1 / 31

KÜRESELLEŞME

KÜRESELLEŞME. KÜRESELLEŞME; Sanayi toplumundan,. bilgi toplumuna geçişin yol açtığı değişimler sonucu ortaya çıkmıştır.

ninon
Download Presentation

KÜRESELLEŞME

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. KÜRESELLEŞME

  2. KÜRESELLEŞME; Sanayi toplumundan,

  3. bilgi toplumuna geçişin yol açtığı değişimler sonucu ortaya çıkmıştır.

  4. Küreselleşme; uluslararası mal ve hizmet ticaretinin artması, doğrudan yabancı yatırım ve kısa dönemli sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, çok uluslu işletmelerin oynadıkları rolün değişmesi, üretim ağlarının uluslararası çapta yeniden organizasyonu, teknolojik yeniliklerin, özellikle bilgi teknolojisinin ivme kazanması ve yaygınlaşması ve kuralsızlaştırmanın benimsenmesi ile dünya ekonomisinin bütünleşmesi süreci olarak tanımlanabilir.

  5. KÜRESELLEŞME DÜNYANIN ULUSLAR ARASI BİR PİYASA HALİNE GELMESİDİR.

  6. KÜRESELLEŞME DÜNYANIN KÜRESEL BİR KÖY HALİNE GELMESİDİR.

  7. KÜRESELLEŞMENİN ORTAYA ÇIKIŞI VE GELİŞİMİ

  8. 1970’Lİ YILLARIN SONUNDA • Gelişmiş ülkeler için sermayenin kar oranındaki düşüş, • Gelişmiş ülkelerin yeni pazar arayışları, • Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik alandaki devlet müdahalelerinin ortadan kaldırılması, • küreselleşmenin doğumuna zemin hazırlamıştır.

  9. 1980’Lİ YILLARA GELİNDİĞİNDE İSE; • Özelleştirme, • Deregülasyon, • Bilimsel ve teknolojik alanlardaki hızlı gelişmeler, • küreselleşmenin tüm dünyanın gündemini oluşturmasında etkili olmuştur.

  10. Küreselleşme süreci bir paradoks haline gelmiştir. Paradoks kendi içinde çelişki gibi görünen doğruluğu ya da yanlışlığı kanıtlanabilen bir önermedir. Bu kapsamda küreselleşme olgusu da küreselleşme karşıtı olanlar ve küreselleşme yanlısı olanlar niteliğinde iki dinamik meydana getirmektedir.

  11. KÜRESELLEŞMEYİ SAVUNANLARIN GÖRÜŞLERİ

  12. Küreselleşme savunucularına göre, teknolojiyi geliştirmiş bir ülke az gelişmiş bir ülkeyi pazar olarak görecek ve az gelişmiş ülkeye yatırım yapan gelişmiş ülkeler küresel normların baskısı nedeniyle yüksek kalitede ürünü ve teknolojiyi bu ülkelere götürmek zorunda kalacaklardır.

  13. Rekabetin artması, fiyat rekabeti yoluyla tüketiciye mal ve hizmetlerde daha fazla seçme olanağı verecek ve bu gelişme de yaşam seviyesini yükseltecektir. Dolayısıyla, küreselleşmenin insanların hayatı üzerinde önemli etkileri olacaktır.

  14. Sonuçta neo-liberal iktisatçılar için küreselleşme beklenmedik bir nimet olmuştur. 1980'lerin monetarist ve radikal bireyci politik deneylerinin uğradığı başarısızlığın sonrasında yeniden hayata dönüşü sağlamıştır. Ulusal ekonomik yönetim döneminde uygulanan emek hakları ve sosyal refahın, Batı toplumunun Asya'nın yeni endüstrileşen ekonomileri karşısındaki rekabet gücünü kıracağını ve bunların büyük ölçüde kısılması gerektiğini savunmaya başlamışlardır.

  15. KÜRESELLEŞME KARŞITLARININ GÖRÜŞLERİ

  16. Günümüzde küreselleşme en yoğun biçimde sermaye ve finans piyasalarında gözlenmektedir. Bununla beraber, üretim faktörlerinden emek sermayeye benzer bir hareket serbestisine sahip bulunmamaktadır. Bu bakımdan küreselleşme, kendi içerisinde bir çelişkiye düşmekte ve bu noktada sıklıkla eleştirilmektedir.

  17. Küresel kapitalist sistem bir imparatorluğa benzetilmektedir. Bu bakımdan, onun da tıpkı bir imparatorluk gibi merkezi ve çevre birimleri vardır. Merkez, çevre birimler pahasına yarar sağlamaktadır. Daha da önemlisi, küresel kapitalist sistemin bir takım emperyalistçe eğilimler sergilediği ileri sürülmektedir. Buna göre, bu sistem denge aramaktan çok, genişlemek peşindedir ve yayılmacı eğilimler sergilemektedir. Yayılmacılık burada coğrafi anlamda değil, insanların yaşamları üzerindeki etkinlik bağlamında kullanılmaktadır.

  18. Sonuçta, sermayenin akışkanlığını artırıp, kaynakların etkin kullanımına olanak sağlaması gereken küreselleşme, dünya üretim ve ticaretini büyük tekellere bırakarak, büyük sermayenin kârlılığını artırdığı ve spekülasyona zemin hazırladığı gerekçesiyle eleştirilmektedir. Gerçek anlamda küresel bir toplum yaratmaya yönelik küresel düşünce ise, henüz ne hükümetlere, ne de şirketlere yerleşmemiş gözükmektedir.

  19. Küreselleşmenin gelişmiş ülkelerde çalışma hayatı ile ilgili ortaya çıkardığı sorunlar şöyle özetlenmektedir: • İşsizlik, yapısal bir özellik taşımakta ve yaygınlaşmaktadır. • İşgücünün esnek kullanımı adı altında geçici çalışma, kısmen çalışma, alt-işverenlerle (taşeron) çalışma gibi uygulamalar artmaktadır. • Toplu pazarlıklar iş yeri /işletme düzeyine kayarken, yeni yönetim uygulamaları ile işçilerle doğrudan ilişkilere önem verilmekte ve sendikaları devreden çıkarma eğilimi artmaktadır. • İşgücünün esnek kullanımı, ücretlerin esnekleştirilmesini de beraberinde getirmektedir.

  20. J. Brecher, Nation dergisinde yayınlanan "Global Village or Global Pillage" başlıklı yazısında denetim altına alınmayan küreselleşmenin tahrip edici tehlikeli sonuçlar doğuracağını belirttikten sonra, bunları aşağıdaki şekilde sıralamaktadır: • Ülkelerin ve toplulukların ulus ötesi şirketleri çekebilmek için giriştikleri yarış ücretlerde, sosyal ve çevresel şartlarda bir düşüşe neden olacaktır. • Kontrol altına alınmayan küreselleşme küresel bir ekonomik durgunluğa neden olacaktır. • Küreselleşme hem dünyadaki ülkeler arasında hem de ülkelerin kendi içerisinde zengin ve yoksullar arasındaki uçurumu arttırarak bir "kutuplaşmaya" yol açacaktır. • IMF, Dünya Bankası ve GATT gibi kurumların ulusal ekonomiler üzerindeki etkisi artacaktır. • Küreselleşmeyle birlikte ulusal hükümetler kendi ekonomilerini yönetme güçlerini büyük ölçüde yitireceklerdir. • Ulus ötesi şirketlerin dünyanın en güçlü ekonomik aktörleri haline gelmeleri bunları başıboş duruma getirecektir. • Küreselleşme rakip ticari bloklar arasında çatışmaya ve kaosa yol açacaktır.

  21. ATTAC INTERNATİONAL FİNANS PİYASALARINI SİLAHSIZLANDIR!

  22. Yatırım sermayelerinin küreselleşmesine karşı hareket, Seattle, Prag, Cenova ve Brüksel’deki gösteriler ile birlikte gündeme gelmiştir. Dünyanın dört bir yanından küreselleşmenin günümüzdeki biçimine karşı çıkan ve refahın adil paylaşımı için mücadele eden Attac, gittikçe büyüyen ağı ile örgütlenmektedir.

  23. “Küreselleşme karşıtları” olarak adlandırılarak saf dışı bırakılmaya çalışılan Attac ve diğer gruplar, sadece güçlü olanların hakkını savunan bir küreselleşmeyi eleştirmektedirler. Küresel kurumların, insanlığın birlikte gelişmesi için kurallar belirleyerek demokratikleşmesini ve küreselleşmenin sağladığı artı değerden dünyanın tümünün yararlanmasını talep etmektedirler. Başka bir dünya kurgulamanın gerekliliğine ve olabilirliğine yaptıkları vurgu ile günümüzün sıkı bir eleştirisini de yapan Attac, küreselleşmenin tüm insanlık için eşit bir kalkınma olanağı sunmasının yollarını anlatmakta ve sormaktadır.

  24. Tam adı “Association pour une Taxation Financieres pour l’aide aux Citoyens” olan Attac, 1998’de kuruldu ve iki yıl gibi kısa bir zaman içinde Fransa’daki siyasi-ekonomik tartışmaların artık daha fazla duymamazlıktan gelinemeyen sesi haline gelmiştir.

  25. Attac örgütleri sadece Fransa’da değil, bugüne kadar otuz ülkede oluşmuştur. Özellikle Avrupa’da, ama Kanada, Senegal ve Brezilya’da da bu tür örgütlenmeler ortaya çıkmıştır. Küresel finans düzeninin adaletsizliğine ve yıkımına karşı yapılan her büyük çaplı gösteride Attac bayrakları göze çarpmaktadır.

  26. Attac ilk önce küreselleşmeye karşı dünya çapında protestolara neden olan arka plandaki ekonomik ve siyasi olgulara işaret etmek istemektedir. Bu yüzden Attac girişimlerine, finans-siyasi süreçlerin ve kararların analiziyle başlamaktadır.

  27. Attac ve diğer gruplar, kendi talepleriyle pek uğraşmak istemeyenler tarafından genellikle “küreselleşme karşıtları” olarak adlandırılıp saf dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. Oysa Attac gerçekte, dünya çapında ancak güçlü olanların çıkarlarını savunan küreselleşmeyi eleştirmektedir. Bu tür bir küreselleşme fikrinin karşısına, küresel kurumların insanlığın birlikte gelişmesi için kuralları belirleyecek şekilde demokratikleşmesini talep etmektedir.

  28. ‘Mesele geleceğimizi tekrar ellerimize almaktan başka bir şey değil.’ BERNARD CASSEN Attac-Fransa Başkanı

  29. Küreselleşme sürecinde özellikle gelişmiş ve az gelişmiş ülkeler arasında yaşanan gelir dağılımı adaletsizliği hem ülkeler , hem de ülke içindeki gruplar açısından küreselleşmeye yönelik en önemli tehdidi oluşturmaktadır. 2000 yılı İnsani Kalkınma Raporuna göre en zengin %20 lik gelir grubu dünya gelirinin %86'sını , ortadaki %60'lık grup dünya gelirinin %13 ünü , en alt %20 lik grup ise dünya gelirinin %1 ini almaktadır. Yine mal ve hizmet ihracatındaki payı en zengin %20 nin %82 iken en alt %20'lik dilimim payı %1'dir(HDR,2000) Bilgi ve enformasyon teknolojilerinin rekabette üstünlüğü yarattığı bir dönemde , yeni enformasyon teknolojilerini yaratan ve kullanan ülke ve grupların gelişmiş ülkeler olması ülkeler arasındaki eşitsizliği daha da arttırmaktadır.

  30. Sonuçta, küreselleşmenin gerek ulusal gerekse uluslararası boyutta yoksulluğu ve eşitsizlikleri büyüttüğü ileri sürülebilmektedir. Yoksulluk, gelişmiş kapitalist ülkeler içinde dahi sosyal bir yara haline gelmeye başlamış, dünya ölçeğinde gelir eşitsizlikleri dayanılmaz boyutlara varmıştır. Yalnızca küreselleşme karşıtları değil, küreselleşmeye umut bağlayanlar da böyle bir eşitsizliğin yeni sorunlar ve küresel çatışmalar yaratmasından endişe duymaya başlamışlardır. Günümüzde, ulusların ve dünyanın bu yükü daha ne kadar taşıyabileceği tartışılmaktadır.

  31. ASİYE ÜSTÜNDAĞ PELİN GÜRSES

More Related