1 / 39

KIYI JEOMORFOLOJİSİ

KIYI JEOMORFOLOJİSİ.

nita
Download Presentation

KIYI JEOMORFOLOJİSİ

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KIYI JEOMORFOLOJİSİ

  2. Gerek Anadolu, Gerek Trakya, üç tarafı denizlerle çevrilmiş birer yarımada durumundadır. Bütün kıyılarımızın toplam uzunluğu: 8 333km’dir. Bunlardan Anadolu kıyıları: 6 480km, Trakya kıyıları: 786km ve adalarımızın kıyıları ise 1 067km’dir. Bunlardan Karadeniz: 1 695, İstanbul Boğazı 90, Marmara 927, Çanakkale Boğazı: 172, Ege 2 805 ve Akdeniz kıyıları: 1 577km’dir. Bu kadar uzun kıyılara sahip olan Ülkemizde, kıyı morfolojisi, çok büyük özellikler gösterir. Kuaterner esnasında meydana gelmiş deltalar, kıyı ovaları, kordonları, tombololar, lagünler, kıyı kumulları, aktif ve ölü falezler, denizel taraçalar vs.’ye ait hemen bütün ördekler, kıyılarımızda mevcuttur. Hatta, bazı şekillerin bir kısmı aynı devre içerisinde neo-tektonik hareketlerle deforme olmuştur.

  3. Kıyı Jeomorfolojisi Kıyılar diğer jeomorfolojik şekiller gibi iklimin etkisinde gelişmezler. Hangi iklim koşulları altında olursa olsun kıyılarda benzer jeomorfolojik şekiller görülebilir. Kıyıları iklim dışında dalga aşındırma ve biriktirmeleri şekillendirir.

  4. YERŞEKİLLERİ • Biriktirme Şekilleri • Birikim düzlükleri • Plajlar • Arka kıyı setleri • Ön kıyı setleri • Kıyı okları ve Kıyı kordonları • Tombolo • Delta • Resif • Kıyı kumulları

  5. Birikim Düzlükleri Kıyıda mevcut detritik unsurların dalga hareketleri ve çeşitli akıntılarla kıyı açığına doğru nakledilmeleri ve dalga aşındırma düzlüğünün (abrazyon platformunun) dış kenarında yığılmalarıyla meydana gelen düzlüklerdir.

  6. Plajlar • Plajlar kıyı çizgisi boyunca uzanan , kum ve/veya çakıllardan oluşmuş biriktirme şekilleridir. • Plajlar falezlerin önlerinde ve kıyı ovalarının kenarında yer alırlar.

  7. Arka Kıyı Setleri • Dalgaların taşımış oldukları çeşitli boyuttaki unsurların, uygun koşullar altında birikmeleri ile meydana gelmiş sırt şeklindeki biriktirme şekilleridir. Esas olarak ölü falezlerin önlerinde yer alırlar ve kıyı çizgisine paralel uzanan setler oluştururlar.

  8. Ön Kıyı Setleri • Önlerinde, açığa doğru giderek derinleşen sığ denizlerin yer aldığı kıyılarda, dalgalar, derinlik ile dalga yüksekliği arasındaki ilişkilere bağlı olarak, kıyı çizgisinin açığında çatlarlar. Çatlama zonuna dalgalar deniz tabanını derinleştirdikleri ve taşıdıkları gibi buradan aşındırdıkları unsurların bir kısmını kıyıya doğru taşırlar. Taşınan malzemenin bir kısmı kıyıya ulaşmadan, denizin açığında terk edilir ve birikir. Biriken unsurlar önceleri deniz altı seti oluştururlar. Olayın tekrarlanması sonucunda ise zamanla giderek yükselir ve su yüzüne çıkarak bir kıyı seti oluşur. Kıyının açığında oluşan bu setlere kıyı ön seti adı verilir.

  9. Kıyı oku ve Kıyı kordonları Girintili çıkıntılı kıyılarda, enkaz göçü ve kıyı akıntılarıyla nakledilen kum, çakıl gibi çeşitli boyutlardaki unsurlar, girintilerin veya koyların nispeten derin olan ön kısımlarında, hız azalması veya akıntıların varlığı gibi nedenlerle birikirler. Unsurların üst üste yığılmaları ve zamanla koyların ağzındaki bir burundan karşı buruna doğru uzanmalarıyla ok biçiminde birim şekilleri gelişir. Bunlara kıyı oku denir. Bu durumdaki bir kıyı okunun, koyun ağzını kapatacak şekilde gelişmesi ve karşı buruna bağlanmasıyla da kıyı kordonu meydana gelir.

  10. Tombolo • Kıyı açığında yer alan adaları ana karaya veya adaları birbirine bağlatan kıyı oklarına tombolo denir.

  11. Deltalar Akarsuların ağızlarında asıl flüvyal  kökenli maddelerin birikimi sonucunda meydana gelir.Akarsular tarafından getirilen döküntünün, dalgalar ve çeşitli akıntılarla akarsu ağızlarında uzaklaştırılan malzemeden daha fazla olması bir deltanın oluşumu için gerekli olan ilk koşuldur. Akarsuların biriktirdiği malzemelerle zamanla kıyıda üçgen biçiminde çıkıntı yapan birimler şeklinde görülürler.

  12. Resifler • Deniz yüzeyinin bir kısmında polip adı verilen canlılar kıyıların şekillenmesinde aktif rol oynamaktadır.Bu küçük canlılar koloniler halinde yaşarlar ve mercan resifi adı verilen yapıları meydana getirirler.Bununla birlikte bir resifin mercan kolonisinden meydana gelmediği de bilinir.

  13. B) Aşınım Şekilleri • Falezler • Dalga aşındırma düzlükleri • Asılı vadiler

  14. Falezler • Deniz ve göllerin kenarlarında yer alan ve dalga aşındırması sonucu meydana gelmiş bulunan dikliklerdir. Deniz ve göllerin kenarlarında görülen bazı dikliklerin oluşumunda dalga aşındırmasının rolü yoktur. Bu tür dikliklere sözde falez veya yalancı falez denir. Falezlerin bir kısmı iyice gerilemiş ve dalga aşındırmasının etkisi dışında kalmıştır. Bunlara ölü falez adı verilir.

  15. Dalga aşındırma düzlükleri(Abrazyon Platformları) • Dalga aşındırması sonucu gerileyen falezlerin önlerinde oluşan düzlükler veya platformlardır.

  16. Asılı vadiler • Falezlerin gerilemeleri sırasında, kıyı bölgesinde yer alan akarsulara ait vadilerin ağız kısımları, gerileme hızından daha büyük bir hızla derinleşmezlerse, taban kısımları deniz seviyesinden daha yukarıda kalır. Bu şekildeki vadilere asılı vadi denir.

  17. Kuvaternerde oluşmuş Aşınım ve Birikim şekilleri Yeşilırmak Deltası • Yeşilırmak’ın oluşumu her ne kadar eski kuaterner’e dayanıyorsa da, gelişimi ve bugünkü şeklini alması, Kuaterner’in son devirlerine rastlamaktadır. • Ortalama 600km2 bir yüzölçüme sahip olan delta, bugün Cıva Burnu’ndan Karadeniz’e dökülen Yeşilırmak’ın Kuvaterner esnasında sık sık yatak değiştirmesi sonucunda bugünkü şeklini almıştır. Delta, oluşumuna muhtemelen orta kuaterner’de denizin şimdikinden daha aşağı düzeyde bulunduğu bir devrede başlamıştır. Gelişimi ise post-glasyal safhada oluşmuştur ve günümüzde de halen devam etmektedir.

  18. Kızılırmak Deltası • Çok tipik bir delta olarak karşımıza çıkan, aynı zamanda ‘Bafra Ovası’ da denilen 550km2 bu alüvyal düzlük, Kızılırmak’ın getirdiği alüvyonların biriktirmesi sonucunda oluşmuştur. Deltanın oluşum ve gelişimi zannedildiği gibi basit değildir. Güneye doğru bir takım basamakların varlığı deltanın kuaterner esnasında bir takım safhalar halinde gelişmeler gösterdiğini, denizin östatik hareketlerinin bunda önemli bir rol oynadığını göstermektedir. Denizin alçaldığı glasyal safhalar yarılmalara, interglasyal safhalar ise alüvyal birikimlere sahne olmuştur. Ova, bugünkü şeklini Flandriyentransgresyonundan sonra almıştır. Yani en önemli gelişim, Holosen’de son 10 000 yıl içerisinde vuku bulmuştur. Daha önceleri deniz kenarında bulunması gereken Samsun’a bağlı Bafra İlçesinin olduğu yer, bugün denizden 20m kadar yüksekte bulunmaktadır.

  19. Gediz Deltası • Gediz Deltası veya diğer adıyla ‘Menemen Ovası’ 70-80km2 bir alan kaplamaktadır. • Çok büyük bir ihtimalle, doğudaki eski Manisa kapalı havzasının Menemen bölgesinde gelişmiş bulunan eski bir akarsu tarafından kapılması ve böylece, bugünkü Gediz’in Ege denizine ulaşması sonucu getiren alüvyonların yığılmaları ile oluşmuş bulunan delta kuaterner yaşındadır. • Deltada kapmanın gerçekleştiği kısımda oldukça tipik gömük mendereslerin ve çevresindeki aşınım yüzeyleri depoları bulunmaktadır.

  20. Küçük Menderes Deltası • Diğer adı da ‘Selçuk Ovası’ olan küçük menderes akarsuyunun getirip, biriktirdiği alüvyonlarla dolmuş bulunan bu delta, tipik delta şeklinde değildir ve henüz gelişim safhasındadır. • Kaptür, muhtemelen bir glasyal devrede, denizin şimdikinden daha aşağıda olduğu zaman gerçekleşmiştir. İşte delta, bu devreyi takiben oluşumuna başlamıştır. Yığılan bu alüvyonlar, Flandriyentransgresyonu dolayısıyla deniz altında kalmıştır. O halde delta, yeni oluşum ve gelişim halindedir ve tamamen genç kuaterner yaşındadır.

  21. Büyük Menderes Deltası • Yapılan araştırmalar siklon şeklindeki Doğu-Batı yönlü, Büyük menderes grabeninin, Pliyosen sonları-kuaterner başlarında çöktüğünü göstermektedir. İşte bu çöken kısmı, 30km içerlere kadar Ege denizi suları doldurmuş ve ria durumundaki koy, çevreden gelen materyallerle dolmaya başlamıştır. İşte ilk etapta bu kısmın dolgu faaliyetleri son bulduktan sonra, bugünkü delta oluşmaya başlamıştır. Yapılan çalışmalara göre delta her yıl 1 m kadar denize doğru ilerlemektedir. • Üzerinde bir takım kopuk mendereslerin ve yer yer bataklıkların bulunduğu delta, genç kuaterner’de, Yeni Holosen’de şekillenmeye başlamış, halen de gelişimine devam etmektedir.

  22. Kıyı OvalarıAlanya-Antalya ovaları • Bölge, kuaterner esnasında önemli bir tektonik harekete uğramamıştır. Çünkü, post-villafranşiyen aşınım yüzeyi hemen her yerde aynı yükseltidedir. Bölgenin, sismik bakımdan da, ülkemizin diğer yerlerinin aksine hiç faal olmayışı bunu kanıtlamaktadır. Aynı zamanda, burada fay diklileri değil, fay sathı diklikleri söz konusudur.

  23. Anamur ve Bozyazı ovaları • Anamur ve Bozyazı kıyı ovaları, Akdeniz’in şimdiki düzeyinin çok daha altında, muhtemelen Würm buzullaşması esnasında -90 metreye kadar inmiş bulunan kaide düzeyine göre, farklı aşınım sonucunda fazlaca aşınmış ve daha sonra Flandriyentransgresyonu ile bu kısımların dolması sonucunda oluşmuşlardır. Esasen Silifke- Antalya arasında ve nerdeyse tüm kısımlarda durum aynıdır. Flüvyal taraçalar ise, Würm veya post-glasiyal safhalarındaki osilasyonlarla ilgili olarak oluşmuştur.

  24. Kıyı Taraçaları • Bilindiği gibi Akdeniz sektöründe, dolayısıyla ülkemizin de içine alan çok geniş bir alanda, deniz seviyesi Kuaterner esnasında çok değişik salınımlar göstermiştir. Bugünkü seviye en az 4 kere alçalmış, bir o kadar da yükselmiştir.Glasyal devrelere rastlayan alçalmaların en sonuncusunda, yani Würm’de, deniz seviyesi -90 metreye inmiştir. Diğerlerinde ise bir kesinlik yoktur. Deniz seviyesinin her inişi, yani transgresyon, bir takım değişiklikler daha doğrusu çeşitli yükseltilerde denizel taraçalar oluşmuşlardır. Çünkü, deniz seviyesi alçaldığında, eski deniz gibi, depoları ile birlikte yüksekte kaldığından, söz konusu taraçalar oluşmuşlardır. Bunları bugün, hemen bütün kıyılarımızda, bazen tipik, bazen aşınıp ortadan kalkmış olarak görmekteyiz.

  25. Yurdumuzun Karadeniz kıyılarının: özellikle orta kesimlerinde, Marmara’nın: hemen her tarafında, Akdeniz kıyılarının ise: batı(Antalya) ve doğu kesimlerinde, Kuaterner’in değişik devrelerinde bir takım denizel taraçalar oluşmuştur. Bunlardan bir kısmı, sonraki neotektonik hareketlerle deforme olmuşlardır. Ege denizi kıyılarında ise: bu tip taraçalara rastlanmayışı Egeidkıt’asının son epirojenik hareketlerle yavaş yavaş çökmesi ve halende çökmeye devam etmesi nedeni iledir.

  26. KUATERNER’DE OLUŞMUŞ DİĞER KIYI ŞEKİLLERİ • Bunların başlıcalarını kıyı okları, kıyı kordonları, tombolo’lar, kıyı çentikleri,lagün gölleri, faal ve ölü falezler, sabit ve hareketli kumullar vs. teşkil ederler. • Kıyı okları ve kıyı kordonları oldukça yeni şekiller olup, hemen bütün deltalar ve kıyı ovalarında görülmektedir.

  27. Kuaterner esnasında oluşmuş ve oluşmaya günümüzde de devam etmekte olan sayısız aktif falezler ile, oluşumu sona ermiş ölü falezler hemen bütün kıyılarımızda görülmektedir. • Bunların önlerinde genişlikleri yer yer değişen, ince uzun şeritler halinde uzanan kıyı ovaları, abrazyon platformları ve plajlar bulunmaktadır.

  28. Bazı falezler üzerinde de, denizin şimdikinden daha yüksekte bulunduğuna işaret eden kıyı çentikleri görülmektedir. Bunlardan biri:Foça kıyılarında bulunmaktadır. • Bazı kıyı sektörlerimizde görülen Yalıtaşları ise Kuaterner’in yeni oluşukları halinde karşımıza çıkmaktadır. Bunlara daha çok Akdeniz ve Ege denizi kıyılarında rastlanmaktadır.

More Related