1 / 57

HAYVAN GRUPLARININ EVRİMİ VE ÇEŞİTLERİ

HAYVAN GRUPLARININ EVRİMİ VE ÇEŞİTLERİ. Ömer YANIK Biyoloji Öğretmeni 2006 / BURSA. Hayvanların genel özellikleri. Hayvanlar çok hücreli , heterotrof , ökaryot canlılardır. Hayvanların çok hücreli vücutları , yoğun olarak bulunan kollagen gibi yapısal proteinler

Download Presentation

HAYVAN GRUPLARININ EVRİMİ VE ÇEŞİTLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. HAYVAN GRUPLARININ EVRİMİVE ÇEŞİTLERİ Ömer YANIK Biyoloji Öğretmeni 2006 / BURSA

  2. Hayvanların genel özellikleri • Hayvanlar çok hücreli , heterotrof , ökaryot canlılardır. • Hayvanların çok hücreli vücutları , yoğun olarak bulunan kollagen gibi yapısal proteinler • sayesinde bir arada tutulur. • Hayvanlara özgü , impuls iletiminden hareketden sorumlu iki tip doku vardır, sinir doku • ve kas doku. • Çoğu hayvan eşeyli ürer ve diployit evre genellikle yaşam döngüsünde baskındır.Çoğu • türde, kamçılı olan küçük sperm , daha büyük ve hareketsiz olan yumurtayı dölleyerek • diployit zigotu meydana getirir. • Çoğu hayvanın gelişimi süresince segmentasyon , blastula adı verilen çok hücreli • bir evrenin oluşumuna yol açar,çoğu hayvanda blastula içi boş bir top şeklini alır.

  3. Blastula evresini gastrulasyon adı verilen ve embriyo tabakalarının oluştuğu evre izler.Bazı • hayvanlar kısa bir olgunlaşma evresinden sonra ergin forma dönüşürken bazıları larva • evresine geçer. • Larva eşeysel olarak olgunlaşmamış formdur.Ergin bireyden farklıdır ve farklı beslenebilir. • Hayvan larvaları sonunda metamorfoz (Başkalaşım) geçirerek ergin bireylere dönüşür. • Zigotun , kendisine özgü bir yapısı olan hayvana dönüşmesi olayı , Hox genleri adı verilen • genlerin embriyoda kontrollü olarak ifade edilmesine bağlıdır.

  4. Hayvanlar alemi büyük bir olasılıkla 700 milyon yıl • önce Prekambriyen döneminde yaşamış koloni • oluşturabilen kamçılı bir hücrelilerden köken almıştır. • Bu bir hücreli günümüzden 1 milyar yıl önce • ortaya çıkmış bir grup olan yakalıkamçılılarla • akrabaydı. • Günümüzde yakalıkamçılılar , sığ gölcüklerde • göllerde ve deniz ortamlarında yaşayan oldukça • küçük saplı canlılardır.

  5. İlk hayvan benzeri • Yakalıkamçılı bir hücreli atadan , özelleşmiş hücrelerin iki ya da daha fazla tabaka • şeklinde düzenlenmesiyle basit bir hayvanın nasıl ortaya çıkabileceği en önemli araştırma • konusudur.

  6. Hayvanların filogenetik dallanması • Hayvanların filogenetik ağacı , hayvan şubeleri arasındaki akrabalık , vücut planının ve • embriyonik gelişimin anahtar , özelliklerine dayandırılarak düzenlenmiştir. • İlk dallanma noktası , gerçek dokusu olmayan hayvanları (Parazoa) gerçek dokuya • sahip olan hayvanlardan (Eumetazoa) ayırmaktadır.

  7. (Pseudosölomat) (Asölomat) (Sölomatlar) • Parazoa-Eumetazoa dallanması.Süngerler hayvan • lar aleminin ilk dalını temsil eder.Süngerler gerçek • dokuya sahip değildir ve Parazoa olarak • adlandırılır. • Doku , Eumetazoa olarak adlandırılan hemen • hemen diğer tüm hayvan şubelerinin temel • özelliğidir.

  8. Cnidaria(Hidralar ve deniz • anaları, deniz şakayıkları) • şubeleri radyal simetriye sahip • tir.Işınsal simetrili bir hayvan • üst ve alt ya da oral ve aboral • (Ağızın zıt tarafı) taraflara • sahiptir. • Eumetazoa üyelerinin evrimin • de bir diğer büyük dal , bilateral • hayvanlara gider.Dorsal (Üst) • ve ventral (alt) tarafa ve aynı • zamanda anteriyor(baş) uca ve • posteriyor(kuyruk) uca , sağ ve • sol tarafa da sahiptir.

  9. Gelişim ilerledikçe , üst üste dairesel olarak dizilmiş olan ve germ tabakaları adı verilen • tabakalar vücuttaki değişik dokuları ve organları meydana getirir.Embriyonun yüzeyini • kaplayan Ektoderm, hayvanın dış örtüsünü ve bazı şubelerde merkezi sinir sistemini • meydana getirir. • En içte yer alan germ tabakası olan ekdoderm , gelişen sindirim borusunun ya da • archenteronun iç yüzünü astarlar ve karaciğer gibi organları meydana getirir. • Cnidaria ve Ctenophora dışında kalan Eumetazoa üyelerinin hepsi mezoderm adı • verilen ve ektoderm ile endoderm arasında yer alan üçüncü bir tabakaya sahiptir. • Grup olarak Radiata , diploblastikdir (İki germ tabakasına sahip).Bilateria olarak • bilinen diğer tüm Eumetazoa üyeleri ise triploblastiktir(Üç germ tabakası)

  10. Sölomatlar , mezodermden köken almış • dokularla tamamen astarlanmış bir vücut • boşluğu olan gerçek sölom boşluğuna sahiptir. • (Örn.Halkalı solucan) • Psudosölomatlar , mezodermden köken • almış dokularla kısmen astarlanmış olan • vücut boşluğuna sahiptir.Örnek , Yuvarlak • solucanlar. • Asölomatlar ise sindirim boşluğu ile dış • vücut duvarı arasında vücut boşluğu • taşımaz.Örnek Yassı solucanlar. • Vücut boşluğundaki sıvı • askıdaki organlara yastık görevi yaparak • içten incinmeleri önlemeye yardım eder. • Hidrostatik iskelet olarak görev yapar.İç • organların büyümesine olanak sağlar.

  11. Sölomat şubeler Protostomia ve Deu • terostomia olmak üzere iki büyük dala • ayrılır.Yumuşakçalar , halkalı solucanlar • eklembacaklılar , protostom adı verilen • dalı oluşturur.Derisidikenliler ve Omurgalı • lar ise deuterostom olarak adlandırılan • grubu oluşturur. • Gelişimin erken dönemlerinde yumurtanın • bölünme tarzı iki sölomat arasında • farklı şekilde gerçekleşir.Protostomlar • spiral segmentasyon geçirir, yani hücrenin • bölünme düzlemi , embriyonun dikey • eksenine eğik geçer.Küçük hücreler • üstte bulunurken alttaki hücreler daha • büyüktür.Determinate tipte segmentas • yonda hücrenin gelişim çizgisi çok erken • evrede belli olur. • Deuterostom tipte ise radiyal segmentas • yon gerçekleşir.Bölünme düzlemi yumur • tanın dikey eksenine ya paralel ya da dik • tir.Bölünme sonucu ortaya çıkan her bir • hücre tek başına bir embriyo verme yete • neğine sahiptir.(İndeterminate)

  12. Gastrulasyon evresinde , embriyonun gelişen sindirim borusu ya da arkenteron kör bir cep • meydana getirir.Protostomlarda arkenteron oluştuğunda , mezodermden oluşmuş başlangıçta • katı olan kitle , sölom noşluklarını meydana getirmek üzere yarılır , bu şizosöl tipte sölom • gelişimi olarak adlandırılır.Deuterostomların vücut boşluklarının gelişimi enterosöl sölom • oluşumu olarak adlandırılır, arkenteronun duvarından ayrılan mezodermal tomurcuklar ve • boşluklar , sölom boşluklarını meydana getirir. • Arkenteron geliştikten sonra , gastrulanın karşı ucundaikinci bir delik meydana gelir.Burası • prosotomlarda anüsü oluştururken ilk oluşan blastopor deliği ağzı meydana getirir.Deuteros • tomlarda ise ilk ağız anüsü oluştururken , sonradan oluşan delik ağızı meydana getirir. • Hayvan şubelerinin çoğu , jeolojik zamanın kısa bir evresinde ortaya çıkmıştır.Kambriyen • dönemi patlamasına , ekolojik değişiklikler , jeolojik değişiklikler ya da Hox genlerinin • evrimiyle bağlantılı genetik değişikliklerin sadece bir tanesi ya da bazı kombinasyonları • neden olmuş olabilir.

  13. OMURGASIZLAR • Tüm omurgasızlar hayvanlar aleminin • %95’inden daha fazlasını meydana • getirirler.

  14. PARAZOA • Süngerler(Porifera) Parazoa bölümü • içinde bulunan şubedir.Zemine bağlı • olarak yaşayan , vücudunda delikler • ve koanosit adı verilen hücreler • taşıyan hayvanlardır. • Süngerler gerçek doku ve organdan yoksundurlar.Süngerler , porlardan suyu geçirerek , süz • dükleri sudaki süzüntü ile beslenirler, koanositler(yakalı kamçılı hücreler) bakterileri ve özellikle • su içerisindeki askıda duran yiyecekleri sindirir. • Süngerlerin çoğu hermafrodittir.Gametler koanosit ve amoebosit hücrelerden gelişir.Çapraz • döllenme mezofil içinde olur , zigot kamçılı yüzücü larvaya gelişerek ana bireyden ayrılır.

  15. RADIATA • Cnidaria şubesi üyeleri , ışınsal simetriye , gastrovasküler boşluğa ve knidosit hücrelerine • sahiptir.(Hidralar , deniz anaları, deniz şakayıkları , mercanlar)Karnivor canlılar olup avı yaka • lamada görev gören knidositlere sahiptirler. • Sesil polip ve yüzücü medüz olmak üzere iki vücut formları vardır.

  16. Knidositin bu tipi , nematosit adı verilen iğneleyici kapsül içerir. Nematositin kendisi , içi dışına • dönebilen iplik içermektedir.Tetik dokunma ile ya da belirli kimyasal maddelerle uyarıldığı • zaman iplik nematositden dışarı fırlayarak avı yaralar ve zehir enjekte eder.

  17. Obelianın yaşam dnögüsünde polip evresi eşeysiz , medüz evresi eşeyli çoğalır , bu iki evre • birbirini izler ve biri diğerini meydana getirir.Hem medüz hem de polip diploittir.Sadece • gametleri haploittir.

  18. PROTOSTOMİA • Planthelminthesler (Yassı solucanlar) , Rotifera,Nemertea(Hortumlu solucanlar, Bryozoa • Mollusca(Yumuşakçalar) ,Annelida(Halkalı solucanlar) şubeleri bu grup içinde değerlendirilir. • Planthelminthesler , gastrovasküler boşluğu olan asölomat hayvanlardır.En tanınmış örneği • planaryadır.Gaz değişimi ve dolaşım için özelleşmiş organlardan yoksundurlar.Boşaltım • sistemleri alev hücreleri adı verilen basit bir sistemden oluşmuştur. • Turbellaria, Trematodlar(Karaciğer kelebeği) , Cestoidea(Şerit solucanlar) ve Monogenea • sınıflarına ayrılırlar. • Denizlerde , tatlısularda ve nemli karasal ortamlarda yaşayan 20.000 civarında yassı • solucan türü vardır.

  19. PLANARYA • Salgıladıkları mukus tabakası üzerinde hareket ederler.Sinir sistemleri merkezileşmeye başla • mıştır.Planaryalar , uyarılara karşı cevaplarını değiştirmeyi öğrenebilirler. • Rejenerasyon yoluyla eşeysiz olarak çoğalabilirler.Eşeyli üreme yetenekleride vardır.Hermafrodit • olmalarına karşın çiftleşerek karşılıklı döllenme gerçekleştirirler.

  20. Kankelebekleri insanları • enfekte eder, vücut ağrıla • rına , kansızlığa ve dizan • teriye neden olurlar. • Son konak olan insanı • enfekte etmeden önce • içinde larvaların geliştiği • ara konağa gereksinim • duyar, son konakta • ergin solucan olarak • yaşar.

  21. Şerit solucanlar omurgalı canlılarda parazitik • olarak yaşarlar. • Baş bölgelerinde vantuzlar vardır ve konağın • bağırsak duvarına kenetlenmelerini sağlarlar. • Proglottid adı verilen birimler , eşey organlarının • yer aldığı keselerdir.Bu keseler serbest bırakılarak • konağın dışkısı ile dışarı atılırlar. • Şerit solucanların yumurtaları iyi pişmemiş • etlerle , kist halinde insana geçerler.

  22. Rotifera • Rotiferler yalancı vücut • boşluğuna sahip , çeneleri , sillerden • oluşmuş tacı ve tam sindirim kanalı • olan hayvanlardır. • Sindirim kanallarının ayrı ağız ve • anüsü vardır.İç organlar , mezoderm • le tamamıyla astarlanmış bir vücut • boşluğu olan pseudosölom • içerisinde uzanır. • Pseudosölom içerisindeki sıvı hidrostatik iskelet • olarak görev görür.Vücut hareketleri , burdaki • sıvıyı yayar , böylece vücut boşluğu ve onun • sıvısı dolaşım sistemi olarak işlev görür.

  23. Lofofor taşıyan şubeler • Brtozoa,Phoronida ve Brachiopoda, sölom • boşluğuna sahip , ağızlarının çevresinde silli • tentaküller taşıyan hayvanlardır. • Lophophore , ağız çevresini kuşatan sili • tentaküller taşıyan vücut duvarının halka şeklinde • ya da atnalı şeklinde kıverımıdır. • Koloni halinde yaşayabildikleri gibi , midyelere • ya da iki kabuklu diğer yumuşakçalara benzerlik • gösteren gruplarıda vardır. • Paleozoik ve Mesozoik dönemlere ait 30.000 • kadar fosil türü vardır.Geçmişle bir bağ olan • Lingula günümüzde yaşayan brakiopod cinsi olup • 400 milyon yıl içerisinde çok az değişmiştir.

  24. Nemertea • Hortumlu solucanlar , isimlerini avlarını yakalamada • kullandıkları aygıtdan alır.Uzunlukları 1 mm den daha • küçük olabildikleri gibi 30 m den daha büyük de • olabilirler. • Sindirim kanalları tamdır ve kapalı dolaşım sistemlerine • sahiptirler.Kalpleri yokdur , kasları kasılarak damarları • sıkıştırması sayesinde kanı ileriye doğru iterler. • Daha çok denizlerde olmak üzere , az sayıda tatlı • sularda ve nemli bölgelerde de bulunabilirler.

  25. MOLLUSCA • Yumuşakçalar kaslı ayağa , iç kitleye ve mantoya sahiptir.Bazılarının tatlı sularda yaşamasına • karşın çoğu denizseldir.Vücutları genelde kaslı ayak, iç organları içine alan visseral kitle , • visseral kitleyi öreten ve kabuğu salgılayan doku kıvrımı olan mantodan oluşmuştur. • Yumuşakçaların çoğu , radula adı verilen , şerit şeklindeki törpüleyici organlarını • kullanarak yiyeceklerini törpülemek suretiyle beslenirler. • Yaşam döngülerinde genelde trochophore adı verilen silli larva yer alır. • Polyplacophora(çitonlar) , Gastropoda (salyangoz ve sümüklüböcekler),Bivalvia(midyeler • istiridyeler ve diğer iki kabuklular) ve cephalopoda (Mürekkepbalığı , ahtopot ve nautilus) • gibi grupları vardır.

  26. Açık dolaşım sistemlerine sahiptir.Sırtda yer alan kalp dolaşım sıvısını arterlerle sinüsler • içerisine pompalar.Boşaltım organı olan nefridyumlar , metabolik atıkları hemolenften alarak • vücuttan uzaklaştırır. • Sinir sistemi , yemek borusunu saran halka sinir ve bu sisnirden çıkarak uzanan sinir • şeritlerinden meydana gelmiştir.

  27. Mide Bağırsak Manto boşluğu Anüs Ağız • Torsiyon(iç kitlenin büzülmesi) nedeniyle embriyonik gelişim sırasında , sindirim kanalı kıvrılır • ve anüs , hayvanın başının üst kısmında olmak üzere ağıza yaklaşır.Karasal salyangozlar • sucul salyangozlarda bulunan solungaçlara sahip değildir.Manto boşluğunun duvarı akciğer • olarak iş görür ve hava ile gaz değişimini yapar.

  28. Sölom Kalp Adductor kas Anüs Su sifon çıkışı Mide ve bağırsak Manto Kabuk Ağız Palpus Ayak Su akışı Manto boşluğu Su giriş sifonu Solungaç • Midyelerde su giriş sifonundan geçen su içerisinde asılı durumda bulunan besin partikülleri • solungaç tarafından toplanır , sillerin ve kanat şeklinde uzamış bir yapı olan palpuslar • aracılığıyla bu besinler ağıza iletilir.

  29. ANNELİDA • Halkalı sollucanlar segmentli vücuda sahiptirler.Denizlerde , tatlı sularda ve nemli ortamlarda • yaşarlar.Sindirim sistemlerinde farinks , özofagus , kursak , kaslı mide ve bağırsak • bulunur. • Kapalı dolaşım sistemi , oksijen taşıyan hemoglobine sahip kan içeren damar ağından • meydana gelmiştir.Sırt ve karın damarlar segmental olarak olarak yer alan damar • çiftleriyle birbirine bağlanmıştır.Yemek borusunun etrafını saran beş çift damar kas • yapısındadır ve kanı pompalar.Deride solunum organı görevi gören küçük kan damarları • vardır. • Her bir segmentde metanefridyum adını alan bir çift boşaltım organı vardır.Ventral sinir • kordonu segmental olarak dizilmiş olan gangliyonlarla birbiriyle kaynaşmıştır. • Hermafrodit canlılardır fakat karşılıklı döllenme ile ürerler.Rejenerasyon yetenekleri • yüksektir. • Oligochaeta(Toprak solucanları) , Polychaeta ve Hirudinea (Sülükler) olmak üzere üç • gruba ayrılırlar.

  30. NEMATODA • Yuvarlak solucanlar , yalancı vücut boşluğuna sahip segmentsiz hayvanlardır , vücutları • dayanıklı kütikula tabakası ile örtülüdür.Sindirim kanalı tamdır , dolaşım sistemleri ise • yokdur.Besinler yalancı vücut boşluğunda yer alan sıvı vasıtasıyla taşınır. • Genellikle eşeyli çoğalırlar.İç döllenme • görülür.Nemli topraklarda , göller ve • denizlerde yaşarlar. • Bazı türleri parazitdir, kıl kurdu ve kancalı • kurt en çok bilinen türleridir.Yeterince • pişmemiş etlerle birlikte yenerek insan • vücuduna bulaşırlar.

  31. ARTHROPODA • Eklembacaklılar bilinen en büyük canlı türünü kapsayan grupdur.Her üç canlıdan ikisi bu • gruba girer.Vücutları baş, thoraks ve abdomen olmak üzere genelde üç bölüme ayrılır, ser • bir kitin kabuğa sahiptirler. • Açık dolaşım sistemlerine sahiptir.Karasal eklembacaklılar , gaz değişimi için özelleşmiş • ve genellikle içeride yer alan yüzeylere sahiptir.Dört dala ayrılırlar bunlar Trilobita (Hepsinin • soyu tükenmiştir), Chelicerata(At nalı yengeci, akrepler,keneler , örümcekler, soyu tükenmiş • su akrepleri), Uniramia(Çiyanlar , kırkayaklar , böcekler) ve Crustacea(Yengeçler, ,stakozlar • karidesler) dir. • Büyüyebilmek için deri değiştirme olayları görülür.Duyu antenlerine birçok üye sahiptir. • Gelişimlerinde başkalaşım olayları vardır.Çekirgelerde tam olmayan başkalaşım görülür, • ergin birey yavrulara benzerlik gösterir.Tam başkalaşım geçiren böceklerde ise yumurtadan • gelişen larva , ergin bireyden farklı görünüme (Tırtıl) sahiptir.Larval evreden ergine değişim • pupa evresi süresince gerçekleşir. • Örümceğin karın bölgesinde bulunan özel bezler , kendi türüne özgü ağ örmesini sağlar.

  32. Abdomen Sefalothoraks Baş Thoraks Antenler Yüzme üyeleri Yürüme bacakları Makas Ağız parçaları

  33. Ovaryum İpek bezi Yumurtaların çıkış deliği Pedipalpus • Örümcekler , zehir bezleriyle donatılmış tırnak şeklindeki keliserlerini ava saldırmada kullanırlar. • Örümcek sindirici sıvıyı yaralanmış dokunun üzerine boşaltır.Yiyecek yumuşar ve örümcek • sıvı hale gelen yiyeceği emer. • Gaz değişimleri kitapsı akciğerler yardımıyla gerçekleşir.

  34. Abdomen Thoraks Baş Antenler Bileşik göz Kalp Sırt aortu Sindirim sistemi Beyin gangliyonu Anüs Vajina Malpighi Ovaryum Trake Sinir Mandibula Tübülleri boruları şeridi (Çene) • Metabolik atıklar,sindirim kanalının dışarıya doğru cep oluşturması yoluyla meydana gelen • malpighi tübülleri adı verilen organlarla dışarıya atılır.Böceklerdeki gaz değişimi vücudun içine • doğru uzanan dallanmış kitin ile astarlanmış trake sistemi ile gerçekleştirilir. • Böceklerin sinir sistemi , segmental olarak dizilmiş birçok gangliyon taşıyan , bir çift ventral • sinir şeridinden oluşmuştur.

  35. DEUTEROSTOMIA • Zigotun radyal segmentasyon geçirmesi , sölomun arkenteron denen ,şl bağırsakdan • gelişmesi ve embriyoda blastoporun zıt taraftaki uçta ağız oluşması gibi özellikler , derisidiken • lilerin ve omurgalıların bu grup içinde değerlendirilmesine neden olur. Echinodermeta:Derisidikenliler su-damar sistemine ve ikincil olarak ışınsal simetriye sahip hayvanlardır. • Derisidikenlilerin çoğunda bulunansu-damar sisteminden oluşan tüpler hareketde, beslenmede • ve gaz değişiminde görev alırlar. • Eşeyli yolla ürerler ve gametler suya bırakılır.Deniz yıldızları,yılan yıldızları, deniz kestaneleri • deniz zambakları ve deniz hıyarları bu bölüme girer. • Kendilerini yenileme yetenekleri deniz yıldızlarında yüksekdir.İnce deri sert kalker plakalardan • meydana gelen iç iskeleti örter.

  36. Merkezi disk Spin Solungaçlar Ampulla Radial sinir

  37. Chordata • Chordata(Omurgalılar) şubesi Urochordata ve Cephalochordata adı verilen , omurgası • olmayan iki hayvan grubunu da içerir.Kordalıların emvriyosunda bulunan iskelet yapısında • bir notokorda sahiptirler.Sindirim borusu ve sinir sistemi arasında yer alan esnek bir çubukdur. • Erginlerdebu yapı kaybolur. • Sinir kordonu omurgalılarda kıvrılmış ektodermden oluşur.Bu yapıdan beyin ve omurilik • oluşur. • Ağzın gerisinde kalan farinks birkaç çift yarıkla hayvandan dışarı açılır.Yarıklar ve onları • destekleyen yapılar omurgalıların evrimleşme süreci boyunca , gaz değişimi , çeneleri • destekleyen yapılar , işitme ve diğer işlevleri yapmak için uyum sağlamışlardır. • Birçok omurgalı , anüse posteriyor olarak uzanan bir kuyruğa sahiptir.Kuyruk iskelet • elemanları ve kas içerir ve sucul birçok türde itici kuvvetin çoğunu sağlar. İçi boş Sinir kordonu Kas segmentleri Beyin Notokord Ağız Anüs Farinjeyal yarıklar Postanal kuyruk

  38. Ergin Larva Urochordata • Tunicat olarakda adlandırılan tulumlular omurgası olmayan ilkel kordalılardır denizlerde sabit • olarak yaşarlar.Su akımını süzerek beslenir , larva dönemlerinde omurgalılara benzerken • ergin formları çok az omurgalıya benzer.Sadece farinjeyal yarıklar omurgalılara benzer. • Serbest olarak yüzen larva , baş kısmı ile bir yüzeye tutunarak metamorfoz geçirir ve bu • esnada omurgalı özelliklerinin bir çoğunu kaybeder.

  39. Cephalochordata • Amfiyoksuslar , notokord , sinir kordonu • solungaç yarıklar ve kuyruk gibi omurgalı • canlı özelliklerinin birçoğunu ergin • halde de bulundururlar. • Su farinjeyel yarıklardan geçerken • salgılanan mukus bir ağ tarafından • tutulur.Balıklara benzer yüzme özelliği • gösterirler.

  40. OMURGALILARA GİRİŞ • Nöral krest , belirgin bir baş oluşumu • bir omurga sütunu ve kapalı dolaşım • sistemi vertebrata alt şubesini tanımlar. • Kafatasının , beynin ve çeşitli duyusal • yapıların oluşması omurgalıların en • önemli özellikleridir. • Omurgalıların iç iskeleti kemik ve • kıkırdaktan meydana gelmiştir. • Kapalı bir dolaşım sistemlerine • sahiptir.Kan akciğer ya da • solungaçlardan geçerek • oksijen oranı arttırılır. • Sindirim sistemi boyunca bulunan kaslar yiyeceklerin • organdan organa hareket ettirilmesini sağlar.Bu oluşumlar • omurgalıların aktif bir yaşam tarzına geçmesini kolaylaştırmıştır.

  41. AGNATHA (Çenesiz omurgalılar) • Bu sınıfın üyeleri en ilkel omurgalılardır.Denizlerde yaşarlar • diplerde hasta ya da ölü balıklarla beslenen canlılardır. • İskeletleri kıkrıdaktan meydana gelmiştir.Omurları bulunmaz. • Bazı üyeleri canlı bir balığını vücudunun yan tarafına • yuvarlak ağızları ile mengene gibi tutunur • ve hayvanın kanı ile beslenir. • Kambriyen periyodunun erken • dönemlerinde omurgalı soy hattından • yaklaşık 530 milyon yıl önce ayrılmış • yaşayan en ilkel omurgalılar olduklarına • inanılmaktadır.

  42. Chondrichthyes(Kıkırdaklı balıklar) • Köpekbalıkları ve vatozlar kıkırdak iskelete sahiptir.Karnizor • beslenen canlılardır.Sürekli yüzerek ağza alınan su solungaç • yarıklarından geçerek oksijen kazanılır. • Köpekbalıklarının ince bağırsakları spiral kıvrımlardan • oluşmuştur.Emilim yüzeyinin arttırlmasını sağlar.Görme • yetenekleri gslişmiştir.Su basıncını algılayan yanal çizgilere • sahiptirler. • Yumurtalarını dış ortama bırakıp üreyen üyeleri olmakla • birlikde bazı üyelerinde döllenmiş yumurtalar anne karnında • gelişir. • Köpekbalıklarında üreme kanalı , sindirim ve boşaltım • sistemlerinin açıldığı , dışarıya tek bir delikle açılan ortak • bir oda şeklindeki kloaka açılır. • Vatozların vücudu yassılaşmıştır.Kuyrukları kamçı şeklin • dedir.Zehirli dikenleri savunmayı sağlar. Çenenin evrimsel gelişimi

  43. Osteichthyes:Kemikli balıklar • Kemikli balıkların günümüzde yaşayan sınıfları ; ışın yüzgeçli balıklar, lob yüzgeçli • balıklar ve akciğerli balıklardır.Hemen hepsi kalsiyum-fosfat birikimi ile sertleşen • kemikleşmiş bir iç iskelete sahiptirler. • Köpekbalıklarında bulunmayan yüzme keselerine sahiptirler.Kan damarları ile yüzme • kesesi arasındaki gaz alışverişi kesenin şişkinliğini değiştirir ve balığın yoğunluğunu • ayarlar. • Operkulum adı verilen koruyucu kapakla örtülmüş bir odacık içerisinde yer alan dört ya da • beş çift solungaç üzerinden suyu geçirmek süretiyle solunum yaparlar. • Bildiğimiz birçok balık familyası ışın yüzgeçli balıklar sınıfına girer.Genellikle uzu esnek • ışınlarla desteklenen yüzgeçleri , manevra , savunma ve diğer işlevler için değişikliğe • uğramıştır.

  44. Işın yüzgeçli balıkların temsilcisi olarak bir alabalığın anatomisi.

  45. Lob yüzgeçli balıklar , kemik iskeletin genişlemesi ile desteklenmiş olan kaslı göğüs • ve karın yüzgeçlerine sahiptirler.Günümüzde latimeria denen tek bir cinsle temsil • edilmektedirler.Bu kaslı yapılar dipte sürünemek amacıyla kullanıldıklarına işaret etmektedir. • Paleontologların ilk omurgalılardan biri olduğu düşündükleri bu balık, balıklar ve karadaki • dört ayaklı omurgalıların arasında bir köprü oluşturuyordu • Akciğerli balıkların (Dipnoi) üç cinsi günümüzde Güney • Yarımkürede yaşamaktadır.Genellikle durgun göl ve bataklık • sularda yaşayan bu hayvanlar , yüzeyden yuttukları havayı • sindirim kanalının farinksiyle bağlantılı olan akciğerlerinin • içerisine alırlar.Kurak mevsim boyunca göller kuruduğunda • bazı akciğerli balıklar çamur içerisine girerek hareketsiz • kalırlar. • Bu hayvanlar omurgalıların evriminde büyük öneme • sahiptirler karaya geçen omurgalıların atalarını oluşturmuşlardır. Latimeria • Fosil kanıtlar , dörtüyelilerin şimdi temel olarak karada yürümek için kullandıkları üyelerin • ilk olarak su içerisinde yürümek için ortaya çıktığını desteklemektedir.

  46. Amphibia (İki yaşamlılar) Urodela Apoda • Günümüzde iki yaşamlılar , semenderler(Urodela) , kurbağalar(Anura) ve üyesiz(Apoda) ler • olmak üzere 3 takıma ayrılırlar. • Gaz değişiminde akciğein tamamlayıcısı olan nemli bir deriye sahiptirler.Çoğu tür kabuksuz • olan yumurtalarını ıslak ortamlara bırakır.Sucul larval evrenin karasal ergin evreye dönüştüğü • başkalaşım olayı geçirirler.

  47. AMNİYOTA • Amniyotik yumurtanın evrimleş • mesi omurgalıların karada • başarılı olmasını sağlamıştır. • Sürüngenlerin , kuşların ve • memelilerin yumurtası dört • ekstraembriyonik zarla • çevrilmiştir. • Kabuk , su geçirmez , bu embriyo ve onu saran sıvının karasal ortamda kurumasını engellemek • için ortaya çıkmış bir uyumdur.Memeliler , dört ekstraembriyonik zara sahiptir , fakat memeli • türlerinin çoğunda embriyo annenin üreme kanalında kabuksuz gelişir. • Koriyon ve allantoyis zarı gaz değişimini sağlar.Amniyon , içi sıvı dolu kese içindeki embriyoyu • mekanik çarpmalara ve su kaybına karşı korur.Allantoyis , embriyo tarafından meydana • getirilen belirli atıklar için düzenleyici kese işlevini görür.Vitellüs kesesi yumurtada • besinlerin depolandığı yumurta sarısıdır.

  48. SÜRÜNGENLER • Keratin proteini içeren pullar, sürüngen derisini suya geçirimsiz kılar ve kuru havada • su kaybını önlemeye yardım eder.Oksijen ihtiyaçlarının tümünü akciğerlerden sağlarlar. • Reptillerde döllenme yumurtaların dişinin üreme kanalından geçerken salgılanan kabuğun • oluşumundan önce , iç ortamda gerçekleşmesi gerekir.Kertenkelelerin ve yılanların bazıları • vivipardır.Plasenta , embriyoya anasından besinleri elde etme yeteneği verir. • Dış ortamdan absorbladıkları ısı kendi oluşturdukları ısıdan fazla olduğundan, sürüngenler • için ectotherm terimi soğukkanlı teriminden daha uygundur. • Günümüzde kertenkeleler, timsahlar , kaplumbağalar , yılanlar olmak üzere genelde 4 • takıma ayrılırlar.Dinazorlar geçmişte yaşayan sürüngenler takımıydı.Kertenkeleler • günümüzde yaşayan en fazla türe ve bireye sahip sürüngenlerdir. • Yılanlar büyük bir olasılıkla kertenkelelerin soyundan gelmektedirler.İlkel yılanlardaki üye • kemikleri ve pelvis kalıntısı bu görüşü desteklemektedir. • Timsahlar , dinazorların en yakın akrabasıdır.

  49. KUŞLAR • Kuşlar endotermiktir.Tüyler ve yağ tabakası • vücut sıcaklığının korunmasını sağlar. • Kuşların dişi yokdur,Yiyecekler kursakda • biriktirilir.Kemikleri hafifleten bal peteği • şeklindeki boşluklar uçmayı kolaylaştırır. • Etkin solunum ve dört odacıklı kalp sistemleri uçmak için gerekli yüksek metabolizma hızını • sağlar.Çiftleşme , çiftlerin kloaklarının dışarıya açılan delikleri arasında teması gerektirir. • Tüyler keratinden yapılmıştır.Aynı protein sürüngenlerin pullarını ve memelilerin saç ve • tırnaklarını oluşturur.

More Related