1 / 50

HOŞGELDİNİZ

HOŞGELDİNİZ. Hukuk Sisteminde Sorumluluk ve Unsurları. 1- GİRİŞ. Sorumluluk, uyulması gereken bir kurala aykırı davranışın hesabını vermedir. Günlük dilde, bir kimsenin belli olaylar nedeniyle hesap vermek ve açıklama yapmak yükümlülüğünü anlatır.

torgny
Download Presentation

HOŞGELDİNİZ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. HOŞGELDİNİZ

  2. Hukuk Sisteminde Sorumluluk ve Unsurları

  3. 1- GİRİŞ • Sorumluluk, uyulması gereken bir kurala aykırı davranışın hesabını vermedir. • Günlük dilde, bir kimsenin belli olaylar nedeniyle hesap vermek ve açıklama yapmak yükümlülüğünü anlatır. • Sorumluluk, kişiye yükletilen herhangi bir işten ötürü gerektiğinde hesaba çekilme durumu olarak da nitelendirilebilir.

  4. Hukuktaki anlamıyla sorumluluk ise, “bir kimsenin, belli olaylar üzerine, kendi aleyhine doğacak hukuksal sonuçlara katlanmak yükümlülüğüdür”. Hukuk kurallarına aykırı tutum ve davranışlar, doğal olarak bir sorumluluk ortaya çıkarır. Sorumluluk aynı zamanda normlara uyulmasını sağlayan bir yaptırım gücü olarak da karşımıza çıkar.

  5. Hukuk devletinde hukuk kuralları yalnızca bireyleri değil, devleti de bağlar. Devletin faaliyetlerini yerine getirişi ve bireylerle devletin ilişkileri belirli hukuk kurallarına tabidir. Sorumluluğun kaynağı ne olursa olsun kişilerin tam bir serbestiyet içinde hareket etmelerini engeller. Ancak bu engelleme hem kişinin kendi mutluluğu hem de toplumsal mutluluk amacına yöneliktir. Mutlak sorumsuzluk kişi ve toplum için felakettir. Devlete ve halka karşı sorumluluk yönleri dikkate alındığında sorumluluğun bireysel özgürlüklerden öte toplumun özgürlükleriyle ve  demokrasiyle de yakından ilişkili olduğu görülür.

  6. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE SORUMLULUK KAVRAMI • Hukukta sorumluluk kavramını, Özel Hukuk ve Kamu Hukuku açılarından ayrı ayrı incelemek gerekir. • Böylece hukukta sorumluluğu, medeni hukukta, borçlar hukukunda (daha genel çerçevede özel hukukta), ceza hukukunda, idare hukukunda (daha genel çerçevede kamu hukukunda), anayasa hukukunda ve uluslararası hukukta sorumluluk başlıkları altında inceleyebiliriz.

  7. I-ÖZEL HUKUKTA SORUMLULUK KAVRAMI • 1-MEDENİ HUKUKTA SORUMLULUK • Bu sorumluluk, bir kişinin (buna devlette dâhil), diğer bir kişiye hukuka aykırı olarak vermiş olduğu zararı gidermesi esasına dayanır. • Bu sorumluluğa tazminat sorumluluğu veya hukuksal sorumluluk da denilir. • Tazminat, uğranılan zararın karşılanmasına yönelik bir yaptırımdır.

  8. A-Hukuksal İşlemlerden Bir hukuksal ilişkiden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya aykırı davranılması durumunda meydana gelen zararın karşılanması gerekir. Taraflar arasındaki hukuksal ilişkiler evlilik, boşanma, miras, velayet, nafaka gibi yasal ilişkiler veya alım-satım, kira, kefalet gibi sözleşmelerden doğabilir. Hukuksal ilişkiden ve özellikle sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden doğan sorumluluğa sözleşmeden doğan sorumluluk denmektedir.

  9. B-Haksız Eylemlerden Doğan Sorumluluk Aralarında yasal veya sözleşme ilişkisi bulunmaksızın hukuka aykırı olarak bir kimsenin diğerine vermiş olduğu zarardan doğan sorumluluğa “haksız eylem sorumluluğu” veya “sözleşme dışı sorumluluk” denilmektedir. Haksız eylem sorumluluğu, kusurlu bir davranışın veya kusur olmasa da sadece bir davranışın sonucu olarak ortaya çıkabilir.

  10. C-Tapu Sicillerinin Tutulmasında Devletin Sorumluluğu • Türk Medenî Kanunun 1007 inci maddesinde, Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. • Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücü eder. • Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.

  11. D-İcra Dairesi Görevlilerinin Sorumluluğu • Hukuki Sorumluluk: İcra dairesi görevlileri görevleri sırasında kusurlu işlemleri ile kişilere zarar verirlerse bu zararların giderilmesi için Adalet Bakanlığı’na karşı tazminat davası açılır. • Dava, zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl veya haksız fiilden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. • Adalet Bakanlığı zararı ödemek zorunda kalırsa bunu icra dairesi görevlisine rücü eder.

  12. Cezai Sorumluluk: İcra dairesi görevlilerinin kusurlu hareketleri aynı zamanda bir suç teşkil edebilir. Bu halde görevliler hakkında cezai takibat yapılır. Disiplin Sorumluluğu: Disiplin suçu gerektiren fiil ve hareketler açısından Devlet Memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümlerine göre işlem yapılır.

  13. 2-BORÇLAR HUKUKUNDA SORUMLULUK • Borçlar hukukunda esas olarak sübjektif sorumluluk esası benimsenmiştir. • Kusur sorumluluğu olarak da ifade edilir. • Borçlar Kanununun 41’inci maddesi. “Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp  yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer bir kimseye bir zarar ika eden şahıs tazminine mecburdur.” • Özel hukukta esas ilke kusur sorumluluğu olmakla beraber objektif sorumluluk ilkesi de geçerli dir.

  14. A- Kusurlu Sorumluluk • Bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir eylem ve davranışı ile başkasına vermiş olduğu zarar, kusursa dayanan sorumluluk ilkesiyle tazminata konu olur. • Kusurlu sorumluluktan söz edebilmek için hukuka aykırılık, kusur, zarar ve eylem ile zara arasında uygun “nedensellik bağı” unsurlarının varlığı gerekir. • Hukuka aykırılık, bir kimsenin, hukukun yapılmasını emrettiği bir şeyi yapmamasıdır.

  15. Kusur, zararın doğumuna yol açan tutum ve davranışın kasıt veya ihmalin sonucu olması anlamına gelir. Kusurlu sorumlulukta kusur temel bir unsur olup kusur yoksa sorumluluk da yoktur. Kusur ya kasıt ya da ihmal biçiminde ortaya çıkar. Kast, zarar veren kişinin, hem eyleminin sonucunu bilmesi, hem de bu sonucu istemesi anlamına gelir. İhmal ise hukuka aykırı davranışın sonucunu istememekle birlikte, yeterli dikkat ve özenin göstermemesi, gerekli önlemleri almamasıdır.

  16. Zarar, bir kimsenin mal varlığında iradesi dışında ortaya çıkan azalmalardır. Kişinin para ile ölçülebilen değerlerindeki azalış maddi zarar olup, fiili zarar ve kardan yoksun kalma biçiminde ortaya çıkabilir. Kusursa dayalı sorumluluğun bir başka unsuru da nedensellik bağı dır.

  17. Kusurlu sorumluluğun varlığı halinde, zararın fail tarafından karşılanması gerekir. Buna tazminat denir. Zararın giderimi, parasal olabilir. (nakden tazminat), Zarardan önceki duruma getirilmesi de istenebilir (aynen tazminat).

  18. B-Kusursuz Sorumluluk • Sanayileşmenin getirdiği karmaşık ilişkiler ve ortaya çıkardığı tehlikeler, kusuru kanıtlamadaki bazı güçlükler, dinsel düşüncelerdeki değişiklikler, kusura bağlı sorumluluk anlayışının yetersizliğini beraberinde getirmiş ve kusur olamasa da zarardan dolayı sorumlu olma esasını ortaya çıkarmıştır. • Kusursuz sorumluluk durumunda eylem veya olayla zarar arasında bir nedensellik bağının varlığı yeterli olup ayrıca kusurun varlığı aranmaz.

  19. Özel hukuk alanında kabul edilmiş kusursuz sorumluluk halleri • Adam çalıştıranların sorumluluğu. • Bina sahibinin sorumluluğu. • Aile başkanının sorumluluğu. • Hayvanı idare edenlerin sorumluluğu. • Hakkaniyet sorumluluğu.

  20. 3- SORUMLULUĞU ORTADAN KALDIRAN YA DA AZALTAN DURUMLAR • Eğer zarar, tamamen zarara uğrayanın kusursu veya üçüncü bir şahsın kusursu sonucu ortaya çıkmışsa sorumluluk ortadan kalkar. • Zarar, yıldırım düşmesi, sel baskını, deprem-heyelan gibi tamamen failin dışında zorlayıcı neden diye tabir edilen etkenler sonucu ortaya çıkmışsa, zarar eylem arkasındaki nedensellik bağı kesileceğinden hem kusura dayalı hem de kusursuz sorumluluk ortadan kalkacaktır.

  21. II-KAMU HUKUKUNDA SORUMLULUK KAVRAMI • 1-MALİ SORUMLULUK KAVRAMI • Kamu hukukunda sorumluluk, özel hukuktan farklı şekilde kamu gücünün kullanılması sonucu idare edilenlerin uğradıkları zararların tazmini amacına yönelik olarak düzenlenmiştir.  • İdare hukukunda idari sorumluluk kimi zaman kusura dayandırıldığı halde çoğu zaman kusursuz sorumluluk ilkesi kabul edilmektedir.

  22. Kusursuz sorumlulukta ise, idarenin herhangi bir kusuru bulunmasa bile idari faaliyet ile zarar arasında bir illiyet bağının kurulması tazminata hükmedilmesi için yeterli olmaktadır. Bu ilke sosyal hukuk devleti olmanın bir şartı olarak uygulama alanı bulmaktadır. Kusura dayanan sorumlulukta, idare tarafından yürütülen hizmetin kötü yürütülmesi, hizmetin zamanında yerine getirilmemesi ve hizmetin hiç gerçekleştirilmemesi tazminat gerektiren idari kusurlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

  23. A-Anayasamızda Mali Sorumluluk Kavramı • Anayasasının, İdarenin sorumluluğunu hüküm altına alan 125’inci maddesinin ilk fıkrasında “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmü yer almaktadır. • Maddenin son fıkrası ise şöyledir: “İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” • Anayasasının, Görev ve Sorumluluklar kenar başlıklı 129’uncu maddesinde ise; “memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücü edilmek kaydıyla  ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir”

  24. Anayasanın 40’ıncı maddesinde de şu hüküm yer almaktadır. “kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler soncu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere idarenin vatandaşlara karşı olan sorumluluğunda genel ilke, kusursuz sorumluluktur. Kural olarak İdare yürüttüğü hizmetlerin doğrudan sonucu olan diğer bir ifadeyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdür. Kanaatimizce deprem gibi doğal afetler sonucu oluşan zararların da devletçe tazmini sosyal hukuk devleti olmanın bir gereğidir.

  25. 2-DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA SORUMLULUK • A- DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA GÖREV VE SORUMLULUK • 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, 10 ’uncu maddesinde; Devlet memurları amiri oldukları kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun, tüzük ve yönetmeliklerle belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli sorumludurlar. • Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır.

  26. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun, Devlet memurlarının görev ve sorumlulukları başlıklı 11’inci maddesinde; Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez, yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.

  27. Kuruluş yöneticileri, gerektiğinde sınırları yazılı olarak açıkça belirtilmek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir. 3046 sayılı Kanunun 38’inci maddesinde; Bakan, müsteşar ve her kademedeki bakanlık ve kuruluş yöneticileri, gerektiğinde sınırlarını yazılı olarak açıkça belirlemek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilir, ancak bu yetki devri amirin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Danıştay 5’inci D. 24.03.1987 tarihli onama kararında, “Kanunla bizzat Başbakan veya Bakana tanınmış bir yetkinin Müsteşar Yardımcısı tarafından kullanılmasını, tesis edilen idari işlemi yetki yönünden sakatladığına” karar vermiştir.

  28. B- DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA MALİ SORUMLULUK • 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 12 ve 13’üncü maddelerinde, Anayasamızda yer alan düzenlemeye paralel hükümler getirilmiştir. • 12’nci madde;  Devlet memurları, görevlerini dikkat ve itina ile yerine getirmek ve kendilerine teslim edilen devlet malını korumak zorundadır. • 13’üncü madde: Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar.

  29. Gerek Anayasanın 129’uncu maddesi, gerekse 657 sayılı yasanın 12 ve 13’üncü m.  kamu personelinin mali sorumluluğu konusundaki genel düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Mali sorumluluk konusundaki özel düzenlemeler ise başta 5018 sayılı kanun olmak üzere muhtelif kanunlarda ve bunlara dayanılarak çıkartılan alt hukuk metinlerinde yer almıştır. Belirtilmesi gereken esas husus ise, vatandaşların kamu hukukuna tabi idari işlem ve eylemler nedeniyle uğradıkları zararlar nedeniyle işlemi gerçekleştiren memur aleyhine değil idare aleyhine dava açmalarının gerekliliğidir.

  30. 3-ASKER KİŞİLERİN MALİ SORUMLULUĞU • Asker kişilerin görevleri sırasında üçüncü kişilere verdikleri zararlarla ilgili sorumluluk hükümleri 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 24’üncü maddesinde düzenlenmiştir. • Kişiler askeri görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan ötürü, bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil; sadece bu mahkemede ilgili kurum aleyhine tazminat davası açabilirler. Kurumun genel hükümlere göre sorumlu personele rücü hakkı saklıdır.

  31. 4- CEZA HUKUKUNDA SORUMLULUK • Hukuk düzeninin cezai nitelikte yaptırıma bağlanmış olduğu toplum düzenini bozucu, yasada tarif edilmiş eylemlere suç denilmektedir. • Cezai sorumluluğun yaptırımlarının kişiler bakımından önemli sonuçları nedeniyle çeşitli uluslararası belgelerde ve anayasal metinlerde özel düzenlemelere konu olmuştur. • Bu amaçla bazı koruyucu evrensel ceza sorumluluğu ilkeleri getirilmiştir. • Ceza sorumluluğunun belirlenmesinde suçun tamamlanmış olup olmaması önem taşır.

  32. Ceza sorumluluğun esasını da kusur sorumluluğu oluşturmaktadır. Kusurluluk, Kast ve taksirşekilde ortaya çıkar. Ceza Kanunumuz iki tür kasta yer vermektedir. Doğrudan kast, suçun yasal tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek ve sonucunu görerek eylemin gerçekleştirilmesidir. Olası kast,suçun yasal tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, eylemi işlemesi durumudur.

  33. Taksir, eylemden doğan sonucun bilinmemesi veya istenmemesidir. Ceza yasamız, taksiri bilinçli taksir ve Bilinçsiz taksir olarakiki biçimde düzenlemiştir. Bilinçli taksir, öngörülen sonucun fail tarafından istenmemesine karşın ortaya çıkması durumu olarak tarif edilmektedir. Daha açık bir söyleyişle, fail yaptığı bir eylemle yasada yazılı suçun gerçekleşeceği ihtimalini düşünmektedir.

  34. Bilinçsiz taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun yasal tanımında belirtilen sonucu öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir. Kusur sorumluluğunun doğabilmesi için, kişinin eylemi ile doğan sonuç arasında sebep sonuç ilişkisinin yani nedensellik bağının varlığı gerekir. Diğer yandan, cezai sorumluluk bakımından da failin ayırt etme gücünü taşıması gerekir. Bu husus, ceza hukukunda “ceza ehliyeti” olarak adlandırılır.

  35. Aynı şekilde yaş küçüklüğü de ceza ehliyeti üzerinde etki yapar. TCK, kusurluluğu ortadan kaldıran bir takım durumlara yer vermiştir. Bunlardan birinin varlığı kişideki kusurluluğu kaldırdığından, ceza sorumluluğundan söz edilemez. Ceza sorumluluğunun diğer türü olan “objektif sorumluluk” veya kusursuz sorumlulukta, failin davranışı ile sonuç arasında bir nedensellik bağının varlığı yeterli olup ayrıca kusuru aranmaz.

  36. 5-VERGİ HUKUKUNDA SORUMLULUK KAVRAMI • Vergi koyma ve tahsil etme yetkisi nedeniyle Devlet ile kişiler arasında bir borç alacak ilişkisi doğmaktadır.  • 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8’inci M. İlk fıkrasına göre “Mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişidir.”  • İkinci fıkrasında “vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı muhatap olan kişi” olarak nitelendirilmiştir. • Vergi sorumlusu ise, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir.

  37. III. İDARE HUKUKUNDA SORUMLULUK (İDARİ SORUMLULUK) • Yürütmenin günlük, teknik işlerini yürüten birimi olan idare, kamu hizmet ve faaliyetlerini yürütürken bir takım işlemler ve eylemlerde bulunur • İdare bazı faaliyetlerindeyse, kamu gücünden yararlanır, bazen de yararlanmaz. • İdare, özel hukuka ilişkin işlemlerin yol açtığı zararlardan adli yargı düzeninde ve tamamen özel hukuk hükümlerine göre sorumludur.

  38. A- İDARE HUKUKUNDA KUSURA DAYALI SORUMLULUK • İdare, hukuka aykırı ve kusurlu işlem ve eylemleriyle bireylere vermiş olduğu zararları karşılamak zorundadır (AY, m.125/son). • İdarenin kusura dayalı sorumluluğu “hizmet kusuru” olarak adlandırılmaktadır. • Kamu hizmet ve faaliyetleri, kamu personeli aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. • Zararın meydana gelişinde personelin kusuru olsa bile sorumluluk yine idareye yüklenmekte, ancak idarenin kusuru oranında görevli personele başvuru (rücü) hakkı saklı kalmaktadır .

  39. Ancak, bazı durumlarda personelin kusurlu tutum ve davranışının hizmetle bağını kestiği varsayılarak adli yargıda, özel hukuk hükümlerine göre tamamen kendisi sorumlu tutulmaktadır. Hizmetle ilişiğini kesmeyen kusurlar “görev kusuru” olarak adlandırılmakta. Hizmetle ilişkinin kesildiği, idareyle hiçbir bağının bulunmadığı kusurlar “kişisel kusur” olarak adlandırılmakta. Personelin kusurlarının hangisinin göreve ilişkin, hangisinin ise kişisel kusur olduğunun belirlenmesinde bazı kıstaslar mevcuttur.

  40. B- İDARE HUKUKUNDA KUSURSUZ SORUMLULUK • İdarenin hizmet kusurundan dolayı sorumlu tutulabilmesi için, zararın ortaya çıkışında kusurlu bir tutum ve davranışının varlığı gerekir. • Oysa kusursuz sorumluluk durumunda, idarenin hiçbir kusuru bulunmasa da zarardan sorumlu tutulmaktadır. • İdarenin kusursuz sorumluluğunun kabulünde sosyal devlet anlayışının yerleşmesinin büyük rolü olmuştur.

  41. Kusursuz sorumluluğu başlıca üç başlık içerisinde incelersek; Tehlikelik esası, idarenin tehlikeli bir faaliyeti yürütmesi veya tehlikeli araç ve gerece sahip olması ile açıklanmakta. Kamu yükümlülükleri karşısında eşitlik ilkesi, topluluğun tümüne yönelik olmayıp, sadece bazı kişi veya kişilerin zarara uğramış olması durumudur. Sosyal risk ilkesi, anarşi, şiddet ve terör gibi toplumun bütününe yönelik sosyal tehlikelerin, kişilere verdiği zararların bireylerin omuzlarına yükletilmemesi.

  42. C-İDARENİN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRAN VEYA AZALTAN DURUMLAR • İdarenin, doğan zarardan dolayı tazminat sorumluluğu, bazı durumlarda tamamen kalkar, bazı durumlarda da azalır.

  43. Zorlayıcı nedenler, idarenin öngöremeyeceği ve önleyemeyeceği, tamamen kendi dışındaki doğal olayların sonucu olup idarenin hem kusurlu hem de kusursuz sorumluluğunu kaldırır. Beklenmeyen haller, öngörülemeyen ancak, öngörülebilmesi durumunda önlenebilecek olan, doğal olaylar niteliğini taşımayan, idarenin tutum ve davranışının içerisinde değerlendirilen olaylardır . Zarara uğrayan kişinin veya üçüncü bir şahsın kusurlu tutum ve davranışı da, idarenin sorumluluğunu kaldırabileceği gibi azaltabilirde.

  44. IV- ANAYASA HUKUKUNDA SORUMLULUK (SİYASAL SORUMLULUK) • Anayasa hukukunda sorumluluk denilince devletin temel organlarından biri olan yürütmenin siyasal kolunu oluşturan Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulunun sorumluluğu kastedilir. Bu sorumluluğa “siyasal sorumluluk” denilir. Siyasal sorumlulukta yaptırım, yalnızca siyasal nitelik taşır.

  45. A-BAKANLARIN SORUMLULUĞU • Bakanların yasama meclisine karşı sorumluluğu parlamenter hükümet sistemine özgü bir özellik olup başkanlık sistemi bakımından söz konusu değildir. • Bakanların görevlerine meclis tarafından son verilmesi, siyasal sorumluluğun yaptırımıdır. • Bu sorumluluk, parlamenter hükümet sisteminde bireysel sorumluluk ve ortak sorumluluk olmak üzere iki biçimde cereyan eder.

  46. C-İDARENİN SORUMLULUĞUNU ORTADAN KALDIRAN VEYA AZALTAN DURUMLAR • İdarenin, doğan zarardan dolayı tazminat sorumluluğu, bazı durumlarda tamamen kalkar, bazı durumlarda da azalır.

  47. B-CUMHURBAŞKANININ SİYASAL SORUMLULUĞU • Parlamenter hükümet sisteminin temel özelliklerinden biri olan Cumhurbaşkanının siyasal açıdan sorumsuz oluşu, • Meclis veya başkaca bir organ veya halk tarafından görevine son verilememesi anlamına gelir. • Sorumsuzluğun temelinde esasen yetkisizlik ve tarafsızlık yatmaktadır. • Cumhurbaşkanı eskiye oranla daha geniş doğrudan tek başına kullanabileceği yetkilerle donatılmıştır.

  48. Cumhurbaşkanının tek başına yapabileceği işlemlere karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz. Cumhurbaşkanının görevini yerine getirirken siyasal sorumluluğu olmadığı gibi, cezai ve hukuksal sorumluluğu da yoktur. Tek sorumluluk alanı “vatana ihanet” durumu olup bunun da işletilebilmesi için Meclis üye tam sayısının en az üçte birinin teklifi ve dörtte üçünün kararıyla suçlandırılması yeterlidir.

  49. V-ULUSLAR ARASI SUÇLARDA KİŞİSEL CEZA SORUMLULUĞU • Uluslararası suçlardan dolayı kişisel ceza sorumluluğu, ceza hukukunun evrensel prensipleri çerçevesinde, özellikle suçların şahsiliği genel ilkesine dayanmaktadır. • Uluslararası suçlarla ilgili kişisel sorumluluk, kuşkusuz ki, yalnız söz konusu suçları işleyen kişilere yönelik kişisel sorumluluk halleriyle sınırlı değildir. Uluslararası hukuk, uluslararası suçlara ilişkin olarak, devletlere de bir takım yükümlülükler getirmektedir.

  50. HOŞCAKALIN Lutfi GÜLŞAN HOŞÇAKALIN Lutfi GÜLŞAN

More Related