yapabilecek Maddeler • Eczanelerde yeşil ve kırmızı reçete ile satılan ilaçlardır. • Diazem, Nervium, Xanax, Tranxilene, Ativan, Rivotril, Akineton, Rohypnol ve Lomotil gibi... • Alındıkları zaman rahatlama ve gevşemeye yol açarlar. • Reflekslerde zayıflama ve uyku hali belirir. • Alkol ile alındıklarında etkileri daha da artar.
• İlaç, doktor tavsiyesiyle kullanılan tedavi amaçlı kimyasaldır. Belirtilen miktar, süre ve doktor kontrolünde kullanıldığında amacına ulaşır. Bunun dışında kalanlar kötü kullanımdır. • Bu ilaçlar “Roş” ve “Papik” adı ile anılmaktadır. • Rohypnol Türkiye’de satılmamaktadır. • Sadece yeşil reçeteli haplar değil, öksürük şurupları, kilo verdirme hapları, kas geliştiren ve doping içeren haplar, kas gevşetici spreyler de bağımlılık yapabilir. • Akineton akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerini gidermek için verilen bir ilaçtır ve bağımlılık yaratan etkisi vardır. • Alındıktan sonra vücutta gevşemeye ve uykuya sebep olurlar. Heyecan gideren, sakinleştirici etkiye sahiptirler. • Ecstasy, kokain, eroin kullanıcıları tarafından kullandıkları maddelerin etkilerini değiştirmek veya o maddeyi bulmadığı zaman yerine kullanmak suretiyle de alınırlar.
Risk Yaratan Faktörler Ruhsal sorunları ya da bağımlılığı olan ebeveynin bulunduğu kaotik aileler, Doğru olmayan yetiştirme yolları, Ebeveyn-çocuk arasında bağlanma ve ilgi eksikliği, Sınıfta aşırı utangaçlık ya da şiddet içeren davranışlar, Okul başarısında düşüş, Sosyal becerilerin zayıf olması, Sapkın davranışlar sergileyen arkadaşlarla “takılma”, Okul, iş, aile ortamlarında uyuşturucu kullanımının onaylanması.
Önleyici Faktörler Güçlü ve pozitif aile bağları, Ebeveynlerin çocuklarının arkadaşlarından ve neler yaptıklarından haberdar olması, Aile içi kuralların açık olması ve herkesin bunlara uyması, Ebeveynlerin çocuklarının yaşamlarına ilgili olmaları, Okulda başarılı olma; okul, klüpler gibi kurumlarla kurulmuş güçlü bir bağ, Uyuşturucu kullanımı ile ilgili doğru bilgilenme.
Madde kullanan kişiyi aile nasıl anlar? • • • • • • • • En kesin yöntem kan ve idrar testleridir. Aile ilişkilerini azaltır ve evde daha az vakit geçirir. Her zamankinden daha fazla para harcamaya başlar. Yeni arkadaşlar edinmeye başlar. Kendisine olan özeni azalır. Çevre ve arkadaşlar eski önemlerini yitirir. Hafif uykulu ve yorgun gözükebilir. Okula devamı azalmaya, başarısı düşmeye başlar. • Sözel iletişiminde farklılaşma gözlenebilir. • • Yeme alışkanlıkları bozulur, kilo kaybedebilir. Daha sinirli olabilir.
Uyuşturucu Bağımlısını Nasıl Tanırız ? - • İdrar ve kan tahlili: – Son 24 saat içinde kullanılmış olmalıdır. – Madde 24 saatte idrardan atılmaktadır. • Kıl (saç) testi: – 6 ay öncesine kadar alınan uyuşturucu maddeler çıkmaktadır. – Kişinin isteğine bağımlıdır. – Pahalı bir testtir (100 sterlin). 31
Uyuşturucu Bağımlısını Nasıl Tanırız ? • Kişinin ilaçları saklamaya, gizlemeye çalışması • Cilt üzerinde mor, siyah iğne yerleri • Damarlar üzerinde iltihap • Uyuşukluk, devamlı vücudu kaşıma eğilimi • Gözbebeklerinin değişmesi 32
Uyuşturucu Bağımlısını Nasıl Tanırız ? - • Kişinin oturup gözlerini boşluğa dikmesi • Şırınga gibi aletlerin bulunması • Bağımlılara mahsus argo kelimelerin kullanımı • Kişinin zaman zaman ortadan kaybolması 33
Uyuşturucu Bağımlısını Nasıl Tanırız ? • Daha önceden güvenilir olan kişinin – Cinayet, gasp, hırsızlık,fahişelik vb. suçlara yönelmesi • Madde alma zamanı geldiğinde – Göz sulanması, burun akması, ağrı, kaşıntı,esnemeler,göz bebeklerinin büyümesi 34
Uyuşturucu Bağımlısını Nasıl Tanırız ? - • Sinirlilik • Krize girme • Cebinde ve eşyalarının arasında çeşitli toz vb. maddelerin bulunması • Kişinin geliri ile harcamaları arasındaki dengesizlik 35
Madde Kullanımını Önlemek İçin Ne Gereklidir?
Yargılamayın İstediğiniz gibi davranmadığında bu sizde öfke yaratabilir ve buna engel olamadığınız anda aklınıza gelen şeyleri söylemeye başlarsınız; biraz düşündüğünüzde nasıl farkında olmadan bazen yargılayıcı bir dil kullandığınızı görebilirsiniz. Öfkenizi kontrol edebilirseniz olayın birden fazla sebebi olabileceğini görme şansınız artar. Bu sayede ne siz yaptığınızdan dolayı pişmanlık duyarsınız ne de çocuğunuz “Ama ben bunu hakketmedim” hissini yaşamaz. “Sen zaten hep böylesin”
Konferans vermeyin En sevdiğimiz şeylerden biri kendi geçmişimizden bahsetmek: “Ben senin yaşındayken ne doğru dürüst oyuncağım vardı ne de böyle bilgisayar. Hiç kıymetini bilmiyorsun; halbuki biz....” Deneyimlerinizi çocuklarınızla paylaşmanız önemli ancak bunlar nasihat tarzında olduğu anda çocuğunuzun kapıları size kapanıyor ve iletişiminiz daha başlamadan bitmiş oluyor.
Tehdit etmeyin “Hele bir dediğimi yapma, ben bilirim yapacağımı sana!” ya da “Sınıfı geçmezsen tatil de yok!” veya “Dersini bitir yoksa televizyon yok!” gibi. Tehdit o an için çocuğunuzu sadece korkutmaya yarar; ama etkili olmaz çünkü “tehdit”tir. Söylediğiniz şeyi gerçekleştirmediğinizde de yaptığınız her türlü uyarının zamanla ciddiye alınma olasılığı düşer. En önemli nokta çocuğunuzla olan iletişim dilidir. Eğer ne istediğinizi ve bunu neden istediğinizi ona anlatır; beklentilerinizi onun potansiyeline göre belirlerseniz çocuğunuzun bunları yerine getirme olasılığı artar. “Eğer dediğimi yapmazsan...”
Sorgulamayın Onun hayatı hakkında bilgi sahibi olmanız çok önemli Arkadaşları kim; nerelere gider, neler yapmaktan hoşlanır? Ancak bunları öğrenmek için onu sorgulamamalısınız. Unutmayın niyetiniz “paylaşmak”. Eğer o anda size cevap vermiyorsa “Şu anda konuşmaya çok hazır değilsin; ama istediğin zaman ben seni dinlemeye hazırım” şeklinde karşılık vermeniz o anda hemen kapıları açmasa da ileride size geri dönecektir. “Kim, nerede, nasıl, niçin, ne zaman, neden...”
Teşhis koymayın Bir sıkıntısından, sorunundan bahsettiğinde hemen etiket koymayı, ne olduğunu bulmayı denemek yerine dinlemek ve kendisini ifade etmesine müsaade etmek daha uygun olacaktır. O anda ne hissediyor, ne yaşamış, neye ihtiyacı var, bunları anlamaya çalışın. “Bence sen...”
Ahlak derslerinden kaçının “Senin bu yaptığın çok ayıp.” “Bunlar hiç uygun davranışlar değil; ne yapıyorsun sen?” “Büyüklerine saygılı ol!” “Her istediğin olmaz, öğrenemedin mi daha bunu?” Yapılmaması gereken bir şeyi yapmış olsa bile bunu ahlak dersi verir tarzda değil; yaptığının olumsuz sonuçlarını (nelere yol açtığını) ve uyandırdığı duyguları dile getirmeniz yerinde olacaktır. “ “Bunun böyle olması gerek, bu olmazsa olmaz”
Emir vermeyin Siz kendinizi düşünün, biri size emir verdiğinde ya da o tarzda konuştuğunda neler hissediyorsunuz? İstediğiniz şeyin nedenini açıklamanız çok önemlidir. “Ne diyorsam onu yap, soru sorma”