1 / 34

Pseudomonas aeruginosa diversity in distinct paediatric patient groups

Pseudomonas aeruginosa diversity in distinct paediatric patient groups. Tramper-Stranders G. A.,C.K van der Ent ,T. F. W. Wolfs,J.L.L. Kimpen,A. Fleer, U. Johansen,H.K. Johansen and N.Hoiby DENMARK Clin Microbiol Infect 2008;14:935-941.

Download Presentation

Pseudomonas aeruginosa diversity in distinct paediatric patient groups

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Pseudomonas aeruginosa diversity in distinct paediatric patient groups Tramper-Stranders G. A.,C.K van der Ent ,T. F. W. Wolfs,J.L.L. Kimpen,A. Fleer, U. Johansen,H.K. Johansen and N.Hoiby DENMARK Clin Microbiol Infect 2008;14:935-941

  2. FARKLI PEDİYATRİK HASTA GRUPLARINDA PSEUDOMONAS AERUGİNOSA ÇEŞİTLİLİĞİ Prof.Dr. E.İnci Tuncer Arş.Gör.Dr.Oya Akkaya

  3. GENEL BİLGİLERBakterilerde genotip ve fenotip • Bir mikroorganizmanın özellikleri kalıtımın temel yapıtaşı olan genlerle nesilden nesile geçer • Genler, kromozom ya da kromozom dışı genetik elementler boyunca sıralanırlar ve canlının tüm özelliklerini belirler • Bir canlının sahip olduğu genlerin tamamı veya DNA’sının baz sıralaması, o canlının genotipini (genetik yapısını) oluşturur • Bakteri DNA’sı tek bir molekülden yapılmıştır ve bakterinin kromozomu olarak ta adlandırılır

  4. Genlerin tamamı her zaman çalışır durumda değildir • Örneğin belli besin maddelerinin kullanımı için gerekli enzimlerin sentezini kontrol eden genlerin birçoğu • Sadece o maddenin varlığında çalışır • Genlerdeki genetik bilginin ifade edilmesi sonucu • Canlının gözle görülebilen spesifik özellikleri yani fenotipi oluşur

  5. Fenotipik değişim • Diğer canlılarda olduğu gibi mikroorganizmalarda da fenotip, genotip ile çevre koşullarının karşılıklı ilişkileri sonucu oluşur • Mikroorganizmalarda gözlenen değişmelerin büyük bir kısmı farklı çevre koşullarının etkisi ile farklı fenotiplerin ortaya çıkmasından kaynaklanır • Hangi genin ifade edileceğinin ve ayrıca nasıl ifade edileceğinin belirlenmesinde ısı, pH, kültürün yaşı ve nem gibi bakterilerin yaşadığı ortam koşullarının etkisi vardır

  6. Kistik fibrozis • Otozomal resesif geçiş gösteren ve Avrupa ülkelerinde yaklaşık 3200 canlı doğumda bir görülen bir hastalıktır • Kistik fibrozis (KF) geni 7. kromozomun uzun kolunda yerleşmiş bir gendir • Klor kanalında, epitelyal hücrelerde sodyum ve su transportunda rol oynar • Bu nedenle hem bu gen hem de ürünü olan protein CFTR (cyctic fibrosis transmembrane conductance regulator) olarak adlandırılır • Değişik basamaklarda mutasyonlar gösterebilir

  7. Kistik fibrozis 2 • Kistik fibrozis, epitelyal yüzeyi olan pek çok organ ve sistemi tutar • En sık olarak akciğer, pankreas, intestinal mukozal glandlar, karaciğer, reprodüktif sistem ve ter bezlerini etkiler • KF’ de bu organ ve sistemlerde epitelyal yüzeyde anormal iyon transportu olur • Epitelyal hücrelerde geçirgen olmayan klor kanalı ve sodyum pompası bu organ lumenlerinde biyokimyasal ve biyoelektriksel anormalliklere yol açmakta ve intraluminal sekresyonlarda yoğunlaşma olmaktadır • Bu anormal yoğun sekresyon ise kanallarda tıkanmaya yol açmaktadır.

  8. Kistik fibrozis 3 • Kistik fibrozisli hastalarda CFTR yokluğuna veya fonksiyonel yetersizliğine bağlı olarak • klor reabsorbsiyonu normalden daha az gerçekleşir ve bu da terdeki sodyum ve klor miktarının genelde 60 mEq/L den çok olmasına neden olur • Bu nedenle bu hastalar çok kolay dehidratasyona girebilirler ve sıcağa karşı tahammülsüzlük gösterirler

  9. Kistik fibrozis 4 • P.aeruginosa, KF hastalarının solunum yollarında en sık saptanan patojendir • Ama ne şekilde kazanıldığı tam olarak açıklanamamıştır • KF hastalarında infeksiyona yol açan suş infeksiyon sürecince doğal fenotipten KF fenotipine dönüşmektedir(nonmukoid ve hareketliden, mukoid ve hareketsize) • İnfeksiyon süresince belli bir suşu taşıyan hastaların varlığı, infeksiyonun çevresel bir kaynaktan kazanıldığını düşündürmektedir

  10. Kistik fibrozis 5 • Tedavi • İnfeksiyonun alevlenmesi sırasında ve kolonizasyonun eradikasyonu için yapılır • Devamlı nebulize antibiyotikler etkilidir • Kronik P.aeruginosa kolonizasyonundan korunması gerekmektedir

  11. GİRİŞ • Pseudomonas aeruginosa,kistik fibrozis (KF)’li hastalardaki kronik pulmoner infeksiyonların en sık sebebidir • KF’ li hastalarda P.aeruginosa infeksiyonlarına yatkınlık vardır • KF’deki mutant CFTR (Cystic Fibrosis Transmembran Regülatör) proteinler nedeniyle hücreler P.aeruginosa’ya bağlanamaz ve öldüremez • Pulmoner akışkan tabakanın volümü düşer ve elektrolit oranı değişir • Bu da mukusun viskozitesinin artmasına ve saydamlığının bozulmasına neden olur

  12. Mukus tabakasında ise aljinat üretimi bozulur ve mutasyonlarla nonmukoid tipten mukoid fenotipe dönüşüm olur • P.aeruginosa immunkomprimize veya savunma defekti olan hastalarda infeksiyon yapar • Önce epitele yapışıp sekresyon üretir • Sonra bu sekresyon, hücrelerin sinyal iletimini engeller • Konakta doku yıkımı ve immün cevap gelişir • Buna karşı P.aeruginosa elastaz, fosfolipaz C ve ekzotoksin A üretir • KF’ li hastalarda akut infeksiyon yüksektir

  13. KF’li hastalardaki kronik P.aeruginosa infeksiyonundan belli bir bakteriyel bir genotip sorumludur • Bu genotip hastalar arasında yayılmadan da sorumludur • Bu genotipe epidemik suş veya klon denir • KF ’li hastalar P.aeruginosa infeksiyonuna çok duyarlıdır

  14. KF dışında bazı hasta grupları da P.aeruginosa infeksiyonuna duyarlıdır. Bu hastalıklar: • CSOM (Kronik süpüratif otitis media) ’li çocuklarda daha önce geçirdikleri akut ataklar sonucunda iç kulak epitelinde hasar oluşur • P.aeruginosa hasarlı epitele yapışır ve biyofilm oluşturur • Üriner sistemde de üretral kateterle epitel hasarı oluşur ve P.aeruginosa hasarlı epitele yapışır • YBÜ’nde yatan hastalarda da pnömoni ve sepsise neden olur • Yoğunbakım pnömonisinin sebebi, ventilatörün respiratuvar epitelede hasara yol açması ve daha sonra oral ve gastrik materyalin mikro-aspirasyonudur

  15. Primer ve sekonder immunyetmezlikli olanlarda da P.aeruginosa infeksiyonlarına eğilim yüksektir • Burada P.aeruginosa’ya karşı immun cevap sadece nötrofillerin toplanmasıyla değil T-lenfositlerle de sağlanır • KF ’li olmayan hastalarda P.aeruginosa infeksiyonlarına eğilim tam açıklanamamıştır • Yapılan bazı çalışmalarda YBÜ’nde ve üroloji servislerinde MDR-P.aeruginosa birçok salgında tanımlanmıştır

  16. Bu çalışmada ise; • 5 farklı pediyatrik hasta grubunda • P.aeruginosa infeksiyonlarına duyarlılık ve • P.aeruginosa’nın klon oluşturması araştırılmıştır

  17. Materyal ve metodlar 5 pediyatrik hasta grubu bu çalışmada kullanılmıştır. • 1. grup : 29 tane KF’ li hasta grubu olup ilk defa balgam kültüründe P.aeruginosa pozitif olan hastalardan oluşmuştur • 2. grup: 27 tane KF ’li hasta grubu olup kronik P.aeruginosa infeksiyonu olan ve %50 ’sinden çoğunda balgam kültüründe P.aeruginosa pozitif olan hastalardan oluşmuştur • 3. grup: 34 tane tekrarlayan üriner sistem infeksiyonu olan veya anatomik defekti olan hastadan oluşmuştur • 4. grup: 43 tane (CSOM) Kronik süpüratif otitis media’lı hastadan oluşmuştur • 5. grup: 24 tane immün defekti olan ve YBÜ’ nde yatan kazanılmış P.aeruginosa infeksiyonu olan hastadan oluşmuştur

  18. Kültür ve duyarlılık testleri • Hastalardan swablarla alınan örnekler kültür için kanlı ve EMB agara ekildi ve 24-48 saat inkübe edildi • P.aeruginosa hem konvansiyonel yöntemlerle yani koloni morfolojisiyle ve pozitif oksidaz reaksiyonu ile hem de Phoenix BD otomatize sistemiyle identifiye edildi • Aynı zamanda otomatize sistemle ve disk difüzyon yöntemiyle antibiyotik duyarlılık testleri yapıldı • Otomatize sistemin tanımlayamadığı örnekler API 20 NE ile tanımlandı ve MIC değerleri E-testle belirlendi • Sonuçlar CLSI kriterlerine göre yorumlandı • Fenotipik olarak farklı olan örneklerden birer koloni -80 °C’de saklamaya alındı

  19. PFGE • İzolatlar arasında % 80 homoloji olduğu görüldü

  20. Anti-psödomonal antibiyotiklere invitro direnç • Duyarlılık testleri, kullanılan antibiyotiklere %15 direnç olduğunu ortaya koymuştur • 25 örnek sadece 1 antipsödomonal antibiyotiğe dirençli, 5 örnek ise birden çok ilaca dirençlidir. • Tüm anti-psödomonal antibiyotiklere dirençli bir örnek yoktur • En yüksek direnç oranı UTI grupta, sonra sırasıyla CSOM ve KF kronik grubundadır • Bu direnç oranları KF-1 ve YBU hastalarında da aynıdır • Farklı hasta kategorilerinde belirgin bir direnç paterni gösterilememiştir

  21. Kistik Fibrozisli hastalarda kronik P.aeruginosa infeksiyonu • 14 tane KF klon taşıyıcısı, 13 tane klon taşımayan ve başka genotipe sahip olan hastadan daha yaşlıydı • Bu 13 tane farklı genotipli klonun 2 tanesinin klonla ilişkili olabileceği görüldü • Klonal örnek taşıyıcılarının infeksiyonlarının, diğerlerinin infeksiyonundan uzun sürdüğü gürüldü • Aynı klondan olan bakterilerin birkaç fenotipik görünüm sergileyebileceği gösterildi • Mukoid ve nonmukoid örneklerin aynı hastaya ait olabileceği görüldü ve • Klonal genotip taşıyanlardaki direnç oranları diğer genotip taşıyanlardan daha yüksekti

  22. Tartışma • P.aeruginosa infeksiyonunun olduğu 5 farklı hasta grubunda • Farklı fenotipler ve direnç paternleri gözlenmiştir • P.aeruginosa örneklerinin çoğu aynı genotiplidir • KF’li hastalar arasında yaygın olan klonal örnekler, diğer hasta gruplarında rastlanmamıştır • Bu çalışmada P.aeruginosa eğilimi olan hasta grupları araştırılmıştır • Çünkü KF’li hastalar için klonalite önemlidir

  23. KF, epitel hücrelerindeki CFTR proteinlerinin kaybıyla ilgili intrensek bir bozukluktur • Hastalarda P.aeruginosa infeksiyonu olması için epitelyal hasar gereklidir • P.aeruginosa hasarlı akciğer, iç kulak veya üriner sistem epiteline oturur • Elektrolit bozukluğu, inflamasyon ve hipervisköz mukus gibi bozukluklar da infeksiyona zemin hazırlayan diğer sebeplerdir

  24. KF’li hastalarda nonmukoid formdaki P.aeruginosa’nın ilk kolonizasyonu erken dönemde eradike edilebilir • Ama arkasından aynı veya farklı genotipte P.aeruginosa ile yeniden kolonizasyon oluşur • Bu kolonizasyon antibiyotiklerin penetrasyonuna engel olduğu için • artık eradikasyon pek mümkün olmaz ve bu kolonizasyon kronik infeksiyonla sonuçlanır

  25. Klonal P.aeruginosa ile kolonize olan KF’li hastalarda tipik akciğer infeksiyonu ortaya çıkar • KF-1 grupta 29 hastadan sadece 2’sinde klonal genotiple infeksiyon görülmüştür • Diğer gruptaki P.aeruginosa infeksiyonları antibiyotik tedavisiyle eradike edilebilir ama • Yeniden bulaş olursa predispozisyon nedeniyle yeniden infeksiyon olabilir • Eradikasyon başarısız olursa bakteri konağa adapte olur ve kalış süresi uzar

  26. Hastalar arasındaki temas P.aeruginosa’nın geçişini ve yayılımını kolaylaştırır • Bu durum birlikte yaz kampına alınan KF’li hastalar arasında gösterilmiştir

  27. Bu çalışma için hasta grubu 2005 yılında KF’li hastaların belirlenmesiyle oluşturulmaya başlanmış • Klonal örnekli infeksiyonların çoğu bu tarihten önce oluşmuş • İnfeksiyonlar öksürükle yayılmış • KF’li hastalarda hava yoluyla, solunum sekresyonlarıyla veya kontamine malzemeyle geçiş riskinin • Diğer hasta gruplarından daha sık olduğu görülmüş • Bu çalışmada KF’li hastalar diğer hastalardan ayrılmamış ve • Diğer hastalarla KF’li hastalar arasında bulaş için ortam oluşmuş

  28. Klonal örnekler KF’li hastalarda kolonize olmaya daha fazla yatkındır • Klonal örnekler arasında antimikrobiyal direnç gelişimi ve farklı direnç paternleri gözlenmiştir • KF’li gruplar içinde antimikrobiyal direnç diğer gruplarla hemen hemen aynıdır • Mukoidite ise küçük bir KF’li hasta grubunda gözlenmiştir

  29. Aynı klondan olan P.aeruginosa örnekleri • Ülkeler arasında ve KF merkezlerinde bile farklılıklar gösterir • Bu yüzden farklı fenotipte görünenler aynı klondan olabilir • Klonal P.aeruginosa’nın bazen virulansı düşebilir • Bu durum konağın immun cevabına karşı korunmak için bir stratejidir • Klonal olmayan örneklerin KF’li olmayan grupta hastalık oluşturduğu gözlenmiş • KF’li hastalarda P.aeruginosa’nın kolonize olmasında genetik yapısı ve virulans faktörleri önemlidir

  30. P.aeruginosa farklılıkları PFGE yöntemiyle gösterildi • PFGE, multilokus sekans tiplemesinden daha ayırtedicidir • Hem eski hem de yeni tekniklerin kullanılması • Gelecekteki çalışmalara ve klon epidemiyolojisini daha iyi anlamaya ışık tutacaktır

  31. Çalışmadaki P.aeruginosa’ların sadece %2.5’i MDR’dir • Genellikle antimikrobiyal ajanlara direnç düşüktür • En yüksek ilaç direnç oranları üroloji hasta grubunda rastlanmıştır • Siprofloksasin’e direnç %10’dur • CSOM, UTI ve KF kronik grupta ilaç direnci, daha önceki antibiyotik kullanımıyla açıklanmıştır • Bulunan antibiyotik direnç verileri Avrupa örneklerinde daha düşüktür • Bu düşüklüğün sebebi de sıkı antibiyotik reçeteleme politikasıyla açıklanmıştır

  32. KF’li kronik grupta klonal örnekler arasında antibiyotik direnci • Diğer örneklerden daha yüksektir • Ayrıca klonal örnek taşıyan hastalar daha yaşlıdır ve • Bu ilaç direncinin vücutta antibiyotik birikmesiyle orantılı olabileceği ileri sürülmüştür • Ama klonal P.aeruginosa örneklerinin • Önceki antibiyotik tedavisiyle ilgili olmayan bir ilaç direnç mekanizması da vardır

  33. Sonuç olarak • P.aeruginosa infeksiyonuna duyarlı 5 farklı pediyatrik hasta grubunda (toplam 202 hasta) • Fenotip ve genotipte geniş bir farklılık tespit edildi • KF kronik grup örnekleri arasında benzerlik çoktu • Klonal P.aeruginosa sadece KF’li hastalarda görüldü • Diğer hasta gruplarına bulaşı görülmedi • KF’li hastaların henüz yeterince açıklanamayan bir yatkınlıkla • Klonal P.aeruginosa ile kolonize olduğu açıklandı

More Related