1 / 88

KOLON VE REKTUM KANSERLERİ

KOLON VE REKTUM KANSERLERİ. Prof Dr Tahsin Ç OLAK ME. Ü. Tıp Fak. Genel Cerrahi AD. Kolorektal Cerrahi Birimi. EPİDEMİYOLOJİ. Popülasyonlar arasında farklılık gösterir Batı Avrupa ülkelerinde mortalite yüksektir Afrika ülkeleri, Singapur haricinde Asya’da insidans düşüktür

rasia
Download Presentation

KOLON VE REKTUM KANSERLERİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KOLON VE REKTUM KANSERLERİ Prof Dr Tahsin ÇOLAK ME. Ü. Tıp Fak. Genel Cerrahi AD. Kolorektal Cerrahi Birimi

  2. EPİDEMİYOLOJİ • Popülasyonlar arasında farklılık gösterir • Batı Avrupa ülkelerinde mortalite yüksektir • Afrika ülkeleri, Singapur haricinde Asya’da insidans düşüktür • Düşük riskli olduğu varsayılan popülasyonda sağ kolon kanseri insidansı daha yüksektir • Tütünle kolon kanseri arasında ilişki yoktur • Yüksek lifli diyet ile beslenme insidansı azaltmaktadır

  3. Diyetsel faktörler önemli bir risk oluşurmaktadır. • Yüksek oranda doymamış hayvansal yağ • Yüksek satürasyonlu bitkisel yağ tüketiminde riskyükselir • Yüksek lifli gıda kanser riskini azaltmaktadır. • Yapılan epidemiyolojik çalışmalarda az gelişmiş ülkelerdeki popülasyonda risk daha düşükolmaktır. Sebebi de daha az yağlı ve daha yüksek lifli gıdalar ile beslenmeleri

  4. YAŞ VE CİNSİYET • Yaşla birlikte insidans artmaktadır • Her iki cinsde de 3. sıradadır • Görülme yaşı; • E için ortalama 63 yaş • K için ortalama 62 yaş • Erkeklerde rektal tutulum daha fazladır • Kanser ölümü bakımından kadınlar da 2. erkekte 3. sıradadır.

  5. ANATOMİK DAĞILIM • Assending kolon %18 • Transvers kolon %9 • Desending kolon%5 • Sigmoid kolon %25 • Rektum %43

  6. Bakteriler de kolon kolorektal kanser gelişiminde rol alır • Distal kolon üstünlüğünün bakteri konsantrasyonunun yüksekliğine bağlanmaktadır • Feçeste safra asit konsantrasyonunun artması ile insidans artmaktadır • Kolesistektomi • Peptik ülser cerrahisi • Ülseratif kolit

  7. Etyoloji • Familyal Kanser Sendomu (% 10-15) • Familial Adenomatöz Polipozis (FAP) • Familyal Polipozis • Gardner Sendromu • Turcot Sendromu • Herediter nonpolipozis kolon kanseri (HNPCC) • Sporadik Kanser (%85)

  8. Familial Adenomatöz Polipozis (FAP) • Otozomal daminant • Tanı; 100’den fazla adenomatöz polip varise veya ailesinde FAP olan olguda adonomatöz polip gelişmiş ise koyulur • Neoplazilerin %1’ni oluştur • Görülme yaşı 29 (39’da malignleşir) • Tedavi edilmez ise mutlaka malignleşmektedir. • Adenomatozis coli geninde bozukluk • %10-20 sinde spontan mutasyon anomalisi var

  9. FAP sendromları • 1-Familyal Polipozis • 2-Gardner Sendromu • FAP sendromlarından birisidir.Epidermal inklüzyon kistlerini, kemik osteomalarını kapsar. • 3-Turcot Sendromu • Beyin tümörlerini kapsar. (Genellikle glioma ve medulloblastoma gibi)

  10. 2-Herediter nonpolipozis kolon Kanseri(HNPCC): • a-HNPCC otozomal dominant geçiş göstermektedir. • Bu hastalıkta Amsterdam Kriterleri kullanılmaktadır: • 1-Akrabalarda en az 3 kişide histolojik olarak verifiye edilmiş Kolorektal kanser bulunması • 2-Akrabalardan birinin 1. dereceden yakını olması. • 3-En az 2 jenerasyonu etkilemesi. • 4-En az birinde kolorektal kanserin 50 yaşından önce ortaya çıkmış olması.

  11. HNPCC olgularının genetik temelinde DNA’nın mikrosatellit bölgesinde instabilite mevcuttur. DNA tamir genlerinde bozukluk söz konusudur. • HNPCC olgularında sıklıkla sağ taraf kolon segmentlerinde tümör mevcuttur. Olguların %20’sinde senkronize kolon tümörü mevcuttur. Bu risklerinden dolayı HNPCC’de subtotal kolektomi tercih edilen bir tedavi yöntemidir. Olgulardaki tümörler sıklıkla az differansiye, müsin içeren, yüzük hücreli tümörlerdir. Bu patolojilere rağmen HNPCC aynı evredeki sporadik kanserlere nazaran daha iyi prognoz göstermektedir. • HNPCC bir çok genetik mutasyon sonucu ortaya çıkmaktadır. Tam bir konsensüs sağlanmamakla birlikte 18 yaşından itibaren 1-2 yılda bir kolonoskopi veya ailede en küçük kanser olgusunun yaşından 5 yıl önceki yaşta kolonoskopi başlanılmalıdır.

  12. LINCH-1 • Otozomal dominant • Erken yaşta görülür • Proksimal barsak tutulumu baskın • Multiple primer kolon tümörü

  13. LINCH-2 • İlave olarak endometrium, over adenokarsinomu ve üriner tract, ince barsak, mide kanserleri ile beraberdir • Ortalama başlangıç yaşı 44.6 • %72.3 sağ kolon, % 25 sigmoid ve rektum • %18.1 senkronize kolon kanseri • 10 yıl içinde metakron lezyon gelişimi riski %40

  14. LINCH-1 Yıllık kolonoskopi Subtotal veya total kolektomi LINCH-2 Yıllık pelvik muayene Ovarian USG + endometrial aspirasyon biopsisi BSO + profilaktik histerektomi LINCH SENDROMUNA TAKİP VE YAKLAŞIM

  15. B-Sporadik Kanser • Kolorektal kanser olgularının % 85’ini oluşturmaktadır. • Bu olgularda genetik bir mutasyon tespit edilmemesine karşın 1. derece akrabalarda görülme riski 3 ile 9 kat arasında değişmektedir. • Kolorektal karsinomlar adenom şeklinde başlayıp genetik mutasyon ile karsinomaya dönebilir. • Adenomun neoplazma dönüşmesinde tümör süpresör genlerde ve onkogenlerdeki ileri mutasyon söz konusudur. • Normal kolon epitelinin karsinomaya dönüşmesinde geçen periyotta K-ras, DCC ve p53 genlerindeki mutasyon söz konusudur.

  16. Mass

  17. Lesion.

  18. Perkanseröz Durumlar • Ülseratif kolit olgularında 10 yıldan sonra kanser gelişme riski her yıl %1, 20 yıldan sonra her yıl %20 artmaktadır. • Eğer yapılan biyopsilerde displazi mevcut ise kanser gelişme riski % 30’ları bulmaktadır. • Ülseratif kolit zemininde gelişen kanserler daha ilerlemiş tümörlerdir (Olguların % 35’i Evre III ve IV tümörlerdir). • Crohn hastalığında da artmış bir kanser riski mevcuttur. 20 yılda kanser gelişme riski % 7 olarak bildirilmektedir. • Crohnda gelişen kanser sıklıkla darlık bölgelerini seçer. Bu nedenle buralardan biyopsi alınmalıdır. Kronik fistül traktuslarında da hem skuamoz, hem de adeno kanser gelişebilir.

  19. SEMPTOMLAR • Dışkılama alışkanlığı değişiklikleri • Kanama • Kanlı mukus • Tenesmus • Kilo kaybı • Rektal ağrı • Perforasyon sonrası peritonit • İnguinal herni • İntussussepsiyon

  20. klinik • B- Klinik presentasyon lezyonun lokalizasyonuna göre değişiklik göstermektedir. • Sağ kolon lezyonlarında • bazen hematokezya olmaktadır.Ama sıklıkla gizli kanama mevcuttur. Halsizlik ve anemiye yol açabilir. • Sol kolon lezyonları • daha sık olarak kramp tarzında karın ağrısı, barsak hareketlerinde azalma ve hematokezya mevcuttur. Yaklaşık olarak olguların % 50’sinde kilo kaybı ortaya çıkar.

  21. Akut Presentasyon: • Olguların % 10’unda acil olarak karşımıza çıkabilir. • Bu durumda gaz gaita çıkaramama, karın ağrısı ve distansiyon mevcuttur. • Nadiren kolon kanseri fokal veya diffüz peritonitin gelişebileceği perforasyon ile karşımıza çıkabilir. • Pnömotüri veya fekal vajinal akıntının olacağı bir fistül formasyonu ile karşımıza çıkabilir. Bu semptomlar ile olguları divertikülitten ayırmak oldukça zordur. • Metastatik hastalık mevcut ise hastada sarılık, kaşıntı ve asit, ya da öksürük ve hemoptizi görülebilir.

  22. Dijital muayene Proktosigmoidoskopi Fleksible sigmoidoskopi Kontrastlı çalışmalar Kolonoskopi BT MRI PET Gizli kan taramaları CEA CA19-9 TANI YÖNTEMLERİ

  23. A-Gaitada gizli kan yapılabilir. Bazı diyet ürünleri de gaitayı kırmızıya çevirip yanlış pozitif sonuç verebilir. ( Örneğin et ve bazı sebzeler) Pozitif prediktif değeri % 2.5tur. • B-Tanı için iyi bir anamnez ve fizik muayene gerekmektedir. Rektal muayene ile dentat line’nin 8 cm. üzerindeki tümörler ortaya konabilir. Proktosigmoidoskopi ile 20-25 cm lik bir bölümü kontrol etmek mümkün olmaktadır. Fleksibl sigmoidoskopi ile splenik fleksuranın distalindeki tümörler (Kolorektal tümörlerin %50’sinden fazlası) tespit edilebilir. 1cm.den büyük poliplerde çift kontrastlı kolon grafisi ile %90 sensitivitesi vardır. Eğer perforasyon riski veya şüphesi var ise daha çok suda eriyen kontrast ile tetkik yapılmalıdır. Ancak kolonoskopi 1 cm.den küçük poliplerin tanısında en doğru yaklaşımdır. Komplikasyon oranı %0.2’den daha düşüktür.

  24. GİZLİ KAN TARAMALARI • Proksimal kolon tümörlerinde önemlidir. • Bu test 3 gün uygulanmaktadır. • Testten 48 saat önce pişmemiş et, şalgam, kavun, sardunya, aspirin,vitamin preparatları verilmemelidir. • Fazla yüksek lifli diyette alınmamalıdır. • Pozitif prediktif değeri invaziv kanserde %11-17, adenomlarda %36-41

  25. CEA • İntestinal polip dokusunda, kolonik inflamatuar mukozada, ve çocuklarda normal intestinal mukozada vardır. • Meme, karaciğer, akciğer kanserinde serum ve vücut sıvılarında yüksek bulunmuştur. • Sigara tiryakilerinde, sirozda, pankreatitte, üremide, peptik ülser ve intestinal metaplazide, ülseratif kolitte yüksektir • Preop CEA düzeyi nüks riskini gösterir

  26. CEA • Preoperarif CEA düzeyi ile invazyon derinliği arasında korelasyon olduğu gözlenmiştir • Yeniden yükselme rekurrense işaret eder. • Preop ve post op değer erken adjuvan tedaviye karar vermede önemlidir. • Muskularis propria invazyonu yoksa CEA %30-40 daha azdır. • Rekurrens barsak duvarına sınırlı ise test sonucu negatiftir.

  27. CA19-9 • İnsan kolorektal karsinom hücrelerine karşı üretilmiş monoklonal antikordur. Antijene spesifik değildir. • Bu antijen pankreas, safra kesesi, mide mukozası gibi normal olan dokularda da bulunmuştur. • Rekurrensi ortaya çıkarmada CEA’ya karşı üstün olduğunu kanıtlayan deliller yoktur.

  28. D-Tanı • 1-Fizik muayene, anamnez ve tarama testleri ile tanı konulduğunda bundan sonra yapılacak en önemli görev primer lezyondan biyopsi almak ve senkronize bir tümörü (% 3- 5) ekarte etmek gerekmektedir. • Baryumlu kolon grafisi, fleksibl sigmoidoskopi ve kolonoskopi yapılabilir. • Tıkanma bulguları ile gelen olgularda ayakta direkt batın grafisi ve suda eriyen kontrast grafiler ile tıkanmanın derecesi ve seviyesi saptanmalıdır.

  29. KOLONOSKOPİ • Mukozayı direkt gösterirterir • Deneyimli personele, hasta uyumuna, iyi barsak temizliğine ihtiyaç vardır. • 1 cm küçük poliplerin araştırılmasında çok iyi sonuç vermektedir • Hem diagnostik hemde terapatik girişimdir.

  30. BARYUM ENEMA • >1 cm poliplerde duyarlılık %90 • Fleksible sigmoidoskopi ile beraber polipektomi ve kanser cerrahisi sonrası hastaları uzun dönem takibinde • Kolonoskopiyi tolere edmeyen hastalarda iyi bir alternatiftir.(F.sigmoideskopi ile) • Perforasyon %0.02dir.

  31. CT • Batın ve pelvis içi metastazları gösterebilir • Kontrast madde ile üriner trakt değerlendirlir • Postop ileri dönemlerde CEA ile birlikte nüks kanser değerlendirimesinde önemlidir. • CT’ye kombine edilmiş anjiogram(dinamic imaging) ile karaciğerin vaskuler anatomisinin ve metastazın değerlendirilmesinde sensitivitesi %95 dir • Rektal duvar invazyonunu göstermede doğruluğu %90

  32. MRI • T1 ve T2 kanser ayırımını, normal doku ve fibrotik skardan ayırımında yararlıdır • Preop değerlendirmede CT’ ye üstünlüğü olmadığı savunulmaktadır. • Karaciğerdeki tümörlerde CT’den daha sensitiftir. • Karaciğer metastazlarını tanımlamada yararlıdır

More Related