1 / 23

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI Eğitimde Denetim ve Sorunları TEFTİŞTE İNSAN İLİŞKİLERİ,GÜDÜLEME

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI Eğitimde Denetim ve Sorunları TEFTİŞTE İNSAN İLİŞKİLERİ,GÜDÜLEME VE MORAL FATMA ZEHRA EVCİMİK. TEFTİŞTE İNSAN İLİŞKİLERİ

roy
Download Presentation

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI Eğitimde Denetim ve Sorunları TEFTİŞTE İNSAN İLİŞKİLERİ,GÜDÜLEME

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI Eğitimde Denetim ve Sorunları TEFTİŞTE İNSAN İLİŞKİLERİ,GÜDÜLEME VE MORAL FATMA ZEHRA EVCİMİK

  2. TEFTİŞTE İNSAN İLİŞKİLERİ Eğitimin insanlar aracılığı ile ve insanlarla etkileşim yolu ile sürdürüldüğü dikkate alındığında, insan ilişkilerinin eğitim sürecindeki yeri iyi anlaşılmaktadır. Bu süreçte yol göstericilik ve geliştiricilik gibi önemli rol oynayan denetmen, çeşitli gruplardan ve çeşitli ortamlarda bulunmaktadır. Denetmenin sağlıklı bir insan ilişkileri kurması için gereken bazı kavramlar vardır. Çünkü denetmen insanlarla birlikte ve insanlar aracılığı ile denetim işlerini gerçekleştirir.

  3. 1-YÖNLENDİRME Bir örgüte yeni katılan üyeler, genellikle sınama yanılma ile ve uzun zamanda örgütün yapı ve işleyişine ilişkin özellikleri ve üyelerin oluşturduğu kuralları öğrenirler. Ancak bu dönemde birey pek de mutlu değildir. İlk izlenimin olumlu ve başlangıcın sağlıklı olması için oryantasyona ihtiyaç vardır. Bunda da denetmene büyük rol düşmektedir. Denetmen yol göstericilik etmelidir. Okul müdürünün de bu konuda sorumluluğu vardır.

  4. 2-ALGI Bireylerin kendilerini ve diğer bireyleri görüş biçimleri, onlardan haberdar olmaları,kendilerine bakış biçimleri bireyler arası ilişkilerinde etkilidir. Denetmen, oynadığı role ilişkin kendi algısına karşılık, birlikte çalıştığı grubun denetmenlik rolüne ilişkin algılarını da bilmek, bu algılardan haberdar olmak durumundadır. Öğretmenler denetim programlarına,denetmene ve onun statüsüne ilişkin algılarına göre tepkide bulunurlar. Denetmelerde öğretmenlerle kendi rollerine ilişkin algılarına göre ilişkilerini yürütürler. Taraflar arasında rol algılamada uyum varsa, gelişme ve sonuç beklenebilir. Algılar arasında uyumsuzluk varsa çatışma doğar. Farklı algılar arasında ortak noktaların bulunması yolu ile tarafların birbirlerine yaklaştırmasında denetmene büyük görevler düşmektedir.

  5. 3-ENDİŞE Denetmen öğretmeninin güçlü yanlarını uygulayarak onların endişelerini azaltabilir öğretmenin yetersiz yanlarının üzerinde durmakta denetmenin görevidir. Güçlü yanlar vurgulanarak, yetersiz yanlar daha yeterli kılınarak öğretmen geliştirilebilir.

  6. 4-BİREYLERARASI İLİŞKİLER Sosyal bir kurum olan eğitimin, toplumun diğer kurumları ile organik bir ilişki içinde olduğu düşünüldüğünde, bir eğitim liderliği rolü oynayan denetmenin, karmaşık ilişkileri düzenlemek ve sürdürmek zorunluluğu daha iyi anlaşılmaktadır. 5-İŞBİRLİĞİ İş birliği, bireylerin ortak bir çabaya katkıda bulunmaya içten istekli ve hazır olduklarını ifade eder. İşbirliğinin iki yönlü olması gerekir. Örneğin, bir okulda yeni bir programın uygulamaya koymak isteyen bir denetmenin, öğretmenlerin yardımına ihtiyacı vardır. Diğer yandan, öğretmenler dersleri ile ilgili davranışsal hedefleri formüle etmekte kendilerini yetersiz görebilirler. Fakat kendilerine karşı kullanılabileceği endişesi ile denetmenden yardım istemezler. Öğretmenlerin bu tür mesleksel yardımın çekilmeden, endişeye kapılmadan isteyebilecekleri güvenli bir ortamın ve alanın yaratılmasında denetmene büyük görev düşmektedir.

  7. 6-TUTUM VE DAVRANIŞ Denetmenin uygarca tutum ve davranışı yani ince, içten, dostluk, duyarlı olma gibi… Yeterli deneyime sahip olan bir denetmen öfkesini belli etmeden dikkatli ve duyarlı bir dinleyicidir. Bu da uygarca bir tutum ve davranıştır. Eğer deneyimsiz bir denetmen ise her şeye karşı kibirli, gururlu ve gereksiz olabilecek davranışlarla kendini kabul ettirme ve konumunu belirleme yoluna gider, buda başarıyı engeller. Öğretmeninde denetmene karşı algısı olumsuz olduğu için tepkisi de olumsuz olmalıdır.

  8. 7-DEMOKRATİK YAKLAŞIM Denetmen grup içinde liderler yaratarak program geliştirme ve öğrenme ortamının düzenlemesinde önemli roller oynayabilir. Denetmen yeni liderleri özendirmeli, onların saygı ve işbirliğini kazanması,onları bir çalışma grubuna dönüştürmelidir. Bu yargı bir sorunun çözümünde grubun bir bireyden daha etkili olabileceği sayıtlısına davranmaktadır. Sınıf içinde de bu yaklaşımdan yararlanmaya özendirmelidir.

  9. 8-MESLEKSEL TÖRE Denetmen saygı değer olabilmek için sadece insan olmanın yeterli olduğunu bilmeli ve kabul etmelidir. Öğretmeni küçük görme yanılgısından kesinlikle kaçınmalıdır. 9-TANINMA Bir tür (kabul görme) anlamı taşıyan tanıma kişinin öz benlik kavramında ve genel tutumunda yaşamsal bir önem taşımaktadır. Rolünü başarıyla oynayan bir öğretmenin takdir edilmesi yine denetmenin ve okul müdürüne düşmektedir. 10-BAŞKALARININ DUYGULARINI ANLAYABİLME Denetmenin öğretmeni etkileme gücü, öğretmenlerin duygularını anlayabildiği ve kendisini onların yerine koyabildiği ölçüde artar (Unruh ve Turner 1970 s74).

  10. 11-İNSAN DEĞERİ VE ONURU Denetmenler, öğretmenler ilişkilerinde dikkatli olmak durumundalar. Artık bireyler tek tek değil örgütlenmiş bir grubun üyesi olarak tepki vermekte, güçlerini kullanmaktadır.Bu nedenle insanın kişiliğine karşı gereken saygı gösterilmektedir. 12-FARKLILIK Denetmen öğretmenlerin töre ile ilgili değer yargılarının, gereksinimleri, ilgileri ve uğraşlarının farklılık göstereceğini bilmek durumundadır. Onların kendine özgü yeteneklerine tanımaya çalışan denetmenin; her birinin gizil güçlerini ortaya koymalarına fırsat ve olanaklar sunma, tümünü bir çalışma ortamında bütünleştirmek, daha etkili bir eğitim olduğunu bilmelidir.

  11. 13-ÖZGÜRLÜK Denetmen eğitim amacına uygun olarak girişim ve deneme özgürlüğünü öğretmene vererek öğretmenin kendisini anlamasında ve gerçekleştirmesinde önemli rol oynar. Öğretmenlerin gelişmesini amaçlayan bir denetmen,birlikte çalıştığı öğretmenlere belirli özellikleri geliştirmek durumundadır. Yeniliğe açıklık, kabul etmeye hazır olmak, yeni görüşleri incelemeye isteklilik, gibi özellikleri heyecan verici ve yararlı olduklarını belirtmeli ve desteklemelidir.

  12. 13-TEFTİŞTE GÜDÜLEME Kişiliğin oluşmasında, biçimlenmesinde davranışı başlatan, açığa çıkaran, sürdüren, yönlendiren, bilinçli veya bilinçsiz etkenlere güdü veya motive denir. Güdülerin etkisi ile oluşan süreç güdülemedir. Buna insan gereksinimleri de denebilir. Güdüleme ikiye ayrılmaktadır.

  13. İçten Güdüleme: Bireyin içten duyduğu gereksinimler ve istekler onu içten güdülenmektedir. Bu içten gelen güdüler bireysel olsa da ortak olanlar da vardır. Tüm bireylerde ortak olan gereksinimleri tanımlayıcı kurumlar vardır.Bu ortak olan gereksinimlerden haberdar olan yönetici ve denetmen, bu gereksinimlerden hareket eden bireylerin kendine özgü gereksinim ve isteklerine karşın, örgütün yararı doğrultusunda güdüleme girişiminde bulunurlar.

  14. 1-Birincil Gereksinimler Fizyolojik Gereksinimler;yemek,su uyku,dinlenme,güvenlik…. 2-İkincil Gereksinimler sevgi,saygı,ait olma,idealler…. İnsan güdülenmesine ilişkin tanınmış kuramlardan biri Abraham Maslow (1943,s85-89) tarafından formüle edilerek dört noktada toplanmıştır İnsan gereksinimleri önem sırasına göre düzenlenmiştir.

  15. 2)İnsan sürekli istemektedir. Bu yüzden gereksinimlere hiçbir zaman tamamen karşılanmaktadır. Bir gereksinim karşılanır karşılanmaz gücü azalmakta yeni bir gereksinim ortaya çıkarak onun yerini almaktadır. 3)Tatmin edici düzeyde karşılanan bir gereksinim, davranışı güdüleme işlemini yitirir. Alt düzeyde bir gereksinimin tehdit edilmiş olması güdülemeyi ters yönde etkiler. 4)Gereksinimler arası bağımlılık ve binişiklik vardır. Bir gereksinim doğduğunda diğer gereksinimin etkisi devam eder. Kısaca insan gereksinimleri bir önem hiyerarşisine göre düzenlenmiştir.Maslow karşılanan gereksinimlerin artık güdeleyici olmadıkları ayrıca bireylerin sahip oldukları değil olmak istedikleri şeyler tarafından güdülendiklerini belirtir.

  16. 14-DIŞTAN GÜDÜLEME Bu kuram, bireyin içindeki güçleri içerdiği gibi yönetici tarafından kontrol edilen ücret, çalışma koşulları, örgüt politikası, tanınma, gelişme ve sorumluluk gibi etkenleri de içermektedir. (Hios ve Gullet 1975 s 283) Güdüleme konusunda bir başka kuramda Frederick Herzberg ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir.

  17. 15-HERZBERG’ İN GÜDÜLEME KURAMI Herzberg kuramı dıştan güdüleme kuramıdır. Çünkü bu kurama göre iş doyumu yada iş doyumsuzluğunu yaratan etkenler yönetici tarafından kontrol edilmektedir. Görüşme yolu ile iki yüzü aşkın çalışanda yapılan bir araştırmada iki etkenli bir denence geliştirilmiştir. *HERZBERG 1959’da “iki faktör teorisi” ortaya atmıştır. Herzberg bizzat işin kendisine ve kişinin gelişmesine bağlı olan doyum faktörlerini, içsel faktörler yada “motivasyon faktörleri” olarak nitelemiştir. Başarı, saygınlık, iş sorumluluklar ve terfi. Buna karşı işe olumsuz tutumlara ilişkin dışsal yada hijyen faktörleri adını vermiştir. *Okulun yönetimi ve politikaları ücret *İş ilişkileri ve iş koşulları *İş güvenliği *Gözetim deneti *Organizasyon

  18. Motivasyon denilen faktörler çalışanların iş veriminde artış sağlayacaktır.Öte yandan hijyen faktörleri denilen faktörlerin eksikliğinde tatminsizlik yaratacaktır. İş doyumu olduğunda var olan etkenler,iş doyumsuzluğuna yol açan etkenlerden ayrıdır. İş doyumunun tam zıttı iş doyumunun olmamasıdır İş doyumsuzluğu değildir. İş doyumsuzluğunun tam zıttı iş doyumsuzluğunun olmamasıdır,iş doyumu değildir(HERZBERG,1959,s.113).

  19. 16-MORAL Moral, personeli örgütün amaçları için gönüllü olarak çalışmaya sevk eden, ona çalışmayı sürdürmesini sağlayan bir tutumdur. ( Başaran,1982 s209) Yüksek moral, personelin hem örgüt amaçlarını benimsediği ve gerçekleşmesi için çaba gösterdiğini hem de grup olarak kendi aralarında bir bağlılık bulunduğunu gösterir.(Bursalıoğlu, 1982, s.233) Örgütsel bir ortam olan okullarda moralin belirtileri ya da göstergeleri denilebilecek bazı durumlar saptanmıştır. Bu durumlar yüksek ve düşük moralin belirtileridir.

  20. Düşük Moralin Belirtileri *Öğretmeler tarafından verilen notların ya çok yüksek ya da çok düşük olması *Yakınmaların çok sık olması *Öğretmen ve öğrencilerde gevşeklik *Etkinliklere ve toplantılara katılmama *Sık sık izin ama girişimleri *Görev almada isteksizlik *Değişiklik ve yeniliğe karşı direnme *Dedikodu, başkalarını çekiştirme, tartışma ve araştırmalar *İstifalar ve başka okullara nakletmeler *Zamanın iyi kullanılmaması, gerekli hazırlıkların yapılmaması *Düşmanca davranışlar *Meslektaşların ve denetmenin eleştirilmeleri *Bireysel sorumsuzlukların artması *Gizli toplantılar yapma

  21. Yüksek Moralin Belirtileri *İş birliği yapmaya isteklilik *Toplantılara ve etkinliklere katılmada isteklilik *Başkalarına yardım etmeye hazırlanma *Kendini geliştirme girişimlerinde bulunma *Öğretimi coşku ile yapma *Yargılarda nesnel olmaya çaba harcama *Grupla bütünleşme ”ben, benim” sözcükleri yerine “biz, bizim” sözcüklerini kullanması *Okulu her fırsatta övme *Sorunlara yapıcı, olumlu ve yardım edici bir tutumla yaklaşma *Rehberlik için denetmene başvurma *Sorunlara olumlu yapıcı ve yardım edici bir tutumla yaklaşma *Başkalarının başarılarından ve ödüllerinden haz ve mutluluk duyma

  22. KAYNAKLAR: • Doç. Dr. Aydın Mustafa, ”Çağdaş Eğitim Denetimi” • Prof. Dr. Taymaz A. Haydar, ”Eğitim Sisteminde Teftiş” • Başaran , İbrahim Ethem, “Örgütsel Davranış (A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi , Ankara , 1982)” • Bursalı oğlu , Ziya , “Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranışlar” • www.terakki.org.tr

More Related