1 / 24

Antijen

Antijen. Yeni Inaktif ND Aşı Suşu’nun Hikayesi. AB, newcastle’ın avrupada kökünün kazınmasını amaçlıyordu .Bunun üzerine 08/02/1993 de Newcastle hastalığına karşı bağışıklık oluşturmada yeni bir karar aldı.Bu karar Newcastle aşılarının standardizasyonu ile ilgiliydi. . Bu karara göre:.

blenda
Download Presentation

Antijen

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Antijen

  2. Yeni Inaktif ND Aşı Suşu’nun Hikayesi • AB, newcastle’ın avrupada kökünün kazınmasını amaçlıyordu .Bunun üzerine 08/02/1993 de Newcastle hastalığına karşı bağışıklık oluşturmada yeni bir karar aldı.Bu karar Newcastle aşılarının standardizasyonu ile ilgiliydi.

  3. Bu karara göre: -Canlı aşılar için ICPI(İntraserebral patojenite indeksi) 0,4 den az olan suşlar, -İnaktif aşılar için ICPI 0,7 den az olan suşlar aşı suşu olarak kullanılmalıydı. Bunun gerekçesi de ;kanatlının taşıdığı virusun aşı virusu veya patojen saha virusu olup olmadığı ayırımının yapılabilmesiydi.

  4. AB yüksek ICPI ya sahip suşların kullanımını yasaklayınca,Merial araştırmacıları bu suşun yerine geçebilecek bir suş bulmak amacıyla ,ICPI 0,7 den daha az olan suşları denemelere aldılar.Bu denemeler sırasında önemli bir sonuca ulaşıldı.Bu zamana kadar inaktif aşıların hazırlanmasında velogenik (çok patojen) suşların lentojeniklere göre çok daha iyi koruma sağladıkları düşünülüyordu.Ancak,denemeler sonunda en düşük ICPI ya sahip olan Ulster 2C suşunun koruma ve serokonversiyon bakımından en iyi sonucu verdiği görüldü.

  5. *GO : Geometrik ortalama

  6. VİRAL ANTİJENLER VE ÖZELLİKLERİ • -proteinler :iyi antijendirler. • -lipidler :lipoprotein veya lipopolisakkarit halindeyken iyi antijendirler • -glikoproteinler :iyi antijen • -viral enzimler :zayıf antijen • -nükleik asitler :zayıf antijen • -eriyebilir maddeler :zayıf • -karbonhidratlar :zayıf

  7. BAZI VİRUSLAR VE İÇERİKLERİ

  8. En iyi immunojen Yukarıda görüleceği gibi en iyi antijen olan(en iyi bağışıklık cevabı-antikor) proteinler değişik virus gruplarında farklı miktarlardadır. Gayet tabii bu özellik değişik aşılara verilen cevabın ölçüsü ve süresini de etkileyebilmektedir. Bu durum,gruplara göre farklılık oluşturduğu gibi aynı grup içindeki farklı suşlara karşı gösterilen bağışıklık cevabını da etkilemektedir.

  9. NEWCASTLE VIRUSU PROTEİNLERİ VE ÖZELLİKLERİ • ND virusu F ve H proteinlerine sahiptir. • F proteini koruyucu antikorların oluşumunu sağlarken, • H proteini hemaglutinasyon antikorları nı oluşturur.

  10. Eğer F proteini çiçek virusuna yerleştirilir ve tavuğa verilirse hemaglutinasyon antikoru oluşmadan bağışıklık sağlanmış olur.Yani HI testi sonuçları negatif çıkabilir ancak hayvan korunuyordur. • Bu denemeye benzer sonuç, aşı adjuvantı konsantrasyonunun iyi ayarlanamadığı durumlarda da ortaya çıkmaktadır.Böyle hallerde de aşının bağışıklık oluşturma veriminde en ufak bir değişiklik olmadığı halde HA antikorlarının oluşumu sekteye uğrar ve titre yeterli çıkmaz.

  11. ANTİJENİK DETERMİNANTLAR (EPITOP) VE ÖNEMLERİ • Antijenik determinant , immunojenin en üst ve belirgin yerinde bulunan ,immun yanıtı uyaran , özel bir bölge veya gruptur.Bunlar antikorlarla spesifik olarak birleşir ve antijen antikor reaksiyonlarının özgüllüğünü oluştururlar.

  12. Bu özel bölgelerin sayısı üzerinde bulundukları molekülün büyüklüğü ile orantılıdır. • Protein karekterindeki antijenlerde 4 ila 8 arası amino asitten , polisakkaritlerde ise 3-6 şekerden oluşmaktadır. • Yapılarına fazla aminoasit bulunduran proteinler az bulunduranlardan daha immunojeniktir. • Yine komplex proteinler(glikoprotein,lipoprotein,glikolipoprotenler) daha fazla immunojeniktirler(daha iyi antijendirler). • Amino asitlerin sayısı kadar türü ve sıralanış biçimleri (polipeptid omurga)de immunojenitede çok önemlidir.

  13. Etkin bir immunolojik uyarım yaratmada molekülün büyüklüğü (genellike 10.000 daltondan fazla olmalı) ve buna bağlı olarak da antijenik determinant sayısının fazlalığının rölü çok büyüktür. • Ancak bunun yanında antijenik determinantın kimyasal yapısının,antijenik molekülün ne kadar komplex olduğunun, stabilitesinin , antijenik molekülün veriliş yolunun ve diğer bazı faktörlerin rölü vardır.

  14. Bir protein molekülü üzerinde birbirinden farklı özellikte antijenik determinantlar bulunabilir .Bu determinantların her biri ayrı B hücresini (B-Lenfosit) uyarır. • Uyarılmış B lenfositlerden plazmidler ve sonuçta plazmidlerin sentezledikleri antikorlar meydana gelir. • Antijenik determinantlar arasında kimyasal farklar bulunduğu için sentezlenen antikorlar ister aynı sınıftan(IgG,IgA,IgM,IgD,IgE ) isterse alt sınıftan olsun (IgG1,IgG2,IgG3,IgG4,IgA1,IgA2) bu antikorlar arasında biyolojik aktivite bakımından in vivo ve in vitro olarak ayrılıklar vardır. • Vucutta çeşitli B hücrelerinin uyarılmaları sonunda meydana gelen ve değişik aktiviteye sahip antikorlara poliklonal antikorlar denir.

  15. Antijenler ,hazırlanmaları sırasında moleküldeki antijenik determinant bölgelerinin sağlam ve stabil olarak kalmalı,aşı imali sırasında bir bozulmanın meydana gelmemeli,vucutta normal katabolizma faaliyetine maruz kalmadan yani yapı ve şekillerinde büyük değişiklikler oluşmadan önce lenfoid hücrelere (B-ve T- hücreleri) ulaşmalı ve onlar tarafından tanınmalıdırlar. • Aksi taktirde,yani hücrelere varmadan , vucutta çok çabuk ayrışan antijenler belirgin bir uyarım yapmadan atıldıkları gibi makrofajlar tarafından alınıp çeşitli enzimlerin etkisi ile modifiye olanlar yani kimyasal yapısı,antijenik determinantları bozulanlar da lenfoid hücrelerce (B ve T hücrelerince) doğal karekterlerinden farklı bir biçimde algılanır ve uyarımları da değişik olur.

  16. Muhakkakki ,immunojeniteyi belirleyen faktörler sadece antijenin yapısı ile ilgili değildir. • Adjuvantların, aşının canlı veya ölü oluşunun , aşının veriliş yolunun,hayvanların genetik yapısının ,yaşının ,cinsiyetinin ,ırkının ,içinde bulunduğu çevrenin , v.b de rölü büyüktür.

  17. Bütün bunlar ,iyi koruyan bir aşı üretmek için bilinmesi gerekenlerin ne kadar çok ve aşı üretmek için seçilmesi gereken teknolojinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. • İyi bir aşının ne demek olduğunu başımıza felaket gelmeden önce bilmek bizim görevimizdir.

  18. INAKTIF AŞILARIN ETKİSİ • İnaktif aşılar uygulandıktan sonraki birkaç gün içinde interferon sentezini ( interferonlar , virus ile enfek te hücrede oluşan ve buradan enfekte olmamış hücrelere geçebilen ve hücrede anti-viral protein sentezlenmesini sağlayarak, virusa karşı direnç kazandıran proteinlerdir.) uyararak koruma özelliğini gösteririler.Aşıya bağlı özel bağışıklık ise bundan bir süre sonra oluşur.

  19. KLONLANMIŞ AŞI • Sahadan toplanan suşlar önce doku kültürüne ekilirler. • Sonra aynı plak karekteri gösteren alt populasyonlar izole edilip ayrı ayrı doku kültürüne ekilirler. • Daha sonra attenue edilerek bağışıklık verme gücü bakımından deney hayvanlarında denenirler. • En yüksek bağışıklığı veren alt populasyon aşı suşu olarak kullanılır.

  20. SUBUNIT AŞI • Bu aşılar Rekombinant DNA teknolojisine göre hazırlanırlar. • DNA üzerinde bulunan ve önemli bir proteinin sentezini kodlayan gen çıkarılır.Bir taşıyıcı DNA ile birleştirilir ve bir bakteriye(maya’ya) aktarılır. • Diğer viral aşılarda görülen postvaksinal reaksiyonlar(saflaştırılması iyi yapılmamış olan viral aşılarda görülen pirojenik ve allerjik reaksiyonlar,abortuslar) bu aşılarda görülmez.Ayrıca subunit aşılarda diğer virus aşılarına göre 100 kat daha fazla yüzey proteini bulunmaktadır.

  21. YÜKSEK ANTİKOR TİTRESİ HER ZAMAN YÜKSEK KORUMANIN ÖLÇÜSÜMÜDÜR? • Bazı viral hastalıklarda in vitro testlerle ölçülen yüksek antikor varlığı ile in vivo koruma kapasitesi arasında bir korelasyon bulunmamaktadır.Yani serumda antikor titresi yüksek çıkmasına rağmen, koruma aynı ölçüde olmamaktadır. • O halde bazı viral enfeksiyonlarda , ölçülebilir antikorlar, bağışıklığın bir kısmını oluşturmakta,T lenfositlerle sağlanan hücresel bağışıklık ise esas kısmı oluşturmaktadır.

  22. Örneğin newcastle virusu gibi sindirim ve solunum sisteminden vucuda yayılma eğilimi gösteren viruslar için hem sistemik hem de mukozal bağışıklık neticesi oluşan antikorların önemi olmasına rağmen,kan dolaşımına girmeyen grip virusu gibi etkenlere karşı kanda yüksek titrede antikor bulunmasının önemi yoktur.Bu gibi enfeksiyonlarda mukozal bağışıklık daha önemlidir.

  23. KROS REAKSİYON • Bir antijen molekülünde bulunan antijenik determinantların bir veya birkaçı bazı özellikler yönünden diğer bir immunojende de bulunabilir.Bu ortak antijenik determinantlar nedeniyle,in vitro testlerde ,birine karşı oluşan antiserum diğerine karşı da az çok oranda serolojik reaksiyon veriri.

  24. SAFLAŞTIRMA İŞLEMİ –ULTRAFİLTRASYONUN ÖNEMİ NEDİR ? • yi filtre edilmiş aşılarda yabancı protein kalıntılarına bağlı allerjik reaksiyonlar ortaya çıkmaz. • Saflaştırılmamış herhangi bir yağlı adjuvantlı aşının uygulanması bir başka enfeksiyonun varlığını ortaya çıkarmak için yapılan serum lam aglutinasyon testlerinde yanlış pozitif reaksiyonların ortaya çıkmasına neden olabilir. • Örneğin: İçinde serum kalıntıları bulunan inaktif yağlı adjuvantlı ucuz karma aşı ile aşılanmış bir damızlık sürüde, rutin CRD kontrolü için yapılan lam aglutinasyon testleri yanlış olarak pozitif reaksiyon verebilir.

More Related