1 / 63

Anne - Baba ve Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları

Anne - Baba ve Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları. ÇOCUK EĞİTİMİNDE ANNE,BABA VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER. Yaşamın yankısı Bir zamanlar bir baba ile oğul dağlık bir bölgede yürüyüşe çıkmışlardı; Bir ara nasıl olduysa çocuğun ayağı kaydı ve incindi çocuk acıyla bağırdı :

amena
Download Presentation

Anne - Baba ve Öğretmenlerin Görev ve Sorumlulukları

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Anne - Baba ve ÖğretmenlerinGörev ve Sorumlulukları

  2. ÇOCUK EĞİTİMİNDE ANNE,BABA VE ÖĞRETMENLERE ÖNERİLER

  3. Yaşamın yankısı Bir zamanlar bir baba ile oğul dağlık bir bölgede yürüyüşe çıkmışlardı; Bir ara nasıl olduysa çocuğun ayağı kaydı ve incindi çocuk acıyla bağırdı : Aaa hhh!!!........ Karşı dağlarda yankı yapan sesi geri döndü : Aaa hhh!!!........ Daha önce böyle bir durumla karşılaşmamış çocuk bu kez : “Sen kimsin ?” diye sordu Cevap gelmekte gecikmedi: “Sen kimsin ?” Sinirlenen çocuk : “ Sen bir korkaksın!” diye bağırdı Dağdan “Sen bir korkaksın!” yanıtını aldı.

  4. Bu olanlara bir anlam veremeyen çocuk neler olduğunu sordu.Onun gülümsediğini gördü.Babası,”şimdi dikkatlice beni izle oğlum” dedi ve yüksek sesle bağırdı:” Hayatı çok seviyorum!” Karşı dağlardan aynı ses geldi: ” Hayatı çok seviyorum!” Baba : “sana hayranım!” Yankı: “sana hayranım!” Baba : “sen harikasın!” Yankı: “sen harikasın!”

  5. Çocuğun şaşkınlığının daha da arttığını gören baba, ona durumu şöyle açıkladı:” Bu , yankı adı verilen bir tabiat olayıdır. Ama hayatı da çok iyi anlatır. Yani yaşamdan ne istiyorsan önce onu sen vermelisin. Verdiklerin aldıkların olacaktır. Tatlı sözler tatlı yankılar oluşturur sevilmek istiyorsan önce sen sevmelisin. Saygı istiyorsan önce sen saygı duymalısın . Anlayış bekliyorsan bunu önce sen göstermelisin. YANİ YAŞAMDA NEYLE KARŞILAŞMAK İSİTİYORSAN, YANIKSINI OLUŞTURABİLMEK İÇİN BUNU ÖNCE SEN YAPMALISIN.

  6. Çocuklarımızı/Öğrencilerimizi Olduğu Gibi Kabul Edelim • Çocuklarımıza/öğrencilerimize sadece insan oldukları için değer verelim. • Başarılı, zeki, çalışkan, sarı saçlı, uzun boylu, sessiz, konuşkan ...vb. olduğu için değerli görüp; Tembel, yaramaz, sıska, kısa ... vb. olduğu için değersiz görmeyelim. • Her koşulda değerli olduklarını onlara hissettirelim.

  7. Koşulsuz Kabul Çocuğa • Güvenmeyi ve inanmayı gerektirir. Eğere çocuğumuza güvenmez ve inanmazsak onu nasıl olduğu gibi kabul ederiz? • Kibar ve nazik olmayı gerektirir. Onlara kaba davranırsak bize karşı nasıl saygılı olmalarını bekleriz? • Çocuk hakkında olumlu düşünmeyi gerektirir. Eğer onlar hakkında olumlu düşünmezsek nasıl olumlu davranışlar bekleriz. • İçten ve dürüst olmayı gerektirir. Onlara karşı dürüst davranmazsak nasıl onlardan içten ve samimi olmalarını bekleyebiliriz.

  8. Çocuklarımızı/Öğrencilerimizi Koşulsuz Olarak Sevelim • Çocuğumuza duyduğumuz sevgiyi ve ilgiyi her hangi bir koşula bağlamayalım. • İyi ki benim çocuğumsun “Senin gibi” bir çocuğum olduğu için çok mutluyum...

  9. Çocuklarımızı/Öğrencilerimizi Kesinlikle Hiç Kimseyle Kıyaslamayalım Kıyaslama;Çocuğu olduğu gibi, bir birey olarak kabul etmeme anlamına gelir ve çocuğun kişilik gelişimini zedeler. Her birey farklıdır, eşsizdir, kendine özgüdür. Bu nedenle hiç kimse başka biriyle kıyaslanmamalıdır. • Çocuklarımızı kardeşleriyle, akraba çocuklarıyla, arkadaşlarıyla kıyaslamayalım.

  10. Siz başkalarıyla kıyaslandığınızda kendinizi nasıl hissedersini? (Eş olarak, ana baba olarak, öğretmen olarak) • ....’nın babası – annesi – öğretmeni böyle yapıyorlar. Sen neden yapmıyorsun? ...deseler ne hissedersiniz? İncinir, hatta kızar, kendinizi kötü hissedersiniz değil mi? İnanın çocuklarınız/öğrencileriniz daha çok inciniyor...Güven duyguları sarsılıyor... Kendilerini değersiz hissediyorlar... Hiçbir işe yaramadıklarını düşünüyorlar ...

  11. Kıyaslanan çocuğun: • Kendine güveni sarsılır,engellenir. • kişiliği incinir, yara alır. • Başarmak için çaba harcamaz. • Saldırgan ya da içedönük davranışlar geliştirir. • Kendisini olumsuz, değersiz değerlendirir.

  12. Çocuklarımızın “Kendileri Olmaları” İçin Fırsatlar Oluşturalım • Özgürlüklerini ortaya çıkaralım. • Çocuğunuzun/Öğrencilerinizin sizden ayrı bir kişilik geliştireceğinizi kabul edin. • Onu anlamaya, tanımaya ve aranızda anlamlı bir sevgi köprüsü oluşturmaya özen gösterin. • O siz değil ... sizin kopyanız değil.

  13. Sizin yaptıklarınızı yapmak, sevdiklerinizi sevmek, sevmediklerinizi sevmemek zorunda değiller. • Çocuklarınızı hem gelişim özellikleriyle hem de ilgi ve yetenekleriyle tanımaya, anlamaya çalışın. • Çocuklarınıza “ben senin yaşındayken..., bizim zamanımızda...,” gibi gereksiz, incitici ve aşağılayıcı cümleler kurmayın.

  14. Çocuklarımızı/Öğrencilerinizi Olumlu Davranışlarıyla, İyi Özellikleriyle ve Yapabildikleriyle Fark Edin • Çocuklarınızın olumsuzluklarını ortaya koymayın. • Olumlu davranışlarını, iyi yönlerini sürekli dile getirip ödüllendirerek pekiştirelim. • Olumsuz davranışlarını, hatalarını bazen görmezden gelerek söndürmeye çalışalım. • Bazı alanlardaki yeteneksizlerini, tecrübesizliklerini kimi başarılarıyla gidermeye, yenmeye çalışalım.

  15. Neyi istediğinize odaklanın, neyi istemediğinize değil • Neyi düşünürseniz onu üretirsiniz istemediğiniz şeylere odaklandığınızda o istemediğiniz şeyden daha fazla gerçekleştirirsiniz ( Yiyerek kilo almak gibi) • Beyin bilgisayar gibidir. Bilgisayara neyi yapmaması komutunu vermezsiniz. Neyi yapmasını istiyorsanız o komutu verirsiniz. Ama yanlış komutu uygulama diyemezsiniz. Yanlış komut verdiyseniz siler yenisini verirsiniz.

  16. Neyi istediğinize odaklanın, neyi istemediğinize değil • Çocuklara bunu yapma şunu yapma dediğimiz halde yinede yapılmamasını istediğimiz şeyleri yapmaları bir itaatsizlik değildir. Onları yapma dediğimiz şeylere biz programlıyoruz. “çocuğum sözümü dinlemiyor” diye şikayet etmeden önce ona neler söylediğinizi düşünün.Kendinize olduğu gibi çocuğunuza da yapılmaması gereken şeyleri değil, yapılmasını istediğiniz şeyleri söyleyin.

  17. Çocuklarımızın/Öğrencilerimizin Davranışlarında Düzeltilecek Yanlışlar Varsa, Önce Kendimizden Başlamalıyız. İyi, Güzel, Doğruyu Öğretmek İçin; İyi, Güzel ve Doğru Olmaya Çaba Sarf Etmeliyiz. • Onlar için ne kadar uygun modeliz!... • Dünyadaki en mükemmel aynalar gümüşlenmiş cam parçaları değil, çocuklardır. Onlara baktığınızda kendinizi görürsünüz. • Onlar için uygun ortamlar hazırlayıp, fırsatlar verebildik mi?

  18. Çocuklarımız için tutarlı bir ortam oluşturalım. • Sizin davranışlarınız tutarlı olsun ki onlarda tutarlı bir gelişim göstersinler. • Çocuklarımızın sorumsuz olduklarından mı şikayetçiyiz?... • Çok mu dağınıklar?... • Ödevlerini yapmıyorlar mı, tembeller mi?... • Çocuklarınızın yalan söylemesinden mi şikayetçisiniz?... • Hiç söz dinlemiyorlar mı?... • Çocuklara verilen sözler eksiksiz olarak yerine getirilmelidir. Aksi halde çocuğun size olan güvenini ve saygısını yok etmiş olursunuz.

  19. Çocuklarımızın/Öğrencilerimizin Her Zaman Doğru Davranmalarını Doğru Düşünmelerini ve Mükemmel Olmalarını Beklemeyelim • Çocuklarınızı en iyiyi yapmaya motive etmekle onların giriştikleri her işte iyi ve mükemmel olmalarını isteme – bekleme yanlışı arasında ince bir çizgi vardır. • Çocuklarımızın hatalar yapabileceklerini düşünelim. • Hatalarına karşı esnek olalım. • hata yapmanın normal olduğunu, sizin bile kimi zaman hata yaptığınızı göz önünde bulundurarak yaptıkları hatalarda çocuklarımıza anlayış gösterelim.

  20. Çocuklarımızın/Öğrencilerimizin Yaşadıkları Olumlu ve Olumsuz Duyguları İfade Etmelerine İmkan Sağlayalım • Daha fazla olumlu duyguların ifade edilmesine imkan tanınır. • Çocuk ......seviyorum dediği zaman hoşumuza gider. • “.....’yi sevmiyorum, istemiyorum, nefret ediyorum, okulu sevmiyorum ...” dediği zaman kabullenmeliyiz. Panikler ve susturmaya çalışırız. • Çocuklarımızın olumsuz duygularını yok sayarız. • Çok ayıp hiç insan .....’yi sevmez mi?, aslında sen onu seviyorsun.

  21. Hiç insan bu kadar basit bir nedenden dolayı kızar- ağlar mı? ÇOCUKLARIMIZ/ÖĞRENCİLERİMİZ TIPKI BİZLER GİBİ SEVGİDEDE, NEFRETTEDE ÖZGÜRDÜRLER. ONLARI KISITLAMAK DUYGUSAL BİR TACİZDİR. • Çocuklarınızın olumsuz duygularını da belirtmelerini sağlayın ve düzeltebilmek için mutlaka onlara ikna edin.

  22. Çocuklarınızı/Öğrencilerinizi Onların İçinde Bulundukları Koşullarla Birlikte, Onların Bakış Açısıyla Görmeye Çalışın. Onları Anladığınızı Fark Ettirin, Hissettirin • Çocuklarınızın duygularını anlamaya çalışın ve onlara anladığınızı iletin. • Sık sık kendinizi onların yerine koyun. Olaylara onların penceresinden bakmaya çalışın. • Çocuklarımızın eşyalarını, oyuncaklarını kardeşleriyle, arkadaşlarıyla paylaşmamalarından yakınırız. • Peki acaba biz kendi eşyalarımızı, oyuncaklarımızı başkalarıyla rahatlıkla paylaşabiliyor muyuz? • Kaçımız arabamızın anahtarını gönül rahatlığı ile başkalarına veririz. • Kaçımız takılarımızı, pırlanta yüzüğümüzü, küpelerimizi başkalarıyla paylaşırız.

  23. Sizin için arabanız, bilezikleriniz ne kadar önemliyse çocuğunuz içinde oyuncak arabası, kamyonu, bebeği,... o kadar önemlidir. • Çocuklarımız paylaşmadıkları için onlara kötü duygular yaşamayalım. • Ayıp değil mi? Ne kadar bencilsin, kıskançsın, bir daha sana hiçbir şey almayacağım,...vb. • Eğer çocuğumuzun paylaşmasını istemiyorsak bunun belirli bir süreç içerisinde oluşacağını unutmayalım. Model olalım. • Paylaşmanın verdiği mutluluğu fark ettirelim. Bu tür deneyimleri sıkça yaşatalım.

  24. Çocuklarınızla/Öğrencilerinizle Konuşurken Duygularınızı İçtenlikle İfade Edin • Onlara dair korkularınızı, üzüntülerimizi, endişelerimizi olduğu gibi yansıtmak mı daha etkili olur, baskı ve korku içeren ifadelerle onları engellemeye çalışmak mı daha etkili olur?... • Okulun, evin dışına çıkarsan bacaklarını kırarım senin!... • O çocukla oynadığını bir daha görmeyeyim!... • Odanı dağıtırsan gebertirim!... • Bu şekilde giyinemezsin!... • Saçını böyle kestiremezsin, bu müziği (Eminem’i) dinleyemezsin!...

  25. Çocuklarınıza/Öğrencilerinize Özel Zaman Ayırın. Çocuklarınıza Ayırdığınız Zamanın Süresi Değil Niteliği Önemlidir • Çocuğunuza ayırdığınız zamanlarda sadece ona ait olun. • Oynayın, sohbet edin.

  26. Çocuklarınızı/Öğrencilerinizi Etkili Bir Şekilde Dinleyin Çocuklarınızı dinlerken; • Başka işlerle meşgul olmayı. • Çocuğun yüzüne bakın. • Onların sözlerini kesip bilgiçlik taslamayın. • Çocuklarınızla konuşurken aynı seviyede olun. • Jest ve mimiklerinizle onu dinlediğinizi gösterin. • Fiziksel temas kurun. • Onu konuşmasında cesaretlendirin. • Onunla konuşurken bir büyükle konuşuyormuş gibi dikkatli ve özenli olun. • Onu anladığınızı belirten ifadelerle geri bildirim sağlayın.

  27. “arkadaşının bu davranışı seni üzdü” gibi. • Ağlamaya başladıklarında tedirgin olmayın. • Zıtlaşmayın ve tartışmayın. • Saldırgan tavırlar takınmayın. • Yargılamayın ve eleştirmeyin. • Savunmaya geçmeyin sadece dinleyin. • Gerçekçi ve belirli önerilerde bulunun. • Yumuşak bir sesle ve acele etmeden konuşun. • Anlatılanlara gülmeyin, çocukları utandırmayın.

  28. Çocuklarınıza/Öğrencilerinize Bulundukları Ortamın Vazgeçilmez Bir Üyesi Olduklarını Hissettirin • Siz bu sınıfın, okulun, ailenin çocuğu (öğrencisi) olmaktan mutluluk duyar mıydınız? Empati kurun.

  29. Öğrencilerinize/Çocuklarınıza Sorumluluklar Verin • Sorumluluk ile kendine güven birbirini tamamlayan 2 durumdur. • Sorumluluk duygusu gelişmiş olan çocukların kendilerine güvenleri de yüksektir. Çocuk yaptığı her iş, aldığı her sorumluluğun sonunda anne, baba ve öğretmeninden aldığı tepkiye göre kendisine güç toplar. Çocuğun yaptığı hiçbir iş beğenilmez, taktir edilmez ve her zaman daha mükemmeli beklenirse çaba harcama, mücadele etme gücü kırılır. “Ne yaparsam yapayım ....memnun edemiyorum” şeklinde düşünmeye başlar. Bu düşünce daha sonra “ben yapamam” inancını doğurur ve çocuk sık sık bu cümleyi kullanmaya başlar.

  30. Çocuklarınızda sorumluluk duygusunun gelişmesi için; • Çocuklarınızın yerine her şeyi siz yapmayın. • “Sende bu ailenin önemli bir üyesisin, artık bazı işleri yapabilecek hale geldin, senin yardımına ihtiyacımız var” şeklinde mesajlar verin. • Çocuklarınıza 3 yaşından itibaren yaşına ve cinsiyetine uygun sorumluluklar verin (oyuncaklarını toplama, yemek yeme, giyinme, getirip götürme,...vb.). Alabileceği sorumluluklar için birlikte karar verin. Hatta önce kendisinin karar vermesini sağlayın. Bu şekilde çocuk kararlarını kendisinin verdiğini düşünecek ve sorumluluklarını yerine getirmesi daha kolay olacaktır. • Alınan sorumlulukları yerine getirebilmesi için önce öğretin. • Başardıkça mutluluğunuzu paylaşın, başarılarını ödüllendirin.

  31. Sorumluluklarını yerine getirmesi için uygun ortamlar hazırlayın. • Sorumluluklarını açık ve net bir şekilde ifade edin. • Gösterdiği çabayı taktir edin, övün. • Zorlayıcı olmayın, baskı uygulamayın. • İstediğini giyinebilen, yemeğini baskısız giyen, istediği etkinliği (resim, müzik, spor, ...vb.) yapabilen, hareketlerine katı sınırlamalar getirilmeyen çocuk kişiliğine saygı gösterildiğini düşünecek bu da çocuğun sorumluluk almasını kolaylaştıracak ve başarıyla sonuçlandıracaktır.

  32. Sorumluluklarını yerine getirmediğinde yaptırımınızı uygulayın. Yaptırımlarınızı sorumlulukları kararlaştırırken belirleyin (sevdiği şeylerden uzaklaştırma, daha fazla sorumluluk yükleme, ...vb.) YAPTIRIMLAR; • Yanlış davranışın sonucunda olmalıdır. • Hataya uygun ve adil olmalıdır. • Çocuk dinlenilmeden uygulanmamalıdır. • Yanlış davranış net olarak ortaya konduktan sonra uygulanmalıdır. • Sorumluluk almanın avantaj sağladığını, sorumsuz davranmanın avantajlarını kaybettirdiğini bilmelidir. • Yaptırım uygulama hiçbir zaman sevgi ve saygı geri çekme şeklinde olmamalıdır.

  33. Çocuklarınızın/Öğrencilerinizin Kendine Güven Duymasını Sağlayın Çocuğun öz güven duygusunun gelişimi, kendine güvenmesi yakın çevresinin tutum ve davranışlarına bağlıdır (AİLE, ÖĞRETMEN). • Özgüven gelişimi yaşamın ilk anından itibaren oluşmaya başlar. • Özgüven gelişimi daha çok anne-baba tutumları ve kişiliği ile ilgilidir.

  34. ANNE – BABA TUTUMLARI

  35. Mükemmeliyetçi Anne - Babalar • Bu anne – babaları memnun etmek çocuklar için oldukça zordur. • Çocuk çırpınıp çabaladıkça anne – baba daha fazlasını (en mükemmelini) ister. • Zamanla çocuk aşırı kaygı, stres, tedirginlik, hayal kırıklığı gibi duyguları yaşamaya başlar. “Tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, yalan, çalma, ...gibi” davranış sorunlarıyla kendini ifade eder. • Anne – babadaki mükemmeliyetçilik sadece çocuğa yönelik değil tüm aile yaşantısında kendini gösterir (düzenli, titiz, katı, kuralcı, ...vb.).

  36. Otoriter, Eleştirici Anne - Babalar • Çocukları üzerinde baskı kurarlar. • Çocuklarının çabalarını göremezler. • Çocuklarını dinlemezler. • Sürekli eleştiren, yargılayan, suçlayan anne, babalardır. • Sadece kendi kuralları, istekleri, duyguları ön plandadır. • Her zaman hakimiyet anne – babadadır. • Çocuk ne yaparsa yapsın hep eleştirilir, suçlanır.

  37. Bu tarz anne – baba tutumu çocuklarda; • Kendini, duygularını ifade edememe, • İçine kapanıklık, güvensizlik, • Saldırganlık ve davranış sorunları davranışlarını geliştirir.

  38. Aşırı koruyucu Anne - Babalar • Çocuklarına hayat tecrübesi yaşama fırsatı tanımazlar. • Çocuklarının büyüdüğünü fark etmeyip bebekmiş gibi davranırlar. • Çocuklarına hiçbir iş ve sorumluluk vermezler, her şeyi kendileri yaparlar. Bu anne – baba tutumunda çocuğun; • Özgüven duygusu gelişemez. • Kendi başına hiçbir şey yapamaz, yapacağına inanmaz. • Dolayısıyla huzursuz ve kaygılı olur.

  39. Anne – babaya bağımlı olur. • Sorumluluk duygusu, bilinci gelişemez. • İçe dönük yada saldırgan olur. • Davranış bozukluğu (tırnak yeme, kekemelik, alt ıslatma, okul fobisi, yalan, ...vb.) görülür.

  40. KENDİNE GÜVENİ ZAYIF OLAN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ

  41. Duygusal Tepkiler • Çekingenlik • Utangaçlık • İçe kapanıklık • Umutsuzluk • Karamsarlık

  42. Davranışsal Tepkiler • Hırsızlık • Saldırganlık • Okul korkusu • Yalan söyleme

  43. Vücutsal Tepkiler • Alt ıslatma • Kekeleme • Tırnak yeme • Karın ağrıları • Kusmalar

  44. Akademik Tepkiler • Öğrenme güçlüğü • Meraksızlık • İsteksizlik • Mücadeleden kaçma • Başarısızlık

  45. Sağlıklı ve Etkili Anne - Babalar • Çocuklarına güvenirler. • Onları taktir eder ve överler. • Küçük yaşlardan itibaren sorumluluk verirler. • Yeni deneyimler yaşamaları için cesaretlendirirler.

  46. Aile İçinde İletişim Aile içinde uygulanan iletişim yöntemleri ve aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkileri çocukların özgüven gelişimlerinde en önemli belirleyicilerdir. Özgüven, kendini ifade edebilme becerisi ile yakından ilgilidir. Çocuk, sorunlarını paylaşmayı yada paylaşmamayı, başkasının ardından konuşmayı, birbirlerine bağırmayı ve buna benzer tüm iletişim yöntemlerini aileden alır. Çocukların kendini ve yaşamını kontrol edebilme becerisi geliştirebilmelerinde en önemli model anne- babadır.

  47. Kendine Güven Gelişiminde Anne –Babalara Öneriler • Çocuklarınıza karşı sabırlı olun. • Çocuklarınızı dinleyin. • Çocuklarınız ile çatışmaya girmeyin. • Çocuklarınızla konuşurken eleştirici ve suçlayıcı ifadeler kullanmayın. • Çocuklarınızı birbirleriyle kıyaslamayın. • Çocuklarınıza üç yaşından itibaren kendi yaşına uygun sorumluluklar verin. • Çocuğunuzun çabalarını övün.

  48. Aile olarak aldığınız kararlarda çocuğunuzun fikrini alın. • Çocuklarınıza sık sık onları çok sevdiğinizi söyleyin. • Çocuğunuzla sizin yaşam tecrübelerinizi paylaşın. • Çocuğunuzun seçimlerine saygı duyun. • Çocuklarınızın sosyal gelişimleri için onları sosyal etkinliklere yönlendirin. Örneğin; müzik kursları, resim, tiyatro, spor, ...vb. • Çocuklarınıza cesaret verin ve ona güvendiğinizi sık sık ifade edin. • Çocuklarınıza karşı koruyucu davranmayın.

  49. Öğrencilerde Kendine Güven/Kendini Sevebilme Becerilerinin Geliştirilmesinde Eğitimcilere Öneriler • Sınıflarındaki bütün öğrencilerinizi tanıyın. Unutmayın ki, her bir öğrencinin mutlaka kendine özgü bir yeteneği vardır. • Öğrencilerinizin olumlu davranışlarını sözlü yada yazılı ifadelerle, beden dilinizle ifade edin. • Her bir öğrencinizle birebir ilişkinizde, onun kendine özgü hedefler oluşturmasına yardım edin. • Öğrencileriniz hakkında olumlu bir anlayışa sahip olun. Onlara inanın ve güvenin. Öğrencilerinize nasıl bakarsanız onları öyle görürsünüz.

  50. Öğrencilerinizin gelişimlerini yakından takip edin. Gözlediğiniz olumlu yanları taklit edin. Öğrencilerinizin ihtiyaçlarını belirleyerek onlara o yönlerde kendilerini geliştirmeleri için destek olun. • Bir öğretmen olarak kendinize olan güveniniz ve hayata olumlu bakışınızla, öğrencilerinize pozitif modeller olun.

More Related