1 / 74

Dersin Künyesi

Dersin Künyesi. Dersin İşleme planı. BİLİM TARİHİ KAYNAKLARI. Bilim Tarihi Cemal YILDIRIM Remzi Kitabevi, 5. Basım, Mayıs 1997 Bilim Tarihi Sevim TEKELİ / Esin KAHYA Remzi DEMİR /H.Gazi TEPDEMİR Yavuz UNAT Doruk Yayıncılık, 2. Basım, Nisan 1997 Modern Bilimin Oluşumu

rimona
Download Presentation

Dersin Künyesi

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. Dersin Künyesi

  2. Dersin İşleme planı

  3. BİLİM TARİHİ KAYNAKLARI Bilim Tarihi Cemal YILDIRIM Remzi Kitabevi, 5. Basım, Mayıs 1997 Bilim Tarihi Sevim TEKELİ / Esin KAHYA Remzi DEMİR /H.Gazi TEPDEMİR Yavuz UNAT Doruk Yayıncılık, 2. Basım, Nisan 1997 Modern Bilimin Oluşumu Richard S. Westfall Çeviri : İsmail Hakkı DURU TÜBİTAK Yayınları, Nisan, 1997 Felsefe ve Doğa Bilimleri Doğan ÖZLEM İzmir Kitaplığı, Aralık , 1994 Bilimin Öncüleri Cemal YILDIRIM TÜBİTAK Yayınları, Mart, 1995 Büyük Bilimsel Deneyler Rom HARRÉ Çeviri : Sinan KILIÇ TÜBİTAK Yayınları, Şubat, 1995 Tanrı ve Bilim : Jean GUITTON/GRICHKA BOGDANOV / IGOR BOGDANOV Çeviri : Yaşar AVUNÇ Simavi Yayınları, 1993 BİLİM TARİHİ KAYNAKLARI

  4. GİRİŞ BİLİM Bilim doğada meydana gelen olayların nedenlerini, birbirleriyle olan bağlantılarını bulur, onları genelleştirir, kuramsallaştırır ve bu kuramsal bilgi yardımı ile sonradan meydana gelecek olayların nasıl ve ne zaman meydana geleceğini saptar. BİLİM TARİHİ Bilim tarihi,  Bilginin hangi aşamalardan geçerek, bugün bilim dediğimiz bilgi türünün oluştuğunu, Bilime ne gibi ve ne zamanlar katkılar yapıldığını,  Bu katkılar yapılıyorken bilim adamlarının nasıl bir uğraş verdiklerini, Kullandıkları yöntemleri, araç ve gereçleri konu alan bir disiplindir. Elde edilen bilimsel sonuçların uygulamaya nasıl geçirildiklerinin  Bunların insan yaşamında ne gibi değişikliklere neden olduğunun incelenmesi de bilim tarihinin konuları içine girer.

  5. Bilim tarihi, bir toplumun bilime katkı yapacak bir düzeye gelebilmesi için neler yapılması gerektiğini somut örneklere dayanarak göstermeye çalışır.  • Tarihin çeşitli dönemlerinde, bazı bölgelerde, bazı zamanlar altın çağlar yaşanmış, bazı zamanlar karanlık dönemlere girilmiş, uygarlık yaratan toplumlar çökmüş, silinmiş, yok olmuştur. • Bilim Tarihçilerinin araştırmalarına göre Bilgi birikiminin artışı ve azalışı ile, toplumun ilerleyişi ve gerileyişi arasında sıkı bir ilişki vardır. • Farklı dönemlerin siyasi ve ekonomik durumlarını, felsefelerini, dünya görüşlerini inceleyerek bilimin gelişmesine veya gerilemesine neden olan düşünce ve davranışları saptamak bu yolla geleceğe ışık tutmak mümkündür. Yapılan araştırmalar  Toplum tutucu, bağnaz bir ortama itilmiş ise gelişmeye kapalı durağan bir duruma gelir. Böyle bir ortamda bilimde gelişme ve ilerleme olamadığını göstermektedir (Hristiyan Ortaçağı)  Eğer ortam özgür ve tartışmaya açık ise bilimsel gelişme gerçekleşebilmektedir (Helenik dönem, Helenistik dönem, İslamiyetin ilk dönemi, Rönesans, Günümüzün bazı Batı Toplumları)

  6. Bilim Tarihi neden öğrenilmelidir ? Bir bilim adamı yaptığı işi aydınlığa kavuşturmak ve bundan aldığı hazzı arttırmak için Bir filozof, bilimle felsefe arasındaki bağıntıları kurmak ve sonraki değişikliklerin hesabını vermek için Bir psikolog insan aklının özelliklerini ve imkanlarını araştırmak için Bir sosyolog ise bilim adamları ile onların ait oldukları sosyal gruplar arasındaki bir çok bağlantıyı daha iyi anlamak için Bilim tarihini öğrenmelidir.

  7. 1.HAFTA BÝLÝM TARÝHÝ VE FELSEFESÝ GÝRÝÞ BÝLÝM TARÝHÝ Bilimin doðuþ ve geliþme öyküsüdür. AMACI Objektif bilginin ortaya çýkma, yayýlma ve kullanýlma koþullarýný incelemek ; bir bakýþ açýsýnýn oluþumunu saptamaktýr. GÖREVÝ Bilimsel kavram, teori ve anlayýþýn doðuþ ve geliþimini izlemek ve açýklýða kavuþturmaktýr. ÖÐRETÝLERÝ Düþüncenin serbestliðe kavuþmasý, akýlla batýl inançlarýn çarpýþmasý, insanoðlunun doðruyu aramasý ve giderek ona yaklaþmasý, akýl dýþý saplantýlarla savaþmasý.

  8. BÝLÝMÝN AÞAMALARI Mýsýr ve Mezopotamya Uygarlýklarýna rastlayan empirik bilgi toplama dönemi Eski Yunanlýlarýn evreni açýklamaya yönelik akýlcý sistemlerinin kurulduðu dönem Ortaðçaðlarýn Yunan felsefesi ile dinsel dogmalar arasýnda bocaladýðý, Ýslam dünyasýndaki bilimsel çalýþmalarýn parlakbaþarýlar kazandýðý dönem Rönesans sonrasý geliþmelerin yer aldýðý modern bilim dönemi

  9. BÝLÝMSEL DÜÞÜNCE VE BULUÞUN KÖKENÝ Yaþamý Güvenilir ve Rahat Kýlmak Dünyayý Anlamak Ýnsanlýðýn uzun tarihinde kuþaktan kuþaða býrakýlan çeþitli yaþantý ve beceri biçimlerini kapsayan teknikgelenekler Ýnsanoðlunun duygu, inanç,ve düþüncelerini içinde toplayan kültür geleneði Bu iki gelenek baþlangýçta ve çok uzun süre ayrý ellerde birbirine yabancý kalmýþ, yeterince karþýlýklý etkileþim olmadýðýndan geliþme hýzlý olmamýþtýr. Bir tarafta uðraþlarý el becerilerine, basit tekniklere dayanan zanaatçýlar; öte yanda þair, politikacý ve felsefeciler yer almýþ, bu ayrý dünyalar yeni çaðýn baþlarýna kadar birbirinden ayrý kalmýþtýr. Bu dönemden sonra karþýlýklý etkileþim baþlamýþ ve modern bilim ortaya çýkmýþtýr.

  10. Ýnsanýn Doðaya Egemen Olma Ýsteði Ýnsanýn Doðayý Anlama Ýsteði MODERN BÝLÝMÝN DOÐUÞU BÝLÝMÝN GELÝÞMESÝ Bilimde geliþme teorik düzeyde yer alan köklü düþünme deðiþikliklerinin sonucu olarak olmaktadýr BÝLÝMSEL DEVRÝM Bilim yavaþ fakat sürekli ilerleyen bir bigi üretme ve çoðaltma süreci þeklinde geliþmiþtir BÝLÝMSEL EVRÝM Gel-git sarkaç salýnýmý Gezegenlerin hareketi Cisimlerin serbest düþmesi Gezegenlerin hareketlerini açýklamak IçinEXODUS’ten NEWTON’a 2000 yýl içinde ortaya atýlan teoriler MODERN BÝLÝM

  11. Rahipler Sýnýfý (YÖNETÝCÝLER) Zanaatkarlar (KÖLELER) Dicle Fýrat Sosyal ve ekonomik yaþam Tarým ve hayvancýlýk Hayvan gücünden yararlanma Tekerlikli araba Gemi Fýrýnlanmýþ seramik eþya Sürekli Tarým Kentleþme Basra Kölelik zihniyeti daha iyiyi bulma araþtýrma olgusunu yok etmiþ ve geliþme saðlanamamýþ UYGARLIKLAR GERÝLEMÝÞ Ateþte bazý minerallerden bakýr elde etmek Bakýra biçim verebilmek Bakýr ve Kalydan Bronz elde etmek Alýþ-veriþ düzeni (kil tablet üzerine kayýt tutulmasý) 60 tabanlý sayý sistemi Resim iþaret yazý sistemi Matematik, Astronomi, Týp, Tarih, Mitoloji ve Din Literatürü SÜMERLER MISIRLILAR

  12. SÜMERLER(M.Ö 3000) Çarpým Tablosu Alan ve Hacim Hesaplarý  sayýsý (3,125) BABÝLLÝLER (M.Ö 2000) Tapýnak Okullarý Tam sayý sistemini kesirlere uygulama Karekök, küpkök alma Ýkinci ve üçüncü derece denklemlerinin çözümü Yarým daireye çizilen üçgenlerin dik açýlý olmasý Dik açýlý üçgen (Pythagoras) baðýntýsý Genel Cebirsel kurallardan bazýlarý Dairenin 360’a bölünmesi 1 saatin 60 dak. 1 dakinýn 60 sn’ye bölünmesi Yýlýn uzunluðunun 4,5 dak. gibi hatayla hesapl. 18 yýlda bir meydana gelen ay tutulmalarýný kestirme MISIRLILAR Hekimlikte çok ileri bilgi ve beceri. Edvin Smith Papirisünde (M.Ö. 1700) baþ ve göðüs yaralanmalarýndan bahsediliyor. Hastalýklar için Dikaktli Muayene-Teþhis-Tedavi sistematiði öneriliyor. Günün 24 saate ayrýlmasý Hesaplama iþlemleri Babillilerinkinden daha kabaMatematik ve Astronomide Babilden geri

  13. SÜMER, BABÝL, MISIR UYGARLIKLARI Araþtýrmacý kimlikleri yok Astronomi Takvim yapma ve Astroloji amaçlý Matematik Arazi ölçüm ve iþ hayatý hesaplamalarýna yönelik Týp Hastalarý iyileþtirme ve kötü ruhlarý kovmaya yönelik Metalurji, Kimya Göreneklere baðlý YÖNETÝCÝ KONUMUNDAKÝ RAHÝPLER ÝLE EL BECERÝSÝNE SAHÝP ZANAATKARLAR ARASINDA ÝLÝÞKÝ KURULAMAMASI UYGARLIKLARIN GELÝÞMESÝNE ENGEL OLMUÞ VE YIKILMALARINI GETÝRMÝÞTÝR. BÝLÝMSEL GELÝÞME SAÐLANAMAMIÞTIR

  14. 2.HAFTA ANTÝK YUNANDA BÝLÝM YUNAN DÖNEMÝNÝN BAÞLANGICI   Nereden geldikleri tam olarak bilinmeyen Yunanlýlar M.Ö. 1000 yýllarý civarýnda Ege Denizi kýyýlarýnda ortaya çýkmýþlardýr. Dünyayý irili ufaklý bir çok doða üstü güçlerin yönettiðini sanýyorlardý. Baþlangýçta barbar bir toplumdular. Efsaneleri çok güzel masallardan ibaretti. M.Ö. 7. yüzyýlda Küçük Asya, Yunanistan, Güney Ýtalya ve Sicilyada kentler kurarak zengin bir edebiyat oluþturdular. Finikelilerden çivi yazýsýný aldýlar, deniz ticareti ile uðraþtýlar, harflarden oluþan zor bir sayý sistemi kullandýlar.   Soyut düþünceden hoþlanan, canlý, yaþamayý seven, atak ve spekülatif düþünceler üreten bir toplum olarak tanýmlanabilen antik Yunanlýlar pratik problemlere çözüm üretme yerine doða felsefesi yapmayý tercih ediyorlardý, öðrenme ve anlama isteði ile doluydular. Yunan bilimi, küçük Asya’nýn batý kýyýsýnda kurulmuþ olan Ýyonya’da baþlamýþtýr. Ýlk Bilgin 6. yüzyýlda Milet’te yetiþen THALES’ tir. Yazýlý metin býrakmamýþtýr, bildiklerini öðrencilerine öðreterek yaymýþtýr.

  15. Doğum :yaklaşık M.Ö 624 Miletus, Küçük Asya (Türkiye) Ölüm:yaklaşık M.Ö 547 Miletus, Küçük Asya (Türkiye) THALES Matematik, Astronomi ve Doða Felsefesi ile uðraþan büyük bir Bilge Mýsýr gezisinden geometri öðrenerek dönmüþ. Ýkizkenar üçgenin taban açýlarýnýn eþitliðini bulduðu söylenir. Evrenin sudan meydana geldiði hipotezini ortaya atar. (Ýlk bilimsel görüþ) Evreni (Kozmos’u) anlamak için onun yapýsal niteliðini (Physis’ini) anlamak gerekir Bu nitelik basit bir maddedir, ancak bu basit madde deðiþik biçimlere dönüþerek evrenin karmaþýk bir yapý niteliði kazanmasýna neden olur.

  16. THALES Dünyayý bir tahta parçasý gibi suda yüzen düz bir tahta parçasý sayar. Geometriye ispat fikrini sokmuþtur. Evrendeki tüm nesneleri bir tek maddeye indirgeyerek olup bitenleri evrensel bir ilkeye baðlamaya çalýþmasý Her þeyin nedeni olarak suyu görür. ANAXÝMANDER Evrenin temel maddesi sýnýrsýz veya sonsuz diye tanýmladýðý bitmeyen, tüken-meyen, deðiþmeyen, görünmeyen, pek maddesel olmayan bir nesnedir. Diðer tüm nesneler bu ana nesneden deðiþik özellik ve nitelikler seçerek oluþur. Ateþ, hava, su ve toprak doðayý oluþturan asýl varlýklardýr. Gök cisimlerinin kökeni : Güneþ, ay ve yýldýzlar ateþ halkasýnýn daha küçük halkalara ayrýlmasý ile meydana gelmiþtir. ANAXÝMENES Sonsuz, somut deðildir ve gözlenebilir niteliklerden yoksundur. Bu nedenle hava veya buhar temel madde olarak alýnmalýdýr. Ýnceltilen veya seyrekleþtirilen hava ýsýnýr, böylece ateþ oluþur. Sýkýþtýrýlan hava ise soður. Önce rüzgara sonra buluta daha sonra suya ve en sonundatoprak ve suya dönüþür. Hava nefes niteliðindedir, o halde yaþamýn da kaynaðýdýr. Evrenile madde arasýnda ilþki kurarak materyelist düþünce biçimini oluþturmuþtur.

  17. AKILCI EÐÝLÝM   M.Ö. 550 den sonra Yunan-Pers savaþlarý bilimin geliþmemesine neden olmuþtur. Pythagoras Ege’den ayrýlýp güney Ýtalya’ya yerleþmiþ Calabria’da ünlü, yarý dinsel kardeþlik derneðini kurmuþtur. THALES; ANAXÝMANDER; ANAXÝMENES Materyelist düþüncenin oluþmasýný saðlamýþlardýr. Güney Ýtalya ve Sicilyada Pythagoras ile baþlayan geleneðin niteliði ise rasyonalistti. Bu filozoflar için evreni oluþturan temel maddeden çok, varlýk ve deðiþmenin gerçek niteliði gibi sorular önemliydi. PYTHAGORASÇILAR Sayý evreni anlamanýn anahtarýdýr. Evrenin yapý taþý sayýdýr. Her sayý 1 den türemiþtir. Evren 1’e özdeþtir. 1 nokta; 2 doðru; 3 üçgen; 4 piramittir. Çalgý aletlerinin tel uzunluklarý ile çýkardýklarý seslerarasýnda orantýlar vardýr. Daha sonralarý evreni matematikyasalarý yönetmektedir görüþü egemen olmuþtur.  Pythagorasçýlar, Matematiksel sezgi kendi baþýna yeterlidir; Dünyayýanlamada gözlem gereksizdir sapalantýsýna kapýlmýþlar ve talihsiz biryol izlemiþlerdir.

  18. Pythagorasçýlar, matematik düþüncelerinde çeliþkiler bulunduðunu farkettiler. Pythagoras teoremi bir çok üçgen için doðrulanýyordu. Ancak kenarlarý bir birim uzunluktaki ikizkenar dik üçgen için hipotenüsün uzunluðu 2 oluyordu. 2 ise ne bir tamsayý ne de tam sayýlarýn herhangi bir bileþimi ile elde edilebiliyordu. Tam sayýlar evrenin temel yapý taþllarý ise onlarla ifade edilemeyen bir uzunluk nasýl olabilirdi? RASYONALÝST’lerin hepsi PYTHAGORAS’çý deðildi HERAKLEÝTOS (M.Ö. 500) Gerçeðin özü sayý deðildir. Deðiþme sürecidir. Herþey sürekli bir deðiþme süreci içindedir. Bu nedenle nesnel dünyayý incelemeye gerek yoktur. PARMENÝDES (M.Ö. 475) Deðiþme ve hareket görünüþtedir, duygularýmýzýn bir aldatmacasýdýr. Asýl gerçek olma dýr, çünkü aklýmýz olmamayý deðil olmayý kavrayabilir.

  19. ATOMSAL EVREN KAVRAMI Materyelist ve Rasyonalist görüþlerin karþýlýklý eliþtiri ve etkileþmesi sonucu yeni kavramlar ortaya atýlmýþtýr. M.Ö. 450 den sonra ortaya atýlan SAYI, GÖK CÝSÝMLERÝ, CANLI VE CANSIZ VARLIKLARLA ilgili teoriler daha saðlam ve ayrýntýlý bilgilere dayanmaktadýr. EMPEDOCLES Kantitatif düþünce geleneði. Tüm varlýklar 4 element (hava,su,ateþ,toprak)in kantitatif olarak deðiþik oranlarda birleþmesi ile oluþmuþtur. Baþlangýçta bu 4 temel elementi içine alan küresel bir evren vardý. Bu evrende iki önemli kavram sevgi ve nefrettir. Sevgi elementlerin birleþmesini, nefret birbirini itmesini ayrýlmasýný saðlar. Ay ýþýðýný güneþten alýr. Güneþ ve ay dünya etrafýnda dönmektedir. Organik Evrim: Organlarýmýz baþlangýçta ayrý ayrý birimler halinde serbestçe dolaþmaktaydý

  20. DEMOCRÝTUS Doğum:yaklaşık M.Ö 460 Abdera, Thrace, YunanistanÖlüm:yaklaşık M.Ö 370 Atomsal Evren Görüþü MÝLET’li LEUCÝPPUS ile birlikte atomsalevren görüþünü baþlatmýþtýr.Evrende her þey fiziksel olarak bölünemeyen atomlardan meydana gelmiþtir. Atomlarýn sayýsý sonsuzdur, atomlar sürekli hareket halindedir. Büyüklükleri, biçimleri, aðýrlýklarý farklý olan atomlar sonradan yaratýlmamýþtýr, ezelden beri vardýr ve yok edilemezler. Democritus için iki gerçek vardýr. Atomlar ve içinde döndükleri boþluk. Bu teori, Thales’le baþlayan geleneðe uygun ateist ve materyelist bir felsefedir

  21. DOÐA FELSEFESÝNE TEPKÝ Materyelist görüþün egemen olduðu dönemlerdeortaya atýlan hipotezler birbirleri ile baðdaþmazolduðundan ve sürekli çoðaldýðýndan etkinlikleriazalmýþ ve M.Ö. 400 lerden sonra doðaya dönük felsefelere tepki doðmuþ, gözler kozmosdan insana dönmüþtür. AtinaDemokratik Yönetim, Serbest DüþünmeTartýþmaözellikleri nedeniyle,geçimlerini bilgi öðretmeklesaðlayan göçmen düþünürlerin yerleþtiði merkez olmuþtur. Bu kişilere SOFÝST denilmektedir. SOFÝSTLER Gerçeði aramaktan çok tartýþmada üstünlük kazanmasanatý üzerinde dururlar. Gerçeði aramayý amaçlayan katýksýz bilim ve felsefe açýsýndan becerileri yüksekdeðildir. ATÝNA’DA BU TUTUMA KARÞI OLAN VE RAHATSIZLIK DUYAN DÜÞÜNÜRLER VARDIR

  22. SOKRATES Tartýþma doðru sonuca götürmelidir Ýnsaný iyi, akýllý ve dürüst yapmanýn yollarýný aramak ve göstermek Doðruluk, Ýyilik, Adalet, Erdem gibi soyut kavramlarýngerçek anlamlarý nedir? Yöntemi: Ustaca yönelttiði sorularla karþýsýndakini düþünmeye sevketmek,doðruyu adým adým buldurmak Ahlak kavramlarýnýn ve asýl gerçeðin aydýnlatýlmasýnayardýmcý görmediði için Doða Bilimlerine karþý çýkar

  23. BURAYA MATEMATÝK BÝLMEYENLER GÝREMEZ LYCEUM AKADEMÝ KURUCUSU :PLATON KURUCUSU :ARİSTOTALES DIÞ DÜNYAYI ANLAMAYA ÇALIÞANLAR ÝNSANI ÝÇ VE DIÞ DÜNYA ÝLE ÝLÝÞKÝLERÝ İÇÝNDE ELE ALANLAR M.Ö. 399 da SOKRATES 71yaþýnda ölüme mahkum edildiðindePLATON 30 yaþýnda genç bir adamdýr. Üzüntüsünden Atina’yý terk eder ve uzun süre dönmez. Döndüðünde AKADEMÝ’sini kurar. Akademinin giriþine , BURAYA MATEMATÝK BÝLMEYENLER GÝREMEZ yazdýrýr. Akademide Matematiðin yeri büyüktü. Matematik yanýnda evrenin yapýsal niteliði de inceleniyordu.

  24. PLATONA GÖRE EVREN OLGULAR DÜNYASI Ýdealar Dünyasýnýn üstünkörü bir kopyasý. Burada her þey geçici, kusurlu ve aldatýcý. Duygularýmýza gerçek gibi görünen olgular aslýnda bir aldatmacadýr. ÝDEALAR DÜNYASI Soyut FÝKÝR’lerin veya FORM’larýn barýndýðý yetkin, sürekli ve asýl gerçekliði oluþturan dünya. YALNIZ EÐÝTÝLMÝÞ AKIL BÝZÝ DOÐRUYA, ÝDEALAR DÜNYASINA GÖTÜREBÝLÝR EVREN’i AKILLI BÝR YARATICI OLUÞTURMUÞTUR DOÐA YASALARI TANRISAL ÝLKELERÝN BUYRUÐUDUR BU FELSEFE DOÐA BÝLÝMÝNÝN GELÝÞMESÝNÝ 2000 YIL BOYUNCA TERS YÖNDE ETKÝLEMÝÞTÝR

  25. El iþlerini köleler yapar Özgür insanlar soyut kavramlarla düþünür Astronomlar, Gökyüzüne deðil kendi iç dünyanýza , akýllarýnýza bakýn. Yýldýzlý gökyüzü dünya etrafýnda çembersel dönmektedir Çembersel hareket mükemmeldir. Baþka bir hareket biçimi düþünülemez. Gezegenler asla yollarýndan sapmaz, yön deðiþtirmez. Deðiþmeyen bu yollar çemberseldir. KEPLER’e kadar geçen 2000 yýl PLATON’un bu görüþünü ispat etme çabasýyla geçmiþtir.

  26. EUDOXUS Ölçüme dayanan Astronomi ile spekülatif kozmolojiyi birleþtiren Evrenin düzenini belirlemede GÖZLEM’e gerekli yeri tanýyan ilk teorisyen Doğum:M.Ö 408 Cnidus (Reşadiye yarım adası, Türkiye)Ölüm:M.Ö 355 Cnidus, (Reşadiye yarım adası, Türkiye) BABÝL’liler gök cisimlerinin karmaþýk periyodik hareketlerinin daha basit periyodik hareketlere indirgenebileceðinibiliyorlardý EUDOXUS, bunu öðrenmiþ olabilir veya yeniden bulmuþ olabilir Yöntemi aritmetik biçimden geometrik biçime dönüþtürerekgelþtirmiþtir. EUDOXUS’ün yer merkezli sistemi baþtan bazý zorluklarla karþýlaþmýþtýr Teorisi, gök cisimlerinin dünyadan daima aynýuzaklýkta hareket etmelerini gerektiryordu, oysaVenüs ve Mars’ýn parlaklýklarýnýn deðiþtiði çok öncelerden biliniyordu. Güneþ tutulmasýnýn bazen tam, bazen halkalý olduðu da biliniyordu

  27. Bu modelde gök cisimlerini taþýyan küreler ortak merkezleri olan çemberler üzerinde ve dünya çevresinde deðiþmeyen hýzla dönüyorlardý. Bu yargýdan kurtulmak kolay olmamýþtýr. Dünyayý merkez olmaktan çýkaran KOPERNÝKsisteminde bile kürelerin korunduðunu ve yörüngelerin çembersel olduðunu göreceðiz. EUDOXUS ARİSTOTALES LYCEUM M.Ö. 384-322 Makedonyalý, 18 yaþýnda Atina’ya gelmiþ, Platonun ölümüne (M.Ö. 347) kadar Akademide Matematik ve Felsefe öðrenimini sürdürmüþ. Önce Anadolu’ya daha sonra Makedonya’ya gitmiþ ve nihayet tekrar Atina’ya dönmüþ ve LYCEUM’u kurmuþ.

  28. MantýkDoða FelsefesiAhlakPolitikaEdebiyat eleþtirisiMetafizikFizik Fizik ve Felsefebiraradadýr. Tüm evreni açýklamaya yönelik kapalý ve birleþik bir sistem kurmuþtur. Bunu anlamakiçin sistemin tümünü anlamak gerekir. Dünyayý anlamada duygulara verdiði önemle PLATON’culara, Olgularý nicel ve ölçülebilir açýdan deðil nitel açýdan ele alýþý ile ATOM’culara karþý çýkmýþtýr MantýkDoða FelsefesiAhlakPolitikaEdebiyateleþtirisiMetafizikFizik Fizik ve Felsefebiraradadýr. Tüm evreniaçýklamaya yönelik kapalý ve birleþik bir sistem kurmuþtur. Bunu anlamakiçin sistemin tümünü anlamak gerekir. Aristotales’in Fiziði gibi kurduðu mantýk da pek az deðiþikliklerle ortaçað boyunca sürmüþtür veSkolastik felsefenin vazgeçilmez aracý olmuþtur. Bugün bile geçerliliðinden bir þey yitirmiþ deðildir, sadece son geliþmeler kapsam ve yöntem yönünden daha geniþ ve etkili olmak açýsýndan bu mantýðý aþmýþtýr

  29. Ýmgelediði evren hiyerarþik ve Tanrýsaldýr,ancak Mekanik niteliktedir.Evren iç içe yuvalanmýþ kürelerden oluþmaktadýr. Sabit yýldýzlarý taþýyan en dýþtaki kürenin hareket kaynaðýtüm evreni çevreleyen ve yöneten hareketsiz hareket ettirici bir güç (Tanrý) vardýr.Gökyüzünün yapýldýðý madde ile yeryüzü nesnelerininyapýldýðý madde apayrý niteliktedir. Aristotales’in ortaya koyduðu sistemhem olumlu hem de olumsuz sonuçlara yol açmýþtýr. Sistemin uzun süreli etkisi bilimin geliþmesini durdurucu niteliktedir. Sistemin kýsa süreli etkisi daha olumludur.Kendisinden sonraki yüzyýllarda bir çok bilimsel çalýþmalar içiniyi bir model, esinlenme kaynaðý olmuþtur ARÝSTOTALES FÝZÝÐÝNE GÖRE Bir cismin hareketini sürdürmesi, onu harekete geçiren þeyle temasýnýn kopmamasýný gerektirir. Canlýlarýn hareket kaynaðý kendi içlerindedir. Cansýz cisimlerin hareketi için dýþ bir kuvvete veya etkiye ihtiyaç vardýr.Fýrlatýlan bir cismin hareketini bir süre devam ettirmesinin nedenihavada meydana gelen bir takým sarsýntýlardýr. Bu sarsýntýlar gidrek zayýfladýðýndan hareket hýzýný yitirir. hareketin havada daha fazla sürmesihava titreþimlerinin daha kolay olmasý ile ilgilidir.

  30. ARÝSTOTALES’DE NEDENSELLÝK KAVRAMI Olaylarýn nedeni: Maddesel Nedensellik : Nesneleri meydana getiren ilk hammaddeyi Biçimsel Nedensellik : Hammaddeye biçim, desen veya form veren gücü Saðlayýcý Nedensellik : Bu form veya desenin gerçekleþmesini saðlayan araç ve düzeneði Ereksel Nedensellik : Böyle iþlenen nesnelerin hangi amaçlar için hazýrlandýðýný belirler. ARÝSTOTALES ÝÇÝN BÝÇÝMSEL VE EREKSEL NEDEN ÖNEMLÝDÝR. BÝRÝNCÝSÝ TÜM DOÐAL NESNE VE SÜREÇLERDE VARDIR. ÝKÝNCÝSÝ ÝSE EVRENDE OLUP BÝTEN HERÞEYÝN BELLÝ BÝR AMACA YÖNELÝK OLDUÐUNU GÖSTERÝR.

  31. ARÝSTOTALES’ÝN BÝYOLOJÝ ÇALIÞMALARI Basit bir sýnýflamadan öteye gitmeyen bu çalýþmalarýn önemiDoðaya empirik yaklaþýmý yansýtmasýndadýr.540 kadar deðiþik hayvan türünün sýnýflanmasý50 deðiþik türden hayvan üzerinde diseksiyon çalýþmasý yapmıştır. Yavrusu canlý doðan balina yumurtlayan balýklara deðil memelilere daha yakýndýr.Doðuran dört ayaklýlar postlu ; yumurtlayan 4 ayaklýlar kabukludur. Ana, yavruyu oluþturan hammaddeyi; baba o maddenin aldýðý formu saðlar. Bitkiden insana kadar tüm canlýlar sürekli ve hiyerarþik bir evrim skalasýnda yer alýrlar. Skalanýn en üst kesiminde yumuþak sýcak kanlý memelileren alt kesiminde sert soðuk bitkiler yer alýr. ARÝSTOTALES’in bu tür metafizik görüþlerinin bugünkü bilimsel geliþmeler karþýsýnda saçma görünüceði açýktýr.Ancak önemli olan onun klasik Yunan düþüncesinde bir dönüm noktasý olmasýdýr.Kendisinden sonra baþlayacak Helenistik çaða kaynaklýk etmiþtir.Kendisinden sonra gelenlerin, gözlemlerinin sýnýrlarýný aþmamalarýný saðlamýþtýr. Biyoloji çalýþmalarý ile kendisinden sonra gelenlere olgulara yönelme gereðini aþýlamýþtýr.

  32. HELENİSTİK DÖNEMDE BİLİM ÝSKENDERÝYE’NÝN KURULMASI Büyük ÝSKENDER’in fetihleriyle Yunan kültürü Atina dýþýnda kurulan yeni merkezlere taþýndý ve bilimsel geliþmede yeni bir dönem baþladý M.Ö. 334.   Yunan düþüncesi Ýskender seferleri sýrasýnda Mýsýr ve Mezopotamya kültürleri ile karþýlaþmýþtýr. Bilim adamlarý çeþitli konularda bilgi toplayarak bilgi birikimlerini arttýrdýlar. Elde edilen sonuçlar Yunanlýlarýn bilimsel yaklaþýmlarýnda önemli deðiþikliklere yol açtý. Metafizik nitelik taþýyan spekülatif bilimden gözlemsel incelemeye dayanan empirik bilime geçildi. Bu dönem 300 yýllýk HELENÝSTÝK ÇAÐ olarak bilinir. ÝSKENDER MEZOPOTAMYA’ya girdikten sonra Yunanlýlar BABÝL astronomi ve matematiðini tüm ayrýntýlarý ile öðrendiler. Kendi sistemlerini býrakýp 60 tabanlý sayý sistemini kabul ettiler.Babillilerin cebirsel yöntemlerini ilginç buldular.Gökyüzü cisimlerinin dünyadan dýþa doðru nasýl sýralandýðýný öðrendiler.Babil astrolojisinin etkisinde kaldýlar

  33. ÝSKENDER’in ölümünden sonraPTOLEMY,hocasýARÝSTOTALES’inLYCEUM’una benzer, ancak çok daha geniþ ölçüde bir araþtýrma ve öðrenme merkezi olanÝSKENDERÝYE MÜZESÝ’nikurmuþtur. Müzede ücretleri devletçe ödenen 100 den fazla bilim adamý çalýþmaktaydý. Müzenin 500 000 i aþan kütüphanesi, hayvanat bahçesi, bitki bahçesi, gözetleme evi ve diseksiyon odalarý vardý. Ýlk 200 yýlý büyük bilimsel çalýþmalara sahne olan müze varlýðýný 600 yýl sürdürmüþtür. Giderek Yöneticiler Mýsýr kültürünün etkisine girdiklerinden bilimde gerileme baþlamýþtýr. Antik çaðýn bilim adamlarý bu dönemlerde kovuþturmaya uðramýþ ve rahatsýz edilmeye baþlanmýþtýr. Zamanýn en büyük astronomu HÝPPARCUS Ýskenderiye’de barýnamamýþ, Rodos’a gitmiþtir. Giderek Ýskenderiye dýþýnda yeni bilim merkezleri oluþmaya baþlamýþ, Ünlü hekim GALEN’in yetiþtiði, hayvan derisinden parþömen kaðýdý yapýlan BERGAMA , ARÞÝMEDES’in yaþadýðý SÝRAKÜZ kenti bunlar arasýnda sayýlabilir.

  34. GEOMETRÝDE DEDÜKTÝF DÜÞÜNME Baþlangýçta geometri pratik ihtiyaçlardan doðmuþtur.Ýlk kez THALES ve PYTOGORAS ile geometriye ispat kavramý girmiþtir.Bilinen ve kendi bulduklarý önermeleri daha rasyonel ve sistematik bir düþünme içinde birleþtirdiler. Bu çalýþmalar M.Ö. 300 civarýnda EUCLÝD ile en yüksek aþamasýna ulaþtý. ÖKLÝD (EUCLÝD) doðruluðunu apaçýk kabul ettiði bazý önermeler (AKSÝYOM, POSTÜLA) ilediðer önermelerin tümünü mantýksal olarak çýkarmýþtýr. Geometrik önermeler Postüla ve Teoremlerden ibarettir. Postülalara dayanarak Teoremler ispat edilir. GEOMETRÝNÝN ELEMENTLERÝ isimli kitabý 19. yüzyýlýn ortalarýna kadar ders kitabý olarak okutulmuþ Öklid ve diðer Yunan matematikçileri için geometri uzaysal iliþkileri konu alan bir bilimdi.Geometrinin salt biçimsel olarak ele alýnmasý 19. yüzyýlýn ortalarýndaki geliþmeleri beklemiþtir.

  35. Doğumu: M.Ö. 287 Syracuse, SicilyaÖlümü : M.Ö. 212 Syracuse, Sicilya ARCHIMEDES Helenist dönemde bilimin niteliðini belirleyen önemli geliþmeler mühendislik alanýnda olmuþtur. Özellikle Ýskenderiye’de bir dizi pratik icatlar yapýlmýþtýr. FÝLO ve HERO gibi mühendislerin icatlarý 3 bölümde toplanabilir. Askeri amaçlara hizmet edenler Bilimsel çalýþmalarda kullaýlan aygýt ve araçlar( Su saati, mesafe ölçmeye yarayan hodometre, arazi ölçümünde kullanýlan ilkel teodolit) Mekanik oyuncaklar Bugünkü anlamda bilimin ortaya çýkmasý için gözlemle mantýksal çýkarýmýn, indüksiyonla dedüksiyonun birleþmesine ihtiyaç vardýr. Bu birleþimi bir ölçüde ilk kez birleþtiren bilim adamý SÝRAKÜZ’lü ARCHÝMEDES (M.Ö. 287-212) olmuþtur. Matematik ilk kez deneysel verilere uygulanmýþtýr. Teorik ilgi kadar pratik eðilim de kuvvetlidir. Ýskenderiye’yi ziyareti sýrasýnda su çýkartmak için kullanýlan ve kendi adýyla anýlan vidayý icat etmiþti.

  36. ÇÝÇERO’nun anlattýðýna göre Archimedes güneþ, ay, dünya ve gezegenlerin modellerinden gökyüzü cisimlerinin hareketinihatta ay ve güneþ tutulmalarýný gösteren bir PLANETARÝUM yapmýþtý. Cisimlerin baðýl yoðunluðu ile cisimlerin yüzme ilkesi önemli buluþlarýdýr. Archimedes’in bu ilkeleri Kral HÝERO’nun kendisine verdiði probleminçözümünden sonra bulduðu söylenir. Hiero bir kuyumcunun kendisi için yaptýðý altýn tacýn saf altýndan olmadýðý, gümüþle karýþýkolduðu þüphesine kapýlmýþ ve ünlü bilginden gerçeði bulmasýný istemiþtir.Problem üzerinde düþünürken, bir gün banyosunda suya girdiðindevücudunun hafiflediðini ve bir miktar su taþtýðýna dikkat edero anda eþit aðýrlýkta iki cisimden daha hafif olanýnýn(hacmi daha büyük olanýnýn) daha fazla su taþýracaðý kafasýnda belirir ve kendini çýplak olarak sokaða atarak buldum, buldum (evraka, evraka) diye baðýrýr. ARCHÝMEDES’in ilgisini çeken baþlýca konu salt geometri idi Bir silindirin hacminin, içine yerleþtirilen kürenin hacmine oraný ile ilgili buluþunu çok önemsiyordu.Giderek artan sayýda poligonlar kullanarak dairenin çevresinin çapýna oranýnýn 3 10/71 den büyük, 3 1/7 den küçük olduðunu saptamýþtý.Mekanik türden icatlarýna ise bir Matematikçinin boþ zamanlarýnýdeðerlendirmek için yaptýðý eðlendirici iþler olarak yorumluyordu.

  37. Archimedes’in bilimi geometrik model üzerine kurma eðiliminin açýk örnekleri YÜZEN CİSİMLER ÜZERİNEadlý yapýtýnda görülür. Bu kitap, onun bilimsel anlayýþýnýn modern anlayýþa ne kadar yakýn olduðunu göstermesi açýsýndanönemlidir. Kaldýraç, pratik yararý çok eskilerden beri bilinen bir ilkeydi.Archimedes’in yaptýðý, ilkeyi teorik yönden temellendirmek olmuþtur.Uygulama ve gözlemler, ilkenin doðruluðunu gösteriyordu; ancak buArchimedes için yeterli deðildi ilkenin bir yasa olarak ispatlanmasý gerekiyordu. ARÝSTARKUS VE HÝPPARKUS M.Ö. 4. yüzyýldan itibaren coðrafya keþiflerine baðlý olarak elde edilen bulgular dünyanýn yuvarlak olduðu görürþüne aðýrlýk kazandýrdý. Hatta gece ve gündüzün uzunluklarýnýn eþit olmamasýdünyanýn kendi ekseni etrafýnda dönüyor olmasý gerçeðini zorlamaya baþlamýþtýr.

  38. ARÝSTARCHUS ( M.Ö. 310 - 230 ) “AY VE GÜNEÞÝN BÜYÜKLÜKLERÝ VE UZAKLIKLARI” adlý kitabýndaAy’ýn tutulduðu ve yarým ay olduðu zamanlarda yaptýðý gözlemlerden güneþin çapýnýn dünyanýn çapýnýn 7 katý olduðunu yazmýþtý. Bu sonuç yanlýþ olmakla beraber güneþin dünyadan daha büyük olduðu kavramýný getirmiþti. Güneþin sabit kaldýðý dünyanýn onun etrafýnda çembersel yörüngededöndüðünü iddia ediyordu.Dünyanýn dönüþü karþýsýnda yýldýzlarýn sabit kalmasýnýdünyanýn yörünge çapýnýn bu yýldýzlarýn uzaklýðý ile mukayese edilemeyecek kadar küçük olmasý, yani yýldýzlarýn çok uzaklardaolmasý ile açýklýyordu.Ancak ARÝSTARCHUS’un bu HELÝOSENTRÝK (Güneþ Merkezli) Teorisizamanýna göre çok ilerde bir görüþtü. Filozoflar dahil hemen herkesinkabul ettiði dünya evrenin merkezidir ve dünya sabit durmaktadýryargýsýný deðiþtirmek o kadar kolay bir olay deðildi.

  39. HÝPPARKUS Dünya merkezli teorinin geliþmesine en büyük katký HÝPPARKUS’dan gelmiþtir. M.Ö. 160 dan 127 ye kadar çalýþmalarýný yaptýðý Ýskenderiye’debir çok gözlem araçlarý geliþtirmiþ ve çok sayýda gözlem yapmýþtýr. Saðladýðý bilgi birikimi ile Ayýn çapýnýn dünya çapýnýn 1/3 ine eþit olduðunu (doðru sayý 0,27), Ay’ýn dünyadan uzaklýðýnýn Dünya çapýnýn 33 2/3 ü kadar olduðunu ( doðru sayý 30,2) hesaplamýþ;Düzlemsel ve küresel trigonometriyi icad ederek enlem ve boylam ölçerek cisimlerin yeryüzü konumlarýnýn nasýl belirleneceðini de HÝPPARKUS bulmuþtur.

  40. 3.HAFTA İSKENDERİYE’DE BİLİMSEL ÇALIŞMALAR Döneminin büyük harikalarýndan biri olan ÝskenderiyeMüzesi M.S 390 da Theophilus adlý bir hristiyan papaz tarafýndan kalan kýsmý da M.S. 640 da müslüman istilacýlar tarafýndan yok edilmiþtir. ÖKLÝD, HÝPPARKUS, ERATOSTHENES, APOLLONÝUS, PTOLEMY (BATLAMYUS)HEROPHÝLUS, ERASÝSTRATUSburada yetiþmiþ ve çalýþmýþ bilim adamlarýdýr. EUCLIDES (ÖKLİD) Doğumu :yaklaşık M.Ö. 325 Ölümü :yaklaşık M.Ö. 265 İskenderiye, Mısır Güneþ ýþýnlarýnýn bir doðru biçiminde yayýldýðý ve yansýma yasalarý

  41. CYRENE'Lİ ERATOTHENES Doğum :M.Ö. 276 Cyrene, Kuzey Afrika (şimdiki Libya)Ölüm :M.Ö 194 İskenderiye, Mısır Fiziksel coðrafyanýn kurucusu. Dünyanýn küresel olduðunu öne sürer ve çevresini 24 000 mil (24800 mil) olarak ; Dünyanýn güneþe olan uzaklýðýný 92 milyon mil (93 milyon) olarak hesaplar. Perga'lı Apollonius Doğum : yaklaşık M.Ö. 262 Perga, Pamphylia, İyonya (şimdi Murtina, Antalya, Türkiye)Ölüm : yaklaşık M.Ö. 190 , Alexandria (İskenderiye), Egypt(Mısır) (PERGA’LI) Tüm eðrilerin tek bir koninin kesitlerindenibaret olduðunu gösterir. Parabola, hiperbola ve elips terimlerini ilk kullanandýr. Konikler aracýlýðý ile ikinci dereceden denklemlere bir çözüm bulur.

  42. Claudius Ptolemy Doğum :yaklaşık 85 MısırÖlüm :yaklaşık 165 İskenderiye, Mısır BATLAMYUS (PTOLEMY) ALMAGEST isimli kitabý Bir astronomi ansiklopedisi niteliðindedir. Bu kitap KOPERNÝK ve KEPLER’e kadar standart kaynak olma özelliðini korumuþtur.Çok iyi bir coðrafyacý. Cebelitarýk’tan Çin’e ; Britanya adalarýndan Rusya steplerine ; Ýskandinavya’dan Nil kaynaklarýna kadar haritalar yapmýþ. Optik konusunda kitap yazdýðý söylenir. 12. yüzyýlda Arapçadan Latinceye yapýlan bir çeviri dýþýnda bir kanýt olmadýðýnda kitabýn ona ait olmadýðý kesin olarak belli deðildir. Bu kitapta ýþýðýn kýrýlmasý deneyine yer verilmiþ ve ýþýðýn bir ortamdan diðer bir ortama geçiþinde gelme ve kýrýlma açýlarýnýn orantýlý olduðu yazýlmýþtýr. Bu olgu küçük açýlar için doðrudur.Astroloji ile uðraþmýþ

  43. İskenderiye'li Hypatia Doğum: yaklaşık 370 İskenderiye, MısırÖlüm : Mart 415 İskenderiye, Mısır Ýskenderiye’li Astronom THEON’un kýzý ve Matematikçi olan HYPATÝA M.S. 415 de Patriak Cyril’in kýþkýrtmasý üzerine bir topluluk tarafýndan öldürülür. Chalcedon'lu Herophilus Doğum : yaklaşık M.Ö. 335Chalcedon (şimdi Kadıköy, Türkiye) Ölüm : M.Ö. 280, İskenderiye, Mısır HEROPHÝLUS: Ýnsan anatomisi üzerinde çalýþmalar. Beyin, sinir sistemi,göz, karaciðer ve diðer iç organlarla damar üzerinde incelemeler

  44. Doğum : yaklaşık M.Ö. 304 Lulis şimdi Kéa Ölüm : yaklaşık M.Ö 250 İskenderiye, Mısır Lulis'li Erasistratus ERASÝSTRATUS :Diseksiyon ve fizyoloji çalýþmalarý. Ýnsan cesedi üzerindekidiseksiyon ve hayvanlar üzerindeki deneyler. Beyin, sinir sistemi ve kan dolaþýmý konularýnda çalýþmalar. İskenderiye'li Hero (Heron) Doğum:yaklaşık 10 İskenderiye, EgyptÖlüm : yaklaşık 75 HERO:Birinci ve ikinci dereceden pek çok denklemin cebirsel çözümü. Alan ve hacim ölçümleri ile ilgili formüller. Yansýyan güneþ ýþýðý en kýsa yolu izler. Sifon, Termoskop, torlayýcý hava pompasý, ilk buhar makinasý icadlarý arasýnda.

  45. Doğum : 129 ,Pergamum, (şimdi Bergama, Türkiye. Ölüm : yaklaşık 216 Bergama'lı Galen Anatomi ve hekimlikle ilgili bilgileri sistematize etmiþtir. Anatomi, fizyoloji, patoloji ve tedavi konularýnda bir çok yeni bulgu ortaya çýkarmýþ. Canlý hayvanlar üzerindeki deneylerle kalbin ve omuriliðin çalýþmasýný anlamaya çalýþmýþ. Felsefede dinsel düþünür. Ýnsan vücudu belli bir amaçla Tanrý tarafýndan yaratýlmýþtýr. HAYVAN RUHLARI isimli kitabý büyük ün kazanmýþtýr. Týp çalýþmalarý 1500 yýl etkisini sürdürmüþtür. Kanýn oluþumu ve dolaþýmý ile ilgili teoriyi yapmýþ HARVEY’e kadar bu düþünce devam etmiþtir.

  46. SÝMYANIN ORTAYA ÇIKIÞI Simya baþlangýçtan itibaren felsefe ve astroloji ile yakýn iliþkiler içinde geliþmiþtir.Metalleri özelliklerini deðiþtirerek deðiþtirmek mümkündü. Metaller mükemmele doðru deðiþmek zorundaydý. Dolayýsýyla metallerin hedefi altýn olmaktý. El sanatlarý geliþmiþti. Halkýn satýn alamadýðý ziynet eþyalarýnýntaklitleri yapýlabiliyordu. SÝMYA BÝLÝMÝNÝN ÜÇ ADIMI 1 - Kalay, kurþun, bakýr ve demir siyah bir karýþým verecek þekilde kaynaþtýrýlýr. 2 - Cýva, arsenik veya antmuan eklenerek bakýr aklaþtýrýlýr, gümüþe benzetilir. 3 - Azýcýk altýn verilir, kükürt suyu veya tuzruhu ile iþlem görerek altýn rengi kazandýrýlýr (altýna dönüþtürülür).

  47. ROMALILARDA BÝLÝM Askerlik, Devlet Yönetimi ve Hukukta üstün yetenek gösteren Romalýlar yaratýcý düþünce alanýnda baþarýlý olamamýþlardýr.Tarýma baðlý savaþçý bir toplum karakterinde olmuþlardýr.Romanýn en parlak döneminde (M.Ö. 106-43) ünlüÇÝÇERO, Yunan matematikçileri kuramsal geometride daima ilerideler diyor. Salt bilime fazla bir katkýlarýolmamýþ. Bu genel yargýnýn dýþýnda kalan bazý çalýþmalara rastlamak mümkün. LUCRETÝUS (M.Ö. 98 - 55) , NESNELERÝN NÝTELÝÐÝ ÜZERÝNEadlý yapýtýnda Yunan atomculuðunu anlatma ve benimsetme çabasýný gösterir. Amacý temelsiz inançlarý yýkmak, bilim ve felsefede aklýn yerini yüceltmekti.AMASYA ‘LI STRABO M.S. 20 de yazdýðý coðrafya kitabýnda bilimin diðer kollarý ile ilgili bilgiler verilmektedir. PLÝNY M.S. 23 - 79 , DOÐAL TARÝH adlý 37 kitaplýk eserindedaha önceki ve o dönemdeki bilimsel çalýþmalarýn geniþbir özetini vermektedir. Bilimsel etkinliklere olduðu kadar,çaðýnýn temelsiz (batýl) inançlarýna da eserinde yer vermiþtir. Ancak, Vezüv yanardaðýnýn patlamalarýný incelemek için sokulduðu daðýn eteklerinde bir patlama sýrasýnda ölmesidoðrudan gözleme verdiði önemi de göstermektedir

  48. Marcus Tullius Cicero Doğum : M.Ö. 3 Ocak 106, Arpinum (şimdi Arpino), Italya Ölüm : M.Ö. 7 Aralık 43 (öldürüldü) Titus Lucretius CarusRoma’lı şair ve filozof Doğum : yaklaşık M.Ö. 98 Ölüm : yaklaşık M.Ö 55

  49. STRABO Doğum : yaklaşık M.Ö 63 B.C., Amasya, Türkiye Ölüm : M.S. 21, Yunanlı coğrafyacı, tarihçi ve filozof. Küçük Asya , Yunanistan, Roma, ve İskenderiye’de çalışmış Avrupa, Kuzey Africa ve Batı Asya’ya geziler yapmıştır. PLİNY Pliny the Elder (23?-79), Roma’lı yazar ve ansiklopedist. Pliny , Novum Comum (şimdi Como, Italya) da Gaius Plinius Secundus da doğmuş fakat genç yaşlarında Roma’ya gitmiştir. 23 yaşında orduya katılmıştır. Pliny‘ninbüyük doğa ve sanat ansiklopedisi, Historia Naturalis, 37 kitaptan oluşmaktadır.

  50. Romalýlarýn bilimle ilk temaslarý Güney Ýtalya ve Sicilya’da yerleþmiþ Yunan düþünürleri yoluyla olmuþtur. Ýskender imparatorluðununyýkýlmasýndan sonra Yunan kültür ve bilim merkezleri Romalýlarýneline geçmiþtir. Dolayýasýyla bu kültürden etkilenmeleri kaçýnýlmazdý.Ancak Romalýlar bu kültürün bazý yönlerini benimsemiþlerdir.Romalýlar, Yunanlýlarýn gözlem ve teori arasýnda kurmaya çalýþtýklarý sýnýrlý dengeye hiç bir zaman ulaþamamýþlardýr.

More Related