1 / 45

Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür Kimliğin Gücü Çev Ebru Kılıç 1. Baskı İstanbul 2006

KİMLİĞİN GÜCÜ Manuel Castells. Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür Kimliğin Gücü Çev Ebru Kılıç 1. Baskı İstanbul 2006 İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınları 132 Bilgi ve Toplum 3. The Information age I-III. (1996, 1997, 1998, Blackwell). Özetleyen: Prof Dr Süheyla ÜNAL.

binta
Download Presentation

Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür Kimliğin Gücü Çev Ebru Kılıç 1. Baskı İstanbul 2006

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KİMLİĞİN GÜCÜManuel Castells Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür Kimliğin Gücü Çev Ebru Kılıç 1. Baskı İstanbul 2006 İstanbul Bilgi Üniversitesi yayınları 132 Bilgi ve Toplum 3 The Information age I-III. (1996, 1997, 1998, Blackwell) Özetleyen: Prof Dr Süheyla ÜNAL

  2. “Kimliğin Gücü”Genel temalar • Teknolojik dönüşümün toplumlarda, küreselleşmenin ekonomide ortaya çıkardığı sosyal, politik kültürel dinamikleri • “Anlam kaynağı” olarak kültür, din ve milli kimliklerin önemi ve bu kimliklerin sosyal hareketler üzerindeki etkileri • Güç ve zenginliğin küreselleşme ile belirli kesimlerin eline geçmesini engellemeye yönelik alternatif sosyal organizasyon projeleri (çevre hareketleri, kadın hareketleri gibi)

  3. Genel temalar • Ulus devletlerin ağ toplumu karşısında girdikleri krizler, uluslararası yönetim güçlüklerinin politik demokrasiler üzerindeki etkileri • Medya politiği ve politik skandalların politikanın temsili üzerindeki etkileri • El- Kaide ve küresel terör örgütlerinin, küreselleşme karşıtı hareketlerin analizi • Küresel yönetimin dünya çapında meşruiyet kazanması için yapılan girişimlerin yarattığı çatışmalar

  4. KİMLİK • Kimlikler aktörlerin kendileri için anlam kaynağıdır ve bireyselleşme sürecinde inşa edilirler ( Giddens 1991) • Kimlikler anlamı örgütlerken, roller işlevleri düzenler. • Anlam- toplumsal bir aktörün eyleminin amacına getirdiği sembolik tanım

  5. Kimliğin toplumsal inşası • Kimliğin toplumsal inşası, her zaman iktidar ilişkilerinin bağlamında gerçekleşir • Kimlik inşası biçimleri • Meşrulaştırıcı kimlik • Direniş kimliği • Proje kimliği

  6. Kimlik inşasının farklı biçimleri • Meşrulaştırıcı kimlik: Toplumun egemen kurumları tarafından, toplumsal aktörler karşısında egemenliklerini genişletmek ve akılcılaştırmak için inşa edilir • Direniş kimliği: Hakim olanın mantığı tarafından değersiz görülen ve/veya damgalanan konumlarda/koşullarda bulunan aktörler tarafından geliştirilir • Proje kimliği: Toplumsal aktörlerin, kendilerine sunulan kültürel malzeme temelinde toplumdaki konumlarını yeniden tanımlayan yeni bir kimlik inşa etmeleri; bunu yaparken bütün bir toplumsal yapıyı değiştirmeyi amaçlamalarıdır Farklı tiplerdeki bu kimlik inşa süreçleri farklı sonuçlar doğurarak toplumu oluşturur.

  7. Meşrulaştırıcı kimlik-sivil toplum • Toplumun egemen kurumları tarafından, toplumsal aktörler karşısında egemenliklerini genişletmek ve akılcılaştırmak için inşa edilir • Kiliseler, sendikalar, partiler, kooperatifler, yurttaş dernekleri vb. bir yandan devletin dinamiklerini sürdüren, öte yandan insanlar arasına derinden kök salan bir dizi “aygıt” tarafından oluşturulur

  8. Direniş kimliği • Komünlerin ve cemaatlerin yaratılmasını beraberinde getirir • Baskıya karşı, tarih, coğrafya ya da biyolojinin açıkça tanımladığı kimliklere dayalı kolektif direniş biçimleri inşa ederek direnişin sınırlarının özselleştirilmesini kolaylaştırır. • ”Dışlayanların dışlananlar tarafından dışlanması” ile, sınırları güçlendirirken, değer yargısını tersine çevirerek, egemen kurumların/ideolojilerin terimleri içinde savunmacı kimliğin inşasını sağlar

  9. Proje kimliği • Yeni bir kimlik inşa ederek bütün bir toplumsal yapıyı değiştirmeyi amaçlar • Feminizmin ataerkil aileye, tarihsel olarak toplumların dayandığı bütün bir üretim, üreme, cinsellik ve kişilik yapısına meydan okuması gibi

  10. Sivil toplumlarda çözülme • Küresel ağda iktidar olma mantığı ile, belli toplumlar ve kültürlerde birlik olmanın ve temsil etmenin mantığı arasındaki süreklilik yok oldu • Toplumsal eylemlerin çoğu, tanımlanmamış akışlarla, kapalı, tecrit edilmiş kimlikler arasındaki karşıtlık arasında örgütlenir hale geldi

  11. Bilgi çağında toplumsal yapı • Servet, güç, imge akışının küreselleşmesinin yarattığı fırtına karşısında savunmasız kalan insanlar “ağ ile kendilik” arasında bir yarılma yaşadılar • Ağ; soyut, evrensel bir araçsalcılık (işlev) • Kendilik;tarihsel bakımdan köklü, kişiye özgü kimlikler (anlam) Kendisinden vazgeçmek X kendisine sarılmak

  12. Kimlik arayışı • Yeni tarihi tablonun çizilmesinde kimlik arayışı, tekno-ekonomik değişim kadar güçlü • Kolektif ya da bireysel, atfedilmiş ya da inşa edilmiş bir kimlik arayışı sözkonusu • Aile, cinsellik ve kişiliğin temelden yeniden tanımlanması gerekiyor

  13. Kimliğin toplumsal inşası • Dünya kontrol edilemeyecek kadar büyüdüğünde, toplumsal aktörler onu kendilerinin erebileceği boyutlara küçültür • Ağlar zamanı ve uzamı çözdüklerinde insanlar kendilerini mekanlarına demirler ve tarihsel hafızalarını tazelerler • Kişiliğin ataerkil kaynakları kırıldığında, insanlar Tanrı’nın arzusu olarak ailenin ve cemaatin aşkın değerini teslim ederler

  14. Castells’in önerisi • Yerel kimliklerin korunması ama onlara zarar vermeden daha geniş bir sosyal kimlikle bütünleşmenin sağlanması

  15. Direniş kimlikleri • Fundementalizm • Milliyetçilik

  16. Fundementalizm • Küreselleşmenin dinamikleri, diyalektik bir tarzda fundementalizmin dinamiklerini harekete geçirmiştir • Bu tepkisel hareket geçmişin imgelerine dayanarak toplumsal ve kişisel kimlik inşa etmeyi, tahammül edilemez bugünleri aşmak için bu imgeleri ütopyacı bir geleceğe yöneltmeyi amaçlamaktadır

  17. Fundementalizm • Yoksun bırakılmış kesimlerin ve küskün entellektüellerin geleneksel malzemeler üzerinde çalışarak anlamı yeniden inşa edebilecekleri, ilahi, komünal bir dünyanın yaratılması yönünde, yeni bir kimlik inşa etmesi olarak tanımlanabilir

  18. Milliyetçilik • Milliyetçilik belli bir tarihsel döneme ve modern ulus-devletin özgül işleyişine indirgenemeyecek bir kimlik kaynağıdır

  19. Milliyetçilik • Yerleşik ulus devletlere yönelik meydan okumalar, kimliğin yabancıya karşı milliyet temelinde yeniden yapılanmasını da güçlendirmiştir • İnsanın kendi kimliğini ifade etmeye ve başkaları tarafından tanınmasına duyduğu ihtiyacı arttırmıştır

  20. Kültürel milliyetçilik • Etnisite, dil, din, ülke ulus inşa etmek, milliyetçiliği başlatmak için yeterli değildir • Ortak deneyim yeterlidir. Ortak tarih, ortak proje ile bir ülke kurulur • Kültür genellikle insanların paylaştıkları değil, uğruna kavga etmeyi seçtikleri şeydir

  21. Kültürel milliyetçilik • Yok olduğu düşünülen ya da tehdit edilen bir kültürel kimliği yaratarak, koruyarak ya da güçlendirerek ulusal cemaati yeniden yaratmayı amaçlar • Kültürel milliyetçi, ulusu kendi benzersiz tarihinin ve kültürünün bir ürünü, benzersiz yönlerle donanmış kolektif bir dayanışma olarak görür

  22. Ulusal kimliğin ortaya çıkışı • Asal etkenler; Etnisite, dil, din gibi • Üretken etkenler;İletişim ve teknolojinin gelişimi, kentlerin oluşumu, modern orduların ve merkezi monarşilerin ortaya çıkışı gibi • Sebep olunmuş etkenler;Dilin resmi gramerle yasalaşması, bürokrasilerin büyümeleri, ulusal bir eğitim sisteminin oluşması gibi • Tepkisel etkenler;Baskın toplumsal grup ya da kurumsal aygıtlar tarafından bastırılan kimliklerin ya da boyun eğdirilen çıkarların savunulmasına, halkın kolektif hafızasında alternatif kimlik arayışlarının tetiklenmesine neden olan etkenler Rubert de Ventos 1994

  23. Millet oluşumu • Milletler iktidar aygıtlarına hizmet etmek için kurulmuş “hayali cemaatler” değildir • Aksine ortak bir tarihin emeğiyle yaratılır, sonra da ilk kelimeleri biz, ikinci kelimeleri bizim, ne yazık ki üçüncü kelimeleri de onlar olan cemaat dillerinin imgelerinde dillendirilirler

  24. Millet oluşumu • Bir milletin oluşumunda hangi etkenlerin hangi rolü oynadığı tarihsel bağlamlara, kolektif hafızaya sunulan malzemelere ve çatışan iktidar stratejileri arasındaki etkileşime dayalıdır

  25. Ulusal kimlik • Ulusal kimliği güçlendiren nitelikler • tarihin paylaşımı • gelişmiş bir dil

  26. Cemaatler • Yerel cemaat: Savunmacı bir kimlik, bilinmeyenin, kontrol edilemeyenin öngörülemezliği karşısında bilineni siper alan bir kimlik • Kültürel cemaatler; tarihten, coğrafyadan, dilden ve çevreden alınmış ham malzemeleri işleyen kimlik

  27. 21. yy’daki üç temel tehdit • Toplumların kurumlarının özerkliğini, örgütlenmelerini ve iletişim sistemlerini çözen küreselleşme • Mensup olmanın ve katılımın sınırlarını bulanıklaştıran, toplumsal üretim ilişkilerini bireyselleştiren, çalışma hayatı, uzam ve zamanda yapısal bir istikrarsızlığa yol açan ağlar oluşturma ve esneklik • Güvenlik sağlama, toplumsallaşma, cinsellik ve dolayısıyla kişilik sistemlerinin kökenlerinde yer alan ataerkil ailenin dönüşümünün krizi

  28. Küreselleşmeye meydan okuma • Küresel bir ekonominin geliştiği, ulus-devletin küresel yönetim kurumlarına geçiş sürecinde gerilediği on yıllık dönemin ardından toplumlar, belirmekte olan kurumlar üzerinde denetim sahibi olma hakkını talep ediyor • Kimliğe, ekonomik statükonun korunmasına dayalı bir direniş başladı

  29. Büyük ret • Bilgiyi, üretimi ve piyasaları nüfusun değerli bir kesiminde yoğunlaştırmayı, geri kalan kesimleri farklı biçimlerde, her toplumun mizacına göre insancıllığı bazen az, bazen çok gözeterek yönetmeyi öngören “büyük dışlayıcı plan”, Touraine’in (1996) ifadesiyle “büyük bir ret”le karşılaştı

  30. Reddin etkinliği • Fakat bu reddin küreselleşmiş, enformasyonelleşmiş yeni kapitalizm biçimleri üzerinde, yeni toplumsal denetim kurabilmesi, toplumsal hareketlerin siyasi sistem ve devlet kurumları tarafından işlenmesini gerektiriyor

  31. 21.yüzyılın toplumu • büyük ölçüde devletin, küresel kapitalizm, kimliğe dayalı toplumsal hareketler, işçi ve tüketici tabanlı savunmacı hareketler ve alternatif küreselleşme hareketlerinin çelişkili mantıklarına ayak uydurmadaki yeteneği ya da yeteneksizliği tarafından belirlenecek

  32. Yeni iktidar • Bu iktidarın mekanı, insanların zihinleri • İnsanların zihinleri için verilen savaşı kim kazanırsa yöneten o olacak • Alternatif değerlerin zihinlerdeki iktidarı yakalayabilmesi için • “peygamberler” geliştirmesi (bir yola işaret eden, değer koyan, sembol gönderen öncüler) • Ağlara dayalı, merkezsiz örgütlenme ve müdahale biçimleriyle saldırıya geçmesi gerekli

  33. Ulus-devletlerin geleceği • İktidarı biraz yitirmek olmaz (bu tam da geleneksel savaş nedenidir) • Ulus-devletler karar oluşturma yetkisini ellerinde tutuyor olabilirler, ama bir iktidarlar ve karşı iktidarlar ağının parçası haline geldiklerinden daha geniş kapsamlı bir yetke kullanma sistemine ve çok çeşitli kaynaklardan gelen etkilere bağımlıdırlar

  34. Devlet teorisinin yeniden düzenlenmesi • Kilit mesele iktidar ilişkilerinin devletle sınırlı tutulmaması, bununla birlikte bütün biçimleriyle devletin pratiğinin özünü oluşturmayı sürdürmesidir

  35. Devletin konumu • Devletin ulusal, dini, yerel düzeylerdeki konumu, belli toplumsal çıkarlar ve değerler arasındaki ittifakın ifadesidir • Bu çıkarlar ve değerler birlikte devlet içinde kurumsallaşmış fiili gücün gerisinde yer alan “iktidar bloğu”nu oluşturur

  36. İktidar bloğu • Küresel ağ devletine girmiş ulus-devlet de kendi ulusal toplumunun özgül iktidar bloğunu temsil etmekle birlikte, küresel iktidar bloğunda ifade edilen çıkarların kapsayıcı mantığına tabiidir

  37. Ulus-devletin geleceği • Ulus devletlerin çıkarlarını gerçekleştirebilmeleri için paradoksal bir biçimde ulusallıklarını yitirmeleri ve uluslararasılaşmaları gerekir • Bunu yaparak, egemenlik ve özerkliğin asimilasyonuna dayalı ulus-devlet kalıbını kırarlar • Egemenlik bir ülkenin yurttaşları adına dünya sorunlarını etkilemesi olarak anlaşılırsa, devletler ancak uluslararası işbirliğine girerek, ağlar oluşturarak, küresel, risk toplumunda egemenler haline gelebilir • Dolayısıyle fiili egemenlik ancak özerkliğin kaybedilmesiyle sağlanabilir

  38. Ağ devleti • Küreselleşmiş dünyada siyasi yönetimin fiili yürütme birimi, ulus-devletler, uluslar arası kurumlar, bölgesel ve yerel hükümetler ve hükümet dışı örgütlerin oluşturduğu bir ağ devletidir • Küresel, ulusal ve yerel meseleleri müzakere eden, yöneten ve karara bağlayan bu ağ devletidir. • Ağ devleti, farklı bileşenleri arasında ve devletin her düzeyindeki iktidar blokları dahilindeki iktidar ilişkilerini ifade eder • Ağın bağlantı noktaları, düğümleri birbirine eşit değildir • Çıkarları meselelere, bağlamlara göre değişir, birleşir ya da çatışır.

  39. Ulus-devlet kaybolup gidecek mi? • Geçen on yılda ulus-devletler egemen özneler kendi çıkarlarını ve temsil ettikleri öne sürülen çıkarları küresel bir etkileşim sistemi içinde, egemenliğin paylaşılması koşulu ile oynayan stratejik aktörlere dönüşmüşlerdir • Ulus-devletlerin hatırı sayılır bir etkisi vardır ama iktidarlarını ulus-üstü makro-güçlerin ve ulus-altı mikro-süreçlerin dahil olduğu bir etkileşim ağı çerçevesinde icra ederler

  40. Ulus-devlet kaybolup gidecek mi? • Ayrıca uluslar arası arenada stratejik eylemlerde bulunurlarken, büyük bir iç gerilime maruz kalırlar • Ekonomilerinin verimliliğini ve rekabet gücünü arttırmak için küresel ekonomik çıkarlarla yakın ittifak kurmaları, sermaye akışının belirlediği kurallara uymaları gerekir

  41. Ulus-devlet kaybolup gidecek mi? • Bu yeni dünya düzeninin iyi yurttaşları olabilmeleri için • ulus-devletlerin birbiriyle işbirliği yapması • jeopolitiğin ast-üst düzenini kabul etmesi • genelde dar görüşlü yurttaşlarının gerçek duyguları ne olursa olsun, olası düzensizlik kaynaklarının ve kaçak ülkelerin dize getirilmesine vazifeperverlikle katkıda bulunmaları gerekir

  42. Siyasetin çıkmazı • Devletler cemaatçiliği ne kadar vurgularlarsa, küresel ortak iktidar sisteminin bir parçası olarak etkilerini o kadar yitirirler • Küreselleşmenin ajanlarıyla yakın işbirliği içinde gezegen sahnesinde ne kadar başarılı olurlarsa, ulusal seçmenlerini temsil kabiliyetleri de o kadar geriler • Dünyanın hemen her yerindesiyaset, bu temel çelişkinin hakimiyetindedir

  43. İlerleme mi, denge mi? • Nesneler dünyası irademize, tercihlerimize sızdığı için kimliğimiz artık ne yaptığımızla değil, ne olduğumuzla belirleniyor • Bu da toplumlarımızı, yaygın deyişle geleneksel toplumlara, ilerlemeden çok dengenin peşinde olan o toplumlara biraz daha yakın kılıyor

  44. Kilit soru • Siyasi düşüncenin ve eylemin yanıtlaması gereken kilit soru da bununla ilgili: • Ekonominin aşırı derecede açık uzamıyla, aşırı derecede kapalı ve parçalanmış kültürler dünyalar arasındaki bağlantı nasıl onarılacak?...

  45. Siyasetin çıkmazı • Asıl mesele iktidarı almak değil, toplumu yeniden yaratmak, yeni bir siyaset keşfetmek, açık piyasalarla kapalı cemaatler arasındaki kör çatışmadan kaçınmak, kapsananla dışlanan, içeridekilerle dışarıdakiler arasındaki mesafe açıldığında toplumların parçalanmasının önüne geçmektir

More Related