1 / 37

Kentleşme Kavramı Türkiye’de Kentleşme ve Kentlileşme

Kentleşme Kavramı Türkiye’de Kentleşme ve Kentlileşme. ercan koç. Sürdürülebilirlik Gelecek kuşakların Gereksinimlerinin karşılanabileceği Gelişme sürecinin sağlanması Doğal Kaynakların korunması Ekolojik değerlerin korunması Hava-Su-Toprak .

varana
Download Presentation

Kentleşme Kavramı Türkiye’de Kentleşme ve Kentlileşme

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Kentleşme KavramıTürkiye’de Kentleşme ve Kentlileşme ercan koç

  2. Sürdürülebilirlik Gelecek kuşakların Gereksinimlerinin karşılanabileceği Gelişme sürecinin sağlanması Doğal Kaynakların korunması Ekolojik değerlerin korunması Hava-Su-Toprak İnsan hakları ile bağdaşık hakça bir kentsel gelişim Eşitlik-Ortak yaşam kaynaklarının korunma hakkı Canın ve malın güven altında bulunması Yerleşme sisteminin doğal afet riski taşımaması Akşam eve dönememe riskinin düşüklüğü Trafik kazaları-İş kazaları-Terör-Gasp-Şiddet…. Doğal ve tarihi değerlerin korunması İçilebilir su ve su kaynaklarının korunması Kıyılar (deniz, nehir, dere) -Su havzaları- Toprak değerlerinin korunması 1.-2. sınıf tarım toprakları- orman, mera alanlarının korunması……. erozyon Solunabilir hava ve korunması sanayi alanlarının yer seçimi ısınma sistemleri ulaşım araçları-ulaşım sistemleri Katı atıkların uzaklaştırılması ve değerlendirilmesi Ulaşım ve haberleşme olanaklarının sağlanırlığı Altyapı olanaklarına sahip olma Yağmur suyu-Kanalizasyon-Elektrik-İçme suyu- Telefon-Internet-Doğal gaz-Kablolu TV………. Donatı ölçütlerinin yeterliliği Rekreasyon-Spor-Park-ÇB-OP-Oyun alanları Eğitim-Sağlık-Güvenlik hizmetleri Okunaklılık ilkesinin sağlanabilirliği…… Y A Ş A N A B İ L İ R L İ K Hakçalık İnsan hakları ile bağdaşık hakça bir kentsel gelişim sürecinin sağlanabilirliği Yönetişim Planlama sistemi Demokrasi Katılım Yapabilir kılma Ekonomik olanaklar Kentli bağlılığı Örgütlülük Yaşadığı çevreye sahip çıkma

  3. Kırdan kente göç Kentleşme Sadece Bir Nüfus Değişimi veya Kentlerin Nüfusunun Artması Değil Aynı Zamanda Sosyal ve Ekonomik Bir Dönüşümdür. Kır / Köy Kent / İl-İlçe-Belediye

  4. Kentte yaşayabilmek için gerekli koşullar Örgütleşme Sendika, Dernek, Parti, vb. örgütlerle birlikte hareket etmek gerekiyor Tek başına fikirleri doğru da olsa insan güçlü değildir. Örgütleşme olanakları sınırlı ise bu kez hemşerilik (aynı memleketli olma) ilişkileri gelişiyor Bu da bir dayanışma sistemidir. İşbölümü Kentte insanlar farklı farklı işler yapar. Parçalar bir araya gelir ve bütünü oluşturur. Bir pantolonun birisi kumaşı keser, birisi diker, birisi ilik açar, bir diğer kişi ütüsünü yapar, …… Uzmanlaşma Uzmanlaşma eğitimle olur. Her işi yapmak için onun eğitimi alınır. Eğitim sistemi gelişmemişse bu kez hemşerilik ilişkileri devreye girer. Kendinden önce kente gelenlersütçü ise o da sütçülük yapar

  5. Kalkınma için kentleşme gerekli Tüm sanayileşmiş ülkelerde kentleşme oranı yüksektir. Gelişmiş ülkelerde kentte yaşayan oranı ortalama %80’dir. Kırda yaşayanların sayısı azaldıkça tarımda çalışanların sayısı da azalır Bu da tarımda traktör, vb. aletlerin kullanılmasını, verimliliğin artmasını, tarlaların üretim çiftliklerine dönüşmesini sağlar

  6. Kentleşme Bir Sosyal ve Ekonomik Dönüşümdür • Aile büyüklüğü azalır. • Nüfus artışı azalır. • Aileler daha az çocuk sahibi olur. • Kırda tarımda çalışanlar kentte ağırlıkla sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışmaya başlar • Gelir düzeyi artar • Kırda neredeyse tüm gereksinimlerini insanlar kendileri üretirken (kapalı ekonomi) kentte bir sektörde çalışılır, diğer gereksinimler satın alınır. Ticaret kentte gelişmiştir. • Kentte sağlık, eğitim, sosyal tesis, kültürel tesis olanakları fazladır. • Kentte iletişim olanakları gelişmiştir. (Internet, telefon, .. vb.) • Kentte ulaşım olanakları gelişmiştir. • Kırsal yerleşmede nüfus az olmasına karşın insanlar birbirine yakındır ve tanır. Kentte nüfus çok olmasına karşın yalnızlık yaşanır. İnsan ilişkileri profesyonelleşir. • Kentleşme ile yeni konut ihtiyacı artar. Bu ihtiyaç devlet tarafından çözümlenmez ise bizim ülkemizde de izlendiği gibi gecekondulaşma olur.

  7. Kentleşme; Sanayileşme ve modernleşmenin yarattığı toplumsal yapıda köklü niteliksel değişme sürecidir. Kentleşme üretim ve istihdamda ağırlığın tarımdan sanayi ve hizmet sektörüne kaydığı evrensel bir olgudur. Tarım toplumları yerine endüstri toplumunu ve gelecekte “bilgi toplumunu” oluşturma sürecidir. Kentleşme sadece nüfusun kentlerde yoğunlaşması değildir. Bunun ötesinde farklılaşmış uzmanlaşmış, örgütlenmiş kent toplumunun inşa edilmesidir. Kentleşme sadece kentlerin sayısının artması da değildir. Demografik – ekonomik bakımdan büyüyen kentlerin bölgesel, ulusal ve dünya (küresel) boyutlarda ilişkileri organize edebilmesidir. Kentleşme kentsel çevrenin, kentsel toplumun yaşamını nesiller boyunca sürdürebileceği biçimde geliştirilmesidir.

  8. Kentleşmenin göstergeleri; • Tarımın modernleşmesi, emek – yoğun aile üretimi yerine pazara dönük teknoloji yoğun üretimin önem kazanması, • Üretim ve istihdamda sanayi ve hizmet sektörü lehine değişmelerin olması, • Nüfusun çoğunluğunun kırsal alanlar yerine kentsel alanlarda yaşaması, • Kente özgü değer ve davranış kalıplarının oluşması, • Ailede yapısal değişmelerin yaşanması; ailenin üretim birimi olmaktan çıkması ve küçülmesi, kadının iş hayatına katılması, aile içi ilişkilerde demokratik tutumların gelişmesi, • İnsanlar arası ilişkilerde paranın ve çıkarın ön planda olduğu ilişkilerin gelişmesi, • İnsanların kendilerini “birey” olarak algılaması ve geliştirmesi, • Başarının toplumsal bir kural olması ve sosyal hareketliliğinin artması, • Kitle iletişim sisteminin yüz yüze / sözel iletişimden daha etkin hale gelmesi, toplumsal yaşama daha çok belirlemesi, • Sosyal güvenlik sistemlerinin toplumun çeşitli kesimlerinde yaygınlaşması, • Eğitim yatırımlarının önemsenmesi ve nitelikli iş gücünün artması, • Kent yönetimlerinin ve kararlarının kentte yaşayanlarca belirlenmesi, • Toplumun uzlaşmasıyla belirlenen normların herkesi bağlaması, ayrıcalıklı kişi, grup ya da sınıfların oluşmaması, • Kentte yaşanabilir sosyal ve ekolojik çevrenin geliştirilmesi, • Kentsel mekanın kentin tarihsel dokusunu, doğal güzelliklerini koruyacak ve kentlilerin yaşamlarını kolaylaştıracak biçimde plânlanması.

  9. Kentleşme, sanayi toplumlarının ürünüdür. Aynı zamanda sanayileşme de kentlerin ürünüdür. “Kentleşme” ve “Sanayileşme” birbirlerini üreten geliştiren olgulardır. Birini anlamak için diğerini analiz etmek gerekir. Şüphesiz sanayi öncesi toplumlarda da kentler vardı, üstelik bunların bir kısmı büyük nüfusa, yoğun ticari faaliyetlere sahipti. Ancak bu kentlerde kapalı bir tabakalaşma sistemi vardı, ekonomik güç birkaç aile ya da zanaat – ticaret örgütlerinin elindeydi, düşük bir teknoloji nedeniyle emek -–yoğun bir üretim yapılmaktaydı. Kentte yaşayanların büyük çoğunluğu okur – yazar değildi. Kent yönetimi halk iradesinin dışında belirlenmekteydi vb. Sanayileşme olgusu toplumsal yapıyı bütünüyle değiştirdi; artık bireyler sosyal hareketlilik içinde yetenek ve başarıları ölçüsünde yüksek sektörlere ulaşma hakkını elde ettiler, Ekonomi serbest pazarın doğasına uygun olarak yarışmacı ve üretken hale geldi, teknolojik ilerlemeler üretimin uluslar ve uluslararası pazarlara dönük olmasını sağladı, mal ve hizmetlerin üretiminde uzmanlaşma arttı, eğitim kentte yaşayan tüm yurttaşlar için organize edildi, dinin toplum ve devlet hayatın da belirleyici rolü azaldı, kitle iletişim sistemi sözel iletişimden daha etkili oldu. Tüm bunlar yeni kentleri, sanayi toplumunun kentlerini ortaya çıkardı. İşte bu kentlerin inşa edilme sürecine “Kentleşme” denilmektedir. Şüphesiz ki kentleşme olgusu her zaman böylesine pozitif değişmeleri yansıtmamaktadır. Kentleşme sağlıklı gelişmediği zaman düzensizliği, kuralsızlığı, bireyin yalnızlığını, yabancılaşmayı, suç artışını, paranın egemenliğini, gelir dağılımındaki adaletsizliği ifade eder. Ancak bu olumsuzluklar kentte yaşayanların organize olmasıyla, karar alma mekanizmalarına katılmasıyla, demokrasiyi ailede, okulda iş yerlerinde yaşama biçimi olarak özümsemekle azaltılabilir

  10. Farklılık Her ülkede kent ve kır farklı özellikler taşır. Gelişmiş ülkelerde kır; her türlü olanağa sahiptir ve kentten daha çekicidir.

  11. Göç kır kent İtici etmenler Nüfus artar ve tarlalar artık o nüfusu doyuramayacak hale gelir Tarıma makine girer İnsanlar işsiz kalır. Yeterli yol, sağlık, eğitim, eğlence, vb. donatılar yoktur. Kentleşme ve kentlileşme aynı kavram değildir Kentleşme; kent diye kabul edilen il, ilçe ve belediye örgütü olan yerleşmelerde yaşayanların sayısının artması iken Kentlileşme; yaşam şeklinin de değişmesi anlamına gelir. Kentte yaşayanlar inek besleyip, onun sütünden yoğurt yapıyorsa, bahçesinde patates yetiştiriyorsa, hiç tiyatroya gitmiyorsa,..vb. kentlileşmiş sayılmıyor. Çekici etmenler İletişim olanaklarının artması ile (tv, radyo, internet) insanlar ketteki yaşamı görür ve özenir. Kentin ışıltılı görüntüsü, gece-gündüz yaşayan yapısı çekicidir. Kent zenginliği çağrıştırır. Girişimci için kentte olanaklar fazladır. Kentte altyapı bulunur Yol-su-kanalizasyon, vb. Ülkeler gelişirse kentten kıra doğru geriye bir göç süreci başlar

  12. Türkiye’de Kentleşme Süreci Türkiye’de Kentleşme Süreci 1950 sonrası hızlanmıştır. 1950 hem demokrasiye geçiş ve sanayileşme dönemi, hem de kentleşme dönemidir. Bu gün nüfusumuz 70 milyon kişidir ve nüfusun %70’i kentlerde yaşar.

  13. 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla Türkiye nüfusu 71.517.100 kişidir. 2008 yılında Türkiye nin yıllık nüfus artış hızı Binde 13,1 olarak gerçekleşmiştir. Ülke nüfusunun % 75 i il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet eden nüfus 53.611.723, belde ve köylerde ikamet eden nüfus ise 17.905.377 kişidir. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus oranının en yüksek olduğu il % 99 ile İstanbul, en düşük olduğu il ise % 32,2 ile Bartın’dır. 2008 yılında 81 ilden; 55 ilin nüfusu artarken, 26 ilin nüfusu azalmıştır. Nüfus artış hızı en düşük olan ilk üç il; Bilecik (‰ -53,5), Kütahya (‰ -31,4) ve Isparta (‰ -29,9)’dır. 81 il içinde nüfus artış hızı en yüksek olan ilk üç il ise sırasıyla; Yalova (‰ 82,6), Tekirdağ (‰56,6) ve Hakkari (‰ 48)’dir.

  14. Nüfus verilerine baktığımız zaman Türkiye nüfusu 2020 yılından itibaren yaşlanma süreciyle karşı karşıya kalacak. Hükümetin sosyal güvenlik sistemini ve emeklilik yaşını daha ileriki yıllara öteleme isteği de bu veriden hareketle ortaya çıkıyor. Şu an çalışarak sosyal güvenlik sistemine dahil olanların ileriki dönemde hak kaybına uğramaması için emeklilik yaşının ileriki yaşlara ötelenmesi gerekiyor

  15. 2000 yılının nüfus verileri üzerinde ciddi şüpheler olmakla birlikte nüfus artış oranının düşmesi ve yaşlanma trendi beklenildiği gibi devam ediyor. Diğer sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi yaş piramidi dikdörtgene dönüyor. Yani piramidin tepesindeki yaşlı nüfus genişliyor, tabanı oluşturan genç nüfus daralıyor. Bu zamana kadar sürekli yeni okullar yapalım diyorduk. İleriki dönemde genç nüfusun azalması yaşlıların oranının artmasıyla yeni huzurevleri yapalım denmeye başlayacak. Yaşlıların sayısının artmasıyla beraber onların sorunlarıyla ilgilenecek ve onlara hizmet edecek yeni meslek dalları önem kazanacak. Sonuç olarak Türkiye nüfusu hiçbir zaman 100 milyon olamayacak. Türkiye'deki yabancı nüfusa gelince; Sürekli 'ülkemizi yabancılar işgal ediyor, geliyorlar mülk alıyorlar' gibi bir söylem var. Oysa Türkiye'de yaşayan yabancı sayısı sadece 98 bin 64. Bu Türkiye'nin toplam nüfusunun binde 14'üne karşılık geliyor. Oysa sadece Almanya'da yaşayan Türk sayısı 2.5 milyon. Adrese dayalı nüfus araştırmasının sonuçlarının iki temel sonucu var. Birincisi olumlu. 0-14 yaş arasındaki nüfus yoğunluğunun toplam nüfus oranı içinde azalması genç nüfusun eğitimi açısından önemli fırsatlar sunuyor. Önümüzdeki yıl içinde eğitim sisteminin önündeki nüfus baskısı azalacak, gençlere daha kaliteli eğitim sunmanın olanakları artacak. Nüfus yapısının değişmesinin olumsuz yanına gelince, 15-64 yaş arası çalışma yaşında olan nüfusun oranı artıyor. Türkiye yakın bir gelecekte yaşlılık ve buna bağlı sorunlarla karşı karşıya gelecek. Özellikle bu sosyal güvenlik sistemi üzerine ek bir yük getirecek. Nüfus Artış Oranı, Türkiye'deki 2.1 olan doğurganlık düzeyinin altında. 2'nin altına düşünce, nüfus sıfıra, belki de eksilere gidecek. Bu beklediğinden daha çabuk ortaya çıkan bir sonuç. Göstergeler nüfus yerleşecek, genç nüfus sorunundan, yaşlı nüfus sorununa gideceğiz yönünde. Yaşlı nüfus, şu an Avrupa'nın yaşadığı ve yüksek maliyeti olan bir sorun. Gelecekte büyük kentlere göre, daha orta boy kentlerde nüfus artışı beklemek mümkün. Göç bölgesel olarak devam ediyor

  16. 1. Tokyo (Japonya) ............................33.200.0002. New York (ABD)..............................17.800.0003. Sao Paulo (Brezilya).......................17.700.0004. Seul (Güney Kore)......................... 17.500.0005. Meksika (Meksika)......................... 17.400.0006. Osaka (Japonya)............................ 16.425.0007. Manila (Filipinler) .......................... 14.750.0008. Mumbai (Hindistan) ........................14.350.0009. Delhi (Hindistan) ........................... 14.300.00010.Jakarta (Endonezya)......................14.250.00011. Lagos (Nijerya)........................... . 13.400.00012.Kolkata (Hindistan .........................12.700.00013. Kahire (Mısır)................................ 12.200.00014. Los Angeles (ABD ............. ..........11.789.00015. Buenos Aires (Arjantin)................11.200.00016. Rio De Janeiro( Brezilya)..............10.800.00017.Moskova (Rusya)............................10.500.00021. İstanbul (Türkiye)...........................9. 000.000

  17. 15-64 yaş grubunda bulunan çalışma çağındaki nüfus, toplam nüfusun % 66,9’unu oluşturmaktadır. Ülkemiz nüfusunun % 26,3’ü 0-14 yaş grubunda, % 6,8’i ise 65 ve daha yukarı yaş grubunda bulunmaktadır. Ülkemizde ortanca yaş 28,5’tir. Ortanca yaş erkeklerde 28 iken, kadınlarda 29’dur. İl ve ilçe merkezlerinde ikamet edenlerin ortanca yaşı 28,4 iken belde ve köylerde ikamet edenlerin ortanca yaşı 28,6’dır.

  18. 2005 yılında esas işten elde edilen yıllık gelir ortalaması 6 264 YTL iken, en fazla ortalama 16 035 YTL ile mali aracı kuruluş faaliyetlerinde, en düşük yıllık ortalama gelir ise 2 467 YTL ile tarım, avcılık, ormancılık ve balıkçılık sektöründe tespit edilmiştir. kullanılabilir gelirine göre oluşturulan yüzde 20’lik hanehalkı gruplarından birinci gruptaki hanehalklarının gelirden aldığı pay % 6.1 iken, beşinci gruptaki hanehalklarının gelirden aldığı pay %44.4’tür. Buna göre, beşinci yüzde 20’lik grubun payının birinci yüzde 20’lik grubun payına oranını veren S80/S20 eşitsizlik ölçüsü 7.3 kat olarak hesaplanmıştır. Aynı oran 2004 yılında 7.7 kat olarak gerçekleşmiştir. Kentsel yerleşim yerleri için beşinci yüzde 20’lik grubun payının birinci yüzde 20’lik grubun payına oranı (S80/S20) 6.8 kat, kırsal yerleşim yerleri için ise 7.2 kat olarak hesaplanmıştır.

  19. Bölgelere göre şehir ve köy nüfusu-yıllık nüfus artış hızı

  20. Düzey 1 (12 Bölge) Gelişmiş bölgemiz “Avrupa” gibi Gerikalmiş bölgemiz “Afrika” gibi Düzey 2 (26 Bölge) Ekonomik ve sosyal göstergeleri ile birbirine benzeyen bölgelerimiz.

  21. Yeni kentliler 1950’lerde Eminönü Meydanı Kalabalık - Yoğunluk İkili Yapı Sorunu-Yoğunluk-Uyumsuzluk

  22. Satın alma gücü paritesi -OECD ülkelerinde kişi başına düşen reel safi yurt içi hasıla-$

  23. . Nüfus ve Demografi GÖSTERGELER Gösterge Ölçü Birimi Kaynak Erkek 1995 Erkek Kadın Erkek Kadın Kadın 1999 2001 2000 2002 1.10 Kentsel Nüfus Artış Hızı (‰) Binde (‰) DİE, Genel Nüfus Sayımları 51.7 43.9 32.6 1990 Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi (Yıl) Toplam Beş Yaş Altı Ölüm Hızı (‰) Toplam İstenen Aile Büyüklüğü (Çocuk Sayısı) Kentsel Nüfus Oranı (%) Toplam Doğurganlık Hızı (Çocuk Sayısı) Kaba Ölüm Hızı (‰) Kaba Doğum Hızı (‰) Nüfus Artış Hızı (‰) 64.2 68.7 58.0 68.1 55.7 46.6 67.1 67.8 Bebek Ölüm Hızı (‰) Toplam 68.0 68.3 1980 - 1985 68.5 62.0 66.4 52.4 19.7 24.8 51.32 6.9 1985 - 1990 64.9 3.00 65.6 --- 65.8 66.0 66.2 1990 - 2000 69.4 70.2 70.6 70.4 70.9 47.6 43.3 41.9 40.6 39.4 52.8 48.1 46.6 45.2 43.8 42.2 38.2 37.0 35.9 34.7 55.8 50.4 48.7 47.1 45.5 61.5 55.6 53.8 52.1 50.3 49.9 44.8 43.3 41.9 40.4 2.80 2.62 2.57 2.52 2.46 18.3 17.1 16.6 16.1 15.7 --- --- 59.25 --- --- 23.8 22.6 22.2 21.7 21.3 7.1 7.1 7.1 7.1 7.0 --- --- --- --- ---

  24. 2000 2001 2002 1990 16.6 16.1 15.7 Nüfus Artış Hızı (‰) 1991 19.7 1992 19.4 1993 19.1 1994 18.8 1995 18.5 1996 18.3 1997 18.1 1998 17.9 1999 17.5 17.1 Nüfus artış hızımız düşüyor. Yaklaşık yılda %1.5 olan bu oran hala yüksektir. 2000 yılı itibariyle kentte yaşayan nüfus oranı %60, kırda yaşayan nüfus oranı %40’tır.

  25. GÖSTERGELER Bebek Ölüm Hızı (‰) Toplam 52.4 48.5 44.7 43.3 41.9 51.4 50.5 49.5 47.6 46.7 45.8 40.6 39.4 1990 Toplam Doğurganlık Hızı (Çocuk Sayısı) 1991 Erkek 58.0 53.8 49.6 48.1 46.6 56.9 55.8 54.8 52.8 51.8 50.8 45.2 43.8 3.00 1992 Kadın 46.6 43.0 39.5 38.2 37.0 45.7 44.8 43.9 42.2 41.4 40.5 35.9 34.7 2.96 1993 2.92 1994 2.88 1995 2.84 1996 2.80 1997 2.76 1998 2.72 1999 2.67 2000 2.62 2001 2.57 2002 2.52 2.46

More Related