1 / 45

DUYULAR

DUYULAR. Duyu ve algı Duyu: Fiziksel bir enerji sonucu duyu organlarının uyarılması Algı: Uyaranların beyin tarafından ayrıştırılması, anlamlandırılması ve işlenmesi. Ancak beyin bu süreçte pasif bir anlamlandırıcı değil duyusal süreçleri başından itibaren düzenleyen bir organdır.

michi
Download Presentation

DUYULAR

An Image/Link below is provided (as is) to download presentation Download Policy: Content on the Website is provided to you AS IS for your information and personal use and may not be sold / licensed / shared on other websites without getting consent from its author. Content is provided to you AS IS for your information and personal use only. Download presentation by click this link. While downloading, if for some reason you are not able to download a presentation, the publisher may have deleted the file from their server. During download, if you can't get a presentation, the file might be deleted by the publisher.

E N D

Presentation Transcript


  1. DUYULAR

  2. Duyu ve algı • Duyu: Fiziksel bir enerji sonucu duyu organlarının uyarılması • Algı: Uyaranların beyin tarafından ayrıştırılması, anlamlandırılması ve işlenmesi

  3. Ancak beyin bu süreçte pasif bir anlamlandırıcı değil duyusal süreçleri başından itibaren düzenleyen bir organdır. • Duyarlılık : Duyu organı üzerindeki etki uyaranın şiddetine bağlıdır. • Beyin, algılama sürecinde bu şiddetin düzeyine duyarlıdır ancak bu düzey deneyimlerle değiştirilebilir. • Buna geri yansıtma denilir.

  4. Mutlak Eşikler

  5. Mutlak eşik bir uyaranın verilen zamanın %50’sinde fark edildiği değerdir. • Fark etme eşiği ise bir ortamda değişiklik olduğunu fark etmemiz için gereken minimum oranı ifade eder. • Weber kesiri: Bir odada yanan 20 mum varsa ve yeni bir mumum yandığı farkedilebiliyorsa (20’de 1: 100’de 5), 100 mumun olduğu durumda yeni mumların farkedilebilmesi için 5 muma ihtiyaç vardır.

  6. Diğer bir fark etme eşiği iki uyaranın birbirinden farklı olduğunun söylenebilmesi için uyaran şiddetinde gereken minimum farktır. • Buna ayırt edilebilir fark denilir. • Örneğin iki ışık arasındaki ayırt edilebilir fark minimum 1 watt’dır. • Bu kişiden kişiye değişebilir.

  7. Sayfa 110 Tablo 4.2: Çeşitli duyusal nitelikler için ayırtedilebilir farklar.

  8. Uyaranların fiziksel özellikleri ile bu uyaranların psikolojik olarak deneyimlenmesi arasındaki ilişkiyi inceleyen dal Psikofizik’tir.

  9. Stevens yasası: Algılanan psikolojik şiddet, fiziksel şiddetin güç fonksiyonudur ve r değerine dönüştürülerek ölçülür. • r değeri 1.0’dan ne kadar yüksekle fiziksel şiddet (dolayısıyla algılanan psikolojik şiddet ) o kadar yüksektir. • Tehlikeli uyaranların (aşırı sıcak , elektrik şoku vs.) katsayısı her zaman 1.0’dan yüksektir.

  10. SİNYAL TESPİT KURAMI • İnsanlar duyulara bağlı olarak hatalar yapmaya meyillidirler. • Sinyal Tespit Kuramı bu hataların nasıl yapıldığını açıklamaya çalışır.

  11. Hataların temel nedeni bireylerin bir uyarana tepki göstermesi için gereken fiziksel şiddete farklı derecelerde duyarlı olmasıdır.

  12. Bazı kişiler bir uyarana tepki vermek için güçlü fiziksel uyaranlara ihtiyaç duyarlar. Bu kişiler sıklıkla düşük düzeyde yanlış alarm ve isabet gösterirler. • Yanlış alarm: Olmayan bir uyaranı olmuş gibi duyumsama. (Sinyalin olmadığı durumlarda sinyal varmış gibi duyumsama) • İsabet: Sinyalin olduğu durumlarda sinyali duyumsama

  13. Bazı kişiler ise sinyalin olduğu ya da olmadığı tüm durumlarda sinyal varmış gibi duyumsayabilirler. • Bu durum hem isabet hem de yanlış alarm olasılığını artırır.

  14. DUYUSAL KODLAMA Uyaran Duyu Reseptörleri Beyne elektrik sinyallerinin iletilmesi Elektrik sinyallerinin kodlanması

  15. Bu kodlama uyaranın yoğunluğu ve niteliğine göre değişir • Uyaranın yoğunluğu nöral dürtülerin sayısıyla ,bu dürtülerin belirli bir zaman dilimi içindeki sıklığıyla ya da aktive olan nöron sayısıyla ilişkili olabilir. • Uyaranın niteliği ise farklı uyaranlara duyarlı özel nöronlara ve bu nöronların izlediği yollara bağlı olarak algılanır.

  16. GÖRME

  17. Rodlar gece görmek için tasarlanmıştır. Düşük yoğunluğa duyarlıdırlar. Renksiz duyuma yol açarlar. • Koniler gündüz görmek için tasarlamıştır. Yüksek yoğunluk ve çözünürlüğü (renk algısını) meydana getirirler.

  18. Bir nesneye odaklandığımızda bu nesneyi göz çukuruna (fovea) düşürürüz. • Buradaki reseptörler (koniler) daha yoğun olduğundan, nesnenin ayrıntıları daha fazla algılanır. • Fovea’dan perifere doğru gidildikçe konilerin yoğunluğu azalır, rodlarınki artar.

  19. IŞIK, ŞEKİL VE RENKLERİ GÖRMEK • Işık farklı düzeylerde duyarlılığan sahip rod ve konilerin, ayrıca bunlara bağlı gangliyon hücrelerinin birlikte çalışmasıyla görülür. • Şekiller özellikle fovea’ya düşürülen nesnelerin görüş keskinliğine bağlı olarak görülür. • Renkler görme sistemimizin farklı dalga boylarını farklı renklere dönüştürmesiyle görülür.

  20. İnsanlar 400-700 nanometre aralığında 150 renk tonunu (dalga boyunu) ayrıştırabilir. • Birbirinden farklı iki renk tonunu ayırdedebilmemiz için 2 nanometre aralık yeterlidir. • Yani iki dalga boyu arasındaki ayırt edilebilir fark 2 nanometredir.

  21. Parlaklık (rengin ışığı yansıtma oranı) ve doygunluk (rengin saflık oranı)değerlerindeki farklılaşmayla birlikte ayırt edilebilir renklerin sayısı 7 milyona ulaşmaktadır. • Ancak beynimiz çoğunlukla tüm renkleri üç temel rengin versiyonlarına (metamerlere) dönüştürmektedir. • Bunun nedeni, gereksiz bilgiyi süzgeçten geçirmek ve enerjiyi boşa harcamamaktır.

  22. Renk körlüğü üç renk yerine (trikromat), iki renk (dikromat) ya da tek rengin (monokromat) ayrıştırılabilmesidir. Monokromatlar yalnızca gri ve grinin tonlarını görebilirler.

  23. Trikromasi Kuramı: Renklerin nasıl görülebildiğini açıklamaya çalışan bir kuramdır. • Bu kurama göre retinada 3 tür koni bulunmaktadır: • Maviye duyarlı olanlar • Yeşil ve sarıya duyarlı olanlar • Kırmızıya duyarlı olanlar

  24. Bu 3 tür koninin birlikte çalışması renk duyumunu belirlemektedir.

  25. Alternatif bir kuram: Karşı Renk Kuramı • Bu kurama göre reseptörler birbirine zıt şekilde çalışan çiftler şeklinde organize olmuştur. • Mavi-Sarı • Kırmızı-Yeşil • Siyah-Beyaz

  26. Bu iki kuram görme işlemimizin belirli bir gerçeğine işaret etmektedir ve aslında birbirini tamamlamaktadır.

  27. İŞİTME • Fiziksel uyaran: Ses dalgası

  28. Dalga sıklığı (frekans ) ve dalga genişliği (desibel) ses dalgasının fiziksel özellikleridir. • Sağlıklı bir genç yetişkin 20 ve 20.000 hertz arasındaki frekansları işitebilir.

  29. İşitme için kritik bölge iç kulaktır. • Ses dalgaları burada beyne iletilecek elektrik sinyallerine dönüştürülür. • Dönüştürenler ise ses dalgalarıyla titreşen kıl hücreleridir. • Bu kıl hücreleri yaklaşık 31.000 işitsel nörona bağlıdır. • Bu nöronlar da işitsel sinirin parçasını oluşturur.

  30. İşitmedeki sorunlar ileti kaybından ya da kıl hücrelerinde meydana gelen hasardan kaynaklabilir. • Kıl hücrelerinde meydana gelen hasar kalıcı işitme kaybına neden olur.

  31. İşitmeyle ilgili kuramlar: • Frekans kuramı (zamansal teori) : Bazal zarın bir bütün olarak çalıştığını ve ses dalgasına tepki olarak bir bütün olarak titrediğini savunur. • Yer kuramı: Bazal zardaki değişik bölümlerin değişik frekanslara tepki verdiğini savunur.

  32. Her iki kuram da doğrudur. • Düşük frekanslı seslerde zar bütün olarak, yüksek frekanslı seslerde ise özel bölgeler şeklinde titrer.

  33. KOKU ALMA • En ilkel duyu organlarımızdan biri olmasına rağmen görevi kritik. • http://www.youtube.com/watch?v=KvK4u8LryLI

  34. Feromonlar hayvan dünyasındaki iletişim için çok önemli. • İnsanlarda da (özellikle kadınlarda) feromonların dolaylı etkileri söz konusu olabilir.

  35. Hatırlatma: Geri yansıtma • Parfüm imalatçılarında koku alma duyarlılığı ortalama bir insandan daha fazla gelişmiştir.

  36. TAT ALMA Acı Ekşi Tuzlu Tatlı ve Yağlı

  37. Tat alma becerisi anne karnında başlar ve çevresel faktörlerle şekillenir (yemek yeme alışkanlıkları). • Bu beceri de geri yansıtma yöntemiyle geliştirilebilir.

  38. DERİ YOLUYLA DUYUMSAMA • BASINÇ • Bize dokunma hissini veren derimizin üzerindeki basınç değişimidir. • Bu basit fizyolojik olay aslında tüm sosyal yaşamımızı biçimlendiren bir mekanizmadır.

  39. ISI • Sıcağa ve soğuğa duyarlı deri altı reseptörleri tarafından algılanır. • Çok yüksek sıcaklıklarda ve soğuklarda her iki reseptör tipi de çalışır. • Kendi vücut ısımızı algılamak da bu reseptörler sayesinde olur.

  40. ACI • Acıyı hissetmek (derideki veya vücut içindeki) hayatidir. • Farklı acıları farklılaşmış (uzmanlaşmış) reseptörler algılar. • Fazik acı: Kısa süreli ani acı • Tonik acı: Hasara bağlı oluşan uzun süreli acı

  41. Acıyı hissetmek fiziksel olduğu kadar zihinseldir. • Kapı Kontrol Kuramı (Gate Control Theory of Pain) • Acı yalnızca deri altı reseptörlerin değil omurilikteki sinir hücrelerinin de çalışmasıyla hissedilir. • Eğer omurilikteki nöral kapı beynin belli bir bölgesindeki nöronların aktif olmasıyla kapanırsa acı hissedilmez. • Morfin/endorfin gibi kimyasallar ya da akupunktur gibi yöntemler bu kapının kapanmasına yardımcı olabilir.

More Related